Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 ARALIK 1994 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAM 19
TİSK hükümete
yüklendi
• Türkiye îşveren Sendikalan Konfederasyonu
Başkanı Refik Baydıır, konfederasyonun 32.
kuruluş yüdönümü nedeniyle düzenlediği basın
toplantısında, " 1995'te Türkiye, mutlaka Seçim
Kanunu'nu değiştirerek genel seçime gitmenin
yollannı aramahdır "dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye Îşveren Sendi-
kalan Konfederasyonu (TİSK)
Başkanı Refik Baydur. koalis-
yon hükûmetinin bittiğini savu-
narak, "1995'te Türkiye, mutla-
ka Seçim Kanunu'nu değiştire-
rek genel seçime gitmenin yolla-
nnı aramalıdır. Ancak böyle bir
kararda, seçim ekonomisi kon-
jonktiirii yaratmaktan da dik-
kade kaçınümabdır" dedi.
Baydur, konfederasyonun 32.
kuruluş yıldönümü nedeniyle
dûn düzenlediği basın toplantı-
sında, hükümetin ekonomi ve dış
politika konusundaki icraatını
eleştirerek, "Hükümet,devletyö-
netimini, dışanv la olan ilişkileri-
ni, iç pazarliklan ile renklendiri-
yorsa o iş zaten bitmiştir" diye
konuştu.
Baydur, hükümetin biryıl son-
rastnın programını hayali rakam-
larla oluşturmasını eleştirerek,
"Hayali rakamlaryeriıte,eksi ra-
kamiar da koyacak bir hükümet
oknah. Kalkınma hızmı yüzde 2
hesap ederken yüzde 12 olarak
koyup>üzde -2 ile bitirirseniz, dış
dünyâda itiban kalmaz. Koalis-
yonun sağuklı olduğuna inanmı-
yonım''dedi. lki kademeli seçim
olması gerektiğini savunan Bay-
dur, "Mevcut kanunla ancak ya-
pay ve sadece çıkar birliğine da-
yalı hükümetlerin oluşturulabil-
diğini görüyoruz. Bunlarda Tür-
kiye'nin sorunlanna hızlı, kaİKi
ve etkin çözümler getiremiyor-
tor" dedi.
Banşçı ortam
oluştunılmalı
• Türkiye'nincoğrafıyapısı, as-
keri gücü, tarihi geleneği ve 60
milyonluk tüketici fonksiyonla-
nndan dolayı 'önünde sonunda'
gümrük birliği konusunda birye-
re ulasacağını ifade eden Bay-
dur, bunun için 'daha sistematik
çauşümasL, daha rekabetçi üre-
tim yapüması, daha banşçı sosyal
bir ortam oluşturulmasT gerek-
tiğini vurguladı. Baydur. "Güm-
rük birliğine girip girmenıek mü-
him değiJ. Mühim olan, orada
aranılan devlet niteüğini kazan-
mak. Bunun itici gücü de sosyal
banşür" dedi.
Güçlü ekonominin önemine
değinen Baydur, 1994 yılının
M
en yüksek enflasyon hızı, en dü-
şük yabnm arüşı, en fazla istih-
dam azaiışı ve en bûyük üretim
düşüşü"nün sağlandığı yıl oldu-
ğurıu vurguladı.
Baydur, ekonominin içinde
bulunduğu depresyondan "ağır
bir ritmte"çıkabileceğini de vur-
gulayarak, "Devlete rağmen
Türk sanayü, darboğazın aşıhna-
sında büyük bir itici faktör ol-
muştur" dedi. Baydur, Türk hü-
kümetinin elinde net, açık ve
inandıncı bir sanayi envanteri
bulunmamasını "zaaf" olarak
nitelendirerek, işletmelerin yeni
yüklere tahammülü kalmadığını
söyledi. Baydur, 5 Nisan karar-
lanyla öngörülen yapısal düzen-
lemelerin geciktirilmeden yürür-
lüğe konulmasını isteyerek, dev-
letin özel sektöre olan borçlannı
ödemesini, teşviklerin zamanın-
da verilmesini, partizanlığa son
verilmesini, mafyaya. gecekon-
duya, devlet malını çiftlik gibi
kullananlara "dur" denilmesini
istedi.
'Ahnyansı değJT
Enflasyonun ülkenin "alınya-
ası ounamasr gerektiğini ifade
eden Baydur, özelleştirmeyi enf-
lasyondan kurtulmanın başlıca
çaresi olarak nitelendirdi. Bay-
dur, hükümetin 1995 yılına iliş-
kin bütçe açığı ve üretim artışı
hedeflerini iyimser gördüğüne
dikkat çekerek, 1995 yılındaki
toplusözleşme görüşmelerinde
"ücret arüşlannın ılımlı tutulma-
sı" gerektiğini dile getirdi. Hükü-
metin, kamuda yürüteceği top-
lusözleşme görüşmelerinde özel
sektörle işbirliği yapmak zorun-
da olduğunu ileri süren Baydur,
şunlan söyledi:
" tşletmenin kâr-zarar koşulla-
nna bakılmadan, rüm işçiye sey-
yanen zam vapılması. çağın ko-
şullanna uygun değildir. 1995
maii yılı bütçe kanunu tasansın-
da kamu istihdamuıa ilişkin dü-
zenlemeler açısından geri adım
atılmasının, 5 Nisan karariann-
dan ta\iz vermek anlamını taşıdı-
ğını ve ülke yaranna olmadığını
da belirtmek isterim. Hele veril-
miş bir karan sokak hareketle-
riy le geri alan bir hükümetin, uy-
gulamada başanlı olması müm-
kün değildir."
Başbakan Tansu Çiller'in
"100 trilyon Kra vergi topladık"
biçimindeki açıklamasını da
eleştiren Baydur, "Başbakan,
topladık diyor. Toplamadı. Biz,
100trirvonliraverdik.lktidar.bu
tavn gereğince değerlendireme-
miştir" diye konuştu.
Ekonomik hamlelerin, sosyal
banş ve demokrasi hareketiyle
birlikte yürütülmesini isteyen
Baydur, verimli çalışmanın sağ-
lanması, kaliteli ve düşük mali-
yetle üretimin yapıiması öneri-
lerini yaptı.
Nükleer santral
• Baştarafı 1. Sayfada
menin hazırlanmasının ardından,
yapım ihalesi için şartname ha-
zırlanmaya başlanacak. Firma-
nın seçimi için açılan ihaleye tek-
lif getiren ABD, Kanada, Isviç-
re, Ingiltere, Belçika, Ispanya ve
Fransız firmalararasında en yük-
sek teklifi Southern Electric
(ABD) fırması, 2.4 milyon dolar
olarak verdi.
Ihalede Güney Kore firması-
nın 350 bin dolar ile en ucuz tek-
lifı götürdüğü belirtildi.
Türkiye'de nükleer santral ku-
rulmasına ilişkin çalışmalar,
1965 yılında Elektrik Işleri Etüt
Idaresi ve Istanbul Teknik Üni-
versitesi Nükleer Enerji Enstitü-
sü'nün ortaklaşa ön fizibilite
etütleri yapmasıyla başladı.
Daha sonra Türkiye Elektrik
Kurumu, Silifke'nin Akkuyuyö-
resinde bir nükleer santral kurul-
masına ilişkin mühendislik ve
müşavirlik hizmetlerini Isviçre
ve Fransız firmalanndan oluşan
bir konsorsiyuma verdi.
1976 yılında Türkiye Atom
Enerjisi Kurumu'ndan (TAEK)
Akkuyu için yer lisansı alınma-
sının ardından gerekli altyapı ve
tesislerin yapımına başlandı.
1977 yılında yapılan ihaleyi de
Isveç firmalannın oiuşturduğu
Asea-Atom Stal-Laval konsorsi-
yumu kazandı.
Sözleşme görüşmeleri sürer-
ken 1980 yılında tsveç hükûme-
tinin kredi üzerindeki garantiyi
kaldırması sonucu görüşmeler
kesildi.
1983 yılında tekraralınantek-
lifler sonucunda, Akkuyu'da Al-
man KVVU firmasına 986 mega-
vat gücünde, Kanadalı AECL
firmasına da 685 megavat gü-
cünde iki ayn nükleer santral
kurdurulması karara bağlandı.
Aynca ABD'nin önde gelen ku-
ruluşlanndan General Electrik
firmasına da Sinop'ta 1185 me-
gavat gücünde bir veya iki nük-
leer santral kurulması için niyet
mektubu gönderildi.
Sinop'ta yer etütleri devam et-
tiğj için bu firmayla görüşmele-
re başlanamadı. KWU ve AECL
fırmalanyla görüşmeler ise 1985
yılı başlanna kadar sürdü. KWU
daha sonra, gündeme getirilen
'YtD'modeline uyamayacağını
belirterek görüşmelerden çekil-
di.
On anlaşma imzalandı
AECL Fırmasıyla 14 Ağustos
1985 tarihinde bir ön anlaşma
imzalandı. Yapılan görüşmeler-
de AECL grubunun yüzde 60,
TEK'in yüzde 40 katılımıyla
oluşturulacak 125 milyon dolar
sermayeli bir şirketin oluşturul-
ması ve bu şirketin müteahhit
grubu ile yapacağı sözleşmelere
göre santralın kurulması, 15 yıl
süreyle işletilmesi, borçlannın
ödenmesinden sonra TEK'e dev-
redilmesi öngörüldü. Bu firmay-
la yapılan görüşmeler de finans-
man sıkıntısı nedeniyle sonuç-
suz kaldı.
Domatesçflere Kürt
• Baştarafı 1. Sayfada
rinin kapatılmasından hemen
önce Brüksel'e giden eski DEP
milletvekilleri Ali Yiğit ve Rem-
ziKaıtaidakatıldılar.
Yaşar Kaya, gazetecilerin so-
rulannı yanıtlarken, haklannda-
ki suçlamalar kalkmadan Türki-
ye'ye dönmeyi düşünmedikleri-
ni belirtti.
Kaya, DEP'e yönelik uygula-
malara karşı Avrupa'da yürüt-
tükleri temaslann da kendileri-
nin lehine kararlar çıkmasmı
sağladığını anlattı.
Kaya, Başbakan Tansu Çil-
ler'in imzasını taşıyan ve Özgür
Ülke gazetesine yapılan bomba-
lı saldınlann Başbakan'ın em-
riyle yapıldığını öne sürdüğü
"gizli'' damgalı belgeyi de gaze-
tecilere dağıttı.
Halaylann çekildiği gösteriler
sırasında "Katil Türkiye Cum-
huriyeti Avrupa gümrük birliği-
ne alınmamaLdır" başlığı altın-
da bir de bildiri dağıtıldı.
Bildiride. "Başkanımız Ab-
dullah Öcalan'm defalarca yap-
tığı ateşkes ve siyasi çözüm öne-
rilerinden TC korkmakta ve ka-
çınmaktadır. Avrupa hükümet-
lerinin Türkiye"ve sunduklan as-
keri ve ekonomik destek Türki-
ye'yi cesaretlendirmekte, yar-
dımlanyla şiddetin devamında
pay sahibi olmaktadır" dendi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
yorsa, sizi görevden alırlar, fabrikayı
da satarlar!
Kurum ve genel müdürün adı ak-
lımda, ama işçinin dediğini gerçek-
ten yaparlar diye yazmaya korkuyo-
rum.
Ancak, uygulamaları görünce bu
korkunun da gereksiz olduğunu an-
lıyorum. Çiller, DYP Genel Başkan-
lığı'na seçildikten sonra, ilk nişanı
bürokrasiye aldı. Başladı vurmaya.
Kıstas belli:
- Demirel'e çokyakın bürokratlar
temizlenecek, yerlerine Çiller'e ya-
kın olan ve onun dediğinin en doğ-
ru olduğuna inananlar gelecek.
Çiller, bu yöntemle üst düzeyde
40'ı aşkın değişiklik yaptı. Kendi ge-
tirdiklerinden "uymayanlan" da bir-
kaç ayda süpürüp attı.
Askeriyenin kendisine özgü bir hi-
yerarşisi vardır. Her şey bellidir. Bin-
başı olmadan albay olunmaz. Aslın-
da bürokrasinin de adı konmamış il-
keleri var(dı). Büyük bankanın
önemli bir şubesinde müdür olan
kişi, gözünü önce genel müdürlüğe,
oradan da en tepeye diker(di).
Çalışma yaşamının kuralı bu, yük-
selmeyen düşer.
Çok partili yaşam, beraberinde
yüksek bürokrasinin de politize ol-
masını getirdi. Ancak bu katlara
aday seçilirken, öncelik yetenekti.
Partili olmak, bunun üzerine eklenir-
di. Kısa bir sü/e Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakaniığı yapan, ancak hiz-
Vurun Bürokrata...
metini daha çok Türkiye Petrolleri
Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü
döneminde sürdüren Ihsan Topa-
loğlu'nu dinlerken, bugünkü bürok-
ratların haline acıyoaım.
Bürokraside Özal döneminde
başlayan kirlenme, artarak devam
ediyor. Bu durum, siyasi kirlenme-
den daha kötü. Çünkü, devleti sırt-
layıp götürenler, siyasilerden çok
bürokratlar. Bugün ne yazık ki, bü-
rokraside, konumunu içine sindir-
miş, ilgi alanına hâkim kişiler dışla-
nıyor. Yerlerine, bakanın ya da baş-
bakanın bir dediğini iki etmeyecek
kişiler getiriliyor. Bu kadarla da kal-
sa iyi. Genel müdürlükler, küsmüş
siyasileri, onların ağabeylerini, am-
calarını, dayılarını memnun etmek
için kullanılıyor.
Bu saptamalan bir yana koyalım.
Son bir-iki haftada yaşanan örnek-
leri özetleyelim.Türkiye Şeker Fabri-
kaları AŞ Genel Müdürü ve Yönetim
Kurulu Başkanı Erdoğan Ertekin,
bu göreve 14 Ocak 1992'de başla-
dı, 5 Aralık 1994'te istifa ettirildi.
Nedeni, yerine, CHP'den SHP'ye
geçen Kars Milletvekili Atilla
Hun'un kardeşi Selahattin Hun'un
getirilmek istenmesiydi.
Ertekin'in döneminde şirketin du-
rumuna kısaca göz atalım:
Nakit durumu: Göreve geldiğinde
2.4 milyardı, aynldığı gün 5.5 trilyon.
Toplam borç: Göreve geldiğinde
636 milyon dolardı, aynldığı gün
216 milyon dolara inmişti.
Toplam alacak: Göreve geîdiğin-
de 30 milyon dolardı, aynldığı gün
311 milyon dolara çıkmıştı.
Eleman sayısı: Göreve geldiğinde
26 bin 73, ayrıldığında 22 bin 500.
Daha az elemanla, Şeker Şirke-
ti'ni daha iyi konuma getiren Erte-
kin'e ödül, "Çek git" oldu.
Tariş Genel Müdürü Prof. Dr.
Oğuz Oyan göreve geldiğinde Tariş
zarardaydı. 17 Aralık 1994 günü gö-
revden alındığında Tariş Pamuk Bir-
liği'nin kârı 2.5 trilyon lirayı bulmuş-
tu. Prof. Oyan, 32 aylık genel mü-
dürlüğü döneminde, 17 yıldan bu
yana ilk kez kurumu kâra geçirdi ve
yine 17 yıldan bu yana ilk kez üreti-
ciye kâr payı dağıtıldı. 2.5 trilyon li-
ralık da yatırım yapıldı. 3575 olan
eleman sayısı, 3363'e düşürüldü.
Başanya ceza
Prof. Oyan'a da verilen ödül, "Üs-
tüne vazife mi kardeşim" oldu.
Yerine, Karayalçın ın Ankara Be-
lediye Başkanlığı döneminde EGO
Genel Müdürü olan Cihan Altı-
nöz'ün getirilmesi bekleniyor.
Istanbul Gübre Sanayi AŞ Genel
Müdürü Prof. Dr. Yılmaz Özbay da
aynı sonu paylaşanlardan.
Prof. özbay'ın "st/ç/ar/"şunlar:
- Kurumu kâra geçirmek.
- Verimliliği yüzde yüze çıkarmak.
- Kocaeli'de vergi rekoru kırmak.
Prof. Özbay'ın yerine, Kocaelis-
por ikinci başkanı, Danışma Meclisi
eski üyesi Feridun Güray getirildi.
Bu örneklerin ardından, halen gö-
revde bulunan bürokratlar eğer
"koltuklarını" korumak istiyorlarsa
çok dikkatli olmak zorundalar. Gerçi
kendileri de çok iyi biliyordur, ama
biz yine de neler yapmaları gerekti-
ğini satırbaşlanyla özetleyelim:
- Öncelikli göreviniz, devlet eliyle
hiçbir şeyin yapılamayacağını kanıt-
lamaktır. Kurumunuzu sürekli zarara
sokacaksınız ki, ikîidann politikasını
doğrulayacak veriler ortaya çıksın.
- Siz yıllardır işin içindesiniz, ama
bu işlerden anlamazsınız. Bakanı-
nız, Başbakanınız ne diyorsa o doğ-
rudur. Onlar yanlış bir şey söylemiş
olamaz. Veriler, büyüklerimizin dü-
şüncelerine uymak zorundadır, bü-
yüklerimiz verilere değil.
- Devlet kurumlarmın bugünkü
temel işlevi, iktidann ayakta kalma-
sına yardımcı olmaktır. Bulunduğu-
nuz yerdeki iktidar partisinin örgü-
tüne, futbol kulübüne her türlü des-
teği göstermeye mecbursunuz.
Unutmayın ki göreviniz, kurumunu-
zu değil, iktidar partisini ayakta tut-
maktır.
Haydi aslan bürokrat,
Arkanda Tansu'yla Murat,
Kâr etmezsen, üretmezsen,
Ensen kalın, işin rahat...
Erbakaırdaıı
şeyhine
• Baştarafı 1. Sayfada
kan'a yapılan harcırah ödemele-
ri incelendi.
Murakıplar, Erbakan'ın 1441
lirası 1960 yılında olmak üzere
1963 yılına kadar toplam 21 bin
801 lira harcırah masrafı göster-
digini saptamalarının ardından,
beyanlann doğru olup olmadığı-
nı araştırdılar. Raporda konuyla
ilgili olarak şöyle dendi:
-Bunlardan 8 Şubat, 28 Şubat
1960 ve 30 Haziran 1%1 tarihle-
rindeld gezi masraflan 1961-444
ve 1961-1074 yevmiye maddeleri
Ue tahakkuk ettirildiği halde.
1963-42+45S427 yevTniye mad-
deleri ile 1531 lira mükerrer ola-
rak beyan vetahakkuk ettirilmiş-
tir. Avrıca, 3 Haziran 1961 ve 11
Aralık 1962 tarihlerinde Erbakan
tstanbul'da bulunup yönetim ku-
rulu toplannsına kanldığı halde,
1961'deki toplantı için 960 lira,
1962'deki toplantı için de 552 lira
harcırah beyan etmiş ve hesabına
alacak yazdjrTnıştır."
Harcamalar faturasız
Murakıplar, Necmettin Erba-
kan'ın yurtdışı gezilerinde de
"gerçekdışı
r>
beyanlarda buluna-
rak harcırah aldığını saptadılar.
Yönetim kurulunun karan üze-
rine 1962 yılında 10 günlüğüne
Almanya'ya giden Erbakan, bu
gezisi için 8 bin 450 lira harcırah
aldı. Murakıplar, bu gezinin bi-
let paralannın Alman Hatz firma-
sınca gönderildiğini ortaya çı-
karttılar ve şirket yönetim kuru-
lunun bu harcırahın ödenmesi ko-
nusunda herhangi bir karar alma-
dığını belirlediler.
8 bin 450 liralık harcırahın ben-
zerlerinin yanı sıra 10 günlük bir
gezi için oldukça yüksek olduğu-
nu kaydeden murakıplar rapor-
lannda. "Şirketin hukuku koru-
ma bakımından, mühim olan
makbuz alma usulüne uyul-
mamışür. Birçok ödemelerin
makbuza dayanmadığuu tespit et-
miş bulunmaktayız" dediler.
Gümüş Motor'a ilişkin mu-
rakıp raporunda, Necmettin Er-
bakan'ın 1961 yılında şirket
kânnın yüzde 5'ini 'sosval yar-
dım' ödeneği olarak ayırdığını ve
bu ödenekten işçilere 500 lira
ödemesine karşın Kotku'ya 21
bin 136 lira verdiği belirtildi.
Tanıklık yapacaktı
Uğur Kıhç'ın
otoıııobili
kurşunlandı
Istanbul Haber Servisi - Yeraltı
dünyasının ünlü isimlerindenDün-
dar Kıhç'ın kızı. Alaattin Çakı-
cı'nın eski eşi Nuriye Uğur Kdıç'ın
park halindeki otomobilı. kımligi
belirlenemeyen iki kişi tarafmdan
dün akşam saat 22.00 sıralannda
Ulus'ta kurşunlandı.
Ulus Şehit Hasan Sokak'taki bir
yakınını ziyarete giden Uğur Kı-
lıç'ın sokak üzerinde park ettiğı 34
RDE 25 plakalı Mercedes marka
otomobili ile korumalannın bulun-
duğu otomobile, saat 22.00 sırala-
nnda 34 RP 513 plakalı otomobıl-
deki iki kişi tarafından ateş açıldı.
Açılan ateş sonucu. Uğur Kıhç'ın
otomobiline 3, korumalannı taşı-
yan araca ise 4 kurşun isabet eder-
ken, saldında ölen ya da yaralanan
olmadı. Kılıç. Emlak Bankası es-
ki Genel Müdürü Engin Cıvan'la
işadamı Selim Edes arasındakı
rüşvet davası ile Ci\an'ın yaralan-
ması davasında tanık olarak dinle-
necekti. Uğur Kılıç, Mali Şube
Müdürlüğü'nde verdiği son ifade-
sinde. "Bugune kadarçokyıpranl-
dım. Mali Şube'de herkesin ismini
verdim. Ben bu gece rahat uyuya-
cagım ama onlar rahat uyuyama-
yacak" şeklinde konuşmuştu.
Yüksek Askeri Şûra toplandı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek
Askeri Şûra (YAŞ). astsubaylann yüksek öğ-
renim olanaklannın geliştirilmesi konusunda
yasal düzenleme yapılmasını kararlaştırdı.
YAŞ toplantısında, bir süreden bu yana kuvvet
komutanlıklannda devam eden aşın dinci su-
bay ve astsubaylann ordu ile ilışıklerinin ke-
silmesi konusunun ise gündeme gelmediği ög-
renildi.
YAŞ. Başbakan Tansu Çiller başkanlığında
dün toplandı. Şûra toplantısından önce Anıtka-
bir'e ziyarette bulanan Çiller, Anıtkabir Özel
Defteri'ne ekonomiyle ilgili bazı notlar yazma-
yı tercih etti. Çiller, Anıtkabir Özel Defteri'ne
şunlan yazdı:
"Atam, Vüksek Askeri Şûra toplanosı nede-
ni\le huzurundayız. Clkemizin bölünmez bü-
tünlüğünün karâriı bekçileri)iz. Güçlü Türki-
ye. güçlü ekonomiden geçer. Ekonomide, milli
mücadelenin takipçisi\iz. Çağdaş dünvanm
güçlü Türkiyesi olma yolunda ilerliyoruz."
Başbakan Çiller başkanlığında yapılan YAŞ
toplantısına. Milli Savunma Bakanı Mehmet
Gdlhan, Genelkurmay Başkanı Karadayı. Mil-
li Savunma Bakanı Gölhan, Deniz Kuvvetleri
Komutanı Oramiral Vural Beyaat Kara Kuv-
vetleri Komutanı Orgeneral HikmetBayar, Ha-
va Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halis Bur-
han, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Ay-
duı hter. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekre-
ten Orgeneral Dogan Beyaat ve diğer üyeler
katıldılar.
Toplantıda, askeri öğrencilerin okullardan
tazminatsız olarak biryıl sonunda aynlmalannı
öngören yasa taslağı İcabul görmedi.
Toplantıda astsubaylann eğitim sisteminin
geliştirilmesi, TSK adma yüksek okullarda öğ-
renim görmelerine ilişkin yasa taslağı kabul
edıldi.
Kış
yaşamı
OİUllLSllZ
etkiliyor
Yurt Haberleri Servisi - Kö-
tü hava koşullan Konya'da can
aldı. Konya-Beyşehirkarayolun-
da meydana gelen trafik kaza-
sında 4 kişi hayatını kaybetti.
Konya, Sıvas, Çorum ve Sam-
sun'un Ladik ilçesinde okullar
yoğun kar yağışı nedeniyle tatil
edildi.
Önceki gün saat 22.00 sırala-
nnda Seydişehir'den Konya'ya
gelmekte olan Fevzi Uğur yöne-
timindeki yolcu otobüsü, karşı
yönden gelmekte olan Hasan
Duman yönetimindeki özel
otoyla hatalı sollama, kar yağışı
ve yolun kaygan olması nedeniy-
le çarpıştı. Ayşe Duman (32),
Mehmet Duman (13), Mehmet
Aydın \e Aydın Aydın (33) olay
yerinde öldü.
Cuma günü öğlen saatlerinde
başlayan ve pazar günü de de-
vam eden yoğun kar yağışı nede-
niyle ise 300 kadar yerleşim bi-
riminin merkez ve ilçelerle irti-
batı kesildi.
Doğu Anadolu Bölgesi'nde de
önceki akşamdan itibaren yağan
kar ve süren fırtına yüzünden Er-
zurum'da 550, Kars'ta 324, Ağ-
n'da 253, Bingöl'de 147, Muş'ta
117, Tunceli'de 122 ve Erzin-
can'da 87 köy yolunun merkez-
lerle olan ulaşım bağlantılan ke-
sildi.
Çorum ve Sıvas'ta da elveriş-
siz hava koşullan nedeniyle ilk
ve orta dereceli okullar iki gün
tatil edildi. Sıvas'ta 1430 köy yo-
lunun ulaşıma kapalı olduğu, 23
köyle haberleşme yapılmadığı ve
21 köye de elektrik verilmediği
bildirildi.
1100
öğrenci
yurtdışına
gönderilecek
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Yükseköğretım Kuruiu Baş-
kanı (YÖK) Prof. Dr. Mehmet
Sağlam. 1995 yılında HOOög-
rencının yüksek lı^ansıe doktora
egıtimı için >undı^ına göndenle-
ceğıni. seçme sına\ ının şubat ayın-
da gerçekleştırıleceâını açıkladı.
Rektörler Komitesi toplantısı.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Mehmet
Sağlam başkanlığında dün gerçek-
leştırildi. Toplantı sonrasında bir
açıklama yapan Prof. Dr. Sağlam,
1995 yılında çeşıtli alanlarda yük-
sek lisans \e doktora eğitimi için
bin lOOöğrencınınyurtdışınagön-
derileceğını söyledi.
Prof. Dr. Sağlam. sına\ ın en geç
şubat ayında gerçekleştirılecegını
belirterek. böylelıkleöğretım üye-
sı yetiştınne projesıne de\am edı-
lecegmi kaydettı. Sağlam. toplan-
tıda. yurt dışında öğrenım gören
öğrencilerin burs ödemeierinde or-
taya çıkan aksaklıklann gıdenlme-
si konusunda görüş birliğine \anl-
dığını da sözFerıne ekledı.
AB'den Ankara'ya çifte kıskaç• Baştarafı 1. Sayfada
tınldı.
Ortaklık Konseyı'nde düzenle-
nen basın toplantısında Türkiye'ye
yönelik sert eleştırilere rağmen,
AB Komisyonu, gümrük birliği-
nin gerçekleşeceği yolunda olum-
lu görüş belirtti. Alman Dışişleri
Bakanı Klaus Kinkel, basın top-
lantısında, Yunanistan'ın da gerek
Kıbns. gerek diğer konularda tutu-
munu gözden geçirmesi gerektiği-
ni belirterek Yunanistan'ın Türki-
ye'nin önünde engel teşkil etme-
mesi gerektiğini bildirdi.
Kinkel, Türkiye ile gümrük bir-
liğinin Kıbns ve DEP koşuluna
bağlandığını kabul etmediğini
söylemekle beraber, AB, mart ayı-
na kadar Türkiye"den gerek Kıbns
gerekse insan haklan alanında
olumlu adım atması isteğini de di-
le getirdi. Kinkel. basın toplantı-
sında, cezaevinde bulunan DEP
milletvekilleri için deaf istedi.
SHP Genel Başkanı ve Dışişle-
ri Bakanı Murat Karayalçınıse
açıklamasında. AB'nın DEP ve
Kıbns konusundaki açıkiamalan-
nın kabul edilemez olduğunu be-
lirterek Yunanistan'a da sert eleş-
tiri yöneltti.
Türkiye'nin AB ile ilişkiler ke-
sintiye uğramasın diye yapılma-
sında ısrar ettiği ve yaklaşık 1 sa-
at 10 dakika süren Ortaklık Kon-
seyi toplantısı, birlik üyelerinin.
Türkiye'ye ağır eleştiriler yönelt-
tikleri bir platforma dönüştü. Top-
lantı sonunda Yunan vetosu nede-
niyle 12 yerine 11 AB üyesi ile bir-
liğe katılacak ls\eç. Finlandiya ve
Avusturya adına bir başkanlık
açıklaması yapıldı. Açıklamada.
1995 sonundan itibaren başlaması
öngörülen gümrük birliği konusu-
na değinilmemesi dikkat çekti.
Derhal serbest bıralon
Başkanlık açıklamasında birlik
üyeleri. PKK'nın adım bile anma-
dan terörü kınamakla beraber. bir-
lığin serbest, seçimlerle seçilmiş
parlamenterlerin mahkûm edilme-
lerinden özellikle endişe duyduğu
belirtilerek Ankara, tutuklu parla-
menterleri derhal serbest bırakma-
ya çağnldı. Açıklamada şöyle den-
di:
"Türkiye'nin,topraklan üzerin-
deki terörle mücadelesinde karşı-
laştıgj sorunların boyurundan tam
olarak haberdar olmakla birlikte
birlik. teröre karşı nıücadeleninin
insan haklan ve hukuk kurallan-
na saygı duyma çerçevesindeyapü-
ması gerektiğinin altını çizer. Av-
rupa Konseyi ile Avrupa Güvenlik
ve İşbirliği Orgütü'nün üyesi ola-
rak, Türkiye'nin yükümliilükJeri-
niyerinegetirmesişarttır. lürkiye
ile Avrupa kuruluşlan arasında ya-
kın ilişkilerin geliştirilmesi. ulusla-
rarası düzeydetanınmış insan hak-
lan standartlanna uyulmasında
hayati önem taşır."
KTbns ~~
AB Başkanlığı tarafından yapı-
lan yazılı açıklamada, Kıbns soru-
nunda bir çözüm yolunda ilerleme
kaydedilemedigi belirtilerek.
AB'nin bu sorunla ilgili görüşü-
nün bilindiği ve Türkiye'nin çö-
züm için katkıda bulunmasının
beklenildigı vurgulandı. Açıkla-
mada şöyle dendi:
"Kıbns'taki starüko kabul edile-
mez ve Kıbns konusuna buluna-
cak herhangi bir çözüm, Birieşmiş
Milletier karariartna da uygun ola-
rak Kıbns Cumhuriycti'nin hü-
kümranhk,bağunsuhk,toprak bü-
tünlüğünii muhafaza etmetidir."
AB'nın 1 l'lerin yanı sıra, ya-
kında tam üye olacak olan diğer üç
ülkeyi de başkanlık açıklamasına
katması, Türkiye'ye, insan hakla-
n ve Kıbns konusundaki baskılan
daha da artırması şeklinde yorum-
landı.
Türkiye ile AB Ortaklık Konse-
yi toplantısmın 7 martta yapıima-
sı kararlaştınldı. Ankara'nın iste-
ği doğrultusunda bir gün belirle-
yen AB. 7 mart tanhıne kadar Tür-
kiye tarafından yapılacak yileştir-
melere bağlı olarak bu tarihte
gümrük birliğini müzakere edıp et-
memeye karar verecek. 23 Mart
1995'te AB Troykası'nın (bir ön-
ceki, şımdikı ve sonraki dönem
başkanlan) Türkiye'yi ziyaret ede-
ceği de açıklandı. AB Dönem Baş-
kanlığı'nı ocak ayında Fransa'ya
devredecek olan Almanya ile bir
sonraki dönem başkanı lspan-
ya'nın Türkiye'yi ziyaret etmesi
öngörülüyor.
Belçika'nm Başkenri Briiksel'de
AB dışişleri bakanları toplantısı
yapılırken Ingiltere Dışişleri Ba-
kanı Douglas Hurdson gelışmeler-
le ilgili mesaj taşımak üzere dün
öglen saatlerinde Dışişleri Bakanı
Murat Karayalçın ile görüştü. Ka-
rayalçın. sonuçsuz kalan son daki-
ka müzakerelerı çerçevesinde
Fransa Dışişleri Bakanı Alain Jup-
pe ve Almanya Dışişleri Bakanı
Klaus Kinkel ile görüştü. Karayal-
çın. Yunan tarafının istemı üzeri-
ne, Yunanistan'ın AB ile ilişkler-
den sorumlu Dışişleri Bakaniığı
Müsteşan Yannos Kranidioris ile
de 5 dakika süren kısa bir görüş-
me yaptı
Ankara'nın eii boş
Karayalçın. Hurd ile görüşmesi-
nin ardından, Türk gazetecilere
yaptığı açıklamada, Ortaklık Kon-
seyi toplantısmın Avrupa Parla-
mentosu karan nedeniyle gümrük
birliği belgesi çıkmasa da gerçek-
leştirilmesinin AB ile Türkiye ara-
sındaki ilişkilerin kesintiye uğra-
maması açısından önem taşıdığını
vurguladı. Karayalçın, "Bildiğiniz
nedenlerie toplantının istediğimiz
içerikle yapıiması söz konusu ol-
mayacak" dedi. Karayalçın'ın bu
sözleri. Ankara'nın bir belge çık-
masa bile taraflar arasında güm-
rük birliği konusunda gelinen aşa-
manın ele alınması yolundakı
umudunun da suya düştüğünü gös-
terdi. Karayalçın. Hurd ile görüş-
me sırasında, Kıbrıs konusunun
gümrük birliği önünde engel ola-
rak çıkarılmasının kabul edileme-
yeceğını aktardığını söyledi. Kara-
yalçın, insan hakları konusunun
Avrupa Birliği ile müzakere edile-
cek bir sorun olmadığını belirtir-
ken, eski DEP milletvekillennin
mahkûmiyet kararlannı, Yargıtay
ve Avrupa İnsan Haklan Mahke-
mesi'negötürmeleri için yasal yol-
lann açık olduğunu dile getirdi.
Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin im-
zalanan uluslararası sözleşmelerın
gereğini yerine getirmesi gerekti-
ğini belirterek "Bah'ya "Bu senı
ılgılendırmez'demeyi ulusal onur
simgesi diye görmüyorum. Ulusal
onur, bu sözleşmelerin gereğinin
yerine getirilmesidir" diye konuş-
tu. Karayalçın. gümrük birliği an-
laşmasımn önüne koşul getirilme-
mesi gerektiğini de belirterek In-
giltere Dışışlen Bakam'nı birlikte
oturup konuşmaya davet etti. Ka-
rayalçın. gümrük bırlığının ertele-
nip ertelenmeyeceği yolundaki bir
soru üzerine. "Bu iş olacak. Kara-
n da alınacak. Kimsenin hatın için
oluyor değil. Her iki tarafın da ge-
reksinimi var, aşacağız" dedi.
Hurd: Sorunlar aşılmah
tngiltere Dışişleri Bakanı Doug-
las Hurd. Karavalçın ile gerçekleş-
tirdiği görüşme sonrasında gazete-
cilerin soruları üzerine, gümrük
birliginin ölmedigini belırtmekle
beraber. Türkiye ile AB arasında
aşılması gereken sorunlann bulun-
dugunu dile getirdi. Hurd Türki-
ye ve AB arasındakı ortaklığın ha-
yati olduğunu da belirterek "Güm-
riik birliği konusunda başanya
ulaşmamız çok önemli. Ancak, bu
başanyı ne zaman gerçekleştiririz,
söylevemem. Üzerinde çok çalış-
manıız gerekiyor"
Yaşar Kaya Alman
yetkiliyle
Türkiye ve AB arasındaki Or-
taklık Konseyı toplantısı öncesin-
de PKK yandaşları. birlik bınası
önünde gösten yaptılar. Akşam sa-
atlenne kadar süren gösterideu
Te-
rörist ülkeTürkiye" sloganlan atıl-
dı. Eski DEP Genel Başkanı Yaşar
Kaya'nın yanı sıra. halen Brük-
sel'de bulunan DEP eski millet-
vekilleri de göstenye katıldılar.
Dışişleri bakanları toplantısmın
yapıldığı komısyon binası önünde
toplanan v e sayılan fazla olmadığı
gözlenen PKK yandaşlan arasında
yer alan Yaşar Kaya. Karayalçın
Türk delegasyonunda Hurd ile
görüşürken Alman Dışişleri
Bakanı Kinkel'in biryardımcısıy-
la bir araya geldi.
Almanya'dan Atina'ya
uyarı
Briiksel'de AB Konseyi toplan-
tılan öncesınde Alman basın men-
suplanna çeşitli konularda brifing
veren Alman Dışişleri Bakaniığı
yetkılıleri de Türkiy e-AB Ortkalık
Konseyi toplantısmın yapıl-
rnasının Ankara açısından olumlu
ve önemli olduğunu belirttiler ve
"Bu işin bugün fazla gürültü çıkar-
tılmadan halledilmesi her açıdan
yararlı olacaktır" dediler.
Ortaklık Konseyi'nin ertelen-
mesı olasılığının artık kalmadığını
düşündüklerini söyleyen Alman-
lar. gümrük birliği konusunun AB
açısından da hukuki bir yüküm-
lülük getirdiğini. bunu her üye ül-
kenın bilmesi gerektiğini açık-
layarak "Bumesele Fransızdönem
başkanlığı sırasında halledilecek-
tir" dediler.Yetkililer. Yunanis-
tan'ın tutumunu bir kere daha eleş-
tirdiler ve "Türkiye'de insan hak-
lan" konusunu sürekli gündeme
getirerek ilişkileri engelleme
çabasındaki Yunanistan'a ** bazı
gerçeklerin anınısatıldıgınrsö}-
ledıler. Almanlar. "AB'nin ortak-
lık ilişkisi kurduğu ve milyonlarca
dolar yardını verdiği pek çok or-
tağında insan haklan sonınlan
yaşanıyor. Bazı AB üyesi ülkelerde
de bu sorunlar var" dediler. Al-
man yetkililer. "önemli olanın or-
takJara bu für sorunlann
çözümünde köstek değil, destek
sağlamakolduğunu" v urguladılar.