Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 4ŞUBAT1994CUMA
Dalyan ölürse,turiztn deölürDoğa korumacılar, Almanlar'ın turizm boykotu çağnlanna karşı tepkilerini giderek arttınrken, bir yandan da belediyeyi sürekli uyanyorlar
ASUMAN ABACIOĞLU
• ZMtR- Alman çevreci ku-
/
ruluşlann, hiçbir koruma
önlemi alınmadığı gerekçe-
siyle Dalyan'a turizm boy-
kotu yapılmasına yönelik
çakşmalan, Doğal Hayatı
• * • • Koruma Derneği'nce tep-
kiyle karşılandı. DHKD yetkilileri,
çevre kirliliğinin Özel Çevre Koru-
ma Kurumu ve Dalyan Belediyesi'-
nin ihmalinden kaynaklandığını be-
lirterek yörede uygulanacak bir tu-
rizm boykotunun "Dalyan halkına"
ve dolayısıyla da Dalyan'ın korun-
ması yönündeki çahşmalara zarar
vereceğini bildirdiler. Özel Çevre
Koruma Kurumu Başkanı Mustafa
Keten ise kendilerinin yalnızca bir
"piancı kunım" olduğunu vurgu-
layarak yörede koruma önlemleri-
nin uygulanmamasında asıl yetki ve
sorumluluğun yerel yönetimlere ait
olduğunu öne sürdü. Dalyan'ın ve
lztuzu sahilinde yumurtlayan deniz-
kaplumbağalan caretta carettalann
korunması için 1986 yıhndan bu
yana çabalayan AJman çevre kuru-
luşu AGA, yörede koruma önlemle-
rinin hiçe sayıldığı, çevrenin hızla
tahrip edildiği ve Almanya'dan sağ-
lanan milyonlarca marklık çevre
yardımının amacina aykın kul-
lanıldığı suçlamalanyla Dalyarfa
turizm boykotu çağnsında bulun-
du.
Bu çağn, Türkiye'deki sorumlu
kuruluşlann topu birbirlerinin üze-
rine atmasına yol açtı. Alman çevre
kuruluşu AGA, Türkiye'ye önemli
sayıda turist getiren TUI, Necker-
mann, Orion- Interconü gjbı büyük
Alman tur operatörlerine Dalyan
için uiuslararası bir "turizm boyko-
tu" uygulanması çağnsında bulu-
nurken Alman Parlamentosu'nda
görüşülecek yeni çevre yardımının
askıya alınması konusunda girişim-
• Hiçbir koruma önlemi alınmadığı gerekçesiyle, Dalyan'ın ve
İztuzu sahilinde yumurtlayan deniz kaplumbağalan caretta caret-
talann korunması için 1986 yıhndan bu yana çabalayan Alman çev-
re kuruluşu AGA, yörede koruma önlemlerinin hiçe sayıldığını,
çevrenin hızla tahrip edildiğini söylüyorlar.
lerde bulunulacağını açıklamışü.
Turizm boykotu çağnsına tepki
gösteren Doğal Hayaü Koruma
Derneği yetkilileri. Dalyan'ın Tu-
rizm Yatınm Bölgesi olmaktan çı-
kanlması ve Özel Çevre Koruma
Bölgesi ilan edilmesinde DHKD'-
nin yoğun çalışmalannın yam sıra
Alman çevre kuruluşlannın da kat-
kısı olduğunu anımsatarak AGA
adlı kuruluşun da bunlardan biri ol-
duğunu bıldirdi. DHKD yetkiüle-
nnden Fîliz Demirayak. daha sonra-
ki yıllarda. AGÂ'nın, "bölgede
yaptığı çalışmalan gerek yöre halkı
ile beraber yüriitmemesi gerekse de-
nizkaplumbağalan üzerinde yıUardır
çalışmakta olan Tiirk bilim adamlan
ile uyumsuzluk içinde olması sonu-
cunda", DHKD'nin de itirazlan ile
yöredeki çalışmalannın durdurul-
duğunu söyledi. Demirayak, gecen
süreç içerisinde Türkiye'nin ilk Özel
Çevre Koruma Bölgesi olan Köyce-
ğiz-Dalyan bölgesinde. kayda değer
bir koruma çalışmasının gerçekleşti-
rilemediğini vurgulayarak şu bilgile-
ri verdi:
"Her şeyden önce bu hassas bölge
için hazırlanması gerekcn yönetim
planı hazırlanmamış, öncelikli olarak
ek alınması gereken kanalizasyon ve
antma tesislerinin kurulması yönün-
de bir adım atılmamıştır. Gerek ilgjli
kurum ve kuruluşlann gerekse bele-
diyenin ilgisizliği ve plansızlığı sonu-
cunda Dalyan kanallarında tekne
sayısı artmış ve su sirkülerinde beür-
tilen kurallara uymayan bmüklükte
tekneler, saptanan hız limitlerini
aşan sürat tekneleri engellenmenüş-
tir. Yine anorma! say ıda artan tekne-
lerden kaynaklanan sintine suları,
Dalyan kanailan ve Köyceğiz Gölü'-
ne karışan foseptik suları, Dalyan
kanallarının hızla kirlenmesine neden
olmuştu. Bu durum. bölgenin karak-
terisriği olan balıkçılıkta üretimin
düşmesine neden olurken turizm açı-
sından son derece önemli bu bölgenin
hızla tahrip ounasına yol aymcştır."
Dalyan'da denizkaplumbağalan-
nın korunmasına yönelik bazı ön-
lemlerin abndığını ve bunlann "kıs-
men de olsa" başanyla uygulandığı-
nı kaydeden DHKD yetİcilisi Demi-
rayak. yörede halkın ve turistlerin
bilinçlenmesini. daha dikkatli dav-
ranmasını sağlamak amacıyla
DHKD'nin yürüttüğü çahşmalann.
gerek Dalyan Beledivesi gerekse çı-
kar peşinde koşan bazı kişi ve seya-
hat acentelen tarafından engellen-
meye çalışıldığıru söyledi.
Bu olumsuz gelişmelerden Dal-
yan'ın büyük zarar gördüğünü. bu
durumu en yakından ızleyen Dal-
yan'da yaşayan insanlann çırpınış-
lannın ıse boşa gittiğini savunan
Demirayak, DHKD'nin yaptığı ça-
Gribin
ilacı yok
KONYA (AA) - Genellikle ani
ısı ve hava değişiklikleri ile ortaya
çıkan gribin ilacının henüz bulu-
namadığı, önlem alınmadığı tak-
dirde birçok hastalığa zemin haa-
rladığı bildirildi.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakül-
tesi Mikrobiyoloji Anabilim Dah
Başkanı Prof.Dr. Bûlent Baysal,
gribin tedavisinin henüz buluna-
madığını ancak yan etkilerinin or-
tadan kaldınlabildiğini belirte-
rek, "Çok hızlı yayılan gribe karşı,
konıyucu önlemler daha etkili ol-
raaktadır" dedi.
Birçok hastalığa zemin
hazırhyor
Grip virüsünün yaşlılar ile ço-
cuklann vücudunda daha çok ha-
sar yaptığını, önlem alınmadığı
takdirde zatürree. bronşit, beyin
iltihabı, sinüzit. romatizma, ku-
lak iltihabı başta olmak üzere bir-
çok hastalığa zemin hazırladığmı
ânlatan Prof.Dr. Baysal, C vita-
mini ağırlıklı beslenmenin yararb
olacağını söyledi.
Prof.Dr. Baysal, grip aşılannın
yüzde 40-80 oranında yararlı ol-
duğunu da belirterek, "İlk aşı
yaptıranlar 6-8 ay aralıklarla iki
kez tekrarlamalı, daha sonra yılda
bir kez aşı > aptırmalıdır.
özellikle kalp, romatizma, da-
mar sertliği, şeker ve hipertansiyon
hastalan ile çocuklar ve yaşlılar
mutlaka grip aştsı yaptırarak ön-
lem almalıdırlar" şeklinde konuş-
tu.
Grip virüsünün. kuluçka dö-
nemi xısa olduğundan hızla
yaygınlaştığına dikkati çeken
Prof.Dr. Baysal, hastalığa ya-
kalananlann mutlaka dinlen-
meleri gerektiğini de sözJerine ek-
ledi.
Guatr hastalığı
Karadeniz'de
dahaçok
yaygın
TRABZON (AA) - Büyük
oranda iyot eksikliğinden kay-
naklanan ve vücudun dengesini
bozduğu bildirilen guatr hasta-
hğının, Doğu Karadeniz Bölgesi'-
nde yaşayanların ortalama yüzde
32'sinde göriildüğü, yüksek ke-
simlerde yaşayanlarda bu oranın
yüzde 60'ın üzerine çıktığı kayde-
dildi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi
Dahilı Tıp Bilimleri Bölümü Baş-
kanı Prof.Dr. Münir Telatar,
yaptığı açıklamada, troıd bezinin
fonksiyonunu kaybetmesi ile or-
taya çıkan hastalığın, halk arası-
nda önemsenmemesinin büyük
hata olduğunu belirterek, şunlan
söyledi:
"Doğu Karadeniz, guatr bölgesi.
Bu da iyot eksikliğinden kaynak-
lanıyor. Bu hastahk, tiroit bezinin
büyümesi ile ortaya çıkar. Erişkin-
lerde çocuklardaki kadar önemli
olmayabilir. Ama çocuklarda çok
önemlidir. Tedavi uvgulanmazsa,
çocuğun hem fiziksel hem de beyin-
sel geüşmesi duraklar. Gelişme bo-
zukluklan ile birlikte sakat çocuk
ortaya çıkar."
Prof.Dr. Telatar, guatr has-
tahğinın cerrahi müdahale veya
ilaçla tedavisinin kolayiıkla ya-
pılabildiğine dikkati çekerek şöy-
İe devam etti:
"Ancak özellikle cerrahi mü-
dahete 3e aJınan tiroit bezinin yeri-
ne onun fonksiyonunu görecek şe-
kilde verilen ilaçlarm ömür boyu
kullanılması gerekir. Ancak ilaç
abnası gerekenler buna bir süre
sonra ara veriyorlar. Oysa bunlar
:bazı hastalıklarda kullamlan ilaç-
lar gibi değildir. İlacı almazsamz
ha\atınızın normal devam etmesi
mümkün değil. Buna rağmen ilacı
sürekli alanların oranı çok az."
Gelinağlar, anaağlar; kızgittigider!
'Oküntu'nuzu aldınızsa, kalkıp gitmemek olmaz Bezirgânlar Köyü'ndeki davullu zurnalı,
arabeskli, kma geceli ama ille de 'buruk' köy düğününe...
SÜHEYLA GÜNEŞ
ısa süre önce
taıuştığımız bir dostu-
muzdan, geleneksel
bir köy düğününe
katılma çağnsı
aldığımızda, doğrusu
çok heyecanlandık.
Daha önceki bir tatih'miz sırasında,
Kalkan'ın daraak sokaklannda, geç
saatlerde dolaşırken, duyduğumuz
davul-zurna seslerinin çekmişti. Biz
de hiç tanımadığjmız insanlann ara-
sına girip, son anlanna tanık oldu-
ğumuz bir dügünde tanıma Koca
Yusuf 'u tanımıştık. Bu kez. çağnyı
yapan oydu.
Dağcı alışkanlığımız ile çadınmı-
ZJL, uyku tulumumuzu, fotoğraf
makinemizi ve teyplerimizi kapa-
rak, üç bayan arkadaş yola koyul-
duk.
Hedef, Bezirgan Köy
Grubumuzun geri kalanı, akşama
doğru yola çıkacak. Hedef, Kal-
kan'ın Bezirgan Köyû. Daha kısa
olduğundan yayla yolunu yeğliyo-
ruz. Araamızın oto teybinden duy-
gu yüklü "Çingeneler Zamanı"nı
dinlerken coşkulu bir "Çingene"
konvoyu ile karşılaşmak hoş bir
rastlantı oluyor.
Neş'eli bir yolculuktan sonra va-
nyoruz Kalkan'a.
Kasaba. mevsim nedeniyle ol-
dukça sakin. Koca Yusuf u anyo-
ruz. Ev sahibimiz, bizi büyük bir
içtenlikle karşılıyor ve hemen Bezir-
gan Köyü'ne doğru yola çıkıyoruz.
Kıyıdan yaylaya
Kıvnla kıvnla giden bir yoldan te-
pelere dogru tırmaruyoruz. Geriye
dönüp baktığımızda. Akdeniz'in, o
inci gibi koylannda sessizce uyudu-
ğunu görüyoruz. Giderek denizden
uzaklaşıyoruz ve yayla yolunda iler-
liyoruz. Yol yeni yapılmış, belli.
Birden, dağlann arasında. geniş
bir ova karşılıyor bizleri. Yapraklan
sararmış ağaçlann arasında, kırmızı
damlı köy evleri seçiliyor, şirin mi şi-
rin. Denizden 800 m. yükselmışız.
Yazın 400, kışın 60 haneli olan
Bezirgan Köyü'ne halk arasında
*yayla' denildiğini öğreniyoruz.
Herkes büyük bir saygıyla Koca Yu-
sufu selamladıktan sonra, bize
"Hoşgeldiniz" diyor içtenlikle.
Sofra ve 'okuntu'
Düğün evine vardığırruzda, önce
davul ve zurna bahçe kapısında kar-
şılıyor bizleri. Yüreğimiz kıpır kıpır.
Düğün evine giriyoruz. herkes aya-
ğa kalkıp hoşluyor bizi. Gelin ola-
cak kız, Koca Yusufun yeğeni.
Hemen sofra hazırlanıyor bizim
için. Tereyağlı keşkek, sofranın baş
yemeği. Bu arada, gelinin annesi
"okuntu"lanmızı veriyor bize; oyalı
birer yemeni. Çok seviniyoruz.
Okuntu, düğün davetiyesi yerine ge-
çiyor.
Akşama kına gecesi olacak. An-
cak babasını çok küçükken kaybe-
den damadın. kına gecesini, köy
yerine, Kalkan'da bir salonda yap-
makta ısrar ettiğini öğreniyoruz.
Anlaşılan, kına gecesi geleneksel
olmayacak. Biraz düş kınklığına
uğruyor ve Kalkan'a dönüyoruz.
Kına yakılan eller
Kına gecesinin yapılacağı meka-
nın eski Halkevi olduğunu söylü-
yor. Koca Yusuf. Güzelim eski taş
bina şimdi kahvehane haline gelmiş.
Salona girdiğimizde. sadece kadın-
lann, yan yana dizilmiş sandalyeler-
de oturup, orgdan yayılan metalik
bir ritm eşliğinde, elektrosaz çalan
yerel bir sanatçıyı dinlemekte oldu-
ğunu görüyoruz.
m 'yaylası' Bezirgânlar Köyü, Koca Yusuf Ağa'nın
çağnlısı olarak ve 'geleneksel' bir Anadolu düğünü
göreceğimiz inancıyla gidiyoruz... Ne var ki, gelin de
damat da çok gergin. Gerginlikleri utançtan mı,
yoksulluklanndan mı, yoksa ayak uyduramadıklan dans
müziğinden mi belli değil... Üstelik, takılann en değerlisi de bizim
'yanm' altm...Gazetelerde ve televizyonlarda gördüğümüz, yerlere
dolarlar saçılan şatafatlı düğünler aklımıza gelıyor.
Oynayan yok. Gelin ve damat
bekleniyor. Kuaföre Kaş'a giden
gelin ve damat gelemiyor bir türlü.
Rengahenk başörtülerin gizlediği
başlar tepkisiz bir şekilde izlemeye
devam ediyor sanatçıyı. Arabeskin
somut bir ifadesi olan bitenler. Belli
ki, bu durum köyden gelen insanla-
ra oldukça uzak ve yabancı. Müzik-
le ve ortamla bütünleşemiyorlar bir
türlü.
Gelin-damat gelince
Gelin ve damadı birden kapıda
gören müzisyen, dans müziği çalma-
ya başlıyor. komparsita. Gelin ile
damat, pist olarak aynlmış olan bö-
lüme ulaştıklannda dans etmeye
başlıyorlar.
îkisi de birbirinin ayağma bakı-
yor basmamak için. Büyük bir ger-
ginlik okunuyor yüzlerinden.
Bir süre sonra oyun havalan im-
dada yetişiyor. Hava yumuşuyor
birden. Dışan çıkıp Antalya'dan ge-
lecek olan diğer arkadaşlanmızı
aramaya karar vermişken. onlan
kapının önünde buluyoruz. Hep
birlikte oyuna kaühp düğünü şen-
lendiriyoruz.
Bir süre sonra takjlar takıbyor.
Oldukça sade bir takı töreni. Bizim
hediyemiz olan yanm altın, takıla-
nn en büyüklerinden. Gazetelerde
ve televizyonlarda gördüğümüz,
yerlere dolarlar saçılan şatafath dü-
ğünler aklımıza geliyor.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, sa-
londan çıkan kadınlann yenne, ak-
raba erkekleri giriyor salona. Aile
fotoğraflannm çekiJmesiyle kına ge-
cesi sona envor.
Köyden gelin alma
Gelin alma ertesi gün köyde yapı-
lacak. Yeniden köye gidiyoruz.
Hava, gündüzün aksine fırtınab,
elektrikler kesiliyor şiddetb' rüzgar-
dan. Işıldaklanmıza bulup düğün
evine gidiyoruz.
Gündüz gördüğümüz bu ev, gece
daha bir etkileyici. Işıldağı tavana
asıyoruz. Üzerine oturduğumuz se-
dir. tahtadan. Yerde ölçüleri birbi-
rinden farklı 2-3 minder ve yırtık bir
kilim var.
Gebn. yorgun argın üstünü degiş-
tirip beyaz gelinbğini tavandaki bir
çiviye asıyor. Gelinlik ve oda büyük
bir zıtlık içinde. Gelin, gidip Koca
Yusufun yanına oturuyor. destek
ararcasına.
Koca Yusufun gerçekten adına
yaraşır bir cüssesi var Bir misyon
üstlenmiş bu yörede. Doğal bir ön-
der. Elınden geldiğincc, kasabalısı-
na yardım etmeye çalışıyor özveriy-
le. Kendisi, ayakkabı ustası.
Camsız pencereler
Odanın en çarpıcı yeri ise
pencereleri. Cam \ok. Boşluklara
tahta çakılmış. Toplam ıki odab bu
evde, sekiz nüfus bir arada yaşamış.
Oğullann ikisi şimdi Kalkan'da
çalışıyor. Bir kız da evlenince geride
beş nüfus kahyor.
Arkadaşlanmızdan biri şaşkın,
"Bu kadar insan nerede yatıyor"diye
^oruyor. Belli ki, köye bu kadar ya-
kın obnamış daha önce.
Hava soğuk, davulcu \e zurnaa
çalmak istemiyor artık. E\ halkı da
yorgun. Adeta birmatem ha\ası esi-
yor. Birazdan kına kanlacak, ancak
oğlan evinden kimse yok. Geünin
ailesi kendi kendine yakıyor kınayı.
Şiddetb rüzgar nedeniyle çadırla-
nmızı kurdurtmuyor bize Koca Yu-
>uf. Boş bir eve götürüyor bizi.
Uyku tulumlanmızın içine girip
gündüz yaşadıklanmızı düşünerek
uvTimaya çabşıyoruz.
Ertesi sabah uyandığımızda telaş-
lanıyoruz. Neredeyse gelin almayı
kaçıracağız.
Oldukça kalabalıklaşmış düğün
evı.
El vermeyen ana
Davul-zurna çalıyor. erkekler yö-
resel oyunlar oynuyorlar. Bizler de
katılıjoruz oyunlara. fıgürlen ça-
buk kapıyoruz. Köşün genç kızlan
da bize katılıyor yavaş yavaş. Efla-
tun kazaklı bir yaşlı nine çarpıvor
gözümüze. Bizi kırmıyor. o da dö-
nü> or ortada.
Gebnin evden aynbna zamanı ge-
livor yavaş yavaş. Müzik susuyor.
Gelin ile damat helalleşmeye giriyor
baba evine.
Baba. gelinin ayakkabısının içine
karacaot koyuyor bereket getırsın
di>e. Ağabey ise kırmızı kuşak bağ-
lıyor gelinin beline bereketin simgesi
olarak.
Baba. ağabey \e kardeşler gelin
\e damadı öpüp haklannı helal edi-
yorlar.
Sıra anneye geldiğinde, anne ver-
miyorelini. Arkasına dönüyor. Kü-
çücük oda adeta herkesin başına
yıkılıyor. Gelin ağlama\a başlıyor.
damat üzgün, Bizler \al\an\oruz.
anne ısrar edı>or.
"Hakkımı helal etmem" ona di-
yor. "Bu kızm kınası niye herkesinki
gibi köyde adetlere göre yapılmadı?
Ben köylünün yüzüne nasıl ba-
karun?" deyip o da başlıyor ağlama-
ya. Gelinin kardeşleri araya girip
ikna ediyorlar anneyi. Elini isteksiz-
ce uzatan anne. öpmüyor kızını.
Gelin ile damat evden dışan
çıkınca dua okumaya başlıyor kö-
yün imamı. Herkes sıraya geçip elle-
rini açarak duaya eşbk ediyor. Dua
bitiminde. önde bayrak taşıyan ge-
lin alayı, köyün içine doğru yürü-
yor.
Gelin arabaya bindirilip diğer
mahalledeki damadın amcasmın
evine götürülüyor. Gelinin kardeş-
leri. kapıyı açmıyor kurban kesilme-
den. Buaradadamadınyakınlan"in-
dirmelik" hediye veriyorlar geline.
Bir horoz, yüzbin lira para. bir hey-
be, bir başörtüsü var hediyelerin
arasında.
Kurbanın kanına ayağına basa-
rak içeri giriyor gelin. Bizler de gebn
\e damadı kutlayıp a>nlıyoruz köy-
den. Kalkan'a döndümüzde Beledi-
ye Başkan Vekili'nin ikram ettiği
taze mercanlan yedikten sonra ve-
dalaşıyoruz Koca Yusuf ve ailesi ile.
bşmalann ise yetkibler tarafından
görmezden gelindiğini öne sürdü.
Almanlar tarafından başlaülması
düşünülen turizm boykotunun bu
aşamada "Dalyan'ın korunması yö-
nündeki çalışmalara bir katkı sağla-
mayacağını" düşündüklerini belir-
ten Demirayak, sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"Çönkü böylesi bir turizm boyko-
tundan öncelikle etkilenecek olan
Dalvan halktdır ve bu durum bugüne
kadar hiçbir destek olmaksızm sür-
dürdüğümüz halkın bilinçlendirilmesi
çaltşmalarına büyük bir darbe >ııra-
caktır. Çünkii yöre halkını dahil et-
meksizin gerçekleştirilmek istenen
her türlü çalışma, başarısızlığa uğra-
maya mahkûm olacaktır. Doğal Ha-
yatı Koruma Derneği, Dalyan'a
yapılacak bir turizm boykotunun
karşısında olup Özel Çevre Koruma
Kurumu ve Daiyan Belediyesi'ni, ya-
pılan doğru eleşitirileri dikkate alma-
ya ve bir an önce çözümler üretmeye
_davet etmektedir."
Keten üstlenmivor
'< Özel Çevre Koruma Kurumu
Başkanı Mustafa Keten, Dalyan'-
daki çevre kirliliğj ve tahribatına
yönebk Alman uzmanlarca hazı-
rlanan raporu Alman yetkiblerin-
den edinmeye çalıştıklannı belirte-
rek, "Böyle bir raporu kim hazı-
rlamış, içinde neler var, soruştunı-
yonız. Aslında doğnıdan bizi itham
eden bir olay değil bu. Daha çok ye-
rel yönetimİeri ilgilendiriyor" dedi.
Özel Çevre Koruma Bölgesi ol-
masına karşın, Dalyan'daki çevre
tahribatı ve koruma önlemlerinin
uygulanmamasına ilişkin yetki ve
sorumluluğun kendilerine ait ol-
madığını savunan Keten, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Bakanlar Kurulu karanyla biz
bir plan kuruluşuyuz. Belediyeler
ve diğer yerel yönetimler üzerinde
bir vesayet yetkimiz yok. Sorumlu-
luklar ve yetkiler, yerel yönetimlere
aittir. Altyapı eksiklikleri, kaçak
binalar bizim sorumluluk alanunız
içinde değil. Olsa bile vetkimi/ yok.
Bizim araşturmalaria ilgili
katkımız var. Planın uygulanması
da belediyenin yetkisi. Planlamala-
ra aykırı uyguİamalar bize üıtikal
ettiğinde veya bizim arkadaş-
larunız bumı tespit ettiğinde Muğla
Valiliği'ne uyarı gönderiyoruz.
Herkesin kendine düşeni yapması
gerekir."
Uludağ'da
kar kahnlığı
1 metreyi aştı
BLRSA (,\A) - Uludağ'daki
otel işletmecileri, yanyıl tatili ile
başlayan kar yağışını sevinçle
karşıladılar.
Kar kabnbğımn bu yıl ilk kez 1
metreyi aşarak, kayak pistlerinin
elverişli hale gelmesinden sonra,
tüm oteller ile kamu kuruluşlanna
ait misafırhaneler, rezervasyon-
lannı doldurdular.
Otel işletmecileri, sezona kötü
bir başlangıç yaptıklannı, yılbaşı
tatilinde yeterli kar olmaması ne-
deniyle çok sayıda rezervasyon ip-
tali ile karşılaştıklann! hatırlata-
rak. "Geçen hafta başlayan yoğun
kar yağışı ile birlikte tüm yatak-
lanmız doldu. Buna rağmen yoğun
rezarvasyon talepleri geliyor ama
karşılayamıyoruz" diye konuş-
tular.
Uludağ Türkiye'nin en
gözde kayak merkezi
Uludağ Turistık Otelciler Birbği
AŞ (UTAŞ) Yönetim Kurulu Baş-
kanı Ferruh Llukardeşler de. Ulu-
dağ'ın Türkiye'nin en gözde kayak
merkezi olduguna işaret ederek,
şunlan söyledi:
"Uludağ, sezonun en canlı günle-
rini yaşıyor. Bazı yayın organlan-
nda yer alan, (Uludağ cazibesüü yi-
tirdi. Kayakseverler Bolu Kartal-
kaya. Flgaz. Palandöken gibi kayak
merkezlerine akın ediyor. Yerli tu-
ristler kış turizmi için yurt dışuu
yeğliyor) şekUndeki haberler gerçe-
ği yansıtmıyor. Uludağ, Türkiye'-
nin gerçek anlamdaki tek kış
sporları ve turizm merkezidir. Bu-
nun aksi söylenemez. l ludağ'ın bu-
günlerde yaşadığı canlılık da bunu
gösteriyor."
Kar kahnlığı 103 santimetre
Tatilcileri, stresten. sağlık so-
runlanndan, trafık keşmekeşinden
kurtulmak ve gündüzleri kayak
sporu yapıp geceleri de eğlenmek
için Uludağ'a davet eden Ulukar-
deşler. yatak fiyatlannın kişi başı-
na 500 bin ile 1 milyon 200 bin lira
arasında değiştiğini kaydetti. Ulu-
kardeşler. "Bu fiyatlar, ne yurt dışı-
ndaki, ne de yurt içindeki diğer kış
turizmi merkezlerinden fazla değil-
dir" dedi.
Meteoroloji istasyonu yetkilile-
ri, kar kalınlığının 103 santimetre-
ye ulaştıği Uludağ'da önümüzdeki -
günlerde yağış beklenmediğini,
hava sıcaklığının gündüz eksi 8-9,
geceleri de eksi 11-12 derece oldu-
ğunu bıldirdiler.