Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
İmtivaz sahibi: Berin Nadi
GenelYavınYönetmenı ÖzgenAcar •Genel Yavın
Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya • Genel Yavın
paruşmam: Orhan Erinç •Yazıışlen Müdürlen:
İbrahim Yıldız. Dinç Tajanç (Sorumlu).#Haber
Merkea Müdürü: İpek Çahşlar
9 Görsel Yönetmen: Ali Acar 0Dış Haberler: Er-
gun Balcı • Ekonomi: Abdurrahman Yıldırım •
Istıhbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberlen: Mehmet
Saraç • Makaleler Sami Karaören • Spor. AbdiU-
kadir Yücelman • Düzeltme: Abdullah Yazıcı
Ankara Temsılcisi: Mustafa Balba> #Haber Mudürıı Doğan Akm AtatürkBul-
van No:!25. Kat: 4. Bakanlıklar-Ankarj Tel 4195020(7 Hat). Telex: 42344. Fa\:
44195027 •İzmır Temsılcisi: Serdar Kızık, H.Zıya Blv. 1352 S.2 3 Tei:44I1220
Telex: 52359, Fax. 4419117 »AdanaTemsılcisi Çetin Yiğenoğlu İnönü Cd 1I9S
No: 1 Kat: 1, Tel: 3522550-3522601-3522492. Telex 62155. Fav 3522570
Muessese Mudürü Erol Erkut • Koordınatör
Ahmet Kondsan •Muhasebe' Büient Yener
• İdare Hüseyin Gürer • lşletme. Önder Çelik
• Bılgı-lşlem. Nail İnal • Bılgısavar Sıstem:
Mûrihet Çüer •Reklam Reha Iptman
Yayımiatıııı ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basm ve Yavıncılık A Ş.
Türkocağı Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 tsl. PK. 246 tstanbûl Tel-(0 212) 5120505(20 hat)Telex 22246. Fax(0 21215138595
25ŞLBAT1994 İmsak:5.14 Güneş:6.38 Öğle: 12.24 İkindı 15 25 Akşanr 17.57 Yatsı: 19.16
Hazine
arazilerinin
satışına onay
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûı osu) - Hazine'y e ait tanm
arazilerinin satışına ilişkin
yasa önerisi TBMM Adalet
Komisyonu'nda kabul
edildi. DYPSinop
Milletvekili Yaşar Topçu ve
Balıkesir Milletvekili Melih
Pabuçoğlu'nun kabul edilen
teklifıne göre Hazıne'y e ait
tanm arazileri peşin veya
taksıtle satılabılecek. Söz
konusu arazilenn ihalesine,
taşınmazmalın bulunduğu
köy nüfusuna kayıtlı olan. o
köyde oturmakta olan veya
31 Aralıkl993'tenönceo'
köyde bır taşınmaz malı olan
ve zilyed (elinde bulunduran)
olarak tasamıf eden gerçek
kişilerkatılabilecek.
Topraksız ve) a yeterli
toprağı olmadığı içın 31
Aralıkl993'tenönce
Hazine"ye ait tanm arazisini
kıralamış kimselerin talebi
halinde bu araziler
kendilerine satılabilecek.
KarunHazinesi
kataloglanıyop
• ANKARA (ANKA)-
Karun Hazinesi ile ilgili tüm
bilgiler bir katalogda
toplanıyor. Anıtlarve
Müzeler Genel Müdürü
Prof. Engın Özgen, Karun
Hazinesi'nin arkeolojik
bılgileri ile Amerika'dan
getinlışi mücadelesini de
kapsayan bır kataloğun
hazırlandığını bildirdi.
Anıtlar ve Müzeler Genel
Müdürü Prof. Engin Özgen
yaptığı açıklamada.
katalogla. Karun Hazinesi
hakkındakı tüm bilgileri bir
bütün halinde sunmayı
amaçladıklannı söyledi.
Özgen. "Katalogestetik
yönü ile hem birprestij
kitabı, hem de konunun
uzmanlan tarafmdan
hazırlanması nedeniyle
bilimsel nitelikte olacak"
dedı. Kataloğun mart ayı
içinte tamamlanacağı
bıldirildi.
Çiller'in sıkıntısı
eşinigörememek
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Tansu
Çiller. DYP milletvekilleri ve
eşlerine verdıği ıftar
yemeğinde. yoğun çalışma
programı nedeniyle eşi Özer
Çiller"i yeterince
görememekten yakındı.
DYP'li bakanlara geçen
pazartesi günü iftar yemeği
veren Başbakan Çiller. dün
akşamda DYP'li
millet\ ekilleri ve eşleriyle
De\ let Konukevi'nde verdıği
yemekte bir araya geldi.
Çiller'in yemeğine, 180
DYP'li milletvekilinden
sadece 78'ının katıldığı
dikkatçekti. Yaklaşık 1 saat
süren yemek, Yahya
Uslu'nun yaptırdığj iftar
duasıylasonaerdi. Uslu.
duasında "Çiller için başan.
Türkiy e için de birlik ve
beraberlik"diledi.
Bedelliye
bayram müjdesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ocak celbinde. 2 ay
bedelli askerlik için
Burdur"da silah altına alınan
yükümlülere. Ramazan
Bayramf nı e\ lerinde geçirme
olanağı çıktı. Ocak ayının
15'inde sılah alıına alınan ve
toplam 56 gün üzerinden 12
martta tezkere alacak
yükümlüler. 12 martın arife
gününe denk gelmesi
nedeniyle. bir gün önce terhis
olarak bayramı evlerinde
geçirebılecekler.
Vatandaşlıktan
aynılanlar
• ANKARA (ANKA)-
Bakanlar Kurulu, yabancı
ülkelere yerleşenlerin ve
gayrimüslimlenn çoğunlukta
olduğu toplam 873 kişinin
Türk vatandaşlığından
aynlma istemlerini kabul etti.
Bakanlar Kurulu'nun 873
kişiy e Türk v atandaşlığından
çıkma iznı veren karan
Resmi Gazete'de
yayımlandı.
Karadeniz'e mavt
bayrak
• TRABZON (AA) - Ege ve
Akdeniz Bölgesi kıyılannın
yanı sıra Karadeniz Bölgesi
kıyılannda da mavi bayrak
uygulamasına geçilecek.
Mavı bayrak uygulamasına,
Karadeniz'de ilk kez
Trabzon sahillerinde
başlanacak. 15 martta
başlatılacak çalışma
çerçevesinde. çevre ve sağlık
müdürlükleri ile işbirliği
yapılarak, kıyılarda bellı
noktalardan periyodik
olarak su numuneleri
alınacak.
îran'dan gelen uyuşturucular, Avrupa'ya PKK ile işbirliği yapılarakpazarlanıyor
Türkiye uyuşturucu ver llerl
Yabancı uyruklu uyuşturucu kaçakçıları (1993)
SURIYE %5.5
AZERBAYCAN
NAHCİVAN
%4.5
Ö2BEKİST,
%4.5 -
RMENISTAN
— %4.5
Ele geçen
uyuşturucunun
kaynakları
11992
j 1993
IRAN
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45
OLAY
Ipler, IranvePKK'da
KEMAL YL RTERİ
ANKARA - Türkiye'deki uvuşturu-
cunun önemlı bır bölümünün İran"dan
geldığı \e uyuşturucu ticaretini de bu ül-
ke vatandaşlannın vönettiği belirlendi.
Emniyet Genel Müdürlüğü raporunda,
Pakistan. İran ve Afganistan'ın oluştur-
duğu "Altın HilaTden dünyanın en ka-
liteli uvuşturuculannı sağlavan İranlıla-
nn, tonlarca eroin. esrar. baz morfın ve
hkit esrann pazarlanmasında PKK ile
işbirliği yaptığı bildirildi.
PKK'nın. baskıyla çok sayıda Kürt'ü,
uyuşturucu ışıne soktuğu ve bu savede
Almanya'daki uyuşturucu tıcaretınin
yüzde 70"ıni yönettığı ortaya çıktı. 1991
yılında yurtdışında uyuşturucu tıcareti
yaptığı gerekçesiyle tutuklanan 1818
Türk vatandaşının lOOO'ının Güneydo-
ğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer
alan illerin nüfusuna kavıtlı olduğu be-
lirlendi. Uyuşturucu. Türk-İran
sınınnın dağlık kesimlerinden Türkiye'-
ye sokuluyor. Emniyet Genel Müdürlü-
ğü raporuna göre. İranlılar PKK'nın
yanı sıra. Türkiye'deki mafy a ile de bağ-
lantılı çalışıyorlar. Türkiye'deki göç-
men İranlılan da kullanan İranlı uyuş-
turucu tacirleri. Avrupa'daki uyuşturu-
cu dağıtımını da İran Islam Dev rimi'nin
ardından Avrupa ülkelerine sığınan
yurttaşlan aracılığıyla yürütüyorlar.
Silahlı sevkıyat
Afganistan ve Pakistan da üretilen
uyuşturucunun pazarlanmasını da üst-
lenen İranlı uyuşturucu çeteleri. sevkı-
yatlannı ağır silahlarla donatılmış özel
araçlarla gerçekleştinliyorlar. İran yö-
netiminin, Tahran'da toplanan Ekono-
mik İşbirliği Örgütü toplantısında sun-
duğu rapora göre. İran güvenlik güçleri
uyuşturucu çeteleriyle gırdıkleri çatış-
malarda her yıl çok sayıda kayıp veri-
yor. İranlılar. Türkiye'de meydana ge-
İen uyuşturucu olaylanna kanşan ya-
bancılar arasında ilk sırayı alıyor. Em-
nivet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık
İstıhbarat Harekat Daire Başkanlığı
Narkotik Şube Müdürlüğü tarafmdan
hazırlanan Şubat 1994 tanhlı uyuşturu-
cu raporuna göre. 1990 yılında uyuştu-
rucu nedenıyle yakalanan 171 sanıktan
68'i. 1991 yılında yakalanan 164 sanı-
ktan 47'sı, 1992 yılında vakalanan 86
sanıktan 23'ü Iran uyruklu. 1993
yılında ise toplam 110 sanıktan 36"sının
Iran uyruklu olduğu belirlendi. 1993
yılında dığer yıllara oranla İranlı sanık
sayısında azakna olurken, Sunye ve Er-
menistan ile Türkı cumhurıyetlere men-
sup sanıklann sayısında artış görüldü.
Uyuşturucu ticaretının önemli bölü-
mü İstanbul üzennde yürütülüyor. Ra-
porda. İstanbul'a yerleşen İranlı uyuş-
turucu madde kaçakçılannın PKK ile
bağlantı kurduklanna ve PKK aracı-
lığıyla İran'dan uyuşturucu getırdıklen-
ne dikkat çekildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ra-
porunda PKK'nın uyuşturucu ticare-
tinde Kürt vatandaşlan kullandığı vur-
gulandı. ABD'deyayımlananbirrapor-
da. Avrupa'da meydana gelen uyuştu-
rucu olaylan ve yakalanan şahıslann
üçte ıkisınin Kürt kökenli Türk vatan-
daşlan olduğu belirülirken. Emniyet
Genel Müdürlüğü'nün raporunda yer
alan verilere göre. 1991 yılında Alman-
ya'dakı uyuşturucu ticaretinin yüzde
6O'ı, İtalya. Fransa ve İsviçre'deki uyuş-
turucu ticaretinin yüzde 5'i Türk vatan-
daşlan tarafmdan yürütülüyor. Türk
vatandaşlannın uyuşturucu ticaretinde-
ki paylan, sadece Almanya için 1992
yılında yüzde 71. 1993 yılı için de yüzde
64 olarak belirlendi. 'Türklerin 1993
yılında Avusturya'ya yönelmeleri dik-
kat çekti.
1-
ılise ile meyhane
karşı karşıya.
Kilisenin
kapısına bir yazı
asılıyor: "tsa'ya
dönün \e kurtu-
lun!" Ertesi gün meyhanenin
cephesinde bir yanıt: "Daha
çok bira için ve kurtulun!"
Kılise "mesaj"ını her ay de-
giştiriyor: "Ruhunuzu yücelt-
mek için bize gelin!" meyhane-
nin yanıtı birkaç saat sonra
hazır: "Neşenizi buimak için bi-
ze gelin!"
Yıllardır süren "tatlı" bır atı-
şma bu. Ne meyhanecıyi tehdıt
eden, camlannı taşlayan ya da
meyhaneyı kundaklayan var:
ne de kılıseyı bu işten vazgeçir-
meye çalışan... Sidney'in bu iş-
lek caddesinden her gün geçen
binlerce kişi. bir pinpon maçı
seyreder gibi keyifii.
Ya papazla meyhanecinin
ilişkileri nasıl?
Onu bilmiyorum. Ama son
haberlere göre papazın kızı
meyhanecinin oğluna varmış
Nikah da o kilisede kıyılmış...
Hoşgöriinün tarihçesi
Avustralyalı genelde hoşgö-
rülü. nazik ve de güleryüzlü.
Yabancıya karşı -Avrupa'dakı
gibi- önyargılı bir yaklaşım
yok. Kendi ırklanndan. kendi
kültürlerinden olmayanlan kü-
çümseyip kabalaşmıyorlar.
Dillerini "Tarzanca" konuşan-
lan bile sabırla dinleyip. anla-
maya çalışıyorlar.
Bir toplumun bugününü an-
lamak istiyorsanız. geçmişini
incelemeniz gerekır.
Aslında Avustralya'nın kö-
keninde hoşgörü falan yok.
Tersine. acımasızlık var.
Yerlilerin dışında. ilk gelenler
İngiliz mahkumlar ve onlann
acımasız gardıyanlan. Gelenler
alışıp yerleşmişler. İlk iş olarak
da orada yaklaşık 40 bin yıldır
yaşayan Abordnleri öldürme-
ye başlamışlar. Bu toplu kıyımı
bir tür spor haline getirmişler.
Hatta. Aborcin öldürmek için
"sûrek a>"lan düzenlemışler.
1788'de beyazlar Avustral-
ya'ya ilk geldiklerinde yaklaşık
1.5 milyonu bulan yerlilerin
şayısı 100 bine kadar düşmüş.
İlk kez 1967'de "insan" sınıfına
anp nüfus sayımında sayılmış-
Tar.
Şımdiki sayılan 150 bin do-
layında. Bir kısmı doğa ile iç içe.
kabileler halinde. ilkel koşullar-
da yaşıyor. Bir kısmı da büyük
kentlerin kenar mahallelerinde.
iç bunaltıcı bir ortamda. Ve do-
ğal olarak -tıpkı Amerikalı zen-
ciler gibi- suçluluk oranı arala-
nnda bir hayli y ükselmış biçim-
de..
Vahşilikten hoşgörüye uza-
nan çizgiyi anlamaya çalışma-
dan önce, bir de ünlü "Mabo
davası"nı bilmek gerekiyor. Yıl-
lardır Avustralya'nın günde-
mınden inmeyen "Mabo"yu.
Huzurlannızda "Mabo"
"Mabo", 9 kilometrekarelik
Murray Adası'nda yaşayan
yerli halkın önderlerinden Ed-
die Mabo'nun soyadı. Mabo ve
dört arkadaşı. 1982 yılında,
Yüksek Mahkeme'de bir dava
açıyorlar. Üzerinde yaşadıklan
adanın kendilerine ait oldugu-
nun yasal olarak tanınmasını
istiyorlar. Oysa İngiliz yasalan-
na göre Avustralya. 1788'de be-
yaz adamın gelmesinden önce
üzerinde insan yaşamayan "boş
bir ada" sayılıyor.
Aborcinler (Aborigine) insan
sayılmıyorlardı ki. toprak hak-
lan olsun.
Kaptan Cook'un bir zaman-
lar Avustralya'ya geldiğini ka-
bul etmesi bile, Yüksek Mah-
keme'nin üç ayını alıyor. Ve
dava tam on yıl sonra, 1992'de
karara bağlanıyor. Yüksek
PASIFIKTE
BİR
UYGARL1K
ADASI
A\TBt-
ralya'nın
yerlileri
AborcinJer,
ancak 1%7
yılından bu
yana nüfus
sayunına
* dahil
edilmişler.
200\ıldır
horlanan bu
insanların
çocukları
şimdi
haklarını
arıvor.
A h m e t T a n e r K ı ş l a l ı
Kiliseile
meyhanenin tath rekabetiBurası
Avustralya'-
nın en önemli
kentlerinden
Sidney. Önde
göriilen bev az
opera binası.
günümüzde
A\ustralya'-
nın simgesi
durumunda.
Bina hem
mimarisi ile
ünlü, hem de
Avustralyalı-
ların sanat ve
kültüre
verdikleri
önemi
gösteriyor.
>200 yıl önce Aborcin öldürmek için sürek avları düzenlenen topraklarda bugün sadece hoşgörü var. Avustralyalı
genelde hoşgörülü, nazik ve de güleryüzlü. Yabancıya karşı -A vrupa 'daki gibi- önyargılı bir yaklaşım yok.
Mahkeme yargıçlan, bire karşı
altı oyla. küçük adada oturma
ve kullanma hakkının yerlilere
ait olduğunu kabul ediyorlar.
Avustralya yerlilerinin toprak
haklan olmadığı düşüncesini
de açıkça kınıyorlar.
Eddıe Mabo. karann açık-
lanmasından dört ay önce kan-
serden ölmüştü. Üstelik davaa-
lar gene de amaçlanna tam
ulaşmış olmuyorlardı. Çünkü
ilk bakışta olumlu sayılabilecek
olan karar. bir "ancak"' ile biti-
yordu: "Şu anda yasal olarak
tapulu bulunan yerierde" yerlile-
rin "doğal tapu" haklan geçerli
olamazdı.
Böylece bir elle verilen bir
hak. öteki elle geri almmaktay-
dı. Bu nedenle de sorun, Avust-
ralya'nın siyasal yaşamında ön
sıralardaki yerini korudu.
Yabancılar oimasaydı
Şımdı Aborcinler. beyazla-
rın elinde olan tapulann sürele-
ri dolduğunda "doğal tapu"
haklannın gündeme gelmesi ge-
rektiğini savunuyorlar. Şu anda
kullanılmayan topraklann da,
eyaletler tarafından satın alına-
rak kendilerine venlmesini isti-
yorlar. Federal Başbakan ile
eyalet başbakanlan. toplantı
üstüne toplantı yapıp soruna
çözüm anyorlar.
Kendine benzemeyene hoş-
görü göstermek insanın doğa-
sında yoktur. Hoşgörü. farklı-
va alışmakla. farklı olana alış-
mak zorunda kalmakla oluşur.
O farklılığın kendisini değiştire-
ceği korkusunun bilinçaltından
uzaklaşmasıyia da pekişir.
İnsanlann temel sorunlannı
çözmüş. \ann endişesinden
kurtulmuş olmalan isc hoşgö-
rüyü kolaylaştmr.
Âvustralya'da yaşavan orta-
lama insanın temel sorunu yok.
İşsizi büe. insanca yaşayabile-
cck kadar gelire sahip. Kişi ba-
şına düşen yıllık ulusal gelır 21
bin Avustralya Dolan. Bu. vak-
laşık 15 bin Amenkan Dolan
ediyor. Yani ortalama Av ust-
ralyalının gelin. ortalama Türk
yurttaşının gelirinin yaklaşık
altı katı.
Neredeyse Avrupa büyüklü-
ğündeki uçsuz bucaksız toprak-
lar üzerinde sadece 17 milyon
kişi yaşıyor. Onlar da çoğun-
lukla, doğanın çok cömert ol-
duğu yemyeşil sahil kentlenne
yayılmışlar. Bir çiftlikten ötekı-
ne ancak özel uçak ya da helı-
kopterle gidilebilen topraklar-
da ise insana rastlamak kolay de-
ğil-
Avustralyalının yabancıya
gereksinmesi var. Her milletten
yabanaya alışkın. Gene de sa-
yılan çok fazla arttığı için. çekik
gözlü Asyalılardan pek hoşlan-
mamaya başlamışlar.
Avustralyalı. yabancılarla
gelen farklılığın kendi yaşamını
değiştireceği korkusuna kapıl-
madığı için hoşgörülü. Tersine
o farklıhk yaşamına renk kat-
mış. Üstelik de farkında bile ol-
madan. kendisini de "birazcık"
değiştırmiş.
Daha yırmi yıl öne.Sidncv'ın
İstanbul Boğazı'nı andıran sa-
hıllenndc. kahvehane. pastane
\a da lokantalann teraslannda
oturanlara rastlanmazmış. Bu
alışkanlığı "yabancı"lar getir-
mişler Tıpkı Türklenn de her
mahalleye bır dönerci getinme-
len gibi.
Ama -gene de- İngiliz asıllı
Avustralyalı. evınin bahçesinde
ya da baİkonunda oturmaktan
hoşlanmıyor. Bahçelere. bal-
konlara çıkanlan görünce bilin
ki "büyük olasılıkla" yabana-
lardır.
İngiliz'in Amerikahsı
İnsan dav ranışlannı çevre
koşulları mı belirler. yoksa ta-
rihten gelen kültürü mü?
Kuşkusuz ki.ikisinin de etki-
si var. Ama bır İngiliz yaşam bi-
çımi bulacağı önyargısı ile ge-
lenler için Avustralya tam bir
"sürpriz". Tıpkı Avustralya
filmlerine bakarak. ülkede gü-
zel kadın ve güzel doğanın "en-
der" olduğunu sananlann uğra-
dığı şaşkınlık gibi.
Avustralya'da İngiliz yaşam
biçımi. sadece "sol"dan akan
trafıkte belırgin. Uçsuz bucak-
sız çiftlikler de kent merkezinin
dışında kilometrelerce uzanan
tek katlı bahçeli evler de uzun
ve güneşli aylar da ınsanlan İn-
giliz ahşkanlıklanndan uzak-
laştınp Amerika'ya yaklaştır-
mış. Et çok ucuz ve çeşitli. Yeşil
alanlar ise kent içinde ve çevre-
sinde sınırsız. Bunlann doğal
sonucu olarak da "piknik" \e
"ızgara" Avustralya yaşam bi-
çıminın aynlmaz bir parçası ol-
muş. (Buraya kadar her şey
normal de bundan sonrası il-
ginç).
Pikniğe gıderken ne mangal
götürüyorsunuz. ne de kömür.
Çünkü sayısız piknik yerlerin-
de. hepsı hazır olarak sızı beklı-
yor. Piknik alanlanndaki sabit
*'barbekü"ler ya elektrikle ya
odunla çalışıyor. Bazılan para-
h, ama çoğu parasız. Elektrik
kesintisi zaten söz konusu değil.
Odunlar ise beledıye hizmetı
olarak istiflenip kullanımınıza
sunulmuş.
Ya piknik yenne birileri sız-
den önce gelip de ocağı kullan-
maya başlamışsa?
Yerler o kadar geniş ve ocak-
lann sayısı o kadar fazla ki,
böyle bır sorunun doğması ola-
naksız!..
Avustralya'da sırasıyla üç kent
gördük: Sidney. Kanberra ve
Melbourne Bırbınnden güzel üç
kent. Sidney'de denız. karanın
içine gırerek kollara aynlmış.
Birçok yerde. İstanbul Boğazı'-
nın betonlaşmadan önceki hali-
ni anımsıyorsunuz.
Kent merkezınde gökdelen-
ler var. Ama asıl kent. tek ve iki
katlı bahçeli evlerle. bir uçtan
ötekine 70 kılometre uzanıyor.
Kanberra. başkent olarak sı-
fırdan başlayıp yapılmış bır
kent. Yeşıle gömülmüş. Yapay
bir göl. bir üniversite ve bakan-
lıklar. Nüfusu ise 200 bin ka-
dar.
Melburn. sırtını denize dön-
müş. ama ıçınden geçen geniş
suyu Pans kadar güzel değer-
lendirmış. Yeşil. çağdaş \e ra-
hat. Sidney sokaklannda. ufa-
cık şortlar. kısa pantolonlar ve
hatta çıplak ayakla dolaşanlara
oldukça sık rastlayabilirsiniz.
Oysa Melbourne'da kravat ta-
kanlak çoğunlukta. Ve birçok
binanın tuvaletlerinde bile siga-
ra içmek asak.
Binalann giriş kapısında sı-
gara ıçen şık bayanlar. bazı tu-
ristlerin sandığının tersine. "> os-
ma" falan değiller. Sadece ken-
dilerine bir sigara molası v ermiş
olan "memure"ler.
Bakanın istifa nedeni
Adam federal hükümettc
önemli bir bakan. Bir yurtdışı
gezi dönüşü. beraberinde getır-
dığı sıyah-bcvaz portatif bir te-
levizyonu gümrüğe bildirmı-
yor.. Ya dalgınlıktan. ya da
"deklare" etmesi gerektiğını
bılmedığınden.
Olay öğrenılınce kıyamet ko-
puvor. Hem kendısı hükümet-
ten istifa etmek zorunda kalı-
yor. hem deGümrük Bakanı..
Adam Sanavı İlişkileri Baka-
nı. Beş bin Avustralya Dolan
(yaklaşık 60 milyon TL) tuta-
nnda bir parayı "amaç dışı"
kullandığı öne sürülüyor. Ken-
disi iddianın doğru olmadığı
konusunda ısrarlı... Ama istifa
etmek zorunda kalıyor..
Bırinci olay. yaklaşık on yıl
öncesine ait. İkıncisi ise daha
taptaze. Biz Avustralya'da ıken
patlak verdi. Birde ünlü "oyun-
cak ayı" olayı var ki, bız Türk-
lerin kavrayabilmesi gerçekten
de olanaksız: Adam "Ozel dev-
let bakanı". Üstelik de İşçı Par-
tisi'nin Başkanı. (Önder ile baş-
kan ayn ). Hem bakanlıktan.
hem de partisinin başkanlı-
ğından istifa ediyor.
Niçin mi?
Torununa getirdiği oyuncak
ayıyı gümrükten "deklare
etmeden" geçirdiği için!..
YARIN:Slyasal
yaşam