25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT1994 CUMARTESİ 12 DUNYADAN Kınm'daki iktidar savaşıkızışıyor•Kırımlı seçmenler, mart ayında yapılacak referandumla, Ukrayna'dan aynhp, Rusya'yla birleşmek isteyip istemediklerine karar verecekler. • Kinm, Kuruşcev tarafından Ukrayna'ya 'armağan edilmiş.' Yani, Ukrayna'nın aynlmaz bir parçası değil. Öte yandan, Rusya'yla olan geçmişi de pek parlak sayılmaz. E nflasyonun yüzde 16'Iarda sey- rettiği, ekonominin yüzde 12'- lik bir hızla gerilediği bir ülke ile kim birleşmek ister? Ancak, yüzde 80'lerin üzerinde bir enflasyon ve yüz- de 15'lik gerilemenin yaşandığı bir ülke böyle bir birleşmeye sıcak baka- bilir. Ukrayna'dan Karadeniz"e doğru uzanan yanmadada yer alan Kınm'- da, gelecek günler önemli siyasi olay- lara gebe. Kınmlı seçmenler yakında tercihlerini belirtme olanağına kavu- şacaklar. Geçtiğimiz ocak ayının so- nunda yapılan seçimle işbaşına gelen devlet başkanı, açıkça Rusya yanlısı olduğunu belirterek. 27 martta yapıla- cak referandum ile Ukrayna'dan ay- nlma konusunu seçmenlerin oylanna sunacak. Şu ana kadar yapılan tahminlere göre, Kınmlılar kendilerini yeniden Rusya'nın kollanna teslim edecekler. Böylece Ukrayna'da kanşıklık çıka- cak ve iki eski Sovyet cumhuriyeti bir- birlerinin gırtlağına sanlacak. Bu olasıbğı şimdilik bir kenara bıra- kalım ve Kınm"ın Ukrayna'dan aynl- ması için sağlam bir gerekçesinin olup olmadığına bakalım. Gerçekçi bir yaklaşımla olayı irdelediğimiz zaman, Kınm'ın Ukrayna'nın aynlmaz bir parçası olarak uzun bir geçmişinin ol- madığını görüyoruz. Kınm, 1954 yılında Nikita Kruşcev tarafından 30. yaşgünü hediyesi ola- rak Ukra>na'ya verilmiş. Kınm'ın 2.5 milyonluk nüfusunun çoğunluğu et- nik Rus. Özerk bir yönetime kavuşa- bilmek için Kalaşnikof yerine seçım sandığını tercih etmeleri, önceliği meş- ru yollara tanımalanndan kaynakla- nıyor. Diğer taraflan Kınm, egemenli- ğin el değiştirmesiyle yeraltı zenginliği ve doğal güzelliklerinin değişmeyece- ğinin bilincinde. Kınm'ın Rusya ile geçmişteki ilişki- lerine bakıldığında ortaya pek de iç açıcı olmayan bir tablo çıkıyor. Rus- ya. 1783 yılında yanmadayı Kınm Ta- tarlanndan alarak topraklanna kattı. Tatarlar ülkelerinde 1945 yılına kadar bannabildiler. O tarihten sonra Orta Asya ve Sibir- ya'ya sürülen Tatarlar. Nazilerle işbir- liği yaptıklan iddiası ile cezalandınldı- lar. Tatarlar. son yıllarda yurtlanna dönmeye başladılar. Bugün, Kınm'da yaşayan 250 bin Tatar gerek Ukray- na'dan. gerekse Rusya'dan bağimsız bir yönetim istiyor. Kınm şu anda bağımsız sayılabilir. Bir parlamentolan ve devlet başkanla- n olan Kınmlılar, Ukrayna'ya savun- ma vergisi dışında artık vergi vermeye- cekler. Başka bir deyimle, İskoçya, Bavyera veya California'dan bile daha özerk olacaklar. Hükümetlerin, yal- nızca aynlıkçı kişilere karşı değil, aynı zamanda aynlmak istenilen kişilere karşı da yükümlülükleri var. Kınm Ukrayna'dan aynlmak ister ve bu arzusu engellenırse. doğu Uk- rayna'da yaşayan Rusça konuşan 9.7 milyon insan silahlanıp ayaklanacak. Diğer taraftan, Kınm'ın aynlmasına göz yumulursa. bu sefer de doğu ile batı Ukrayna arasında savaş çıkacak. Bu durumda Kiev hükümetinin sınır- lannı değiştirmek istememesı ma- kul karşılanabilir. Bu arada Rusva'nın durumunu da gözardı etmemek gerekiyor. Rusya Federasyonu 88 parçadan oluşuyor. Bu parçalann kimi Kınm'ın Ukray- na'ya bağlılığı gibi zoraki ve isteksiz, kimi ise bağımsızlığını kazanmak için can atıyor. Örneğin, Tataristan Rus topraklannın ıçinde yeralmasına karşın. bağımsızlığına kavuşacağı günleri iple çekiyor. Eğer Ruslarda biraz akıl varsa, Kı- nm'daki arkadaşlanna özerklikle ye- tinmelerini, egemenlik düşlerinden vazgeçmelerini tavsiye eder. Ne yazık ki, tavsiyeJerinin bu yönde olmayacağı kesin. Gelecek ay Kınm'da yapılacak olan referandumun ardından Rusya ve Ukrayna arasındaki iplerin tümüy- le kopma olasılığı çok büyük. The Economist Maço Pakistan'a kadınlar karakolu P akistan'da yalnızca kadınlann yönettiği bir karakol, geçtiğimiz günlerde Başbakan Benazir But- to tarafından açıldı. Pislik içinde, idrar kokulu loş hücrelerde erkek tutuklu- lann bağınp çağırdığı tipik karakol- lann aksine. bu karakol temizliği, dü- zenli çalışma ortamı ve sessizliği ile se- vimli bir konut görüntüsü veriyor. Benazir Butto. bu karakolu açarak Pakistanlı kadınlannın bu "maço" ülkede taciz edilmesini engelleme yo- lunda ilk adımı atmış oldu. Ancak. Butto kadınlardan umduğu desteği alamadı. Pakistanlı kadınlar Butto'- nun girişimini ucuz bir gösteri olarak değerlendirerek. erkeklerin diline dü- şüp alay konusu olacaklannı ileri sür- düler. Ne yazık ki, kadınlar bu sezgilerinde yanılmadılar. Karakolun açılmasını izleyen günlerde erkekler, karakolla il- gili görüşlerini ülkenin önde gelen ga- zete ve dergilerinde yer alan karikatür- ler aracılığı ile ortaya döktüler. Kara- kolun önünde teslim olmak için yalva- ran erkekler; karakolu dürbünle gözet- leyen ve saldırmak için fırsat kollayan erkek suçlulann yeraldığı karikatürler, erkeklerin olayı ne kadar hafıfe aldığmı gösteriyor. Komiser Şamşad Aşraf 30 yaşlannda tecrübeli bir emniyet görevlisi. Göreve getinldiğinden bu yana 40'm üzerinde suç duyurusu aldığını belirtiyor. Hırsızlıktan sahtekarlığa, kız kaçı- rmaktan tecavüze kadar bir dizi suç ile uğraştıklannı açıklayan komiser, za- man içinde kendilerine duyulan güve- ninin artacağını ve başvurulann arta- cağını umuyor. Kendisiyle yapılan bir söyleşide Ko- miser Aşraf, karakolunda yalnızca bir kadının gözaltında bulunduğunu açı- kladı. Kadının suçunun cinsellikle ilgili olduğunu belirtirken aynntılara gir- mekten kacındı. Amacının Müslüman kadınlann güvenini kazanarak, cinsel taciz kurbanlannın çekinmeden kara- kola başvurmalannı sağlamak olduğu- nu kaydeden komiser. bu tür suçlann cezasız kalmasıyla erkeklerin meydanı boş bulduğunu da ilave etti. Pencap Emniyet Müdürü Muham- med Abbas. emri altındaki 85 bin poli- sin kadın karakolunu ciddiye al- madığını, hatta fırsat buldukça alay et- tiklerini itiraf ediyor. Benazir Butto, er- keklerin dayatmasına karşın bugüne kadar polis teşkilatına alınan 605 kadın polisin yardımıyla kadın karakol- lannın sayısını arttıracağını. ülkenin en ücra köşelerinde bile kadın haklannın korunacağını dile getiriyor. Pakistan yasalanna göre tecavüze uğrayan bir kadın, polise başvurdu- ğunda dört erkeği şahit göstermek zo- runda. Eğer dört erkek şahit bulamaz ise kadın zina suçundan hapse atılıyor. Pakistan hapishaneleri buna benzer suçlardan mahkum olan kadınlarla dolu. Benazir Butto. yönetime geldiği zaman kadmlan hedef alan bu ve ben- zeri haksız uygulamalara son vereceği- ne söz vermişti. Ne yazık ki, parlamen- todaki aşın dincilerin desteğini kazan- mak için son günlerde kadın haklanna ilişkin konularda ödün vermeye baş- ladı. Dolayısıyla başbakarun bu geri adımı. üç hafta önce büyük tantanalar- la açılan kadın karakolunun şimdiden önemini yitirmesine yol açıyor. Gefald Bourke THEGUARDIAN kolL-i f i l i i m f i o n K*»t*»ı«' Savaşlarinsanlarıölümleyada başkayollarlasevdiklerindenayırmayayarıyor. EJütün UC1KJ Ul UIIIUCII IIC i c r ^ ^ ^ sevdjklerinin başına gelecekleri düşünüp onları kollamaya çâlışıyor. Kadınlar kocaJarını, anneler çocuklarını, kurşunların vızıldamadtğı uzak diyarlara gö'nderme y ollarını anyor. Saray bosııalı bu yaşlı kadın da, belki önce direndi, sonra sevgi karşısında boynunu bükmekten başka şansı kalmadı. Şimdi kocasının eileri, gözyaşlarının erirtiği camın ötesine gecip. birta- nesine son bir kez daha dokunmaya çâlışıyor. (Roger Hutchings'e Dünya Basın Ödülleri yanşmasında birincilik getıren fotoğraflardan biri) Burma,demokrasiyikafese kapattı • Burma'daki demokratik muhalefetin yaklaşık beş yıldır evinde tutuklu bulunan önderi Aung San Suu Kyi, özgürlüğü karşılığı ülkeyi terketmeyi reddediyor. B urma'daki askeri cunta. mu- halefet önderi Aung San Suu Kyi'nin bırakılması yönünde- ki bütün uluslararası başvurulan bir kenara itcrek, dört buçuk yıldır göz hapsinde tutulan Suu Kyi'nin tutuk- Juluk süresinin bir yıl daha uzatıla- cağını söyledi. Yaklaşık beş yıldır ilk kez bu hafta evine ziyaretçi kabul etmesine izin verilen Nobel Banş Ödülü sahibi Suu Kyi. bırakılması Ifarşıhğında ül- keyi terketmesinin söz konusu ola- mayacağını belirtti. Suu Kyi. evine gelen New York Times muhabirlerine. söylentilerin aksine göz altında tutulduğu süre içerisinde yalnızca bir kez açlık grevi yaptığını, ancak ordudan yiyecek yardımını kabul etmediği için kötii beslendiğıni söyledi. Ordu 23 Temmuz 1989'da evinin önüne 11 kamyon dolusu asker yığmış, evin dışına çıkmasını yasak- lamış ve bu durumun biryıl süreceği- ni söylemişti. Bu olay üstünden geçen dört yıl altı ay ve 28 günlük sürede, bu gurur- lu kadının ev smırlan içinde nasıl bir yaşam savaşı verdiğiyle ilgili sonsuz öyküler anlatıldı. Ancak kendisine Cunta, toplam dört yıl altı ay 28 gündür evinde hapis tutulan Suu Kyi'nin gözaltı süresinin bir yıl daha uzatddığını açıkladı. soru yöneltilip yanıtlamasma ilk kez izin verildi. "\ ahtılmışlık zor" diyor Suu, yüzünde soğukkanlı bir gülüm- semeyle ve ekliyor: "Ancak benden daha zor koşullarda yaşayanlar, ya- şamlarını yitirenler oldu." Suu, son yıllardaki yaşamını. bir zamanlar Budist bir keşişin kendisine önerdiği yolu izleyerek geçirdiğini söylüyor: "Kampanyaya ilk başladığımızda yaşlı, çok yaşlı bir rahip (90 yaşın- daydı) bana iki öğüt verdi. Biri mutlu olabilmek için acı çekmem gerekti- ğiydi. İkinci olarak, eğerdüriist bir si- yaset yapmak isriyorsam, saidırılara uğrayacağımı söyledi. Haklı çıktı.'' Suu. öğleden sonralannı. akade- misyen oîan kocası Michel Aris'in getirdiği kitaplan okuyarak geçiri- yor. Suu. özellikle özyaşamöykülerini okumayı sevdiğini ve siyasal kariye- rinin dokuz yılını hapisanelerde geçi- ren. Hindistan'm ilk başbakanı Neh- nı'nu anılannı defalarca okuduğunu söylüyor. Suu. Mandela'yla ilgili de yığınla kitap okumuş. Demokrasi savaşçısı olduğu. daha evine girer girmez kendini belli edi- yor. Duvarlarda, demokrasintn de- ğeriyle ilgili. kendi elleriyle yazdığı sloganlar asılı. Yaalardan kimileri, demokrasi aşığı babasına Aung San'a ait. Bu sloganlan görme şansı- na sahip olanlardan biri de. Suu'nun hiikümetle ilişkilerine aracılık eden biryarbay. Aung San Suu Kyi. yar- bayla ilişkisi için "Oldukca iyi, bana söylcdiği her şeye inanmıyorum, o da bunu biliyor"diyor. Aung San Suu Kyi. ülkeyi terket- mesı karşlığında kendisine verilecek bağımsızlığı ise elinin tersiyle itıyor: "Bana y aptıkları her şeye katlanabili- rim. Cuntanın ülkeyi terketmem için uyguladığı baskı yöntemlerini duy- sanız şaşarsınız. kendisine saygısı olan hiçbir hükümet bunlarla çıkmazdı karşıma." Ptıilip Shenon POLITIKA VE OTESI Rusya'nın yenizenginleriekonomiyi batınyor D evlet Başkanı Boris Yeltsin. Baü'dan acil yardım talebinde bulunurken, Rusya'- nın "sonradan gönne" yeni zenginleri Batı'nın turizm gelirlerine oldukca külliyetli mik- tarda katkıda bulunuyor. Cannes'da bir otel işleten Yves Maurin St. Petersburg'tan birçiftin kalkıp. Cannes'da gece- si 500 dolarlık (yaklaşık 10 milyon TL) bir otel- de kalmasınaartık şaşırmadıği nı belirtiyor: "Ote- li terkederken sıra para ödemeye gelince, Ruslar- da en ufak bir sıkıntı belirtisi görülmüyor. Cepleri dolar dolu. Bir tomar parayı gözlerini kırpmadan ödüyorlar." Son günlerde etrafa dolar saçarak Güney Avrupa'nın jet sosyetesine dahil olan Ruslar, 1917 yılından önce Fransa'nın Akdeniz kıyılannda keyif çatan. Çarlık Rusyası'nın soy- lulanna benzetiliyor. Ekonomisiçökmenoktasınagelen Rusyanın yeni zenginlerinin yurtdışında büyük bir umur- samazlıkla harcadıklan paralar. ülke ekonomi- sinde büyük zararlara yol açıyor. Sermayenin döviz şeklinde Rusya sınırlannın dışına kaçınl- ması. dış ödemelerdengesinı büyük ölçüde sarsı- yor. Ekonomi uzmanlanna göre her ay ortala- ma yurtdışına çıkanlan 1.5 milyar dolar, ne yazık ki. dış yardım olarak ülkenin kasasına geri gelmıyor. Franz NYeilgarten Rusya'da bulunan çok ulus- lu büyük şirketlere danışmanlık yapıyor. Weil- garten. "Geçtiğimiz yıl Rusya'da reform ve mo- dernizasyon için gerekli olan dö\izin çoğu yurtdışına çıkarıldı" diyor. Zürich, Frankfurt veya Batı Avrupa'nın diğer fınans merkezlerine transfer edilen paranın yüzde 75'inin yasal ol- mayan yollardan dışan çıktığını belirten Weil- garten, ülkelerinde sağlam yatınm alanlan bula- mayan Rus işadamlannın. yurtdışında yatınm y^apmayı tercih ettiklerini ileri sürüyor. •' Batı Avrupa'da sağlam bağlantılan olan Rus mafyasmm döviz trafiğini büyük ölçüde denetle- diği izleniyör. Geçtiğimiz hafta İsveç gümrük yetkililerinin hazırladığı raporda. Rus yeraltı ör- gütlerinin, Batı'ya kaçan seraıayeyi uyuşturucu ve silah ticaretinde kullandığı kaydediliyor. 1993'te İsveçgümrük polisi kaçakcı olduğundan kuşkulandığı 711 Rusu tutukladı. Diğer taraf- tan İngiltere'nin Financial Times gazetesi, yasa- dışı yoîlardan Rusya dışına çıkanlan paranın bir kısmının Londra'da gayri menkule yatınldığı bildiriyor. Kroll Araştırma Bürosu na bağlı uz- manlar, Rusya'dan kaçan paraya ilişkin tutulan dosyalann toz tutmaya başladığını iddia ediyor. Önceleri konunun üzerine giden Rus ycikililc- rin, artık ipin ucunu bıraktıklan öne sürülüyor, çünkü kaçakçılığın ardında siyasi güçlerin varlığının sezilmesi üzerine, Rus yönetiminin araştırmayı sakıncah bulduğu belirtiliyor. VVeilgarten, Sovyetler Birliği döneminin son- lanna doğru Kremlin'deki liderlerin. gelecekle- rini güvence altına almak için Batı'daki banka- larda hesap açtırdıklannı söylüyor. Ne var ki. bu hesaplardaki paranın bugünkü kaçak para- nın yanında devede kulak kaldığı herkes tarafın- dan biliniyor. VVeilgarten. son üç yılda el altın- dan yabancı bankalara yatınlan paralann 30 milyar dolar channda olduğunu tahmin ediyor, Bernard D.kaplan MEHMED KEMAL Payandası Yoteuzluk...Seçim günleri yaklaştıkça, tartışmalar da kızışıyor. Gözler, başta istanbul olmak üzere Ankara ve İzmir'e çevrili... Adaylar taze, içinde kaşarlanmışları az!.. Sö- zen'in yerine Livaneli'nin getirilmesi sosyal demokrat- lar için iyi mi oldu?.. Başlangıçta yadırgamıştım ama şimdi "///oAA/'diyebilirim. Seçim sonucu nasıl olur, bir çırpıda kestiremem; Livaneli soldan oy alacaktır. Sözen'in başlıca yanılgısı, yerine oturur oturmaz he- def tahtası olarak Dalan'ı almasıdır. Oysa Dalan'ı yerli yerinde koyup kendi işine baksaydı kazancrdaha çok olurdu. Dalan'a çatma, onu hedefleme süreci de süresi de boşa gitmiştir. Aynı yanılgı Dalan için de vardır. Dördüncü Levenften başlayıp Yenikapı'yadeğin uzanân metro için "ikidelik" demesi büyük bir gaftır. Şimdi yedi kilometresinin bittiği söylenen metro çalışmalarını birkaç ay önce görmüştük. Böyle bir çalışma için ilk kazmanın vurulmuş olması bile büyük bir başarıdır. Insan bu başarıya "ikidelik"demez, eline fırsat geçtiği için ortak olur. Dalan bu mertliği pay- laşamamıştır. Bizde, nedense, politikacılık bir efendilik değil, "şark kurnazlığı"d\r. Dalan yol boyu bu kurnazlığa sarılırsa çok şeyler yitirebilir. Oysa Dalan'ın da çok başarıları vardı. Döşediği tramvayı görmezlikten gelmediler mi? Vaktiyle belediye başkanları geçit yapmakla öğünür- lerdi. Karaköy Geçidi, Aksaray Geçidi, yayalar için Tak- sim, Osmanbey, Beşiktaş geçitleri... Saraçhanebaşı'nı unutmayaUm, Haşim İşcan için bir zafer değil miydi? Daha 18. yüzyılda bir yabancı düşünür, İstanbul için şöyle söylüyor: "Dünyada bütün kentler ölüme mah- kumdur. Ama İstanbul, insanlar var oldukca yaşayacak- f/r."Sözleri doğru çıkmadı... Rahmetli Menderes, "Eminönü Meydanı'nı açaca- ğım" diye ilk kazmayı vurduğunda bir meydan açmıştı ama bugünkü çirkinliğin de babası olmuştu. Perpa'yı yapsa da ondan sonra Eminönü Meydanı'nı açsaydı, o atılan dinamitler, yıkılan tarihsel kalıntılar olmazdı. Rah- metli Menderes, bir mimar değildi ama acemi bir mimar gibi davranmıştı. Yaptığı yollar yok mu? ilk ağızda Bar- baros Bulvan'nı, Londra Asfaltı; nı, Sahil yolunu sayabili- riz. Bir politikacı anlatmıştı, bir ülkede enflasyon varsa ik- tidardakiler yol yaparlar, mimarı ile uğraşırlar; halkın gözüne ancak böyle girerler. Rahmetli Menderes döne- mindeyolda vardı yolsuzlukda... Bugün yollar yolsuzlu- ğa yetmiyor. Ne denli yolsuzluk yapılsa yollar bunu örtmeye az... Rakamlar büyüdükçe yolsuzluklar da kar- topu gibi büyüyor. Paralı yolların bir hikmeti bu mu der- siniz? Paralı köprüler için söylenen yolsuzluklar vardı, öylesine incelmiş, rafine hale getirilmi$ yolsuzluklar ki araştıranların bile aklı kesmiyordu. Bunca yıllık parlamento muhabirliğim, bir o kadar da yazarlığım var. Çok yolsuzluk savları işittim. Yolsuzluk yuvarlana yuvarlana Meclis'e kadar gelince orada ne- dense kapanıyor. örtbas ediliyor. Gündeme bir girip çık- tıktan sonra gözden ırak oluyor, bir daha ortalarda gö- rünmüyor. "Bu neden oluyor" diye bana soracak olur- sanız, hemen söyleyeyim, sistemin gereği... Sistem kendi içinde bunu ortaya çıkarıyor, sonra da "hokuspo- kus" ediyor. Komisyonlar, tatiller, kadük olmalar, söylentilerin hakkından geliyor. Söyleyenin değil, yiyenin yanına kar kalıyor. Bunu yazarsanız kötü kişi de oluyorsunuz. Her şey kartopunun büyüklüğüne bağlı... Kartopu ne kadar büyürse, paylaşılması da o kadar büyük oluyor. Seçimlerin dayanağı yolsuzluklardan geçiyor; istas- yonları yolsuzluk! BULMACA c %, 3 SOLDAN SAĞA: 1/ Kara yakınındaki bir , adayı karaya bitiştiren yı- ğmtıdili. 2/Yüce... Eski- 2 den terhis edilerek yedeğe geçen erlere \ enlen ad. 3/ Kurtuluş... Zorunlu ge- 4 reksinme maddelen için devletçe saptanan fiyat. 4/ Yunan mıtolojisınde gökkuşağı tannçası ve tannlann habercisi... Bir nota. 5/ Çöl Araplan... Şamanizm'in din adam- lanna verilen ad. 6/ Vu- 1 2 3 rularak çalınan bir dizi çelik dilden oluşan çalgı. 7/ Gösteriş... Yetiş- miş. erişmiş. 8/ Güney Afrika Cumhuriyeti'nin plaka işareti... Osmanlı devletinde \ergi ve haraç vermeyen Müslüman ahali. 9/ Bir ayakla üzerine bınilıp öbür ayakla yeri teperek yol alınan çocuk oyuncağı. YUKARIDAN AŞAĞ1YA: 1/ Gök mavisi ile ycşilimsi mavi ara- sında değişen renklerde bulunan değerli bfr süs taşı. 2/ İspanyollar'ın sevinç ünlemi... Yücelik. büyüklük. 3/ Kanuni Sultan Süleyman'ın şiirlennde kullandığı mahlas. 4/ Türkiye'nin ilk deniz araştırma gemisinin adı... Sü- merler'de sağlık tannçası. 5/ Müstahkern yer... İyilik. ihsan. 6/ Gözün saydam tabakası üzenne doğrudan takılan bircins mer- cek... Aynntı niteliğindc olan. 7/ Yeniçeri kışlası... Büyük sa- ban. 8/ Tanmal âlemin sırlanna ilişkin olarak kişinin tam bir bilgi edinebileceğini ilen süren din ve dünya görüşü. 9/ Bilgi ver- me. anlatma... Tabaka. 1952 HUSEYIN DURANAY (KURU) SENİ UNUTMAYACAĞIZ! KADIKÖY'DEN DOSTLARI T.C. ARGLVAN KADASTRO MAHKEMESİ / EsasNo:1978 I I . Karar No: 1993 54 Davacı Remzı Koçdağ. Hasan Koçdağ ve Hazıne tarafından davaiı- lar Hasan AIp mirascılan. Mustafa ŞentürK vc arkadaşları aleyhine mahkememİ7de açılan lespite itiraz ve tescıl davası sonunda: Mahkcmcmızcc davanın reddinc ve dava konusu Arguvan Gü- müş!üKö>iiKıra(;mevkıındekain233. 89. 180,87. 186.98. 199 187. 230.231.279.278.277.240.232 parsel no'lu taşınmazlann tespit gibi tescılıne karar venlmış. venlen karar davaa Maliye Hazinesi tarafın- dan temyızedılmiştır. Dahılı davaJılardan Mamo kızı Leyla (Mehmet kızı Levli) mırasçılarının adresleri lüm aramalara rağmen tespit edıle- ıncdığınden. yukanda özctlenen karann ve davacı hazinenın temyiz dilekçesinin i^bu ılanın >a>ın tanhınden ıtıbaren 15 giin sonra teblığ edilmiş savılacağı hıısuslan 720! sayılı yasa hükümlenne göre ilanen teblığ olunur 04 02 1994 Biisın: 45886
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle