Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1MART1994SALJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
SEtA'dapürüzanlaşmayıgeciktiriyor
Türkiye ile ABD arasındaki Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması (SEİA), ABD'nin
askeri yardımı kesin hükümlere bağlamayı reddetmesi yüzünden sonuçlandmlamıyor
IALE
SAJUtBRAHİMOĞLU
ANKARA - Türkiye ve ABD
ansnda bir yüı aşkın süredir de-
vam eden Savunma ve Ekono-
mik İşbirliği Anlaşması'run
(SEİA) güncelleştirilmesi görüş-
mekri. Washington'un askeri
mdzeme ve gûvenlik yardımını
kedn hükümlere bağlamayı red-
detmesi yüzünden sonuçlandın-
laıruyor. Türkiye ve ABD ara-
smda, 9 martta yapılacak ikili
danışma görüşmelerinde bu ko-
nuyla birEkte, sürüncemede ka-
lan, Kerkük-Yumurtalık boru
hattındaki petrolün çıkartılması
konulan ağjrlıklı olarak ele alı-
nacak. Irak'ın, boru hatünda
kalan petrolün çıkarülması için
Türkiye'nin önerdiği "kurtanna
operasyoounu" kabul elmesi ha-
Iinde.- -Birleşmiş Milletler'in
(BM) Irak tarafmdan bir miktar
petrolün bir defaya mahsus
pompalanmasına izin vereceği
bildirildi.
Çekiç Güç'te yer alan koalis-
yon ortaklan arasında yaklaşık
1.5 yıl aradan sonraki ilk toplan-
tı ise 10 martta Ankara'da yapı-
lacak. ABD Dışişleri Bakan
Yardımcüanndan Stephen Ox-
man, Çekiç Güç topkntısı ve 9
martta yapılmaa planlanan ikili
görüşmeler için Ankara'ya gele-
cek.
Türkiye'nin, görev süresinin
devam etmesinden rahatazlık
duyduğu Çekiç Güç'ü oluşturan
ABD, Ingıltere ve Fransa'nın da
katılımıyla Ankara'da yapıla-
cak toplanüda, uluslararası gü-
cün günlük işleyişiyle ilgili usul-
ler gözden geçirilecek.
Türkiye'deki baa ortak tesis-
lerin kapaülması nederuyle orta-
ya çıkan fiziksel değişikliklerin
günümüz koşullanna yansıtıl-
ması amacıyla SEİA'da yenile-
meye gidilmesi için ABD ile ge-
çen yıl nisan ayından bu yana
devam eden görüşmeler, sürün-
cemede kalmaya devam ediyor.
Anlaşmanın yenilenmesini
geciktiren en önemli pürüz, Tür-
kiye'nin, Amerikan askeri mal-
zeme yardımı ile gûvenlik yardı-
mını anlaşma metninde kesin
yükümlülük altına almakta ıs-
rar etmesi, ABD tarafının ise
buna sıcak bakmamasından
kaynaklanıyor.
ABD. eski metindeki "ABD
tarafı Türkiye'ye askeri malzeme
ve gûvenlik yardunının verilmesi
için elinden geleni yapacakür"
biçimindeki ifadenin "esnek ve
beKrsiz" kalmasında ısrar edi-
yor.
Ankara, iki ülke arasındaki
savunma sanayii işbirliğinin ge-
liştirilerek, ABD'nin daha yuk-
sek teknolojiyi içeren askeri
malzeme transferi yapmasını ve
bu konunun da yine SEİA çer-
çevesinde "bdirsiz ifadeler yeri-
ne kesin hükme bağtanmasında"
ısrar ediyor.
Istanbul
'Sistanbul'
oldutstaobul Haber Servisi - İstanbul'da dün gece
geç saatlerde başlayan yoğun sis, deniz ve
hava trafığini engelledi. Sis nedeniyle
yoğunlaşan kara trafiği de meydana gelen
kazalar nedeniyle felç oldu. Şehir Hatlan
İşletmesf nden ahnan bilgiye göre, İstanbul
genelinde etki gösteren sis nedeniyle sabah
saatlerinden itibaren vapur seferleri
yapılamadı. Kaza olasılığı nedeniyle
Kadıköy'deki motorlara da iskeleden
aynlma izni verilmedi. Yer yer görüş
mesafesini birkaç metreye düşüren şisin saat
10.40'da azalmasıyla önce Üsküdar-
Beşiktaş ve Harem-Sirkeci seferlerine
başlanırken öğle saatlerinde sisin açılmasıyla
Üsküdar-Eminönü. Kadıköy-Sirkeci ve
Kadıköy-Eminönü hatlan daçalışmaya
başladı. Yoğun sis yurtiçi ve yurtdışı uçak
seferlerini de engelledi. Atatürk
Havalimanı'ndan bu sabah 06.30'dan
itibaren yapılması gereken Ankara.
Erzurum. Van. Konya, Diyarbakır. İzmir.
Adana ve Trabzon bağlantıU uçak seferleri
ile yurtdışı seferleri karşıhkü olarak
gerçekleştirilemedi. Sis yoğunluğunun saat
09.20'de azalması üzerine seferler normale
döndü. Sis nedeniyle denizyolunu
kullanamayan vatandaşlann özel araçlanyla
trafığe çıkmalan, karayolu ulaşımını da felç
etti. Görüş uzakbğının azüğı nedeniyle
birçok kaza meydana gelirken bu kazalarda
ölen ya da yaralanan olmadı.
Vapurlann çahşmaması ve Boğaziçi
köprüsünün olağan trafığinin ötesinde
yoğunlaşması nedeniyle işlerine gıdemeyen
vatandaşlann telefon kulübeleri önünde
kuyruklar oluşturduklan gözlendi.
(Fotoğrafiar: ERDOĞAN KÖSEOĞLU)
9 martta Ankara'da Stephen
Oxman başkanlığında yapıla-
cak görüşmelerde, ABD'nin
Türkiye'ye yaptığı gûvenlik yar-
dımını, son iki mali yılda düşük
faizli krediye dönüştürmesinden
duyulan rahatsızlık bir kere da-
ha gündeme getirilecek ve bu-
nun eskisi gibi hibeye dönüştü-
rülmesi istenecek.
Askeri yardımlann krediye
dönüştürülmesi, halen ABD'ye
"dış askeri saüş" (FMS) kredile-
rinden doğan yaklaşık 7.5 mil-
yar dolarlık borcu bulunan Tür-
kiye'ye ek mali yük getiriyor.
Taraflar arasında pürüzlerin
giderilmesi halinde önünüzdeki
birkaç ay içinde SEİA konusun-
da yeni bir anlaşma yapılacak ya
da bir mektup değışimi ile anlaş-
ma onaylanacak.
9 Mart'ta yapılacak toplanü-
da ağırhklı olarak; Birleşmiş
Milletler ambargosu nedeniyle
yaklaşık 3.5 yıldır Kerkük-
Yumurtalık boru hatünda bek-
leyen petrolün çıkanlması yön-
temleri ve yaklaşık 3.5 mılyar
dolarlık savunma fonunun,
Amerikan Merkez Bankasf nda
biriken 1 milyar dolan aşkın bö-
lümünün Türkiye'ye aktanhna-
sı konulan ele ainacak.
-Boru hatünda kalan petro-
lün çıkanlmasından sonra Irak
tarafmdan bir miktar petrolün
pompalanması gerekiyor.
ABD, Irak'tan petrol pompa-
lanmasının BM ambargosunun
ihlal edileceği anlamına geldiğini
söylemişü. Türkiye'nin Irak'a
önerdiği formülün kabul edil-
mesi halinde. BM'nin Irak tara-
findan "bir kereye mahsus" pet-
rolün pompalanmasına izin ve-
receği belirtildi. Ancak Irak,
Türkiye'nin önerisine henüz ya-
nıt vermedi.
ABD, ikinci parti F-16 için
oluşturulan savunma fonunun
Türkiye tarafmdan istenildiği gi-
bi kullanılması önerisine karşı
çıkarak, fonun Ankara'ya akta-
nlmasına da karşı çıkıyor.
Ankara. ikinci parti F-16 üre-
timini aksaünayacak şekilde.
fondan gelecek taze parayı diğer
alanlarda kullanmak istiyor.
Türkiye ve koalisyon ortakla-
n arasında, Kuzey Irak'taki
Kürüeri, Saddam Hüseyin'in
saldınlanndan korumak ama-
ayla oluşturulan İncirlik'te ko-
nuşlu Çekiç Güç'ün günlük işle-
yişiyle ilgili durum değerlendir-
mesinin yapılacağı ikinci toplan-
tı, 10 martta Ankara'da gerçek-
leştirilecek.
Sahte noter belgesinde
Ceııı Uzan'uı imzası
YAHYA KOÇOĞLU
Şirket ele geçirmekle ünlenen
ve gazete sahibi olmak için izle-
dikleri yöntemlerle dikkat çeken
Uzan Ailesi'nin ikinci kuşak pat-
ronu Cem Cengiz Uzan'ın adma,
sahte bir noter belgesinde rast-
laiıdı. Cem Cengiz Uzan'ın,
Uzanlann hissesi olan TEST
Reklamcılık Sanayi ve Ticaret
AŞ Yönetim Kurulu üyeliğinden
istifa ettiğini büdiren noter belge-
sinin sahte olduğu anlaşılırken,
belgedeki imzanın Uzan'a ait
olup olmadığı konusu açığa ka-
vuşmadı.
Aynı şirkeün yönetim kurulu
üyesi Erol Hürbaş'ın istifa etti-
ğuıe ilişkin dilekçesinin de sahte
olduğu saptanırken hukukçular,
bu belgelerin kul-
lanılmasıyla "sah-
te evrak" sucunun
işlenmiş olacağını
belirttiler.
Ele geçirilen sah-
te noter belgesin-
de, Cem Cengiz
İstifa dilekçesinin üzerindeki
yevmiye numarası ve tarih, bej-
geyi düzenlediği belirtilen noterli-
ğin yevmiye numaralan ve tarih-
leriyle uyuşmazken noterük im-
zasının da sahte olduğu saptandı.
Belgede, noterüğe hitap bölümü-
nün silindiği ve üzerine ikinci kez
yaa yazıldığı açıkça görülürken
noterliğin kaşesiyle belge üzerin-
deki kaşenin de uyuşmaması dik-
kat çekiyor.
Sahte belgelerden veya sahte-
cilik olayından haberdar olma-
yan noterlik yetkilileri, yevmiye
numaralanyla ilgili sorulara, ko-
nunun ilgilisi olmadığımızierek-
çesiyle bilgi veremeyetekleri
yanıtını verdıler. Noter yetkilile-
ri, 3819 yevmiye numarasının 16
Mart 1992. 4010 yevmiye numa-
^ ^ ^ _ ^ ^ ^ _ rasının da 18
em Uzan'ın,
Uzanlann
hissesi olan
TEST
ankası'nı temsi-
Mart 1992 tari-
hini taşıyama-
yacağını ifade
ettiler.
16 mart tari-
hini taşıyan
Reklamcıhk Sanayı ve Cem Cengiz
Uzan ve Erol
Hürbaş'ın ad-
lanrun gectiği
sahte belgelerin
tebligatlanrun
da yapıldığı be-
lirlendı. Üzerin-
de adres ol-
madığı için el-
Uzan'madıveaitı- Ticaret AŞ Yönetim
o^" Kurulu üyeliğinden
Uzan'ın Imar istifa ettiğini bildiren
noter belgesinin sahte
olduğu anlaşılırken,
belgedeki imzanın
Uzan'a ait olup
TEST Reklamcı-
hk Sanayi ve Tica-
^ n Z d l t plmadığıkonusuaçığa
tifa mektubu nite- kavuşmadl.
liğindeki sahte bel- ^ ^ ^ ^ ^ . ^ _ _
ge, Beyoğlu Tnci
Noterliği'nin kaşesiyle "16 Mart
1992" tarih ve "3819" yevmiye
numarasını taşıyor. Sahte belge-
de, Cem Cengiz Uzan'ın 1991 yılı
14 haziran tarihinde yapılan ge-
nel kurulda, yönetim kurulu üye-
liğineseçildiğı belinilerek"Gördü-
ğütn lüzum üzerine yönetim kurulu
üyefiğmden istifa ertiğimi arzede-
rfa" sözleriyle istifa ettığı kayde-
diliyor. Şirkeün İstanbul Ticaret
Odası ve Ticaret Sicil Memurlu-
fu kayıtlanndaki imzasma ben-
zeyen imzanın Cem Cengiz
Uzan'ın olup olmadığı, bilirkışi
inçelemesi gerektiriyor.
"Aynı şirketin yönetim kurulu
üyesi Erol Hürbaş'ın adının bu-
lunduğu ve "18 Mart 1992" ta-
rihinde "4010" yevmiye numa-
rasını tasıyan ikinci sahte belgede
de, Hürbaş'ın yönetim kurulu
üyeliğinden istifa ettiği şirkete bil-
dırüiyor. Bu belgede de imzanın
Erol Hürbaş'a ait olup olmadığı
bilirkışi incelemesini gerektiriyor.
gat mazbata-
lannda, tebli-
gatlan alan kişi
olarak Cem Cengiz Uzan'ın sahi-
bi olduğu İnterstar'da çalışan
Erem Ertekin'in adı ve imzası
bulunuyor. Erem Ertekin'in adı,
Uzan-Ahmet Özal kavşısı sıra-
sında Uzan'ın sekreteri Selma
Özkanlı'nın ölümle tehdit edil-
diği iddiasıyla yaptığı suç duyu-
rusu başvurusunda fail olarak ge-
çiyor. Bu olayda, Ertekin'le bir-
likte Yekta Okur, Ali Rıza Taıı-
suğ'un adlan da şikayet edilenler
arasında yer ahyor.
Uzmanlar, her noterde rahatlı-
kla gerceği hazırlanabilecek böy-
le bir belgenin sahtesinin hazı-
rlanmasının ancak herhangi bir
nedenle geçmiş tarihli bir belgeye
ihtiyaç duyulmasından kaynak-
lanabileceğini ifade ediyorlar.
Ahmet Öiaria Cem Uzan'ın
kavgasının sahte belgenin hazı-
rlanmasmda önemli rol oynaya-
biieceğine işaret eden uzmanlar,
belgenin düzenlenmesiyle suç
oluşmadığını belirtiyorlar.
Kâzım Taşkent
Klasik Yapıtlar Dizisi'nin
yeni yapıtlan
çevirmenlerini buldu.
Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
Dizisi'nde yayımlanmak üzere
seçilen yeni 13 yapıtn
çevirmenleri belli oldu.
Yapıtlar, çevirileri
tamamlandıkça, özenli bir
baskıyla okurlara sunulacak.
Yapı Kredi, Kâzım Taşkent
Klasik Yapıtlar Dizisi'yle kültür
dünyamıza yeni yapıtlar
kazandırmaya devam ediyor,
devam edecek.
Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi'nde
yayımlanacak yeni yapıtlar ve çevirmenleri:
Ş İ İ R
Françoıs VILLON
John DONNE
Anonım
ROMAN
Thomas MANN
Julıen CRACQ
Raymond ROUSSEL
Henry JAMES
Bûtun Şıırlen
Seçılmış Şıırler
Yanık Njâl'ın Sagası
Dr. Faustus
SyrteKıyıs
LocusSolus
Bir Kadının Portresı
ELEŞTİRİ-DENEME
Georges BATAILLE
TİYATRO
Hannch von KLEIST
John VVEBSTER
IçDeney
Amphrtryon
AkŞeytan
DİLBİLİM İNCELEMELERİ
Emıle BENVENISTE
FELSEFE
Karl POPPER
SANAT KURAM
John RUSKIN
Genel Dılbılınn Sorunlan
Bılimsel Araşbrmanın
Mantığı -
1
Sanat Yazılan
Uğur Karahasan
Bûlent Bozkurt
Necmı Ergün
Sıbel Arslan
Ismaıl Yerguz
Tahan Yücel
Necla - Unal Ayüir
M Mukadder Yakupoğlu
Ahmet Cemal
Hamıt Çalışkan
Erdım Oztokat
llknur Aka - Ibrahım Turan
Cem Taylan
YAPI^CKREDi
TOKTAMIŞ ATEŞ
LaikKğe Asıl Tehdit
Hasan Mezarcı ilginç bir insan. Türkiye'nin siyasal
gündeminde yıllardan beri var. Zaman zaman parlar,.
zaman zaman unutulur. Ama hakkını vermek gerekirse;
kendi içinde tutarlı ve sözünü esirgemez bir insandır
(Söylediklerine çoğu kez sinirlenmeme ve hiç sempati
duymamama karşın)...
Yıllardan beri, "Mustafa Kemalneden benim atam ol-
sun" oer Hasan Mezarcı, "benim anam belli, babam
belli, atam belli. Ben nesebi gayrı-sahih bir insan deği-
lim ki hendime sonradan bir ata yakıştırayım." Bu söz-
lerle amacı dabellidir, ama ne kadar homurdanırsak
homurdanalım, demokratik bir rejimde bu tür çıkışlara
katlanmak zorunda olduğumuzu düşünürüm.
Ancak benim anlamakta gerçekten zorluk çektiğim bir
husus var. Hasan Mezarcı ve Hasan Mezarcı gibiler
(aralarında öyleleri var ki Hasan Mezarcı onların yanın-
da melek gibi kalır), bu tür şeyleri yıllardır yazarlar, çi-
zerler, konuşurlar. Ve yıllardır devekuşları gibi kafaları-
nı kuma gömenler, şimdi birden "celallendiler". Bunun
nedenini anlamam mümkün değil. Kendileri din istisma-
rı yapınca suç olmuyor, kendileri din duygularını gıdıkla-
yınca ayıp olmuyor da başkaları yapınca mı suç oluyor?
Türkiyede "Islami kesim" diye isimlendirilen kimi
çevrelerde, yıllardan beri Atatürk e küfür edilir. Cumhu-
riyet savcıları, solcu kovalamaktan bunlara ayıracak za-
man bulamazlar. Ama Türkiye'de son yıllarda Atatürk
ve laik devlet, bir de özgürlük ve demokrasi adma bom-
bardıman altında tutuluyor. Ve bence asıl tehdit ve tehli-
ke buradan geliyor.
Zaman zaman bunların "döktürdükleri" incilerden ör-
nekler verdim. Çok kızdılar. Ne "muhbirliğim" kaldı ne
"sivil paşalığım". Kendileri akıllarına geldiği gibi, ipe-
sapa gelmez şeyleri yazacaklar ve bir marifetmişçesine
savunacaklar, ama siz bunları eleştirmeyeceksiniz,
saçmalıklarını yüzlerine vurmayacaksınız...
Geçenlerde postayla bir broşür geldi. Yeni bir oluşu-
mun program taslağı. Kendisini "arkadaşım" olarak
gördüğüm biri de "yeni ihbarlann için malzeme" diye
bir not düşmüş içine. Baktım. "Halkının % 98'i Müslü-
man olan..." nakaratıyla başlayan laiklik bölümlerini al
ele; paspas gibi çiğne, halı gibi silkele... Sonra da "ih-
barcı" desınler sana... Zaten bu hareket şımdilik Cemll
Oktay'a verdiğim "avansm"yüzüsuyu hürmetineokları-
ma hedef değil. Ama korkarım o avansm da sonlarına
geldik.
Anti-Atatürkçü olmak, anti-laik olmak, anti-cumhuri-
yetçi olmak; kimi çevrelerde demokrat olmanın, özgür-
lükçü olmanın ve aydın olmanın temel koşulları arasın-
da görülüyor. Bir kısım solcu eskileriyle özgünlük he-
veslisi kimi "süper zekalılardan" oluşan garip bir koro,
kitle iletişim araçlarında ele geçirdikleri köşelerden
topa tutuyorlar Atatürk'ü yıllardır. Hasan Mezarcı için kı-
yametleri kopartan dergi ve gazetelerin iç sayfalarında
bife, Atatürkçülük ve laiklikle alay eden ifadeler vardı
(isim vermeyeceğim, sonra adım muhbire çıkıyor. Ama
merak eden varsa, arar bulur).
Üniversitelerimizdede "özgün"bir "süperzekalı"\n-
sanlar grubu; her işi bıraktı Atatürk'ün diktatör, Kemalist
Cumhuriyet'in totaliter olduğunu ispata çalışıyor (Otori-
ter değil, totaliter). Mezarcı ve on arkadaşı Istiklal Mah-
kemesi'nde mahkum edilenlere "iade-i itibar" istediler
diye kıyamet kopuyor. Imzacılardan bazıları parti kapa-
nacak korkusuyla imzalarını çektiler. Ama kimi süper
üstat ve özgürlükçü öğretim üyeleri çoktan "itibarlarını
iade ettiler" bu adamların. İstiklal Mahkemeleri öylesi-
ne anti-demokratik ve hain kuruluşiarmış ki buralarda
yargılanan ve mahkum olanlar özgürlük savaşımcısıy-
mışlar. "VaAıu böyle şeyler yazarak nereye varmak isti-
yorsunuz" diye soruyoruz bazılarına. Birazacıyarak, bi-
raz da küçümseyerek bakıyorlar suratlarımıza. "Özgür-
lük" ve "demokrasi bilincinden" böylesine uzak ol-
mamıza çok şaşırıyorlar...
Yıllardır gerçek Atatürkçülerin, Kuvayı Milliyecilerin
içi yanıyordu. Yüreğimiz yanıyordu. Ama bu beyler Ha-
dis-i Şerıflerle bölücülüğü engellemeye uğraşıyorlardı.
Büyükkentlerin "rantı" tehlikeyedüşünce, tümü Atatürk-
çü kesildiler. Kabak da Hasan Mezarcı'nın başına patla-
dı (Belki de "meheldir", ama o başka)...
Bir yazar; Uğur Mumcu öldürüldüğünde ortaya çıkan
görkemli tepkiyi, o zamanlar "Canım, az satan birgaze-
tenin köşe yazarına, neden devlet töreni yapıldı'' değer-
lendirmesiyle karalamaya çalışıyordu. Sonra da bugün
laikliğin bayraktarlığını yapan haftalık bir dergi "demok-
rasiye katkılarından ötürü" bu yazara ödül vermez mi...
Buyrun bakalım. Bunlardançoğununtepkisi "çıkarlarını
tehlikede gördüklerinden".
Amaolsun. Laikliğin "çıkarlarının güvencesi"olduğu-
nu anlamaları bile, önemli birşeydir. Bu bilinç, belki de
laikliği içten içe kemiren virüsü ortadan kaldırır ya da et-
kisini azaltır.
Laiklik bu toplumda hepimizin güvencesidir. Hatta la-
iklik en çok; "huzur içinde ibadetlerini yapmak isteyen-
ler" ve "kaybedecek çok şeyleri olanlar" için gereklidir.
Eğer Hasan Mezarcı'nın çıkışları, bu bilincin canlan-
masına hizmet etmişse (sanırım hiç istemediği halde),
demokrasimize büyük bir hizmette bulunmuştur. Bunu
da günahlarının zekatı saysın...
Eğitim-îş'in yeni
hukuk zaferi
• Van Valiliği'nin Eğitim-İş Van Şubesi'ni
kapatma karan, Van İdare Mahkemesi'nce alınan
bir kararla kaldınldı.
GÜNEŞGÜRSON
ANKARA - Eğitim-İş Sendi-
kası. örgütlenme alanında verdiği
hukuki mücadelede yeni bır zafer
daha kazandı. Van Valiliği'nin
Eğitim-İş Sendikası Van Şubesi'-
ni kapatma karan, Van İdare
Mahkemesi'nce alına'h bir karar-
la kaldınldı.
Kapatma karannın geri ahn-
ması istemiyle sendika tarafmdan
yapılan başvuru üzerine, Van
İdare Mahkemesi, vaL'liğin ka-
patma karannı hukuka aykın
olarak nitelendirdi.
Van Valiliği, 26Temmuz 1993
tarihinde, Olağanüstü Hal Bölge
Valisi'ne, sendikal faaliyetleri
durdurma yetkisini veren 430
sayılı kanun hükmünde kararna-
menin 2. maddesine dayanarak,
Eğitim-İş Sendikası Van Şubesi*-
nin kapaülması karannı verdi.
Van İdare Mahkemesi'nin ka-
rannda, sendika kurulmasının
izin koşuluna bağlanmadığına
dikkat çekilerek, "Anayasa, Se«-
dikalar Kanunu'\la yapılan dü-
zenleme ve Medeni kanun'da yer
alan genel düzenlemelere göre sen-
dikalar, kuruluş belgelerini ilgili
merciye vermeleriyle tiizel kişilik
kazanmaktadır. Anayasal ve ilgili
yasal düzenlemelerde genel olarak
idarenin anılan tiizel kisiliklerin
kunıluş ve faaljvetlerint müdahale
etmemesi esası benimsenmiştir"
denildi. Valıliğın "genel koliuk
yetkisini kullanmak suretiyle mü-
dahaksinin mümkün ol-
madığının" vurgulandığı mahke-
me karannda, sendikal faaliyetin
durdurulması yolundaki karann,
ancak "mahkeme" karanyla söz
konusu olabileceği belirtildi.
"İdarenin görevi mahkemeye
başvurmakla suıırlı olup, kamu
çalışanlannın sendikal hakkuun
betiıienmesi yetkisinin idareye bı-
rakılmasının düşünülemeyece-
ğinin" kaydedildiği kararda. şöy-
le denildi:
"Adı geçen sendikanın, 430 sa-
yılı kanun hükmünde kararna-
menin 2. maddesine aykın bir faa-
iiyetinin bulunduğu da idarece tes-
pit edilemediğinden. bu nıadde
uyarınca islem tesisinde hukuka
uvarlık bulunmamaktadır."