08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2SSUBAT1994CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 ECO ile işbirliği anlaşması • Ekonomi Servisi - Bırleşmiş MilJetIer"in EndüstriyeJ Gelişim Organizasyonu(UNIDO), raerkezi Tahran'da bulunan vearalannda Türkiye'nin de bulunduğu 10 ülkenin üyesi olduğu Ekonomik İşbirİği Organizasyonu(ECO)ile bir işbirliği anlaşması imzaladı. Aiîlaşma kapsamında bölgede ortak bir veri bankası kurulması, özel sektörün geüştirilmesi ile ilgili çalışmalaryapılması öngörülüyor. Allah sanayiciyi korusun •İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Sedat Aloğlu Avrupa Birliği ile gümrük birliğinegiderken Türk sanavicilerinin "Allah'ın yardımma ihtiyaa bulunduğunu" söyledi. İzmir'de düzenlenen "Avrupa Birliği-Gümrük Birliği-Sanayimiz" konulu toplantıda konuşan Aloğlu, "Gümrük birliğinin I Ocak 1996'danitibaren gerçekleşeceği görüşündeyiz. Hazırlıklar ancak tamamlanır"dedi. Aloğlu, Türkiye'nin gümrük birliğiylebirlikte gerçekleşmesi öngörülen işgücünün serbest dolaşımı konusunda daha uzun vadeli bir program kabul edileceğinı kaydetti. • EMLAK BANKASInın Eminönü "Hasıralar" Şubesi. 28 şubatta hizmete açılıyor. Hasıralar şubesinin, İTO'nun karşısındaki Ragıp Gümüşpala Caddesi'nde hızmet vereceği belirtildi. Sanayici ÇiUer'den luııut kesti YAKÜP BÎLGE • Devalüasyon vepara krizi ile yerel seçimler öncesinde iyiceprestij kaybeden Başbakan Tansu İşadamJarının Çiller'e destek vermemesinin temelinde, sanayideki üretimin durma noktasına kh k bi Başbakan'ınseçimgörüşmelerisürdü Başbakan Tansu çiUer. yerel Çiller, ekonominin güç odaklannı oluşturan gelmesine rağmen Çiller'i bu tıkanıkhğı aşacak bir seçimier yakjaştıkça güç odak- TÜSİAD, TOBB ve İSO'dan bekJediği desteği Istikrarpaketfniuygulayacakkararlılıkta îanna, ekonominin beiirtiidıği bulmadı. görmemeleri yatıyor. kadar "hasta olmadığını ve ken- ° J J disinin de bunu düzeltebilecek güçte olduğunu iknaya çahşıyor. Çiller. bu amaçla şubatm başında TÜSİAD. ardından TOBB ve son olarak İSO üyelerini ikna tu- runa çıktı, "tam seçinıe gjderken" desteklerini istedi. Ancak hiç kimse Çiller'e istediği desteği tam vermedi. İş çevreleri, istenen desteğin Çiller'e verilmemesinin arka- sında yatan temel nedeni, üreti- min durma noktasına gelmesine rağmen köklü tedbirlerin alınma- masına bağlıyor. İşadamlan, sa- nayinin nefessiz kaJdığını ve Çil- ler'in sanayiye tekrar nefes aldı- rabilecek bir 'istikrar paketi" al- maya cesaret edemediğini vurgu- luyor. İşadamlan, Çiller'i bir is- tikrar paketi uygula>acak ka- rarlılıkta görmedikleri için de se- çim arifesinde bile desteklemek- ten kaçıyor. Nezaket Desteği Çiller. işadamlanndan ilk des- teği elde etmek için 11 şubatta TUSİAD üyelerini İstanbul'da yemeğe davet etmişti. Yemek sonrasında Çiller. kıizin artık sona erdiğini belirterek. >k taraf- ların karşılıklı olarak birbirine gü- \en verdiklerini" ifade etmişti. Oysa taraflar sadece görüşlerini birbirine anlatmış ve TÜSİAD, 15-16 şubat tarihlerinde gelişebi- lecek bir para krizine körük çek- memek için başbakanla avkın düşmek istememişti. Bu durumu yorumlayan bir TÜStAD üvesi. "Göruşlerimiz büinivordu. Bu go- riişlerin tekrar sert bir dilie günde- me getirilmemesi, krizin bittiğini TÜSİADın onayladığı anlamına getmez. TÜSİAD'uı Çiller'e sert çıkjnaması, yemek yerken neza- ket gereği" dedi. Çiller, TÜSİAD yemeğı son- rasında yapay olarak oluştur- duğu olumlu hava>ı sürdürmek için en güvendiği yer olan TOBB'yi ziyaret etti. TÖBB Baş- kanı Yaiım Erez'ın isteğı ile "TOBB Ekonomi Zinesi" adı altında bolge oda başkanlannı İSTANBLL(AA)- Başbakan Tansu Çiller, Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyeleri ile otomotiv ve tekstil sektöründen temsilcileri kabul etti. Başbakan Çiller'in Yeniköy'deki yalısında gerçekleşen kabullere. ilk olarak saat 12.25'te Otomotiv Sanayii Demeği Başkanı Aii fhsan tlkbahar, TOBB Başkanı Yalım Erez ile birlikte geldi. DTO Başkanı Cengiz Kaptanoğiu ve yönetim kurulu üyeleri saat 12.45"te, Tekstil îşverenleri Sendikası Başkanı HaKt Narin de. 13.00'deyahya geldi. Aliîhsanflkbahar, yalıdan çıkarken gazetedlereyapüğı açıklamada, Başbakan Çiller'e otomotiv sektörünün sorunlanyla ilgili bilgi aktardığını söyledi. Yalım Erez de çıkışta yaptığı açıklamada, Türk ekonomisinde son günlerde dövize dönük bir talepolduğunu ve bu talebin de faizleri yükselttiğini kaydetti. Erez. "buda piyasada durgunluğu orta> a getirdi. Sonın biraz da psikolojik ortamdan ka> naklanı>or. Bu psikolojik etkinin ortadan kaldırılması gerekir. Nasıl kaldırılır.diveen vüksek sevijede görüştiifc." dedi. Halit Narin de. yalıdan aynlırken yaptığı açıklamada. Başbakan Çiller ile görüşmeye, kcndisinin tekstil. kızlannın da konfeksiyoncular ve turizmcileri temsilen katıldıklannı söyledi. Heriki sektörün de, Türkiye'ye en çok döviz getiren kollar olduğunu anlatan Narin, Başbakan Çiller'e, bu sektörlerle ilgili sorunlann çözülmesi için daha efektif çalışma yollan önerdiklerini bildirdi. Narin. öncekigünkü fSO meclis toplantısına atıfla bulunarak, buradaki şikayetlerin geniş makro sevıvedevapıldığını belirtti, şunlan söyledi: "Bizimki ise bu iki sektörü kapsıyor. Türkiye'ye daha çok döı u getirme imkanJan, daha çok nasıl kullanılır ve bunlardan nasıl istifadc ederiz. konuşntasndı. Yollar belli. Çalıştırmav a çalışıyoruz. Sorun. btirokrasi\ i daha da hızlandırmak ve yabancı serma)e için Türkiye'yi daha caziphale getirmektir." DTO Başkanı Cengiz Kaptanoğiu da çıkışında, Başbakan Çiller'e kalkınan deniz- cilik sektörünü anlattıklannı, Başbakan'dan hiçbır talepleri olmadığını bildirdi. topladı. Ancak Çiller, hiç bek- lemediği yoğun eleştirilere hedef oldu. Sanayici "nıutlaka bir istikrar programrnın pratiğe dökülmesi gerektiğini vurguladı. Ankara Ti- caret Odası Başkanı Ahmet Çavu- şoğlu daha da ileri giderek Çil- ler"e. hükümetin en düşük oy se- viyesine indiğıni, bundan dolayı bir "istikrar paketi" uygulaması ile kaybedeccği bir şcy olmaya- cağını belirtti. Erez. ekonomıde yetki dağıiı- mının veniden oluşturulması ge- rcktığını ve bir istikrar paketinin uvgulamaya konulması gerekti- ğini belirtti. Çiller, önceki akşam ise İstan- bul Sanavı Odası (ÎSO) meclis toplantısında yaptığı konuşma- da. işadamlanndan tekrar destek istedi. Sanayicilerin cevabı ise Çiller'e daha da yüklenmek oldu. fSO Başkanı Hüsametin Kavi. önce çıkmazda olduğumuzu ka- bul etmek gerektiğini belirterek şöyle konuştu: "Çıkmazımızı kabul eftikten sonra bunun aşılması için ha/ır- lanacak kararlı bir programı tüm açıklığı ile anlatmak lazım. Mart- nisan ajları için ciddi endişeliyiz. Ciddi istihdam sıkıntılan olacak." Çiller, konuşmalan ile sana- yicileri ikna etmeyince bu görevi ış dünyasını bilen bakan ve bü- rokratlanna devretti. Ekonomı- den sorumlu bakan A\kon Do- ğan. Malive Bakanı fsmet Attila ve KOJ Başkanı Tezean Yara- mancı gece yansına kadar sanayi- cilerle yaptıklan görüşmeden de sonuç almadan aynldılar. Işa- damlan, bu uzun görüşmelerde de sorunlan formüle etmek dışın- da somut bir şey gkmadığını be- hrttiler. 'Söztinü tutmadr İSO Ba^kan Vekili Erdal Bahçıvan. İSO meclis toplaniısını Cumhurivet'e değerlendinrken. kendilerinin neşapılması gerekti- ğini anlattıklannı. ancak bunu yapacak bir iktidar görenıedıkle- nni belirtti. Bahçıvan. Çıller'e destek verilmemesinin. bugüne kadar verdiği sözlen [utmama^ı- ndan kaynaklandığını vurguladı. Sanayınin candaman olan kredı faızlennin yüzde 150 ye varması- nın sanayicinin tüm umutlannı yok ettiğini de belirten Bahçıvan. "Birini desteklemeve karar verir- seniz. onun bir şey vapmaya ka- rarlı ohnasını ve daha önce verdiği sözleri tuttuğunu görmt-niz gerek" dedi. Alarko Yönetim Kurulu baş- kanlanndan Ishak Alaton da sa- nayicilerin seçimlere bu kadar yaklaşıfdığı halde Çiller'e destek vermemesinin. ekonomınin artık nefes alamaz duruma gelmesin- den kaynaklandığını söyledi. Çil- ler'in bir istikrar paketi uygula- mamasının nedeni olarak da "kendisinin de denizin bittiğinin farkına tarmasından dolayıdır" dedi. Alaton. hafta sonunda ban- kaya vatırdığı paranın faız getiri- sinın ABD'li bir sanavicinin bir yılda aldığı faizden daha vüksek olduğunu açıklavarak "Bir sana- vici olarak aldtğım bu faizden utanıvorum" dedi Hazine Müsteşar Yardıması Osman Doğangün, ihracat teşviklerinin uygulanmasmda kaynak sıkıntısına dikkat çekti: Allahbizeversin, bizsize Ucuz konut lütuf değil E mlak Bankası'nın yeni genel müdürü Prof. Aydın Ayaydın, göreve getirilişinin birinci ayını doldururken düzenlediğı ilk basın toplantısında, iddialı açıklamalarda bulundu. Yeni genel müdür, dargelirliler için ucuzsosyal konut inşaatlarına hız verecekti. Çünkü devletin sosyal yardım elini halka uzatmak Emlakbank'ın göreviydi. Siyasilerin kendisine baskı yapamayacağını da söyleyen Emlakbank Genel Müdürü, "Benım çekmecelerim hepboş oldu. Ceketimi. çantamı alırgiderim'' diyordu. Ayaydın, vaatlerine sonraki günlerde de devam etti, "5milyon lira taksitle ev satacağım'' dedi. Sonraki bir gorüşmemizde, ucuzsosyal konutların inşaabna, Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nden imar izni çıkarsa Ümraniye'de üç ay içinde başlayabileceklerini bildirdi. Emlakbank Genel Müdürü, bu sözlerinin, yerel seçimleröncesinde iktidarın oy potansiyelini arttırmayayönelik klasikseçim vaatlerine benzetilmesine ise şiddetle karşı çıktı. Bu yüzden dargelirlileri konut sahibi yapacak projelerini27mart sonrası açıklayacağını vurguladı. Ve dünkü gazetelerden bir haber: "ÇİLLER SEÇİM BOMBASINI PATLATTl Başbakan Tansu Çiller, DYP'nin herkeseiki anahtar vaadinden konutla ilgili olanını hayata geçiriyor. EmlakBankası'nındargelirlileriev sahibiyapmak için geliştirdiğiyenikonut projesiniaçıklayan Çiller, yapılacakkonutların maliyetininçokdüşük tutulduğunu belirtti..." ••• Hani Sayın Ayaydın, kendisini bu göreve getiren Başbakan Tansu Çiller'in, artık kanıksanan "iki anaMar"vaatlerinealetolmayacaktı Dargelirliye anahtarlardan birini verecekti, ama iktidaroy alsın diye değil, bunu görevbildiği için. Olmadı... Yinepolitikakazandı. Başbakan Tansu Çiller, fırsat kaçırmadı. Yerel seçim sonrasına kadar da bekleyemedi. Emlakbank'ın ucuz konut projesini seçim propagandasına mal etti. Duyan da sanır ki, başını sokacak bir ev hayali ile yaşayan yüzbinlerce.mılyonlarca dargelirli konuta kavuşuyor Yoköylebirşey.. Bu topu topu 3 bin 600 bın konutluk bir proje. Her konut için beş kişilık aile olsa, eder 18 bin kişi. Üstelik istanbul'un en ücra koşesi Gebze'de. Birkaç hafta öncesine kadar Gebze Projesi'nin adı bileyoktu. Genel müdürün sozettiği Ümraniye Projesi'nde imar durumu seçime yetişmemiş olacak kı, apar topar Gebze deki arsa bulundu. Nasıl bulundu? Hazine, açıklanmayan çok ucuz bir maliyetle verdi. Sakın yanlışan/amayın. Bu Hazine Müsteşarı Osman Ünsal ile Emlakbank Genel Müdürü Aydın Ayaydın tarafından seçim öncesi Başbakan Çiller için yazılmış bir "anahtar senaryosu"değil. Maksat halka hızmet... Gerisı gelecek bahara (belki de gelecek seçime). Aslabuprojeyi küçümsemek gibi bir niyetimiz yok. Ne miktarda olursa olsun, piyasakoşullarının a/ünda ödemelerle işçi, memurve emekliyi konutsahibi yapma çabaları övguyedeğerbir yaklaşım. Fakat bunun yine bir seçim arifesine rastlaması düşündürücü. Gelecek günlerin ne getireceği bi/inmez.. Belki bu proje sayesinde, 3 bin 600dargelirli aile yuvaya kavuşacak. Kimbilir belki de hükümet. 3 bin 600 anahtardan dafaydasağlayamayacak, Çiller seçim sonrası koltuğundan ayrılmakzorundakalacak... Ama galiba halktan toplanan paralarla halka götürülen hizmetler, maatesefyine lütufgibi sunulmaya devam edecek... Konut edinme yardımlan ücretlilerin adına kesilmiyor mu? Trilyonlara ulaşan bu parayı Emlakbank kullanmıyor mu? O zaman bu paralarla yapılıp, halka ucuz fiyata satılan konutlar bir lütuf mu?.. ANKARA (AA) - Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar Yardım- ası Osman Doğangün, ihracat teşviklerinin uygulanmasmda kaynak sıkıntısı olduğuna dik- kat çekerek işadamlanna. "Al- lah bize versin, biz de size" dedi. Hazine Müsteşar Yardımcısı Doğangün. İhracat Genel Mü- dürü Bülent Şahinalp ve İthalat Genel Müdürü V'olkan Savaş. Ankara Ticaret Odası (ATO) üyelerinc. 1993 yılı dış ticareti ve bu yıl uygulanması düşiinü- len ihracat teşviklen konusun- da bilgi verdi. ATO'dan yapılan açıklama- ya göre salı günü yapılan top- lantıda üyelerin sorulannı da yanıtlayan Doğangün. ihracat kredilerinin teşviklen konusun- daki bir isteğe karşıhk, kaynak sıkıntısı olduğunu belirtti ve "Allah bize versin, biz de size" diye konuştu. İhracatın az sayıda ülkeve yapılması ve az savıda üriin ıh- raç edilmesi nedeniyle 1993 yılı- nın dış ticaret açısından fazla parlak geçmediğini anlatan Ha- zine Müsteşar Yardımcısı Do- ğangün. aynca hammadde. fi- nansman. işçilik ve enerji ma- liyetlerinin yüksek. işçi venmi- nin ise düşük olduğunu kaydet- ti. İki teşvik paketi İhracattaki gerileme üzerine. geçen yıl temmuz ve ekim ayla- nnda iki teşvik paketini uygula- maya koyduklannı hatırlatan Doğangün. "Palyatif ve parasal bir tedbirdi. Navlun teşvikJerine acil bir pansuman yaptık" şek- linde konuştu. Dünyada gümrük vergileri- nin kalkma eğiliminc karşıhk. diğer koruma yöntemlerinin devam ettiğini anlatan Doğan- gün şöyle konuştu: "Biz de dünvaya 1994 ithalat repmi ile uvum sağlavacağız. Türk sanayiini korumak için ye- ni enstrümanları devreve soku- yonız. İthalartaki koruma, ihra- cattaki arttşa bağlanıvor." İthalat Genel Müdürü Vol- kan Savaşda 1994 ithalat rejimi konusunda bilgi vererek Türk dış ticaret rejiminin belirli kri- tcrlerinin ulusiararası anlaşma- lara bağiı olduğuna dikkati. çektı. İhracat Genel Müdürü Bü- lent Şahinalp ise ihracatta yeni sekıör ve yeni ülkelere yönel- menin şart olduğunu belirtti ve bu yıl 17.2 milyar dolarlık ihra- catı hedeflediklerini açıkladı. ATO Başkanı Çavuşoğlu da bu tür toplantılann diyalog sağlanması açısından önemli olduğunu vurguladı. • Ithaliıı tereilı nedeni kalite Hep bana ekonomisi B aşbakan işadamlarının güvenini yeniden kazanmak için TÜSlAD'dan başladığı "sempati turlan"n önceki gün Istanbul Sanayi Odası'nda tamamladı. Ve onlardan özürdiledi: "Belkibugüne kadar sizinle yeterince konuşmadım. Artık daha açık olacağım." Aylardırdert anlatmak için kapısında bekledikleri Başbakan, yerel seçim öncesi ülkede para krizi yaşanınca akıllanmış. Gelmiş destek istiyor. "Ben ettim siz etmeyin" diyor. Sanayicilerimiz için bulunmaz fırsat. Başladılar istemeye. önce Sakıp Sabancı aldı sazı eline. Yabancı sermayenın erdemleri üzerine ders verdi, sonra lafı hemen Japon sermayesine getirdi. Sabancı, Turgutözal'la birlikteçalışırken, Japonlar'ı Türkiye'ye getirmek için nasıl uğraştıklarını anlattı. 20 yıllık bir çaba sonucu belki de Avrupa'nın en önemli otomobil fabrikasını kurmak üzere BayToyota'yı Türkiye'ye getirdiğini hatırlattı ve Başbakan'dan "Japon sermayesinitedirgin edecek uygulamalannkaldırılmasını "talepetti. Ardından HalitNarin çıktı kürsüye, tekstil ve turizmin ne denli büyük döviz geliri potansiyelinesahipolduğuna dikkatçekip, teşvik istedi. Söylediklerinde elbette doğruluk payı vardı. FakatSabancının Brıgstone ve Toyota Sa'daki Japon ortaklığını, Narin'in de tekstil veturizmyatırımlarını hatırlayanlar. "ülkeekonomisinin sorunlarına çözü'm aranırken",' 'Hepbana ekonomisinin"geçerliliğini yitırmedığini de düşündüler. Ne demişler, önce can, sonra canan.. Ekonomi Servisi - Istanbul halkının ithal mallan neden tercih cttiklcri belirlendi. Konuyla ilgili ankete katılan 1525 ailenin yüzde 56.6'sının ithal malı ürünleri bir kez olsun denediklerini. yüzde43'ünün bu ürünieriyerliye göre daha kaliteli ve dayanıklı bulduklan için tercih ettikleri belirlendi. İthal mallan tercih ne- denleri arasında marka, moda. rcklam, fiyatın ucuz olması başta geli- yor. Bunun yanı sıra it- hal malın n ve blue-jean gelıyor. İTO'nun Prof. Dr. Taner Berksoy'a yaptırdığı "İstanbui Halkının İthal Mallarma Yönelik TercihJeri" araştırmasmda. tüketicilerin vüzde 94'ü, denedikleri ithal malı temiziık maddelerinı daha sonra da kullanmaya devam ettiği ortava çıktı. İthal malı blue-jeanleri bir kez deneyenlerin yüzde 85.7'si de bu ürünün kalıcı müştcrısi olmuş. İthal malı içki ve sigara- da ise bu İTO araştırmasına göre en çok kullanılan ithal mallardan sigara. temizlik maddeleri ve 'blue-jean"in tercih nedeni, kaliteli \r edayanıklı yerlisinin ol- maması, evdekilerin istemesi. alışkanhk gibi etkenler de yabancı marka kullanımında rol oynuyor. İstanbul halkı, ithalatın libere edilmesine ça- buk adapte oldu. Çeşitli nedenlerle ithal mal kullanımı giderek artıyor. En çok kullanılan it- hal mallar arasında ise sigara, temizlik maddeie- olması yanında marka olarak tanınması oran 86.9 do- layında. İTO'nun araştırması- na görc. tü- ketim malı it- halatı, 1980-1992 arasında 170 milyon dolardan yaklaşık üç milyar dolara yükseldi. Toplam it- halat içinde tüketim mallannın payı ise yüzde 2"den yüzde 12 düzeyine çıktı. Tüketim malı it- halindeki bu artış sigara. blue-jean ve temizlik maddeleri ürünlerinde alışkanlık halini aldı. Bilglsayar Hastanmi, Bektronik Cihaz dış temizliğinde ve diğer Ofis Otomasyon ve Ev aletferi bakım ve temizliğinde kullanılan özel çözücü formüllü solusyonunu perakende ambalajında piyasada satşa sunmaktadır. Bat dünyaanda uzun süreden beri çeşitli servis sektörlerinde densnmiş ve mucizevi işlevi her yönüyle kanıtfanmış, bakteriyel parçalama esasına dayalı çözücülüğü oJan bu kimyasal, elektronik eihazfann uzerinde antistatik ve koruyucu bir film bırakır ve solvent tatbik edildikten sonra ayrıca durulama yapılması gerekmez. BiJgisayarHastanesi tj CAD. NO. 72 TEKNtK HAN KAT 1 GÛMÜŞSUYU , TAKSİM ISTANBUL TEL. : (0212) 252 17 67 - 252 15 75 - 293 10 16 FAX : (0212) 252 02 90 * MİGROS 2M ve 3M'lerde satışa sunulmuştur. MIKRO DİNÇ TAYANÇ Ben Söylemedim Suttanım! Son günlerde İncili Çavuş öykülerine daha bir bayılı- yorum. Her dönemde var olan, varlığıyla anlaksızlara dersler veren, anlaksızlara anlatılması zorunlu olay- ları anlatmaya "memur edilen" halk adamı İncili Ça- vuş'un öykülerine... Efendim; dönem, Osmanlı'nın herhangi biranlaksız sultanının dönemi. Hazine-i Hümayun "tamtakır". Üç kıtaya ve de yedi denize yayılmış imparatorluğun "ahalisi"de, "beyleri"de, "uleması"dasalınanvergi- lerden, vergilerle toplanan paralann zat-ı şahanenin zırtapoz harcamalarıyla çarçur edilmesinden bıkmış usanmış. Sultan da, çevresindeki dalkavukları da oralı değil. Tersine, Hanedan-ı Ali Osman'ın her zamankinden güçlü olduğuna ınanıyorlar. Dahası, o inançla sağa sola sefer açıp, Ordu-yu Hümayunu da perişan eyliyor ve de "talan" geliri umarken, savaş "tazminatı" ode- yip duruyorlar. "Ben, seleflerime benzemem! Asarım, keserim ve de benim dediğimden başka doğru yoktur" diye ünle- nen sultanın tek derdi var: Has Ahırlar'da besiye çekti- ği ak kısrağının sağlığının bozulacağından ölesiye kor- kuyor. öylesine bir korku ki, sonunda dayanamayıp Ferman-ı Hümayun çıkarıyor, "Her kim ki bana ak kısrağımın öldüğünü söyleye, anında kellesi urula" diye... Yazgı bu ya, çok geçmeden ak kısrak önce öksürüp tıksırıyor, ardından da "kalanlara dehşet", nalları diki- veriyor. Alıyor mu tüm saraylıları bir korku. Nasıl söyleyecekler bu "elim"ölümü sultana? Dahası, hangi babayiğit, kellesini koltuğuna alıp da söyleyecek? Doluya koyuyorlar almıyor, boşa koyuyorlar dolmu- yor. Sonunda tek umarı incili Çavuş'ta buluyorlar. "Aman İncili Çavuş, yaman İncili Çavuş " diye yalvar ya- kar oluyorlar ve hazreti razı ediyorlar. İncili Çavuş huur.u Şahane'ye varup sultanı etekliyor. Sultan, bu "has kulu"nu hoşnut etmek istercesine laf açıyor. - Nireden gelirsiz İncili? - Has Ahırlar'dan sultanım. - Ak kısrağımı görmüşmüsendir? - Beli sultanım. - Hali, sağlığı nicedir? - Çok iyidir sultanım. Çok iyidir de... Ahırındaki yığınla samana, ota diş değdirmemektedir. - Bre nasıl olur, İştahsız mıdır ki? - Haşa sultanım. Çok iyidir. İyidir de... Teni soğuk, gözlerı fersızdir. - Bre nasıl olur, hasta mıdır? - Haşa sultanım. Çok iyidir. fyidir de... Herhal cilve ol- sun deyu, ayakları üzere dıkılmeyip, öylece yerde yat- maktadır. - flre nabekar, sen ne demek istersün? İştahı ve de sağlığı yerinde olan ak kısrağım, yerlerde öyle nice yatmaktadır? Yoksa, başına bir işler mi gelmiştir? - Haşa sultanım. Yerlerde öylece sereserpe yatma- makta, sırtüstü yatıpayaklarını kaskatı bedeninden ha- vaya doğru dikmiş bulunmaktadır... Herhal, ahırı kaplayan ağır, leş gibi kokudan olsa gerek... Sultanın tükenen sabrının yerini bir çığlık alıyor: - Bre nabekar! Bre mel'un! Şuna geberdi desene. İncili, lafın başından beri tuttuğu soluğunu rahatça koyuverip yanıtı yapıştırıyor: - Vallahi ben söylemedim sultanım. Siz söylediniz... İncili Çavuş, Osmanlı'nın her döneminin ve de her sultanının "ilacı" bir kişilik... En olmadık şeyleri, en olmayacak sultanlara "uhuletle" ve "suhuletle"anlat- mayı beceren ve bu beceriyi kellesini kaptırmamakla da pekiştiren bir anlak ustası. "Kuşkusuz, kellekaptırmamasının ardında, onun an- lak ustalığı kadar, Osmanlı sultanlarmın an- laksızlığının ahmaklık boyutlarına varacak denli kör ol- mamasının da payı olmah"diye geçiriyorum içimden. Nerde şimdi öylesi sultanlar ve nerde şimdi her döneme damgasını vurabilecek 'İncili Çavuş'larü! Anafikir: Bugünün İncili Çavuşu'na '/>a/fr'deniliyor. Ana fikrin ana fikri: Halk, ahlaksız sultanlara bir şey- ler anlatmak zorunluğunu duyduğunda, artık öyle el etek öpüp huzura varmaya gerek duymuyor. Vardığı 'huzur'un adına 'sancf/Zc'diyorlar. Sandığa varıldığında da, öyle lafı dolandırıp, taşı gediğine yerleştirmeye ge- rek kalmıyor. DIŞ TİCARET Almanya'yaihracat gerüemeyebaşladı • Türkiye'nin ihracatı geçen yıl yüzde4.3 artarken. Almanya'ya yapılan ihracat binde 2 oranında gerileyerek 3 milyar 654.6 milyon dolara düştü ANKARA (ANKA) - Tür- tere've yapılan ihracat vüzde kiye'nin en fazla ticaret yaptığı ülke olan Almanya'nın toplam dış ticaretteki pavında geçen yıl gerileme meydana geldi. Türkiye'nin toplam ihracatı geçen vıl yüzde 4.3 artarken. Almanya'ya yapılan ıhracaı binde 2 oranında gcnleverek 3 milyar 654.6 milyon dolara düştü. 1992 yılında bu ülkcye 3 milyar 660.4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmişti. Bu- na bağlı olarak toplam ihra- catta Almanya'nın 1992 vılın- da yüzde 24.9 olan payı, yüzde 23.8'e geriledi. Almanya'dan gerçekleştiri- len ithalat ise geçen yıl yüzde 20.7 artarak 4 milyar 533.1 milyon dolar oldu. Âncak bu artış, toplam ithalattaki yüzde 28.7'lik artış oranının altında İthalat SiralamaSI kaldı. Almanva'nın ithalattaki payı da böylece yüzde 16.4'ten yüzde 15.4'eindi. Bu gerilenıelere rağmen Al- manya, ülkelere göre ithalat ve ihracat ticari itibanyla büyük farkla önde bulunuyor. Tür- 4.9 artarken, İtalya'ya gerçck- leştirilen ihracat vüzde 20.4. Fransa'ya >apılan yüzde 4.6 geriledi. Almanya. ABD. İngiltere. Fransa ve İtalya'nın toplam ihracatlaki pavı yüzde 50'vc vaklaşı>or. Geçen vıl en büvük artış ise topiumda çok küçük pa\a sa- hıp ülkelerden Türkmcnis- tan'a yapılan ihracatta gerçek- lcşti. Türki>c'nın Türkmcnis- tan'a ihracatı 10.2 kat artarak 84 milyon dolara ulaştı. Avn- ca. Suudi Arabistan'a yapılan ihracatta yüzde 34. Tayvan'a ihracatta yüzde 29.8. Polon- ya'ya yapılan ihracatta yüzde 26 oranında artış görüldü. kiye'nin toplam dış ticaretinde bu ülkenin payı yüzde 18'i ge- çiyor. Diğer ülkeler Geçen yıl ihracat tutannda Almanya'yı 986.4 milyon do- larla A'BD, 835.1 milyon do- larla İngiltere. 771.3 milyon dolarla Fransa. 750.3 milyon dolarla İtalya izledi. ABD'ye yapılan ihracat yüzde 14, İngil- İthalatta ise Almanya'yı 3 milyar 350.7 milyon dolarla ABD, 2 milyar 558.3 milyon dolarla İtalya. bir milyar 952.4 milyon dolarla Fransa, bir mil- yar 620.7 milyon dolarla Ja- ponya ve bir milyar 546 milyon dolarla İngiltere izledi. Japon- ya'dan yapılan ithalat yüzde 45.7, Fransa"dan gerçekleştiri- len ithalat yüzde 44.5, İtalya'- dan yapılan ithalat yüzde 33.3. İngiltere'den gerçekleştirilen yüzde 28.8, ABD'den yapılan ithalat da yüzde 28.8 oranında aruş gösterdi. İthalat tutannda ilk altı sırayı paylaşan bu ülke- ler. toplamda yüzde 53 oranı- nda pay aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle