Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 MART1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOM 11
TSKB'den
Kavala'ya ffias
davası
•ANKARA (ANKA)-
Türkiye Sınai Kalkınma
Bankası (TSKB). Kavala
Grubu'nun gıda sektöründe
faaliyet gösteren şirketi
Konşkav'ın iflasını istedi.
TSKB, Konkav Kavala
Konservecilik Sanayi ve
Ticaret AŞ'nin iflası istemiyle
İstanbul-Beyoğlu 1 'inci
Asliye Ticaret Mahkemesi'ne
başvurdu. Mahkeme,
başvuruyu kabul ederek iflas
takibinin kesinleştiğini
bildirdi. Mahkemenin
konuyla iigili duyurusunda
Konkav Kavala'dan alacaklı
olanlann 17 marta kadar
iflas davasına müdahale
eünehaklan bulunduğunu
arumsatıldı.
Yunanistan'da
'İşkadınları
KonferansT
• ATİNA(AA)-
Yunanistan'ın ikinci büyük
kenti Selanik'teyann
"Işkadınlan Konferansı"
düzenlenecek. Avrupa
Birliği'nce desteklenen
konferansın, birliğin eylül
ayında Berlin'de
gerçekleştireceği aynı
konudaki konferansa
hazırlık niteliği taşıdığı
belirtildi. Konferansa ilişkin
yapılan açıklamaya göre,
Avrupa Birliği bünyesinde
işkadınlan en fazla
Danimarka'da bulunuyor.
Bu ülkeyi Fransa ve İngjltere
izliyor. Yunanistan'da ise
kadınlann en çok turizm,
gıda ve tekstil alanlannda
çalıştıklan beh'rlendi.
SereTinyeni
yatirımlam
• İZMİR (AA) - Elginkan
Topluluğu şirketlerinden
Serel AŞ'nin Manisa'daki
fabrikasında üretilen vitrifıye
maizemelennin sıralama
işinde teknolojinin
yeniienmesi için yeni
yaunmlaryapıldı.
Elektrostatik ve roboila
sırlama sistemlerinin
kurulmasıiçintoplam 10
milyar lira harcandı. Dünya
piyasalannda rekabet etmek
için, bu yatınmlann şart
ojduğunu belirten yetkililer,
"İşçiük, kalite ve diğer
konularda rekabet
edebilmek, ihracat
yapabilmek için, dünyanın
önde gelen vitrifiye
üreticilerinin kullandığı
teknolojiyi edinmek
zorundayız" dediler.
Hava-jş'ten
TüPk-İş'e tepki
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hav a-lş Sendikası
Genel Başkanı Atilay Ayçin,
Türk-İş'in desteğine
katılmadıklannı belirterek,
Türk-İş'i, "Işçinin
ikramiyesine el koyan
hükümetin suç ortağı
olmakla" suçladı. Ayçin,
açıklamasında, koalisyon
hükiimetini "sermaye
hükümeti" olarak
nitelendirerek. "Çiller ve
hükümetine Türk-tş'ten
destek verilmesini, talihsiz bir
beyanat olarak nitelendiriyor
ve katılmadığımızı
belirtiyoruz" dedi.
Sigorta prim
lammı arttırıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Süresinde
ödenmeyen sigorta
primlerine ilişkin gecikme
zammı ayhk yüzde 9'dan
yüzde 12'yeçıkartıldı. Yeni
zam oranı. yıllık yüzde 144
olarak belirlendi. îşverenler
veisteğe bağlı sigortalı
olanlann, gecikme zammı
kapsamına girmemeJeri için,
primlerini ait olduklan ayı
izleyen ayın sonurta kadar
SSK'ya ödemeleri gerektiği
belirtildi.
ŞİRKETLERDEN
ICOMMER-
İCIALUNION.
I Capitol'ün
| bünyesindeki
Satürn Eğlence
Merkezi'ni teminat alüna
akJı.
•GÜNEŞ Hayat Sigorta.
Ticaret Sigorta'run 64 kişilik
personelini aileleri ile birlikte
Grup Sağlık Sigortası
teminaü altına aldı.
• RAY
SİGORTA,
Havaş
Havaalanlan
YerHizmetleri
AŞ'nin
İstanbuJ, Ankara, İzmir,
Antalya ve Dalaman
havaalanlanndaki
faaliyetlerini güvencesi altına
akJı.
Kriz, ticari ahlakıtiiketti
YAKLP BİLGE
Mali piyasalarda başlayan \e
tüm ekonomiye yayılan kriz gi-
derek ticari ahlakı tehdit edi-
yor. Kaynak sıkıntısı çeken fir-
malar. piyasadan aldıklan va-
desi gelmemişçekleri işleme ko-
yuyor. Bankalardan kredi ala-
maz duruma düşen tüccar ise
çekleri ödemiyor.
3167 sayılı Çek Kanunu'nun
4'üncü maddesine göre çek, ya-
aldığı andan itibaren nakittir.
Ancak şimdiye kadar piyasada-
ki ticari gelenek gereğince çekin
vadesi gelmeden işleme konul-
muyordu. Ocakta başlayan
kriz nedeniyle firmalar büyük
bir kay nak sıkıntısı içine düşün-
ce. piyasalardan topladıklan
vadesi gelmemiş çekleri tahsil
etmeye başladı. Bu da piyasa-
daki çek ve senetlerin ödenme-
me oranını bir anda yüzde 60'a
yükseltti. Mevcut Çek Yasası'-
ndaki bu aksaklığa rağmen
Meclis Adalet Komisyonu'nda
kabul edilerek genel kurula
gönderilen yeni Çek Yasası bu
boşluğa bir çözüm getirmiyor.
Yeni yasa, bankalara bazı yenı
sorumluluklar yüklüyor. An-
cak piyasada çekle iigili yaşa-
nan sorunlann bu yasayla gide-
rilmediği bildiriliyor.
Ticari ahlak tehlikede
Ticari ahlakın giderek tehli-
keye girdiğinin ilk işaretini Cı-
han Grubu verdi. Kaynak
sıkıntısına giren Cihan Grubu.
1995 yılı için aldığı avans çckle-
rini bankalara vererek tahsile
başladı. Grubun bankalara
Finans sektöründeki
bunalım giderek tüm
ekonomiye yayılırken ticari ahlak
yok olmaya başladı. Bugüne
kadar, vadesi gelmemiş çekler,
kanunen tahsili olanaklı olduğu
halde işleme konulmuyordu.
Ancak kriz nedeniyle kaynak
sıkıntısı çeken firmalar, piyasadan
topladıklan çekleri vadesinden
önce tahsil yoluna gidiyor.
Kavi erozyonun ilk işaretini vermişti. Şahinoğlu: Vergi toplamak güçleşti.
YeniCek Yasasıne getlriyor?
* Banka.çekikarşıFıksızçıkan
müşteriye bir ihtar mektubu yollayacak.
Eskiden on gün olan bu süre. yeni
yasada yedi güne indirildi.
* Çek sahibinın ödemeyi geciktirmesi
durumunda. gecikme faizi muhatap
bankanın kısa vadeli kredilere
uyguladığı faiz oranı olarak
uygulanacak.
* Banka. çeki karşıiıksız çıkan hesap
sahibi hakkındaki bilgileri, Merkez
Bankası'na yedi işgününde bildirecek.
* Banka, müşterisinin kimliğini
ve açık adresini kuralına uygun olarak
almadığı, çeki karşıiıksız çıkan ya da çek
yasağı olduğu halde çek kesen
müşterisini Merkez Bankası ve
Cumhuriyet Savcılığı'na bildirmediği
takdirde beş milyondan on milyona
kadar para cezasına çarptınlacak.
* Biryıl veya hükmolunan süreiçinde
çek kesme yasağı olduğu haldeçek
kesenlere verilecek hapis cezası ağır
para cezası şeklinde değiştirildi.
* Karşılıksızçıkançektebankalann
ödemek zorunda olduklan miktar 500
binTL'yeçıkanldı.
Bu miktann üzerindeki çeklerde
bankanın ödeyeceği miktar çek bedeline
göre hesaplanacak.
verdiği çekler 3 bin dolayındakı
bayıyi ilgilendiriyor. Bayilerde
çeklerin avans için verildiğini
belirterek ödeme yapmıyor. Ti-
cari ahlakın giderek erozyona
uğrayacağının işaretini Istan-
bul Sanayi Odası (İSO) Baş-
kanı Hüsamettin Kavi vermişti.
Kavi. geçen ay İstanbul'da
yapılan ÎSO Meclis Toplantısı'-
nda yaptığı konuşmada, finans
piyasalannda yaşanan krizin
sonucunda banka kredilerinin
çalışmadığına işaret ederek şöy-
le demişti:
"Küçük \e orta ölçekli işlet-
melcrde nakit aktşında sıkıntdar
vardır. Önümüzde maaş ve ka-
muya ödemeler vardır. Bu tablo,
mart ve nisan ayları içinde bizi
ciddi endişelere sevk etmektedir.
Sanayici bugün yıllardır özenle
koruduğu ticari ahlakı muhafa-
za etmeye çalışmaktadır."
Vergi toplanamaz
İstanbul Ticaret Odası (İTOi
Başkanı AtaJav Şahinoğlu. dö-
viz fıyatlannın sürekli y ükseldi-
ği, faizlerin fırladığı, bankalann
kredi vermediği bir ortamda ti-
cari ahlaktan sö'z etmenın zor
olduğunu söyledi. Şahinoğlu.
bu şartlarda hükümetin hedef-
lediği vergiyi de toplamasınm
zor olacağına dikkat çektı. Şa-
hinoğlu, sıkınünın nisan ayının
ilk yansmda daha da artacağını
ifade etti.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar:
Mega rant döııeıııi kapaıuııal
MERİH AK
İZMİR - Ege Bölgesi Sanavı Odası
Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar.
sanayicinin dayanma noktasının tüken-
diğini belirterek. son ekonomik
sarsıntıyı. sanayiye önem vermeyen 15
yıllık birikimin sıkıntısına ve bunun
1994 yılı başında fark edilerek paniğe
kapılınmasına bağladı.
Kumarhane, borsa ve döviz büfeleri
gibı mega rant araçlannın üretime bü-
yük darbe vurduğunu savunan Yaşar,
"Mega rant döneminin bittiği, sanayinin
ön plana alındığı. paniğin yok edilip gû-
ven ortamınm sağlandığı, seçim ekono-
misinin yapılmadığı bir ortamın özlemi
içindeyiz" dedi. Yaşar. erken seçime de
karşı çıkarken sorunlann çözümü için
toplumsal uzlaşmanın şart olduğunu da
savundu.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Se-
lim Yaşar, Türkiye'nin 1994ekonomisi-
ne "nazar" değdiği görüşünde. 1993
yılında Türkiye'nin büyüme oranının
özellikle imalat sanayiinde i>i olduğunu
belirten Yaşar, 1994 yılı başından itiba-
ren sipariş alamaz duruma gelen sanayi
sektörünün önce stoka, sonra ücretlı
izin kullandırmaya başladığını anı-
msattı.
Sanayi sektöründe yaşanan dureun-
luğun devam etmesi durumunda birçok.
sanayicinin işçi çıkarmayla karşı karşı-
ya kalacağını savunan Yaşar, özellikle
otomotiv yan sanayiinin durgunluktan
en çok etkilenen grup olduğunu bildirh
di.
Yaşar. yere! seçim yükünün ekono-
mik baskıyı arttırdığıni belirterek. erken
seçimin kesinlikle yapılmaması gerekti-
ğini söyledi. Yaşar. "Bir koalisyon
yıkılır, yeni bir koalisyon kunılur. Erken
• Kumarhane. borsa ve döviz
büfeleri gibı mega rant
araçlannın üretime büyük
darbe vurduğunu savunan
Yaşar, "Mega rant
döneminin bittiği, srnayinin
ön plana alındığı. paniğin yok
edilip güven ortamınm
sağlandığı, seçim
ekonomisinin yapılmadığı bir
ortamın özlemi içindeyiz"
dedi.
Yaşar: Ekonomiye nazar değdi.
secirae gerek yoktur" dedi. Türkiye'nin
bugünkü yaşadığı olumsuz duruma
1979 yılından bu yana izlenen yanlış
para politikalarının yol açtığını savunan
Yaşar. "Sorunlara hep para politikaları
açısından yaklaşıldı. 1979'dan beri üreti-
me, sanayiye. yatırıma, verimliliğe önem
verilmemiş ve btıgünlere gelinmiştıV diye
konuştu
Mega rantlar dizginlenmeli
15 yıllık süreçte Türk halkının "mega
rant yaşam tarzı"na alıştınldığını belir-
ten Yaşar. kumarhane. döviz büfeleri ve
borsanın dızginlenmesinin şart olduğu-
nu söyledi. Yaşar. mega rant hakkında
görüşîerini özetle şöyle dile getirdi:
"Türkiye'de kumarhanesi olmayan şe-
hir kalmamıştır. Burada insanlar para
kaybetmek. paradan para kazanma hu-
yuna kapılmıştır. Tabii ki turizm bölgele-
rinde kumarhane olabilir. Fakat büyük
şehirierimizde paradan para kazanma.
vani mega rant felsefesinin çıkış noktası
olmuştur. Hiçbir yerde buradaki menkul
kıvnıet şirketleri gibi, at ovunu ovnar
gibi, otunıp da bir tablonun başında bir
gündeyüzde 10ka/anrp\ü/de lOkaybet-
me. bir milyon lira gibi ufacık bir lotla
oyun oynama gibi bir şey yoktur."
Serbest pazar ekonomisınde kural-
lann konulmadığı için baa hatalann
yapıldığını belirten Yaşar, bu ortamda
yaşanan paniğin değişik sonuçlara yol
açtığını savundu. Yaşar. " Mega rant
döneminin bittiği, sanayinin ön plana
alındığı, paniğin yok edilip güven or-
tamınm sağlandığı, seçim ekonomisinin
yapılmadığı ortamın özlemi içindeyiz"'
dedi.
Sanavınin davanabileceği noktayı
geçtiği belirten Yaşar. geçıci sanılan
yüksek (aız uvguiamasının, yerleşen bir
yüksek faiz ortamı, yerleşen bir, "sipariş-
leri iptal etme ortamına' dönüştüğünü
vurguladı.
Uzanlann avukaü
görevinden aynldı
Ekonomi Servisi - Uzan
Grubu'nun avukatı Sü-
mer Altay görevinden ıstı-
fa etti. İmar Bankasf nın.
çeşitli kuruluşlardan faız-
leriyle birlikte toplam 5
trilyon liraya yaklaşan alacak talebi ile
iigili açtığı 40 civannda dosyaya istifa
dilekçesini koyduğunu belirten avukat
Sümer Altay. "Ozgürlüğüme kavuş-
rum" dedi.
Görev yaptığı süre içinde İmar Ban-
kası. înterstar televizyonu ve Uzanla-
nn en önemii davalannı üstlendiğinı
anlatan avukat Sümer Altay. bu dav a-
lar nedeniyle tüm zamanını bu kuru-
luşlara ayırmak zorunda kaldığını be-
lirtti.
Av ukat Sümer Altav. "İflaslar, kon-
kordatolar artınca, keıîdi hukuk bürom
bulunduğu halde. da>a yoğunluğu nede-
niyle istemeden adeta L'zan Grubu'nun
bir yöneticisi konumuna geldim" dedi.
Sümer Altay, aralannda Cumhuri-
yet Gazetecilik ve Matba-
acılık'ın da bulunduğu
Veb Grubu. Nasaş. Me-
dia Print ve Kadirbevoğlu
İnşaat gibı kamuoyunda
büvük yankı uvandıran
İmar Bankası'nın alacak davalannda.
bundan böyle >er almayacağına dik-
kat çekti. Avukat Altav. İnterstar'ın
Fenerbahçe ve Galatasara> spor ku-
lüpleri aleyhınc açtığı davalardaki gö-
revinden de çekildiğini ifade etti.
Uzan' Grubu içinde hukuki işlerin
takibi ile iigili olarak yeni bir yapılan-
ma ve organizasvona gıdildığıni de
kaydeden avukat Sümer Altay. Uzan-
lar adına söz konusu davalan takıp
ederken görevi gereği yapmak zorun-
da kaldığı uygulamalardolayısıyla üz-
gün olduğunu da sözlerineekledi.
Konuk
Yazar Merkez Bankası'nın özerkliği
Prof.Dr.TURGUTTAN
Son devalüas\on karanndan sonra
buna kimin karar verdiği taruşmalan ile
beraber Merkez Bankası'nın özerkleştiril-
mesi sorunu da gündeme gelmiştir.
Merkez Bankası'nı özerkleştirecek \eva
hükümetin Merkez Bankası kaynaklanna
başvurmasma sınır getirecek anayasal ve
yasal düzenleme girişimlen geçmışte de
görülmüştür. 1961 Anayasası hazırlanı-
rken özerk kurum olarak 'Milli Merkez
Bankası' ile iigili hükme anayasada yer ve-
rilmesi önerilmişse de kabul görmemiştir.
Benzer girişim 1982 Anavasası hazırlanı-
rken de yapılmış ve Daruşma Meclisı Ana-
yasa Komisyonu tarafından hazırlanan
tasanda hem Merkez Bankası hem de
borçlanma ile iigili hükümlere yer veril-
miştir.
Merkez Bankası ile iigili Olarak "Bakan-
lar Kurulu tarafından tespit edilen para ve
kredi ilkelerini. kalkınma planlan ve yıllık
programlara uygun tarzda yüriitmek. Tür-
kjye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın gö-
revidir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Ban-
kası Başkanı cumhurbaşkanınca ta\in edi-
lir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası,
devlet, iktisadi kamu teşebbüsleri. beledi-
yeler ve özel idareierce çıkarfılmış tahvilleri
satın alamaz; bankalann kamu kesimine
açtıkları kredileri doğrudan veya dolaylı
formüUerle aktifıne geçiremez. Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası. döviz giriş ve
çıkışlarının para arzında yol açabileceği
olumsuz dalgaiamaları gidermek amacıyla.
kambiyo denkleştirme operasyonlarını yü-
rütür."(m. 141) hükmügetiriîmiştir.
'Borçlanma' başlığı altında da "Devlet
ile kamu tüzelkişüeri, kanunlann tanıdığı
yetkiler cerçevesinde kredi anlaşmaları ya-
pabilirler. Hazine'nin nakit ihti> acını karşı-
lamak için, doğrudan veva dola_\lı olarak.
Türkiye Cumhurivet Merkez Bankası kay-
naklan kuUanılamaz. Ancak, Türkiye
Cumhurivet Merkez Bankası, Hazine'ye.
miktarı cari vıl bütçe ödenekkri toplamının
yüzde on beşini gecmemek üzere, kısa v ade-
İi bir avans hesabı açabilir. Her vıl için bu
esasa göre hesaplanacak avans miktarı-
ndan bir önceki \ ılda alınan avans mahsup
edilir ve llazine've o \ü sadece aradaki fark
ödenebilir" fm: 140) hükmüne yer veril-
miştır.
Biz. o tarihte D.M. Anayasa Komis-
yonu üyesi olarak her iki maddeye de
karşı oy yazmıştık. Bizegöre: "Devletin ik-
tisat politikasmın çeşitli unsurlarıyla bir bü-
rün olduğu. bu unsurlar arasındaki çelişki-
lerin tüm ikrisat politikasmın başarısızlığı-
na yol açabileceği artık iyicc anlaşddığı-
göre devletin ekonomik hak veyetkilerin-
den sayılan vergilendirme. bütçe yapma.
borçlanma ve para basma yetkileri. si>aset
adamlannca icejfi kullanılma tehlikesine
karşı anayasal çerçevede düzenlenmelidir.
Bu cümleden olarak. anayasalarda, örne-
ğin kamu harcamalanna ilişkin kantitatif
sımrlamalar, maksimum vergi oranlan ile
değiştirilemeyecekleri süreler. denk bütçe
ilkesi. devletin borçlanma yetkilerinin
sınırlan gibi düzenlemelere yer verilme-
lidir.
Bu tür öneriler ilk bakışta cazip görün-
mekle beraber. anayasa ve yasalara hü-
küm konulmakla işin bitmediğı herkes ta-
rafından bilinmektedir. Kaldı ki, ülkemiz-
de anayasanın uygulanmayan, üstelik göz
göre göre çığnenen maddelerinin varlığı
Anayasalarda, örneğin kamu harcamalanna ilişkin kantitatif
sımrlamalar, maksimum vergi oranlan ile
değiştirilemeyecekleri süreler, denk bütçe ilkesi, devletin
borçlanma yetkilerinin sınırlan gibi düzenlemelere yer
verilmelidir.
ndan, para politikasmın ana sorumluluğunu
taşıyan merkez bankalarının devlet politi-
kası dışında kalamayacağı fıkri genel kabul
görmektedir. Hatta, merkez bankalarının
hukuki yapılan ve geienekleri iribarıvla bir
özel sermaye bankası niteliğinde sayıldığı
ülkeler de bile. tktisat polirikası, gittikçe
daha geniş ölçüde, hükümet-Merkez Ban-
kası işbirliği ile gerçekleşir olmuştur."
(Türkiye Cumhunyetı Anayasa Tasansı
ve Anayasa Komisyonu Raporu (1-463
Daruşma Meclisi S. Sayısı: 1^5'ya I. ek. s.
75) Her iki madde de halkoyuna sunulan
metinde yer almamıştır.
Buna karşılık 'Kamu Tercihi Kuramı'na
dayandınlan 'Anayasal ikrisat' yanlılanna
dikkate alınırsa, ekonomik alanda getiri-
lecek bu tür hükümlerle yeni anayasal
tartışmalann ıçine girileceğini söylemek
janlış olmaz. Bu tür düzenlemelerin. son
>ıllarda her kesımde destek bulduğu görü-
len 'kısa ve öz anayasa' arayışlan ile ne öl-
çüde bağdaşacağı da ayn bir sorundur.
Merkez Bankası'nm özerkleştirilmesi
konusunda da anayasa ve yasalarda böyle
bir hükme yer verilmekle Merkez Ban-
kası'nın özerkleşivereceği de hayal edilme-
melidir. Her şeyden önce Merkez Ban-
kası'mn hükümetin genel ekonomik poli-
tikasından bağımsız bir para politikası yü-
rüteceğini kabul etmek ne parlamenter sis-
temin mantığı ne de anayasal sistemimizle
bağdaşır.
Geçen yılın sonlannda Merkez Ban-
kası'nı özelleştirmek için yeni yasal düzen-
lemeyegiden Fransa'da. Anayasa Konse-
yi 3 Ağustos 1993 tarihli karannda >a-
sanın fiyatlarda stabilitevi sağlamak
amacıvla para politikasını •belirlemek' (d-
finir) yetkisini Merkez Bankası'na veren
hükmünü. Fransız Anavasasfnın genel
ekonomi politikasını belirlemek yetkisini
hükümete verdiğini belirterek para politi-
kasmın belirlenmesinin genel ekonomi
politikasmın aynlmaz bir parçası olduğu-
nu ve bunun da hükümetin yetkisine girdi-
ğini belınerek anayasaya uygun bul-
mamıştır. Dolayısıyla. bankaya tanınan
yetki genel ekonomi politikası cerçevesin-
de para politikasını "uygulanıak" olacaktır.
Anayasa Konseyi'nin bu değerlendirmesi
Roma Antlaşmasf nın 107. maddesini de-
ğiştirerek Avrupa Merkez Bankası ile üye
ülkeler merkez bankalanna özerklik sağ-
layan Maastricht Antlaşması'nın yürürlü-
ğünden önce verildiğini belirtmek gerekir.
Siyasal iktidarlann bu kurumu istedik-
leri gibı düzenlemekten kaçmmadıklannı
gösteren daha yakın örnekler de bulun-
maktadır. Nitekim. başka konulan dü-
zenleyen KHK'lann içine yerleştirilen
maddelerle örneğin TC Merkez Bankası
başkamnın önce ortak kararla üç yıl için
atanacağı (1987de 281 sayıb KHK) hük-
mü getirilmiş; daha sonra yapılan değişik-
likle (1990'da 422 sayıb KHK) bu süre ye-
niden beş yıla çıkanlmış. 422 savilı KHK.'-
yı değiştirerek kabul eden 3670 sayılı yasa
ile de Bakanlar Kurulu karan ile atanması
esasına dönülmüştür. Kısacası, yapılacak
bir anayasal veya yasal düzenleme ile
Merkez Bankasf nın özerk olduğunu yaz-
makla sorun çözülmeyecek. Üstelik zor-
lamalar yeni sorun ve tartışmaiara yol
açabilecektir.
IŞÇININ EVRENTJNDEN
ŞÜKRAN KETENCİ
AllahMuhabbetlerini
Aıttıpsm
Memurların sendikal haklarının, özelleştirmenin, koalis-
yonu sarstığı günlerde Tansu Çiller ve DYP'ye sürpriz des-
tek, Bayram Meral ve Türk-fş'ten geldi. Türk-iş sermaye-
nin hükümeti eleştirilerine tepki gösterek sürekli destek
sözü verdi.
Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay Gündem" köşe-
sinde bu çelişkiyi eleştirirken yazısını şu cümleferle nok-
talıyor:
" Siz ödül törenlerinde ağlarken çalışanın da anası ağ-
lıyor, ama olsun.Jemsilcileri yanınızda! "
Sermaye, özelleştirmede, acı reçete uygulamalarında
istedikleri kadar hızlı yol alamayan koalisyon hükümetine
kızgın, ayak bağı olarak görülen SHP'nin uzaklaştırılacağı,
ANAP ve DYP'yi bir araya getirecek Anayol formülünü isti-
yor.
SHP, Koalisyonun devam etmesi uğruna, insan hakları,
demokrasi, sendikal haklarda verdiği tavizlerin partisini
erittiğini görmenin paniğinde, secimlere beş kala koalis-
yon ortakları olarak verilmiş sözlerden birkaçının olsun ye-
rine getirilmesi için ayak diretiyor. Memurların sendikal
hakları ve özelleştirmenin bazı ilkeleri üzerinde DYP'yi
zorluyor.
Türk-İş'in, işçilerin çıkar örgütü, varlık nedeni olarak,
SHP'den önce ve çok daha ilkeli olarak özelleştirme, sen-
dikal haklar konusunda çıkış yapması gerekiyor. Çıkış yap-
ması şöyle dursun, Hükümete program ve protokolünde
yer alan demokratikleşme, sendikal haklar konusunda va-
atlerini yerine getirmediği için hesap sormak konumunda.
Sonuç alamıyorsa, sendikal varlık ve işlevinin, gücünün
gereklerini yerine getirmek, işçinin üretimden gelen gücü-
nü kullanmak sorumluluğunda.
Bakanlar kurulunda memurların sendikal hakları görü-
şülüyor. SHP'nin ve iigili Bakanlık olarak Çalışma Ba-
kanlığı'nın sorumluluğunda hazırlanan yasa taslağına
DYP'Iİ Bakanlar şiddetle karşı çıkıyor. SHP kanadı ısrarlı
olunca, gerekirse koalisyonun bozulacağı anlamına gelen
bir tavır koyunca konunun yeniden görüşülmesi karan
alınıyor. işte tam böyle kritik bir noktada, SHP oy kaybı kay-
gısı ile de olsa, işçi haklarının yanında koalisyon ortaklığını
bozma riskini alırken, işverenler SHP'yi özelleştirmenin,
istedikleri acı recetelerin engelı olarak görüp DYP'yi SHP
yerine ANAP'la ortaklığa zorlarken, Türk-iş Başkanı Bay-
ram Meral, DYP'nin ve Çiller'in yanında yer alıyor. Tansu
Çiller iki bakanlar kurulu toplantısı arasında, daha önce de
ziyaret edip desteğini aldığı Türk-iş'e ikinci kez koşuyor.
Bayram Meral'den hesap sorması beklenirken, Meral so-
nuna kadar Çiller'in yanında olacaklarını vurgulayan açı-
klamasmı yapıyor.
Biz şimdi. aklın, mantığın ilk akla getirdiğı soruları sırala-
mayacağız. İşçinin çıkar örgutünün başındaki kişinin, işçi-
nin çıkarları karşısındaki iktidar uygulamalarına nasıl des-
tek verdiğini sormayacağız. Çünkü yıllardır, dilimizde tüy
bite bite, sendikalardaki lider kadrolarının önemii bir ço-
ğunluğunun, işçinin çıkar örgutünün başında olma niteliği-
ni yitirdiğini, kimlik ve ahlak erozyonuna uğradığını anlat-
maya çalıştık durduk Sendika lider kadrolarının, kişisel
çıkar vezaafları nedeni ile en kritik anlarda ışçileri veçıkar-
larını savunamayacak konumda olduklarını vurguladık.
Sayın Bayram Meral Tansu Çiller dayanışması, yine
Meral'ın Yalım Erez ile olan yakınlıkları bilinmeyen şeyler
değil. Kamu sözleşmelerinin düğümlendiği, kritik günleri
.anımsayın. Üçlü, Türk-lş Başkanlar Kurulu üyelerinden,,
yani kamu sözleşmelerinin tarafı sendikaların başkanları-
ndan habersiz, kafa kafaya vermiş görüşürlerken basına
yakalanmamışlar mıydı? O zaman sendikacılığın alfabesi-
ne aykırı bu gelişmenin hesabını soramayan sendikal yapı,
şimdi bugünkü sonucu da bir anlamda hak etmiştir.
Üstelik geçmişte DYP'den aday olmuş Bayram Meral'in
bugünkü desteği kişisel bir çelişkı değil. Sendika dünyası
Bayram Meral- Çiller yakınlaşmasının çok daha öncesi ol-
duğunu da pek âlâ bilir. Sendikacılann bıze anlattıklarını
yanlış anımsamıyorsak Bayram Meral ile Özer Çiller çok
geçmişlerde, birlikte Maysan yönetiminde görev almışlar-
dı. Ve Özer Çiller orada-burada rastladığı sendikacılara,
bazı para ilişkileri, avanslar konusunda Bayram Meral'i
zan altında bırakan öyküler anlatmışt. Tabii ki bunlar dedi-
kodu ve asla karalama nedeni olamaz. Bugünkü gelişme-
lerle veÇillere verılen destek ile bu dedıkodulararasında
da asla haklı bir mantık ilişkisi kurulamaz. Ama insanın
içindeki o şeytan yok mu. böyle anlamsız çağrışımlar
yaptırıyor işte.
Biz bu çirkin dedikoduları bir yana bırakarak asıl ko-
numuza dönelim. Türk-lş Başkanı Bayram Meral'in bu ko-
şullarda, bu gerekçelerle Başbakan Tansu Çiller'e destek
vermesinin, işçi çıkarları ve sendikacılıkla çelişen bir dav-
ranış olduğu görüşümüzü vurgulamakla yetinelim. Bu da-
yanışma için "Allah muhabbetlerini arrtırsın"diyerek bu-
nun işçi sınıfı ve sendikacılık hareketi için hiçbir anlam ve
sonucu olmamasını dileyelim. İşçinin, nasılsa uzun birza-
mandır sendikası ile olan iletışim kopukluğu nedeni ile, li-
derinden gelen telkin altında kalmayacağına, sınıf bilinç ve
çıkarlarını doğru görmede daha ilerde olduğuna umut bağ-
layalım.
REKLAM PASTASINDAKIPAVI %4
Seçim,basına
yaradı
• Ocak ayında 4.2 trilyon lira olan reklam
gelirleri. geçen ay yaklaşık yüzde 20 oranında
yükselerek 5 trilyon liranın üzerineçıktı.
Ekonomi Senisi - Şubat
ayında yaklaşan yerel seçimîe-
rin etkisiyle basının reklam
pastasından aldığı pay yüzde
40'a ulaşırken toplam gelirler
ocak ayına göre artış gösterdi.
Ocak ayında 4.2 trilyon lira
olan reklam gelirleri. geçen av
yaklaşık yüzde 20 oranında
yükselerek 5 trilyon liranın
üzerine çıktı.
Ocak ayında yaşanan para
krizi rekiam gelirlerini olum-
suz etkilemişti. Şubat ayında
ise yerel secimler nedeniyle
yazılı basının gelirlerinin
önemii ölçüde artması. reklam
pastasının büyümesine neden
oldu. Yazılı basın şubat ayı
toplam reklam gelirleri içinde
yüzde 40'lık bir pay elde etti.
Basının reklam gelirlerinin
mart ayında da artacağı. se-
çimlerden sonra ise eski düze-
yine geri döneceği tahmin edi-
liyor.
Geçen ay televizyonlann
reklam pastasından aldıklan
pay 3 trilyon lira düzeyinde
gerçekleşirken. gazete ve dergi-
lerin toplam geliri 2 trilyon lira
düzcvindc gcrçeklcşti.
Denız Reklam Etüdlcri
şırkctinin resmi tarifeler ü/e-
rindcn vaptığı hesaplamuva
göretelevizvonkanalkınarusı-
nd;i en fazla geliri bu a\ 807
milyar lira ile ATV televizyonu
aldı. Geçen ay büyük biralak
yaparak 954 milyar lira ile bi-
rinci sıraya geçen Kanal 6 ise
şubat ayında 717 milyar liıa
gelirle ikinciliğe indi. İnterstar
554 milyar lira ile üçüncü,
Shovv TV ise 465 milyar ile
dördüncü sırada yer aldı.
En çok harcama Lever'den
TRT Televizyonlan geçen
ay 15.7 milyon lira olan reklam
gelirini 25.2 milyon liraya
çıkarttı. TGRT'nin payı 277
milyar, HBB'nin payı 217 mil-
yar. Kanal D'nin payı 134 mil-
yar lira oldu.
Şubat ayında en fazla temiz-
lik malzemeleri ve gıda sektör-
leri reklam verdi. En fazla rek-
lam harcaması yapan ilk üç fır-
ma ise Lever. Unilever ve
Procter-Gamble oldu.