05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET2 12NİSAN1994SALI Değişik teknolojilerin denendiği minik araçlann giysileri hazır Geleceğin 'kentotomobili',motorunu anyorHaber Merkezi- Stuttgart'taki Mercedes Müzesi'nde 4 martta dÜ2enlenen fuarda. piyasaya çıkışı 1997 yılı olarak belirlenen mini-kompakt arabalann tanıtımı yapıldı. Henüz, mini otomobillerin benzin ya da dizel motoru mu yoksa elektrik gücü ile mi çalışacağı kesinlik kazanmış değil. Çünkü şimdilik yalnızca dizaynlan tamamlanmışdurumda. Bu nedenle fiyatlan da kesinlik kazanmamış olmakla beraber, tahmıni değerleri 20 bin mark dolayında. Tam bir şehir arabası Rover firmasının ürettıği Austin Mini, bu mini kent otomobillerinin öncüsü ve ilkel tipi olarak nitelendirilebilir. 3.5 metre boyundaki Austin Mini'yı tehdit eden yenı mini otomobil modellen arasında Renault Tvvingo çarpıyor göze. Fakat, 3.43 metre boyundaki Tvvingo, gerçek bir mini şehir arabasının ölçülerinin üzerinde. Bu tipteki arabalar, düşük vites kapasiteleri ile, adından da anlaşıldığı gibi tam bir şehir arabası niteliğinde. En büyük avantajlan da hava kirliliğini çok düşük oranda etkiliyor olmalan. Daha fazla sürat imkanı sağlayan arabalar ise u tipteki arabalar, düşük vites kapasiteleri ile, admdan da anlaşıldığı gibi tam bir şehir arabası niteliğinde. En büyük avantajlan da hava kirliliğini çok düşük oranda etkiliyor olmalan. elektrik gücü ile çalışanlar. Diğer 50-70 km. hız yapan otomobillere oranla, 90 km.'ye kadar çıkabilıyorlar. Ancak elektrikli otomobiller şimdilik çoğu yerde tartışma İconusu. Sözgelımı, Los Angeles'ın Califomıa eyaletınde geliştirilen bir model, 100 kılometrelık mesafeyi kapsayan bu bölgede, düşük sürat özelliği yüzünden yetersiz bulunuyor. "Clean Alr Act" adı altında başlatılan bir kampanya kapsamında üretimıne gınşilen bu arabalar hava kırlıhğı açısından umut verici olmasına karşın, hızı nedeni>le "şanssız" görülüyor. Bu seçeneğın ancak "daha hızlı" yeni elektrikli modellerle cıddiye alınabileceği belirtiliyor. Sonuçta önemle üzerinde durulan konu, hava kirliliğini etkilemeyecek bir motor gücü. Bu amaçla değişik motor tipleri üzerinde çalışılıyor. Dizel Motoru: Kataüze edilmemiş halde ıken bile hava kirliliğini, benzinle çalışan arabalardan daha az etkileyen dizel motoru, kısa bir süreden beri "küçük fonnaflarda üretilmeye başlandı. 100 kilometrede 3-4 litre harcayan Citroen AX, ekonomik arabalar arasında dünyadaki birinciliğini sürekli olarak korumakta. Elektrikli Motor: Hava kirliliğini hiç etkilemeyen, sessiz ve ekonomik olan bu arabalann avantajlannın yanı sıra, elektriği depolama problemi henüz çözüme ulaşünlamadı. Şu ana kadar üretilen kurşunlu akülerin aksine. Fransa'da üretimine başlanan Nikel-cadmium bileşimi aküler çok daha hafıf ve uzun ömürlü. Üretialerin hâlâ üzerinde çalıştıklan elektrikli arabalara düşünülen en son sistem ıse, diğerlerinden çok daha yüksek bir randımana sahip olan fakat, yüksek derecede ısı saçan sodyum-sülfür bileşimi içeren aküler. Hibrit Sistemi: Jeneratöre bağlı olarak benzin, dizel hatta gaz gücü ile çalışan termik bir motorun aküde depolanmak üzere elektrik üretmesine dayalı. Bu sistemde Belirli bir süre için, motor gücü ile çalıştınlan araba, yeterli ölçüde elektrik depolandıktan sonra akü gücü ile çahşmaya devam ediyor. Akü zayıfladığında, motor kendiliğinden devreye gjriyor ve tekrar elektrik üretip depoluyor. Yeni geliştirilen bu sistem, elektriği depolama problemini ortadan kaldınyorsa da. birbirine bağlı ıki ayn motorun ayn araçta varlığını zorunJu kıldığı için daha pahalı ve karmaşık bir yapı olarak ortaya çıkıyor. Guatr, kadını dahaçok seviyor SAMSUN (AA) - Samsun'da yapılan bir araştırma sonucu, kadınlarda. erkeklere oranla 3 katı daha fazla guatr hastalığı (hipertyroidi) tespit edildı. Samsun Devlet Hastanesi ıç hastahklan uzmanı Dr. Emin Dinççağ ve bıyokimya uzmanı Dr. Seiim Bozkurt tarafından, 1100 hasta üzerinde T3 ve T4 adı verilen guatr testlen uygulandı. Bu testler sonucu, guatr bezinin fazla çabşma oranı (hipertyoidi) erkeklerde yüzde 22.7 iken, bayanlarda yüzde 87.5 olarak beÜrlendi. Guatr bezinin fazla çahşmasının, insanda titreme, terleme, carpıntı, kilo kaybı, aşın sinirlilik, ishal, hızlı konuşma, yerinde duramama, uykusuzluk, sıcağa tahammülsüzlük ve saç dökülmesi gibi şikayetlere neden olduğu bildirildi. Dr. Selim Bozkurt. hastahğın tedavi edilmemesi halinde kalp yetersizliğine, hatta ölüme dahi neden olduğunu sözlerine ekledi. Tarihi surlar harabeye döndü BURSA (AA) - Bizans ve Osmanh ımparatorluklanna başkentlik yapan ve çok sayıda kültür mirasını banndıran Bursa'nın İznik ilçesindekı tarihi surlar, bakımsızlık nedeniyle harabeye döndü. İznik Belediye Başkanı Mehmet Kaman, ilçedekı tarihi mirasa her zaman sahıp çıkmalanna karşılık, maddi imkansızlıklann daha fazlasını yapmalanna olanak vermediğini bıldırdi. Harabeye dönüşen tarihi surlann onanmının Kültür Bakanlığı'na ait olduğunu belirten Kaman, burada yapılacak onanm için belediye bütçesinin bile yeterli olmadığını, ancak surlann onanmı konusunda gerekli girişimlerin başlatıldığını kaydetti. Onanma gerekçe Kültür Müdürlüğü yetkilileri de, tarihi surlann mülkiyetinin Kültür Bakanlığı'nda olmaması nedeniyle onanmınm yapılamadığını, tarihi surlann bakanlığa gecirilmesi için girişimde bulunduklannı bildirdiler. İlçedeki tarihi mirasın onanmı için 100 milyar lirayı aşkın kaynağa ihtiyaç duyulduğunu ve beş yılhk bir calışma programıyla sorunlann çözümleneceğini ifade eden yetkıliler, şunlan söylediler: "Tarihi surlann Maliye arazisi üzerinde olması nedeniyle çalışma yapamıvoruz. Bakanlığa devri konusunda guişimde bulunuldu. Bize gectiği takdirdeçalışmay a hemen başlayacağız. Esasönemli olan, çevre y olu projesinin yaşama geçirilmesidir. Surlann kenarianndan geçen ağır tonajlı araçiar surian harap etmektedir." 5 kılometre uzunluğunda, 114 kule ve 4 ana gjriş kapısından oluşan tarihi surlar, 2. yüzyılda Romalılar tarafından yapıldı. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde ise tarihi surlara ilaveler yapıldı. Çevrekirliliğiyle biyolojik mücadele ADANA (AA) - Doğal dengenin korunması ve tanmdan kaynakla- nan çe\re kırlilığının önlenebılme- sı ıçın, kimyasal mücadele venne. biyolojik mücadeleye ağırlık venl- mesi gerektiği bildirildi. Çukurova Ünıversıtesi Ziraat Fakültesı Bitkı Koruma Bölüm Başkanı Prof.Dr. Nedim L'ygun, tanmdan kaynaklanan çevre kırlı- lığine karşı en etkılı yöntemin bı- yolojik mücadele olduğunu söyle- dı. Gelişmiş ülkelenn. kimyasal mücadelenın yarattığı olumsuz- luklan. biyolojik mücadele yönte- mıyle gidermeye çalıştıklannı ve önemli mesafe katettiklenni kay- deden Prof.Dr. Uygun, şöyle ko- nuştu: "Ülkemizde de, kimyasal müca- delenin yarattığı olumsuzlukları, bi- yolojik yöntemlerle yok etmeye çaba sarf etmeliy iz. Tarım ilaçlannın yarafrığı yan etkiler, insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Bu sorunlardan kur- tulmanın >olu. biyolojik yöntemle- rin etkin şekilde kullanılmasına bağlıdır." Ülkemızde. tanmsal savaş' de- nilmce akla kımyasal mücadelenın geldiğinı. kullanılan ılaçlann ya- rattığı yan etkılerin dikkate alın- madığını ifade eden Prof.Dr. Uy- gun. şö> le de\ am etti" "Ozellikle Çukurov a bölgesinde, kimyasal mücadele sırasında mey- dana gelen zehirlenmcler, çoğu za- man öliimle sonuçlanmaktadır. Bu- nun yanında çevreye >erilen zaran da dikkatlerden uzak tutmamak gerekir. Üreticiler, artık kimyasal müca- dele yerine, biyolojik mücadeleye ağırlık vermeli, büyük boyutlara ulaşan ekonomik kayıplan asgari- ye indirmelidirler. Bilinçsizce yapı- lan ilaçlamanın \erim kaybına ne- den olduğu, üreticilere anlatılma- lıdır." Biyolojik mücadelenın, kimya- sal mücadeleye göre 7-8 kat daha ucuz olduğunu da belirten Prof. Dr. Uygun, bu konuda ılgili bı kanlık ve kuruluşlann teşvik edıci çalışmalar yapması gerektiğini sözlenne ekledi. Riskli gebeliklerde uzmangerekli Hem gez hemdans et Uzakdoğu'mın kendine özgü "egzotik" gelenekleri, günümüzde de bütün canlıhğıyla süriiyor. Çoğunluğu yoksul olan ülkelenn insanlan, dört elle sanldıklan geleneklerini canlı tutarak yoksulluklannı unutmay a çalışıyorlar. Endonezya'nın Bali Adası'nda gezgin danscılann töreni bu geleneklerin canlı bir örneğini oluşturuyor. Bali'ye özgü bayramlık giy silerini giyen ada insanlan. sokaklarda dolaşıyor ve dans ediyorlar. Borang Dansı adı verilen bu törensel gösterinin hem dinsel, hem de toplumsal bir anlamı var Balililer için. Turistler açısından ise böylesine bir gösteri ve eller üsründe taşınan tahtırev anlarla yapılandanş son derece ilginç fotograf \e film malzemesi oluyor. (Fotoğraf: İZZET KERIBAR) GAZİANTEP (AA) - Riskli ge- belıklerin uzman kontrolünde ve bir sağlık kuruluşunda sonuç- landınlmasının. anne \e çocuk sağlığı için hayati önemi olduğu bildirildi. SSK Gaziantep Bölge Hasta- nesi. kadın-doğum hastahklan uz- manı Opr Dr. Ali thsan L'lutaş, Türkiye'de her yıl. çoğunluğu kırsal kesimde olmak üzere binler- ce anne ve bebeğin. hamılelik sı- rasındakı risk faktörleri nedeniyle hayatını kaybettiğinı söyledi. Hekim kontrolünde doğum Opr. Dr. Ulutaş. nsk kabul edı- len etkenlerden en az birinı yaşa- yan hamilelerin mutlaka hekım kontrolünde bulunmalan gerekti- ğini belirterek "Doğum bir klinikte y apılmalıdır. Çünkü, bu hamileler- de hem doğum olayı ayn özcllikler göstermekte, hem de anne \e bebe- ğe ilişkin sorunlar normale oranla sık göriilmektedir" dedi. Dış gebelık geçıren. düşük. er- ken doğum. ölü doğum ya da se- zaryen doğum yapanlann bir son- rakı hamileliklennde mutlaka he- kım kontrolüne başvurmalannı is- teyen Opr. Dr. Ulutaş. dığer yük- sek nskli gebelikler konusunda da şunlan söyledi: Riskli gebelikler "Daha önce 4 bin gramdan ağır bebek doğuranlar; karın ile ilgili ya da jinekolojik ameliyat geçimiş olanlar; 20 j aşın altında »e 32 yaşın üzerinde ilk kez hamile kalanlar; 40 yaşın üzerinde y a da 5'ten fazla do- ğum gerçekleştirenler; uzun süre çocuğu olmamış ve tedari sonucu gebe kalanlar; kan uyuşmazlığ bulunanlar; kalp, akciğer. böbrek, şeker hastalığı >e tüberküloz gibi herhangi bir sistemik hastalığı olan- lar; gebeliğinin ikiz, üçüz gibi çogul olduğunu bilenler ile gebeliğin ikinci yansında kanama geçirenler yük- sek riskli hamilelik sorunuyla karşı karşıyadır." Opr. Dr. Ulutaş. hamıleliğin \üksek risk taşımadığı hallerde bile anne adayının 7"nci aya kadar her ay. 8'inci aydan itibaren 15 günde bir ve son ay haftada bir kez doğum uzmaruna başvurması ge- rektiğını sözlenne ekledi. Termik santrallarda son moda: Deneme üretimi ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - Gökova Termik Sant- ralı, "deneme üretimi" adı altında. bir aydır enterkonekte sısteme bağlı olarak çahşmaya devam ediyor. Or- haneli Termik Santralf nda olduğu gibi. Gökova Termik Santralı'nın da gerekli ızmler alınmadan "de- neme üretimi" adı altında çalışmaya devam etmesi beklenıyor. Ortaya çıkan bu durum karşı- sında, Ören Belediye Başkanı Kazım Turan santralı mühürlemeye hazı- rlanırken Muğla Valisi Dr. Lale Ay- taman, "Şu anda deneme üretimi yapüıyor. Herhangi bir müdahale yapılamaz" dedi. Gökova Termik Santrah "deneme üretimi" adı altında çahşmaya de- vam ediyor. Yatağan Termık"te çalışan ışçıler- den 120'sınin geçıci olarak görev- lendırildiğı Gökova-Kemerköy Ter- mik Santrah'nda. Yatağan'ın iki katı enerji üretimi yapıldığı öğrenil- di. Santralın, sıcak su deşarjı ile Gö- kova Körfezi'ni olumsuz etkılediği bıldinldi. Santralın bir aydır deneme üreti- mi adı altında çalışünldığını ve Ya- tağan Termik Santralı'nın devre dışı kalmasından sonra da üretimin arttınldığını belirten Ören Belediye Başkanı Kazım Turan, santralın sıcak su dejarj sıstemıni mühürleye- ceklerini belirterek şunlan söyledi: orhaneli Termik Santrah'nda olduğu gibi, Gökova Termik Santralı'nın da gerekli izinler ahnmadan "deneme üretimi" adı altında çahşmaya devam etmesi bekleniyor. "Kamuoyumı aldatıyorlar. Bur- sa/Orhaneli'nde olduğu gibi santralı 'deneme üretimi' diye çalıştınyorlar. Öyle göriinüyor ki bu deneme üretimi uzun yülar alacak. Deneme üretimi sona erince santralı çalıştıramay a- caklar. Çünkü çalıştırılabilmesi için hiçbir önlemi auîıış değiller. Şu anda soğutmada kullanılmak üzere deniz- den su alıyorlar ve sıcak suyu doğru- dan denize veriy oriar. Körfezde balı- klar öbneye başiadı. Körfezde doğal denge olumsuz etkileniyor. Dejarj sis- teminin sağlıksızlığı bir yana, Kıyı Kanunu'na aykırı olarak denizin kıyısına kurmuşlar. Hazırhklarımız süriiyor. Gidip sistemi mühürleyece- ğk." Konuyla ılgili olarak kendısıylegö- rüştüğümüz Muğla Valısı Dr Ayta- man. santrala, deneme üretimindey- ken müdahale etmenın mümkün olmadığını belirterek şunlan söyle- di: "Gökova-Kemerköy Termik Sant- ralı emisyon ve baca gazı ile ilgili mü- racaatlarını yeni yapıyor. Lojman- larının evsel atıklanyla ilgili müraca- atlannı bize yapmâları gerekiyordu ve yaptılar. Biz de mahalli çevre kuru- lu karanyla bu izni verdik. Ancak de- nizden aldıklan suyun tekrar deşarjı ile ilgili olarak ilgili bakanhklarca bi- limsel bir rapor hazırlatılmasını iste- dik. O rapora göre izni y a veriririz y a da vermeyiz. Ancak şu anda denize yapılmakta olan deşarj da uygun de- ğil. Fakat 'deneme üretimi sırasında bu deşarjı yapamazsmız' diyemeyiz." Burada konuya ilişkin kendıleriyle görüştüğümüz Muğla İl Sağlık IVİü- dûrlüğü yetkılilen, Oren Belediyesi'- nın mühürleme gırişımi ile ılgili ola- rak "Bu. belediyenin tasarrufu. İster- se mühürleme yapabilir. Ancak de- neme üretimi sırasında deşarjı engel- levemezsiniz. Belki Kıyı Kanunu'na muhalefet nedeniyle bu mühürleme olabilir. Fakat bu da hukuksal sorun yaratabilir. Belediye bunu yapar ya da yapmaz demek aslında bizim görevimiz değil. Belediye böyle bir karar aldıysa dayanağım bulmuşrur hertıalde" dedıler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle