06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20ARALIK1994SALJ 12 DIZIYAZI Tasanya karşı kampanya başlatan Islamcı kesim, düşünce suçu konusunda duyarsız Sağcılar 'kendine Müslüman'TMK'nin bir bölümünü de- ğiştirmeyi amaçlayan taslak, sö- zünü ettiğimiz uygulamalar ko- nusunda hiçbir değişikliği amaçlamıyor. Yeni taslakla ge- tirilen, yayınlarda ve toplantılar- da "araşbnna, üıceleme ve eleş- tirme sınırlannı aşmayan. vakın ve açık tehlike oluşturmayan" yazı ve konuşmalar terör suçu olmaktan çıkanlıyor. Ama diye- lim ki mahkeme bazi yayın ve konuşmalarda bu sınınn aşıldı- ğına karar verdi. O zaman yine hükümlü terörist sayılacak, In- faz Kanunu'ndaki indirimden yararlanamayacak, cezaevinde açık görüş yapamayacak. Hüc- relerde yatacak. Ödenmesi mümkün olmayan para cezala- nna çarptmlmaya devam edile- cek. Tasannm iyileştirme sayıla- cak hükümleri, her türlü eleşti- ri ve araştırmayı suç olmaktan çıkarması, aynca bu madde kap- samında yargılananlann asgari cezasını iki yildan biryıla indir- mesi. Komısyon Başkanı Öğüt- can'ın söylediğine göre, bir yıl- lık cezalar tecil edilebiliyor ve- ya para cezasına çevrilebiliyor. Bu da ceza alanlann bir kısmı- nın durumunu hafifletici özel- likler taşıyor. Ancak yasaya ve taslağa bütünüyle bakıldığında. her ikisi de anti-demokratik ve baskıcı özellikler taşıyor. Bu açıdan özde ikisi arasında ciddi bir fark yok. Eski kanunda terö- rün tanımı çok daha kapsamlı ve her anlama gelecek şekilde ka- leme alınmış iken taslak teröre de kısa bir tanım getiriyor ve şunlan söylüyor: "Madde 1. Terör, anayasanm 2. maddesindc belirtilen, cunı- huriyetin niteiiklerini değiştir- mek, devletin ulkesi ve milletiy- le böliinmez bütünJüğünü boz- mak amacıyla toplumu veya ki- şileri korku ve paniğe düşürebi- lecek şekilde cebir, şiddet veya tehdide başvurmasıdır." btamcı Itlraz yaimzca kentiteri için tslamcı kesım, TMK. taslağı- nın TBMM Adalet Komisyo- nu'nda kabul edilmesi üzerine kendilerine yönelik olduğunu iddia ettikleri hükümlerin orta- dan kaldınlmasını hedef alan bir kampanya başlattılar Islamcı kesirhin itıraz ettiğı ve kaldınl- masını istediği taslakta değişti- rilen 7. maddedeki şu fıkralardı: "Yukarıdaki fıkralarda yazılı fi- iller, demek. v akıf. si>asi parti, iş- çi ve meslek kuruİuşları veya bunlann yan kuruluşlan tara- fından veya bunlara ait bina lo- kal, büro veya eklentilerinde ve- ya öğretim kurumlannda veya öğretim yurtlannda veya bunla- nn eklentilerinde işlenirse ceza- lar üçte bir oranında artınlır." "Teröre yukandaki fıkralar- da belirtilen şekillerde yardım eden dernek, vakıf ve sendika- larla yan kunıluşlarının faaliyet- leridurdurulur. Mahkemece ka- patılmalanna ve malvariıklan- nın müsaderesine karar verilir." Yürürlükteki TMK'de ise bu hükümleryine var ve bu hüküm- ler şöyle yer alıyor: "Bu yar- dım(terör örgütüne veya terör eylemine yardım kastediliyor); dernek, vakıf, siyasi parti, işçi ve meslek kuruluşlanna veya bun- lann yan kuruluşlanna ait bina, lokal, büro veya eklentilerinde veya öğretim kurumlannda ve- ya öğretim yurtlannda veya bunlann eklentilerinde yapüırsa ikinci fıkradaki cezalann iki ka- tı hükmolunur." "Aynca; dernek, vakıf, sendi- ka ve benzeri kummlann terö- re destek olduklan tespit edildi- ğinde faaliyetleri durdurulur ve mahkemece kapatıhr. Kapatuan bu kuruluşların maharlıklan- nın müsaderesine karar verilir." "SFnin oyunu" Islamcı kesim bu iki madde arasında ciddi bir fark bulundu- ğunu söylüyor. Onlara göre. yü- rürlükteki yasada, "teröre des- tek okluklan tespit edildiğinde" hükmü yer alıyor. Bu, açıkça bir vakfın veya ör- gütün destek olduğunun saptan- ması halinde örgütü suçlama al- tında bırakıyor. Halbuki yeni taslakta. açıİcça destek verdiği saptaması kaldınlıyor ve bu ne- denle bu örgütlerde işlenen her- hangi bir suç vakfın veya örgü- tün dolaylı ilgisi nedeniyle ka- patılmasına yol açıyor. Bunun SHP tarafından ortaya konan sinsi bir oyun olduğunu söylü- yor]ar. Yine Islamcı kesime göre ye- ni taslakta terörün tanımı yapı- lırken anayasanm 2. maddesine de atıfta bulunuluyor. Bu madde ise çok geniş kap- samlı ve hertarafaçekilecek ifa- deler içeriyor. Onlara göre böy- lece terör suçunun kapsamı ge- nişletiliyor ve islamcı kesimi hedef alan bir özelliğe dönuşü- yor. Yarın: İslamcı kesimde Farklı sesler 7sslamcı kesimin ilk itirazı 7. maddede odaklanıyor. Onlara göre yeni tasanda teröre destek konusundaki hüküm, vakıflann kapatılmasına giden yolu açıyor. Islamcılar bunun SHP tarafından ortaya konan sinsi bir oyun olduğunu söylüyorlar. s»İ *s , 9 a »»a»» TERORLE MUCADELE YASA TASARIS Lslamcılara göre yeni taslakta terörün tanımı yapılırken anayasanm 2. maddesine de atıfta bulunuluyor. Bu madde ise çok geniş kapsamlı. Onlara göre böylece terör suçunun kapsamı genişletiliyor ve İslamcı kesimi hedef alan bir özelliğe dönüşüyor. KÎM, HANGİ SllÇTAN. NE KADAR YATIYOR? RÜŞVETÇİ-YOLSUZ Diyelim ki görevini kötüye kuılanarak zimmetine para geçirdi. Veya rüşvet kabul ederek devleti trilyonlarca lira zarara soktu. Ve yine diyelim ki 6 sene ağır hapis cezası ile cezalandırıldı. Bu cezanın yarısını yatacak. Yani. 3 yılla yırtacak ve yedikleri yanına kar kalacak. TECAVUZCU Diyelim ki ırza geçme suçuyla yargılandı. Ve 8 yıl ceza aldı. Bunun yarısmı yatacak. Yani 4 yılla yırtacak. Bu arada, yolsuzluk yapan kader arkadaşı gibi o da açık görüş yapabilecek ve nücre cezası almayacak. KATIL Bu korkunç suratlı vatandaşımız da, diyelim ki adam Öİdürme suçuyla hüküm giydi. Yani bir insanı ortadan kaldırdı. Ve diyelim ki 16 yıl aâır hapis cezasıyla cezalandırıldı. Yine cezasıntn yarısını, yani 8 yılı içeride geçirecek. Ona da açık görüş serbest ve hücre cezası yok. Bir de iyi halden indirim aldı mı, öldürdüğü yanına kar kalacak... DUŞUNCE SUÇLUSU Yayın yoluyla, ya da bir toplanrıaa görüşlerini söyledi. TMY gereği suç sayılacak fıİli sonucu diyelim ki 4 yıllık bir hapis cezasına çarphrıldı. Para cezasına ek olarak hükmün dörtte üçünü, yani 3. yılını yatmak zorunda. Üstelik açık görüs yok. Hücre cezası aa cabası. Üstelik sıfah da "terörist!" Kazan: Tasannm inananlan hapsedeceğigörüşüyalan Hemen belirtelim ki lstanbul Barosu olarak 3713 sayılı TMY'ye her zaman karşı çıktık. Açıklamalar yaptık, raporlar hazırladık. Anayasa Mahkemesi'ne dava açılmasını sağladık. Bu yasa için dergimizde özel sayı yayımladık. 1993 yılı sonunda, hükümet, 8. maddeyi değiştirmek isteyince, hazırlanan metnin bir geriye gidiş sayılacagını biz vurguladık. Yapılmak istenenin. 140. ve 163 maddeleri canlandırmak olduğunu biz açıkladık. 03.12.1993 günü. sağcı basın (Zaman gazetesi dahil), bu tepkimizi haber yaptı. Şimdi de gerçeği söylemeyi görev sayıyoruz. Çünkü, biz çifte standart kullanmayız. Kampanyaya konu tasannın (yasalaşınca) inananlan hapsedeceği yalandır. Ve bu tasanyla bilimsel çalışma yapan vakıflann kapatılacağı. camilerin müsadere edileceği yalandır. Gerçeğe aykın bu ıddialar üzerine yoğun bir kampanya başlatıldı. Inananlar 'mücadeteye' davet ediliyor. Öyle bir 'mücadele'ateşlendi ki 28.11.1994 günü Yeni Günaydın gazetesinde yayımlanan söyleşiye göre. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı, her gün 500'e yakın ölüm tehdidi alıyonnuş. Yani demokrasi adına bir deneme yapılıyor. Bu, yasama organı üzenne, tehdide dayalı bır gövde gösterisidir. Sonuç alabilmek için de insanlan kandınp tahrik ediyodar. Yapılan deneme. "Biz istersek bir yasayı çıkarabiliriz veya bir yasanın çıkmasını önleyebiliriz" denemesidir. Nitekim. açıkça "Bu yasayı çıkarmaya cesarçt edemezler" deniliyor. Ve demokrasimizde yasa yapmak 'cesaret'işi oluyor. Başta. Sayın Mesut Yılmaz olmak üzere. bazılan böyle bir 'mücadele'nın değırmenine su taşıyor. Biz planlanan oyunu bozmak için öne sürülen ıddtalan cevaplamak istıyoruz. İlk olarak, tanımla ilgili 1. maddenin, inananlan terörist saydığı iddiasını ele alalım. Bu iddia gerçeğe aykındır Mevcut yasanın 1. maddesi. zaten İstanbul Barosu Başkanı Av. Turgut Kazan. • Biz mevcut tasanyı bir demokratikleşme paketi olarak görmüyoruz, ancak getirdiği iyileştirmeler açısından söz konusu tasannın yasalaşmasını, demokrasimiz için bir kazanç sayıyoruz. Ama asıl önemlisi. oynanan oyunun bozulması açısından da tasannın parlamentodan mutlaka geçirilmesini istiyoruz. 'anayasada belirtilen cumhuriyetin nitelikleri' deyimini kullanmıştır. Ve bunu değiştirme eylemini terör eylemi saymıştır. Peki, nedir cumhuriyetin anayasada belirtilen nitelikleri? Anayasaya bakıyoruz, 2. madde 'Cumhuriyetin Nitelikleri' kenar başhğını taşıyor. İşte, tasan bunu somutlaştmyor. Anayasanm 2. maddesinde belirtilen 'cumhuriyetin niteiiklerini değiştirmek... amacıyla toplumu veya kişileri korku veya paniğe düşürebilecek cebir, şiddet veya tehdide başvurulması'nı terör eylemi sayıyor. Acaba. cumhuriyetin niteiiklerini değiştirmek için cebir, şiddet ve tehdide başvurulmasını terör sayrnayacagız da neyi terör sayacağız* Biz iddia ediyoruz, kampanyada dile getirilen kaygılar bakımından. mevcut yasanın 1. maddesi tasannın I. maddesinden kötüdür. geridir, tehlikelidir. Çünkü, belirsız ve kaypak deyimlere yer vermiştir. Bu yüzden, ilk iddia için öne sürülen itirazlar kesinlikle gerçeğe aykındır. İkinci iddia, yasanın 8. maddesiyle ilgili değişiklik önerisinin, inanç özgürlüğünü sınirlayacağı ve bilimsel çalışma yapan vakıflann kapatılmasına yol açacağı iddiasıdır. Bir kere. bu maddenin birinci fıkrası TCK'nin 311. ve 312. maddelerinden alınmıştır. Yani bir suçun işlenmesini tahrik ve teşvik etmek, yasanın cürüm saydığı eylemi övmek zaten suçtur. 1. maddenin 3. ve 4. fıkrasında yer alan, (söz konusu fiillerin) "dernek. vakıf, siyasi parti, meslek kuruluşlan veya bunlann yan kuruluşlan tarafından... işlenmesi' hali ise mevcut yasanın 7. maddesinin 3. ve 4. fıkralannın tekranndan ibarettir. Mevcut yasadaki 'terör örgütlerine yardım veya bu örgütlerie ilgili propaganda' kuralı 8. maddeye alındığı için bu fıkralar da aynen 8. maddeye taşınmıştır. Yani vakıflarla ilgili yasak, mevcut yasada zaten vardır. Bu açıdan da öne sürülen iddialar gerçeğe aykındır. Kampanyayı yürütenler, hem ifade ve inanç özgürlüğünden bahsediyorlar hem de 8. • maddenin 2. fıkrasına konulması önerilen (çok sınırlanmış) bir 'üıceleme, tartışma ve ekştiri' hakkına karşı çıkıyorlar. Yani başkalannın ifade özgürlüğünü hazmedemiyorlar. ama kendi cebir. şiddet ve tehditlerinin serbest bırakılmasını istiyorlar. tşte. yürütülen kampanyanın adı budur, özü budur. Şiddet açıkça gösteriye çıkmıştır. Hukuksal tartışma yapılmıyor. Çok başka amaçlı oyunlar tezgâhlanıyor. Hem tehditle tasannın yasalaşmasını önleyip güçlerini gösterecekler hem de kendilerine ait şiddet ve şiddeti davet eylemlerinin mevcut yasayla cezalandınlmadığı izlenimini verecekler. Biz, tasanyı bir demokratikleşme paketi saymıyoruz. Bu metin, demokrasi yolunda yapılması gerekenlerin, belki binde biridir. Ama demokrasi paketi değildır. Sadece ifade özgürlüğünü sınırlayan bazı hükümlerin biraz iyileştirilmesi düşünülmüştür. Bu nedenle söz konusu tasannın yasalaşmasını, demokrasimiz için bir kazanç sayıyoruz. Ama asıl önemlisi. oynanan oyunun bozulması açısından da tasannın parlamentodan mutlaka geçirilmesini istiyoruz. Demokrasimiz bu tehditlere boyun eğmemelidir. Unutmayalım ki tehdit de bır sjddettir. Parlamento böyle bir şiddeti göğüsleyeceğini göstermelidir. Tabii 8. maddenin 2. fıkrasıyla ilgili olarak, asıl yapılması gereken eleştiriye girmiyorum. Çünkü kaldınlan toz dumana bakınca, demokrasi adına demokrasi düşmanlannın ekmeğine yağ sürmüş olacağımı düşünüyorum. Bu nedcnlc birazcık bir iyileşme getirdiği için önenlen fıkrayı ifade özgürlüğü açısından kazanç sayıyorum. Tartısılan maddeler Terörle Mücadele Yasası Terör örgütlerininbildiri veya açıklamalannı basanlara veya yayınlayanlara beş milyon lira- dan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Bu kanunun 14'üncü madde- sine aykın olarak muhbırlerin hüviyetlerini açıklayanlar veya yayınlayanlar beş milyon lira- dan on milyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandınlır. Yukandaki fıkralarda belirti- len fiillerin 5680 sayılı Basın Kanunu'nun 3'üncü maddesin- deki mevkuteler vasıtasiyle iş- lenmesi halinde, aynca sahiple- rine de; mevkute bir aydan az sürelı ise bir önceki ay ortalama fiili satış miktannın, aylık veya bir aydan fazla süreli ise bir ön- ceki fiili satış miktannın, mev- kute niteliğinde bulunmayan basılı eserler ile yeni yayına gi- ren mevkuteler hakkında ise, en yüksek tirajlı günlük mevkute- nin bir önceki ay ortalama satış tutarının yüzde doksanı kadar ağır para cezası verilir. Ancak, bu ceza elli milyon liradan az olamaz. Bu mevkutelerin so- rumlu müdürlerine. sahiplerine verilecek cezanın yansı uygu- lanır. Terör örgütleri Madde 7:3 ve 4' üncü madde- lerle Türk Çeza Kanunu'nun 168. 169, 171, 313, 314 ve 315'inci maddeleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu kanu- nun 1 'inci maddesinin kapsamı- na giren örgütleri her ne nam al- tında olursa olsun kuranlar ve- ya bunlann faaliyetlerini düzen- leyenler veya yönetenler beş yıl- dan on yıla kadar ağır hapis ve iki yüz milyon liradan beş yüz milyon liraya kadar ağır para ce- zası, bu örgütlere girenler üç yıl- dan beş yıla kadar ağır hapis ve yüz milyon liradan üç yüz mil- yon liraya kadar ağır para ceza- sı ile cezalandınlar. Yukandaki fıkra uyarınca meydana getirilen örgüt men- suplanna yardım edenlere \ e ör- gütle ilgili propaganda yapan- lara fiilleri başka bır suç oluştur- sabile aynca biryıldan beş yıla kadar hapis ve ellı miKon lira- dan yüz milyon liraya kadar ağır para cezası hükmolunur. Bu yardım; dernek. vakıf, si- yasi parti, işçi ve meslek kuru- luşlanna veya bunların yan ku- ruluşlanna ait bina. lokal, büro veya eklentilerinde veya öğre- tim kurumlannda veya öğretim yurtlannda veya bunlann eklen- tilerinde yapılırsa ikinci fıkra- daki cezalann iki katı hükmolu- nur. Aynca; dernek, vakıf. sendi- ka ve benzeri kurumlann teröre destek olduklan tespit edildiğin- de faaliyetleri durdurulur ve mahkemece kapatıhr. Kapatılan bu kuruluşlann malvarlıklannın müsaderesine karar verilir. Sürecek Yasa tasansı Terör örgütü, bu kanunda ön- görülen terör suçlannı işlemek amacıyla ikiden fazla kişinin birleşmesiyle oluşur. Terör ör- gütü tarafından işlenen suçlara iştirak etmeksizin örgütten çe- kiklikleri tespit edilenler hakkın- da kovuşturma yapıunaz. Madde 7- 3713 sayılı kanu- nun 8'inci maddesi, başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiş- tirilmiştir '•Tahrik, teşvik, övme, yar- dım ve propaganda Madde 8- Bu kanunun 1 'inci maddesinde tanımlanan terörü ve 3, 4 ve 7'nci maddelerinde yazılı suçları alenen tahrik ve teşvik edenler veya övenler ve- ya tahrik ve teşvik amacıyla top- lantı veya gösteri yürüyüşü dü- zenleyenler. böyle bir toplantı- ya veya gösteri yürüyüşüne bi- lerek katılanlar. taraftar kazan- mak veya destek lemek amacıy- la terör örgütlerinin bildiri ve açıklamalannı vayanlarveyabu örgütleri alenen övenler. iki yıl- dan beş yıla kadar ağır hapis, beş yüz milyon liradan bir mil- yar liraya kadar ağır para ceza- sı ilecezalandırılırlar. Devletin iilkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak amacıyla. inceleme. tarttşma ve eleştirme sınırlannı aşarak açık ve yakın tehlike yaratacak bi- çimde veya terör örgütlerini desteklemek için propaganda yapanlar. bir yıldan üç yıla ka- dar ağır hapis ve iki yüz milyon liradan beş yüz milyon liraya ka- dar ağır para cezası ile cezalan- dınlırlar. Terör örgütlerine ve- ya örgüt mensuplanna silah ve- ya cephane sağlayanlar veya bunlara bilerek ve isteyerek pa- ra ve mal yardımında bulunan- larla bu konularda aracılık ya- panlar, fiilleri daha ağır bir ce- zayı gerektirmediği takdirde yardımlann mahiyeti ve mikta- nna göre 3 yıldan 5 yıla kadar ağır hapis ve bir milyar liradan beş milyar liraya kadar ağır pa- ra cezası ile cezalandınlırlar. Yukandaki fıkralarda yazılı fiiller, dernek, vakıf, siyasi par- ti, işçi ve meslek kuruluşlan ve- ya bunlann yan kuruluşlan ta- rafından veya bunlara ait bina, lokal, büro veya eklentilerinde veya öğretim kurumlannda ve- ya öğretim yurtlannda veya bunlann eklentilerinde işlenirse cezalar üçte bir oranmda arttı- nlır. Sürecek ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Bosnalı Sürgün'ün Anlattıkları: (4) Bosnalı Köktendinci Değil! Bosna-Hersek eski Başbakan Yardımcısı Muhammed Çengîç, basında ilk kez "Ankara Notları"nda çıkan "çözüm yolu" olarak; Avusturya, Rusya ileTürkiye'nin bir araya ge- lip, bu konuda ağızbiriiği etmelerini önermişti. Sordum: - Bu üç ülke, Sırplarta filan bir arada yaşamayı da sağ- lamak amacıyla ağızbiriiği edecekler, öyle mi? - Evet! - llginç! - Bu, benim kişisel düşüncem. Ancak BM bunu düşünü- yor mu, düşünmüyor mu? Ya da savaşın bitmesini isteyen öbür güçler, bu benim düşüncemle aynı düşüncedeler mi? Onu bilme olanağım yok, ama benim kişisel, özel düşün- cem de bu. (Muhammed Çengiç, çözüm yollarını araştırmayı sürdü- rüyor, sanki, şöyle diyor) - En iyisi, sadece Avusturya'nın kendisinin gelmesi. Şim- di, biraz tarih anımsarsanız şayet, Osmanlı imparatorluğu, Bosna-Hersek'i Avusturya-Macaristan Imparatorluğu'na bıraktığında, Bosna-Hersek'te bir Avusturya dönemi baş- ladı. Mimarisiyle, kültürüyle, sanayisiyle, Bosna'nın en iyi yıllan o yıllardı. En büyükgelişmeyi... - Hangiyıllara rastlar bu? - 1877'den 1912'ye değin. Daha sonra Avusturya-Ma- caristan çekildi. Sanmam ki dünyanın hiçbir yerinde, hiç- bir halk, hiçbir ülke Bosna'nın bu başından geçenleri ge- çinmiş olsun. Işin en kötü yani, bu ortamda hiç kimse, ge- leceğe yönelik bir şeyi planlayamıyor, bir şeyi umut edemi- yor. Bu, neden böyle? Çünkü insanlar, Bosna-Hersek hal- kı ciddi olarak ekmek sıkıntısı, gaz sıkıntısı, giyecek, yiye- cek sıkıntısı, günlük sorunlan yaşayarak, geleceğe yönelik programları yapacak durumda degiller. Tabii, bu kötü or- tam bizi, Sırpların bizi yok ettiğı denli yok edecektir, bu uy- gunsuz ortam, bu uygunsuz yağma koşullan. Tabii, zaman çok önemli. Çok önemli bir kavram burada. üç yıldan beri biz bu ortam içinde yaşıyoruz. Biraz önce TV seyrediyor- dum, TV'de bir ölü gömülüyordu. Bir Müslüman gömütlü- ğünde, bir ağabey kardeşini gömüyor, kardeşini gömerken de; - Su durumdan kurtulmamız olanaksız! gibi laflar ediyor- du... Bu felaketten kurtulmamız olanaksız! Geriye dönecek olursak, Türk basını, özellikle ancak Türk basını yapabilir bunu. Dünyaya Bosna'yı tanıtma yönünde tek olanağımızdır. Türk basını bu görevini yerine getirmeli. Bosna'ya yönelik Türkiye'den yapılan insani yardımlar, ivedi (acilen) bir hükümet dışı, sivıl kuruluşun oluşması so- nucu gerçekleştirilsin. Türkiye Cumhuriyeti'nin sivil halkı- nın yaptığı ayni yardımları düzenleyecek bir kuruluşun ive- di kurulması gerek. Bu eksiklikTürkiye için. Bunun dışında devletten devlete yardım, TC'nın Bosna-Hersek Cumhuri- yeti'ne yaptığı yardım da, o iki devlet arasındaki bir kanal- dan yapılsın. Ama, ayni sıvil yardımlar da, kesinlikle bir si- vil kuruluş tarafından yapılsın. Bu sıvil oluşumda. özellikle TV, yazılı basın ile gazetecilerin bulunması gerekir. Bunun dışında da sıviller yer alabilir. Durum böyle olmayınca, bu örgütlülük sağlanamayınca, Türkiye kamuoyunda sanki Bosna'ya yardım eden tek kuruluşun, tek gücün Refah Par- tisi olduğu gibi bir görüntü verilıyor. Evet, benim önerdiğim bir kuruluş olursa, Türkiye'de bu kuruluş, Türk halkına, kimin nereden, ne zaman yardım yaptığını herdakikadaaçıklamadurumundaolacaktır. Şim- di, bizim de kurulabilecek böyle bir sivil kuruluşa karşılık Bosna'da sivil kuruluşlanmız var, örneğin "Merhamet Der- neği", derneğimiz Türkiye'de kurulacak olanın yandaşı olu- yor. "/vferriamef'in dışında, bizim de Kızılay'ımız var. Bizim kuşkuyla üzerindedurduğumuz konu şuradan kay- naklanıyor; Bosna-Hersek'te her zaman köktendinciligi, bağnazlığı görmek yanlış. Insanların (şu anda) orada dine sanlmaktan başka koşullan yok. Sosyalizm ölmüş, Yugos- lavya dağılıyor, "ulus" kavramı yok. "Ulus" kavramı, din kavramıyla aynı kimlik. Ama, bu "şerlatçı", "köktendinci" anlamına gelmez. Konu hâlâ Türkiye'de biraz yanlış anla- şılıyor. Refah Partisi, Türkiye'de Bosna'ya yardım konusunda gayretli bir kuruluştur. Bunları söylemek gerek. Ve insanlar kimden yardım aldılarsa, ona ilgi duyuyorlar Bosna'ya yar- dım eden bütün Islam ülkelerinin bütün örgütleri, böyle di- ni kuruluşlar. Şimdi ben kimden yardım alıyorsam, biraz onun gibi düşünmek durumunda olacağım. Çok normal. 1941 'lerde, sosyalist ya da komünist olanlar bugün yardım aldıkları kuruluşlarla ideolojik birlik içindeler. Şimdi Sırplar, bizleri, Bosnalıları vururken, bir tek nedenden dolayı vuru- yor: "Müslüman" kimliğimizden dolayı. Ama, burada önem- li olan, kavranması gereken, bizim için ölürken hiç olmaz- sa "kelime-i şahâdet" getirmek bile çok önemli. (Burada Güralp Basım, araya giriyor, şöyle diyor: - Madem ki, köktendincilerden (fundemantalistlerden) yardım geliyor; o zaman, onlar da kendi halklarına orada- ki savaşın "bir din savaşı" olduğunu söylemekte haklılar. Başka türlü para toplayamazlar. Yani, Refah Partisi, Bos- na da Batılı anlamda bir Müslüman ülke görmek istemez. Kendi yanlışı, "Orada bir din savaşı var; din kardeşlerimizi Hıristiyanlar öldürüyorlar!" diyor. Burada sizin de yanlış noktanız var: Türk gazetelerinde hergün Bosna-Hersek ha- berieri çıkıyor, bunların hepsi Batılı haberajanslanndan...) (Denize düşen yılana sarılır, diye geçiriyorum içimden...) Fazıl Hüsnü Dağlarca, 1971de Eylem e imzaladığı "Çocuk ve Allah" kitabına şunları yazmıştı: "Yurdun ve yeryüzünün en büyük güzelliği eylemdir." Bugün eylemler günü; çalışanlara kutlu olsun! BULMACA 1 2 3 4 5 SOLDAN SAĞA: 1/ Geometrik biçimler- de kesilmiş çeşitli renk ve desende kumaş par- çalarının belirli bir dü- zene göre yan yana ge- tirilip dikilmesi tekniği. 2/ Maranta adlı kamış- tan çıkarılan ve çocuk maması yapmaya yara- yan un... Bir nota. 3/Bakla içiyle yaptlan zeytinyağlı yemek... Ankara'nın bir ilçesi. 4/Aynı ahır adına koşan yanş atlanna verilen ad. 5/ Göz... Havaalanlarında bulunan ve çev- redeki uçuşları denetlemeye yara- yan sistem. 6/ Iç sürdürücü bir madensuyu... Demirin simgesi. 7/ Yanarken güzel koktuğu için tütsü olarak kullanılan bir ağaç... Argo- da esrar... Yazı. 8/ İki yönlü bir dalgalı akımı. bir yönlü doğru akı- ma çevirmeye yarayan aygıt. 9/ Bir bilgiyi gösteren simgeler siste- mi... Belirteç olarak kullanılan ey- lem soylu sözcük. YLKL\RIDAN AŞAĞIYA: 1/ Artvin'de. boğa güreşlerinin düzenlendiği geleneksel şenli- ğiyle ünlü yayla. 2/ Karakter... Halk edebiyatında redife verilen ad. 3/ Hekimlikte kullanılan büyük yapraklı birbitki... Bir nota. 4/ Bir işletmenin ani batışı... tngiltere'de bir soyluluk sanı. 5/ltalya"da bir ova... Birim. 6/ Sac üstünde pişen yufkayı çevir- meye yarayan tahta aygıt... Kenar süsü. II Bir vidada iki diş arasında kalan çukur bölüm... Yaşlık, nem. 8/ Bir göz rengi... Harman yerindeki tahılın taş ve toprakla kanşık kalıntısı. 9/Oy- mak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle