14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ARALIK 1994 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM 19 TİSK hükümete yüklendi • Türkiye îşveren Sendikalan Konfederasyonu Başkanı Refik Baydıır, konfederasyonun 32. kuruluş yüdönümü nedeniyle düzenlediği basın toplantısında, " 1995'te Türkiye, mutlaka Seçim Kanunu'nu değiştirerek genel seçime gitmenin yollannı aramahdır "dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Îşveren Sendi- kalan Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Refik Baydur. koalis- yon hükûmetinin bittiğini savu- narak, "1995'te Türkiye, mutla- ka Seçim Kanunu'nu değiştire- rek genel seçime gitmenin yolla- nnı aramalıdır. Ancak böyle bir kararda, seçim ekonomisi kon- jonktiirii yaratmaktan da dik- kade kaçınümabdır" dedi. Baydur, konfederasyonun 32. kuruluş yıldönümü nedeniyle dûn düzenlediği basın toplantı- sında, hükümetin ekonomi ve dış politika konusundaki icraatını eleştirerek, "Hükümet,devletyö- netimini, dışanv la olan ilişkileri- ni, iç pazarliklan ile renklendiri- yorsa o iş zaten bitmiştir" diye konuştu. Baydur, hükümetin biryıl son- rastnın programını hayali rakam- larla oluşturmasını eleştirerek, "Hayali rakamlaryeriıte,eksi ra- kamiar da koyacak bir hükümet oknah. Kalkınma hızmı yüzde 2 hesap ederken yüzde 12 olarak koyup>üzde -2 ile bitirirseniz, dış dünyâda itiban kalmaz. Koalis- yonun sağuklı olduğuna inanmı- yonım''dedi. lki kademeli seçim olması gerektiğini savunan Bay- dur, "Mevcut kanunla ancak ya- pay ve sadece çıkar birliğine da- yalı hükümetlerin oluşturulabil- diğini görüyoruz. Bunlarda Tür- kiye'nin sorunlanna hızlı, kaİKi ve etkin çözümler getiremiyor- tor" dedi. Banşçı ortam oluştunılmalı • Türkiye'nincoğrafıyapısı, as- keri gücü, tarihi geleneği ve 60 milyonluk tüketici fonksiyonla- nndan dolayı 'önünde sonunda' gümrük birliği konusunda birye- re ulasacağını ifade eden Bay- dur, bunun için 'daha sistematik çauşümasL, daha rekabetçi üre- tim yapüması, daha banşçı sosyal bir ortam oluşturulmasT gerek- tiğini vurguladı. Baydur. "Güm- rük birliğine girip girmenıek mü- him değiJ. Mühim olan, orada aranılan devlet niteüğini kazan- mak. Bunun itici gücü de sosyal banşür" dedi. Güçlü ekonominin önemine değinen Baydur, 1994 yılının M en yüksek enflasyon hızı, en dü- şük yabnm arüşı, en fazla istih- dam azaiışı ve en bûyük üretim düşüşü"nün sağlandığı yıl oldu- ğurıu vurguladı. Baydur, ekonominin içinde bulunduğu depresyondan "ağır bir ritmte"çıkabileceğini de vur- gulayarak, "Devlete rağmen Türk sanayü, darboğazın aşıhna- sında büyük bir itici faktör ol- muştur" dedi. Baydur, Türk hü- kümetinin elinde net, açık ve inandıncı bir sanayi envanteri bulunmamasını "zaaf" olarak nitelendirerek, işletmelerin yeni yüklere tahammülü kalmadığını söyledi. Baydur, 5 Nisan karar- lanyla öngörülen yapısal düzen- lemelerin geciktirilmeden yürür- lüğe konulmasını isteyerek, dev- letin özel sektöre olan borçlannı ödemesini, teşviklerin zamanın- da verilmesini, partizanlığa son verilmesini, mafyaya. gecekon- duya, devlet malını çiftlik gibi kullananlara "dur" denilmesini istedi. 'Ahnyansı değJT Enflasyonun ülkenin "alınya- ası ounamasr gerektiğini ifade eden Baydur, özelleştirmeyi enf- lasyondan kurtulmanın başlıca çaresi olarak nitelendirdi. Bay- dur, hükümetin 1995 yılına iliş- kin bütçe açığı ve üretim artışı hedeflerini iyimser gördüğüne dikkat çekerek, 1995 yılındaki toplusözleşme görüşmelerinde "ücret arüşlannın ılımlı tutulma- sı" gerektiğini dile getirdi. Hükü- metin, kamuda yürüteceği top- lusözleşme görüşmelerinde özel sektörle işbirliği yapmak zorun- da olduğunu ileri süren Baydur, şunlan söyledi: " tşletmenin kâr-zarar koşulla- nna bakılmadan, rüm işçiye sey- yanen zam vapılması. çağın ko- şullanna uygun değildir. 1995 maii yılı bütçe kanunu tasansın- da kamu istihdamuıa ilişkin dü- zenlemeler açısından geri adım atılmasının, 5 Nisan karariann- dan ta\iz vermek anlamını taşıdı- ğını ve ülke yaranna olmadığını da belirtmek isterim. Hele veril- miş bir karan sokak hareketle- riy le geri alan bir hükümetin, uy- gulamada başanlı olması müm- kün değildir." Başbakan Tansu Çiller'in "100 trilyon Kra vergi topladık" biçimindeki açıklamasını da eleştiren Baydur, "Başbakan, topladık diyor. Toplamadı. Biz, 100trirvonliraverdik.lktidar.bu tavn gereğince değerlendireme- miştir" diye konuştu. Ekonomik hamlelerin, sosyal banş ve demokrasi hareketiyle birlikte yürütülmesini isteyen Baydur, verimli çalışmanın sağ- lanması, kaliteli ve düşük mali- yetle üretimin yapıiması öneri- lerini yaptı. Nükleer santral • Baştarafı 1. Sayfada menin hazırlanmasının ardından, yapım ihalesi için şartname ha- zırlanmaya başlanacak. Firma- nın seçimi için açılan ihaleye tek- lif getiren ABD, Kanada, Isviç- re, Ingiltere, Belçika, Ispanya ve Fransız firmalararasında en yük- sek teklifi Southern Electric (ABD) fırması, 2.4 milyon dolar olarak verdi. Ihalede Güney Kore firması- nın 350 bin dolar ile en ucuz tek- lifı götürdüğü belirtildi. Türkiye'de nükleer santral ku- rulmasına ilişkin çalışmalar, 1965 yılında Elektrik Işleri Etüt Idaresi ve Istanbul Teknik Üni- versitesi Nükleer Enerji Enstitü- sü'nün ortaklaşa ön fizibilite etütleri yapmasıyla başladı. Daha sonra Türkiye Elektrik Kurumu, Silifke'nin Akkuyuyö- resinde bir nükleer santral kurul- masına ilişkin mühendislik ve müşavirlik hizmetlerini Isviçre ve Fransız firmalanndan oluşan bir konsorsiyuma verdi. 1976 yılında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'ndan (TAEK) Akkuyu için yer lisansı alınma- sının ardından gerekli altyapı ve tesislerin yapımına başlandı. 1977 yılında yapılan ihaleyi de Isveç firmalannın oiuşturduğu Asea-Atom Stal-Laval konsorsi- yumu kazandı. Sözleşme görüşmeleri sürer- ken 1980 yılında tsveç hükûme- tinin kredi üzerindeki garantiyi kaldırması sonucu görüşmeler kesildi. 1983 yılında tekraralınantek- lifler sonucunda, Akkuyu'da Al- man KVVU firmasına 986 mega- vat gücünde, Kanadalı AECL firmasına da 685 megavat gü- cünde iki ayn nükleer santral kurdurulması karara bağlandı. Aynca ABD'nin önde gelen ku- ruluşlanndan General Electrik firmasına da Sinop'ta 1185 me- gavat gücünde bir veya iki nük- leer santral kurulması için niyet mektubu gönderildi. Sinop'ta yer etütleri devam et- tiğj için bu firmayla görüşmele- re başlanamadı. KWU ve AECL fırmalanyla görüşmeler ise 1985 yılı başlanna kadar sürdü. KWU daha sonra, gündeme getirilen 'YtD'modeline uyamayacağını belirterek görüşmelerden çekil- di. On anlaşma imzalandı AECL Fırmasıyla 14 Ağustos 1985 tarihinde bir ön anlaşma imzalandı. Yapılan görüşmeler- de AECL grubunun yüzde 60, TEK'in yüzde 40 katılımıyla oluşturulacak 125 milyon dolar sermayeli bir şirketin oluşturul- ması ve bu şirketin müteahhit grubu ile yapacağı sözleşmelere göre santralın kurulması, 15 yıl süreyle işletilmesi, borçlannın ödenmesinden sonra TEK'e dev- redilmesi öngörüldü. Bu firmay- la yapılan görüşmeler de finans- man sıkıntısı nedeniyle sonuç- suz kaldı. Domatesçflere Kürt • Baştarafı 1. Sayfada rinin kapatılmasından hemen önce Brüksel'e giden eski DEP milletvekilleri Ali Yiğit ve Rem- ziKaıtaidakatıldılar. Yaşar Kaya, gazetecilerin so- rulannı yanıtlarken, haklannda- ki suçlamalar kalkmadan Türki- ye'ye dönmeyi düşünmedikleri- ni belirtti. Kaya, DEP'e yönelik uygula- malara karşı Avrupa'da yürüt- tükleri temaslann da kendileri- nin lehine kararlar çıkmasmı sağladığını anlattı. Kaya, Başbakan Tansu Çil- ler'in imzasını taşıyan ve Özgür Ülke gazetesine yapılan bomba- lı saldınlann Başbakan'ın em- riyle yapıldığını öne sürdüğü "gizli'' damgalı belgeyi de gaze- tecilere dağıttı. Halaylann çekildiği gösteriler sırasında "Katil Türkiye Cum- huriyeti Avrupa gümrük birliği- ne alınmamaLdır" başlığı altın- da bir de bildiri dağıtıldı. Bildiride. "Başkanımız Ab- dullah Öcalan'm defalarca yap- tığı ateşkes ve siyasi çözüm öne- rilerinden TC korkmakta ve ka- çınmaktadır. Avrupa hükümet- lerinin Türkiye"ve sunduklan as- keri ve ekonomik destek Türki- ye'yi cesaretlendirmekte, yar- dımlanyla şiddetin devamında pay sahibi olmaktadır" dendi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada yorsa, sizi görevden alırlar, fabrikayı da satarlar! Kurum ve genel müdürün adı ak- lımda, ama işçinin dediğini gerçek- ten yaparlar diye yazmaya korkuyo- rum. Ancak, uygulamaları görünce bu korkunun da gereksiz olduğunu an- lıyorum. Çiller, DYP Genel Başkan- lığı'na seçildikten sonra, ilk nişanı bürokrasiye aldı. Başladı vurmaya. Kıstas belli: - Demirel'e çokyakın bürokratlar temizlenecek, yerlerine Çiller'e ya- kın olan ve onun dediğinin en doğ- ru olduğuna inananlar gelecek. Çiller, bu yöntemle üst düzeyde 40'ı aşkın değişiklik yaptı. Kendi ge- tirdiklerinden "uymayanlan" da bir- kaç ayda süpürüp attı. Askeriyenin kendisine özgü bir hi- yerarşisi vardır. Her şey bellidir. Bin- başı olmadan albay olunmaz. Aslın- da bürokrasinin de adı konmamış il- keleri var(dı). Büyük bankanın önemli bir şubesinde müdür olan kişi, gözünü önce genel müdürlüğe, oradan da en tepeye diker(di). Çalışma yaşamının kuralı bu, yük- selmeyen düşer. Çok partili yaşam, beraberinde yüksek bürokrasinin de politize ol- masını getirdi. Ancak bu katlara aday seçilirken, öncelik yetenekti. Partili olmak, bunun üzerine eklenir- di. Kısa bir sü/e Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakaniığı yapan, ancak hiz- Vurun Bürokrata... metini daha çok Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü döneminde sürdüren Ihsan Topa- loğlu'nu dinlerken, bugünkü bürok- ratların haline acıyoaım. Bürokraside Özal döneminde başlayan kirlenme, artarak devam ediyor. Bu durum, siyasi kirlenme- den daha kötü. Çünkü, devleti sırt- layıp götürenler, siyasilerden çok bürokratlar. Bugün ne yazık ki, bü- rokraside, konumunu içine sindir- miş, ilgi alanına hâkim kişiler dışla- nıyor. Yerlerine, bakanın ya da baş- bakanın bir dediğini iki etmeyecek kişiler getiriliyor. Bu kadarla da kal- sa iyi. Genel müdürlükler, küsmüş siyasileri, onların ağabeylerini, am- calarını, dayılarını memnun etmek için kullanılıyor. Bu saptamalan bir yana koyalım. Son bir-iki haftada yaşanan örnek- leri özetleyelim.Türkiye Şeker Fabri- kaları AŞ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Ertekin, bu göreve 14 Ocak 1992'de başla- dı, 5 Aralık 1994'te istifa ettirildi. Nedeni, yerine, CHP'den SHP'ye geçen Kars Milletvekili Atilla Hun'un kardeşi Selahattin Hun'un getirilmek istenmesiydi. Ertekin'in döneminde şirketin du- rumuna kısaca göz atalım: Nakit durumu: Göreve geldiğinde 2.4 milyardı, aynldığı gün 5.5 trilyon. Toplam borç: Göreve geldiğinde 636 milyon dolardı, aynldığı gün 216 milyon dolara inmişti. Toplam alacak: Göreve geîdiğin- de 30 milyon dolardı, aynldığı gün 311 milyon dolara çıkmıştı. Eleman sayısı: Göreve geldiğinde 26 bin 73, ayrıldığında 22 bin 500. Daha az elemanla, Şeker Şirke- ti'ni daha iyi konuma getiren Erte- kin'e ödül, "Çek git" oldu. Tariş Genel Müdürü Prof. Dr. Oğuz Oyan göreve geldiğinde Tariş zarardaydı. 17 Aralık 1994 günü gö- revden alındığında Tariş Pamuk Bir- liği'nin kârı 2.5 trilyon lirayı bulmuş- tu. Prof. Oyan, 32 aylık genel mü- dürlüğü döneminde, 17 yıldan bu yana ilk kez kurumu kâra geçirdi ve yine 17 yıldan bu yana ilk kez üreti- ciye kâr payı dağıtıldı. 2.5 trilyon li- ralık da yatırım yapıldı. 3575 olan eleman sayısı, 3363'e düşürüldü. Başanya ceza Prof. Oyan'a da verilen ödül, "Üs- tüne vazife mi kardeşim" oldu. Yerine, Karayalçın ın Ankara Be- lediye Başkanlığı döneminde EGO Genel Müdürü olan Cihan Altı- nöz'ün getirilmesi bekleniyor. Istanbul Gübre Sanayi AŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Yılmaz Özbay da aynı sonu paylaşanlardan. Prof. özbay'ın "st/ç/ar/"şunlar: - Kurumu kâra geçirmek. - Verimliliği yüzde yüze çıkarmak. - Kocaeli'de vergi rekoru kırmak. Prof. Özbay'ın yerine, Kocaelis- por ikinci başkanı, Danışma Meclisi eski üyesi Feridun Güray getirildi. Bu örneklerin ardından, halen gö- revde bulunan bürokratlar eğer "koltuklarını" korumak istiyorlarsa çok dikkatli olmak zorundalar. Gerçi kendileri de çok iyi biliyordur, ama biz yine de neler yapmaları gerekti- ğini satırbaşlanyla özetleyelim: - Öncelikli göreviniz, devlet eliyle hiçbir şeyin yapılamayacağını kanıt- lamaktır. Kurumunuzu sürekli zarara sokacaksınız ki, ikîidann politikasını doğrulayacak veriler ortaya çıksın. - Siz yıllardır işin içindesiniz, ama bu işlerden anlamazsınız. Bakanı- nız, Başbakanınız ne diyorsa o doğ- rudur. Onlar yanlış bir şey söylemiş olamaz. Veriler, büyüklerimizin dü- şüncelerine uymak zorundadır, bü- yüklerimiz verilere değil. - Devlet kurumlarmın bugünkü temel işlevi, iktidann ayakta kalma- sına yardımcı olmaktır. Bulunduğu- nuz yerdeki iktidar partisinin örgü- tüne, futbol kulübüne her türlü des- teği göstermeye mecbursunuz. Unutmayın ki göreviniz, kurumunu- zu değil, iktidar partisini ayakta tut- maktır. Haydi aslan bürokrat, Arkanda Tansu'yla Murat, Kâr etmezsen, üretmezsen, Ensen kalın, işin rahat... Erbakaırdaıı şeyhine • Baştarafı 1. Sayfada kan'a yapılan harcırah ödemele- ri incelendi. Murakıplar, Erbakan'ın 1441 lirası 1960 yılında olmak üzere 1963 yılına kadar toplam 21 bin 801 lira harcırah masrafı göster- digini saptamalarının ardından, beyanlann doğru olup olmadığı- nı araştırdılar. Raporda konuyla ilgili olarak şöyle dendi: -Bunlardan 8 Şubat, 28 Şubat 1960 ve 30 Haziran 1%1 tarihle- rindeld gezi masraflan 1961-444 ve 1961-1074 yevmiye maddeleri Ue tahakkuk ettirildiği halde. 1963-42+45S427 yevTniye mad- deleri ile 1531 lira mükerrer ola- rak beyan vetahakkuk ettirilmiş- tir. Avrıca, 3 Haziran 1961 ve 11 Aralık 1962 tarihlerinde Erbakan tstanbul'da bulunup yönetim ku- rulu toplannsına kanldığı halde, 1961'deki toplantı için 960 lira, 1962'deki toplantı için de 552 lira harcırah beyan etmiş ve hesabına alacak yazdjrTnıştır." Harcamalar faturasız Murakıplar, Necmettin Erba- kan'ın yurtdışı gezilerinde de "gerçekdışı r> beyanlarda buluna- rak harcırah aldığını saptadılar. Yönetim kurulunun karan üze- rine 1962 yılında 10 günlüğüne Almanya'ya giden Erbakan, bu gezisi için 8 bin 450 lira harcırah aldı. Murakıplar, bu gezinin bi- let paralannın Alman Hatz firma- sınca gönderildiğini ortaya çı- karttılar ve şirket yönetim kuru- lunun bu harcırahın ödenmesi ko- nusunda herhangi bir karar alma- dığını belirlediler. 8 bin 450 liralık harcırahın ben- zerlerinin yanı sıra 10 günlük bir gezi için oldukça yüksek olduğu- nu kaydeden murakıplar rapor- lannda. "Şirketin hukuku koru- ma bakımından, mühim olan makbuz alma usulüne uyul- mamışür. Birçok ödemelerin makbuza dayanmadığuu tespit et- miş bulunmaktayız" dediler. Gümüş Motor'a ilişkin mu- rakıp raporunda, Necmettin Er- bakan'ın 1961 yılında şirket kânnın yüzde 5'ini 'sosval yar- dım' ödeneği olarak ayırdığını ve bu ödenekten işçilere 500 lira ödemesine karşın Kotku'ya 21 bin 136 lira verdiği belirtildi. Tanıklık yapacaktı Uğur Kıhç'ın otoıııobili kurşunlandı Istanbul Haber Servisi - Yeraltı dünyasının ünlü isimlerindenDün- dar Kıhç'ın kızı. Alaattin Çakı- cı'nın eski eşi Nuriye Uğur Kdıç'ın park halindeki otomobilı. kımligi belirlenemeyen iki kişi tarafmdan dün akşam saat 22.00 sıralannda Ulus'ta kurşunlandı. Ulus Şehit Hasan Sokak'taki bir yakınını ziyarete giden Uğur Kı- lıç'ın sokak üzerinde park ettiğı 34 RDE 25 plakalı Mercedes marka otomobili ile korumalannın bulun- duğu otomobile, saat 22.00 sırala- nnda 34 RP 513 plakalı otomobıl- deki iki kişi tarafından ateş açıldı. Açılan ateş sonucu. Uğur Kıhç'ın otomobiline 3, korumalannı taşı- yan araca ise 4 kurşun isabet eder- ken, saldında ölen ya da yaralanan olmadı. Kılıç. Emlak Bankası es- ki Genel Müdürü Engin Cıvan'la işadamı Selim Edes arasındakı rüşvet davası ile Ci\an'ın yaralan- ması davasında tanık olarak dinle- necekti. Uğur Kılıç, Mali Şube Müdürlüğü'nde verdiği son ifade- sinde. "Bugune kadarçokyıpranl- dım. Mali Şube'de herkesin ismini verdim. Ben bu gece rahat uyuya- cagım ama onlar rahat uyuyama- yacak" şeklinde konuşmuştu. Yüksek Askeri Şûra toplandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Askeri Şûra (YAŞ). astsubaylann yüksek öğ- renim olanaklannın geliştirilmesi konusunda yasal düzenleme yapılmasını kararlaştırdı. YAŞ toplantısında, bir süreden bu yana kuvvet komutanlıklannda devam eden aşın dinci su- bay ve astsubaylann ordu ile ilışıklerinin ke- silmesi konusunun ise gündeme gelmediği ög- renildi. YAŞ. Başbakan Tansu Çiller başkanlığında dün toplandı. Şûra toplantısından önce Anıtka- bir'e ziyarette bulanan Çiller, Anıtkabir Özel Defteri'ne ekonomiyle ilgili bazı notlar yazma- yı tercih etti. Çiller, Anıtkabir Özel Defteri'ne şunlan yazdı: "Atam, Vüksek Askeri Şûra toplanosı nede- ni\le huzurundayız. Clkemizin bölünmez bü- tünlüğünün karâriı bekçileri)iz. Güçlü Türki- ye. güçlü ekonomiden geçer. Ekonomide, milli mücadelenin takipçisi\iz. Çağdaş dünvanm güçlü Türkiyesi olma yolunda ilerliyoruz." Başbakan Çiller başkanlığında yapılan YAŞ toplantısına. Milli Savunma Bakanı Mehmet Gdlhan, Genelkurmay Başkanı Karadayı. Mil- li Savunma Bakanı Gölhan, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Vural Beyaat Kara Kuv- vetleri Komutanı Orgeneral HikmetBayar, Ha- va Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halis Bur- han, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Ay- duı hter. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekre- ten Orgeneral Dogan Beyaat ve diğer üyeler katıldılar. Toplantıda, askeri öğrencilerin okullardan tazminatsız olarak biryıl sonunda aynlmalannı öngören yasa taslağı İcabul görmedi. Toplantıda astsubaylann eğitim sisteminin geliştirilmesi, TSK adma yüksek okullarda öğ- renim görmelerine ilişkin yasa taslağı kabul edıldi. Kış yaşamı OİUllLSllZ etkiliyor Yurt Haberleri Servisi - Kö- tü hava koşullan Konya'da can aldı. Konya-Beyşehirkarayolun- da meydana gelen trafik kaza- sında 4 kişi hayatını kaybetti. Konya, Sıvas, Çorum ve Sam- sun'un Ladik ilçesinde okullar yoğun kar yağışı nedeniyle tatil edildi. Önceki gün saat 22.00 sırala- nnda Seydişehir'den Konya'ya gelmekte olan Fevzi Uğur yöne- timindeki yolcu otobüsü, karşı yönden gelmekte olan Hasan Duman yönetimindeki özel otoyla hatalı sollama, kar yağışı ve yolun kaygan olması nedeniy- le çarpıştı. Ayşe Duman (32), Mehmet Duman (13), Mehmet Aydın \e Aydın Aydın (33) olay yerinde öldü. Cuma günü öğlen saatlerinde başlayan ve pazar günü de de- vam eden yoğun kar yağışı nede- niyle ise 300 kadar yerleşim bi- riminin merkez ve ilçelerle irti- batı kesildi. Doğu Anadolu Bölgesi'nde de önceki akşamdan itibaren yağan kar ve süren fırtına yüzünden Er- zurum'da 550, Kars'ta 324, Ağ- n'da 253, Bingöl'de 147, Muş'ta 117, Tunceli'de 122 ve Erzin- can'da 87 köy yolunun merkez- lerle olan ulaşım bağlantılan ke- sildi. Çorum ve Sıvas'ta da elveriş- siz hava koşullan nedeniyle ilk ve orta dereceli okullar iki gün tatil edildi. Sıvas'ta 1430 köy yo- lunun ulaşıma kapalı olduğu, 23 köyle haberleşme yapılmadığı ve 21 köye de elektrik verilmediği bildirildi. 1100 öğrenci yurtdışına gönderilecek ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Yükseköğretım Kuruiu Baş- kanı (YÖK) Prof. Dr. Mehmet Sağlam. 1995 yılında HOOög- rencının yüksek lı^ansıe doktora egıtimı için >undı^ına göndenle- ceğıni. seçme sına\ ının şubat ayın- da gerçekleştırıleceâını açıkladı. Rektörler Komitesi toplantısı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam başkanlığında dün gerçek- leştırildi. Toplantı sonrasında bir açıklama yapan Prof. Dr. Sağlam, 1995 yılında çeşıtli alanlarda yük- sek lisans \e doktora eğitimi için bin lOOöğrencınınyurtdışınagön- derileceğını söyledi. Prof. Dr. Sağlam. sına\ ın en geç şubat ayında gerçekleştirılecegını belirterek. böylelıkleöğretım üye- sı yetiştınne projesıne de\am edı- lecegmi kaydettı. Sağlam. toplan- tıda. yurt dışında öğrenım gören öğrencilerin burs ödemeierinde or- taya çıkan aksaklıklann gıdenlme- si konusunda görüş birliğine \anl- dığını da sözFerıne ekledı. AB'den Ankara'ya çifte kıskaç• Baştarafı 1. Sayfada tınldı. Ortaklık Konseyı'nde düzenle- nen basın toplantısında Türkiye'ye yönelik sert eleştırilere rağmen, AB Komisyonu, gümrük birliği- nin gerçekleşeceği yolunda olum- lu görüş belirtti. Alman Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel, basın top- lantısında, Yunanistan'ın da gerek Kıbns. gerek diğer konularda tutu- munu gözden geçirmesi gerektiği- ni belirterek Yunanistan'ın Türki- ye'nin önünde engel teşkil etme- mesi gerektiğini bildirdi. Kinkel, Türkiye ile gümrük bir- liğinin Kıbns ve DEP koşuluna bağlandığını kabul etmediğini söylemekle beraber, AB, mart ayı- na kadar Türkiye"den gerek Kıbns gerekse insan haklan alanında olumlu adım atması isteğini de di- le getirdi. Kinkel. basın toplantı- sında, cezaevinde bulunan DEP milletvekilleri için deaf istedi. SHP Genel Başkanı ve Dışişle- ri Bakanı Murat Karayalçınıse açıklamasında. AB'nın DEP ve Kıbns konusundaki açıkiamalan- nın kabul edilemez olduğunu be- lirterek Yunanistan'a da sert eleş- tiri yöneltti. Türkiye'nin AB ile ilişkiler ke- sintiye uğramasın diye yapılma- sında ısrar ettiği ve yaklaşık 1 sa- at 10 dakika süren Ortaklık Kon- seyi toplantısı, birlik üyelerinin. Türkiye'ye ağır eleştiriler yönelt- tikleri bir platforma dönüştü. Top- lantı sonunda Yunan vetosu nede- niyle 12 yerine 11 AB üyesi ile bir- liğe katılacak ls\eç. Finlandiya ve Avusturya adına bir başkanlık açıklaması yapıldı. Açıklamada. 1995 sonundan itibaren başlaması öngörülen gümrük birliği konusu- na değinilmemesi dikkat çekti. Derhal serbest bıralon Başkanlık açıklamasında birlik üyeleri. PKK'nın adım bile anma- dan terörü kınamakla beraber. bir- lığin serbest, seçimlerle seçilmiş parlamenterlerin mahkûm edilme- lerinden özellikle endişe duyduğu belirtilerek Ankara, tutuklu parla- menterleri derhal serbest bırakma- ya çağnldı. Açıklamada şöyle den- di: "Türkiye'nin,topraklan üzerin- deki terörle mücadelesinde karşı- laştıgj sorunların boyurundan tam olarak haberdar olmakla birlikte birlik. teröre karşı nıücadeleninin insan haklan ve hukuk kurallan- na saygı duyma çerçevesindeyapü- ması gerektiğinin altını çizer. Av- rupa Konseyi ile Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Orgütü'nün üyesi ola- rak, Türkiye'nin yükümliilükJeri- niyerinegetirmesişarttır. lürkiye ile Avrupa kuruluşlan arasında ya- kın ilişkilerin geliştirilmesi. ulusla- rarası düzeydetanınmış insan hak- lan standartlanna uyulmasında hayati önem taşır." KTbns ~~ AB Başkanlığı tarafından yapı- lan yazılı açıklamada, Kıbns soru- nunda bir çözüm yolunda ilerleme kaydedilemedigi belirtilerek. AB'nin bu sorunla ilgili görüşü- nün bilindiği ve Türkiye'nin çö- züm için katkıda bulunmasının beklenildigı vurgulandı. Açıkla- mada şöyle dendi: "Kıbns'taki starüko kabul edile- mez ve Kıbns konusuna buluna- cak herhangi bir çözüm, Birieşmiş Milletier karariartna da uygun ola- rak Kıbns Cumhuriycti'nin hü- kümranhk,bağunsuhk,toprak bü- tünlüğünii muhafaza etmetidir." AB'nın 1 l'lerin yanı sıra, ya- kında tam üye olacak olan diğer üç ülkeyi de başkanlık açıklamasına katması, Türkiye'ye, insan hakla- n ve Kıbns konusundaki baskılan daha da artırması şeklinde yorum- landı. Türkiye ile AB Ortaklık Konse- yi toplantısmın 7 martta yapıima- sı kararlaştınldı. Ankara'nın iste- ği doğrultusunda bir gün belirle- yen AB. 7 mart tanhıne kadar Tür- kiye tarafından yapılacak yileştir- melere bağlı olarak bu tarihte gümrük birliğini müzakere edıp et- memeye karar verecek. 23 Mart 1995'te AB Troykası'nın (bir ön- ceki, şımdikı ve sonraki dönem başkanlan) Türkiye'yi ziyaret ede- ceği de açıklandı. AB Dönem Baş- kanlığı'nı ocak ayında Fransa'ya devredecek olan Almanya ile bir sonraki dönem başkanı lspan- ya'nın Türkiye'yi ziyaret etmesi öngörülüyor. Belçika'nm Başkenri Briiksel'de AB dışişleri bakanları toplantısı yapılırken Ingiltere Dışişleri Ba- kanı Douglas Hurdson gelışmeler- le ilgili mesaj taşımak üzere dün öglen saatlerinde Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın ile görüştü. Ka- rayalçın. sonuçsuz kalan son daki- ka müzakerelerı çerçevesinde Fransa Dışişleri Bakanı Alain Jup- pe ve Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel ile görüştü. Karayal- çın. Yunan tarafının istemı üzeri- ne, Yunanistan'ın AB ile ilişkler- den sorumlu Dışişleri Bakaniığı Müsteşan Yannos Kranidioris ile de 5 dakika süren kısa bir görüş- me yaptı Ankara'nın eii boş Karayalçın. Hurd ile görüşmesi- nin ardından, Türk gazetecilere yaptığı açıklamada, Ortaklık Kon- seyi toplantısmın Avrupa Parla- mentosu karan nedeniyle gümrük birliği belgesi çıkmasa da gerçek- leştirilmesinin AB ile Türkiye ara- sındaki ilişkilerin kesintiye uğra- maması açısından önem taşıdığını vurguladı. Karayalçın, "Bildiğiniz nedenlerie toplantının istediğimiz içerikle yapıiması söz konusu ol- mayacak" dedi. Karayalçın'ın bu sözleri. Ankara'nın bir belge çık- masa bile taraflar arasında güm- rük birliği konusunda gelinen aşa- manın ele alınması yolundakı umudunun da suya düştüğünü gös- terdi. Karayalçın. Hurd ile görüş- me sırasında, Kıbrıs konusunun gümrük birliği önünde engel ola- rak çıkarılmasının kabul edileme- yeceğını aktardığını söyledi. Kara- yalçın, insan hakları konusunun Avrupa Birliği ile müzakere edile- cek bir sorun olmadığını belirtir- ken, eski DEP milletvekillennin mahkûmiyet kararlannı, Yargıtay ve Avrupa İnsan Haklan Mahke- mesi'negötürmeleri için yasal yol- lann açık olduğunu dile getirdi. Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin im- zalanan uluslararası sözleşmelerın gereğini yerine getirmesi gerekti- ğini belirterek "Bah'ya "Bu senı ılgılendırmez'demeyi ulusal onur simgesi diye görmüyorum. Ulusal onur, bu sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesidir" diye konuş- tu. Karayalçın. gümrük birliği an- laşmasımn önüne koşul getirilme- mesi gerektiğini de belirterek In- giltere Dışışlen Bakam'nı birlikte oturup konuşmaya davet etti. Ka- rayalçın. gümrük bırlığının ertele- nip ertelenmeyeceği yolundaki bir soru üzerine. "Bu iş olacak. Kara- n da alınacak. Kimsenin hatın için oluyor değil. Her iki tarafın da ge- reksinimi var, aşacağız" dedi. Hurd: Sorunlar aşılmah tngiltere Dışişleri Bakanı Doug- las Hurd. Karavalçın ile gerçekleş- tirdiği görüşme sonrasında gazete- cilerin soruları üzerine, gümrük birliginin ölmedigini belırtmekle beraber. Türkiye ile AB arasında aşılması gereken sorunlann bulun- dugunu dile getirdi. Hurd Türki- ye ve AB arasındakı ortaklığın ha- yati olduğunu da belirterek "Güm- riik birliği konusunda başanya ulaşmamız çok önemli. Ancak, bu başanyı ne zaman gerçekleştiririz, söylevemem. Üzerinde çok çalış- manıız gerekiyor" Yaşar Kaya Alman yetkiliyle Türkiye ve AB arasındaki Or- taklık Konseyı toplantısı öncesin- de PKK yandaşları. birlik bınası önünde gösten yaptılar. Akşam sa- atlenne kadar süren gösterideu Te- rörist ülkeTürkiye" sloganlan atıl- dı. Eski DEP Genel Başkanı Yaşar Kaya'nın yanı sıra. halen Brük- sel'de bulunan DEP eski millet- vekilleri de göstenye katıldılar. Dışişleri bakanları toplantısmın yapıldığı komısyon binası önünde toplanan v e sayılan fazla olmadığı gözlenen PKK yandaşlan arasında yer alan Yaşar Kaya. Karayalçın Türk delegasyonunda Hurd ile görüşürken Alman Dışişleri Bakanı Kinkel'in biryardımcısıy- la bir araya geldi. Almanya'dan Atina'ya uyarı Briiksel'de AB Konseyi toplan- tılan öncesınde Alman basın men- suplanna çeşitli konularda brifing veren Alman Dışişleri Bakaniığı yetkılıleri de Türkiy e-AB Ortkalık Konseyi toplantısmın yapıl- rnasının Ankara açısından olumlu ve önemli olduğunu belirttiler ve "Bu işin bugün fazla gürültü çıkar- tılmadan halledilmesi her açıdan yararlı olacaktır" dediler. Ortaklık Konseyi'nin ertelen- mesı olasılığının artık kalmadığını düşündüklerini söyleyen Alman- lar. gümrük birliği konusunun AB açısından da hukuki bir yüküm- lülük getirdiğini. bunu her üye ül- kenın bilmesi gerektiğini açık- layarak "Bumesele Fransızdönem başkanlığı sırasında halledilecek- tir" dediler.Yetkililer. Yunanis- tan'ın tutumunu bir kere daha eleş- tirdiler ve "Türkiye'de insan hak- lan" konusunu sürekli gündeme getirerek ilişkileri engelleme çabasındaki Yunanistan'a ** bazı gerçeklerin anınısatıldıgınrsö}- ledıler. Almanlar. "AB'nin ortak- lık ilişkisi kurduğu ve milyonlarca dolar yardını verdiği pek çok or- tağında insan haklan sonınlan yaşanıyor. Bazı AB üyesi ülkelerde de bu sorunlar var" dediler. Al- man yetkililer. "önemli olanın or- takJara bu für sorunlann çözümünde köstek değil, destek sağlamakolduğunu" v urguladılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle