Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 ŞUBAT1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
GENÇLİK - EĞİTİM
Rehber öğretmenler yanlış yönlendiriyor
Almanya'daki
Türkçocuklann
eğitimineengel
>A\man eğitimindesorun bitmiyor. Alnumya 'daeğitimgören çocuklar,
rehber öğretnıenkrinyarüışyönlendjrmesisomicudüşüksosyo^konomik
statülere itüebüecek okullarayöneliyorlar.
AŞKINELÇt
lmanya'da eğitim gören çocuk-
A lann Türkçe derslerde karşılaştı-
XW klan öğretmen sorununa çözüm
f^k aranırken, Alman eğitimınin içer-
^ . M. diği "rehber öğretmen" sistemi de
IM^H velilerin ilgi ve bilgı cksikliğiyle bir-
leşerek, Türk öğrencile-
rin karşısına bir engel
olarak çıkıyor. Piar-Gal-
lup grubunun "Alman-
ya'da Yaşayan Türk İşçi-
lerinin Eğitim Sorunlan
.\raştırması" adlı çalı-
şması sonucunda. öğren-
cilerin rehber ögretmen-
lerin yanlış yönlendirme-
leriyle eğitim niteliği dü-
şük okullara devam et-
tikleri belirleniyor.
Araştırmaya göre iki Al-
manya'nın birleşmesin-
den doğan Alman eğiti-
minde tasarruf kav-
ramının ilk uygulamalan
öncelikle yabancı öğren-
ciler bazmda uygulanı-
yor ve bu uygulama, in-
san haklanna ters düş-
memesi amaayla yasalar çerçevesinde gerçek-
leştirilmek yerine, yerel yönetimlerin hazırladı-
klan yönetmelikler bazına oturtuluyor.
Almanya'da okuyan Türk çocuklan, genel-
likle dili tam olarak kullanamamalannın da et-
kisiyle, öğretmenleri tarafından başanlı olarak
nitelenmiyorlar. Başan dunımlan uygun da
olsa, daha nitelikli eğitim veren ve gelecekteki
yaşamlannı garanti altına almalannı sağlaya-
cak okullara gjdebilecekken, öğretmenler ta-
rafından meslekı temel okullara gönderilmeye
yönlendirilivorlar. Bunun sonucunda Türk
öğrenciler, onlan daha düşük sosyo ekonomik
statülere itebilecek bir eğjtimle yetinmek duru-
munda kalıyorlar. Bu karar. o yaş grubundaki
çocuklann okullann niteliklerini kavrayama-
malan ve velilerin bu konudaki bilinçsizliği ile
çok kolay alınıyor. Oysa bu sistemde, ilkokulu
bitiren bir çocuğa, öğretmeni tarafından, ba-
şan durumu göz önünde bulundurularak bir
öneride bulunulsa da veli
çocuğunu istediği okula
göndermekte serbest ve
bunun yargı yolu da açık.
Ancak Türk veliler bu ko-
nuda sadece öğretmenin
tavsiyesine uyuyor ve pa-
sif davranıyor. Yapılan
araştırma sonucunda veli-
lerin büyük bir bölü-
münün böyle davran-
masının nedeninin Alman
eğitim sistemini tanıma-
malanndan kaynak-
landığı belirtiliyor.
Alman eğitim sistemini,
kendi içinde sistematize
edilmiş politikalar ve
mevcut sistemin aksaklı-
klannı yok edebilmek
amaayla geliştirilmiş al-
tematif uygulamalanyla
rasyonel bir sistem olarak niteleyen araştırma-
da, Alman eğitim politikasının en olumsuz
yanının eyaletler bazmda farklılık göstermesi
olduğu da vurgulanıyor. Piar-Gallup grubu-
nun Almanya'da yaptığı araştırmalar sonu-
cunda bu farklılık, Alman eğitim sisteminin
yabana öğrenciler için uyguladığı programın
sistemsizliğinı ortaya koyan temel faktör ola-
rak görülürken. Almanya'da yabancı çocukla-
ra uygulanan eğitim politikalannın genelde
politik güçler ve çıkarlar tarafından oluşturul-
duğunun da altı çiziliyor. •
Kitababilimseldenetim
MilliEğitim Bakanhğı, derskiîaplarınayönelik
eleştirileri azalîmak için üniversitelerden yardım isîedi
NKARA (AA) -
Milli Eğitim Ba-
kanhğı Talim ve
Terbiye Kurulu.
ders kitaplannın
daha bilimsel ol-
masını sağlamak amacıyla
üniversitelerin yayımlanan Ki-
taplan incelemesini istedi.
Milli Eğitim Bakanlığı, ders
kitaplanna yönelik eleştirileri
azaltabilmek için üniversite-
lerden yardım istedi. Kitap in-
celeme ve yayımlama ışlerini
yürüten Talim ve Terbiye Ku-
rulu Başkanhğı tarafından
haarlanan ve Milli Eğitim Ba-
kanı Nevzat Ayaz'ın imzasıyla
YÖK'e gönderilen yazıda 1ş-
birliğT teklifinde bulunuldu.
Ders kitaplannın üniversi-
telerde yüksek lisans çalışma-
lannda incelenmesini ve so-
nuçlann kendilerine bildiril-
mesini isteyen Milli Eğitim
Bakanlığı yetkilileri. basıla-
cak yeni kitaplarda bu incele-
melerin dikkate alınacağını
kaydettiler.
Talim ve Terbiye Kurulu
Başkanı Yusuf Ekinci, ders ki-
taplannı çağın gereklerine uy-
gun biçimde hazırlamak is-
tediklerini belirterek. bu
amaçla üniversitelerle işbirliği
yapacaklannı söyledi.
İlk ve orta dereceli okullar-
da okutulmasına karar veri-
len kitaplann Tebliğler Der-
gisi'nde yayımlandığına işaret
eden Ekinci. bu kitaplann
yüksek lisans çalışmalannda
kullanılmasını. kitaplann öğ-
renci seviyesine uygun olup
olmadığının, varsa bilimsel
hata ve eksikliklerinin belirle-
nerek kendilerine bildirilmesi-
ni istediklerini kaydetti.
Söz konusu çalışmanın ders
kitaplannın seviyesini yük-
seltmeyi amaçlandığını anla-
tan Ekinci. üniversitelerdeki
araştırmalar ve incelemeler
sonucu belirlenecek eskı ya da
yanlış bilgilerin, önenler doğ-
rultusunda. bir sonraki baskı-
da düzclüleceğını bildirdi. •
Öğretmene nıüdür davağı
j NKARA (ANKA)
A - Milli Eğitim Ba-
/ J kanhğı'nda bir ge-
/ I nel müdürün şube
- ^ -A- müdüriinü döv-
• İ M mesinden sonra
Ankara Mimar Kemal Lisesi
Müdürü Ali Kahyaoğlu'nun
da hizmetiçi eğitim kursuna
gitmek isteyen 20 yıllık fizik
öğretmenini dövdüğü bildiril-
di.
Milli Eğitim Bakanlığı Hiz-
metiçi Daire Başkanı Ahmet
Ergün Bedük, fizik öğretmeni
Orhan Şahinoğlu'nun üç gün-
lük doktor raporu alarak Mil-
li Eğitim Bakanlığı Orta Öğ-
retim Genel Müdürlüğü'ne ve
İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne
şikâyette bulunduğunu bildir-
di. Edinilen bilgiye göre olay
şöyle gelışti:
"20^ yıllık fizik öğretmeni
Orhan Şahinoğlu Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından açılan
hizmetiçi eğitim programlannı
gelistirme kursuna gitmek için
okul müdürü Ali Kahvaoğlu'-
ndan izin istedi. Okul müdürü
^ ^ ^ * W ^^^M
Sempozyum
'Türk Şiirinin
Kurumsallaşma
Sorunlan"
Bugün, saat 16.00'da
Tar.kZaferTunayaKültür
Merkezi, Tünel "_
r~z
Çeköl Belgeselleri
7. Böfüm
Bugün, saat 11.30'da
Âksanat, Beyoğlu
Gençlik
Toplantılan
Cyberspace-Derin
Mevzu"
L
Barbaros Devecioğlu
İ Bugün, saat 16.00'da1
Atatürk Krtap/,ğ,,
Taksim
Kahyaoğlu'nun izin >ermeme-
si üzerine fizik öğretmeni Or-
han Şahinoğlu suçlu dunıma
düşmemek için \lilli Eğitim
Bakanlığı'na kursa katıla-
mayacağını ve nedenini bildir-
di. * Milli Eğitim Bakanlığı
Hizmetiçi Eğitim Dairesi Baş-
kanlığı'ndan okul müdürü
Kahyaoğlu aranarak. ba-
kanlığın onavının olduğu söy-
lendi. İkazda bulunulan okul
müdürü telefonda (ben bakan
filan tanımam) mabuıı terin-
ce, Hizmetiçi Eğitim Dairesi
Müdür Yardımcısı tarafından
makama çağrılarak uvarıldı.
Uyarı alan okul müdürü Ali
Kahyaoğlu 20 yıllık fizik öğ-
retmeni ve kendisinden yaşça
büyük Orhan Şahinoğlu'nu
okul müdür yardımcisı odası-
na çekerek (sen beni nasü
şikâyet etkrsin) diye dövmeye
başladı."
Dayak yedikten sonra
çaresiz kalan fizik öğretmeni
Orhan Şahinoğlu, ne yapa-
cağını bilemeden Milli Eğitim
Bakanlığı Hizmetiçi Eğitim
Daire Başkanı Ergun Be-
dük'e şikâyette bulun-
Milli Eğitim Bakanı Nev-
zat Ayaz okul müdürünün fi-
zik öğretmenini dövmesini ki-
şisel bir olay olarak yorum-
layarak, her dayak olayının
bakanlığa yüklenemeyeceğini
söyledi. Ayaz. "Olayın üze-
rinde durulacak ve gerekli ya-*
sal işlemler yapılacak" dedi.
Ayaz. bakanlıktaki dayak
olayına ilişkin olarak da so-
ruşturma bitmeden konuş-
manın yanlış olacağını ifade
etti. •
SHPII Başkam, vali ve rektörden 'duyarlılık' istedi
• • • •
Universitede
ülkücürdemokrat
çekişmesi• Uludağ Üniversitesi Kampusu'nda ülkücülerin, demokrat öğrencileri
dövdüğü iddiası üzerine SHP Bursa İI Başkanı Yümaz Akkılıç, vali ve
rektörü ziyaret ederek önlem alınmasını istedi.
REYHAN EKŞİ - Yddız Tekmk Üniversitesi FotoğrafBölümü
URSA (Cumhuri-
yet) - Uludağ Üni-
versitesi Kam-
pusu'nda ülkücü-
lerin terörestirdik-
leri ve demokrat
öğrencileri dövdükleri öne sü-
rüldü.
SHP İl Başkanı Yümaz Ak-
kılıç, son günlerde artan
baskılann partiye iletilmesin-
den sonra Bursa Valisi Rıdvan
Yenişen ve UÜ Rektrii Ayhan
Kızü'ı ziyaret ederek önlem
alınmasını istedi. Akkılıç ve
beraberindekiler UÜ Kam-
pusu'nda bulunan ve so-
rumluluğu Kredi Yurtlar Ge-
nel Müdürlüğü'ne ait olan
yurtta da incelemeler yaptı-
İar. SHP İl Başkanı Akkılıç,
Vali Yenişen'i ziyaretinde
universitede bazı öğrencilerin
dövüldüğünü, jandarmanın
öğrenci döven kişilere arka
çıktığını. burada görev yapan
jandarma birliğinin komu-
tanının uyanlması gerektigini
bildirdi. Vali Rıdvan Yeni-
şen. kampusun jandarma de-
netiminden alınarak polis de-
netimine \erilmesi gerektigi-
ni. ancak kadro yetersizliği
nedeniyle bunu gerçekleştire-
mediklenni sa\undu. Yeni-
şen. "Asker için taraf tutuyor
demek yanlış olur. Fakat polis
hükümetin tutumuna göre ha-
reket ediyor gibi görünüyor"
dedi.
SHP il yöneticileri, UÜ
Rektörü Prof. Dr. Ayhan
Kazırı ziyaretlerinde de kam-
pusta ve yurttaki gelişmeleri
aktardılar. Akkılıç'ın 1980
öncesi gibi filmi yeni baştan
sanp yeniden oynatılmasına
izin vermeyelim" sözlerinden
sonra konuşan rektör, idan
sıkıntılardan yakındı. Kızıl
şunlan söyledi:
"20 bin dönüm içindeki
kampusta güvenliği sağlaya-
bilmenin yolu özel güvenlik bi-
riminin oluşturulmasından ge-
cer. Bn konuda 50 kişilik kad-
ro istedik. Yasa da bunu ola-
naklı kılıyor. Bu güvenlik ör-
gütü sadece öğrenci olavlarını
değil, milyarlık cihazlarımıza
yönelecek saldırıları da koru-
yabiiecek. Kadro isteğimiz
yanıtlanmadı.
'Bana söyletmeyin'
Bizim elimtz kolumuz bağlı.
Rektör olarak yurttaki olayla-
ra müdahale etme yetkim yok.
Bizim de kamyonlanmızı ara-
dılar. Olayı duyar duymaz ilgi-
li yerlere ilettim. Ancak jan-
darmayla bu iş zor yürüyor.
Öğrenci yurdunda becerikli
yöneticiler yok. Bir tarafın
kadrolaşması var. Biraz araştı-
Medya ve Ramazan
Adam Sanat'ın şubat sayısında değerli
yazar ve eleştirmen Memet Fuat'ın "Kitle
Iletişün Araçları" başhklı yazısını
okuyunca usuma Amerikalı toplumbilim
profesörü Malcolm Muggeridge'nin
"Televizyon hidrojen bombasından sonra
dünyada icat edilen en tehlikeli şey midir"
sorusu geldi. Öyle \a on bir ay boyunca
kadını cinsel bir meta gibi gösteren erotik
şovlarla. şıddet. kan. nefret dolu pembe
dizi ve filmlerle çocuklanmıza kötü örnek
olan görsel medya (TV) şimdi tutmuş
günah çıkanyor!
Iftara Doğru, Sahura Doğru
programlannda Kuran hatmediliyor.
ezan sesleri anında veriüyor, dini ağırlıklı
fılmlergösteriliyor. Peki yaalı medya ne
yapıyor? Kültür ve sanata günde yanm
sayfasını bile ayırmayan (-ki çoğu gazete
bunu bileyapmıyor. Cumhuriyet'i tabii ki
bunlann dışında tutuyorum) okurlannı
promosyoM çarklannda ezen, fıy atlannı
dolara endeksleyen Türkçe
dıyalektik-materyalist düşünüyor
görünüp her akşam Arapça. Farsça.
Ibranicedualaredenilerici(!)köşe
yazarlanna sahip gazeteler. şimdi de her
gün bir tam sayfasını Ramazan
sohbetlerine ayınyor. Kuşe kağıda basılı
el yazmalı Kur'an veriyor (Daha 30
kupona cami veren yok).
Her gün köşelerinde Atatürk'e saldıran,
Sıvas katliamında .\zizNesin'i suçlayan,
L'ğur Mumcu'nun katlinin birinci yılında
sesini bileçıkarmayan şenat yanlısı
gazeteler de bu durum karşısında kıs kıs
gülüyorlar. Yerel seçimlere yaklaştığımız
şu günlerde medya Refah Parüsi'ne ve
onun sa\ unucuJan olan şeriat yanlılannın
vükselmesineçanak tutuyor.
Tanımaktan ötürü gönendiğim. güzel
insan İlhan Selçuk ağabey 13 şubattaki
yazısında ne güzel sö> lemış: "Gerçi görsel
ve yazılı medya, oruç tutma seferberliğiyle
Kuran dağıtıp, voli cevirmeyi birbirine
eklemlemenin gazete satışlarım
arttıracağını umduğundan gündüz iftarını
açıp gece sahura kalkanların sayısı
coğalabilir, ama yetmez... Anadolu
Müslümanlığını, Arap modeline
dönüştürmek için ne yapsan yine yetmez."
E\et yetmez, biz laıklığinsavunucusu
Türk gençleri. oy nanan bütün oyunlara
rağmen Atatürk ilkelerinden ödün
vermemeye ve ona sonuna kadar sahip
çıkmayaant içtik.
Düşünüyorum da Cumhuriyet okumak
gerçekten birayncahk.
Kayhan Şöhretli
Gölcük-Oğrenci
nldığında bu tarafın kimler
olduğunu bulursunuz. Bana
söyletmeyin, SHP'nin başka-
nının aktardıklarını hemen de-
ğeıiendirip ilgili yerleri hareke-
te geçireceğim. Saldırıya
uğrayan öğrenciler şikayetçi
olmuyorlar. Korkmasınlar.
Bana gelsinler. 26 bin öğrenci-
mizi görüş farkı obnaksızın
baba şefkatiyle değerlendir-
mek zorundayım. Ama öğren-
cilerimiz korkmasınlar. Saldt-
rılan bana bildirsinler."
SHP il başkanı ve berabe-
rindekiler çevresi yüksek tel
örgülerle çevrili Kredi ve
Yurtlar Kurumu'na bağlı
yurtta da incelemeler yaptı-
lar. Yurt Müdürü Hüseyin
Tekyıldız'la görüşen SHP'-
liler yurt kantinindeki ülkücü
mafya örgütlenmesinin
kaldınlması yolunda çalışma-
lar yapılmasını istediler SHP
Görükle belediye başkan
adayı Hüseyin Akkuş, kendi-
lerine ulaşan bilgilere göre ül-
kücü mafyanın yurt kantinini
ele geçırdiğini, demokrat öğ-
rencilerle Türki cumhurivet-
lerden gelen öğrencilere baskı
yapıldığının öne sürüldüğünü
bildirdi. Akkuş. "Kantini işle-
ten firma ile ülkücü liderlerden
Metin Kaplan arasında bağ ol-
duğu bildirildi. Kaplan'ın za-
man /aman yurda gelerek bas-
kıyı örgütlediği öne sünilüyor.
Önlem alınmalıdır" dedi.
Yurt müdürü Hüseyin
Tekyıldız. kendisinin göreve
yeni başladığını. genel mü-
dürlükten gelen taiimatlan
uyguladıklannı, uyanlarla il-
gili araştırma yaptıracağını
söylemekle yetindi.
Üniversitedeki bir grup öğ-
rencinin forumuna da katılan
SHP'lıler, "Baskılar var. Sü-
rekli dövülüyoruz. Ama biz on-
ların kullandıkları yöntemlerle
mücadele etmek istemiyoruz"
diyen öğrencilerin sorunlany-
la ilgilenecekleri sözünü ver-
dıler.
Rektör Ayhan Kızıl'ın
SHP'lilerin ziyaretinden he-
men sonra İl Jandarma Ala>
Komutanlığı'nı arayarak jan-
darmanın daha duyarlı olma-
sını. taraf tutmamasını istedi-
ği bildirildi. •
Aytaç Arman, mühendis ol-
mak istiyormuş.
Işıl Özgentürk'ün çocukluk
hayali doktor olmakmış.
Mehmet Ali Birand, itfaiyeci
ya da polis olmay ı düşlemiş.
Müjdat Gezen, her zaman
oyuncu olmak istemiş.
Sezen Cumhur Önal, masa
üstünde nutuk atıyornıuş.
Siz küçükkenneolmakistercünizl
Ünlülere, çocukken ne olmak istediklerini sorduk. Mehmet Ali Birand itfaiyeci ya da
polis, Orhan Pamuk ressam, Ruhsar Öcal prenses olmak istiyormuş...
ençlik-Eğitim Servisi -
Şimdi yıllaryıllaröncesine
döndük. "Ben doktor olup
nineminağrıvanayaklanm
iyileştiricem." "Ben itfai-
B >eci olmak istiyorum.
çıkan bütün yangınlan söndürüp in-
sanlan kurtancam." "Ben prenses olu-
cam, hani masallarda var ya, kabarık
kabank, güzel etekleri olan prenses."
"Ben He-Man olucam, o zaman tüm
kötülerle savaşıcam, gölgelerin gücü
adına, güç bende artık."
Hepimizin bir düşü vardır küçük-
ken. "Ben büyüyünce" diye başlayan ve
"şunu yapacağım'iu biten masum is-
tekler. Kimimiz doktor olup insanlan
iyıleştirmek ister. kimimiz de güçlü
olup kötülerle savaşmak. Secimimizde
idollerin önemi az değildi. Bazen bir
dondurmacıydı idolümüz. bazen de bir
artist, bir sanatçı. Biz de halk tarafın-
dan tanınmış politikacı. sanatçı. gaze-
teci insanlara sorduk.
"Küçük bir çocukken ne olmak ister-
diniz?" Onlar da bu soru karşısında
gözlenni kapayıp çok çok eskilere dön-
düler. İşte kimi ünlüler ve işte hayalle-
ri...
İlhan Selçuk (Gazeteci-Yazar): Bü-
tün çocuklar gibi her şe> olmak ister-
dim. Hukuk fakültesini bitirinceye ka-
dar ne olacağımı bilemedim. vazarlığı
çok zor seçtım.
Doğu Perinçek (İş^ Partisi Genel
Başkanı): Çocukluğumda politika ve
bilimle uğraşma arzusu içindeydim.
Öğretmen olan dedem beni tarihe yön-
lendirdi. Tarihle olan ilgim de beni ka-
çınılmaz olarak politikaya götürdü.
Ailem ve çevremden aldığım yurtsever-
lik ve halk sevgisiyle politik mücadele-
ye yöneldim.
Işıl Özgentürk (Yönetmen): Çocuk-
ken doktor olmak isterdim. Çünkü bu
ışin karaktenme uygun olduğu için ba-
na çok \ akışacağını düşünürdüm. Çok
küçük bir puan farkıyla kaybettim tıp
fakültesini ve iktisat fakültesine girdim.
Türkan Saylan çok kıskandığım bıri-
dir.
Orhan Pamuk (Yazar): Ben ilkokula
başlamadan önce resim yapmaya baş-
lamıştım. Tam 18 yaşıma kadar resimle
uğraştım. Son derece cıddi bir şekilde
ressam olmayı düşünürken. 19-20 yaş-
lannda resmi bıraktım.
Resim beni bir yanda daha dolu,
daha hareketli bir hayata çağınyorsa
da tam anjamını çözemediğim bir ses-
sizlik verhordu. Bu sessizliği tevekkül-
le katianabilecek kadar olgun ol-
madığım için resmi bıraktım. O sessizli-
ğe bir daha dönemem. Şimdi resimle
yapamadıklanmı satır aralannda yap-
maya çalışıyorum.
Müjdat Gezen (Tiyatro Sanatçısı):
Ben hep oyuncu olmak istiyordum.
Ama öğretmenliği de çok sevdiğimden
öğretmen olmak da istemiştim.
Sezen Cumhur Önal (Besteci ve Sunu-
cu): Babam vali, herhalde ondan etkile-
niyordum. Üç yaşında masanın üstüne
çıkar nutuk söylermişim.
Tarih hocası olmak da istemiştim.
Ben çok nostaljik bir insanım. sanıyo-
rum o yüzden tarihle ilgilenmeyi iste-
dim.
Mehmet Ali Birand (Gazeteci-
Yazar): İlkokulda okurken her çocuk
gibi itfaiyeci ya da polis olmak istiyor-
dum. Ortaokula Galatasaray Lisesi'-
nde başladım ve birinci sınıftan itiba-
ren gazeteci olmaya karar verdim.
Hilmi Yavuz (Şair-Yazar): Ben ta-
mamen anlık izlenimlennden etkılene-
rek bir meslek seçiyordum. İtfaiyeci.
futbolcu, eczacı, subay ve vali olmak
istedim.
Aytaç Arman (Sinetna Sanatçısı):
Ben Mühendis olmak istiyordum.
Türkiye'de büyük projeler yapmak is-
tiyordum.
Bülent Ortaçgi] (Müzisyen): Lise bi-
nnci sınıfa kadar hariciyeci olmak iste-
dim. Çünkü yabancı dille eğitim yapan
bir okulda okuyordum. Konuşma ve
münazaraya karşı eğilimim vardı. Ne
zaman ki dışişlerinde insanın inisiyati-
fini kullanamayacağını anladım, o za-
man vazgeçtim.
Ruhsar Öcal (Opera Sanatçısı): Çok
çok küçükken, prenses olmak istiyor-
dum. Hep prensesçilik oynuyordum.
Sonra da şarkıcı olmak istedim.
İlkokul üçüncü sınıfta operaya baş-
ladım. Daha sonra da opera sanatçısı
oidum. •