27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4ŞUBAT1994CUMA 16 DUNYADAN Dertüdünyamızınyitiksavaşçaa• Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Butros Gali'nin becerikli bir • Öte yandan, Butros Gali'yi suçlamadan önce kendisini bu önder olmadığını ve BM'ye üye ülkelerle iyi bir ilişki göreve atayan hükümetleri sorgulamak yerinde olur. 1992'de geliştiremediğini düşünen ABD'li yetkililer, istifasının çok bu göreve geldiğinde, saygın kişiliğine karşın iyi bir yönetici kişiyi hoşnut edeceği görüşünde birleşiyorlar. olmadığı biliniyordu. Gali yanlış bir seçimdi. A BD'li yetkililer kendi aralannda yaptı- klan resmi olmayan konuşmalarda, Bir- leşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Butros Butros Gali ile pek sıcak ilişkiler içinde olmadıklannı itiraf ediyorlar. Gali'den rahatsız olduklan. hatta öfke duyduklan apaçık ortada. Öyle ki. gene! sekretenn istifasının pek çok kişi- yı mutlu edeceği bile ifade ediliyor. Gali'nin ben merkezci olduğunu, yöneticilik niteliğinin hiç gelişmediğini ileri süren Ameri- kalılar. sekretenn lider ve bürokrat yönünü de eleştiriyor. BM üyeleri ile ilişkilerinde dosttan çok düşman edindiğini öne sürüyor. Banş giri- şimlerinde ortada sorun yokken, Galfnin so- run yaratmakta usta olduğunu ileri süren siyasi gözlemciler, Gali'nin konumunu olduğundan fazla abarttığını düşünüyor. Kısaca Butros Gali'nin BM sekreterliği için yanlış adamı oldu- ğu konusunda herkes birleşiyor. BM üyeleri arasında Gali ile uyumlu ilışkiler kurabilene pek rastlanmıyor. Kendi fikirlerinin doğru olduğuna körü körüne inandığından, ge- nellikle başka düşüncelere şans tanımıyor. Sa- kin ve kendinden emin yaklaşımı, kendisiyle iş- birliğj yapılabileceği inancını doğuruyor. ancak pek çok diplomat. kısa siirede yanlış kapıyı çaldığını anlıyor. Diplomatlan kapısının önün- de bekletmekten çekinmeyen Gali. onayla- madığı görüşler karşısında rahatlıkla kıncı ola- biliyor. Aynca hükümetlerle olan ilişkisinde de gerekli özeni ve saygıyı göstermediğinden, is- teklerine ivedi yanıt alamıyor. Örneğin, 1960'- larda Dag Hammarskjold Kongo'ya müdahale sırasında 5 bin askere gereksinimi olduğunu du- yurduğunda, 3 gün içinde ordusunu kurmuştu bile. Oysa, Gali Bosna için istediği 5 tankı 5 ayda zor elde etti. BM'de büyük bir moral çöküntüsü yaşandığı dikkati çekiyor. Ancak, bunun sorumluluğunu Gali'nin sırtına yüklemenin doğru olmadığını iddia eden yetkililer, fazla çalışma ve ücretlerin zamanında ödenmemesinin de etkili olduğunu belirtiyor. Gali ile ilgili bütün hoşnutsuzluklara karşın kimse şikayetini resmi yollardan yetkili- lere iletmiyor. Genel sekretenn 5 yıllık görev sü- resinin kısaltılması bile tartışılmıyor. Bu koşullarda Gali'ye duyulan öfke ciddiye ahnmalı mı? Yapıa bir yaklaşımla nasıl bircö- züm getirilmeli? Her şeyden önce Gali'yi suçlamak yerine, onu bu göreve atayan hükümetleri sorgulamak daha doğru olur. 1992'de BM'nin altıncı baş- kanı olduğu zaman herkes tarafından sevilen sayılan bir kişiydi. Amerikaular. kendisini Camp David'in miman olarak görüyorlardı. Mısır dışişlennde cesareti ve zekası ile haklı bir Amerika Vietnam'a uyguladığı ambargoyu kaldınrken, kayıp askerler sorun olarak kahyor ABD Vietnam'dan çikamıyor • Ticari ambargonun k^ldınlması iş dünyasında sevinçle karşılanırken. çocuklan kayıp ana babalar. Vietnam hükümetinin elinden geleni yaptığına inanmıyor. Ciinton yönetimı, ABD tarafından Vietnam'a uygulanmakta olan ticari ambargoyu kaldırmak üzere bazı adı- mlar atmaya başladı. Ancak konunun en can alıa noktası tartışma konusu olmaya devam ediyor: YakJaşık 20 yıl önce sona ermiş bir savaşta kaybolan Amerikalılardan arta ka- lanlan iade etmek için yeterinceçaba gösteril- dimi? Vietnam'ın 67 Amerikahnın cesedini ABD'yeiadeederek Clinton vönetiminin bü- yük takdirini kazanmaşı özellikle gündemde olan konulann başında geliyor. Konuyla ilgi- li çalışmalar yürüten üst düzey yetkiÜlerden bin "Bu kadar çok eeset iade etmeleri işbirliği- ne gerçekten de hazır olduklarını kanıtüyor" diyor. Ancak Vietnam'da savaşıp dönmüş asker- ler, ısrarla Vietnamlılann cesetlerin coğunu ellerinde tutmava devam ettiklerini. yolla- nanlannsa büyük olasılıkla kayıp Amerikalı- lara ait olmadığını iddia ediyorlar. Onlara göre bu cesetler, Vietnamlı askerlere hatta belki de hayvanlara bile ait olabilir. IAmbargonun kaldırılması işadamlarına) arıyor Clinton. Vietnam'a uygulanan ticari am- bargonun ancak Vietnam Savaşı'nda kaybo- lan 2 bin 200'den fazla Amerikalının yazgılan hakkında mümkün olan en doyurucu bilgi- nin verilmesi durumunda kalkacağmı ısrarla tekrarlayarak kararhhğmı sürdürüyor. Ge- çen hafta ABD Senatosu'nda bazı senatörle- rin, Vietnam hükümetinin konuyla ilgili tutu- munu övücü konuşmalannın ardından yapı- lan oylamada alınan sonuç. 62'ye 38 ambar- gonun kaldınlması yönündeydi. Beyaz Sa- ray'daki yetkililerin bildirdiğine göre. kesin bir çözüme gidilebilmesı için Clinton'ın ka- ran bekleniyor. ABD'li Kayıp Görevlilerin Aileleriyle Dayanışma Birliği Başkanı Dolo- res Apodaca Alfond. geçen hafta kendisiyle yapılan bir görüşmede Vietnam'ın konuyla ilgili tutumunun Amerikan iş dünyasını can- landınnak için ambargoyu kaldırmaya he- vesli yönetim tarafından abartıldığınj belirtti. Alfond, "Yollanan 67 cesedin sadece 3'ü teşhis edilebildi. Hükümet, 'Elimizde 67 ceset var. Ne harika değil mi?' derken gerçekJeri abartıyor. Vi- etnamlılar kesinlikle ellerinden geleni yapmıyorlar" dedi. Alfond aynca teşhis işleminin de kesinlikle gü- venilır olmadığnı. Pentagon tarafından ağabeyine ait diye kendılerine yollanan kemiklerin aslında hayvan kemiği olduğunun ortaya çıktığını belirtiyor. Öte >andan Başkan Clinton'ın önümüzdeki gün- lerde ambargoyu kaldıracağı haberi Vietnam'ın baş- I ün yapmıştı. Fransızlar, Fransa'da okuduğu için Gali'yi kendilerinden biri gibi görüyorlardı. Ne var ki, organizasyon konusunda iyi ol- madığı biliniyordu. Hiçbir zaman gerçek bir yönetici olamamasına karşın. doğru dürüst bir yönetime acilen gereksinimi olan koskocaman bir bürokrasiyi sırtlayıp götürmeye çalış- masının faturasını bütün dünya ödüyor. Gali'nin seçilmesi, seçime katılan hükümet- lerin konuyu ne denÛ hafıfe aldığını gösteriyor. Bir seçim komitesi kurulması ve secimlerin titiz- likle yapılması önerileri ise üye devletler tarafı- ndan gereksiz bir işlem olarak görüldü. Gali, tek kişinin altından kalkamayacağı ka- dar ağır bir görevin altına girdiği doğrultusun- da uyanldı. 30 üye biraraya gelerek sekreterli- ğin temelini sağlamlaşürmak için çeşitli çözüm- ler üretmeyeçalıştı. Sekreterliğin dört kişi arası- nda paylaşılması en fazla destek gören öneri oldu. Böylece banş görüşmeleri, ekonomik ve sosyal konular, insani yardım, yönetim ve para- sal konular için dört ayn sekretenn görevi bölü- şeceği bir düzenın kurulması istendi. Ancak Gali görevinin bölünmesine karşı çıktı. Sonuç olarak iki yıl içinde BM sekreterliği tek başlı yönetimin İcurbanı oldu. Son yıllarda BM, Kamboçya, Somali ve Bos- na'da başiattığı banş girişimleriyle tüm dikkat- leri üzerine topladı. Kamboç- ya'da kazandığı başanya karşın, Gali Somali'de feîaket- lere yol açmakla, Bosna'da tüm yetkiyi üzerine almakla suç- landı. Dünya kamuoyunun bu yargılan bir anlamda doğru, bir anlamda yanlış. Gali'yi Bosna'daki savaşı durdurmamakla suçiayanlar, olayı basite indirgemiş oluyor. Banşa yol açacak bir çözümün bugüne dek bulunamaması, sa- vaşa kanşan tüm devletlerin hatası olmakla birlikte, Gali'- nin kendisini olağanüstü yetki- lerle donatması, BM'nin son sözü söyleyen bir otorite duru- muna gelmesi, banşı olanaksız- laştınyor. Christopher Bellamy TheIndependent kenti Hanoi'de büyük heyecanla karşılandı. Asyalı ve Avrupalı rakipleri tarafından yıllardır sömürül- mekte olan dünyanın en hızh büyüyen pazarlan- ndan birine nihayet kendilerinin de girebileceğini öğ- renmek ise. ABD iş çevrelerini çok mutlu etti. Viet- nam'da pazar aramalan bekknilen baa büyük ABD şirketlerinin Hanoi temsilcisi olan James RockweU, "Bu hem ABD hem de Vietnam için çok iyi bir gelişme oiacak. ZamanJama çok iyi. Neden bilmi- yorum ama Vietnamlılar Amerikalıları sever ve sayar. Bi/leri dürüst ve güvenilir insanlar olarak gördükle- rinden bizimle iş yapnıak istiyorlar. Ancak ambargo bir altı ay ya da bir yıl daha sürecek obaydı sorun çıkardı. Anierikalılar, Vietnam'da ancak çok kucük oyuncular olabilirlerdi" dedi. Steven Greenhouse inglltere Kadınlara boş vakit yok I ngiltere'de yapılan bir araştırmada çalışan kadı- nlann çabşan erkeklerden daha az boş vakitleri olmasına karşm, daha uzun ömürlü ol- duklan ortaya çıkanldı. Yapı- lan araştırmalar sonucunda Ingiliz erkeklerinin haftanın 47 saatini işte, 49 saatini uykuda. 26 saatini ise yapılması zorunlu günlük işlerde geçirdiği belir- lendi. Böyle bir haftahk düzen- de erkeklere istediklerini yap- mak için, 46 saat kahyor. Çalışan bir kadın ise haftanın 42 saatini işte, 49 saatini uyuya- rak, 45 saatini ev işleriyle. ço- cuk bakımıyla, alışverişle geçi- riyor. Kendisine boş vakit ola- rak yalnızca 32 saat kahyor. Ev hanımlannın bile çalışan erkek- lerden fazla olarak günde yalnı- zca 1 saati oluyor. Çalışan in- sanlann çoğu boş vakitlerini te- levizyon seyrederek geçiriyor. Haftada ekran başında orta- lama 27 saat geçiyor. Televiz- yon en çok pembe dialerin yayın saati olan akşam 19.30- 20.00 saatleri arasında seyredi- liyor. Ingiliz halkının yüzde 25'- inin radyoya rağbet ettiği saat ise.20.00-20.30 arası. İngilizlerin yüzde 65'i boş va- kitlerini günde birkaç kez yürü- yüşe çıkarak geçiriyor. Yürü- yüşü, yüzde 42'lik bir oranla yüzme takip ediyor. İngiltere'de yetişkinlerin yüz- de 9'u, 13-19' yaş arasındaki gençlerin ise yüzde 33'ü futbol oynuyor. Ingiliz aileleri ortala- ma olarak gelirlerinin yüzde 16'sını boş vakitlerini değerlen- dirmek için harcıyor. ThcTimes Bor • Lokonta 232 64 26 • 233 97 38 ^^^^•^ C'est l a v i c! ^^^EJ J A Z Z C L U B A CYNTHIA MCTHEARSON A Sings the blues 2-3-4-5 Şubat Z TAHSİN ÜNÜVAR Z "Jazz Quartet" — SıraseIvilerSantral Hotel roof, Program 23.00 « L Tel: 251 Ö1 1 0 - 1 1 - 1 2 - 1 3 L MODA11AN Hergün < VKKUAIİ canb fasıl ' Ait tarafı meyhane ama, havaımzfarkh.. Paur-P.tesi-Salı Kadın Gruplarının llk Içkısi Bızden Moda Cad. Mo: 239 Tel: 345 84 74 HISIBI VOLKAN KONAK Denizlerin Türküsü Cuma-Cumartesi Rez: 267 38 56 -21129 27 JASM1NE CAFE-BAR Türk haik ve Anadolu Folk Miiziği coşkusunu bizimle yaşajın. Cuma-Ctesi: BAĞIAVU-GİTAR Haftanın bergünü canh müzik Akaruı Sok. No:IO CalaUsarajr 2S2 72 tt ' 252 89 74 Gözlüklü Bir nefeste havadan aldığımız 50 milyar molekül oksijenin İstanbul'da eksilmesi, dakikada 14 yerine 20 kez nefes almamızı gerektiriyor. Solunurn yolu kaslannın yorulması ve yıpranması İstanbullular'ı "ağır hava hamalı" yaptı... Haarladığı hastalıklann zararlannı Dalan mı, Sözen mi, devlet mi ödeyecek? Aynca hükümetlerimizin "Gökovalama" siyaseti Gözlüklü Martı'da... Türkiye'nin en küçük "büyük gazetesi"ni okuyun. Gözlüklü Martı gazetesine abone olmak için: Tel: 264 23 87 - 24645 30 Fax: 240 16 36 ANI DEĞİL YAŞAM OktayAkbal 30.000 (KDV içinde) LİSAN ÇÖZÜM Bizimle Ingilizce sorununuzu çok kısa zamanda çözebilirsiniz. Lütfen bizi arayın. Tel: 349 5938 Bahariye Cad. 62/3 YOLKESEN IRMAk HıfnV.Velidedeoğlu 4. bası 50.000 (KDV içinde) BAŞKENT GÜNLERİ MüşerrefHekimoğlu 50.000(KDV içinde) ödemeli göDderilmez ANKARA-ANKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Tıkanıklığı Aşmak İçin... Önyargılardan hoşlanmam, doğrudan tanımak iste- rim insanları. Yazılanlar, çizilenler, doğrular, yanlışlar yerine oturur o zaman. Bötent GüKefcln'i de böyle tanı- dım. Yalın konuşması, sade kişiliğiyle etkiledi beni. Uzun süredir tanışır gibi içten ve sıcak gelişti dostluğu- muz. Uluslararası bir kuruluşta, ABD'nin ünlü Wortoon okulunda kürsüsü, yaşam boyu öğretim üyeliği hakkı var, danışmanlık yapıyor, uluslararası kuruluşlarda çalı- şıyor, sonra Türkiye'den bir çağrıyla soluğu Ankara'da alıyor. Çağn, Başbakan özal'dan, ama Bülent Gültekin askerlik görevi gibi yorumluyor bu çağrıyı. Önce Rüşdü Saracoğlu ile Merkez Bankası'nda, sonra Toplu Konut ve KamuOrtaklığı'nda bir er gibi çalıştı gerçekten, prens gibi değil! Söylenenlere aldırmadan, hatta hoşgörüyle gülümseyerek sürdürdü görevini. Ama kolay değil. Bir kokteylde Erdal inönü ile konuşması hâlâ düşündürür beni. Onları ben tanıştırdım. Erdal Bey, ilgiyle selamla- dı, sonra kolunu tutup dostça sordu: -Sen şimdi ne yapıyorsun, nelerle uğraşıyorsun? llk kez karşılaşıyorlar, siz değil sen diyor Erdal Bey. Benbirazşaşırdım.amasensözcüğününbirözelliğivar bu karşılaşmada. Erdal Bey'in Gültekin'in nerden geldi- ğini, nerde çalıştığını, neler yaptığını, bilimsel düzeyini bildiğini kanıtlıyor. Biraz ötede Başbakan özal duruyor. SHP Genel Başkanı da şöyle diyor bana: -VVortoon okulunda bir kürsü, Türkiye'de başbakan olmak kadar önemli bir olay. Bülent Gültekin de çok mutlandı bu karşılaşmadan. Erdal Bey'in sorusunu da birkaç sözcükle yanıtladı. - Olayı saydamlaştırmaya çalışıyorum. Olay saydamlaştıkça neler gördü, neler hissetti kimbi- lir! Türkiye'den ayrıldı, Polonya'da özelleştirme çalış- malarını yürüttü sonra. Türk cumhuriyetlerinde danış- manlık yaptı, arada bir telefonlaştık. Yaz ortasında Bulvar Palas'ta bir konferansta karşılaştık. Mimar ve Mühendisler Odası'nın düzenlediği bir toplantıda, özel- leştirmeyle ilgili görüşlerini anlattı profesör Bülent Gül- tekin. Konuyu açti, aydınlattı. kimi politikaların yanlışlığı- nı da açık seçik ortaya koydu, bilimin ışığında uyardı kimi çevreleri. O toplantıyı gülümseyerek düşünüyorum hâlâ. Birbirine ters bakanların yüz yüze gelmesi, dostça buluşması için bir konferans yetiyor kimi zaman. T.C. Merkez Bankası Başkanlığına gelişine şaşıran- lar var. Ben şaşırmadım. ören'deydim o aralık. Bülent Gültekin, oğullarıyla birükte mavi yolculukta. Gazeteler- de haberi okuyunca Yalova'da baba evinde yakaladım onu. Biraz konuştuk. Herzamanki içtenliğiylegüldü, bir- kaç sözcükle özetledi durumu. Koşullar da güç görev de, ama reddedemem. Tansu Çiller için değil, halkım için görev yapacağım diyor; asıl işverenim 60 milyon; güç bir görev diye reddedemem. Rüşdü Saracoğlu onuruna verdiği biryemekte buluş- tuk sonra. Mutlu görünmüyor, ama sorunlan konuşmak- tan hoşlanmıyor hiç. Sorun yaratmak değil, çözmek için görevde olduğunu söylüyor. Doğası başka bir adam Bü- lent Gültekin.. sadeliği seviyor, ışığaçıkmamayı... Yaşa- dığı sorunlan basına yansıtarak kişisel kamuoyu oluş- turmaktan hoşlanmıyor hiç. Böyle bir şeye gereksinimi de yok doğrusu. Bilimsel düzeyi belli, özünü kanıtlamak gibi birçabası, bir beklentisi olmadan çalışıyor. Merkez Bankası'nın yıpranmamasına özen gösteriyor. Sonuna kadar direniyor. Istifası da bu nedenle. Aynca iyi bir uyarı değil mi? Belli kişileri, politikaları da saydamlaştıran bir istifa ola- yı bu. Olaylar, insanlar, kaypak ve bulanık davranışlar ışığa çıkmış bulunuyor artık. O ışıkta daha neler görece- ğiz bakalım. Karanlığa mj yöneleceğiz, aydınlığa mı? Bence aydınlığa. • • • Bu yazım, istanbul'dan. Dün akşam Çubuklu'ya Neda Seyhun'a gittim. Yıllardan sonra buluşmanın mutluluğu- nu duyduk. Nerdeyse kırk yıldır görüşmedik, ama Cum- huriyetsayfalarında birlikteyiz her zaman. Güzel sözler- le okşadı gönlümü. Umudumu, yaşama sevincimi kutla- dı. Annesini yitirdikten sonra yalnızlığa, hüzne gömüldü- ğünü anlattı bana. O hüznü çalışarak aşmak istiyor. Güzel çinilerimizden esinlenerek çizdiklerini gösterdi. Pencerede deniz.. akşamın ilk ışıkları.. desenlerde mavi çiniler, güzel düşlere daldık. Dönüşte boğazım düğümlendi birden. Istanbul'un kir- lenen kokusuyla doldu ciğerlerim; soluğum tıkandı. Eve dönünce küçük yeğenim Ipek'e utançla baktım doğrusu. Tüm çocuklardan, gençlerden, yaşlılardan utanarak kı- zardım. Derken anakent başkan adaylarının konuşma- ları çınladı kulağımda. Kimi adaylar nasıl rahat konuşu- yor değil mi? Sorunlan lafla kolayca çözüyorlar! Merkez Bankası Başkanı'nın istifası giderek boyutla- nıyor doğrusu. Ekonomideki tıkanıklığı aşmak için siya- sal kadrolara güven duyulmasını vurguluyor Gültekin. Yoksa tıkanıklık aşılamaz; yaşamımız da tıkanır.. solu- ğumuz da! Kamuoyu yoklamaları, artan ve azalan oylar, dünden bugüne değişen yargılar, açıkoturumlar, yayım- lar arasında kime güveneceğini şaşıranlar da var, ama şaşırmamak gerekiyor. Oyumuzu şaşırmadan kullanmak da bizim görevimiz. BULMACA 1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA: 1/ Zafere inanmayanla- nn ya da savaşın sürmesi- ni yenilgiden daha ağır sayanlann düşünce ve si- yaseti. 2/ Kokusu harda- la benzeyen zehirli bir savaş gazı... Su. 3/ Yaşa- ma gücü... Madencilikle ilgili bir kuruluşumuzun kısa yazılışı. 4/ Bir renk... Balıkçı kayıklannın ba- Iıklan çevirmek için deni- ze fırdolayı ağ salmalan. 5/ XIX. yüzyılın en bü- yük bilim adamlanndan biri sayı- lan ünlü İngüiz fızikçisi ve kimya- ası. 6/ Veba... Saçma sapan söz. 7/ Verme, ödeme... Kasımlar. 8/ Eyer kolanının tokaya geçen kayışı... Bir nota. 9/ Utanç verici... Yer ölç- meye yarar düğümlü ip. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Öğretici. 2/ Sanat, hüner... Kâ- ğıtlan bir arada tutmaya yarar metal çengel. 3/ Gözdeki canlılık... Bir gösteri ya da toplantı binasın- daki dinlenme yeri. 4/ Ermenistan'ın başkenti... İki tarla arasın- daki sınır. 5/ Endonezya'yı oluşturan adalardan biri... İsyan- kâr. 6/ Terbiyesiz kimse... Uzaya gönderilen ilk canh olan köpek türü. 7/ Adı birçok efsaneye kanşmış ünlü Frigya kralı. 8/ Donuk renkli... Işsiz, aylak. 9/ Eskiden kara vedeniz savaşla- nnda kullanılan uzun menzilli top. GIZ KOKAN SUSKUNLUK Mefamet Başaran 30.000 (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Ödemeli gönderilmez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle