Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 12NİSAN1994SAU
KULTUR
. ULUSLARARASIISTANBUL FILM FESTIVALI
Atiara kavşı anumsız Mkıuuın filmiKühûr Servisi - Bır gun Bar-
tabas \e Gericault'un karşılaş-
masını duşlemek bıle oldukça
korkutucudur Çunku ıkısı de at-
lara dızgınlenemez bır tutkuyla
bağlanmıştır Theodore Gerica-
ult. tuvalmde ancak atın devınım-
lennı ve soyluluğunu yansıtabıl-
dığını duşunur
Ve ailara tutku>la bağlı olan,
koşan atlann gızemını çozmeye
çalışan. surekh at resımlen vap-
maktan kendını alıkovamayan
bu ressam 1824 yılında, 33 va-
şındayken attan duşerek >aşama
veda eder "Mazeppa" Gerica-
ult un. Byron un 1819 da vazdığı
bır şurden etkılenerek tuvalıne
vansıttığıunlubırresımdır Şıırde
Byron. 17 yuzyılda yaşamış baş-
ka bır asılın kansıvla gırdığı ılışkı
nedenıvle \ahşı bır ata bağlanıp
suruklenen Polonyah bır asılza-
denın oykusunu anlatır
Efsaneve gore at Mazeppa'nın
ha>atını kurtarmıştır Iştebubu-
vulu şıırden esınlenerek yaratılan
unlu tablo "Mazeppa" şımdı de
bır tıyatrocu olan Bartabas'ın ılk
fılmıne esın kaynağı oluvor Ço-
cukluğundan ben onlenemez bır
at se\gısı olan Bartabas. şımdıye
kadar tum tıyatro o\ unlannı fil-
me çekmış. fakat bu onun ılk ger-
çek sınema filmı
Aslında fılmın adı da sembolık
bır anlam taşıvor Mazeppa sa-
ravda çalışan genç \e sovlu bır
delıkanlıdır prensesm sevgısını
kazanmak ıçın patronu ona bır
ata sımsıkı bağlanarak çmlçıplak
dortnala koşması gerektığını sov-
ler Bu ovku Bvron u. \ ictor Hu-
go\u \e Gericault'u çok etkıler
Bartabas. filmınde bır karşılaş-
manın oykusunu sımge olarak
kullanır Romantık \e genç bır
ressam olan Gericault usta bır at
cambazı olan Franconi ıle tanışır
Franconi a\nı zamanda Olvmpı-
que Sırkı'nın sahıbıdır Gericualt
bu sırke yerleşır grupla bırlıkte
vaşamaya başlar \e gunlennı dt-
lar uzennde araştırmalar vapa-
rak geçınr Bu Franconi nın ken-
dı \e atlann \aşamını lehdıt ede-
cek derecede gelışmeve dırenme-
sıne kadar surer Eğer bu karşı-
laşma tam anlamıvla gerçekse
ovkunun gen kalanı bır "Barta-
bas" tantazısıdır
Fılmde başrolu ovnavan Is-
panva \e ItaKada çok tanınan
bır şarkıcı ve ov uncu olan Miguel
Bose bır anlamda Gericault nun
\ orumcusu "O, atlar gıbi hareket
edi>or. Fmir vermekten çok ku-
ralları uvgulamavı tercih edivor."
Mazeppa nın çekımlen genelde
Aubervilliers'teki Zingaro'da
gerçekle^mış Gericault gıbı atla-
ra du!}kun olan Bartabas ço^uk-
luğunda volun kenannda sadtler-
ce dıkılerek atlan gormeve
çdlışırmış Yaşamı bo\ unca. ken-
dını ıfade edebılmesı ıçın onemh
bır simge olmu^ atlar onun ıçın
"Atımla olan ilişkim, bir ke-
mancının kemanıyla olan Uişkisi
gibidir." dıve açıklıvor atlarla
olan ılışkısını Insanın dılını \e
dunyasını değıştırebıleceğını fa-
kat saplantılanndan asla kurtala-
ma>acağını duşunen Bartabas.
bu ılk smema filmınde atlara
karşı duvduğu amansız tutkuvu.
ıkı sanatçının olumsuzeserlennın
de vardımıyla gorsellığı ve muzığı
oldukça başanlı kullanarak
vansıtıvor
Ömer Uluç'un yeni arayışlannın, yeni denemelerinin toplamı Atatürk Kültür Merkezi'ndeki sergisinde
'Bence Türkiye bir renk dünyası'AHUANTMEN
Resmını surekh ıçınden geçtığı ama farkh
noktalara vardığı bır daıreye benzeten Ömer
Uluç'un >enı arayışlannın, venı denemelennın
toplamı olan sergısı, Ataturk Kultur Merkezı'-
nde 30 nısana dek suruyor
- \eni sergide yer alacak yapıtlannızdan söz
edebilir misiniz?
Bu sergide bır kere sayı olarak çok yapıt var
Bunlar, benım bu ve onumuzdekı yıİ Pans \e
Berbn'de yapacağım sergılenn provası bır an-
lamda Aslında her sergı bır prova Bız neye
hazırlanıyoruz pek bılmıyorum doğrusu Ser-
gıyı kuçumsemek ıçın soy lemıy orum 'prov a' ol-
duğunu. buraya çok onem verdığjm bılınır
Çok değışık ışler v ar bu sergide Boy lesı buy uk
bır mekânda. hep bır arada nasıl duracaklar.
bunu gormeye çalışıyorum Buyuk tuvallenn
yanı sıra bu sergide 'çıkmalı' resımlenm var
Bır form (veya varlık) resım alanının dışına çı-
kıy or, koşelennde duruy or. tu\ alın ıçını boşalt-
mak gıbı bır şey Bır de resmın daha çok 'de-
risiyle'uğraştığım. tırmalanarak vapılan resım-
ler \ar Ben resım yaparkcn. yuzevı sıhyorum
sankı, cam sıler gıbı Sonra bır de tamamıyla
espas sorunuyla uğraştığım. formları ıkı mekân
arasına sıkıştırdığım resımler goreceksınız bu
sergide
'Bir renk sanatçtsıyım'
- Bu 'çıkmalı resimlcriniz oldukça farklı...
Tuvalin dışına taşmak isteği nereden kavnakla-
nıyor?
Tuval sanatı. zaten aslında bır Batı sanatı
Bır zamanlar, "Bizde tuval yok, bizim geçmişi-
mizde sanat vok" dıyenler vardı Bız dc onlara
butun bu renk \e bıçımlenn ne olduğunu so-
rardık Bu ış Batı'da yapılır. çdnku Batı'ya aıttır
duşuncesı vardı Sankı başka ulkelenn bır renk,
bır bıçım duygusu. bır duyarlılığı yokmuş gıbı
Neyse, bunlar çok Batf cı bır kesımdı Şımdı de.
tuval bıtlı, enstalasy on v ar dı> orlar Bu da tabır
aynı tıp ınsanlann gosterdığı bır tavır Tuval.
bır satıh Bu saiıh. her şey olabıhr Bır bez olabı-
lır. tahta olabıhr. cam olabılır Bugun tekno-
lojı -gerçek anlamda modernızmden soz edı-
yorsak- resım sanatı alanına çok gırıyor Bır
kere resım sanatının ınkar cdılmesıyle gırıyor
Istenmıyor, karşı çıkılıvor. alav edılıyor Bır
plastık sanatçı. artık çok farklı ışler uretıyor
Bırısı "kıtsch' yapı>or. daha başkd bınsı tıyatro
dekorasyonu gıbı ışler yapıyor, bır dığen çıkıp
graffıtı yapıyor Sanatlar arasında artık ensta-
lasyon, tuval, fıguraüf veya so>ut, şu bu gıbı
pek aynm yapılamıvor Bugun daha çok "içten
bakış" dedığımız bır anlayışla. "Sanatçının bü-
yûk problematjği nedir" sorusundan başlaya-
rak sanatlar kategonlendınlıyor va da ısımlen-
dınlıyor Dolayısıyla benım gıbı bır sanatçıya
soylenecek şey, bır renk sanatçısı olduğumdur
Bugun boyada yeni bır teknolojık patlama
âdeta bır renk devnmı var Bu tabıı venı ımkân-
lar açıyor
• Yaratıcılık bütün dünvada
savaşlar, kıtlıklar da varken çıktı.
Hep güneşli günlerde çıkmadı ki!
Şanat biraz da eksikten çıkar.
İdeal cennette sanat olmuyor
pek. Bugünün Türkiyesi'nin en
büyük özelliği bence ülkenin
bütün çelişkilerini artık ortaya
çıkarmış olmasıdır.Biz artık
çelişkiler içinde olduğumuzu
kabul etmeliyiz ve taklitçiliği
ruhumuzdan kovmalıyız.
- Tuval resminin "ölüm ilanlarına" çok sık
rastlıyoruz ama. bir eleştirmenin dediği gibi. ce-
nazesi de bir tıirlü kalkmak bilmiyor... Bununla
birlikte dirildiğini de yazanlar var.
Bu. sanatın magazın kısmı doğrusu Bu tıp
şey ler. sanatın "içini" mutfağını gormeden her
zaman soylenmıştır Bır kere. bıter-bıtmez dıye
bır şey olamaz Bugun nasıl soyut-fıguratıf
karşıtlığı kahnadıysa. bazı ressamlar aynı satıh
uzennde hem fıguratıf hem de sovut elemanlan
bır arada kullanıyorsa. butun bunlan eleştır-
mek ıçın ortaya çıkan "enstalasvon >ar, tuval
bîtti", o ona karşı gıbı duşuncelen ben kabul
etmi)orum Bunu anlamıy orum Sanat bır oz-
gurluk alanıdır En buyuk ozgurluk alanıdır
Herkes ıstedığı şeyı yapmakta ozgur olmalıdır
Ama bu şekılde baskılar var, sonuçta bır ceza-
landırma ya da odullendırme yok ama baskılar
yaşanıyor Bunlar çok kafa kanştıncı olduğu
ıçın tamamen karşıyım
'Kesinlikle tutucu değilim'
- Bu çerçevede son serginize baktığımızda, tu-
valin elbette yok olmadığını ancak tuval resmi
yapan sanatçının kendine veni olanaklar
aradığını görüyoruz...
Tabıı, hıç şuphesız Her sanatçı, sanatının
butun ımkânlannı denemek ıster Ben bır kere
yapı olarak kesınlıkle tutucu bır adam değılım
Geleneklerle hesaplaşma meselesını her zaman
savundum ama tutucu değılım Geleneklere
bakmak gerekıyor Ama ben geleneklen.
çıkılması gereken bırer hapıshanc olarak goru-
yorum Aynca, benı heyecanlandırmayan bır
ışe devam edemem ben Benı heyecanlandıran
bır ış olması lazım Benım buyuk problematı-
ğım boyayı nasıl sunduğumdur Bu benı nereye
goıuruyor0
Tuvah sılmek. tırmalamaksa \a
da tuvalın altına gırmekse bunu yapıyorum
Bunu da boyalarla yapıvorum Ama bu kesın-
lıkle "bir yenilik vapavım" olayı değıl
Tekrar, dünyanm en korkunç şevi'
- O anlamda sorulmuş bir soru dcğildi bu. za-
ten. resminize bakıldığında dünden bugıine çok
"sindirerek", ya>aş v a\aş suregelmiş bir değişim
söz konusu. hatta bu nedenle sanatınızı vineledi-
ğiniz yolunda eleştiriler almadınız mı?
Yınelemek, yanı tekrar meselesı Tekrar
bence dunyanın en korkunç şeyı Bu tekrar. bır
saplantı olabıbr Benım bır saplanlım yok Bır
saplantı veya bır korunma olarak goruyorum
tekran Ben resmımın tekrar ettığı kanısında
değılım Çok kaba hatlanyla bakarsak, ben
1970"lenn sonunda resmımdekı fıguratıf yapıyı
de başladı Ama tabıı 'dışarı gitmek', Turkler dc
Gauguın ınkı gıbı toplumdan kaçmak.
kendını toplumdan soyutlamak anlamındade-
ğıldı
- \ma Turkive'den sanatçıların gidişi. sozunu
ettiğimiz anlamda bir "gidış" dcğildi pek. eğıtim
amaçlı. çok sistemli gidişler değil mivdi?
Evet. fakat bunu da şu anlamda bıraz sav un-
maya çahşacağım Gauguın'ın gıdışı çok ro-
mantık bır olgu
Turklenn gıdışı ıse. eğıtim amaçlı gıbı goru-
nuvorsa da şavaş yavaş tabıatı değıştı bu gıdış-
lenn, Turk sanatçılan gıdıp orada çok bohem
yaşamava başladılar Gıdıvorlardı ama eğıtıı-
mıyorlardı' Önce. "Tuvali öğreneceğiz" dıve gı-
dıyorlar. tuvali oğrenıp gehyorlardı Sonra ya-
vaş yavaş "öğrenmevi bırakayun da orada
çılgınca bir hayat \aşa>a\ım"a vardı Oralar-
da' olen ressamlanmız da var Eğıtımle başladı
ama oralı olmaya. orada olmeye kadar gıttı
Benım açımdan. burada olmek. orada olmek
bu başka bır olay Insan her yerde olebılır1
Işın
hoş tarafı bu Benım çok yakın bır arkadaşım.
İlhan Koman. orada ölmek. yakılmak ve kulle-
\ma yaratıcılık butun dunyada savaşlar.
kıtlıklar da varken çıktı Hep guneşlı gunjerde
çıkmadı kı1
Sanat bıraz da eksikten çıkar İdeal
cennette sanat olmuyor pek
Bugunun Turkıyesfnın en buyuk ozellığı
bence ulkenın butun çelışkılennı artık ortava
çıkarmış olmasıdır Bız artık çelişkiler ıçınde ol-
duğumuzu kdbul etmelıv ız ve çelışkisız olduğu-
muz ozentısınden kurtulmalıyız, bu ozentıye
saplanmamalıyız Ve taklitçiliği ruhumuzdan
kovmalıvız
- Sergiye dönersek; üstünüze gelenlerin1
res-
mini v aptığınızı daha onceki söv leşilerinizde be-
lirttiniz, bu sergivi hazırlarken üstünüze gelenlcr
nevdi?
'Gerginlik resmime >ansı>or'
Ben bıraz orada. bıraz burada yaşıyorum
Bır tak:m algılamalar oluyor tabıı Bu algıla-
malar. orada yaşarken mı ortaya çıktı \oksa
sonra mı ortaya çıktı tabıı bıraz kanşık bır
olay
Fakat şuphesız kı bır sanatçının bugunün
Ben bir şeye özellikle dikkat çekmek istiyorum:
Çağdaşlık... Bu konu beni çok ilgilendiriyor. Herkes
çağdaş olmak istiyor, ama çağdaş olmanın (bence)
bir tek yolu var o da yaratıcılıktan geçiyor. Bir birey
yaratıcı ise çağdaştır. Yerellik, evrensellik gibi ilkel
tartışmaları bırakmak lazım. Bir adam belli bir
özgürlük içinde, özgün bir iş yapıyorsa, bu
adam çağdaştır, bunun tartışılacak bir
tarafı yok. Türkiye'de Batı'yı taklit, bugün
her kesimde ve alanda tartışılıyor.
Ömer Uluç'un
Atatürk
Kültür
Merkezi'nde-
ki sergisinde,
sanatçının
tuvaline
sığdıramadığı
•çıkma"lı
resimleri de
önemlibirver
tutuyor.
(Önier
Uluç'un geçen
hafta
cumartesi
gûnü
sayfamızda
vavımlanan
Şiir Atlası'nda
\eralanbu
resmi, ters
basılmıştı.
Düzeltir. özür
dileriz.)
hızla aştım, daıresel hareket ıçınde, bır şeyı do-
nerekten çızerek her şeyı tuvale aktarabılıyor-
dum Bu çok hoşuma gıdıyordu. muthı^ bır he-
yecan venyordu
'Ben nıhumu takip ediyonım'
- Bir söyleşide, resminizi "ilk bakışta büyük
bir daire" olarak tanımlıyor ve daha once
yaptığinız resimlerin içinden yeniden geçtiğinizi
soylüyordunuz...
Evet Sonradan da resmımde figurasvon
azaldı ve 1970 oncesı resımlenme dondum ta-
kat bu kez de kolajlar gjrdı Sonra tu\ al parça-
landı, o kolajlar resmın dışına çıkma> a başladı
Dikkat edılırse. aslında tek bır yapı yok. ama
hep o sozunu ettığım hareketın ımkânlannı ta-
kıp edıyorum O benım ruhum Ve ben ruhu-
mu talûp edıyorum Ama ruhum bıçım değıştı-
nrse ne ıyı' O katı bır ruh değıl Onun dd bır
akıcılığı var
- Pek uzun süre aynı yerde duramayan bir sa-
natçısınız. Bunun gerisinde, kendi deviminizle
"resminize başka bir verden bakmak ihtivacı"
> atıyor. Bu nedenle hep yer mi değiştireceksiniz?
Gitmek Sanaıçıda hep \ardir 19 \U/M1
romantıklennde çok vardır orneğın Gitmek
fiknnı mesela Gauguin'de goruyoruz Gauguın
en uzağa gıttı Sonra gitmek fıkn tabıı Turklerde
nnın Baltık Denızı"nc dokulmesıne kadar go-
turdu ışı Bakın. Halil Paşa dan İlhan Ko-
man d bd>ağı değışıklık var' Benım o\le du-
şuncelenm vok. ama Turkıvevc buvuk bır
bdğlılığımvar
Ama. resım nerede >apılır' RcMm tabıı her
verdevapıhr. sanat herverdevapılır Kıkdt bu-
nun ıçın bellı bır noktd\d bır ozgurluk dn-
lavışına bırbılıncevarmakldzım ^oksahıçbır
\erde yapılmaz Ben bır şe\e ozellıkle dıkkat
çekmek ıstı\ orum Çağdaşlık
Bu konu benı çok ılgılendınvor Herkes, çağ-
ddşolmak ıstıvor amaçağdaşolmanın (bence)
bır tek yolu var o dd varatıcılıktan geçışor Bır
bıre\ varatıcııseçağddştır \ erellık. evrensellik
gıbı ılkel tartışmdldn bırakmdk lazım Bır
ddam bellı bır ozgurluk ıçınde ozgun bır ış
vdpıvorsd. bu addm çağddştır bunun tartışı-
lacak bır tarafı vok Turkıvede Batfyı taklit
bugun her kesimde ve alanda tartışılıyor Me-
sela son seçımlerde bıle marıındl olan bır partı.
Retah Partısı çağdaş jdşam bıçımını savunan-
lan taklıkçıhkle suçluyor
'İdeal cennette sanat olmu\ or pek'
- Ama Turkiye'de varatıcılığı geliştirecek \e
ortaya koyacak alanlarçok kısıtlı ve vetersiz de-
ğil mi sizce?
dunvdsının çeşıtlı ımajldda doldurulduğunu
gormemesıne ımkân yok Bunlar medyadan.
totoğrafldrddn afışlerden. venı bındldnn deko-
rasvonldnndan kısacası her şevden -vanı do-
ğanın dışındakı her şevden- tarklı vdpay ımaj-
lar Dunvavı doldurmuş bır ;>uru ımaı
•^ apav. bır çeşıt karton varlıklar
1
Hatta ın-
sanlardaovle Sergıdeyeraldnresımlerden"As-
solist"e geîınce Turkıve ve geldığımız zaman.
sekız dokuz kanaldan aynı anda şdrkı soylenı-
vor gobek atılıvor ama hepsı başkd ınsdnldr
Hepsınde once renklcr goze çarpıvor. bence
Turkıve bır renk dunv ası zaten Bunldrbenı ıçı-
nealıyor
Oldv bu \ e butun bunldnn ardındakı olağa-
nustu valnızlıklar, genlımler. olumler Butun
bu gergınlık ustume gelıvor ve resmime yansı-
vor
- Hâlâ o "hiç görülmemiş"in peşinde koşuyor-
sunuz elbette, değil mi?
Zdten sanat bovle bırşevdır Dunyada sanat
voktan var olmuyor. var olmak uzere olan bır
şevın sanatçı tarafından vakalanmasidır aslı-
nda O anldmda, bır nevı keskınhğı oldn bınsı.
belırmek uzere olan oldy ı v akalıv or o zdman dd
herkes onu kabul edıvor. çunku onlar da ona
hdzırlanmışldr ıç dunydlannda Olmdk uzere
olan bır şey ınelegeçınlmesıoldvı Bunuvaka-
layan adam da parmakla sav ılacdk kddar az
Ettore Scola'dan 'Mario, Maria ve Mario', 1993 vapımı.
ItalyansolundaM
kabukdeğişikliği
CUMHUTR CANBAZOĞLU
Seksenlenn sonunda Avrupd -
da esmeje başldvan değışım ru/
garlan kımlen onune katmadı kı'
Berlın Duvan'nı yerle bır edecek
olçude kuvvcılı olan ruzeânn
saçtıgı mesajlan en çdbuk algıla-
yanlardan bm de Italvan Komu-
nıst Partısı (PCI) Genel Sekreten
Achille Occhetto vdu İtalvanlar
uzun vıllar bu\uk savaşlar \ere-
rck '•Eurokomunizm' adına top-
ladıklan ovUn lıderlen Berlingu-
er'ın olumunden sonra hızla v ıtır-
meve bd^lamışlardı O doncmdc
partının başma geçen Occhetto
dd komunıst ovlann sosvalıstlere
kaymasını onlevememıştı Duvar
yıkılıncd Occhetto elını çabuk tu-
tup ulkedekı butun sol ovlan ku-
caklavarak komunıst olmavdn
yeni bır oluşumu s<ığlama volun-
da partının adını ve sembolunu
değıştırmevı teklıf ettı
Sola yeni parti
Işte Ettore Scola'nın filmı "Via-
rio, Maria ve Mario' tam bu nok-
tadan start alıyor M) vaşlanndd
kı Maria ıle Mario nun cvlılığı
Occhetto'nun bu gınşımı sonueu
tam bır knz yaşamava ba^lıvor
Mario partı genel sekretennm
vanında \er alıp değışıme evet
derken kansı Maria olumsuz
tavır takınıyor tıpkı değışımı ıs
temeven bır başka Mario gıbı
Komünist Parti'den Demokratik
Sol Parti've (PDS) geçışın şoku
nu atlatamayan Maria venı
tanıştığı Mario'da kocası Mario -
yla ılk günlerde yaşadığı hevecanı
buluyor Yeni Mario'yla s^ıkın
sakın tartışabılıyor. anlaşabılıvor
Maria Bu dostluk kısa surcde
aşka donuşuyor Mario karısı
Maria'nın geçırdığı değışımı an-
layışla karşılavıp yardımcı olma-
ya çalışıvor Onu. evden avrılıp
daha sağlıklı duşünmeye te^vık
edıyor
Aslında bu film (Mano. Mana
ve Mano). etrafındakı olavlan
merakla ızlemeye vatkın Italvan
sıneması ıçın beklenen bır çalı-
şmaydı Avrupa komünızmınde-
kı değışımı en vakından va^avan
İtaKanlar bovle onemlı bır hare-
ketı sınemddd ele alıp ışlevecek-
lerdı muhakkak Komunibt film
vapmavı duşunen ılk ısım Ettore
Scola oldu Scola nın bu ı^e gın-
şen ılk yonetmen olması kımseyı
de şaşırtmadı çunku İtalyan so-
lundakı kabuk değışıklığını en
dennden vaşdyanlardan bınjf''
unlu vonetmen 1980'lenn ıkı./< ı
vansında komunıstler tarafından
'golge kültür bakanı" seçılen Sco-
la koalısvon hukumetlennın sa-
nat alanındakı ıcrdatlannı vakı-
nddn ıncelemeve almıştı Karar-
dan sonra partıde değışıklığı des-
leklevenlenn başında da o gelı-
vordu
Sınemava senaryo yazarak gı-
ren sonra 6O'lı vıllarda çektığı
fılmlerle çağdaş İtalvan komedı-
sının lokomotıfı olan Scola yet-
mı^lı yıllardd komedının yanına
sosyo-polıtık endışelennı de ekle-
mıştı O tanhten sonra sosyal
ağırlıklı filmler vaptı
Scola nın 'Vlario, Maria ve
Mario'su donemın ılk filmı ol-
ması açısından havlı onemlı bır
çdlı^ma. ancak bırçok sahnenın
Occhetto nun propagandasina
donuşmesi ve açıkça taraf tutul-
mdsı sonlara doğru filmın tadını
bıraz kdçınvor Başroldekı uç
ovuncu dd çok başanlı, ozellıkle
Maria rolundekı Valeria Cavalli
2 Mario vu ovnavan Enrico Lo
V erso da dıkkat edılmesı gereken
bırvetenek Lo\ersobufestıval-
de 'Çocuk Hırsızı' \e 'Gönıil
Dostiarfvld da sevırcı karşısına
çıkıvor
Seçmen ile iktidar
rande\usu
'Vlario, Maria ve Mario' Ital-
va dd sol değı^ımın bdşldngıcında
vaşananlananlatıyor Pekı sonra
ne oluvor1
Occhetto partınır s-
mını değı^tınvor semboldekı
orak-çekıcı kuçultup yenne bır
meşe ağacı kovuvor Sağlamlığı
ve hızla gehşmevı sımgeleyen
meşe ağacı avnı zdmdndaçevrecı-
lenn ovlannıda hedeflıvor Değı-
şımı ıstemeven komunıstler ıse
daha uç akımlarla bırleşerek guç-
lenmeve çalijivorlar Sonuçta
Itaha'da 27 martta vapılan par-
ldmento seçımlerınde Occhetto"-
nun partısı ovlannı yuzde 20 cı-
vdnndd vukseltırken komunıst-
ler de ıkı pudn ılerleyerek vuzde
8 e ulaşıvorlar Soİ. ltalya"da
basın kralı Beriusconi've mağlup
oluyor ama vakın gelecekte çız-
mevı vonetmek ıçın seçmenle de
randev ulaşıv or
FESTİVALDE BUGÜN
Bevoğlu Emek: Bakkahn Karısı (12 00 18 !())•
Mano Maria ve Mano (15 00. 21 ^0)*
Bevoğlu Atlas: Zorunlu Aşk (12 00 18 ^0)*
Masum (15 00. 21 ^0)*
Bevoğlu Alkazar: Yeşıl Oda (12 00 18 30)*
Bvron BırŞevtana Ağıt(15 00 21 >0)*
Bevoğlu Avrupa: Alba"va Mektup Yok (12 00. 18
Duvgular Dızısı(15 0Ö)*
Md'zeppa(21 ^0)
Bevoğlu Bevoğlu: C Blok (12 00)
Vagon(15Ö0)
Yarasa(18 30)
Yaz\ağmuru(21 10)
Kadıkov Reks: Mutfak Sohbctlen (12 00)*
Guz Mehtabı (1S 00)*
K.udurmuşlar(l8 >0)*
ÇdhntıOpucuklcr(21
•kAlnazıh olarak gosterıım •siınııUutıktıı
ANKARA KİTAP FUARINDA BUGÜN
İst salon
1400-15 30 Konterans- Modern Kutuphaneahk ve Ev Kııaplı-
klan"
Prof Dr Tulın Sağlamtunç T C Kultur Bakanlığı Kutuphaneler
Genel Muduru
1600-17 30 Konferans Ataturk ve Çağdaşlaşma " ProfDr
Unsal Yavuz
Duzenleven ÖnelYavınevı Elıt^avınevı
Alt salon
II 30-13 00 8-11 vaş arası çocuklara doğa masallan " Badı ıle
Bıdı"
\ ucel Feyzıoölu
15 00-16 10 Sovlesi Roman Nasıl Yazılmdz0
" Erhan Bener
Duzenleven Edebıvatçılar Derneâ
17 30-20'00 Panel '"Avrupa ddkı"ve Turkıve ve Bolgedekı Konu-
mu"
Yoneten Prot Dr Faruk Sen
Çığdem Akkava (Turkıve Araştırmalar Merkezı). Istemıhan
x
-
lay (CHP Mılletvekılı). Buient Akarcalı (ANAP Mılletvekılı). Erca.î
Karakaş (SHP Mılletvekılı). Şukru Elekdağ (Emeklı Buyukelçı Bıl-
kent Lnıversıtesı oğretım uvesı), Şefık Kahramankaptan(gazetecı)
Duzenleven Turkıve Araîtırmalar Merkezı (Bonn Essen)
Edebiv atçılar Derneği İmza Gunleri
Nazlı Eray, V us dt O Bener Doğan Soydan, Alı Cengızkan. Er-
han Bener \euhı Tımuroğlu Alı Husıevoğlu
Turkive V azarlar Sendikası İmza Gunleri
Doğu Pennçek Dursun Akçam Şemsettın Lnlu