Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27MART1994PAZAR
OLAYLAR VE GORUSLER
Çağdaşlığı O'na borçluyuz
"Justıce sommaıre" (kısa yoldan adalet) denılen kavram ve
uygulama, ıhtılal ve ıstıklal mahkemeleri gibı olağanüstü
yargılama mercılennın kaçınılmaz bır özelhğıdır. Ne mutlu
bize kı Fransız ve özelhkle Bolşevık ihtilallennde olduğu gibi
düzmece yargılamalar \ e sorgusuz suaJsiz infazlarla suçlu veya
suçsuz on bınlerce ınsanımız hayatını kaybetmemiştir!
ŞÎARYALÇIN
G
azi Mustafa Kemal. on-
LC Ankara dd otomo-
bılıyle Çankaja'dakı
konutuna gıderken ve
hatta Buvuk Mıllet
Medısı'nde oldurul-
mek ısterulmış ve bunun ıçın bazı "ke-
şifler" > apılmıştır Ancak bu gınşımle-
nn başını çeken eskı Lazistan Mebusu
Ziya Hurşitın ağabeyı Faik Be\ bunu
haber almış ve Rauf Bey'e duyurmuş-
tur Bunun uzenne Zıya Hurşıt uyanl-
mış, azarlanmış vc Ankara dışına çı-
kanlmıştır Boylece suıkast planı pek
şıi>u bulmadan henuz "ruşeym halin-
de" ıken onlenrruştır Ne var kı bazı
çevre ve kışılerde Gazi'v ı oldurmek nı-
yetı kok salmış olduğundan mutlaka
uygulanmaya konulması ıçın gızlı ha-
zırlık ve faaİıyetlere devam edılmış. bır
yandan sıyası ıhtıraslan akıllannın bır
İcanş ustunde olan Ittıhat ve Terakkı'-
nın "komitacı" takımı. bır taraftan sı-
yasal ve toplumsal devnmlere karşı
çıkan mulga Terakkıperver Fırka'nın
bazı unsurlan ve nıhayet kendı kışısel
ıdeahzmını ve demokrası havanlığını
bunlann "siyasi emelleriyle tevhit
eden" ve gozunu budaktan esırgeme-
ven sergerde Zıya Hurşıt, bırkaç para-
İı katılı de aralanna alarak suıkastı.
Gazı'nın 1926 hazıranında çıktığı bır
yurt gezısı sırasında İzmır'de gerçek-
leştırmeye karar vermışlerdır Mutlu
bır tesaduf esen olarak. suç ortakla-
nndan bın olan ve Gazı oldurulduk-
ten sonra katıllen Yunan adalanndan
bınne kaçıracak olan motorcu Şevkı'-
nın ya pışman olarak >a da panığe
kapılarak olayı İzmır Valısf ne haber
vermesı uzenne hemen gereklı tedbır-
lerahnmış ve suıkastın elebaşılan kal-
dıklan otellerde suç aletı tabanca ve
bombalanyla bırlıkte kıskıvrak yaka-
lanmışlardır Istıklal mahkemesı gore-
ve çağnlmış, bırçok tutuklamalar
yapılmış ve 40-50 kışı lzmır"de Elham-
ra Sıneması'nın salonunda yargıland-
rak ıçlennden I3'u vıcahen ve bın
(eskı Ankara Valısı Abdulkadır) gıya-
ben ıdama mahkum edılmışler ve erte-
sı gunu İzmır'ın çeşıtlı semtlennde
kuruian darağaçlannda asılmışlardır
Malıye Nazın Cavid Bey. Dr Nazım,
Nail ve Hilmi Bey'lerle'bırlıkte daha
bırçok eskı ıttıhatçının davalan ıse tef-
nk edılmış ve bunlar. aralannda bır
basın suçundan dolayı mahkum oldu-
ğu "nefyi ebet" cezasını Çorum'da
çekmekte olan Hüseyin Cahit \alçın°-
ın da bulunduğu bırtakjm venı sanıkların
yanı sıra Ankara'da ydrgılanmışlar-
dır Fakat oncekı yazımızda da belırt-
tığımız gıbı bu artık bır suıkast ve
"taklib-i hükümet" davasından zı>ade
eskı ıttıhatçılan tasfîye davasına do-
nuşmuştur Ve bu vuzden de bu dava
sonunda venlen ıdam kararlan ınan-
dıncı olmaktan uzak kalmıştır
İzmırduruşmalannın sonunda ven-
Jen kararlann da hukuka tamamen
uvgun olupolmadığı tartışılabılır \a-
kıs teşebbüs safhdsına bıle ıntıkal et-
memış olan (çunku Zıya Hurşıt ve
arkadaşlan, aynen motorcu Şcv kı gıbı
Ataturk İzmır'e gelınceye kadar her
an ta*av\urlanndan vdzgeçebılırlerdı)
reısıcumhuru oldurmek suçunun te-
şekkul etmedığı açıktır Kaldı kı ceza
kanununa gore bu. ancak tam teşeb-
bus halınde ıdam cezasını gerektınr
Ama ıstıklal mahkemesı, sanıklan.
cumhurbaşkanını oldurmeye teşebbüs
suçundan değıl, o zaman "taklib-i hu-
kiımet" dıye bılınen ve yakın tanhı-
mızde Menderes ve arkadaşlanna.
Talat \ydemir ve Fethi Gürcan a, De-
niz Gezmiş ve ıkı arkadaşına uygulan-
mış olan TCK'nun 146 maddesınde
yaalı suçtan mahkum etmıştır Bunun
da unsurlan var mıydı. suç hukuken
tekevvun etmış mıydı dıye akademık
duzeyde bır tartışma açılabılır ve bu-
nun hıçbır sakıncası (ve de yaran')
olmaz Ama son tahlılde şunu duşun-
mek ve kabul etmek gerekır Yenı ku-
rulmuş bır cumhunyetı. laık rejımı
>ıkmak ve devnmcı atılımlan durdur-
mak amacıyla mılletın kalbınde taht
kurmuş bır vatan kahramanını oldur-
me>ı uzun zamandan ben tdsarlamış
ve nıhayet bu planı tatbık mevkııne
koymak ıçın harekete gecmış olan ın-
sanlan savunmak mumkun değıldır
Yapılan veya yapılmak ıstenılen ış ka-
nunun hangı maddesıne gırerse gırsın
veya gırmesın, bır cına>ettı ve faıllerı-
nın "takrir-i siikun" kanununun ola-
ğanustu şartlan ıçınde elbette hukukı
mcelıkler bır tarafa bırakılarak ıbret
vencı bır şekılde cezalandınlmaları ge-
rekırdı İçlennde Laz tsmail ve Gürcü
Yusuf gıbı suçu meslek edınmış
"eşirra"nın da bulunduğu bu cınaycı
şebekesının bugun topvekun, ustelık
af değıl de ıtıbannın ıade edılmesını ıs-
temek bır gaflet. dalalet ve hdtta hıya-
net değıl de nedır9
Evet. ıstıkla) mah-
kemelen zaman zaman ıcra-ı adalet
venne ıcra-ı sıvaset etmış ve rejımı ko-
rumak ısterken masum ınsanlan hak-
sız yere mahkum etmış olabılır Ve
bu ınsanlann başında Ataturk gıbı du-
şunmemış de olsa kendı çapında bır
vatanperver ve son derece namuslu ve
çok ıyı kalplı bır ınsan olan babam
Cavit Bey gelır Uğradığı acı akıbeün
kurbanlan da bır buçuk yaşında yetım
kalan ben ve çılgınca sevdığı ve ancak
bırkaçvjl bırlıkte vaşayabıldığı kocası-
nı kaybeden annem olmuştur
Ataturk'e dil uzatmak
Ama butun bunlara rağmen ben
Ataturk'e sadece bu yuzden bıle olsa
dıluzatmaktanhıcapdujanm Çunku
vatanım kurtuluşunu. bdğjmsızlığını
ve becenksız yonetıcılenn elınde duş-
tuğu bugunku hıç de parlak olmaydn
halıne rağmen çağdaşlığını ona borç-
ludur Ihtılal. ıç savaş ve benzen gıbı
çalkantılı donemlerde kurunun yanın-
da yaşın da yandığı tanhte çok gorul-
muştur ve bu eşyanın tabıatındd ydtan
bır şeydır "Justice sommaire" (kısa
yoldan adalet) denılen kavram ve uy-
gulama. ıhtılal ve "istiklal mahkemele-
ri" gıbı olağanustu yargılama mercıle-
nnın kaçınılmaz bır ozellığıdır Ne
mutlu bıze kı Fransız ve ozellıkle Bol-
şev ık ıhtıldllennde olduğu gıbı duzme-
ce yargılamdlar ve sorgusuz sualsız
ınfazlarld suçlu veya suçsuz on bınler-
ce ınsanımız hayatını kaybetmemiştir1
ARADABIR
MUHSİNE HELİMOĞLU YAVUZ
Halkbilimci- Yazar
Güzel, Aydınlık İnsanlar...
Bır ulkenın yuz akı olan bazı ınsanları vardır Insan
onları kucaklarken aynı zamanda tum ulkesını kucaklar
gıbı olur Suna Kan ve Gürer Aykal benım ıçın, ışte ken-
dılerınde tum ulkemı kucakladığım bu guzel, aydınlık
ınsanlardan ıkısıdır
Onları, koklerı bu toprağın derınlıklerınde, dalları gok-
lere yukselen yuzyıllık (asırlık) çınar ağaçlarına benzetı-
rım Halkın ıçınden çıkmış bu 'seçkın ' ınsanların, bu
seçkınlığı çok guzel taşımaları ve halkın gerçeğınden
hıç kopmamalan onlara ayrı bır karızma ayrı bır guç
vermektedır Işlerını çok ıyı yapan, ama kendılerıne ya-
pay bır dunya olusturup fıldışı kulelerınde oturan bırçok
msandan onları ayrı kılan ve halkın sevgılısı yapan en
temel ozellıklerınden bırısının bu olduğunu sanıyorum
Sanatlarını kafaları ve yureklerıyle yapan bu değerlı ın-
sanların kendılerıne duydukları guven onları bır o ka-
dar da yuce gonullu yapmakta ve ınsanımıza saygılı
kılmaktadır
Ersin Hoca'nın (Onay) buyuk uğraşlarıyla gerçekleştı-
rılen, BılkentUnıversıtesı / Uluslararası AnadoluFestı-
valı"n\n ılk konserını Gurer Aykal yonettı Şef podyu-
munda yerını alır almaz bır Şaman buyucusu gıbı,
gozlerını orkestra uyelerıne dıktı ve onları bakışlarıyla
çevreleyıp bırleştırdı Sonra, bagetıyle uzanıp kemancı-
lardan bır tutam kuş cıvıltısı çellıstlerden bır parça be-
bek guluşu, kontrbaslardan ıkı olçu felsefı duşunsellık,
flutlerden genç kız guluşlerı trompet, trombon ve tum-
badan sessız dağ çığlıkları, tımpanıden ıse onlarca olçu
gok gurlemesı aldı
Sonra da bunlann hepsını orkestra kazanına koyup
son derece zarıf ve rıtmık hareketlerle, aynı zamanda da
bılgece karıştırmaya başladı Ortaya çıkan sonuç buyu-
leyıcıydı
O'nun ve solıst Idil Biret'ın karızmasıyla bırleşen or-
kestranın gucu onumuzde umutlu ve aydınlık bır dunya
oluşturdu Salondakı herkes gıbı ben de buyuk bır este-
tık haz ve yureğımı dolduran gururla onları dınlerken,
ulkemızın ustune gerılmek ıstenen "kara çarşaf ı, sırtı-
na gıydırılmek ıstenen delı gomleğı"n\ duşundum ve
bu gırışımın hıçbır "olabılırlığı nın olmadığını gordum
Şefın bagetı havaya her kalkışında, bu kara çarşaf de-
lınıyor, ulkemızın ustune çağdaş sesler, ışıklar, renkler
akıyor ve Idıl Bıret pıyanoda olması ozlenen çağdaş
Turk kadınının ulkusel (ıdeal) bır resmını çızıyordu
Bu konserlerden sonra bır kez daha gordum ve anla-
dım kı Cağdas laık demokrat Turk kadınları Pierre
Cardin urunu ıpek çarşaflar (kı kara çarşaf + ıpek =
kara çarşaf) gıymektense Sumerbank basması'ndan
askılı 'entarıler gıymeyı yeğleyeceklerdır
Bu yeğlemenın bedelı yaşamları olsa bıle
Türkiye'nın neresınde olursanız olun
Evinizde kendi kendinizi yetiştirin...
CELECEĞİNİZİ KENDINİZ YARATIN...
INGILIZCE
İLERI INGILIZCE
ALMANCA
FRANSIZCA
BİLGİSAYAR
ELEKTRONİK
ELEKTRIK (3.-2 s.».»
KOZMETIK
MUHASEBE
BAŞARILI OLMANIZ İÇIN
FONO
AÇIK ÖĞRETIM KURSLARI
42 y 1 ıç rae 300 000 ı aşk n kışın n
yararland ğı FONO kurslar ndan sız de
yararlanaoı' rsın 2 Meslek sahrbtysenız
ışın 2de oârenc ysen 2 okulunuîda
başar lı 0 manız çın FONO kursları
s 2>n de h znnetın ıüedn
Ev nızdekı rahat ortamda tstedığın z
g bı ve s*ed<ğın 2 zaman ça ş p oğre
nerek MILLI EĞITIM BAKANLIĞ ndan
ONAYLI DIPLOMA alıp yaşantmıza
v*en ufuklar açabıl rs n 2
C M L ESlTlM BAKANL Ğl ad
FFONOGeniş b tg C
n
hupony do dura
ıstancu
"el (02121M19900
HJhaD
Açık Ojjretim Kurumu fa> ro2 2) 5M 27 42
Adı Soyadı
Artrns
Bilgi almak
Meslek
Istediginlz
II. T»l. ,
kıır^lar
'Ulus' ve 'devlet' nereye?
Unutmayalım kı. "ulus devlet" bu bü> ük güç altında ezjlırken
uluslararası örgütlenn aracılığı>la güçlenen de\ devletler de var. Bu
küreleşrnesürecındeonlarenmnor, tersıneguçlern>or, büyuvor
Doç. Dr. YILDIZ SERTEL
D
urmadan ı^ıtıvoruz Devlet
kuçulmelı Dunya değışı-
yor. butunleşıyor, ckono-
mının kulturun kureleşmesı
surecı durdurulamaz, "ulus
devlet" donemı bıttı'
"Devlet" ıçın nelersoylenmedı kı'Hegel,
otonter devletın ılahı guçlere dayandığını
soyluyordu Mar\ ıle Engels, devletın sınıf
çıkarlannı koruduğunu sınıfsız toplum
kurulunca ortadan kalkacağını ılen surdu-
ler Şımdı de "ulus devlet"ın yok olacağı
soylenıyor
Bınncı Dunya Savaşı'ndan sonra Av-
rupa'da çokuluslu ımparatorluklaryıkıldı,
"ulus de*letler" kuruldu Avustuod vc Os-
manlı ımparatorluklan parçalanıp kuçuk
bağımsız dev letlere y er verdıler 1917 dev n-
mınden sonra. Çarlık lmparatorluğu"nun
yerınde kuruian Sovvct devletı bdğımlı
halklara ozerk cumhunvetler kurma hak-
kını tanıdı Anarşıstler her ne kadar devlet
otontesını yıkmak ıstıyorduysalar da bu
olamadı Aksıne buyuk. despotık bır Rus
devletı ve hatta Rus İmparatorluğu kurul-
du Bız de Mısak-ı Mıllı sınırlan ıçınde
bdğımsız bır Turkıye Cumhunyetı kurduk
Bu. "ulus dev let"ın ekonomı polıtıkası dev-
letçılıktı Mıllı egemenlık ve kalkınma. dev-
lete dayanardk sağlanıyordu 1930'lu yılla-
nn ekonomık bunalımı Amenka, Ingıltere.
Fransa gıbı demokratık Batı ulkelennde.
devlet mudahalelennı gundeme getırdı
Amenkd'da "ne«-deal", ^vrupa'dd tam
istihdam" polıtıkalanyla 'sos>al devlet' bıçı-
mı ortaya çıktı Almanva ve Italva'da ıse
bunalım otonter. yayılmacı devlet bıçımını
getırdı "Faşist de»ler" /kıncı Dunya Sa-
vaşı"na>olaçtı
Ikıncı Dunya Savaşı'ndan buyana. dun-
ya elbette kı çok değıştı Dunya ekonomı-
sınde "küreleşme" bır gerçektır Çokuluslu
şırketler yoluvla. ulusal sınırlan aşan bır
uretım ve dağılım sıstemı kurulmuştur
Uluslararabi nıtelık kazanan bazı bankala-
nn bu şırketlerle bırleşmesı sonucu kurulan
dev tekeller. devletlen etkıleven bırer guç
halıne gelmışlerdır Fransa'nın eskı başba-
kdnlarından Michel Rocard. 1960"larda
yazdığı "A*rupa'ja Karşı A»rupa" başlıklı
kıtabında. IBM Fransız pazannda egemen
oldukça. Fransa nın bır mıllı elektronık
polıtıkası oldmdyacagını yazmıştı Sınaı ve
malı sermayenın dunya çapında bırleştığı
ve orgutlendığı bır donemde vaşıyoruz Bu
yenı dunva ekonomık duzenı Dunya Ban-
kası. IMF. GATTgıbıorgutleryoluylagıt-
gıde daha çok uluslararası bır nıtelık kaza-
ruyor Bu orgutlenmenm kapsamına gıren
buyukbankalarıse. UçuncuDunydulkele-
nne yuksek faızlı borçlar vererek senndye
bınkımlennı arttınyor
Pans'te, Fransız Mıllı Bılımse) Araştır-
ma MerkezTnde, 1986 yılında yaptığımız
bır semınerde "küreleşme" sorununu bu-
tun boyutlanyld ele dlmıştık Ordda dunya
ekonomısının kulturunun butunleşmesıy-
le beraber emperyahzmın uluslararası bır
nıtelık kazandığı ılen surulmuştu Gene
Pans'te. verdığı bırkonferansta. Amerıkan
ıktısatçısı V\ allersteine. "dünya imparator-
luğu"na doğru gıdıldığınden soz etmıştı
Lnutmayalım kı, "ulus devlet" bu buvuk
guç altında ezılırken uluslararası orgutlenn
aracılığıyld güçlenen dev devletler de var
Bu küreleşme surecınde onlar enmıyor,
tersıneguçlenıyor. buyuyor
Bu durumda ne yapmalı'' "Küreleşme"
(globalleşme) kaçınılmaz bır sureç Akıntı-
>a kurek çekmenın yaran yok Bırak. tes-
lım ol. rahat et Pazar ekonomısı. ıyı ve
kotu yonlenyle ne getınrse getırsın, "ulus
devlet" gıderse gıtsın dıyebıl
9
Bu konudakı tartışmalarda gozden kaçı-
nlan sorun şu "Ulus devlet" gıdıyor, ya
"ulus" ne oluyor' Her ulus, kendı varlığını,
benlığını kulturunu. bağımsızlığını koru-
mak ıster Boyle olduğu ıçın de. mıllı gele-
neklenn, sosydl vemordl değerlenn yok
olmasına, maddecı bır zıhnıyetle ınsancıl
değerlerden uzaklaşılmasına karşı ulusun
değı^ık tabakdlarından tepkılergelı>or Bu
tepkıler kuçumsenemey ecek kadar onemlı-
dır İran"dakı "İslam Devrimi"nın tabanın-
da bır kımlık arayi!}i yatıyordu Humeyni'yı
ıktıdara getıren olaylarda, koylerden Tah-
rdn'd goçmuş yuz bınler ayaklanmıştı
Tepkı. Şah ın baskısına olduğu kadar. 'Ba-
tı!ılaşma'\ la beraber gelen ahldk duşuklu-
ğune. ulusal geleneklerın çığnenmesıne.
halkın yoksullaşmasına karşı ıdı Bunun
bır başkd orneğını Rusya'dd goruvoruz
Jirinovski'nın kdZdndığı oylann temelınde
Rus mılletının globalleşmey le kınlan guru-
ru. pazar ekonomısının arttırdığı sefalet
yatıyor Buyuk ve egemen bır dev letesahıp
olmava alışık Rus halkı. dılencı durumuna
duşmekten utanıyor Aynı Iran'da olduğu
gıbı mıllı varlığı ezen 'Coca Cola kültürü'-
ne karşı nefret duyuyor \eltsin bu akıma
karşı koyamıvor
Bır mıllı kurtuluş savaşı vermış olan ul-
kemızde ıse tepkıler genıştır Bunlann ba-
şında Kemalıst. laık devlete bağiı aydınlar.
kıtleler var Bunlar haklı olarak "Llusal
varlığunızı korumak için kan dökrük, bir
devrim yaptık; bundan vazgeçemeviz" dı-
yorlar Ote yanda orgutler dınsel. sosyal
geleneklere bağlı yığınlar var Bunlar da
Iran'da olduğu gıbı. "Batı taklitçiliği iste-
mivoruz. Kendi ulusal değerlerimizi koruya-
lun" dıyerek genış kıtlelere seslenebılıyor-
lar
Goruluyor kı. ulus da devlet de o kadar
kolay sılınıp gıtmıyor Önemlı olanı. bu
bütunleşmeye karşı tepkılenn doğuracağı
devlettır "Clus devlet" gıderse venne ne
gelır' Demokratık duzen ıçınde mıllı varlı-
ğımızı koruyabılırsek ne ıyı Ama gunun
bınnde bu dunyada yenı Hitler'lenn. Aye-
tullah'lann hem de çok otonter devletler
kurduklanru gorursek hıç şaşmayalım
TARTIŞMA
Insanlann eşitsizKği üzerine
UMUT HANGİ DAĞIN ARDINDA
HalitÇelenk
I bası 60 000IKD\ ıçınde)
I
nsan doğdu,
gelıştı.aklını
kullanmayı
oğrendı.aletyapıp
toprağı ışledı.
zamanlaılk vahşi
doga halını terk edıp bırlıkte
yaşamayı oğrendı İşteınsanın
yeryuzune ılk gelışı v e bunu
ızleyen zaman dıhmı
ıçensındekı tınsel ve fızyolojık
gelışımı (yanı ınsanhğın yerleşık
duzene geçmek ve uygarlaşma
yolunda yaptığı uzun yolculuk)
insanlar arasındakı eşıtsızlığın
ük tohumlan oldu Bu noktada
unlu Fransız fılozof J.J.
Rousseau'yakulakverelım J J
Rousseau "İnsanlar Arasındaki
Esitsizliğirı Kaynağı ve
Temelleri L zerine Konuşma"
adlı kıtabında şoy le dıv or
"İnsan tüninde iki tür eşitsizlik
göriivorum. Biri. doğa
tarafından mevdana getirildiği
ve yaş, sağlık. bedendekj gûçler
ve zeka y a da ruh nitelikleri
arasındaki farklardan oluştuğu
için buna doğal > a da fizik
eşitsizliği diyorum. Öteki, bir
çeşit uzlaşmav a dayandığı ve
ınsanların onaması ile kurulmuş
ya da hiç değilse onlarca kabul
edilrruş olduğu için, buna manevi
j a da politık eşitsizlik adı
verilebUir."
Rousseau, insanlar arasındaki
eşıtsızlığı ıkı ana başlık altında
topluyor "Doğa tarafından
mevdana getirildi" dedığı
fızıksel eşitsizlik. adından da
anlaşılacağı uzere. kadın ve
erkek arasındaki kaba kuvvet
dengelenne dengesızlığıne
dayalı bıreşıtsızhktırkı, bu
gayet doğaldır Çunku bubır
'doğa kanunu'dur ve fızık
ustunluğunu elınde
bulunduran erkek, kadını
dıştan gelen her turlu
tehhkeiere karşı korumakla
yukumludur
Pekı ınsanlararasmda nıçın
devamlı suretle bır eşitsizlik halı
hukum surer0
Kımı aklı ew el
bu soruyu, "Hadi canım sen de,
insanlann on parmağı birbirine
eşit mi ki, insanlar birbirlerine
eşit olsun" gıbısınden
yanıtlayabılır Butıpmsanlara
venlebılecek en guzel yanıt şu
olsagerek "Evet,onparmak
birbirine eşit değildir, çunku
aralannda bır mıktar boy farkı
\ardır. Fakat on parmağın da
beslendiği kaynak bırdir ve bu
kav nak o kadar adildir ki, on
parmağı da eşit koşullarda ve
olçudebesler."
Bu aşamada dıyebılınz kı,
snsanın yeryuzune ılk gelışı ve
bunu ızleyen zaman dıhmı
ıçensındekı gelışımı ınsana.
kendı kendıne yetebılmeyı
oğretmıştır Insanınbuyetıyı
kazanmasının sonuçlanndan
bın de topraktan yararlanma
yollannı oğrenmış olmasıdır
Tahmın edıleceğı uzere
toprağın insanlar tarafından
-çeşıtlı amaçlara yonelık olarak
kullanmak amacıyla-
paylaşılmış olması, zorunlu
olarak özel mülkiyet rejımını
gundeme getırmıştır
Rousseau, ozel mulkıyet rejımı
ve insanlar arasındaki eşitsizlik
kavramı arasında şu tıp bır
ılışkı kuruyor "Sosjaleşitsizlik
ve insanın insanı sömürmesi, ozel
mülkivet rejimine bağlıdır."
Pekı, bu noktaya kadar gelen
ınsanlık ne yapacaktı9
Mulkıyet rejimine karşı
dırenebılecek mıydı0
Yoksa
ozel mulkıyet rejımı ınsanlığa
karşı bırzafermı kazanacakü"
7
îkıncısı gerçekleştı ve tum
dengeler bır anda alt ust oldu
Adeta ınsanhğın zembereğı
boşalmıştı Guçlu olan zavıftan
daha fazla kazanjyor, necfendîr
bılınmez o oranda da toplum
ıçındekı saygınlığı artıyordu
(tıpkı gunumuzde olduğu gıbı)
Artık ınsanlık gen donuşuçok
zor olan bır yola gınnıştı
Yeteneklenn gelışımı. dıllenn.
kulturlenn zengınleşmesı
bırbınnı ızhyordu İnsan, akhnı
eskıye oranla (ılk doja hahne)
daha venmlı kullanabılıyordu
Fakat sermayeeşıtsızhğı.
zengınlenn ellennın altında
bulundurduklan guçlennı
ınsanlık aley hıne olacak
şekılde. kendı ıhtıraslan
doğrultusunda kullanmalan
insanlar arasındaki uçurumu
daha da dennleştınyordu
Gunumuz kapıtahst
duny asında da geçerlılığını
koruyan insanlar arasındaki bu
eşıtsızhk kavramı, gorulduğu
uzere. gucunu geçmışten ahyor,
gunumuze taşıyor Demekkı.
insanlar yetkınleştıkçe,
kulturlerzengınleşıp teknolojı
kendını ınsanhğın hızmetıne
sundukça. sanıldığı gıbı
insanlar ıçın bır ılerleme değıl,
tersıne bır genleme soz konusu
oluyor Çunku insanlar, ılk
doğa hallennde (vahşı hallen)
bırbınne eşıttı
Burak Ulusal / Pendik
PENCERE
Samiye Hanım Öldü,
Ayıp SÜPüyop...
Nâzım Hikmet'ın kız kardeşı Samiye Yaltırım gozlerı-
nı bu dunyaya kapadı
Her ınsan gıbı o da geldı.
*Ve geçtı
Nâzım'ın bır rubaısı
' Paydos dıyecek bıze bır gun tabıat anamız,
' gulmek ağ/amak bıttı cocuğum
Ve tekrar ucsuz bucaksız baslayacak
gormeyen, konuşmayan, duşunmeyen hayat
•
Nâzım Hıkmet Adnan Menderes Hukumetı nın 15 Ma-
yıs 1951 gunlu kararıyla Turkıye Cumhunyetı vatandaşlı-
ğındançıkarılmıştı Samiye Yaltırım omrunun son yılla-
rını bu kararın kaldırılması ıçın çaba harcayarak geçır-
dı
Turkıye Yazarlar Sendıkası Başkanı Aziz Nesln 15
Ocak 1988 gunlu anma toplantısında
- Yırmıncı yuzyıl yazar ve şaırlerı dıyordu Bız he-
pımız Nâzım Hıkmet ın soluğundan çıktık Nâzım Hık-
met ın şıırıne karsı koyanlar da, taklıt edenler de, etkı-
sınde kalanlar da Nâzım Hıkmet ın soluğundan yararla-
narak, ondan soluklanarak ortaya cıktılar
Butun yazar ve şaırlenn -aynı yoldan gıtsınler ya da
gıtmesmler- Nâzım ın havası ıçınde yetıştıklerı, bu du-
şunceden oluştuklan kabul edılırse -kı bunun doğru ol-
duğuna ınanıyorum- o zaman ınsanların ustalarına, yol
gostencılerıne karşı buyuk borcları vardır O borclann
başında, çok yanlış bır karar olan yasal olduğu tartışıla-
bılır, keyfılığı tartışılamaz olan vatandaşlıktan cıkarma
kararı nın kaldırılması ıcın once bızım uğraşmamız ge-
rekıyor Bu, bır dılek değıldır bır borçtur aydınlara Turk
aydınlarına duşen bır borctur
Samiye Yaltırım Bakanlar Kurulu na 3 Hazıran 1988
gunlu başvurusunda haksızlığın gıderılmesını ıstedı
'- Nâzım Hıkmet dunyada Turk ulusunun bır sımgesı
olmuştur Dunya O nu Turk ozanı olarak tanıyor Kendısı
de şıırlerınde Turkıye ye olan hasretını ve bağlılığını
oteden ben dıle getırmıştır ( ) Yenı bır kararname ıle
haksız olan Turk vatandaşlığından çıkarılma kararmın
kaldırılıp Nâzım Hıkmet e Turk vatandaşlığının verılme-
sını hukumatten talep edıyoruz
özal Hukumetı dılekçeye yanıt vermedı
Samiye Yaltırım adına avukatları bu kez de Danıştay a
başvurdular Dantştay vatandaşlık şahsa bağlı hak ol-
duğundan Samiye Yaltırım tarafından başvuru yapıia-
mayacağı gerekçesıyle ısteğı reddettı
Samiye Yaltırım Hanım bır vakıf kurdu
"Nâzım Hıkmet Kultur ve Sanat Vakfı '
•
Turk dılının buyuk şaırı 'Mıllı Kurtuluş Savaşı Des-
tanı"ru yazmıştı
Tek suçu yoksulları ana baba bır kardeş gıbı duşunen
bıryurektaşımasıydı
Rubaı
' Şarapla doldur tasını, tasın toprakla dolmadan dedı
Hayyam
Baktı ona, gul bahçesının yanından gecen
uzun burunlu yırtık pabuclu adam
"Ben, bu nımetlerı yıldızlarından çok olan dunyada
açım 'dedı,
"Şaraba değıl, ekmek almaya bıleyetmıyor param
Dılımızın buyuk şaırlerının başında gelen insanı 'Ba-
kanlar Kurulu kararıyla vatandaşlıktan çıkarmış bır
devletın yurttaşı olmak ayıbını taşıyoruz
•
Samiye Hanım bu ayıbı kendı hesabına değıl, bızım
hesabımıza sılmek ıstemıştı
Ooldu
Ayıp suruyor
VEFAT
Eskı Matbuat Mudurlennden Hıkmet Nâzım Bey ıle
ressam Celıle Hanım'ın kızlan buy uk Turk şaın
Nâzım Hikmet'ın kızkardeşı. Metın - Fatma Melda
Kalyoncu'nun ablalan, Memet Nâzım'ın halası,
Murat Erduran'ınteyzesı.SareOkçu'nunyeğenı.
Ayşe ve Hıkmet Yaltınm'ın sevgılı annelen. Ergul
Yaltınm ın ka\ ın\ alıdesı. Arzu - Sey fi Imamoğlu.
Murat Germen, Nazım ve Aslı Imdmoğlu'nun
buyukannelen. Efe ve Can İmamoğlu'nun nınelen.
Merhum Seyda Yaltınm'ın eşı
Nâzım Hıkmet Kultur\e Sanat Vakfı Kurucusu ve
Başkanı
SAMİYE
YALTTRIM'ıkaybettık
Cenazesı bugun (27 mart) ıkındı namazını muteakıben
Karacaahmet Camıf nden kaldınlacak \ e
Karacaahmet Mezarlığfnda toprağa v enlecektır
AİLESİ
GENELKURULİLANI
S S Gazetecıler Konut Yapı Kooperatıfı nın 1993 yılı çalışma done-
mı ıle ligı.'i olagan Genel Kurulu 30 Nısan 1994 gunu saat 14 00 te Is-
tanbul Cagaloglu Turkocagı Caddesı No 1 Basın Sarayı Kat 2 dekı
Gazetecıler Cemıyetı Burhan Felek Konferans Salonu nda aşagıdakı
gundemı gorusmek uzere toplanacaktır
Gereklı yasal çogunluk sağlanamadıgı takdırde ıkıncı toplantı 7 Ma-
yıs 1994 gunu aynı yer ve saatte yapılacaktır
S.S. GAZETECILER
KONUT YAPI KOOPERATİFİ
YÖNETİM KURULU
CÜNDEM:
1 Yoklamaveaçılıs
2- Başkanlık Dıvanı seçımı
3- Genel Kurul Toplantı Tutanagını ımzalamak ıçın Genel Kurul
Başkanlık Dıvanına yetkı verılmesı
4-Yonetım Kurulu Çalışma Raporu ve Bılançonunokunması
5- Denetçıler Raporunun okunması
&• Raporlar ve Bılançonun goruşulmesı
7- Yonetım Kurulu ve Denetçılerm ayrı ayrı aklanması (ıbra)
8-1994 yılı Çalışma Programı ve Butçesının okunması goruşulmesı
karara baglanması
9-634Sayılı Kat Mulkıyetı Yasası doğrultusunda ferdıleşme
ıslemlerınınyapılması YapıKullanmaızınbelgesıalınması cıns
değışıklığı yaptınlması Kat Irtıfakı ve Kat Mulkıyetının kurulması
konularında Yonetım Kuruluna yetkı verılmesı
10- Yonetım Kurulu Uyelerı ve Denetçılerm seçımı
11 Dıleklerjbıtenbloklarınanahtarteslımprogramı daırelerde
yapılabılecektadılatlar pancurların renk ve detaylarının tesbıtı) ve
kapanış