Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 1MART1994SALI
İlgisizlikten yakınan Karataşlı balıkçılar, 'Karadeniz'den sonra şimdi de İskenderun Körfezi felç oldu' diyor
Trol, DoğuAkdeniz'debalıkçılığıbitirdiÇETIN\1CENOĞLU
KARATAŞ / İSKENDERUN -
Bu duyarsızbğın, bu ilgisizliğin, bu
başıboşluğun sonunda böyle olaca-
ğı belliydi. Geçmiş olsun. Doğu
Akdeniz'de (İskenderun Körfezi)
balık bitti... Akdeniz'in ünlü balık-
lanndan mercanı ve lagosu bulmak
tombala! Sağolsun trolcüler...
"Balığı bir kenara bırakm. denizuı
kumunu bOe alıyorlar" dıyor İsken-
derun Balık-İş Kooperaüfi Başka-
nı Mehmet Ali Zeybek trolün Doğu
Akdeniz'deki tahribatını anlatır-
ken. Körfezde şu anda 100'ü aşkın
trol motorunun (gırgınn) cirit attı-
ğını belirten Zeybek, Doğu Akde-
niz'in balık açısından felç olduğunu
şöyle anlatıyor:
"önce Karadeniz'de hamsiyi bi-
tirdiler. Şimdi sıra Akdeniz'de. Bu
gırgırlar iskenderun Körfezini mah-
vetti. Körfez felç. Balıkçı, motoru-
nun parasını çıkaramıyor. Gırgırcı-
Iar, 'efendim biz yüzeydeki, yani
göçebe bahğı tutuyoruz' divorlar.
Yalan! Yalan bunlar efendim, ya-
lan... Gırgırla troUe a> yaparken
mercanı da çuprayı da, barbunyayı
da, lüferi de, palamutu da, sardalye
baİığinı da, denizde aklınıza gelebi-
lecek ber canlıyı alıyorlar. Güya
sekiz kulaçtan sonra yasak. Ama
dinleyen kim. Tarla sürer gibi denizi
sıyınyoriar. Bırakm canlıyı denizin
kumunu bile alıyorlar."
I.skenderun
Körfezi'nde balık
bitti. Akdeniz'in ünlü
balıklanndan
mercanı ve lagosu
bulmak artık zor.
Sağolsun trolcüler,
balığı bir kenara
bırakın denizin
kumunu bile
ahyorlar. 100'ü aşkın
trol motorunun
(gırgınn) cirit attığı
körfez felç durumda.
İskenderun Çevre Koruma Der-
neği Başkanı Cemil Altay da trolcü-
lerin Doğu Akdeniz'de balık neslini
bitirmeleri bir yana doğal yapıyı
bozduklannı, acil önlem alınmadı-
ğı takdirde faturanın çok ağır ola-
cağını söylüyor.
Karataşlı Balıkçı Tezcan Özcan
(28) ağlamakh yakınıyor. Görüştü-
ğümüzde on yedi ta>fasıyla dört
kez ağ çekmişti ama, sonuçtan pek
Karataşlı balıkçılar, trolcûlerin Doğu Akdeniz'de balıkçılığı felç ettiğini söylüyorlar.(Fotoğraf: ÇETİN YİĞENOGLU)
memnun değildi:
"Çocukluğumdan beri balıkçı-
yrnı. Balığın bu kadar azaldığını hı'ç
görmedim. Bugünkü a> la tay falarım
evlerine ekmeği zor götürecekler.
Bense motorun mazot parası ve dük-
kan kirasını karşıla>amıyorum son
aylarda."
Hafta sonunu Karataş sahillerin-
de olta atarak geçiren Erciyes Üni-
versitesi Öğrencisi Mehmet Kahra-
man. kendi yiyeceği balığı bile
oltayla_ yakalayamadığını anlatı-
yor. " İ ç kuruş kazanç için bu güze-
lim denizi bitirdiler" dı>or.
Bir başka amatör balıkçı Kara-
taş'ın Bahçe Köyü'nden Sadık As-
lan. trolün Akdeniz'de yaptığı tah-
ribatı. "Akdeniz'de oltayla balık
devri bitti" diye özetliyor.
İshakpaşa
Sarayı müze
olacak
ERZURLTVI (AA) - Ağn'nın
Doğubeyazıt ilçesindeki tarihi
tshakpaşa Sarayı'nın yapıldığı dö-
nemde kullanılan taş ocağının or-
taya çıkanldığı ve onanmı orijina]
taşlarla yapılacak sarayın müze
olarak düzenleneceği bildirildi.
Konu ile ilgili bilgi veren Röleve
ve Anıtlar Bölge Müdürlüğü yeî-
kilileri, sarayın orijınal malzemele-
riyle onanlacak ilİc tarihi eser ola-
cağını kaydettiler. Turistlerin
Doğu Anadolu'ya İshakpaşa Sa-
rayı'nı görmek içın geldiğini belir-
ten yetkililer. şunlan söylediler:
"Doğu'nun incisi olan tarihi eser-
lerden biri de İshakpaşa Sarav ı'dır.
Bizi en çok sevindiren durum ise
onanmın aslına uygun yapı-
Imasıdır. Bulduğumuz taş ocağı, sa-
rayın yapıldığı 1784 yıtında kullam-
lan taş ocağıdır."
İshakpaşa Sarayı'nın sarav ge-
çişi, sol yanı ve iç kısrrundakı du-
varlannın onanldığını ve bu yıl
restorasyonun büyük bölümünün
tamamlanacağını bildiren yetkili-
ler, onanmdan sonra sarayın
müze olarak düzenleneceğini kay-
dettiler.
Ştockholm'de
İstanbul
yazınsal bir
geziyle
tanıtılıyor
GÜRHAN L'ÇKAN
sfOCKHOLM - 13 martta
Stockholm'de İstanbul tanıtılacak.
İsveç Akademisi'nin görkemli ve ta-
rihsel salonunda yapılacak olan bu
tanıtım turistik değil, yalnızca yazı-
nsal. Orhan VeB ve Sait Faik, İsveçce
olarak sunulacak yapıtlanyla ko-
nuklara biraz İstanbul tadı verecek -
hiç değilse, onlann zamanındaki
fstanbul'un tadını
burada kısaca İstanbul Günü ola-
rak anacağımız gezinin ev sahibi,
İsveç İstanbul Enstitüsü Dostlan
Derneği. Bu dernek. 1962'de İstan-
bul'da açılan ve İstanbul'la çevresi
üzerine araştırmalar yapan İsveç
İstanbul Araşürma Enstitüsü'nü
desteklemek için kurulmuştur. Bu
gecenin onur konuklan ise TYS Ge-
nel Başkanı Oktay Akbal, Genel
Sekreteri Demirtaş Ceyhun, Orhan
Dnnı ve Sezer Dıinı. Yazarlanmız
daha önce, İsveç Yazarlar Birliği
Başkanı Peter Curman'ın konuğu
olarak Gotland Adası'ndaki (doğu)
Balük Denizi Yazarlar Evi'ni ziyaret
edecekler. Açılışı bir süre önce ger-
çekleşen bu evde İsveçli ve yabancı
yazarlar, bir süre kalıp güzel doğayla
iç içe olarak çahşabiliyorlar.
istanbul Günü'nün girişimcileri
şunlar: İsveç Radyosu'ndan gazeteci
UHa Lundström. Orhan Veli'nin
İsveçce yayımlanan "İstanbul'u Din-
liyorum" adlı kitabın redaktörü ve
çevirmeni Anne-Marie özkök, Kül-
tür Bakanlığı yöneticilerinden ve
İstanbul düşkünü Ingelise Grune-
wald ve Stockholm Kent Kütüpha-
nesi'nde görevli Lena Wester.
UUa Lundström ve Peter Cur-
man'ın takdimcilik de yapacağı gün,
derneğin genel başkanı Lla Ehrens-
vard'in acıhş konuşmasıyla başlaya-
cak. Onu, Orhan Paımik'un 'Kara
Kitap' adlı romanını Norveçceye çe-
viren. Oslo Üniversitesi'nde görevli
BemC Brendemoen'in "19001ü yıflar
ağıriıklı olarak, Tfirk yazınında
İstanbul" adlı konuşması izleyecek.
Torsten VV'ahlund'un okuyacağı öy-
kü ve şiirlerden sonra Demir Ozlü,
"Kozmopolit İstanbul ve 50'li
yıllann yazınsal Beyoğlusu" üzerine
bir konuşma yapacak. Ardmdan,
1981 'den beri Stockholm'de yaşayan
yazar Turhan Kayaoğlu, "İstanbul-
Stockholm" arasında anılara ve izle-
nimlere dayalı bir yolculuğu dile ge-
tirecek. Daha sonra Peter Curman,
başta Oktay Akbal olmak üzere,
orada ayağmın tozuyla bulunan ya-
zarlanmızla bir söyleşi yapacak.
Ölümilesilah
yanşıyor
tSTANBUL (UBA) Adalar Bele-
diye Başkanı Recep Koç'un öldürül-
mesinden sonra yeniden gündeme
gelen ve "Her isteyene silah veriH-
yor" denilen İstanbul'da, 1993 yılı
içinde 313 kişi öldürüldü. Aynı yıl
içinde 12 bin 669 kişiye ise silah nih-
satı verildi. Emniyet yetkililerinden
alınan bilgilere göre, 1992 yıh içinde
İstanbul'da 310 cinayet ışlendi. Bu
cinayetlerden 249'u aydınlatılırken
1993 yıh içinde ise 313 kişi cinayete
kurban gitti. 1993 yılında işlenen
cinayetlerden de 261'i aydınlatıldı.
Öte yandan 1992 yıh içinde 7 bin
843'ü "taşma", 6 bin 707'si de "bo-
hmdurma" olmak üzere toplam 14
bin 550 kişiye silah ruhsatı verildi.
İstanbul'da 1993 yılında ise 9 bin
10'u"taşuna",3 bin659'u"bulundur-
ma" olmak üzere 12 bin 669 kişinin
silah ruhsatı istemi kabul edildi.
Bahan nuışhduyorkoyunlav"Cemreler" düşmeye başladı.
Doğa, yeni bir ilkbahara uyanı-
yor.
Bahann muştuculan çiçek açan
ağaçlar. yeşeren kırlar ve otlama-
ya çıkan koyunlar. Çoban, kışı at-
latmanın. koyunlar taze ota ka-
vuşmanın mutluluğunda. Ço-
banm bir başka mutluluğu var ki
koyunlar için hiç de hayırh değil!
Çünkü. ramazan bitiyor. Önce Şe-
ker Bayramı. ardından da Kurban
Bayramı geliyor! Şimdi, ilkbahan
muştularcasına otlamaya çıkan
koyunlann nicesi "kurbanlık" ola-
cak. Ama çoban da, kurbanlıklar-
dan "payını" alacak. Yeni bir ilk-
bahar, yaşblar için "atlatılmış" bir
kış demek... Gençler için ise, yeni
seviler, yeni umutlar...
Yaşamın aci ya da "acımasız"
yanı da bu değil mi zaten? Bu ara-
da yaşlılar "mart kapıdan baktınr,
kazma kürek vaktınr" sözünü aııı-
msamadan edemiyorlar. "Ozon
tabakası delindi, ikîimler değjşme-
ye başladı" savlanna karşı, gele-
neksel inançlann haklı çıkıp çı-
kmayacağını da birlikte görüp ya-
şayacağız.
(Fotoğraf: EDtBE BUĞRA>)
Psikiyatristlerin medyum uyansı
Medyumlarortaçağ
zihniyetinigerigetirir'
İSTANBL'L (AA) - Yaygın şe-
kilde ilgi görmeye başla>an med-
yumlann. medyayı da kullanarak.
cin ve büyüler aracılığıyla 'şifa
dağıtmalan' ve gelecekten haber
vermeleri. psikiyatristlerin tepkile-
rine >ol açtı. Psikiyatri uzmanlan,
bunu. toplum sağlığını bozan. teh-
dil eden bir gelışme olarak değer-
lendırdiler.
Konuyla ilgili soruları cevap^
landıran İstanbul Ünıversıtesi
İstanbul Tıp Fakültesı Psıkivatri
Anabilim Dalı Başkanı Prof Dr.
özcan Köknel, büyücülük. cinci-
lık. falalık ve gelecekten haber ver-
me gibi olavlan 'ilkel insan' düşün-
cesi olarak tanımladı. Köknel. gü-
nümüzde de değişık toplum kesim-
lerinde zaman zaman bireysel ve
toplumsal olarak bu tür davranış-
lann etkinlik kazandığını söyledi.
Köknel. falcı. büyücü ve med-
^mlann toplumda patlama gös-
termesinde, doğal ve toplumsal
koşullardan. gelenek ve görenek-
ten. kültür çatışmalanndan. tek-
nolojik gelişme \e kıtle iletişim
araçlanndan ka\naklanan çeşitli
olumsuz etkilerin de rol oşnadığı-
na işaret etti.
Bu tür davranışlann son günler-
de toplumun bedensel ve ruhsal
sağlığını bozacak boyutlara
ulaştığını bildiren Prof. Dr. Kök-
nel. şöyle devam ettı:
"Bu, ülkemizde son yıllarda ya-
şanılan başta terör, enflasyon, işsiz-
lik. göç, kültür çatışması gibi top-
lumsal sonınlar karşısında. insan-
ların düştüğü çaresizlik sonucu. ilk
ve ilkel düşünce düzeyine geri dönüş
olarak yonımlanabilir."
Köknel. bu uğraşı içindeki bü-
vücü. cinci. falcılann. gelecekten
YUSUF ÖZKAN
ABANT - Son yıllarda, insanlığın
en büyük korkusu haline gelen
AIDS'e yakalanma olasıbğının, ka-
dmlarda daha yüksek olduğu bildi-
rildi. AlDS'in sanılanın aksine, ho-
moseksüellerden çok heteroseksü-
ellerde (yalnızca İcarşı cinsle ibşki
kuran) daha fazla görüldüğü befir-
tildi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)
ile Sağlık BakanhğYnın Abant'ta
düzenlediği "AIDS ve Medya" ko-
nulu toplantıda. Ankara'daki sağlık
rnuhabirlerine AIDS tüm yönleriyle
anlaüldı. Ülkelerinde halk sağhğı
uzmanlığı ve gazete yazarlığı yapan
Hollandah Prof.Dr. Ivan Wolfers ile
Fransız Maria de Bruyn. Türk gaze-
tecilere 3 gün boyunca AIDS'le ilgili
bilgiler verdiler. Grup çalışmalan sı-
rasında, medyanın AlDS'in yayı-
lmasının önlenmesindeki rolü tartı-
şıldı.
Geri kalmış ülkeler
Türkiye'deki gazete ve dergilerde
bugüne kadar yayınlanan AIDS'le
ilgili haberlerin, genelde "sansas-
yonel" nitelikte olduğunu söyleyen
Prof.Dr. Ivan Wolfers, haberlerin
eğitici olmaktan çok, toplumun de-
ğer yargılannı yansıttığını söyledi.
Dünya için AlDS'in çok büyük teh-
like oluşturdugunu vurgulayan
Wolfers, AlDS'in en fazla geri
kalmış ülkelerde görüldüğünü belir-
terek. şunlan söyledi:
"AlDS'in görülme nedenlerinin
başmda yoksulluk, göçmen işçi soru-
nu. insan haklan ihlalleri geliyor. Ör-
neğin UzakdoğuMaki yoksul ülkeler-
de. kadınlann coğu geçimini fahişe-
likie sağlıyor. Bulunduklan ülkelerde
yalnızlık çeken göçmen işçiler, hayat
MedyayaAIDS 'dersi'
kadmlarıyla ilişki kunıyorlar. Polis
gözetiminde olan hayat kadınlan giz-
U fuhuşu benimsiyor, bunlann sonucu
da AIDS vakaları gözleniyor."
Dindar toplumlarda ÂIDS'in az
görüldüğü yolundaki görüşlerin
yanıltıa olduğuna da dikkat çeken
VVolfers, "Şeriatla yönetilen Malez-
ya'da 50 bin AIDSTi var" dedi.
Kadınlarda risk daha fazla
AlDS'in sanıldığı gibi "homosek-
sfiel hastalığı" olmadığını da dile ge-
tiren Ivan Wolfers. "Son yıllarda
AlDS'in heteroseksüellerde daha
fazla görüldüğü belirlendi. AlDS'in
en önemli bulaşma yolu cinsel ilişki.
Bunun dışında, kan ve kan ürünleri
yoluyla, anneden bebeğe, aynı iğneyi
kullanmayla ve sağlık personelinın
kazasıyla da bulaşıyor" değerlendir-
mesini yaptı. VVolfers, kadınlann
erkeklere göre daha fazla AIDS
riski altında bulunduklannı da kay-
dederek, "AIDS'e yol açan HIV vi-
rüsü. erkek spermlerinde kadmlarda-
ki vajinal srvrdakine oranla daha faz-
la. Bu nedenle cinsel ilişki sırasında
kadınlann AIDS'e yakalanma oranı
yüksek" diye konuştu. NVolfers, lez-
biyen ilişki sırasında da AIDS'e ya-
kalanma olasıhğının bulunduğunu
kayedetti.
\Volfers, cinsel yolla AIDS bulaş-
ma oranırun yüzde 80 olduğunu da
söyleyerek. "AIDS'ten korunmak
için en güvenli yol prezenatif kulla-
nımmın yaygınJaştmünasıdır. Pre-
zervatif AIDS'e karşı en önemli ko-
ru>ucudur" dedi.
"Nataşalarla ilgili haber yazarken
en az 20 kere düşüjıün" uyansında
bulunan VVolfers, gerekçe olarak da
şunlan söyledi:
"Seks, Nataşa gibi haberler yazar-
ken hassas olmalısınız. Türk erkekle-
rinin Nataşalara AIDS bulaştn
rmadığını nereden biliyorsunuz?
1970'lerde Hollanda'da' medya,
Türklerin tipolojisini >arattı. 'Türk-
ler banka soydu" türünden haberler,
Türklere banka soyguncusu gözüyle
bakılmasına yol açtı. Ülkemizdeki
gazete yöneticilerini toplayıp, dunı-
mu anlattık. Alınan önlemleıie ırkçı
yaklaşımların önüne geçtik."
Eşya kullannnı zararsız
Maria de Bruyn da, Türk gazete-
cilere. AIDS olgusunun topluma
anlatılmasında önemli görevler düş-
tüğunü anlatarak, "Size AIDS hak-
kında tüm değarleri değiştirme so-
rumluluğu veriyoruz" dedi.
Sağlık Bakanı Kazmi Dinç de top-
lantının açılışında yaptığı konuşma-
da AIDS'le mücadelede toplum
kaülımının oldukça önemli olduğu-
nu vurgulayarak, "Toplumda birey-
sel sağlık bilincinin geliştirilmesi,
toplumun eğitiıniyle mümkündür.
Toplu eğitim, bireysel \e toplu ileti-
şim yöırtemleriyle yapılır. Bunun en
önemli aracı da basındır. Basın toplu-
mun her konuda eğitiminde en büyük
potansiyel güçtür. Bu toplantının
amacı da basının bu gücünden > arar-
lanmak, AIDS konusunda onlara ge-
rekli bilgileri aktararak toplumun
eğirimini sağlamaktır" dive konuş-
tu. VVHO Türkiye Temsiİcisi Oetio
Espinoza. 10 yıl önce adı bile bilin-
me\en AlDS'in 1993 sajımlanna
göre 2.5 milyon kişive bulaştığını
İcaydederek. 2000'li yıllarda bu^ra-
kamın 40 milyona ulaşacağını söyle-
di. Dünyada günde hergün 5 bin ki-
şiye HIV virüsü bulaştığını anlatan
Espinoza, AlDS'in önlenmesi ko-
nusunda basma çok önemli görevler
düştüğünü anımsatü.
Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalı-
klar Dairesi Genel Müdürü Yavuz
Tür, Türkive'deki AIDS vakala-
nnın eiderek arttığına dikkat çeke-
rek. 1993 yılında 329 olan AIDS'li
sayısının 31 Ocak 1994'de 340'a
yükseldiğini söyledi. Tür, öpüşme.
dokunma ve eşyalan kullanma >o-
luyla da AlDS'in bulaşmadığını
söyledi.
Mevlana Müzesi'ne çevre düzenlemesi
KONYA (AA) - Mevlana Mü-
zesi'nin çevresi, Kültür Bakanlığı'-
nca yeniden düzenlenecek.
Kon>a Kültür ve Tabiat Varlıklannı
Koruma Kurulu Başkanı Doç. Dr.
Haşim Karpuz, yaptığı açıklamada.
Mevlana Müzesi ile birlikte tarihi
çevreyi korumak ve bu çevreye
uyumlu yeni binalar yapılmasını
sağlamak amaayla ODTÜ
Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Gönül Eryapan tarafından
bir proje hazırlandığmı söyledi.
Mevlana Müzesi'nin yuzyıllarca
uyum içinde yaşadığı yapılann
binayı korumak veya yapıyı açığa
cıkarmak gibi gerekçelerle
yıkıldığını belirten Doç. Dr.
Karpuz, yıkılan yapılar arasında
İkinci Selim imareti, türbe hamamı,
belediye medresesi ve Çelebi
konutlannın bulunduğunu bildirdi.
Tarihi yapılann ashna uygun şekilde
korunmalannın. sağlıkh bir kültür
bib'nci kazandırmanın yanı sıra
mimari ve estetik açıdan da önemli
olduğunu vurgulayan Doç. Dr.
Karpuz, bu yapılann "simgesel
değerleri" olduğunu belirtti.
Doç. Dr. Karpuz. proje kapsamında
öncelikle kütüphane ve tuvaletlerin
tarihi dokuyu zedelemeyecek şekilde
inşa edileceğini, daha sonra da müze
etrafında bulunan ve korunması
gerekli >apılann restorasyonunun
gerçekleştirileceğini bildirdi.
haber verenlerin, şifacılann ve
yıldız falına bakanlann basın-
>ayın organlannda da 'pervasızca'
etkilennı sürdürerek. toplumun
bazı kesimlerini sömürdüğünü
kaydetti. Prof. Dr. Köknel. bireyin
ve toplumun sağlığını bozan. tehdit
eden bu olumsuz durumun, toplu-
mun geleceğine ilişkin endişe, kaygı
ve korkulan da arttırdığını sözleri-
ne ekledi.
'Takmtılı beyinler'
Psikiyatrist Doç. Dr. Nusret
Kaya da insanlann realist dünyada
karşılaştıklan sorunlann kendileri-
ni "mistik dünya'ya ittiğini belirte-
rek "İnsanlann duygu ve inançları,
bu mistik dünyada; hacı, hoca, med-
yum, bû)ücü, astrolog gibi eğitim te-
meli ounayan kişilerle, saptırılmtş
dini telkinlerle suiistimal ediliyor"
diye konuştu.
Bu durumun, toplum için büyük
tehlike oluşturduğuna işaret eden
Doç. Dr. Kaya, şöyle devam etti:
"Takıntısı çok olan insanlar, bu
tür konulara kendilerini daha çok
kaptırıyorlar ve bu tür vayınlarla
kandırılmış insan sayısı giderek artn
yor. Bu tür insan sayısı arttıkça da
çağ yakalanamıyor. Bu ortaçağ zih-
niyetine geri dönüş demektir. 'Orta-
çağ AvTupası'na cadı. büyücü ha-
kimdi ve medeniyetin ilerlemesi du-
raklamtştı. Çağı yakalamak istiyor-
sak, toplum içindeki takmtılı beyin-
leri azaltmak lazım. Ancak o zaman
toplum, etkin ve üretken olur."
Medyanın göroi
Medyanın. bu yöndeki insanlara
daha doğal. hümanist ve çağdaş
telkinierde bulunması gerektiğine
de işaret eden Nusret Kaya. "Bir
kısır döngü içindeyiz. Daha önce de-
nenmiş olan yeşil, doğa, hümanizm,
se>gi. kardeşlik gibi bir araya geti-
rici etkenler, semboller kullanümalı.
Toplumda eksik olan okuma etkinli-
ğinin artması da mistik dünyaya gi-
dişi önler" diye konuştu.
Medyanın bu konudaki tutu-
munu da eleştiren Doç. Dr. Kaya.
telkin niteüği taşıyan bu tür yayı-
nlarla halkın baş başa bırakıldığını
savunarak. "Toplum, tamamen
bunlann etkisinde bırakılmamalıdır.
Teloizyonlarm ve gazetelerin. bu
yayutlara karşı bilimsel panel \e
sempozyumlar düzenleyerek karşı
dengeyi sağlaması lazım" dedi.
Bebek
ölümlerinde
azalma
ERZLRUM (AA) - Doğu Ana-
dolu Bölgesi'nde. bebeklerde ölüm
oranııun her geçen yıl azaldığı
bildirildi. Sağlık Müdürlüğü yetki-
lilerinden abnan bilgiye göre. 1989
yılında bebek ölümleri binde 91
iken, geçen yıl bu oran binde 67'ye
düştü. Ana-çocuk sağhğı ve aile
planlaması hizmetlerinin yaygı-
nlaştmlarak başanlı bir şekilde yü-
rütüldüğünü kaydeden yetkililer,
şunlan söylediler:
"Amacımız, ana-çocuk sağhğı
hizmetlerinin kalitesini arttırarak
doğumiarda bebek ve anne ölüm
oranlarının asgariye cekmektir. Bu
konudaki çalışmalar meyvelerini
vermeye başladı. 89 y ılında binde 91
olan bebek ölüm oranı, geçen v ıl bin-
de 67'ye indi. Bu yıl bu rakamı binde
50'lere düşüreceğiz."