27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC İmtivaz sahibi: Berin Nadi GenelYavınYönetmenı ÖzgenAcar •Genel Yavın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya • Genel Yavın paruşmam: Orhan Erinç •Yazıışlen Müdürlen: İbrahim Yıldız. Dinç Tajanç (Sorumlu).#Haber Merkea Müdürü: İpek Çahşlar 9 Görsel Yönetmen: Ali Acar 0Dış Haberler: Er- gun Balcı • Ekonomi: Abdurrahman Yıldırım • Istıhbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberlen: Mehmet Saraç • Makaleler Sami Karaören • Spor. AbdiU- kadir Yücelman • Düzeltme: Abdullah Yazıcı Ankara Temsılcisi: Mustafa Balba> #Haber Mudürıı Doğan Akm AtatürkBul- van No:!25. Kat: 4. Bakanlıklar-Ankarj Tel 4195020(7 Hat). Telex: 42344. Fa\: 44195027 •İzmır Temsılcisi: Serdar Kızık, H.Zıya Blv. 1352 S.2 3 Tei:44I1220 Telex: 52359, Fax. 4419117 »AdanaTemsılcisi Çetin Yiğenoğlu İnönü Cd 1I9S No: 1 Kat: 1, Tel: 3522550-3522601-3522492. Telex 62155. Fav 3522570 Muessese Mudürü Erol Erkut • Koordınatör Ahmet Kondsan •Muhasebe' Büient Yener • İdare Hüseyin Gürer • lşletme. Önder Çelik • Bılgı-lşlem. Nail İnal • Bılgısavar Sıstem: Mûrihet Çüer •Reklam Reha Iptman Yayımiatıııı ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basm ve Yavıncılık A Ş. Türkocağı Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 tsl. PK. 246 tstanbûl Tel-(0 212) 5120505(20 hat)Telex 22246. Fax(0 21215138595 25ŞLBAT1994 İmsak:5.14 Güneş:6.38 Öğle: 12.24 İkindı 15 25 Akşanr 17.57 Yatsı: 19.16 Hazine arazilerinin satışına onay • ANKARA (Cumhuriyet Bûı osu) - Hazine'y e ait tanm arazilerinin satışına ilişkin yasa önerisi TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edildi. DYPSinop Milletvekili Yaşar Topçu ve Balıkesir Milletvekili Melih Pabuçoğlu'nun kabul edilen teklifıne göre Hazıne'y e ait tanm arazileri peşin veya taksıtle satılabılecek. Söz konusu arazilenn ihalesine, taşınmazmalın bulunduğu köy nüfusuna kayıtlı olan. o köyde oturmakta olan veya 31 Aralıkl993'tenönceo' köyde bır taşınmaz malı olan ve zilyed (elinde bulunduran) olarak tasamıf eden gerçek kişilerkatılabilecek. Topraksız ve) a yeterli toprağı olmadığı içın 31 Aralıkl993'tenönce Hazine"ye ait tanm arazisini kıralamış kimselerin talebi halinde bu araziler kendilerine satılabilecek. KarunHazinesi kataloglanıyop • ANKARA (ANKA)- Karun Hazinesi ile ilgili tüm bilgiler bir katalogda toplanıyor. Anıtlarve Müzeler Genel Müdürü Prof. Engın Özgen, Karun Hazinesi'nin arkeolojik bılgileri ile Amerika'dan getinlışi mücadelesini de kapsayan bır kataloğun hazırlandığını bildirdi. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Prof. Engin Özgen yaptığı açıklamada. katalogla. Karun Hazinesi hakkındakı tüm bilgileri bir bütün halinde sunmayı amaçladıklannı söyledi. Özgen. "Katalogestetik yönü ile hem birprestij kitabı, hem de konunun uzmanlan tarafmdan hazırlanması nedeniyle bilimsel nitelikte olacak" dedı. Kataloğun mart ayı içinte tamamlanacağı bıldirildi. Çiller'in sıkıntısı eşinigörememek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tansu Çiller. DYP milletvekilleri ve eşlerine verdıği ıftar yemeğinde. yoğun çalışma programı nedeniyle eşi Özer Çiller"i yeterince görememekten yakındı. DYP'li bakanlara geçen pazartesi günü iftar yemeği veren Başbakan Çiller. dün akşamda DYP'li millet\ ekilleri ve eşleriyle De\ let Konukevi'nde verdıği yemekte bir araya geldi. Çiller'in yemeğine, 180 DYP'li milletvekilinden sadece 78'ının katıldığı dikkatçekti. Yaklaşık 1 saat süren yemek, Yahya Uslu'nun yaptırdığj iftar duasıylasonaerdi. Uslu. duasında "Çiller için başan. Türkiy e için de birlik ve beraberlik"diledi. Bedelliye bayram müjdesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ocak celbinde. 2 ay bedelli askerlik için Burdur"da silah altına alınan yükümlülere. Ramazan Bayramf nı e\ lerinde geçirme olanağı çıktı. Ocak ayının 15'inde sılah alıına alınan ve toplam 56 gün üzerinden 12 martta tezkere alacak yükümlüler. 12 martın arife gününe denk gelmesi nedeniyle. bir gün önce terhis olarak bayramı evlerinde geçirebılecekler. Vatandaşlıktan aynılanlar • ANKARA (ANKA)- Bakanlar Kurulu, yabancı ülkelere yerleşenlerin ve gayrimüslimlenn çoğunlukta olduğu toplam 873 kişinin Türk vatandaşlığından aynlma istemlerini kabul etti. Bakanlar Kurulu'nun 873 kişiy e Türk v atandaşlığından çıkma iznı veren karan Resmi Gazete'de yayımlandı. Karadeniz'e mavt bayrak • TRABZON (AA) - Ege ve Akdeniz Bölgesi kıyılannın yanı sıra Karadeniz Bölgesi kıyılannda da mavi bayrak uygulamasına geçilecek. Mavı bayrak uygulamasına, Karadeniz'de ilk kez Trabzon sahillerinde başlanacak. 15 martta başlatılacak çalışma çerçevesinde. çevre ve sağlık müdürlükleri ile işbirliği yapılarak, kıyılarda bellı noktalardan periyodik olarak su numuneleri alınacak. îran'dan gelen uyuşturucular, Avrupa'ya PKK ile işbirliği yapılarakpazarlanıyor Türkiye uyuşturucu ver llerl Yabancı uyruklu uyuşturucu kaçakçıları (1993) SURIYE %5.5 AZERBAYCAN NAHCİVAN %4.5 Ö2BEKİST, %4.5 - RMENISTAN — %4.5 Ele geçen uyuşturucunun kaynakları 11992 j 1993 IRAN 0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 OLAY Ipler, IranvePKK'da KEMAL YL RTERİ ANKARA - Türkiye'deki uvuşturu- cunun önemlı bır bölümünün İran"dan geldığı \e uyuşturucu ticaretini de bu ül- ke vatandaşlannın vönettiği belirlendi. Emniyet Genel Müdürlüğü raporunda, Pakistan. İran ve Afganistan'ın oluştur- duğu "Altın HilaTden dünyanın en ka- liteli uvuşturuculannı sağlavan İranlıla- nn, tonlarca eroin. esrar. baz morfın ve hkit esrann pazarlanmasında PKK ile işbirliği yaptığı bildirildi. PKK'nın. baskıyla çok sayıda Kürt'ü, uyuşturucu ışıne soktuğu ve bu savede Almanya'daki uyuşturucu tıcaretınin yüzde 70"ıni yönettığı ortaya çıktı. 1991 yılında yurtdışında uyuşturucu tıcareti yaptığı gerekçesiyle tutuklanan 1818 Türk vatandaşının lOOO'ının Güneydo- ğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerin nüfusuna kavıtlı olduğu be- lirlendi. Uyuşturucu. Türk-İran sınınnın dağlık kesimlerinden Türkiye'- ye sokuluyor. Emniyet Genel Müdürlü- ğü raporuna göre. İranlılar PKK'nın yanı sıra. Türkiye'deki mafy a ile de bağ- lantılı çalışıyorlar. Türkiye'deki göç- men İranlılan da kullanan İranlı uyuş- turucu tacirleri. Avrupa'daki uyuşturu- cu dağıtımını da İran Islam Dev rimi'nin ardından Avrupa ülkelerine sığınan yurttaşlan aracılığıyla yürütüyorlar. Silahlı sevkıyat Afganistan ve Pakistan da üretilen uyuşturucunun pazarlanmasını da üst- lenen İranlı uyuşturucu çeteleri. sevkı- yatlannı ağır silahlarla donatılmış özel araçlarla gerçekleştinliyorlar. İran yö- netiminin, Tahran'da toplanan Ekono- mik İşbirliği Örgütü toplantısında sun- duğu rapora göre. İran güvenlik güçleri uyuşturucu çeteleriyle gırdıkleri çatış- malarda her yıl çok sayıda kayıp veri- yor. İranlılar. Türkiye'de meydana ge- İen uyuşturucu olaylanna kanşan ya- bancılar arasında ilk sırayı alıyor. Em- nivet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık İstıhbarat Harekat Daire Başkanlığı Narkotik Şube Müdürlüğü tarafmdan hazırlanan Şubat 1994 tanhlı uyuşturu- cu raporuna göre. 1990 yılında uyuştu- rucu nedenıyle yakalanan 171 sanıktan 68'i. 1991 yılında yakalanan 164 sanı- ktan 47'sı, 1992 yılında vakalanan 86 sanıktan 23'ü Iran uyruklu. 1993 yılında ise toplam 110 sanıktan 36"sının Iran uyruklu olduğu belirlendi. 1993 yılında dığer yıllara oranla İranlı sanık sayısında azakna olurken, Sunye ve Er- menistan ile Türkı cumhurıyetlere men- sup sanıklann sayısında artış görüldü. Uyuşturucu ticaretının önemli bölü- mü İstanbul üzennde yürütülüyor. Ra- porda. İstanbul'a yerleşen İranlı uyuş- turucu madde kaçakçılannın PKK ile bağlantı kurduklanna ve PKK aracı- lığıyla İran'dan uyuşturucu getırdıklen- ne dikkat çekildi. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ra- porunda PKK'nın uyuşturucu ticare- tinde Kürt vatandaşlan kullandığı vur- gulandı. ABD'deyayımlananbirrapor- da. Avrupa'da meydana gelen uyuştu- rucu olaylan ve yakalanan şahıslann üçte ıkisınin Kürt kökenli Türk vatan- daşlan olduğu belirülirken. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün raporunda yer alan verilere göre. 1991 yılında Alman- ya'dakı uyuşturucu ticaretinin yüzde 6O'ı, İtalya. Fransa ve İsviçre'deki uyuş- turucu ticaretinin yüzde 5'i Türk vatan- daşlan tarafmdan yürütülüyor. Türk vatandaşlannın uyuşturucu ticaretinde- ki paylan, sadece Almanya için 1992 yılında yüzde 71. 1993 yılı için de yüzde 64 olarak belirlendi. 'Türklerin 1993 yılında Avusturya'ya yönelmeleri dik- kat çekti. 1- ılise ile meyhane karşı karşıya. Kilisenin kapısına bir yazı asılıyor: "tsa'ya dönün \e kurtu- lun!" Ertesi gün meyhanenin cephesinde bir yanıt: "Daha çok bira için ve kurtulun!" Kılise "mesaj"ını her ay de- giştiriyor: "Ruhunuzu yücelt- mek için bize gelin!" meyhane- nin yanıtı birkaç saat sonra hazır: "Neşenizi buimak için bi- ze gelin!" Yıllardır süren "tatlı" bır atı- şma bu. Ne meyhanecıyi tehdıt eden, camlannı taşlayan ya da meyhaneyı kundaklayan var: ne de kılıseyı bu işten vazgeçir- meye çalışan... Sidney'in bu iş- lek caddesinden her gün geçen binlerce kişi. bir pinpon maçı seyreder gibi keyifii. Ya papazla meyhanecinin ilişkileri nasıl? Onu bilmiyorum. Ama son haberlere göre papazın kızı meyhanecinin oğluna varmış Nikah da o kilisede kıyılmış... Hoşgöriinün tarihçesi Avustralyalı genelde hoşgö- rülü. nazik ve de güleryüzlü. Yabancıya karşı -Avrupa'dakı gibi- önyargılı bir yaklaşım yok. Kendi ırklanndan. kendi kültürlerinden olmayanlan kü- çümseyip kabalaşmıyorlar. Dillerini "Tarzanca" konuşan- lan bile sabırla dinleyip. anla- maya çalışıyorlar. Bir toplumun bugününü an- lamak istiyorsanız. geçmişini incelemeniz gerekır. Aslında Avustralya'nın kö- keninde hoşgörü falan yok. Tersine. acımasızlık var. Yerlilerin dışında. ilk gelenler İngiliz mahkumlar ve onlann acımasız gardıyanlan. Gelenler alışıp yerleşmişler. İlk iş olarak da orada yaklaşık 40 bin yıldır yaşayan Abordnleri öldürme- ye başlamışlar. Bu toplu kıyımı bir tür spor haline getirmişler. Hatta. Aborcin öldürmek için "sûrek a>"lan düzenlemışler. 1788'de beyazlar Avustral- ya'ya ilk geldiklerinde yaklaşık 1.5 milyonu bulan yerlilerin şayısı 100 bine kadar düşmüş. İlk kez 1967'de "insan" sınıfına anp nüfus sayımında sayılmış- Tar. Şımdiki sayılan 150 bin do- layında. Bir kısmı doğa ile iç içe. kabileler halinde. ilkel koşullar- da yaşıyor. Bir kısmı da büyük kentlerin kenar mahallelerinde. iç bunaltıcı bir ortamda. Ve do- ğal olarak -tıpkı Amerikalı zen- ciler gibi- suçluluk oranı arala- nnda bir hayli y ükselmış biçim- de.. Vahşilikten hoşgörüye uza- nan çizgiyi anlamaya çalışma- dan önce, bir de ünlü "Mabo davası"nı bilmek gerekiyor. Yıl- lardır Avustralya'nın günde- mınden inmeyen "Mabo"yu. Huzurlannızda "Mabo" "Mabo", 9 kilometrekarelik Murray Adası'nda yaşayan yerli halkın önderlerinden Ed- die Mabo'nun soyadı. Mabo ve dört arkadaşı. 1982 yılında, Yüksek Mahkeme'de bir dava açıyorlar. Üzerinde yaşadıklan adanın kendilerine ait oldugu- nun yasal olarak tanınmasını istiyorlar. Oysa İngiliz yasalan- na göre Avustralya. 1788'de be- yaz adamın gelmesinden önce üzerinde insan yaşamayan "boş bir ada" sayılıyor. Aborcinler (Aborigine) insan sayılmıyorlardı ki. toprak hak- lan olsun. Kaptan Cook'un bir zaman- lar Avustralya'ya geldiğini ka- bul etmesi bile, Yüksek Mah- keme'nin üç ayını alıyor. Ve dava tam on yıl sonra, 1992'de karara bağlanıyor. Yüksek PASIFIKTE BİR UYGARL1K ADASI A\TBt- ralya'nın yerlileri AborcinJer, ancak 1%7 yılından bu yana nüfus sayunına * dahil edilmişler. 200\ıldır horlanan bu insanların çocukları şimdi haklarını arıvor. A h m e t T a n e r K ı ş l a l ı Kiliseile meyhanenin tath rekabetiBurası Avustralya'- nın en önemli kentlerinden Sidney. Önde göriilen bev az opera binası. günümüzde A\ustralya'- nın simgesi durumunda. Bina hem mimarisi ile ünlü, hem de Avustralyalı- ların sanat ve kültüre verdikleri önemi gösteriyor. >200 yıl önce Aborcin öldürmek için sürek avları düzenlenen topraklarda bugün sadece hoşgörü var. Avustralyalı genelde hoşgörülü, nazik ve de güleryüzlü. Yabancıya karşı -A vrupa 'daki gibi- önyargılı bir yaklaşım yok. Mahkeme yargıçlan, bire karşı altı oyla. küçük adada oturma ve kullanma hakkının yerlilere ait olduğunu kabul ediyorlar. Avustralya yerlilerinin toprak haklan olmadığı düşüncesini de açıkça kınıyorlar. Eddıe Mabo. karann açık- lanmasından dört ay önce kan- serden ölmüştü. Üstelik davaa- lar gene de amaçlanna tam ulaşmış olmuyorlardı. Çünkü ilk bakışta olumlu sayılabilecek olan karar. bir "ancak"' ile biti- yordu: "Şu anda yasal olarak tapulu bulunan yerierde" yerlile- rin "doğal tapu" haklan geçerli olamazdı. Böylece bir elle verilen bir hak. öteki elle geri almmaktay- dı. Bu nedenle de sorun, Avust- ralya'nın siyasal yaşamında ön sıralardaki yerini korudu. Yabancılar oimasaydı Şımdı Aborcinler. beyazla- rın elinde olan tapulann sürele- ri dolduğunda "doğal tapu" haklannın gündeme gelmesi ge- rektiğini savunuyorlar. Şu anda kullanılmayan topraklann da, eyaletler tarafından satın alına- rak kendilerine venlmesini isti- yorlar. Federal Başbakan ile eyalet başbakanlan. toplantı üstüne toplantı yapıp soruna çözüm anyorlar. Kendine benzemeyene hoş- görü göstermek insanın doğa- sında yoktur. Hoşgörü. farklı- va alışmakla. farklı olana alış- mak zorunda kalmakla oluşur. O farklılığın kendisini değiştire- ceği korkusunun bilinçaltından uzaklaşmasıyia da pekişir. İnsanlann temel sorunlannı çözmüş. \ann endişesinden kurtulmuş olmalan isc hoşgö- rüyü kolaylaştmr. Âvustralya'da yaşavan orta- lama insanın temel sorunu yok. İşsizi büe. insanca yaşayabile- cck kadar gelire sahip. Kişi ba- şına düşen yıllık ulusal gelır 21 bin Avustralya Dolan. Bu. vak- laşık 15 bin Amenkan Dolan ediyor. Yani ortalama Av ust- ralyalının gelin. ortalama Türk yurttaşının gelirinin yaklaşık altı katı. Neredeyse Avrupa büyüklü- ğündeki uçsuz bucaksız toprak- lar üzerinde sadece 17 milyon kişi yaşıyor. Onlar da çoğun- lukla, doğanın çok cömert ol- duğu yemyeşil sahil kentlenne yayılmışlar. Bir çiftlikten ötekı- ne ancak özel uçak ya da helı- kopterle gidilebilen topraklar- da ise insana rastlamak kolay de- ğil- Avustralyalının yabancıya gereksinmesi var. Her milletten yabanaya alışkın. Gene de sa- yılan çok fazla arttığı için. çekik gözlü Asyalılardan pek hoşlan- mamaya başlamışlar. Avustralyalı. yabancılarla gelen farklılığın kendi yaşamını değiştireceği korkusuna kapıl- madığı için hoşgörülü. Tersine o farklıhk yaşamına renk kat- mış. Üstelik de farkında bile ol- madan. kendisini de "birazcık" değiştırmiş. Daha yırmi yıl öne.Sidncv'ın İstanbul Boğazı'nı andıran sa- hıllenndc. kahvehane. pastane \a da lokantalann teraslannda oturanlara rastlanmazmış. Bu alışkanlığı "yabancı"lar getir- mişler Tıpkı Türklenn de her mahalleye bır dönerci getinme- len gibi. Ama -gene de- İngiliz asıllı Avustralyalı. evınin bahçesinde ya da baİkonunda oturmaktan hoşlanmıyor. Bahçelere. bal- konlara çıkanlan görünce bilin ki "büyük olasılıkla" yabana- lardır. İngiliz'in Amerikahsı İnsan dav ranışlannı çevre koşulları mı belirler. yoksa ta- rihten gelen kültürü mü? Kuşkusuz ki.ikisinin de etki- si var. Ama bır İngiliz yaşam bi- çımi bulacağı önyargısı ile ge- lenler için Avustralya tam bir "sürpriz". Tıpkı Avustralya filmlerine bakarak. ülkede gü- zel kadın ve güzel doğanın "en- der" olduğunu sananlann uğra- dığı şaşkınlık gibi. Avustralya'da İngiliz yaşam biçımi. sadece "sol"dan akan trafıkte belırgin. Uçsuz bucak- sız çiftlikler de kent merkezinin dışında kilometrelerce uzanan tek katlı bahçeli evler de uzun ve güneşli aylar da ınsanlan İn- giliz ahşkanlıklanndan uzak- laştınp Amerika'ya yaklaştır- mış. Et çok ucuz ve çeşitli. Yeşil alanlar ise kent içinde ve çevre- sinde sınırsız. Bunlann doğal sonucu olarak da "piknik" \e "ızgara" Avustralya yaşam bi- çıminın aynlmaz bir parçası ol- muş. (Buraya kadar her şey normal de bundan sonrası il- ginç). Pikniğe gıderken ne mangal götürüyorsunuz. ne de kömür. Çünkü sayısız piknik yerlerin- de. hepsı hazır olarak sızı beklı- yor. Piknik alanlanndaki sabit *'barbekü"ler ya elektrikle ya odunla çalışıyor. Bazılan para- h, ama çoğu parasız. Elektrik kesintisi zaten söz konusu değil. Odunlar ise beledıye hizmetı olarak istiflenip kullanımınıza sunulmuş. Ya piknik yenne birileri sız- den önce gelip de ocağı kullan- maya başlamışsa? Yerler o kadar geniş ve ocak- lann sayısı o kadar fazla ki, böyle bır sorunun doğması ola- naksız!.. Avustralya'da sırasıyla üç kent gördük: Sidney. Kanberra ve Melbourne Bırbınnden güzel üç kent. Sidney'de denız. karanın içine gırerek kollara aynlmış. Birçok yerde. İstanbul Boğazı'- nın betonlaşmadan önceki hali- ni anımsıyorsunuz. Kent merkezınde gökdelen- ler var. Ama asıl kent. tek ve iki katlı bahçeli evlerle. bir uçtan ötekine 70 kılometre uzanıyor. Kanberra. başkent olarak sı- fırdan başlayıp yapılmış bır kent. Yeşıle gömülmüş. Yapay bir göl. bir üniversite ve bakan- lıklar. Nüfusu ise 200 bin ka- dar. Melburn. sırtını denize dön- müş. ama ıçınden geçen geniş suyu Pans kadar güzel değer- lendirmış. Yeşil. çağdaş \e ra- hat. Sidney sokaklannda. ufa- cık şortlar. kısa pantolonlar ve hatta çıplak ayakla dolaşanlara oldukça sık rastlayabilirsiniz. Oysa Melbourne'da kravat ta- kanlak çoğunlukta. Ve birçok binanın tuvaletlerinde bile siga- ra içmek asak. Binalann giriş kapısında sı- gara ıçen şık bayanlar. bazı tu- ristlerin sandığının tersine. "> os- ma" falan değiller. Sadece ken- dilerine bir sigara molası v ermiş olan "memure"ler. Bakanın istifa nedeni Adam federal hükümettc önemli bir bakan. Bir yurtdışı gezi dönüşü. beraberinde getır- dığı sıyah-bcvaz portatif bir te- levizyonu gümrüğe bildirmı- yor.. Ya dalgınlıktan. ya da "deklare" etmesi gerektiğını bılmedığınden. Olay öğrenılınce kıyamet ko- puvor. Hem kendısı hükümet- ten istifa etmek zorunda kalı- yor. hem deGümrük Bakanı.. Adam Sanavı İlişkileri Baka- nı. Beş bin Avustralya Dolan (yaklaşık 60 milyon TL) tuta- nnda bir parayı "amaç dışı" kullandığı öne sürülüyor. Ken- disi iddianın doğru olmadığı konusunda ısrarlı... Ama istifa etmek zorunda kalıyor.. Bırinci olay. yaklaşık on yıl öncesine ait. İkıncisi ise daha taptaze. Biz Avustralya'da ıken patlak verdi. Birde ünlü "oyun- cak ayı" olayı var ki, bız Türk- lerin kavrayabilmesi gerçekten de olanaksız: Adam "Ozel dev- let bakanı". Üstelik de İşçı Par- tisi'nin Başkanı. (Önder ile baş- kan ayn ). Hem bakanlıktan. hem de partisinin başkanlı- ğından istifa ediyor. Niçin mi? Torununa getirdiği oyuncak ayıyı gümrükten "deklare etmeden" geçirdiği için!.. YARIN:Slyasal yaşam
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle