27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ŞUBAT1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA GENÇLİK - EĞİTİM Rehber öğretmenler yanlış yönlendiriyor Almanya'daki Türkçocuklann eğitimineengel >A\man eğitimindesorun bitmiyor. Alnumya 'daeğitimgören çocuklar, rehber öğretnıenkrinyarüışyönlendjrmesisomicudüşüksosyo^konomik statülere itüebüecek okullarayöneliyorlar. AŞKINELÇt lmanya'da eğitim gören çocuk- A lann Türkçe derslerde karşılaştı- XW klan öğretmen sorununa çözüm f^k aranırken, Alman eğitimınin içer- ^ . M. diği "rehber öğretmen" sistemi de IM^H velilerin ilgi ve bilgı cksikliğiyle bir- leşerek, Türk öğrencile- rin karşısına bir engel olarak çıkıyor. Piar-Gal- lup grubunun "Alman- ya'da Yaşayan Türk İşçi- lerinin Eğitim Sorunlan .\raştırması" adlı çalı- şması sonucunda. öğren- cilerin rehber ögretmen- lerin yanlış yönlendirme- leriyle eğitim niteliği dü- şük okullara devam et- tikleri belirleniyor. Araştırmaya göre iki Al- manya'nın birleşmesin- den doğan Alman eğiti- minde tasarruf kav- ramının ilk uygulamalan öncelikle yabancı öğren- ciler bazmda uygulanı- yor ve bu uygulama, in- san haklanna ters düş- memesi amaayla yasalar çerçevesinde gerçek- leştirilmek yerine, yerel yönetimlerin hazırladı- klan yönetmelikler bazına oturtuluyor. Almanya'da okuyan Türk çocuklan, genel- likle dili tam olarak kullanamamalannın da et- kisiyle, öğretmenleri tarafından başanlı olarak nitelenmiyorlar. Başan dunımlan uygun da olsa, daha nitelikli eğitim veren ve gelecekteki yaşamlannı garanti altına almalannı sağlaya- cak okullara gjdebilecekken, öğretmenler ta- rafından meslekı temel okullara gönderilmeye yönlendirilivorlar. Bunun sonucunda Türk öğrenciler, onlan daha düşük sosyo ekonomik statülere itebilecek bir eğjtimle yetinmek duru- munda kalıyorlar. Bu karar. o yaş grubundaki çocuklann okullann niteliklerini kavrayama- malan ve velilerin bu konudaki bilinçsizliği ile çok kolay alınıyor. Oysa bu sistemde, ilkokulu bitiren bir çocuğa, öğretmeni tarafından, ba- şan durumu göz önünde bulundurularak bir öneride bulunulsa da veli çocuğunu istediği okula göndermekte serbest ve bunun yargı yolu da açık. Ancak Türk veliler bu ko- nuda sadece öğretmenin tavsiyesine uyuyor ve pa- sif davranıyor. Yapılan araştırma sonucunda veli- lerin büyük bir bölü- münün böyle davran- masının nedeninin Alman eğitim sistemini tanıma- malanndan kaynak- landığı belirtiliyor. Alman eğitim sistemini, kendi içinde sistematize edilmiş politikalar ve mevcut sistemin aksaklı- klannı yok edebilmek amaayla geliştirilmiş al- tematif uygulamalanyla rasyonel bir sistem olarak niteleyen araştırma- da, Alman eğitim politikasının en olumsuz yanının eyaletler bazmda farklılık göstermesi olduğu da vurgulanıyor. Piar-Gallup grubu- nun Almanya'da yaptığı araştırmalar sonu- cunda bu farklılık, Alman eğitim sisteminin yabana öğrenciler için uyguladığı programın sistemsizliğinı ortaya koyan temel faktör ola- rak görülürken. Almanya'da yabancı çocukla- ra uygulanan eğitim politikalannın genelde politik güçler ve çıkarlar tarafından oluşturul- duğunun da altı çiziliyor. • Kitababilimseldenetim MilliEğitim Bakanhğı, derskiîaplarınayönelik eleştirileri azalîmak için üniversitelerden yardım isîedi NKARA (AA) - Milli Eğitim Ba- kanhğı Talim ve Terbiye Kurulu. ders kitaplannın daha bilimsel ol- masını sağlamak amacıyla üniversitelerin yayımlanan Ki- taplan incelemesini istedi. Milli Eğitim Bakanlığı, ders kitaplanna yönelik eleştirileri azaltabilmek için üniversite- lerden yardım istedi. Kitap in- celeme ve yayımlama ışlerini yürüten Talim ve Terbiye Ku- rulu Başkanhğı tarafından haarlanan ve Milli Eğitim Ba- kanı Nevzat Ayaz'ın imzasıyla YÖK'e gönderilen yazıda 1ş- birliğT teklifinde bulunuldu. Ders kitaplannın üniversi- telerde yüksek lisans çalışma- lannda incelenmesini ve so- nuçlann kendilerine bildiril- mesini isteyen Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri. basıla- cak yeni kitaplarda bu incele- melerin dikkate alınacağını kaydettiler. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Yusuf Ekinci, ders ki- taplannı çağın gereklerine uy- gun biçimde hazırlamak is- tediklerini belirterek. bu amaçla üniversitelerle işbirliği yapacaklannı söyledi. İlk ve orta dereceli okullar- da okutulmasına karar veri- len kitaplann Tebliğler Der- gisi'nde yayımlandığına işaret eden Ekinci. bu kitaplann yüksek lisans çalışmalannda kullanılmasını. kitaplann öğ- renci seviyesine uygun olup olmadığının, varsa bilimsel hata ve eksikliklerinin belirle- nerek kendilerine bildirilmesi- ni istediklerini kaydetti. Söz konusu çalışmanın ders kitaplannın seviyesini yük- seltmeyi amaçlandığını anla- tan Ekinci. üniversitelerdeki araştırmalar ve incelemeler sonucu belirlenecek eskı ya da yanlış bilgilerin, önenler doğ- rultusunda. bir sonraki baskı- da düzclüleceğını bildirdi. • Öğretmene nıüdür davağı j NKARA (ANKA) A - Milli Eğitim Ba- / J kanhğı'nda bir ge- / I nel müdürün şube - ^ -A- müdüriinü döv- • İ M mesinden sonra Ankara Mimar Kemal Lisesi Müdürü Ali Kahyaoğlu'nun da hizmetiçi eğitim kursuna gitmek isteyen 20 yıllık fizik öğretmenini dövdüğü bildiril- di. Milli Eğitim Bakanlığı Hiz- metiçi Daire Başkanı Ahmet Ergün Bedük, fizik öğretmeni Orhan Şahinoğlu'nun üç gün- lük doktor raporu alarak Mil- li Eğitim Bakanlığı Orta Öğ- retim Genel Müdürlüğü'ne ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne şikâyette bulunduğunu bildir- di. Edinilen bilgiye göre olay şöyle gelışti: "20^ yıllık fizik öğretmeni Orhan Şahinoğlu Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan hizmetiçi eğitim programlannı gelistirme kursuna gitmek için okul müdürü Ali Kahvaoğlu'- ndan izin istedi. Okul müdürü ^ ^ ^ * W ^^^M Sempozyum 'Türk Şiirinin Kurumsallaşma Sorunlan" Bugün, saat 16.00'da Tar.kZaferTunayaKültür Merkezi, Tünel "_ r~z Çeköl Belgeselleri 7. Böfüm Bugün, saat 11.30'da Âksanat, Beyoğlu Gençlik Toplantılan Cyberspace-Derin Mevzu" L Barbaros Devecioğlu İ Bugün, saat 16.00'da1 Atatürk Krtap/,ğ,, Taksim Kahyaoğlu'nun izin >ermeme- si üzerine fizik öğretmeni Or- han Şahinoğlu suçlu dunıma düşmemek için \lilli Eğitim Bakanlığı'na kursa katıla- mayacağını ve nedenini bildir- di. * Milli Eğitim Bakanlığı Hizmetiçi Eğitim Dairesi Baş- kanlığı'ndan okul müdürü Kahyaoğlu aranarak. ba- kanlığın onavının olduğu söy- lendi. İkazda bulunulan okul müdürü telefonda (ben bakan filan tanımam) mabuıı terin- ce, Hizmetiçi Eğitim Dairesi Müdür Yardımcısı tarafından makama çağrılarak uvarıldı. Uyarı alan okul müdürü Ali Kahyaoğlu 20 yıllık fizik öğ- retmeni ve kendisinden yaşça büyük Orhan Şahinoğlu'nu okul müdür yardımcisı odası- na çekerek (sen beni nasü şikâyet etkrsin) diye dövmeye başladı." Dayak yedikten sonra çaresiz kalan fizik öğretmeni Orhan Şahinoğlu, ne yapa- cağını bilemeden Milli Eğitim Bakanlığı Hizmetiçi Eğitim Daire Başkanı Ergun Be- dük'e şikâyette bulun- Milli Eğitim Bakanı Nev- zat Ayaz okul müdürünün fi- zik öğretmenini dövmesini ki- şisel bir olay olarak yorum- layarak, her dayak olayının bakanlığa yüklenemeyeceğini söyledi. Ayaz. "Olayın üze- rinde durulacak ve gerekli ya-* sal işlemler yapılacak" dedi. Ayaz. bakanlıktaki dayak olayına ilişkin olarak da so- ruşturma bitmeden konuş- manın yanlış olacağını ifade etti. • SHPII Başkam, vali ve rektörden 'duyarlılık' istedi • • • • Universitede ülkücürdemokrat çekişmesi• Uludağ Üniversitesi Kampusu'nda ülkücülerin, demokrat öğrencileri dövdüğü iddiası üzerine SHP Bursa İI Başkanı Yümaz Akkılıç, vali ve rektörü ziyaret ederek önlem alınmasını istedi. REYHAN EKŞİ - Yddız Tekmk Üniversitesi FotoğrafBölümü URSA (Cumhuri- yet) - Uludağ Üni- versitesi Kam- pusu'nda ülkücü- lerin terörestirdik- leri ve demokrat öğrencileri dövdükleri öne sü- rüldü. SHP İl Başkanı Yümaz Ak- kılıç, son günlerde artan baskılann partiye iletilmesin- den sonra Bursa Valisi Rıdvan Yenişen ve UÜ Rektrii Ayhan Kızü'ı ziyaret ederek önlem alınmasını istedi. Akkılıç ve beraberindekiler UÜ Kam- pusu'nda bulunan ve so- rumluluğu Kredi Yurtlar Ge- nel Müdürlüğü'ne ait olan yurtta da incelemeler yaptı- İar. SHP İl Başkanı Akkılıç, Vali Yenişen'i ziyaretinde universitede bazı öğrencilerin dövüldüğünü, jandarmanın öğrenci döven kişilere arka çıktığını. burada görev yapan jandarma birliğinin komu- tanının uyanlması gerektigini bildirdi. Vali Rıdvan Yeni- şen. kampusun jandarma de- netiminden alınarak polis de- netimine \erilmesi gerektigi- ni. ancak kadro yetersizliği nedeniyle bunu gerçekleştire- mediklenni sa\undu. Yeni- şen. "Asker için taraf tutuyor demek yanlış olur. Fakat polis hükümetin tutumuna göre ha- reket ediyor gibi görünüyor" dedi. SHP il yöneticileri, UÜ Rektörü Prof. Dr. Ayhan Kazırı ziyaretlerinde de kam- pusta ve yurttaki gelişmeleri aktardılar. Akkılıç'ın 1980 öncesi gibi filmi yeni baştan sanp yeniden oynatılmasına izin vermeyelim" sözlerinden sonra konuşan rektör, idan sıkıntılardan yakındı. Kızıl şunlan söyledi: "20 bin dönüm içindeki kampusta güvenliği sağlaya- bilmenin yolu özel güvenlik bi- riminin oluşturulmasından ge- cer. Bn konuda 50 kişilik kad- ro istedik. Yasa da bunu ola- naklı kılıyor. Bu güvenlik ör- gütü sadece öğrenci olavlarını değil, milyarlık cihazlarımıza yönelecek saldırıları da koru- yabiiecek. Kadro isteğimiz yanıtlanmadı. 'Bana söyletmeyin' Bizim elimtz kolumuz bağlı. Rektör olarak yurttaki olayla- ra müdahale etme yetkim yok. Bizim de kamyonlanmızı ara- dılar. Olayı duyar duymaz ilgi- li yerlere ilettim. Ancak jan- darmayla bu iş zor yürüyor. Öğrenci yurdunda becerikli yöneticiler yok. Bir tarafın kadrolaşması var. Biraz araştı- Medya ve Ramazan Adam Sanat'ın şubat sayısında değerli yazar ve eleştirmen Memet Fuat'ın "Kitle Iletişün Araçları" başhklı yazısını okuyunca usuma Amerikalı toplumbilim profesörü Malcolm Muggeridge'nin "Televizyon hidrojen bombasından sonra dünyada icat edilen en tehlikeli şey midir" sorusu geldi. Öyle \a on bir ay boyunca kadını cinsel bir meta gibi gösteren erotik şovlarla. şıddet. kan. nefret dolu pembe dizi ve filmlerle çocuklanmıza kötü örnek olan görsel medya (TV) şimdi tutmuş günah çıkanyor! Iftara Doğru, Sahura Doğru programlannda Kuran hatmediliyor. ezan sesleri anında veriüyor, dini ağırlıklı fılmlergösteriliyor. Peki yaalı medya ne yapıyor? Kültür ve sanata günde yanm sayfasını bile ayırmayan (-ki çoğu gazete bunu bileyapmıyor. Cumhuriyet'i tabii ki bunlann dışında tutuyorum) okurlannı promosyoM çarklannda ezen, fıy atlannı dolara endeksleyen Türkçe dıyalektik-materyalist düşünüyor görünüp her akşam Arapça. Farsça. Ibranicedualaredenilerici(!)köşe yazarlanna sahip gazeteler. şimdi de her gün bir tam sayfasını Ramazan sohbetlerine ayınyor. Kuşe kağıda basılı el yazmalı Kur'an veriyor (Daha 30 kupona cami veren yok). Her gün köşelerinde Atatürk'e saldıran, Sıvas katliamında .\zizNesin'i suçlayan, L'ğur Mumcu'nun katlinin birinci yılında sesini bileçıkarmayan şenat yanlısı gazeteler de bu durum karşısında kıs kıs gülüyorlar. Yerel seçimlere yaklaştığımız şu günlerde medya Refah Parüsi'ne ve onun sa\ unucuJan olan şeriat yanlılannın vükselmesineçanak tutuyor. Tanımaktan ötürü gönendiğim. güzel insan İlhan Selçuk ağabey 13 şubattaki yazısında ne güzel sö> lemış: "Gerçi görsel ve yazılı medya, oruç tutma seferberliğiyle Kuran dağıtıp, voli cevirmeyi birbirine eklemlemenin gazete satışlarım arttıracağını umduğundan gündüz iftarını açıp gece sahura kalkanların sayısı coğalabilir, ama yetmez... Anadolu Müslümanlığını, Arap modeline dönüştürmek için ne yapsan yine yetmez." E\et yetmez, biz laıklığinsavunucusu Türk gençleri. oy nanan bütün oyunlara rağmen Atatürk ilkelerinden ödün vermemeye ve ona sonuna kadar sahip çıkmayaant içtik. Düşünüyorum da Cumhuriyet okumak gerçekten birayncahk. Kayhan Şöhretli Gölcük-Oğrenci nldığında bu tarafın kimler olduğunu bulursunuz. Bana söyletmeyin, SHP'nin başka- nının aktardıklarını hemen de- ğeıiendirip ilgili yerleri hareke- te geçireceğim. Saldırıya uğrayan öğrenciler şikayetçi olmuyorlar. Korkmasınlar. Bana gelsinler. 26 bin öğrenci- mizi görüş farkı obnaksızın baba şefkatiyle değerlendir- mek zorundayım. Ama öğren- cilerimiz korkmasınlar. Saldt- rılan bana bildirsinler." SHP il başkanı ve berabe- rindekiler çevresi yüksek tel örgülerle çevrili Kredi ve Yurtlar Kurumu'na bağlı yurtta da incelemeler yaptı- lar. Yurt Müdürü Hüseyin Tekyıldız'la görüşen SHP'- liler yurt kantinindeki ülkücü mafya örgütlenmesinin kaldınlması yolunda çalışma- lar yapılmasını istediler SHP Görükle belediye başkan adayı Hüseyin Akkuş, kendi- lerine ulaşan bilgilere göre ül- kücü mafyanın yurt kantinini ele geçırdiğini, demokrat öğ- rencilerle Türki cumhurivet- lerden gelen öğrencilere baskı yapıldığının öne sürüldüğünü bildirdi. Akkuş. "Kantini işle- ten firma ile ülkücü liderlerden Metin Kaplan arasında bağ ol- duğu bildirildi. Kaplan'ın za- man /aman yurda gelerek bas- kıyı örgütlediği öne sünilüyor. Önlem alınmalıdır" dedi. Yurt müdürü Hüseyin Tekyıldız. kendisinin göreve yeni başladığını. genel mü- dürlükten gelen taiimatlan uyguladıklannı, uyanlarla il- gili araştırma yaptıracağını söylemekle yetindi. Üniversitedeki bir grup öğ- rencinin forumuna da katılan SHP'lıler, "Baskılar var. Sü- rekli dövülüyoruz. Ama biz on- ların kullandıkları yöntemlerle mücadele etmek istemiyoruz" diyen öğrencilerin sorunlany- la ilgilenecekleri sözünü ver- dıler. Rektör Ayhan Kızıl'ın SHP'lilerin ziyaretinden he- men sonra İl Jandarma Ala> Komutanlığı'nı arayarak jan- darmanın daha duyarlı olma- sını. taraf tutmamasını istedi- ği bildirildi. • Aytaç Arman, mühendis ol- mak istiyormuş. Işıl Özgentürk'ün çocukluk hayali doktor olmakmış. Mehmet Ali Birand, itfaiyeci ya da polis olmay ı düşlemiş. Müjdat Gezen, her zaman oyuncu olmak istemiş. Sezen Cumhur Önal, masa üstünde nutuk atıyornıuş. Siz küçükkenneolmakistercünizl Ünlülere, çocukken ne olmak istediklerini sorduk. Mehmet Ali Birand itfaiyeci ya da polis, Orhan Pamuk ressam, Ruhsar Öcal prenses olmak istiyormuş... ençlik-Eğitim Servisi - Şimdi yıllaryıllaröncesine döndük. "Ben doktor olup nineminağrıvanayaklanm iyileştiricem." "Ben itfai- B >eci olmak istiyorum. çıkan bütün yangınlan söndürüp in- sanlan kurtancam." "Ben prenses olu- cam, hani masallarda var ya, kabarık kabank, güzel etekleri olan prenses." "Ben He-Man olucam, o zaman tüm kötülerle savaşıcam, gölgelerin gücü adına, güç bende artık." Hepimizin bir düşü vardır küçük- ken. "Ben büyüyünce" diye başlayan ve "şunu yapacağım'iu biten masum is- tekler. Kimimiz doktor olup insanlan iyıleştirmek ister. kimimiz de güçlü olup kötülerle savaşmak. Secimimizde idollerin önemi az değildi. Bazen bir dondurmacıydı idolümüz. bazen de bir artist, bir sanatçı. Biz de halk tarafın- dan tanınmış politikacı. sanatçı. gaze- teci insanlara sorduk. "Küçük bir çocukken ne olmak ister- diniz?" Onlar da bu soru karşısında gözlenni kapayıp çok çok eskilere dön- düler. İşte kimi ünlüler ve işte hayalle- ri... İlhan Selçuk (Gazeteci-Yazar): Bü- tün çocuklar gibi her şe> olmak ister- dim. Hukuk fakültesini bitirinceye ka- dar ne olacağımı bilemedim. vazarlığı çok zor seçtım. Doğu Perinçek (İş^ Partisi Genel Başkanı): Çocukluğumda politika ve bilimle uğraşma arzusu içindeydim. Öğretmen olan dedem beni tarihe yön- lendirdi. Tarihle olan ilgim de beni ka- çınılmaz olarak politikaya götürdü. Ailem ve çevremden aldığım yurtsever- lik ve halk sevgisiyle politik mücadele- ye yöneldim. Işıl Özgentürk (Yönetmen): Çocuk- ken doktor olmak isterdim. Çünkü bu ışin karaktenme uygun olduğu için ba- na çok \ akışacağını düşünürdüm. Çok küçük bir puan farkıyla kaybettim tıp fakültesini ve iktisat fakültesine girdim. Türkan Saylan çok kıskandığım bıri- dir. Orhan Pamuk (Yazar): Ben ilkokula başlamadan önce resim yapmaya baş- lamıştım. Tam 18 yaşıma kadar resimle uğraştım. Son derece cıddi bir şekilde ressam olmayı düşünürken. 19-20 yaş- lannda resmi bıraktım. Resim beni bir yanda daha dolu, daha hareketli bir hayata çağınyorsa da tam anjamını çözemediğim bir ses- sizlik verhordu. Bu sessizliği tevekkül- le katianabilecek kadar olgun ol- madığım için resmi bıraktım. O sessizli- ğe bir daha dönemem. Şimdi resimle yapamadıklanmı satır aralannda yap- maya çalışıyorum. Müjdat Gezen (Tiyatro Sanatçısı): Ben hep oyuncu olmak istiyordum. Ama öğretmenliği de çok sevdiğimden öğretmen olmak da istemiştim. Sezen Cumhur Önal (Besteci ve Sunu- cu): Babam vali, herhalde ondan etkile- niyordum. Üç yaşında masanın üstüne çıkar nutuk söylermişim. Tarih hocası olmak da istemiştim. Ben çok nostaljik bir insanım. sanıyo- rum o yüzden tarihle ilgilenmeyi iste- dim. Mehmet Ali Birand (Gazeteci- Yazar): İlkokulda okurken her çocuk gibi itfaiyeci ya da polis olmak istiyor- dum. Ortaokula Galatasaray Lisesi'- nde başladım ve birinci sınıftan itiba- ren gazeteci olmaya karar verdim. Hilmi Yavuz (Şair-Yazar): Ben ta- mamen anlık izlenimlennden etkılene- rek bir meslek seçiyordum. İtfaiyeci. futbolcu, eczacı, subay ve vali olmak istedim. Aytaç Arman (Sinetna Sanatçısı): Ben Mühendis olmak istiyordum. Türkiye'de büyük projeler yapmak is- tiyordum. Bülent Ortaçgi] (Müzisyen): Lise bi- nnci sınıfa kadar hariciyeci olmak iste- dim. Çünkü yabancı dille eğitim yapan bir okulda okuyordum. Konuşma ve münazaraya karşı eğilimim vardı. Ne zaman ki dışişlerinde insanın inisiyati- fini kullanamayacağını anladım, o za- man vazgeçtim. Ruhsar Öcal (Opera Sanatçısı): Çok çok küçükken, prenses olmak istiyor- dum. Hep prensesçilik oynuyordum. Sonra da şarkıcı olmak istedim. İlkokul üçüncü sınıfta operaya baş- ladım. Daha sonra da opera sanatçısı oidum. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle