Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9MABT1994 ÇARŞAMBA CUMHURJYET2 SAYFA
KLJLTUR
Yeni bir yapıt, yeni bir soluk
EVtN ÎLYASOĞLU
Piyanist Garrick Ohisson'un Chopinleri'nden
sonra artık bir süre Chopin dinleyemeyiz diye dü-
şündük. Çaldıgı tüm mazurkalar, Op. 48. No. I.
Noktürn; Op. 49 Fantezi ve Op. 31 Scherzo. Ohls-
son'un özüyle öylesine birleşmişti ki sanki besteci-
nin notalanndan sıynlmış, Chopin yeniden ya-
ratıimıştı. Her bir Chopin cümlesine öyle bir yo-
rum getiriyor. öyle bir karakter katıyordu ki, "Aca-
ba bir kez daha aynı anJamı verebilecek miT"
kaygısıyla beklerken tekrar bölümlerde tıpatıp
aym yorumu duyuruyordu. Her bir nota Chopin
ile Ohlsson arasında gizlice paylaşılmış bir sır gi-
biydi. Ne yazık ki Ohlsson"un bu güzelim resitali
'maç' akşamı olan carşambaya rastladığindan Ce-
mal Reşit Rey Salonu"nda az sa>ıda bir dinleyici
kitlesi vardı. Sanatçınm özgeçmişine şöyle bir göz
atalım: 1948 yılında Nevv York"ta dünyaya gelen
Garrick Ohlsson, bugün dünyanın sayılı ünlü pi-
yanistlerinden biri. Sekiz yaşında piyanoya baş-
lamış. Juilliard'da eğitim görmüş. Busoni (1966);
Montreal (1968) ve Varşova Chopin (1970) yan-
şmalannm birincilik ödüllerinı almış. Sonra da-
ğarcık çalışmasını başta Claudio Arrau olmak üze-
re bırçok ünlü eğitimci ile yapmış. En ünlü Ameri-
kan orkestralanyla çalıyor ve büyük şirketlerle sü-
rekli plaklar dolduruyor. İlginç bir yönü de oda
müzig] yapması. Eşük ettıği sanatçılar arasında
Jessy N'orman, Heinrich SchifT, Gil Shaham gıbi
isimler var. Bir kuvartetin \e bir de trio'nun üyesı.
Garrick Ohlsson'u dinle>-ip özgeçmişine göz
atarken şunlan düşünüyoruz: Bugün ünlü bir so-
list olabilmek için kurtlar sofrasının koşullanna
uymak gerekiyor. Her zaman sözünü ettiğimiz ko-
nudur bu. Artık öyle çok sayıda sanatçı var ki so-
listliğe soyunan! Ve her biri yeni eğitim yöntemle-
riyle besleniyor, disiplinli çalışmanın yetenek ka-
dar önemli olduğunu kavnyor. Küçücük yaşta
dünya piyasalanna çıkıp bu yanşa başlıyorlar. Bir
de bizim konservatuvarlanmızdaki eğitim sistemi-
ni düşünün. Ne kadar yetenekli olursa olsun. aynı
hocada dokuz yıl okuması öngörülen öğrencinin
sınıfatlatılıpdışandaolanaklararamasıuzuntartı-
şmalara yol açmakta. fİle de gereken yıl sayısı ta-
mamlanıp 20 yaşından sonra yuıtdışına gönderil-
diğinde yaşıtlan çoktan sulann başını tutmuştur.
Öte yanda ünlü bir solist oldum. artık her şey ta-
mam deyip yalnız solistlik kariyerini sürdürmüyor
sanatçı. Bir yandan da eşlıkçılik yapıyor. oda mü-
ziği çalışmalanyla boyutlannı geliştiriyor ve gele-
ceği ıçin yeni orlamlar anyor. Bu kez bizim ünlen-
miş. belli bir yere sahip olmuş solistlerimizi dü-
şünelim. Kaçı oda müziği çalışması yapar. kaçı bir
topluluk kurup gelecek için ortam hazırlar?
İDSO'da Okonşar ve Schönberg
Genelde İDSO'nun dağarcığında klasık ve ro-
mantık bestecılerden oluşan bir program vardır.
Ara sıra 20. yüzyıl başlarından bir şeyler çalınınca
yeni ses geldi diye ilgi ile izleriz. Bu kez yeni bir
yapıtla yeni bir soluk geldi. Piyanist Mehmet
Ökonşar'ın solistliğinde ve şef Christof Escher yö-
netiminde Schönberg'in piyano konçertosunu din-
ledik. Mehmet Okonşar'ı böyle bir serüvene so-
yunduğu. bu modem sapıti çalmayı orkestraya da
kabul ettirdiği için öncelikle kutlamak gerek. Ayn-
ca yumuşacık tuşesı ve Schönberg'e bilinçli bir çö-
zümleme getirdiği için övgüye değer. Schönberg'in
Op. 42 Piyano Konçertosu, 1942'de bestelenmiş.
ilk kez 1944"te ,alınmış. Önceki dönemlerindeki
atonal geçitlcre daha az yer veren. duygusal derin-
lik taşıyan bir konçerto. İlginç bır yönü de aynı yıl
içinde ortaya çıkan Op. 41. Ode to Napolyon
(Konuşan ses. piyano ve yaylı çalgılar kuvarteti
için) adlı yapıtıyla benzerlik taşıması. Piyano solo,
Ode to Napolyon'daki konuşan insan sesinin
(sprechstimme) yerini almış gibi. Özellikle girişte
bir öykü anlatırcasına işlenmiş. Gerek solist gerek-
Okonşar'ı bu çalışması için kutlamak gerek. Ohlsson'dan harika bir Chopin yorumu dinledik.
se tsviçreli şcf Escher yönetimindeki tDSO, bu
yapıta cumartesi sabahki yorumda özen gösterdi-
ler.
Beşinci Senfoni'nin başansız yorumu
1961 fstanbul doğumlu sanatçımız Mehmet
Okonşar, Ankara Devlet Konservatuvan'nda ve
Brüksel Kraliyet Konservatuvan'nda eğitim gör-
müş. Avrupa Yüksek Müzik Eğitim Merkezi'nden
mezun olduktan sonra Avrupa ve Amerika'da çe-
şitli yanşmalarda dereceler almış. 12 yıldır Brük-
sel'de kariyerini sürdürmüş, bir yıldır fstanbul
Devlet Senfoni Orkestrası'nın solisti. Ökonşar'ın
yakınlık duyduğu bestecilerin başında liszt geli-
yor. Sonra 18. yüzyıldan Rameau, daha sonraki
dönemden Brahrns. Rachmaninof ve 20. yüzyıldan
Hindemith, Schönberg Messiaen gibi bestecileri da-
ğarcığına almaya özen gösteriyor. Ökonşar'ın yir-
minci yüzyıla yakınhk duyması, caz ustalanna ka-
dar vanyor. Chick Corea, BUI Evans ve Cedfc Tay-
lor'dan da söz ediyor. Schönberg'in piyano kon-
çertosunun Türkiye'deki ilk çalınışını gerçekleşti-
ren Okonşar. şu sıralarda Almanya'da Aurophon
fırması için bir plak çalışmalan içinde.
İDSO'nun Escher yönetiminde çaldığı Bcetho-
ven'ın Beşincı Senfonisi son zamanlardaki ba-
şansiz yorumlanndan biriydi. Escher mutlaka de-
ğerli bir şef. Ancak beşina senfoniyi bir kez bile
doğru dürüst prova yapamadıklannı söyledi. Or-
kestranın çok çaldığı. iyi bildigi ve doğal ki dinleyi-
cinin de çok iyi tanıdığı bir yapıt. Ama ne yazık ki
bu tek prova yetmemiş. Üfleme çalgılara, özellikle
bakır üflemelilere ne olmuştu? Acaba orkestra top-
luluğu. konserlerden sonra "Nasıl bir icra sunduk,
dinkyiciye nasıl tınladı çaldığımız yapıtlar, kim ye-
rinde giremedi, hangi grup nasıl bir çalışma jstiyor?"
gıbılerden bır değeriendirme yapar mı? Radyo için
yapılan kayıtlan birlikte dinleyip tartışırlar mı?
Belki de ara sıra yorumculann dinleyici kulağı ile
konseri algılaması gerekiyor.
BilkentÜniversitesi'nin orkestralan
ÜNER BİRKAN
Ankara'nın sanat yaşamına
yeni bir canhlık getıren bir aka-
demik kuruluşumuz var: Bil-
kent Üniversitesf ne bağlı "M0-
zik ve Sahne Sanatlan Fakülte-
si." Okurlanm bilecekler: Bu
fakülte, 1988 yılından bu yana.
"Uluslararası Müzik Yaz Oku-
hı" adlı çalışmayı sürdürmekte.
dünyanın dört bucağından ge-
len genç müzikçılenn oiuştur-
duğu Bilkent Uluslararası
Gençlik Senfoni Orkestrası
(BUGSO), çalışmalannı geniş
ilgi gören konserlerle halka
sunmakta. Pın! pınl gençlerden
kurulu BUGSO'nun, Efes ken-
tindeki Antik Tiyatro'da. kurs-
lan yöneten Gürer Aykal ve ke-
mancı Suna Kan'ın yanı sıra
Doğan Cangal (vıyolonsel) gibi
solistlerimizle birlikte EmreŞen
(piyano). Ada Algan (viyolon-
selj gibi solistlerimizle birlikte
verdikleri, her bin Ege'nin do-
yum olmaz yaz akşamlannda
unutulmayacak anılar bırakan
konserleri burada bir kez daha
övgüyle anmak isterim.
İdealist yöneticiler
Bılkent'in idealist yöneticile-
rı. başta Dekan Profesör Ersin
Onay olmak üzere, geçen yıhn
güz aylannda, çok kapsamlı ye-
ni bir çalışmayı uygulamaya
başladılar; üniversite bünycsin-
de bir "Akademik Orkestralar
Topluluğu" oluşturdular Or-
kestralar, aynı zamanda fakül-
tenin öğretim üyeleri olan Türk
ve yabancı sanatçılarla. mezu-
nivet sonrası stajyer öğrcndler-
den kurulu. Bu dizinin ön sıra-
sında, Bilkent Üniversitesi Sen-
foni Orkestrası yer alıyor. Bir
sonraki sıradaysa. Akademik
Sinfonietta (küçük senfoni or-
kestrası). Oda Orkestrası. Yavh
Çalgılar Topluluğu var. Yöne-
tıcilerin özenle hazırtadıklan
tanıtımdosyasındayeralan bil-
gilere göre orkcstralann kon-
serlerindc. bir yandan tanınmış
yönetmenlerle solistler. öte
yandan genç yctenekler görev
alacaklar. birçok yapıtın ilk ses-
lendirmclcrini de gerçekleşti-
recekler. Yılda cn az 60 konser.
aynca kaset ve CD kayıtlan.
radyo-TV programlan... Bil-
kent orkestralan başkent An-
kara"nın -yalnız oranın mı? İlc-
ride İstanbul'un, İzmir'in. ötcki
büyük kcntlerimizin de- müzik
yaşamına yeni bircanlılık. dinç-
lık. tazelik getirecek gibi görü-
nüyor. Bu arada, bcstccılerimi-
ze ısmarlanacak yeni yapıtlarla.
müak varlığımıza yeni yeni ek-
lemeler olacağı da kesin.
Bilkent Akademik Senfoni
Orkestrası'nın geçen yıhn ekım
ayında verdiği açılış konserini,
TV-l'in bir Pazar Konseri'nde
izlemiştim. Dostumuz Hikmef
Şimşek'in. olayın taşıdığı ağııiı-
ğı çok iyi belırleyen konuşma-
sıyla sunulan programda Pro-
fesör Onay. ilk müjdeleri verdi
bu konuda. Ardından, Bilkent
Oda Orkestrası'nın 29 Kasım
1993 günü TRT Ankara Rad-
yosu'nda verdiği stüdyo konse-
rinin kaset kaydını dinledim.
Bilkent L ni\ersitesi bünycsinde oluştunılan 'Akademik Orkestralar Topluluğu'ndan Bilkent Akademik Senfoni Orkestrası.
Kemana Server Ganiev'in. bu
scçkın A?£rbaycanlı sanaiçmın
yönetimindeki orkestra. Haen-
del'in Passacagla'sını, JJS.
Badı'ın La Minör Keman
Konçertosu'nu, Mozart'm K.
136 Divertimento'sunu, Şosta-
koviç'in Oda Orkestrası için
Sinfonietta'sını. son olarak da
günümüz Azerbaycanı'ndan
iki bestecinin. Kara Karayev ile
Fikret Amirov'un yapıtlannı
seslendiriyor. Okurlanm.
MSSF-019300! katalog numa-
rası altında yayımlanan kaset-
tcki canh. temiz yorumu dinle-
yip değerlendirsinler; Türkiye'-
nın 'umutsuz'ekonomik-politik
ortamında. Ankara"dan esen
tatlı rüzgara açsınlar göğüsleri-
ni, ferahlasınlar. gerçek Ata-
türk sevgisinin. bağhhğının.
katıksız uygarlığm tadını bir
kez daha yudumlasınlar diyo-
rum.
Bilkent Üniversitesi'nin Sin-
fonietta'sıyla Oda Orkestrası ve
Yaylı Çalgılar Topluluğu.
16-31 mart günleri arasında.
"Birinci Lluslararası Anadolu
Festivali" adı altında bır dizi
müzik etkinliği sunacaklar.
Üniversitenin Büyük Spor Sa-
lonu'nda ve Anadolu Medcni-
yetleri Müzesi'nde yer alacak
olan bu festivalin zengin, nite-
likli bir programı var. Ankaralı
müzikseverler için bulunmaz
bir fırsat bu.
IDSO'da 'GençKuşak SoMeri Haftası'Kultür Senisi :
Cemal Reşit Rey
Konser Salonu \e İstanbul Devlet Sen-
foni Orkestrası, İstanbullu müzikse-
verlere bu hafta da zengin bir konser
programı sunuyor. Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda bugün saat 19.00'-
da "Musica Petropolitana" topluluğu
bir konser verecek.
17 vel8 yüzyıl müziğiniodönemin
özgün enstrümanlanyla seslendiren
öncü Rus topluluğu "Musica Petropo-
litana". 1990 yılında "Uluslararası
Eski Çağ Müzik Yanşması'nı ka-
zandı. Özellikle 18. yy. St. Petersburg
müzik geleneğinin yeniden yaşatı-
Imasını amaçlayan topluluğun re-
pertuvan Rus ve Batılı bestecilerin
yapıtlanndan oluşuyor.
Cemal Reşit Rey Konser Salonu'-
nda yann saat 19.00'da Anne Akiko
Meyers bir keman resitali verecek.
ABD ve tüm Avrupa ülkelcrındc kon-
serler gerçekleştıren Meyers'in plak-
lan "Emmy Ödülü" kazanmıştı. Gü-
nümüzün en parlak genç kemancılan-
ndan olan Meyers. Philadelphia ve
Belçika Radyo Senfoni orkestralan.
İsveç. Avusturalya. Moskoca. Kudüs
Filanmoni orkestralanyla konserler
veriyor. Perşcmbc günü vcreccğı rcsi-
talde sanatçıya piyanoda Matthias
Kirschnereit eşük edecek Meyers;
programında Ehorak. Brahms. Cop-
land \e De Falla'nın cscrlerinı yorum-
lavacak.
Cuma günü CRR'de mczzo sopra-
no Gail Gilmore şan resilali dinlenebi-
lir. 1982 yılında Frankfurt Opcrası
kadrosuna geçen sanaıçı Kudry- Am-
neris, Octavian \e Cassandra rollerini
canlandırdı.
Gilmore; Verona "Ârena", Venedik
"Fenice", Milano "Scala" vc Ncw
York "MET"te konuk sanatçı olarak
temsiller \erdi. Sanatçı perşembe
günü saat 19.00'da vcreccğı konserdc
Strauss. Mascagni. Bizet. Verdi.
Gershwin. "Gosperiiir ve "Spirituai"-
lcrin eserlerini yorumlayacak.
CRR'de cumartesi günü saat 20.
OO'dc gitar ustası Enrico TagJiavini bir
gitar resitali verecek. Andres Segovia'-
nın öğrcncisi olan Tagliavini Fransa,
Almanya. Avusturya. Belçika. İspan-
ya. Yugoslavya. Macarislan gibi ülke-
lerdeki konserleriyle büyük başan ka-
zandı. Enrico Tagliavini resilalindc;
Scarlatti. Bach. Giuliani, Albeniz.
Granados vc Paganini'nin cscrlcrini
sesleııdirecek.
İstanbul Devlet Sentoni Orkest-
rası'nın cuma günü saat 19.00. cumar-
tesi günü saat 11 .OO'dc verdiği haftalık
konserleri bu hafta da sürüyor. Bu
hafta "Genç Kuşak Solistleri Haftası"
kapsamında şef İnci Özdil yöneıtiği
konserecuma günü solist olarak Rah-
şan Apay (vıyolonsel). Bahar Biricik
(keman). Zeynep Yurdakul (piyano)
katılacak. Sanatçılar Camille Saint-
Sacns. Fclix Mendelssohn-Bartholdy
ve Dimitri Şostakoviç'in eserlerini ses-
lendirecekler. Cumarlcsi günü verile-
cck konscrin solistleri isc Kartal
Akmcı (keman). Münif Akalın (viyc>-
lonsel) ve Zeynep Yamantürk (piya-
no). Sanatçılar Pablo Sarasate, Henrie
\Vicniawski. Dimitri Şostakoviç ve
Camille Saint-Sacns'in eserlerini yo-
rumlayacaklar.
'AyazdaBirYürek'ten' Ay! Carmela'yaKültfir Senisi - İstanbul Fransız Kültür
Merkezi'nde bu ay da etkinlikler devam
ediyor. Bugün ve 18 mart cuma günü
saat 15.30 ve 19.00'da "Ayazda Bir Yü-
rek" adlı film izlenebilir. Claude Sautet'-
nin yönettiği filmde Emmanuel Beart,
Daniel Auteuil ve Andre Dussollier baş-
rolleri paylaşıyor.
Filmde Stephen ve Maxime konserva-
tuvara birlikte gittikleri gençlik günlerin-
den bu yana iki eski dosttur. Genç ve
duyarlı kemancı Camille Kessler ile ta-
nışüktan sonra. iki arkadaşın rutin ya-
şamlan altüst olur. Maxime kıza aşık ol-
duğunu düşündüğünde Stephen çok
şaşınr çünkü o aşka inanmamaktadır.
Zaten özenle ve sabırla oluşturduğu ve
sınırladıgı yaşamında müziğin dışında
hiçbir şeye yer yoktur. Ama yine de Ma-
xime'e karşı ve kendisine rağmen. Step-
hane kış uykusundaki yüreğine yeni ve
vahşi bir ışık savuracaİc oyuna kendini
bırakır.
Fransız Kültür Merkezi'nde "Louvre
Mözesi'nin İkiyüzüncü V ıldömimü" do-
laynsıyla 17-31 mart tarihlen arasında
birafişsergisiaçılıyor. 18 Kasım 1793te
dünyanın ilk müzelerin-
den biri olan saray. kapı-
lannı ilk kez halka açtı ve
sanatseverler. krallığın
kolleksiyonundan se-
çilen seçkin eserleri keş-
fetme fırsatı buldular.
Louvre Müzesi 18
kasım 1993'teeski Malı-
ye Bakanlığı'nın bulun-
duğu bölümü restore
ederek sergi alanını ge-
nişletti. 1993'te aynca
Louvre Müzesi ikiyü-
züncü kutlamalan ger-
çekleşti. Bu sergiyle
Fransız Kültür Merkezi
de bu kutlamalara katılı-
yor. 17 mart perşembe
günü saat 18.00'de "Bü-
yük Müze, Louvre" ko-
nulu bir video gösterisi
yapılacak.
Sinemacı Alain Fleischer ve şair Yves
Bonnefoy bu filmde bıze Louvre'u bir
müze ve saray olarak keşfetmeyi öncri-
yor.
Anouk Grinberg
21 mart pazartesi günü saat 19.00'da
Fransız Müzeleri Konservatörü ve As-
kcri Müzesi Müdürü Jacques Perot bir
konferans verecek. Perol'un vereceği
konferansın konusu An-
toine-lgnace \lelling ve
İlginç ConstanrinopJe
Sevahati". Konferans sı-
rasında Perot; Osmanlı
saltanatında. 3.Selim
devrinde. 18 yılını bura-
larda geçiren tanınmış
gravür sanatçısı Antoi-
ne-Ignace Melling'in sa-
natı üzerine diapozitifler
sunacak.
22 Mart salı günü saat
15.30 ve 19.00'da Carios
Saura'nın unutulmaz fıl-
mi "AyîCarmela"
tspanyolca orijinalinden
izlenebilir. 23. 29 ve 30
mart tarihlerinde Bert-
rand Blier'in "Teşekkür-
ler Yaşam" adb filmi
göstenlecek.
Filmın başrollerini
Charlotte Gainsbourg. Anouk Ğnnberg,
Gerard Depardieu ve Annie Girardot
paylaşıyor. Filmın çıkış noktası ayn
yapıdaki iki genç kızın karşılaşması. Jo-
elle, her şeyi görmüs, yaşamış ama hala
aşka, Hollyvvood'a ve gelinliklere ına-
nan. kanatlan yanık olsa da günese uç-
maya çalışan bir kelebek gıbıdir. Camil-
le ise yaşam hakkında henüz hiçbir bil-
gisi olnıayan saf bir genç kız.
fkisini de bu dostluğa ve bu yolu ka-
tetmeye iten. tek ortak noktalan içlerin-
deki yaşam sevinci, özgürlük tutkusu ve
gençlikleridir.
Blier bu filminde rolleri tersine çevir-
diğini ve erkeklerin ön planda olmadığı
bir genç kızlar filmi gerçekleştirdiğini
söylüyor. Film Türkçc altyazılı olarak
gösterilecek.
24 ve 25 mart tarihlerinde Hürya Ka-
rakaş, Dario Fo ve Franca Rame'nin
yazdığı "Kadın Üzerine Kısa Bir Çalı-
şma" adlı oyunu yorumlayacak. Ayla
Algan'ın katkılanyla gerçeklesen oyunu
Hülya Karakaş ve Kemal Tufan yönet-
miş.
31 mart perşembe günü saat 15.30'da
profesör Jean Fournier konservatuvar
öğrencileri ile keman dalında gerçekleş-
tireceği yorum kurslanndan sonra, kur-
sa kaülanlar ile bir konser verecek.
ÜŞÜDÜŞÜNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Yannın Yonımu
"Yazara Karşı Tasanmcı" adlı yazım yanıtlara boğul-
du. Sevim Burak'ın oğlu sevgili Karaca Borar'dan bir
sayfa, Nisan Yayınları Yönetmeni Mehmet Güreli'den
bir sayfa, onları özetleyelim derken Bülent Erkmen'den
iki sayfa..Telefonlar, fakslar... Sonunda doğrudan doğ-
ruya tasarımcının, Bülent Erkmen'in, her şeyi ayrıntı-
larıyla açıklayan yazısını yayımlamanın yeterli olacağı
görüşünde birleştik. Cumartesi günü okumuş ol-
malısınız, çok ilginç yanları olan güzel bir yazıydı, ama
temelden yanltş bir tutumu sergiliyordu.
Bülent Erkmen'e göre öyküler yorumlanmayı bekle-
yen müzik yapıtları... Sevim Burak kendine göre yazı
düzenlemeleri, yani bir "yorum" yapmış, Bülent Erk-
men de kendine göre yazı düzenlemeleri, yani başka bir
"yorum" yapıyor. Tıpkı müzik alanındaki yorumcular gi-
bi...
Okuyalım:
"Yakın bir dostumda Stravinsky'nin 'llkbahar Ayini
1
-
nin 9 ayn yorumu var. Bunlar onun kayda geçmiş yakla-
şık yüze yakın yorumundan beğenerek seçtikleri. Ken-
disini en çok etkileyen 1-2 yorumunu daha sık dinliyor.
En az dinlediği ise Stravinsky'nin kendi yorumu." (Cum-
huriyet, 5 Mart 1994).
Görüldüğü gibi, sorun müzik yapıtlarıyla yazın yapıtla-
rını birbirine karıştırmaktan kaynaklanıyor..
Notaları karşınıza koyar, kendi yorumunuza göre ses-
lendirirsiniz, kimse yadırgamaz bunu, yolu budur. Yazın
yapıtları için ise böyle bir şey söz konusu değildir. Yazın
yapıtları yazarın elinden düzeni belirlenmiş, yani yo-
rumlanmış olarak çıkar, başka bir yoruma da gerek du-
yulmaz.
Şu olabilir: Bir yazar tasarımcıların düzenlemesi için
bir metin yazar. "İstediğiniz gibi düzenleyin " der. Örne-
ğini pek görmedim, ama neden olmasın! Tasarımcılar
da değişik yorumlar yaparlar...
Şu da olabilir: Bir tasanmcı bir yazara "Ben sizin şu
kitabınızdaki yazı düzenlemelerini beğenmiyorum, yeni
bir düzenleme yapmama izin verir misiniz" diye sorar.
Yazar izin verirse tasanmcı yeni bir düzenleme yapar.
Kim bilir, belki yazar bu yeni düzenlemeyi çok beğenir,
kendi düzenlemesinden vazgeçer...
Ama ölmüş bir yazardan böyle bir izin alınamayacağı-
na göre, bu gibi özgün çalışmalar için, yaşayan yazarlar
seçilmelidir.
Bülent Erkmen şöyle diyor:
''28 yıl önce 1. baskıda, 11 yıl önce 2. baskıda yapılan-
Iarı tekrar etmek yerine, yazarı anlama, yeniden yorum-
lama, bugüne uyarlama temel tasarım kararı oldu."
Böyle bir şeye nasıl karar verilebilir?
Kimin izniyie.
Tasarımcı, yazarı bugüne uyarlama yetkisini kimden
alıyor?
Aynca bu katkı kitapta nasıl belirtilmeli?
"Kitap tasarımı" demek yetmez...
"BülentErkmen"m görselyorumuyla" mı denecek?
Sevim Burak'ın kendi yorumu ne olacak?
Geçmişte kaldı...
Peki, bir sonraki basımt başka bir tasanmcı yorumlar-
sa?
Bu iş Stravinsky'nin yüze yakın yorumuna doğru gi-
der.
Bütün bunları yazın dergterinde örnekleriyle tartış-
malıyız. Bugüne kadar böyle bir sorunla karşılaşılma-.
mıştı. Herhalde tartışmamıza kitap tasarımcıları da katı-
lacaklardır.
Yazarlar bu konudaki tavırlarını kesinlikle belirlemez-
lerse yakın bir gelecekte Nazım Hikmet'in şiirlerinin top-
tan başa dayanarak yayımlandığını, Sait Faik'in tüm-
celerinin dizelere bölünüp alt alta sıralandığını görebili-
riz...
Gerçek Sanat Yayınları ndan iki
yetü kitap
Kültür Senisi - Gerçek Sanat Yayınlan'nın iki yeni kitabı;
"Memuroğlumemur" ve "Askeralik" adlannı taşıyor.
"Memuroğlumemur". yönetmen ve aktör Dinçer
Sümer'in küçük ve sıradan bir memurun toplum dramıru
anlatan epik karakterli bir oyunu. "Askercilik" ise şair
Güngör Gencay'ın altmışlı yıllarda askeri yönetim
tarafından el konulup alınan anılanndan, sonradan
anımsayabildiklerinden oluşan bir arular kitabı. Dinçer
Sümer'in, oyun ve şürlerinden olu§an yayırnlanmış on iki
kitabı bulunuyor.
'Çığhk 'Almanya 'da sahneleniyor
Kültür Senisi - Özge Kayakutlu'nun Fcrenç Kannthy'dcn
Türkçeyeçevirdiğı ve Bosnalı rejisör Süley man
Kupusoviç'inyönettiği "Çı|lık" adlı o>un. 23-31 man
larihleri arasında Almanya'da sahnelenecek.Oyun.
Türkiye-Avrupa tlişkileri Enstitüsü tarafından 23 martta
Bonn'da MaritimeOteli'ndedÜ7enlenecck \e Saray bosıuı
Cumhurbaşkanı Aliya lzzetbego\ ıç'in de katılacağı "Bobna
Scmineri' sonrası Almanya'da ilk kez sahnc alacak. Oy un.
Frankfurt'da 25 mart. Esscn. Düsscldorf. Stuttgan'ıa IM:
29-30 mart tarihlen arasında tiyatroscverlerin karşısına
çıkacak.
24 Türk ressamı İsveç 'te
Kültfir Senisi-Geçen haziran ayında Taksım'de
açılan Yurt&Düny a Galeri. 9-13 mart arasında Sıockholm
An Fair. Stockhofm Sanat Fuan'na. ardından da. 31
mart-3 nisan tarihlen arasında Tokyo Inicrnatıonjl An
Shov\.TIAS94"ekatılıyor. Sanaıçı lannresmını viinı.ının
yanı sıra onlara siihipçıkmanın gercklı olduğunu
vurgulayan galeri sahibı NCA zal Meıiıı. Türk reMiıı
sanatınınustalannıdünyanınöıckı uçLırındakisalonlard.ı
sergilemcnin. birçcşit 'görücüyccıkmak"olduğunu
bclirtiyor. Türkiye'yeen fazla turist gönderen ülkelcrın
arasındii gelen İsveç başkentindckı siinat fuannm bu yıl
I4'üncüsü olduğunu belirtcn Nc\zal Mctin.gcçcıı y ıl Bılım
Sanat ve Başak Galeri'leriyle katıldığı fuara hıı yıl viihibi
olduğu Yurt&Dünya Galeri ile katılıyor.
Zühtü Bayar Atilla Özkırımlı
ile söykşecek
Kültür Senisi - Şair ve yazar Zühtü Bay ar. bu akşam
"Vivaldi Cafe-Bar"da, edebiyat eleştirmeni ve tarihçisi
Atilla Özkınmlı ile söyleşecek. "Zühtü Bayar ile Bcyoğlu
Geceleri" adı altında gerçekleştirilecek programda.
Özkınmlı. sunucunun sorulannı yanıtlayarak.
edebiyatımızın genel sorunlan konusundaki görüşlcrini
açıklayacak. Söyleşinin ikinci bölümündeyse, her iki
edebiyat adamının da yakından tanıdıklan. şair Hasan
Hüseyin ile şair Cemai Süreya'dan anılar anlatılacak.
Tansuğ'dan 'Şenlikname Düzeni'
Kültür Senisi - Sanat tarihçisi ve eleştirmen Sezer
Tansuğ'un, yeni basımı otuz yıldır beklenenkitabı
Şenlikname Düzeni. yeniden okurönünde. İlkbaskısı
1961 'de yapılan bu "tezli" kitapta Sezer Tansuğ, "özgün"
bir Osmanlı kitap formu olan "Şenlikname"lerin
minyatürlerindeki düzenleme ilkeleri ve sürekliliğin
Bizans'a uzanan izlerini sürüyor; görsel geçmişimizi ve
plastik sanatlar(ımız)da geleneğin paymı -yırtıcı vc yaratıcı
yorumlarla- irdeliyor.