06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9MABT1994 ÇARŞAMBA CUMHURJYET2 SAYFA KLJLTUR Yeni bir yapıt, yeni bir soluk EVtN ÎLYASOĞLU Piyanist Garrick Ohisson'un Chopinleri'nden sonra artık bir süre Chopin dinleyemeyiz diye dü- şündük. Çaldıgı tüm mazurkalar, Op. 48. No. I. Noktürn; Op. 49 Fantezi ve Op. 31 Scherzo. Ohls- son'un özüyle öylesine birleşmişti ki sanki besteci- nin notalanndan sıynlmış, Chopin yeniden ya- ratıimıştı. Her bir Chopin cümlesine öyle bir yo- rum getiriyor. öyle bir karakter katıyordu ki, "Aca- ba bir kez daha aynı anJamı verebilecek miT" kaygısıyla beklerken tekrar bölümlerde tıpatıp aym yorumu duyuruyordu. Her bir nota Chopin ile Ohlsson arasında gizlice paylaşılmış bir sır gi- biydi. Ne yazık ki Ohlsson"un bu güzelim resitali 'maç' akşamı olan carşambaya rastladığindan Ce- mal Reşit Rey Salonu"nda az sa>ıda bir dinleyici kitlesi vardı. Sanatçınm özgeçmişine şöyle bir göz atalım: 1948 yılında Nevv York"ta dünyaya gelen Garrick Ohlsson, bugün dünyanın sayılı ünlü pi- yanistlerinden biri. Sekiz yaşında piyanoya baş- lamış. Juilliard'da eğitim görmüş. Busoni (1966); Montreal (1968) ve Varşova Chopin (1970) yan- şmalannm birincilik ödüllerinı almış. Sonra da- ğarcık çalışmasını başta Claudio Arrau olmak üze- re bırçok ünlü eğitimci ile yapmış. En ünlü Ameri- kan orkestralanyla çalıyor ve büyük şirketlerle sü- rekli plaklar dolduruyor. İlginç bir yönü de oda müzig] yapması. Eşük ettıği sanatçılar arasında Jessy N'orman, Heinrich SchifT, Gil Shaham gıbi isimler var. Bir kuvartetin \e bir de trio'nun üyesı. Garrick Ohlsson'u dinle>-ip özgeçmişine göz atarken şunlan düşünüyoruz: Bugün ünlü bir so- list olabilmek için kurtlar sofrasının koşullanna uymak gerekiyor. Her zaman sözünü ettiğimiz ko- nudur bu. Artık öyle çok sayıda sanatçı var ki so- listliğe soyunan! Ve her biri yeni eğitim yöntemle- riyle besleniyor, disiplinli çalışmanın yetenek ka- dar önemli olduğunu kavnyor. Küçücük yaşta dünya piyasalanna çıkıp bu yanşa başlıyorlar. Bir de bizim konservatuvarlanmızdaki eğitim sistemi- ni düşünün. Ne kadar yetenekli olursa olsun. aynı hocada dokuz yıl okuması öngörülen öğrencinin sınıfatlatılıpdışandaolanaklararamasıuzuntartı- şmalara yol açmakta. fİle de gereken yıl sayısı ta- mamlanıp 20 yaşından sonra yuıtdışına gönderil- diğinde yaşıtlan çoktan sulann başını tutmuştur. Öte yanda ünlü bir solist oldum. artık her şey ta- mam deyip yalnız solistlik kariyerini sürdürmüyor sanatçı. Bir yandan da eşlıkçılik yapıyor. oda mü- ziği çalışmalanyla boyutlannı geliştiriyor ve gele- ceği ıçin yeni orlamlar anyor. Bu kez bizim ünlen- miş. belli bir yere sahip olmuş solistlerimizi dü- şünelim. Kaçı oda müziği çalışması yapar. kaçı bir topluluk kurup gelecek için ortam hazırlar? İDSO'da Okonşar ve Schönberg Genelde İDSO'nun dağarcığında klasık ve ro- mantık bestecılerden oluşan bir program vardır. Ara sıra 20. yüzyıl başlarından bir şeyler çalınınca yeni ses geldi diye ilgi ile izleriz. Bu kez yeni bir yapıtla yeni bir soluk geldi. Piyanist Mehmet Ökonşar'ın solistliğinde ve şef Christof Escher yö- netiminde Schönberg'in piyano konçertosunu din- ledik. Mehmet Okonşar'ı böyle bir serüvene so- yunduğu. bu modem sapıti çalmayı orkestraya da kabul ettirdiği için öncelikle kutlamak gerek. Ayn- ca yumuşacık tuşesı ve Schönberg'e bilinçli bir çö- zümleme getirdiği için övgüye değer. Schönberg'in Op. 42 Piyano Konçertosu, 1942'de bestelenmiş. ilk kez 1944"te ,alınmış. Önceki dönemlerindeki atonal geçitlcre daha az yer veren. duygusal derin- lik taşıyan bir konçerto. İlginç bır yönü de aynı yıl içinde ortaya çıkan Op. 41. Ode to Napolyon (Konuşan ses. piyano ve yaylı çalgılar kuvarteti için) adlı yapıtıyla benzerlik taşıması. Piyano solo, Ode to Napolyon'daki konuşan insan sesinin (sprechstimme) yerini almış gibi. Özellikle girişte bir öykü anlatırcasına işlenmiş. Gerek solist gerek- Okonşar'ı bu çalışması için kutlamak gerek. Ohlsson'dan harika bir Chopin yorumu dinledik. se tsviçreli şcf Escher yönetimindeki tDSO, bu yapıta cumartesi sabahki yorumda özen gösterdi- ler. Beşinci Senfoni'nin başansız yorumu 1961 fstanbul doğumlu sanatçımız Mehmet Okonşar, Ankara Devlet Konservatuvan'nda ve Brüksel Kraliyet Konservatuvan'nda eğitim gör- müş. Avrupa Yüksek Müzik Eğitim Merkezi'nden mezun olduktan sonra Avrupa ve Amerika'da çe- şitli yanşmalarda dereceler almış. 12 yıldır Brük- sel'de kariyerini sürdürmüş, bir yıldır fstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın solisti. Ökonşar'ın yakınlık duyduğu bestecilerin başında liszt geli- yor. Sonra 18. yüzyıldan Rameau, daha sonraki dönemden Brahrns. Rachmaninof ve 20. yüzyıldan Hindemith, Schönberg Messiaen gibi bestecileri da- ğarcığına almaya özen gösteriyor. Ökonşar'ın yir- minci yüzyıla yakınhk duyması, caz ustalanna ka- dar vanyor. Chick Corea, BUI Evans ve Cedfc Tay- lor'dan da söz ediyor. Schönberg'in piyano kon- çertosunun Türkiye'deki ilk çalınışını gerçekleşti- ren Okonşar. şu sıralarda Almanya'da Aurophon fırması için bir plak çalışmalan içinde. İDSO'nun Escher yönetiminde çaldığı Bcetho- ven'ın Beşincı Senfonisi son zamanlardaki ba- şansiz yorumlanndan biriydi. Escher mutlaka de- ğerli bir şef. Ancak beşina senfoniyi bir kez bile doğru dürüst prova yapamadıklannı söyledi. Or- kestranın çok çaldığı. iyi bildigi ve doğal ki dinleyi- cinin de çok iyi tanıdığı bir yapıt. Ama ne yazık ki bu tek prova yetmemiş. Üfleme çalgılara, özellikle bakır üflemelilere ne olmuştu? Acaba orkestra top- luluğu. konserlerden sonra "Nasıl bir icra sunduk, dinkyiciye nasıl tınladı çaldığımız yapıtlar, kim ye- rinde giremedi, hangi grup nasıl bir çalışma jstiyor?" gıbılerden bır değeriendirme yapar mı? Radyo için yapılan kayıtlan birlikte dinleyip tartışırlar mı? Belki de ara sıra yorumculann dinleyici kulağı ile konseri algılaması gerekiyor. BilkentÜniversitesi'nin orkestralan ÜNER BİRKAN Ankara'nın sanat yaşamına yeni bir canhlık getıren bir aka- demik kuruluşumuz var: Bil- kent Üniversitesf ne bağlı "M0- zik ve Sahne Sanatlan Fakülte- si." Okurlanm bilecekler: Bu fakülte, 1988 yılından bu yana. "Uluslararası Müzik Yaz Oku- hı" adlı çalışmayı sürdürmekte. dünyanın dört bucağından ge- len genç müzikçılenn oiuştur- duğu Bilkent Uluslararası Gençlik Senfoni Orkestrası (BUGSO), çalışmalannı geniş ilgi gören konserlerle halka sunmakta. Pın! pınl gençlerden kurulu BUGSO'nun, Efes ken- tindeki Antik Tiyatro'da. kurs- lan yöneten Gürer Aykal ve ke- mancı Suna Kan'ın yanı sıra Doğan Cangal (vıyolonsel) gibi solistlerimizle birlikte EmreŞen (piyano). Ada Algan (viyolon- selj gibi solistlerimizle birlikte verdikleri, her bin Ege'nin do- yum olmaz yaz akşamlannda unutulmayacak anılar bırakan konserleri burada bir kez daha övgüyle anmak isterim. İdealist yöneticiler Bılkent'in idealist yöneticile- rı. başta Dekan Profesör Ersin Onay olmak üzere, geçen yıhn güz aylannda, çok kapsamlı ye- ni bir çalışmayı uygulamaya başladılar; üniversite bünycsin- de bir "Akademik Orkestralar Topluluğu" oluşturdular Or- kestralar, aynı zamanda fakül- tenin öğretim üyeleri olan Türk ve yabancı sanatçılarla. mezu- nivet sonrası stajyer öğrcndler- den kurulu. Bu dizinin ön sıra- sında, Bilkent Üniversitesi Sen- foni Orkestrası yer alıyor. Bir sonraki sıradaysa. Akademik Sinfonietta (küçük senfoni or- kestrası). Oda Orkestrası. Yavh Çalgılar Topluluğu var. Yöne- tıcilerin özenle hazırtadıklan tanıtımdosyasındayeralan bil- gilere göre orkcstralann kon- serlerindc. bir yandan tanınmış yönetmenlerle solistler. öte yandan genç yctenekler görev alacaklar. birçok yapıtın ilk ses- lendirmclcrini de gerçekleşti- recekler. Yılda cn az 60 konser. aynca kaset ve CD kayıtlan. radyo-TV programlan... Bil- kent orkestralan başkent An- kara"nın -yalnız oranın mı? İlc- ride İstanbul'un, İzmir'in. ötcki büyük kcntlerimizin de- müzik yaşamına yeni bircanlılık. dinç- lık. tazelik getirecek gibi görü- nüyor. Bu arada, bcstccılerimi- ze ısmarlanacak yeni yapıtlarla. müak varlığımıza yeni yeni ek- lemeler olacağı da kesin. Bilkent Akademik Senfoni Orkestrası'nın geçen yıhn ekım ayında verdiği açılış konserini, TV-l'in bir Pazar Konseri'nde izlemiştim. Dostumuz Hikmef Şimşek'in. olayın taşıdığı ağııiı- ğı çok iyi belırleyen konuşma- sıyla sunulan programda Pro- fesör Onay. ilk müjdeleri verdi bu konuda. Ardından, Bilkent Oda Orkestrası'nın 29 Kasım 1993 günü TRT Ankara Rad- yosu'nda verdiği stüdyo konse- rinin kaset kaydını dinledim. Bilkent L ni\ersitesi bünycsinde oluştunılan 'Akademik Orkestralar Topluluğu'ndan Bilkent Akademik Senfoni Orkestrası. Kemana Server Ganiev'in. bu scçkın A?£rbaycanlı sanaiçmın yönetimindeki orkestra. Haen- del'in Passacagla'sını, JJS. Badı'ın La Minör Keman Konçertosu'nu, Mozart'm K. 136 Divertimento'sunu, Şosta- koviç'in Oda Orkestrası için Sinfonietta'sını. son olarak da günümüz Azerbaycanı'ndan iki bestecinin. Kara Karayev ile Fikret Amirov'un yapıtlannı seslendiriyor. Okurlanm. MSSF-019300! katalog numa- rası altında yayımlanan kaset- tcki canh. temiz yorumu dinle- yip değerlendirsinler; Türkiye'- nın 'umutsuz'ekonomik-politik ortamında. Ankara"dan esen tatlı rüzgara açsınlar göğüsleri- ni, ferahlasınlar. gerçek Ata- türk sevgisinin. bağhhğının. katıksız uygarlığm tadını bir kez daha yudumlasınlar diyo- rum. Bilkent Üniversitesi'nin Sin- fonietta'sıyla Oda Orkestrası ve Yaylı Çalgılar Topluluğu. 16-31 mart günleri arasında. "Birinci Lluslararası Anadolu Festivali" adı altında bır dizi müzik etkinliği sunacaklar. Üniversitenin Büyük Spor Sa- lonu'nda ve Anadolu Medcni- yetleri Müzesi'nde yer alacak olan bu festivalin zengin, nite- likli bir programı var. Ankaralı müzikseverler için bulunmaz bir fırsat bu. IDSO'da 'GençKuşak SoMeri Haftası'Kultür Senisi : Cemal Reşit Rey Konser Salonu \e İstanbul Devlet Sen- foni Orkestrası, İstanbullu müzikse- verlere bu hafta da zengin bir konser programı sunuyor. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bugün saat 19.00'- da "Musica Petropolitana" topluluğu bir konser verecek. 17 vel8 yüzyıl müziğiniodönemin özgün enstrümanlanyla seslendiren öncü Rus topluluğu "Musica Petropo- litana". 1990 yılında "Uluslararası Eski Çağ Müzik Yanşması'nı ka- zandı. Özellikle 18. yy. St. Petersburg müzik geleneğinin yeniden yaşatı- Imasını amaçlayan topluluğun re- pertuvan Rus ve Batılı bestecilerin yapıtlanndan oluşuyor. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'- nda yann saat 19.00'da Anne Akiko Meyers bir keman resitali verecek. ABD ve tüm Avrupa ülkelcrındc kon- serler gerçekleştıren Meyers'in plak- lan "Emmy Ödülü" kazanmıştı. Gü- nümüzün en parlak genç kemancılan- ndan olan Meyers. Philadelphia ve Belçika Radyo Senfoni orkestralan. İsveç. Avusturalya. Moskoca. Kudüs Filanmoni orkestralanyla konserler veriyor. Perşcmbc günü vcreccğı rcsi- talde sanatçıya piyanoda Matthias Kirschnereit eşük edecek Meyers; programında Ehorak. Brahms. Cop- land \e De Falla'nın cscrlerinı yorum- lavacak. Cuma günü CRR'de mczzo sopra- no Gail Gilmore şan resilali dinlenebi- lir. 1982 yılında Frankfurt Opcrası kadrosuna geçen sanaıçı Kudry- Am- neris, Octavian \e Cassandra rollerini canlandırdı. Gilmore; Verona "Ârena", Venedik "Fenice", Milano "Scala" vc Ncw York "MET"te konuk sanatçı olarak temsiller \erdi. Sanatçı perşembe günü saat 19.00'da vcreccğı konserdc Strauss. Mascagni. Bizet. Verdi. Gershwin. "Gosperiiir ve "Spirituai"- lcrin eserlerini yorumlayacak. CRR'de cumartesi günü saat 20. OO'dc gitar ustası Enrico TagJiavini bir gitar resitali verecek. Andres Segovia'- nın öğrcncisi olan Tagliavini Fransa, Almanya. Avusturya. Belçika. İspan- ya. Yugoslavya. Macarislan gibi ülke- lerdeki konserleriyle büyük başan ka- zandı. Enrico Tagliavini resilalindc; Scarlatti. Bach. Giuliani, Albeniz. Granados vc Paganini'nin cscrlcrini sesleııdirecek. İstanbul Devlet Sentoni Orkest- rası'nın cuma günü saat 19.00. cumar- tesi günü saat 11 .OO'dc verdiği haftalık konserleri bu hafta da sürüyor. Bu hafta "Genç Kuşak Solistleri Haftası" kapsamında şef İnci Özdil yöneıtiği konserecuma günü solist olarak Rah- şan Apay (vıyolonsel). Bahar Biricik (keman). Zeynep Yurdakul (piyano) katılacak. Sanatçılar Camille Saint- Sacns. Fclix Mendelssohn-Bartholdy ve Dimitri Şostakoviç'in eserlerini ses- lendirecekler. Cumarlcsi günü verile- cck konscrin solistleri isc Kartal Akmcı (keman). Münif Akalın (viyc>- lonsel) ve Zeynep Yamantürk (piya- no). Sanatçılar Pablo Sarasate, Henrie \Vicniawski. Dimitri Şostakoviç ve Camille Saint-Sacns'in eserlerini yo- rumlayacaklar. 'AyazdaBirYürek'ten' Ay! Carmela'yaKültfir Senisi - İstanbul Fransız Kültür Merkezi'nde bu ay da etkinlikler devam ediyor. Bugün ve 18 mart cuma günü saat 15.30 ve 19.00'da "Ayazda Bir Yü- rek" adlı film izlenebilir. Claude Sautet'- nin yönettiği filmde Emmanuel Beart, Daniel Auteuil ve Andre Dussollier baş- rolleri paylaşıyor. Filmde Stephen ve Maxime konserva- tuvara birlikte gittikleri gençlik günlerin- den bu yana iki eski dosttur. Genç ve duyarlı kemancı Camille Kessler ile ta- nışüktan sonra. iki arkadaşın rutin ya- şamlan altüst olur. Maxime kıza aşık ol- duğunu düşündüğünde Stephen çok şaşınr çünkü o aşka inanmamaktadır. Zaten özenle ve sabırla oluşturduğu ve sınırladıgı yaşamında müziğin dışında hiçbir şeye yer yoktur. Ama yine de Ma- xime'e karşı ve kendisine rağmen. Step- hane kış uykusundaki yüreğine yeni ve vahşi bir ışık savuracaİc oyuna kendini bırakır. Fransız Kültür Merkezi'nde "Louvre Mözesi'nin İkiyüzüncü V ıldömimü" do- laynsıyla 17-31 mart tarihlen arasında birafişsergisiaçılıyor. 18 Kasım 1793te dünyanın ilk müzelerin- den biri olan saray. kapı- lannı ilk kez halka açtı ve sanatseverler. krallığın kolleksiyonundan se- çilen seçkin eserleri keş- fetme fırsatı buldular. Louvre Müzesi 18 kasım 1993'teeski Malı- ye Bakanlığı'nın bulun- duğu bölümü restore ederek sergi alanını ge- nişletti. 1993'te aynca Louvre Müzesi ikiyü- züncü kutlamalan ger- çekleşti. Bu sergiyle Fransız Kültür Merkezi de bu kutlamalara katılı- yor. 17 mart perşembe günü saat 18.00'de "Bü- yük Müze, Louvre" ko- nulu bir video gösterisi yapılacak. Sinemacı Alain Fleischer ve şair Yves Bonnefoy bu filmde bıze Louvre'u bir müze ve saray olarak keşfetmeyi öncri- yor. Anouk Grinberg 21 mart pazartesi günü saat 19.00'da Fransız Müzeleri Konservatörü ve As- kcri Müzesi Müdürü Jacques Perot bir konferans verecek. Perol'un vereceği konferansın konusu An- toine-lgnace \lelling ve İlginç ConstanrinopJe Sevahati". Konferans sı- rasında Perot; Osmanlı saltanatında. 3.Selim devrinde. 18 yılını bura- larda geçiren tanınmış gravür sanatçısı Antoi- ne-Ignace Melling'in sa- natı üzerine diapozitifler sunacak. 22 Mart salı günü saat 15.30 ve 19.00'da Carios Saura'nın unutulmaz fıl- mi "AyîCarmela" tspanyolca orijinalinden izlenebilir. 23. 29 ve 30 mart tarihlerinde Bert- rand Blier'in "Teşekkür- ler Yaşam" adb filmi göstenlecek. Filmın başrollerini Charlotte Gainsbourg. Anouk Ğnnberg, Gerard Depardieu ve Annie Girardot paylaşıyor. Filmın çıkış noktası ayn yapıdaki iki genç kızın karşılaşması. Jo- elle, her şeyi görmüs, yaşamış ama hala aşka, Hollyvvood'a ve gelinliklere ına- nan. kanatlan yanık olsa da günese uç- maya çalışan bir kelebek gıbıdir. Camil- le ise yaşam hakkında henüz hiçbir bil- gisi olnıayan saf bir genç kız. fkisini de bu dostluğa ve bu yolu ka- tetmeye iten. tek ortak noktalan içlerin- deki yaşam sevinci, özgürlük tutkusu ve gençlikleridir. Blier bu filminde rolleri tersine çevir- diğini ve erkeklerin ön planda olmadığı bir genç kızlar filmi gerçekleştirdiğini söylüyor. Film Türkçc altyazılı olarak gösterilecek. 24 ve 25 mart tarihlerinde Hürya Ka- rakaş, Dario Fo ve Franca Rame'nin yazdığı "Kadın Üzerine Kısa Bir Çalı- şma" adlı oyunu yorumlayacak. Ayla Algan'ın katkılanyla gerçeklesen oyunu Hülya Karakaş ve Kemal Tufan yönet- miş. 31 mart perşembe günü saat 15.30'da profesör Jean Fournier konservatuvar öğrencileri ile keman dalında gerçekleş- tireceği yorum kurslanndan sonra, kur- sa kaülanlar ile bir konser verecek. ÜŞÜDÜŞÜNCEYE SAYGI MEMET FUAT Yannın Yonımu "Yazara Karşı Tasanmcı" adlı yazım yanıtlara boğul- du. Sevim Burak'ın oğlu sevgili Karaca Borar'dan bir sayfa, Nisan Yayınları Yönetmeni Mehmet Güreli'den bir sayfa, onları özetleyelim derken Bülent Erkmen'den iki sayfa..Telefonlar, fakslar... Sonunda doğrudan doğ- ruya tasarımcının, Bülent Erkmen'in, her şeyi ayrıntı- larıyla açıklayan yazısını yayımlamanın yeterli olacağı görüşünde birleştik. Cumartesi günü okumuş ol- malısınız, çok ilginç yanları olan güzel bir yazıydı, ama temelden yanltş bir tutumu sergiliyordu. Bülent Erkmen'e göre öyküler yorumlanmayı bekle- yen müzik yapıtları... Sevim Burak kendine göre yazı düzenlemeleri, yani bir "yorum" yapmış, Bülent Erk- men de kendine göre yazı düzenlemeleri, yani başka bir "yorum" yapıyor. Tıpkı müzik alanındaki yorumcular gi- bi... Okuyalım: "Yakın bir dostumda Stravinsky'nin 'llkbahar Ayini 1 - nin 9 ayn yorumu var. Bunlar onun kayda geçmiş yakla- şık yüze yakın yorumundan beğenerek seçtikleri. Ken- disini en çok etkileyen 1-2 yorumunu daha sık dinliyor. En az dinlediği ise Stravinsky'nin kendi yorumu." (Cum- huriyet, 5 Mart 1994). Görüldüğü gibi, sorun müzik yapıtlarıyla yazın yapıtla- rını birbirine karıştırmaktan kaynaklanıyor.. Notaları karşınıza koyar, kendi yorumunuza göre ses- lendirirsiniz, kimse yadırgamaz bunu, yolu budur. Yazın yapıtları için ise böyle bir şey söz konusu değildir. Yazın yapıtları yazarın elinden düzeni belirlenmiş, yani yo- rumlanmış olarak çıkar, başka bir yoruma da gerek du- yulmaz. Şu olabilir: Bir yazar tasarımcıların düzenlemesi için bir metin yazar. "İstediğiniz gibi düzenleyin " der. Örne- ğini pek görmedim, ama neden olmasın! Tasarımcılar da değişik yorumlar yaparlar... Şu da olabilir: Bir tasanmcı bir yazara "Ben sizin şu kitabınızdaki yazı düzenlemelerini beğenmiyorum, yeni bir düzenleme yapmama izin verir misiniz" diye sorar. Yazar izin verirse tasanmcı yeni bir düzenleme yapar. Kim bilir, belki yazar bu yeni düzenlemeyi çok beğenir, kendi düzenlemesinden vazgeçer... Ama ölmüş bir yazardan böyle bir izin alınamayacağı- na göre, bu gibi özgün çalışmalar için, yaşayan yazarlar seçilmelidir. Bülent Erkmen şöyle diyor: ''28 yıl önce 1. baskıda, 11 yıl önce 2. baskıda yapılan- Iarı tekrar etmek yerine, yazarı anlama, yeniden yorum- lama, bugüne uyarlama temel tasarım kararı oldu." Böyle bir şeye nasıl karar verilebilir? Kimin izniyie. Tasarımcı, yazarı bugüne uyarlama yetkisini kimden alıyor? Aynca bu katkı kitapta nasıl belirtilmeli? "Kitap tasarımı" demek yetmez... "BülentErkmen"m görselyorumuyla" mı denecek? Sevim Burak'ın kendi yorumu ne olacak? Geçmişte kaldı... Peki, bir sonraki basımt başka bir tasanmcı yorumlar- sa? Bu iş Stravinsky'nin yüze yakın yorumuna doğru gi- der. Bütün bunları yazın dergterinde örnekleriyle tartış- malıyız. Bugüne kadar böyle bir sorunla karşılaşılma-. mıştı. Herhalde tartışmamıza kitap tasarımcıları da katı- lacaklardır. Yazarlar bu konudaki tavırlarını kesinlikle belirlemez- lerse yakın bir gelecekte Nazım Hikmet'in şiirlerinin top- tan başa dayanarak yayımlandığını, Sait Faik'in tüm- celerinin dizelere bölünüp alt alta sıralandığını görebili- riz... Gerçek Sanat Yayınları ndan iki yetü kitap Kültür Senisi - Gerçek Sanat Yayınlan'nın iki yeni kitabı; "Memuroğlumemur" ve "Askeralik" adlannı taşıyor. "Memuroğlumemur". yönetmen ve aktör Dinçer Sümer'in küçük ve sıradan bir memurun toplum dramıru anlatan epik karakterli bir oyunu. "Askercilik" ise şair Güngör Gencay'ın altmışlı yıllarda askeri yönetim tarafından el konulup alınan anılanndan, sonradan anımsayabildiklerinden oluşan bir arular kitabı. Dinçer Sümer'in, oyun ve şürlerinden olu§an yayırnlanmış on iki kitabı bulunuyor. 'Çığhk 'Almanya 'da sahneleniyor Kültür Senisi - Özge Kayakutlu'nun Fcrenç Kannthy'dcn Türkçeyeçevirdiğı ve Bosnalı rejisör Süley man Kupusoviç'inyönettiği "Çı|lık" adlı o>un. 23-31 man larihleri arasında Almanya'da sahnelenecek.Oyun. Türkiye-Avrupa tlişkileri Enstitüsü tarafından 23 martta Bonn'da MaritimeOteli'ndedÜ7enlenecck \e Saray bosıuı Cumhurbaşkanı Aliya lzzetbego\ ıç'in de katılacağı "Bobna Scmineri' sonrası Almanya'da ilk kez sahnc alacak. Oy un. Frankfurt'da 25 mart. Esscn. Düsscldorf. Stuttgan'ıa IM: 29-30 mart tarihlen arasında tiyatroscverlerin karşısına çıkacak. 24 Türk ressamı İsveç 'te Kültfir Senisi-Geçen haziran ayında Taksım'de açılan Yurt&Düny a Galeri. 9-13 mart arasında Sıockholm An Fair. Stockhofm Sanat Fuan'na. ardından da. 31 mart-3 nisan tarihlen arasında Tokyo Inicrnatıonjl An Shov\.TIAS94"ekatılıyor. Sanaıçı lannresmını viinı.ının yanı sıra onlara siihipçıkmanın gercklı olduğunu vurgulayan galeri sahibı NCA zal Meıiıı. Türk reMiıı sanatınınustalannıdünyanınöıckı uçLırındakisalonlard.ı sergilemcnin. birçcşit 'görücüyccıkmak"olduğunu bclirtiyor. Türkiye'yeen fazla turist gönderen ülkelcrın arasındii gelen İsveç başkentindckı siinat fuannm bu yıl I4'üncüsü olduğunu belirtcn Nc\zal Mctin.gcçcıı y ıl Bılım Sanat ve Başak Galeri'leriyle katıldığı fuara hıı yıl viihibi olduğu Yurt&Dünya Galeri ile katılıyor. Zühtü Bayar Atilla Özkırımlı ile söykşecek Kültür Senisi - Şair ve yazar Zühtü Bay ar. bu akşam "Vivaldi Cafe-Bar"da, edebiyat eleştirmeni ve tarihçisi Atilla Özkınmlı ile söyleşecek. "Zühtü Bayar ile Bcyoğlu Geceleri" adı altında gerçekleştirilecek programda. Özkınmlı. sunucunun sorulannı yanıtlayarak. edebiyatımızın genel sorunlan konusundaki görüşlcrini açıklayacak. Söyleşinin ikinci bölümündeyse, her iki edebiyat adamının da yakından tanıdıklan. şair Hasan Hüseyin ile şair Cemai Süreya'dan anılar anlatılacak. Tansuğ'dan 'Şenlikname Düzeni' Kültür Senisi - Sanat tarihçisi ve eleştirmen Sezer Tansuğ'un, yeni basımı otuz yıldır beklenenkitabı Şenlikname Düzeni. yeniden okurönünde. İlkbaskısı 1961 'de yapılan bu "tezli" kitapta Sezer Tansuğ, "özgün" bir Osmanlı kitap formu olan "Şenlikname"lerin minyatürlerindeki düzenleme ilkeleri ve sürekliliğin Bizans'a uzanan izlerini sürüyor; görsel geçmişimizi ve plastik sanatlar(ımız)da geleneğin paymı -yırtıcı vc yaratıcı yorumlarla- irdeliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle