Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20ARALIK1994SALJ
12 DIZIYAZI
Tasanya karşı kampanya başlatan Islamcı kesim, düşünce suçu konusunda duyarsız
Sağcılar 'kendine Müslüman'TMK'nin bir bölümünü de-
ğiştirmeyi amaçlayan taslak, sö-
zünü ettiğimiz uygulamalar ko-
nusunda hiçbir değişikliği
amaçlamıyor. Yeni taslakla ge-
tirilen, yayınlarda ve toplantılar-
da "araşbnna, üıceleme ve eleş-
tirme sınırlannı aşmayan. vakın
ve açık tehlike oluşturmayan"
yazı ve konuşmalar terör suçu
olmaktan çıkanlıyor. Ama diye-
lim ki mahkeme bazi yayın ve
konuşmalarda bu sınınn aşıldı-
ğına karar verdi. O zaman yine
hükümlü terörist sayılacak, In-
faz Kanunu'ndaki indirimden
yararlanamayacak, cezaevinde
açık görüş yapamayacak. Hüc-
relerde yatacak. Ödenmesi
mümkün olmayan para cezala-
nna çarptmlmaya devam edile-
cek.
Tasannm iyileştirme sayıla-
cak hükümleri, her türlü eleşti-
ri ve araştırmayı suç olmaktan
çıkarması, aynca bu madde kap-
samında yargılananlann asgari
cezasını iki yildan biryıla indir-
mesi. Komısyon Başkanı Öğüt-
can'ın söylediğine göre, bir yıl-
lık cezalar tecil edilebiliyor ve-
ya para cezasına çevrilebiliyor.
Bu da ceza alanlann bir kısmı-
nın durumunu hafifletici özel-
likler taşıyor. Ancak yasaya ve
taslağa bütünüyle bakıldığında.
her ikisi de anti-demokratik ve
baskıcı özellikler taşıyor. Bu
açıdan özde ikisi arasında ciddi
bir fark yok. Eski kanunda terö-
rün tanımı çok daha kapsamlı ve
her anlama gelecek şekilde ka-
leme alınmış iken taslak teröre
de kısa bir tanım getiriyor ve
şunlan söylüyor:
"Madde 1. Terör, anayasanm
2. maddesindc belirtilen, cunı-
huriyetin niteiiklerini değiştir-
mek, devletin ulkesi ve milletiy-
le böliinmez bütünJüğünü boz-
mak amacıyla toplumu veya ki-
şileri korku ve paniğe düşürebi-
lecek şekilde cebir, şiddet veya
tehdide başvurmasıdır."
btamcı Itlraz
yaimzca kentiteri için
tslamcı kesım, TMK. taslağı-
nın TBMM Adalet Komisyo-
nu'nda kabul edilmesi üzerine
kendilerine yönelik olduğunu
iddia ettikleri hükümlerin orta-
dan kaldınlmasını hedef alan bir
kampanya başlattılar Islamcı
kesirhin itıraz ettiğı ve kaldınl-
masını istediği taslakta değişti-
rilen 7. maddedeki şu fıkralardı:
"Yukarıdaki fıkralarda yazılı fi-
iller, demek. v akıf. si>asi parti, iş-
çi ve meslek kuruİuşları veya
bunlann yan kuruluşlan tara-
fından veya bunlara ait bina lo-
kal, büro veya eklentilerinde ve-
ya öğretim kurumlannda veya
öğretim yurtlannda veya bunla-
nn eklentilerinde işlenirse ceza-
lar üçte bir oranında artınlır."
"Teröre yukandaki fıkralar-
da belirtilen şekillerde yardım
eden dernek, vakıf ve sendika-
larla yan kunıluşlarının faaliyet-
leridurdurulur. Mahkemece ka-
patılmalanna ve malvariıklan-
nın müsaderesine karar verilir."
Yürürlükteki TMK'de ise bu
hükümleryine var ve bu hüküm-
ler şöyle yer alıyor: "Bu yar-
dım(terör örgütüne veya terör
eylemine yardım kastediliyor);
dernek, vakıf, siyasi parti, işçi ve
meslek kuruluşlanna veya bun-
lann yan kuruluşlanna ait bina,
lokal, büro veya eklentilerinde
veya öğretim kurumlannda ve-
ya öğretim yurtlannda veya
bunlann eklentilerinde yapüırsa
ikinci fıkradaki cezalann iki ka-
tı hükmolunur."
"Aynca; dernek, vakıf, sendi-
ka ve benzeri kummlann terö-
re destek olduklan tespit edildi-
ğinde faaliyetleri durdurulur ve
mahkemece kapatıhr. Kapatuan
bu kuruluşların maharlıklan-
nın müsaderesine karar verilir."
"SFnin oyunu"
Islamcı kesim bu iki madde
arasında ciddi bir fark bulundu-
ğunu söylüyor. Onlara göre. yü-
rürlükteki yasada, "teröre des-
tek okluklan tespit edildiğinde"
hükmü yer alıyor.
Bu, açıkça bir vakfın veya ör-
gütün destek olduğunun saptan-
ması halinde örgütü suçlama al-
tında bırakıyor. Halbuki yeni
taslakta. açıİcça destek verdiği
saptaması kaldınlıyor ve bu ne-
denle bu örgütlerde işlenen her-
hangi bir suç vakfın veya örgü-
tün dolaylı ilgisi nedeniyle ka-
patılmasına yol açıyor. Bunun
SHP tarafından ortaya konan
sinsi bir oyun olduğunu söylü-
yor]ar.
Yine Islamcı kesime göre ye-
ni taslakta terörün tanımı yapı-
lırken anayasanm 2. maddesine
de atıfta bulunuluyor.
Bu madde ise çok geniş kap-
samlı ve hertarafaçekilecek ifa-
deler içeriyor. Onlara göre böy-
lece terör suçunun kapsamı ge-
nişletiliyor ve islamcı kesimi
hedef alan bir özelliğe dönuşü-
yor.
Yarın: İslamcı kesimde
Farklı sesler
7sslamcı kesimin ilk itirazı 7.
maddede odaklanıyor. Onlara
göre yeni tasanda teröre
destek konusundaki hüküm,
vakıflann kapatılmasına
giden yolu açıyor. Islamcılar
bunun SHP tarafından ortaya
konan sinsi bir oyun
olduğunu söylüyorlar.
s»İ *s , 9 a »»a»»
TERORLE MUCADELE
YASA TASARIS
Lslamcılara göre yeni taslakta
terörün tanımı yapılırken
anayasanm 2. maddesine de
atıfta bulunuluyor. Bu madde
ise çok geniş kapsamlı. Onlara
göre böylece terör suçunun
kapsamı genişletiliyor ve
İslamcı kesimi hedef alan bir
özelliğe dönüşüyor.
KÎM, HANGİ SllÇTAN. NE KADAR YATIYOR?
RÜŞVETÇİ-YOLSUZ
Diyelim ki görevini kötüye
kuılanarak zimmetine para
geçirdi. Veya rüşvet kabul
ederek devleti trilyonlarca
lira zarara soktu. Ve yine
diyelim ki 6 sene ağır
hapis cezası ile
cezalandırıldı. Bu cezanın
yarısını yatacak. Yani. 3
yılla yırtacak ve yedikleri
yanına kar kalacak.
TECAVUZCU
Diyelim ki ırza geçme
suçuyla yargılandı. Ve 8
yıl ceza aldı. Bunun
yarısmı yatacak. Yani 4
yılla yırtacak. Bu arada,
yolsuzluk yapan kader
arkadaşı gibi o da açık
görüş yapabilecek ve
nücre cezası almayacak.
KATIL
Bu korkunç suratlı vatandaşımız da,
diyelim ki adam Öİdürme suçuyla
hüküm giydi. Yani bir insanı
ortadan kaldırdı. Ve diyelim ki 16
yıl aâır hapis cezasıyla
cezalandırıldı. Yine cezasıntn
yarısını, yani 8 yılı içeride
geçirecek. Ona da açık görüş
serbest ve hücre cezası yok. Bir de
iyi halden indirim aldı mı,
öldürdüğü yanına kar kalacak...
DUŞUNCE
SUÇLUSU
Yayın yoluyla, ya da bir
toplanrıaa görüşlerini
söyledi. TMY gereği suç
sayılacak fıİli sonucu
diyelim ki 4 yıllık bir hapis
cezasına çarphrıldı. Para
cezasına ek olarak hükmün
dörtte üçünü, yani 3. yılını
yatmak zorunda. Üstelik
açık görüs yok. Hücre
cezası aa cabası. Üstelik
sıfah da "terörist!"
Kazan: Tasannm inananlan
hapsedeceğigörüşüyalan
Hemen belirtelim ki lstanbul Barosu olarak
3713 sayılı TMY'ye her zaman karşı çıktık.
Açıklamalar yaptık, raporlar hazırladık.
Anayasa Mahkemesi'ne dava açılmasını
sağladık. Bu yasa için dergimizde özel sayı
yayımladık. 1993 yılı sonunda, hükümet, 8.
maddeyi değiştirmek isteyince, hazırlanan
metnin bir geriye gidiş sayılacagını biz
vurguladık. Yapılmak istenenin. 140. ve 163
maddeleri canlandırmak olduğunu biz
açıkladık. 03.12.1993 günü. sağcı basın
(Zaman gazetesi dahil), bu tepkimizi haber
yaptı. Şimdi de gerçeği söylemeyi görev
sayıyoruz. Çünkü, biz çifte
standart kullanmayız.
Kampanyaya konu tasannın
(yasalaşınca) inananlan
hapsedeceği yalandır. Ve bu
tasanyla bilimsel çalışma
yapan vakıflann kapatılacağı.
camilerin müsadere edileceği
yalandır. Gerçeğe aykın bu
ıddialar üzerine yoğun bir
kampanya başlatıldı. Inananlar
'mücadeteye' davet ediliyor.
Öyle bir 'mücadele'ateşlendi
ki 28.11.1994 günü Yeni
Günaydın gazetesinde
yayımlanan söyleşiye göre.
TBMM Adalet Komisyonu
Başkanı, her gün 500'e yakın
ölüm tehdidi alıyonnuş. Yani
demokrasi adına bir deneme
yapılıyor. Bu, yasama organı
üzenne, tehdide dayalı bır
gövde gösterisidir. Sonuç
alabilmek için de insanlan
kandınp tahrik ediyodar.
Yapılan deneme. "Biz istersek
bir yasayı çıkarabiliriz veya bir
yasanın çıkmasını önleyebiliriz"
denemesidir. Nitekim. açıkça
"Bu yasayı çıkarmaya cesarçt
edemezler" deniliyor. Ve
demokrasimizde yasa yapmak
'cesaret'işi oluyor. Başta. Sayın
Mesut Yılmaz olmak üzere.
bazılan böyle bir 'mücadele'nın
değırmenine su taşıyor. Biz
planlanan oyunu bozmak için
öne sürülen ıddtalan
cevaplamak istıyoruz.
İlk olarak, tanımla ilgili 1.
maddenin, inananlan terörist
saydığı iddiasını ele alalım. Bu
iddia gerçeğe aykındır Mevcut
yasanın 1. maddesi. zaten
İstanbul Barosu Başkanı
Av. Turgut Kazan.
• Biz mevcut
tasanyı bir
demokratikleşme
paketi olarak
görmüyoruz, ancak
getirdiği
iyileştirmeler
açısından söz
konusu tasannın
yasalaşmasını,
demokrasimiz için
bir kazanç
sayıyoruz. Ama asıl
önemlisi. oynanan
oyunun bozulması
açısından da
tasannın
parlamentodan
mutlaka
geçirilmesini
istiyoruz.
'anayasada belirtilen cumhuriyetin nitelikleri'
deyimini kullanmıştır. Ve bunu değiştirme
eylemini terör eylemi saymıştır. Peki, nedir
cumhuriyetin anayasada belirtilen nitelikleri?
Anayasaya bakıyoruz, 2. madde
'Cumhuriyetin Nitelikleri' kenar başhğını
taşıyor. İşte, tasan bunu somutlaştmyor.
Anayasanm 2. maddesinde belirtilen
'cumhuriyetin niteiiklerini değiştirmek...
amacıyla toplumu veya kişileri korku veya
paniğe düşürebilecek cebir, şiddet veya tehdide
başvurulması'nı terör eylemi sayıyor. Acaba.
cumhuriyetin niteiiklerini değiştirmek için
cebir, şiddet ve tehdide başvurulmasını terör
sayrnayacagız da neyi terör sayacağız* Biz
iddia ediyoruz, kampanyada dile getirilen
kaygılar bakımından. mevcut yasanın 1.
maddesi tasannın I. maddesinden kötüdür.
geridir, tehlikelidir. Çünkü, belirsız ve kaypak
deyimlere yer vermiştir. Bu yüzden, ilk iddia
için öne sürülen itirazlar kesinlikle gerçeğe
aykındır.
İkinci iddia, yasanın 8. maddesiyle ilgili
değişiklik önerisinin, inanç özgürlüğünü
sınirlayacağı ve bilimsel çalışma yapan
vakıflann kapatılmasına yol açacağı
iddiasıdır. Bir kere. bu maddenin birinci
fıkrası TCK'nin 311. ve 312. maddelerinden
alınmıştır. Yani bir suçun işlenmesini tahrik ve
teşvik etmek, yasanın cürüm saydığı eylemi
övmek zaten suçtur. 1. maddenin 3. ve 4.
fıkrasında yer alan, (söz konusu fiillerin)
"dernek. vakıf, siyasi parti, meslek
kuruluşlan veya bunlann yan
kuruluşlan tarafından... işlenmesi'
hali ise mevcut yasanın 7.
maddesinin 3. ve 4. fıkralannın
tekranndan ibarettir. Mevcut
yasadaki 'terör örgütlerine
yardım veya bu örgütlerie ilgili
propaganda' kuralı 8. maddeye
alındığı için bu fıkralar da aynen
8. maddeye taşınmıştır. Yani
vakıflarla ilgili yasak, mevcut
yasada zaten vardır. Bu açıdan da
öne sürülen iddialar gerçeğe
aykındır.
Kampanyayı yürütenler, hem
ifade ve inanç özgürlüğünden
bahsediyorlar hem de 8. •
maddenin 2. fıkrasına konulması
önerilen (çok sınırlanmış) bir
'üıceleme, tartışma ve ekştiri'
hakkına karşı çıkıyorlar. Yani
başkalannın ifade özgürlüğünü
hazmedemiyorlar. ama kendi
cebir. şiddet ve tehditlerinin
serbest bırakılmasını istiyorlar.
tşte. yürütülen kampanyanın adı
budur, özü budur. Şiddet açıkça
gösteriye çıkmıştır. Hukuksal
tartışma yapılmıyor. Çok başka
amaçlı oyunlar tezgâhlanıyor.
Hem tehditle tasannın
yasalaşmasını önleyip güçlerini
gösterecekler hem de kendilerine
ait şiddet ve şiddeti davet
eylemlerinin mevcut yasayla
cezalandınlmadığı izlenimini
verecekler.
Biz, tasanyı bir demokratikleşme
paketi saymıyoruz. Bu metin,
demokrasi yolunda yapılması
gerekenlerin, belki binde biridir.
Ama demokrasi paketi değildır.
Sadece ifade özgürlüğünü
sınırlayan bazı hükümlerin biraz
iyileştirilmesi düşünülmüştür.
Bu nedenle söz konusu tasannın
yasalaşmasını, demokrasimiz için bir kazanç
sayıyoruz. Ama asıl önemlisi. oynanan
oyunun bozulması açısından da tasannın
parlamentodan mutlaka geçirilmesini
istiyoruz. Demokrasimiz bu tehditlere boyun
eğmemelidir. Unutmayalım ki tehdit de bır
sjddettir. Parlamento böyle bir şiddeti
göğüsleyeceğini göstermelidir.
Tabii 8. maddenin 2. fıkrasıyla ilgili olarak,
asıl yapılması gereken eleştiriye girmiyorum.
Çünkü kaldınlan toz dumana bakınca,
demokrasi adına demokrasi düşmanlannın
ekmeğine yağ sürmüş olacağımı
düşünüyorum. Bu nedcnlc birazcık bir
iyileşme getirdiği için önenlen fıkrayı ifade
özgürlüğü açısından kazanç sayıyorum.
Tartısılan maddeler
Terörle Mücadele Yasası
Terör örgütlerininbildiri veya
açıklamalannı basanlara veya
yayınlayanlara beş milyon lira-
dan on milyon liraya kadar ağır
para cezası verilir.
Bu kanunun 14'üncü madde-
sine aykın olarak muhbırlerin
hüviyetlerini açıklayanlar veya
yayınlayanlar beş milyon lira-
dan on milyon liraya kadar ağır
para cezası ile cezalandınlır.
Yukandaki fıkralarda belirti-
len fiillerin 5680 sayılı Basın
Kanunu'nun 3'üncü maddesin-
deki mevkuteler vasıtasiyle iş-
lenmesi halinde, aynca sahiple-
rine de; mevkute bir aydan az
sürelı ise bir önceki ay ortalama
fiili satış miktannın, aylık veya
bir aydan fazla süreli ise bir ön-
ceki fiili satış miktannın, mev-
kute niteliğinde bulunmayan
basılı eserler ile yeni yayına gi-
ren mevkuteler hakkında ise, en
yüksek tirajlı günlük mevkute-
nin bir önceki ay ortalama satış
tutarının yüzde doksanı kadar
ağır para cezası verilir. Ancak,
bu ceza elli milyon liradan az
olamaz. Bu mevkutelerin so-
rumlu müdürlerine. sahiplerine
verilecek cezanın yansı uygu-
lanır.
Terör örgütleri
Madde 7:3 ve 4' üncü madde-
lerle Türk Çeza Kanunu'nun
168. 169, 171, 313, 314 ve
315'inci maddeleri hükümleri
saklı kalmak kaydıyla bu kanu-
nun 1 'inci maddesinin kapsamı-
na giren örgütleri her ne nam al-
tında olursa olsun kuranlar ve-
ya bunlann faaliyetlerini düzen-
leyenler veya yönetenler beş yıl-
dan on yıla kadar ağır hapis ve
iki yüz milyon liradan beş yüz
milyon liraya kadar ağır para ce-
zası, bu örgütlere girenler üç yıl-
dan beş yıla kadar ağır hapis ve
yüz milyon liradan üç yüz mil-
yon liraya kadar ağır para ceza-
sı ile cezalandınlar.
Yukandaki fıkra uyarınca
meydana getirilen örgüt men-
suplanna yardım edenlere \ e ör-
gütle ilgili propaganda yapan-
lara fiilleri başka bır suç oluştur-
sabile aynca biryıldan beş yıla
kadar hapis ve ellı miKon lira-
dan yüz milyon liraya kadar ağır
para cezası hükmolunur.
Bu yardım; dernek. vakıf, si-
yasi parti, işçi ve meslek kuru-
luşlanna veya bunların yan ku-
ruluşlanna ait bina. lokal, büro
veya eklentilerinde veya öğre-
tim kurumlannda veya öğretim
yurtlannda veya bunlann eklen-
tilerinde yapılırsa ikinci fıkra-
daki cezalann iki katı hükmolu-
nur.
Aynca; dernek, vakıf. sendi-
ka ve benzeri kurumlann teröre
destek olduklan tespit edildiğin-
de faaliyetleri durdurulur ve
mahkemece kapatıhr. Kapatılan
bu kuruluşlann malvarlıklannın
müsaderesine karar verilir.
Sürecek
Yasa tasansı
Terör örgütü, bu kanunda ön-
görülen terör suçlannı işlemek
amacıyla ikiden fazla kişinin
birleşmesiyle oluşur. Terör ör-
gütü tarafından işlenen suçlara
iştirak etmeksizin örgütten çe-
kiklikleri tespit edilenler hakkın-
da kovuşturma yapıunaz.
Madde 7- 3713 sayılı kanu-
nun 8'inci maddesi, başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiş-
tirilmiştir
'•Tahrik, teşvik, övme, yar-
dım ve propaganda
Madde 8- Bu kanunun 1 'inci
maddesinde tanımlanan terörü
ve 3, 4 ve 7'nci maddelerinde
yazılı suçları alenen tahrik ve
teşvik edenler veya övenler ve-
ya tahrik ve teşvik amacıyla top-
lantı veya gösteri yürüyüşü dü-
zenleyenler. böyle bir toplantı-
ya veya gösteri yürüyüşüne bi-
lerek katılanlar. taraftar kazan-
mak veya destek lemek amacıy-
la terör örgütlerinin bildiri ve
açıklamalannı vayanlarveyabu
örgütleri alenen övenler. iki yıl-
dan beş yıla kadar ağır hapis,
beş yüz milyon liradan bir mil-
yar liraya kadar ağır para ceza-
sı ilecezalandırılırlar.
Devletin iilkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğünü bozmak
amacıyla. inceleme. tarttşma ve
eleştirme sınırlannı aşarak açık
ve yakın tehlike yaratacak bi-
çimde veya terör örgütlerini
desteklemek için propaganda
yapanlar. bir yıldan üç yıla ka-
dar ağır hapis ve iki yüz milyon
liradan beş yüz milyon liraya ka-
dar ağır para cezası ile cezalan-
dınlırlar. Terör örgütlerine ve-
ya örgüt mensuplanna silah ve-
ya cephane sağlayanlar veya
bunlara bilerek ve isteyerek pa-
ra ve mal yardımında bulunan-
larla bu konularda aracılık ya-
panlar, fiilleri daha ağır bir ce-
zayı gerektirmediği takdirde
yardımlann mahiyeti ve mikta-
nna göre 3 yıldan 5 yıla kadar
ağır hapis ve bir milyar liradan
beş milyar liraya kadar ağır pa-
ra cezası ile cezalandınlırlar.
Yukandaki fıkralarda yazılı
fiiller, dernek, vakıf, siyasi par-
ti, işçi ve meslek kuruluşlan ve-
ya bunlann yan kuruluşlan ta-
rafından veya bunlara ait bina,
lokal, büro veya eklentilerinde
veya öğretim kurumlannda ve-
ya öğretim yurtlannda veya
bunlann eklentilerinde işlenirse
cezalar üçte bir oranmda arttı-
nlır.
Sürecek
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Bosnalı Sürgün'ün Anlattıkları: (4)
Bosnalı Köktendinci Değil!
Bosna-Hersek eski Başbakan Yardımcısı Muhammed
Çengîç, basında ilk kez "Ankara Notları"nda çıkan "çözüm
yolu" olarak; Avusturya, Rusya ileTürkiye'nin bir araya ge-
lip, bu konuda ağızbiriiği etmelerini önermişti. Sordum:
- Bu üç ülke, Sırplarta filan bir arada yaşamayı da sağ-
lamak amacıyla ağızbiriiği edecekler, öyle mi?
- Evet!
- llginç!
- Bu, benim kişisel düşüncem. Ancak BM bunu düşünü-
yor mu, düşünmüyor mu? Ya da savaşın bitmesini isteyen
öbür güçler, bu benim düşüncemle aynı düşüncedeler mi?
Onu bilme olanağım yok, ama benim kişisel, özel düşün-
cem de bu.
(Muhammed Çengiç, çözüm yollarını araştırmayı sürdü-
rüyor, sanki, şöyle diyor)
- En iyisi, sadece Avusturya'nın kendisinin gelmesi. Şim-
di, biraz tarih anımsarsanız şayet, Osmanlı imparatorluğu,
Bosna-Hersek'i Avusturya-Macaristan Imparatorluğu'na
bıraktığında, Bosna-Hersek'te bir Avusturya dönemi baş-
ladı. Mimarisiyle, kültürüyle, sanayisiyle, Bosna'nın en iyi
yıllan o yıllardı. En büyükgelişmeyi...
- Hangiyıllara rastlar bu?
- 1877'den 1912'ye değin. Daha sonra Avusturya-Ma-
caristan çekildi. Sanmam ki dünyanın hiçbir yerinde, hiç-
bir halk, hiçbir ülke Bosna'nın bu başından geçenleri ge-
çinmiş olsun. Işin en kötü yani, bu ortamda hiç kimse, ge-
leceğe yönelik bir şeyi planlayamıyor, bir şeyi umut edemi-
yor. Bu, neden böyle? Çünkü insanlar, Bosna-Hersek hal-
kı ciddi olarak ekmek sıkıntısı, gaz sıkıntısı, giyecek, yiye-
cek sıkıntısı, günlük sorunlan yaşayarak, geleceğe yönelik
programları yapacak durumda degiller. Tabii, bu kötü or-
tam bizi, Sırpların bizi yok ettiğı denli yok edecektir, bu uy-
gunsuz ortam, bu uygunsuz yağma koşullan. Tabii, zaman
çok önemli. Çok önemli bir kavram burada. üç yıldan beri
biz bu ortam içinde yaşıyoruz. Biraz önce TV seyrediyor-
dum, TV'de bir ölü gömülüyordu. Bir Müslüman gömütlü-
ğünde, bir ağabey kardeşini gömüyor, kardeşini gömerken
de;
- Su durumdan kurtulmamız olanaksız! gibi laflar ediyor-
du... Bu felaketten kurtulmamız olanaksız!
Geriye dönecek olursak, Türk basını, özellikle ancak Türk
basını yapabilir bunu. Dünyaya Bosna'yı tanıtma yönünde
tek olanağımızdır. Türk basını bu görevini yerine getirmeli.
Bosna'ya yönelik Türkiye'den yapılan insani yardımlar,
ivedi (acilen) bir hükümet dışı, sivıl kuruluşun oluşması so-
nucu gerçekleştirilsin. Türkiye Cumhuriyeti'nin sivil halkı-
nın yaptığı ayni yardımları düzenleyecek bir kuruluşun ive-
di kurulması gerek. Bu eksiklikTürkiye için. Bunun dışında
devletten devlete yardım, TC'nın Bosna-Hersek Cumhuri-
yeti'ne yaptığı yardım da, o iki devlet arasındaki bir kanal-
dan yapılsın. Ama, ayni sıvil yardımlar da, kesinlikle bir si-
vil kuruluş tarafından yapılsın. Bu sıvil oluşumda. özellikle
TV, yazılı basın ile gazetecilerin bulunması gerekir. Bunun
dışında da sıviller yer alabilir. Durum böyle olmayınca, bu
örgütlülük sağlanamayınca, Türkiye kamuoyunda sanki
Bosna'ya yardım eden tek kuruluşun, tek gücün Refah Par-
tisi olduğu gibi bir görüntü verilıyor.
Evet, benim önerdiğim bir kuruluş olursa, Türkiye'de bu
kuruluş, Türk halkına, kimin nereden, ne zaman yardım
yaptığını herdakikadaaçıklamadurumundaolacaktır. Şim-
di, bizim de kurulabilecek böyle bir sivil kuruluşa karşılık
Bosna'da sivil kuruluşlanmız var, örneğin "Merhamet Der-
neği", derneğimiz Türkiye'de kurulacak olanın yandaşı olu-
yor. "/vferriamef'in dışında, bizim de Kızılay'ımız var.
Bizim kuşkuyla üzerindedurduğumuz konu şuradan kay-
naklanıyor; Bosna-Hersek'te her zaman köktendinciligi,
bağnazlığı görmek yanlış. Insanların (şu anda) orada dine
sanlmaktan başka koşullan yok. Sosyalizm ölmüş, Yugos-
lavya dağılıyor, "ulus" kavramı yok. "Ulus" kavramı, din
kavramıyla aynı kimlik. Ama, bu "şerlatçı", "köktendinci"
anlamına gelmez. Konu hâlâ Türkiye'de biraz yanlış anla-
şılıyor.
Refah Partisi, Türkiye'de Bosna'ya yardım konusunda
gayretli bir kuruluştur. Bunları söylemek gerek. Ve insanlar
kimden yardım aldılarsa, ona ilgi duyuyorlar Bosna'ya yar-
dım eden bütün Islam ülkelerinin bütün örgütleri, böyle di-
ni kuruluşlar. Şimdi ben kimden yardım alıyorsam, biraz
onun gibi düşünmek durumunda olacağım. Çok normal.
1941 'lerde, sosyalist ya da komünist olanlar bugün yardım
aldıkları kuruluşlarla ideolojik birlik içindeler. Şimdi Sırplar,
bizleri, Bosnalıları vururken, bir tek nedenden dolayı vuru-
yor: "Müslüman" kimliğimizden dolayı. Ama, burada önem-
li olan, kavranması gereken, bizim için ölürken hiç olmaz-
sa "kelime-i şahâdet" getirmek bile çok önemli.
(Burada Güralp Basım, araya giriyor, şöyle diyor:
- Madem ki, köktendincilerden (fundemantalistlerden)
yardım geliyor; o zaman, onlar da kendi halklarına orada-
ki savaşın "bir din savaşı" olduğunu söylemekte haklılar.
Başka türlü para toplayamazlar. Yani, Refah Partisi, Bos-
na da Batılı anlamda bir Müslüman ülke görmek istemez.
Kendi yanlışı, "Orada bir din savaşı var; din kardeşlerimizi
Hıristiyanlar öldürüyorlar!" diyor. Burada sizin de yanlış
noktanız var: Türk gazetelerinde hergün Bosna-Hersek ha-
berieri çıkıyor, bunların hepsi Batılı haberajanslanndan...)
(Denize düşen yılana sarılır, diye geçiriyorum içimden...)
Fazıl Hüsnü Dağlarca, 1971de Eylem e imzaladığı
"Çocuk ve Allah" kitabına şunları yazmıştı:
"Yurdun ve yeryüzünün en büyük güzelliği eylemdir."
Bugün eylemler günü; çalışanlara kutlu olsun!
BULMACA
1 2 3 4 5
SOLDAN SAĞA:
1/ Geometrik biçimler-
de kesilmiş çeşitli renk
ve desende kumaş par-
çalarının belirli bir dü-
zene göre yan yana ge-
tirilip dikilmesi tekniği.
2/ Maranta adlı kamış-
tan çıkarılan ve çocuk
maması yapmaya yara-
yan un... Bir nota.
3/Bakla içiyle yaptlan
zeytinyağlı yemek...
Ankara'nın bir ilçesi.
4/Aynı ahır adına koşan
yanş atlanna verilen ad. 5/ Göz...
Havaalanlarında bulunan ve çev-
redeki uçuşları denetlemeye yara-
yan sistem. 6/ Iç sürdürücü bir
madensuyu... Demirin simgesi. 7/
Yanarken güzel koktuğu için tütsü
olarak kullanılan bir ağaç... Argo-
da esrar... Yazı. 8/ İki yönlü bir
dalgalı akımı. bir yönlü doğru akı-
ma çevirmeye yarayan aygıt. 9/
Bir bilgiyi gösteren simgeler siste-
mi... Belirteç olarak kullanılan ey-
lem soylu sözcük.
YLKL\RIDAN AŞAĞIYA:
1/ Artvin'de. boğa güreşlerinin düzenlendiği geleneksel şenli-
ğiyle ünlü yayla. 2/ Karakter... Halk edebiyatında redife verilen
ad. 3/ Hekimlikte kullanılan büyük yapraklı birbitki... Bir nota.
4/ Bir işletmenin ani batışı... tngiltere'de bir soyluluk sanı.
5/ltalya"da bir ova... Birim. 6/ Sac üstünde pişen yufkayı çevir-
meye yarayan tahta aygıt... Kenar süsü. II Bir vidada iki diş
arasında kalan çukur bölüm... Yaşlık, nem. 8/ Bir göz rengi...
Harman yerindeki tahılın taş ve toprakla kanşık kalıntısı. 9/Oy-
mak.