Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
t
SAYFA CUMHURİYET 20ARALIK1994SALI
14 KULTUR
Rus ve Danimarka şiirinin iki büyük ustası Henrik Nordbrandt ve Andrey Voznesenski istanbuVdaydı
PELİN ÖZER
Nâzım Hıkmet Kultur ve Sanat Vakfı nın bu
vıl ılk Aer vm/zğ/"UIuslararası Nâzım Hik-
met Şiir Odülü"m/« seçıa kurulunda ver
alan Rus \e Danimarka şıınnın ikı bu\iık us-
tası Andre\ Voznesenskı \e Henrik Nordb-
randt tstanbui davdı
Turkıve ve ılkkez gelen Voznesenskı, Istan-
bul u gorebılmenın coşkusuyla boş zaman
bulduğunda ılk olarak Avasofva Muzesı nı
gezdı Mımariık öğrenımı gorduğu sıralarda
Avasofva nın çızımını \apan Voznesenskı
muze\ı gezdıkten sonra "düşlediğinden da-
ha görkemli" buldugunu soyledı Bu gezı-
den sonra da Voznesenskı ıle bu hafta vav ım-
lanacak olan son kıtabı ıçın zar aramava <,ık-
tık Kapalıçarşı 'nın altını ustune getırdıkten
sonra, aradığımız çeşıtlı bovutlarda zarlan
Mercan 'da bulabıldık
Zarlan bulduğunda çocuklar gıbı se\ ınen
Voznesenskı bovlece karlı bır akşamustu Is-
tanbulda turıstlerın ozellıkle gorme talebın-
de bulunmadığı ara sokakları vakmdan tanı-
mafirsatı buldu
Şakavla kanşık sureklı olarak "Rus şiiri-
nin merkea^nde olduğunu vurgula\an Voz-
nesenskı nın dumada başka ornegı olma\an
bu kıtabı metal kaplı, mıknatıslı uzennde bır
zar bulunan ve 30 dolara maledılen buvuk bır
kıtap olacaL Ve kıtabı okuvarak zar tutanlar
kaderlernle karsılasacaklar Voznesenskı
okuruna şo\le seslenecek "Zan at! Ilk atı-
şında sayfayı, ikinci atışında o sayfadaki sa-
tın oku. Bu senin kaderintiir."
1950 lı \ıllaıdan sonra Rus şıınnın genç
kuşak şaırlerı arasında en guçlu adlardan bı-
rı olan Voznesenskı gençlığmde mımariık eğı-
tımı gormuş \e hep ressam olmayı duşlemış
O \alnızca bu şaır ve vazar değıl, arada bır
resım vapıvor hatta farklı objelerden olustur-
duğu kompozıs\onları sergılnor
7lerde bır film çekmevı planlavan Vozne-
senskı klıp rad\o \e tele\'izvon pmgramı ha-
zıriamak gıbı edebıvat dışı ışleıde de oldukça
ıddıalı Voznesenskı Rus şıır dılıne venı bır
soluk, bır canlılık getınrken, bır vandan şıır
dılı dıldekı ses oğesı, anlam vakınlıklanndan
ustaca \ararlamp, ımgelen kullanış bıçımıvle
Pasternak a ote vandan şıırlerındekı top-
lumsal ıçerık. dılı argoya varıncava kadar us-
taca ve gozupek bır bıçımde kullanışı vonun-
den Mayakovski gelenegıne bçğlanıvor
1959da \a\ımlanan "Vstalar"ad/ı uzun
şıırı bunu ızle\en \e 60 lı \ıllarda vavımla-
nan "ParaboUer", "Mozaik", "Karşıdünya-
lar" Turkçe ve Mehmet H. Doğan ve Tur-
gay Gönenç tarafmdan çevrıien ve /986'da
Ada Yavmlarm dan çıkan "Qza", "'Bir Zayıf
Yürek- Akhilleus Yiırek" adlı kıtaplarıyla
dıkkatı çeken Voznesenskı nın 'Oza " dışında
Ivı Şe\ler'den çıkan ve seçmeşııriennı kapsa-
van bır kıtabı daha bulunuvor
Istanbul 'a geldıklen ılk gece Voznesenskı
ne kadar konuşkan, meraklı hevecanlı ve ha-
reketlı ıse Nordhrandt da o kadar sıkıntılı
sessız ve vorgundu Voznesenskı ıse gece bo-
vunca Orhan Duru, Sezer Dunı, Cevat Ça-
pan, Ataaol Behramoğlu ve bızımle sohbet
ettı rakı ıçtı, en son sergısının kataloğunu
gosterdı ve her kompozıs\onun varatım seru-
vemnı tek tek anlattı Bır kuzev ulkesınde do-
ğan Henrik Nordbrandt'a Bodrumda vaşa-
masının ılgınç olduğunu sovledifftmızde,
u
Hiç de ilginç değil. Ben zaten soğuğa hiç
ahşmadım. Çocukken aylarca yatak doşek
yatardım. Soğuğu hiç bir zaman sevmedim,
soğuğa alışmak gibi bir derdim de olma-
dı"dedı Nordbrandt tam anlamı\la bır gez-
gın Kuzey Afrıka dışında neredevse tum dun-
vayı dolaşan şaır şımdı Bodrum'da vaşıvor
Turkçe de ılk olarak Golge Yavınlan 'ndan
Ergin Koparan'/n çevırısıvle \a\ımlanan
"Çevre" adlı kıtabıvla tanıdığımız Nordb-
randt'm 1991 ve 1993 vılında Adam Yavınla-
n tarafmdan Murat Alpar çevırısıvle "Ayak-
lanmın Altına Serdim Dunyayı" ve "Aşk Şi-
iridir Biitiın Şiirler" son olarak da Boş
\a\mlarından Ergın Kopar ın çevınsıyle
'Dortlukler" adlı kıtapları yavımlandı
Nordbrandt şıırlertnın başarılı çe\ırılerı
onun Turkıve've olan ılgısıvle bırleşınte, şıır-
lerı bır Turk unyazdığma manmak bıle olası
Danimarka dakı onemlı edebıyat odullen-
nın hemen hepsme değer gorulen Nordb-
randt m bugune dek 19 şıır kıtabı, "şaka o\-
sun diye" vazdığı "FınckeJsteuTin Kanlı Pa-
zar Yeri" adlı casus romanı bugune kadar
vaşadığı evlerı anlattığı "Periler de Birlikte
Taşmıyorlar" adlı bır oyku- deneme kıtabı ve
1990 yılmda vayımladığı "THanfaya'W/; bır
çocuk htabı bulunuvor
49 vaşındakı Nordbrandt şıırienndekı bu-
yucu ezgısellık ve çarpıcı şıır mantığıvla Da-
nimarka da bır Nordbrandt- sovlemı varat-
mavı başarmış bır şaır
1969 vılında Danimarka 'vı terkedıp bır şı-
ırınde de vazdığı gıbı "hiç kimseyle ortak
öyküsii olmayan" bır yer aramaya başlamış
ve arayışı halâ suruyor
Benim şiirlerim bir
günce gibidir...Son derece sıcak davranışları,
sempatık konuşması, yaşamı merakla
kucaklayan gozlenyle Andrey Voz-
nesenskı, heyecanı ve kımı gençlere
taş çıkartan canlılıgıyla 61 yaşında
bır 'ddikanh'ydı Şıırlennı yazarken
ve okurken kendını "vücudunun üze-
rine, prezervatif geçirilmiş gibi" hıs-
sedıyor, bambaşka bın oluyordu
Voznesenskı. soyleşımız boyunca
hem geçmışe dönup kendını anlattı,
hem de 1950'lerden bu yana bır do-
nem Rus şıınnın gelışımmı daha ıyı
anlamamızı saglavacak duşuncelennı
bızlerle pay laştı
- Tıirk okuru sLd yalmzca \da Ya-
yınlan'nın 1986 yılmda yayımladığı
Oza adlı kitabınızdan ve Iyi Şey-
lcr'den çıkan seçme şiirlerinizden ta-
nıyor. Şıırınuin geçirdiği evreler
Turkçe'ye tam anlanuyla yansımadı.
Pasternak'dan büyuk destek gordu-
ğunuz ilk dönemlerinizı anlatır mısı-
nız?
Şaır olarak 14 yaşında doğdum
Şıırlerımı Pasternak'a yolladım Be-
nı davet ettı \e o davetten sonra 14
yılımı onun yanında geçırdım Be-
nım ıçın o zaman Rus şıırı dıye bır
şey yoktu Yalnızca Pasternak vardı,
bır de onun kadar ıyı olmamakla bır-
lıkte \hmatova Önunla da Paster-
nak'ın evınde karşılastım O zaman-
lar iiırlenmı yalnızca Pasternak'a
gosterdım Benım ıçın şıır dınleyıcısı
de yoktu tek dınleyıcım oydu Tabıı
çok şanslıydım Ondan çok etkılen-
mıştım, bır mıknatıs gıbıydı
Şiirierimi Pasternak okurdu
Tatıllenmde şıır yazardım ve son-
baharda Pasternak'a gotürürdum O
da sonbaharda, yazm yazdığı şıırlen
bana venrdı Benım şıırlenmle onun
şıırlennde pek çok satır aynıydı Ba-
na "Andruşa senin yazdığın şiirierin
altına ben imza armış oisaydım, bu şi-
irleri o seçme şiirlerimin arasına ka-
tardım.'" derdı
- Pasternak'dan bu denli etkilen-
mcnizin. şürinizin gelişimine olumsuz
etkikri oldu mu?
O zamanlar gerçek bır kahraman-
dım \e Rus şıınnın merkezındeydım
Ancak e\e dondüğumde bunun çok
yanlış olduğunu anladım Çunku o
şıırlen ben yazmıştım ama onlar Pas-
ternak'ın şıırlerı olmuştu O zaman
şıır yazmayı kestım ve bır donem hiç
şıır yazmadım 19 yaşındaydım Yaz-
mayı bıraktıktan sonra ressam olma-
ya karar verdım Ama sonra yenıden
yazmaya başladım ve yazdıklarımı
tekrar Pasternak'a goturdum "Go-
ya'yım Ben" adlı şıınm de bunlardan
bırıydı Pasternak bu şıırı alkışladı ve
çok buyuk bır olay olarak gordu On-
dan once yazdıklarımı ıse hiç bır za-
man yayımlamadım
- Yevtuşenko, Bella Ahmadulına
gibi o donemin genç sair kuşağıyla da
yakın ilişkılenniz oldu ve şiiri çok ge-
niş kıtlek're ula^tırdınız...
Genç şaırlerle tanıştım, onlarla bır-
lıkte kuçuk mekânlarda çalışmaya
başladık sonra bu alanlar buyudu O
donemlerde Rus halkı şııre çok alış-
kın değıldı şıır dınlemeyı sevmıyor-
du Bır şıır kıtabından bın adet satıl-
dığında ıyı bır rakam sayılıyordu
Ama bızı sev lyorlardı çunku pek çok
olaya karşı çıkıyorduk Derken. dın-
leyıcı kıtlesı buyudu ve gıtgıde stad-
yumlan doldurdu
Rus şiirinin
merkezJndeydim
- Siz o donemde, toplumsaJ içerikli.
polemikçi ve soylevci şiirler yazmanı-
za karşın, politik kişiliğinizk ön plana
çıkmamaya ozen gösterdiniz. V\
H Auden bir yaasında sızın stadyum-
da nasıl görkemli şiir okuduğunuza
değinmiş ve şiir okuma sanatını bir
ayin haline getirdiğinızden sozetmiş.
Önbinlerce kişi onunde böylesıne
dev leşmenizı. ınsanlan o stadyiımlara
çeken buyuyu nasıl açıklarsınız?
Sıze dedıgım gıbı ben Rus şıınnın
merkezındeydım Ancak cıddı bır pa-
radoks var Bır kıtabı elınıze alıp
okumak kolay şnn dınlemek ıse da-
ha zordur Stadyamda şıır dınlemeye
daha çok ınsan geldı Bu, kılıse tore-
lerıne benzcrdı
Orneğın Rus kılıselennde torenler
eskı Slav dıllennde, Katolıklerde La-
tınce olurdu Oraya gelen ınsanlar
soylenenlerden bır kelıme bıle anla-
mazlar ama oranın o mıstık havasın-
da etkılenırlerdı ve olay buyurdu
Aynı şey benım stadlarda okuduğum
şıırlerde de oluyordu Belkı şıırlerı-
mın detavlarını algılayamıyorlardı
Bcnı dınlemeye gelen o 14 bın kışı
şıınm ıçm gelıyordu ama Yevtuşenko
ıçın gelenler polıtık bır ruh taşıyor \e
c coşkuvla gelıyorlardı Kışısel ola-
rak ben stadyumlarda şıır okumayı
çok sevmıyordum
Kar^ımdakı ınsanın yuzunu gor-
•'Şıırlenmı masa başında kalemle yazmam. Dışan
çıkanm, caddelerde, ormanlarda yürürüm.
Süreklı gökyüzüne bakanm, gökyüzünüîi de açık
olması gerekır. Açıklayamadığım bır şey var, yukandan
bır ışaretle gelır bu dızeler.
Buna tann, şeytan, kozmos dıyebilırsınız. Ben bunun ne
olduğunu henüz kendıme açıklayamadım. Eve gelıyorum,
o aldığım ışaretlen anıden kâğıda döküyorum ve şıır
çıkıyor ortaya.'
mek istenm, oysa stadyumda bu ola-
naksızdır
- Mimar olmanız ve resme olan U-
ginlz de şiirınizde kendini hissettiri-
yor, 'Oza'da olduğu gjbi
Evet. mımanyle romantık edebıya-
tı bırleştırmemın nedenı belkı de
geçmışım Ama bu bıraz da yaşam-
dır Son kıtabımın kapagından ornek
vereyım, yaşamımız zaten demırle
kaplı Oradakı mıknatıslar da bır tek
kafamız değıl, ıçgudulenmız, sırlan-
mız bızım dışımızda olan bır takım
guçler O manvetık guç gıbı bız de
onlara bağlıyız
- Şairlerin intihar ertigL süruiduğu
bir donemde, hep şaır' kimliğinizle
varolmaya ozen gösterdiniz. Toplum-
saJ olaylarta o donemde Uginiz ne dü-
zeydeydi?
Benım şıırlenm bır gunce gıbıdır
Bır gunceye ınsan hıssettığı gordüğu
her şeyı yazar Sesgıyı, aşkı, gunlük
hayatta etkılendığı olaylan Tabıı bu
Belkı de ıçgudusel olarak haklıydı
Ben dıger şaırlenn dışındaydım. top-
lumun mantığını değıştırmek ama-
cıyla yenı şey ler ortaya koyuyordum
Bu da tehlıkelı olabılırdı K.ruşçev ış-
te burada haklıydı
- Yüksek sesle stadyumlarda dfi-
zenlenen şiir mahnelcnnın ardından
şiirinizin tonu da defişti mi?
Gıtgıde stadyum, konser, muzıkal
şıır tarzından sıkıldım ve bu ışı bı-
rakmaya karar verdım Ondan sonra
tamamen stılımı değıştırdım ve kula-
ğa hıtap eden şıırden çok gorsel şıır
yazmaya başladım Buyuk kalabalık-
lardan sonra dınleyıcı halkasını ku-
çultmek ıstıyordum Artık çevremde
pnmıtıf ınsan ıstemıyordum, elıt ın-
san ıstıyordum Şıın konuşan, tartı-
şan, anlayan ınsanlan yanımda ıste-
dım Boylece daha zor. daha detaylı,
anlaşılması daha zor şurler yazmaya
başladım Oldukça karmaşık bır kı-
tap olan Oza 100 bın adet sattı Ben
günluk yaşam ıçınde pohtıka da sıze
dokunur ve onları da yazarsınız
Ama ben bunları bır kışının giıncesı-
ne yazdıgı gıbı yazıyorum, polıtık bır
atmosfer yaratmak ıçın değıl
O donemlerde şııre etken olan po-
lıtık lıderlerdı O donemin poiıtık lı-
derlerı ozellıkle Kruşçev onları kıs-
kanmava başladı Çunku çok populer
olmuşlardı Benım durumum ıse
farklıydı Şıırlerımın ıçerığı polıtık
olmadığı ıçın ne yapacaklarını bıle-
medıler O donemin şaırlerı devlet
adamlarını kışkırtmak ıçın daha çok
polıtıkaya ıtıldıler Bense kendı bıldı-
ğımı okudum
- Hiç baskı gördunuz mu?
Çok ılgınçtır, polıtık olmadığım
halde Kruşçev ın şahsen saldırdığı
tek şaır bendım Benı aldı, yarım saat
karşımda devamlı bana bağırdı Bu
arada yumruklannı savuruyordu Be-
nı ulkeden dışan çıkmaya zorladı
Hatta KGB ajanlarını çagırıp pasa-
portumu alarak benı yollamaya çalış-
tılar Polıtıkavla yogun ılgım olma-
masına karşın. ıdarevle sureklı so-
runlarım oldu Kruşçev o kadar ap-
taldı kı bana "Sen Komunist Partisi
uyesi değilsin. Scn Komunist Parti
karşılıgı bir parti kurtnak ıstiyorsun.
O yuzden bu kadar populerleşmeye
çalışıyorsun. Partıde olmayan insan-
lardan oluşan bir parti kurmaya çalı-
şıyorsun.'
1
dıyordu Cahıl bır ınsandı
Andrey Voznesenski
daha da zorlaştırdım ve o zaman da
kıtaplanm 300 bın sattı
Ozgürlüğün beddini ödûyoruz
- Bugfin Rusya'da şairler ne du-
rumda? Şiirler okura ulaşabiliyor
mu?
Bugün çok zor durumdayız Krız
var. kâğıt fıyatları çok arttı. kıtap sa-
tışlan çok duştu Ben elıt ınsanlara
ulaşmak ıstıyorum derken, zengınlen
değıl gerçekten entellektuel, kafalan
zengın olan ınsanları kastedıyorum
Bunlar da genellıkle maddı gucu ol-
mayan bır tabaka oluyor ve kıtaplan-
mı alamıyorlar Onun yenne çok zen-
gın ınsanlar kutuphanelerınde guzel
dursun dıye kıtaplarımı alıyor Şımdı
bız özgurluğun bedelını oduyoruz
Bundan oncekı donemde totalıter sıs-
temın sansurune takılıyorduk, ^ımdı
de tıcaretın sansurune takılıyoruz Tı-
can sansur kıtap basmadığı ıçın çok
guçlu Rusya'da tıcaretın degışımı
edebıyata boyle olumsuz bır etkı
yaptı Benım ıçın sorun yok, ben ya-
şarım. kıtaplanm satar ama genç şa-
ırler ıçın çok kotu bır şey bu Çunku
onlar doğamıyorlar, adlan bılınmıyor
ve kıtapları satılmıyor Bu yuzden
ben onlara çok yardımda bulunuyo-
rum Ancak her >eye karşın Rus şıın-
nın olduğunu du^unmuyorum Ger-
çek şairler yazmaya devam edecek-
ler
Mutluluk, yaşanmamış
bir duyguyu yaşamaktırHenrik Nordbrandt "aykırı'bır ın-
san Ince ve uzun fızığı, 'kuskun' ba-
kışlarıyla her an her yere gıdebılır-
mış, hiç bır yere aıt değılmış gıbı du-
ruyor topluluklarda Konuşmaktan
fazla hoşlanmasa da, bazı hassas ko-
nuiarda tepkısını gostermekten yana
Nordbrandt, sakın ve kesık cumlelerle
konuşsa da yaşamıyla bızı 'şaşırtma-
yı'başardı Kendını 'serseri'olarak ta-
nımlayan Nordbrandt'ın yalnızca şıır
yazarak geçınmesı, yaşamını 'sevebi-
leceği ve ötene kadar kalabileceği' bır
yer aramaya adaması, kısacası yaşam
oyküsu, duşlennı gerçekleştıremeyen
ya da sureklı erteleyenlen hemen kıs-
kandıracak cınsten Turkıye'yı çok
tyı tanıyan, Turkçe'yı bızden bın gıbı
konuşan ve 2 5 yıldır Bodrum'da ya-
şayan Nordbrandt, Türk basınının son
durumu uzerıne cıddı gözlemlerde
bulundugu gıbı Orhan Pamuk'un
"Yeni Hayat" adlı romanını çok be-
gendığını de soyluyor
1945 yılmda Kopenhag'da dogan
Nordbrandt'ın bugun hâlâ suren yol-
culugu. yedı yaşında Danımarka'nın
bır taşra kasabasına taşınmalarıyla
başlamış 201ı vaşlarına geldığınde,
bu "buzlar ulkesi"nden "sevebilecefi
ve öJene kadar kalacagı" yen aramak
ıçın yolculuguna başlayan Nordb-
radt'ın ılk durağı Yunanıstan olmuş
1967'de Yunanıstan'a demır atan şaın
orada 'cunta' karşıiamış Bundan
"nefret eden" Nordbrandt hemen Yu-
nanıstan'ı terketmış ve solugu Istan-
bul'da almış Ancak Istanbul da aradı-
gı yer değılmış Hiç beğenmemış,
nefret etmış Istanbuldan ikı hafta
kaldıktan sonra 'lcriz geçirmiş' ve Da-
nımarka'ya gen donmuş
Ankara'dan Bodrum'a
Unıversıtede Çınce oğrenmeye baş-
lamış Ardından Turkçe'ye merak sa-
!an Nordbrandt 1971 yılını Türkıye'de
geçirmiş Sonra ver elını Ispanya
Tam yedı yıl kalmış bu ulkede Ispan-
ya guzel, ınsanlan da çok sıcakmış
ama hiç bır yer ona Ege Denızı. Yu-
nan adalan ve Türkıye kadar yakın
değılmış Bundan 4 5 yıl once An-
kara'ya yerleşmış fstanbul'dan daha
çok sevmış Ankara'yı
Ilgınç dıyornz. "Siz denize ve gune-
şe tutkun birisiniz. Ne buldunuz An-
kara'da?" "Ankara hem modera bir
kent, hem Anadolu'nun kalbinin atüğı
bir bozkır'' dıyor ve her aradığını bu
kentte buldugunu vurguluyor
İkı yıllık Ankara seruvenınden son-
ra şöyle bır Bodrum'a uzanmış ve son
2 5 yıldır kaldığı bu yorenın aradıgı
yer olduğunu hıssetmış "Ege Deni-
zi'ni çok seviyorum, eşsız bir yer. Dun-
yada bir tek Ege Denizi var.." Şımdılık
Bodrum'da yaşıyor ama son gunlerde
oradan da sıkılmış, çok sağlam dost-
luklar da kurmasına karşın, artık ken-
dını oraya aıt hıssetmıyormuş Bır su-
re daha kaldıktan sonra kendıne yenı
bır yer aramaya karar vermış
Arük esldsi kadar romantik
değilim
Bıraz yorulmuş gıbı Konuşurken
gozlennı boşluklara dıkıyor ve "ArOk
yaflandım" dıyor "Haftalık rurlar
vanür, bilirsiniz. Daha ucuz oluıiar ve
befli bir program kapsamında sizi gez-
dirirler. Ben boyle turlara dayana-
mam. mumkün değıl. Girbgim her ye-
re ölene kadar kalabilecekmişim duy-
gusuyla gidcrim ben. Ama yine de ar-
tık eskisi kadar romantik değilim.
Gençken daha rnmantıktim. olene ka-
dar kaiabileceğim bir yer olduğuna
kesinlikle inanıyordum ama artık
bövle bir yerin olmadığını biliyorum."
Içe donuk, fazla konuşmaktan hoş-
lanmayan ama her zaman dünyaya
açılmaya çalışan bır ınsan olduğunu
soyluyor Nordbrandt Bır yandan gez-
dığı yerlerde ızını bırakıyor, bır yan-
dan da şıınnde tum çıplaklığıyla ken-
dını sunuyor dünyaya Bugune dek 19
şıır kıtabı yayımlanmış bır şaır olarak,
şıırlennde oldukça açık sozlu ve ken-
dını tanımlama çabası ıçınde Insanla-
rın soyleyemedıklen kendılenne sak-
ladıklan, belkı de yüzleşmekten kork-
tuklan tum duygular, tum karşıtlıklar
onun şıınnde sessızce yerlennı alıyor
Ve her şıırı bır ıç dökuş oluyor An-
cak zaman zaman ses yükselıyor ve
boşluğa tırlatılan keskın bır çığlığa
donuşuyor Kendını şıırlennde her-
kesle paylaşıyor Nordbrandt Şıırlerı
uzerıne konuşmaktansa fazla hoşlan-
mıyor Konuşamadıklarını yazıyor
"Ben zaten kendi şiirierimi anlata-
mam. Anlatamadığım şeyleri vazıyo-
rum işte. llham denen şeye ınanmıyo-
rum. Şiir once kafada başlıvor. Masa-
nın başına oturup da şiir yazamıyo-
rum. Bir kaç kez denedim, olmadı. Şi-
irierimi yazdıktan sonra değiştiremi-
yorum. Benim için en buyuk mutlu-
İuk, daha once gormediğim bir şey
görmek, daha once yaşamadıgım bir
•"Ben zaten kendı şıırlenmı anlatamam. Anlatamadığım
şeylen yazıyorum işte. llham denen şeye ınanmıyorum.
Şıır önce kafada başlıyor, yazdıktan sonra da
değıştjremıyorum. Benim ıçın en büyük mutluluk, daha
önce görmedığım bır şey görmek, daha önce yaşamadığım
bır duyguyu yaşamak... Şıirde de yaşamda da aynı.
Beklemedığım, kendı yazdığıma ınanmadığım bır şıır
yazmak ıstıyorum. Sankı benım şıınmı bır başkası yazmış
gıbı.. Bu benı çok mutlu edıyor."
duvguvu yaşamak... Şıirde de vaşam-
da da aynı. Beklemedtğım. kendi yaz-
dığıma ınanmadığım bir şiir yazmak
istiyorum. Sanki benim şıirimi bir
başkası yazmış gibi.. Bu beni çok mut-
lu ediyor."
Furk şaırlerle arasının nasıl oldu-
ğunu soruyoruz, "Ben eJeştirmen de-
ğilim tabii ama Vunus Emre'den Öz-
demır lnce'ye sevdiğım bır kaç Tıirk
şain var. Orhan Neli'ye çok buvuk va-
kınlık duyuyonım. Aslında. bence çok
iyi bir şair değil o, ama çok sempatik,
hoş bır insan" dıyor Dunya şıırıne
baktığında ıse. T. S Elliot'un çok bu-
yuk bır şaır olduğuna ınanıyor Çorak
llke adlı şıınnın, o kuşağın tarıhını
anlattıgını ve çok onemlı bır şıır oldu-
ğunu duşunuyor " EUiot çok büyük
şair ama beni çok etkilemedi. Beni
gerçekte çok etkileyen Amenkalı bir
şair var: \\allace Stevens. Belki stil
olarak değil ama duşunce olarak ola-
rak çok etkilendim. •'
dar akla karayı seçmış Gençhgınde
gazetecılık yapmış, radyo ve televız-
yona programlar hazırlamış, edebıyat
eleştırılerı yazmış, roportajlar yap-
mış Hâlâ zaman zaman Danımar-
ka'dakı gazetelere yazı yolluyormuş
Bır keresınde Türkıye'de ınsan hakla-
rı uzerıne genış bır roportajı yayım-
lanmış Danımarkada çıkan bır gazete-
de "O roportaj biraz gorev gibi oldu
ama bir yandan da yapmam gerektiği-
ne inanıyordum. Vine arada bir \az>-
yorum. Sivas olaylannda uç arkada-
şım oldu. Bu olay beni çok etkıledi ve
bir yazı yazdım. Danimarka'da bır ga-
zetede yayımlandı. Onları yazmadan
yapamadim. " Sıvas olaylan uzerıne
şıır yazıp yazmadığını soruvoruz
"Sivas olavlan uzerine şiir vazmadım,
ben genelde jıırierimi dunvayı severek
yaayorum. Oyle acı bir olavın şıirini
yazmak çok zor. Belki ilende yazanm.
Polıtık. sıyası şurler genelde yazmıyo-
rum ama arada bir kendimı tutama-
Henrik Nordbrandt (Fotoğraflar AYKUT KUÇUK.KAYA)
"Vakarış" adiı şıırındekı "Türk-
çe'deki çekim eklerinin tatlılığı adına
yalvanyonım sana" dızesını hatırlattı-
ğımızda ve Turkçe'yle arasının nasıl
olduğunu sorduğumuzda guluyor ve o
şıın 1971'de Sıde'de yazdığını, o gun-
lerde Turkçe oğrenmeye çalıştığını
hatırlıyor
"Türkçe'yi yeni yeni öğreniyordum.
Biraz anlamaya başlamıştım ama as-
lında tam anlamıyla anlamıyordum.
Bazen ses olarak anlıyordum. Bir tür-
ku dınlemişn'm o zamanlar, Köroğlu
turkusu. 'Benden selam soyle Bolu
Beyı'ne' diye basfar. O fürkü ses ola-
rak bana çok çekkı geldi. Bir aşk riir-
küsu sandım. Tabii sonra sozlenni öğ-
renince aşkla ilgisi olmadığını anladım
ve çok şaşırdım. Turkçe çok ilginç bir
dil..." Çınce, Ermenıce, Arapça. Türk-
çe, Farsça. lspanyolca ve Ingılızce bı-
len Nordbrandt şııriennı hep Danı-
markaca yazıyor Çevın yapmıyor Sı-
kıcı ve özven ısteyen bır ış çevın Kı-
sacası ona gore değıl
Yazarak geçiniyorum
Nordbrandt yalnızca yazarak geçı-
nen şanslı insanlardan Ama zaman
zaman şıır yazarak geçındığıne kım-
seyı ınandıramıvor Turkıye'de yaşa-
maya başlddıgında ıkamet tezkeresı
alması gerek'nış ve meslek hanesıne
'şair'yazdığında buna herkes gülmuş
Polıslerı şaır olduğuna ınandırana ka-
yıp vazdığı m da oluyor." dıyor
Polıtık bır şaır olmasa da Nordb-
randt kendını hâlâ 'solcu' olarak ta-
nımlıyor "Politikayla çok yakın iliş-
kim olmadı, hiç bir partiye uye olma-
dım. 25 yıl önce benim burun arka-
daşlarım Mao'cuvdıı, ben Mao'va o
kadar inanmadım. Bana bu yuzden
faşist derlerdi. '" Vıllar once komık
bır olay olmuş Devletın uç yıllık bur-
sunu alıp Yunanıstan'a gıttığınde. -
şa-
ka olsun' dıye. polıtıkacılara çok kı-
zan, mustehcen bır şıır yazmış ve bu
şıır bır gazetenın bırıncı sayfasında
yayımlanmış Sonra ortalık bırbınne
gırmış
"Tabii bana çok kızmışlar. 40 bin
kişi başbakana mektup yazmış. Beni
öldürmek istemişler. Parlamentoda
benim uzerime bir toplann yapılmış,
bu adamı ne yapaiım diye tartışmışlar.
Ben o sıralar Yunanistan'daydım. hiç
bir şeyden haberim yoktu. Tabii Dani-
marka'da bir şey yapmıyoriar. Turki-
ye'de olsa, ooo!" Öncelerı yanı çok
gençken beş parasız dolaştığı aç kal-
dığı oluyormuş. ancak şımdı maddı
bır sorunu yok Bır kaç kez evlenıp
boşanmış ama şu gunlerde evlı değıl
çocugu da yok Hiç bır kuruma partı-
yc, dernegc, hatta dıne bağlı degıl
Tam anlamıvla ozgur Şıır yazarak,
dunyayı dolaşarak yaşayan. sankı 'bir
öykuden. şiirden va da bir fllmden fir-
lâmış aykın hır karakler'
DT'den amatör
tiyatpolara çağrı
• ANKARA (ANKA) - Devlet
Tıyatrolan, Temmuz 1995'te
Ankara'da yapılacak 'Uluslararası
Amatör Tıyatrolar Festıvalı'ne
katılmak ısteyen amatör
tıyatrolann Mart 1995'e kadar
Devlet Tıyatrolan Genel
Mudurluğu'ne başvurmalan
gerektığını bıldırdı Turkıye'den
festıvale katılmak ısteyen 4
amatör tıyatro ekıbının seçımı
ıçın, amatör tıyatrolann Mart
1995'e kadar oyunlanndan vıdeo
kasete alınmış bır kopya ıle
birlikte DT Genel Mudurluğu
Opera Ankara, TOBAV, Tunalı
HılmıCad 72/1-2 Kavaklıdere-
Ankara adreslenne başvurmalan
gerekıyor
Grup Pentüp'ün
sergisi Deniz
Müzesi'nde
• Kültur Servisi- "Grup Pentur"
yenı sergısını Denız Muzesı Sanat
Galensı'nde açtı Uzun yıllardır
birlikte resım çalışmalanna
katılan ve hocalan ressam Mahır
Guven'in katkılanyla bırçok sergı
açan "Grup Pentur" un bu
sergısınde ayn teknıklerle
yapılmış eserlen bulmak
mumkun Karma sergıye
katılanlar arasında Bercıs Ank,
Tund Sazak, Ozden Başak. Dılek
Celasın Haluk Dutıpek, Naz
Ergun, Ahsen Ermış, Sevım
Ersemız, Yasemın Gulerhan, Tuna
Gun, Alev Karahasan, Suzan
Kızılyalı, Mayda Matın. Semıha
Serter, Yucel Tekbaş ve Penhan
Tuncer adlı ressamlar bulunuyor
DT'den "liyatro"
dergisi
• ANK,AR.A(4\KA)-Devlet
Tıyatrolan. "Tıyatro" adlı bır
kultur-sanat dergısı çıkardı Üç
ayda bır yay ımlanacak
"Tıyatro"nun ılk sayısında
agırlıklı olarak "Sanata Evet"
kampanyasına ılışkın yazılaryer
alıyor Çeşıtlı bolumlerden oluşan
dergının "Basında Sanata Evet"
koşesınde kampanyayla ılgılı
basında çıkan yazılar bulunuyor
Sekız bolge tıyatro mudurunun
yenı sezona ve kampanyaya
ılışkın yazılannın da yer aldığı
dergıde aynca Ozer
Ozankaya'nın "Sanatın ışlevı",
"Ustalara Saygı" koşesınde
Zehra Ipşıroğlu'nun "Lutfen
Dokunmayın" Atılla Sav'ın
"Asıye'nın Ilk Oynanışı ve
Ankara Bırlık Sahnesı Uzenne
Notlar" yazılan da bulunuyor
Dergıde "4 Ankara Buluşmasi"
adıyla duzenlenen tıyatro
şenlığıne, "Ankara 95 Projesı"ne
ılışkın bılgıler venlıyor
"Yıtırdıklenmız" bolumunde ıse
yaşamlannı kaybeden Devlet
Tıyatro Sanatçılan Ilyas Avcı.
Osman Hacımustafa ve Asuman
Korad'ın kısa yaşam hıkâyelen
anlatılıyor 54 sayfadan oluşan
dergı. 50 bın lıradan satılıyor
Sami Güner Fotoğraf
Yarışması
• BURSA(AA)-Bursa
Buyukşehır Beledıyesı'nce, unlü
fotoğraf sanatçısı Samı Guner'ın
anısına geleneksel olarak
duzenlenen ve bu yıl "ulusal"
duzeyde açılan "Samı Güner
Fotoğraf Yanşması"na başvurular
31 aralıkta sonaenyor Bursa
Buyukşehır Beledıyesı yetkılılen.
11kı 1992 yılında gerçekleştınlen
ve bır yıl "ulusal", bıryılda
"uluslararası" duzeyde açılan
yanşmanın bu yılkı konusunun
"Her Yonden Bugunku
Gorunumlenyle Kentlenmız"
olduğunu bıldjrdıler Yetkılıler,
fotoğraf sanatının gelışmesınde,
yaygınlaştınlmasında buyuk
emeğı geçen sanatçıy ı olum
yıldonumlennde anmak amacıyla
duzenlenen yanşmayla amatör ve
profesyonel fotoğraf
sanatçılannın çalışmalannı
desteklemeyı. değerlendırmeyı ve
sergılemeyı hedefledıklennı
kaydettıler >anşmacılar. siyah-
bevaz ve renklı baskı dallannda
yapılan yanşmaya en çok 4
çalışmayla katılabılecek
Yanşmaya başvurular 31 aralıkta
sona ererken, sonuçlar 10 ocakta
açıklanacak Bınncı seçılen kışıye
15 mılyon lıra. ıkıncıye 10 mılyon
lıra. uçuncuye ıse 7 5 mılyon
lıralık odulun verıleceğı
yarışmada dereceye gıren ve
sergılenmeye layık gorulen
eserler 20 şubatta Bursa
Buyukşehır Beledıye Sanat
Galensı'nde ızlenıme sunulacak
Kıbrıslıtünk Şiiri
Antolojisi
• Külrür Servisi - Yapı Kredı
Vayınlan şıır dızısının yenı kıtabı
bırantolojı. Kıbnslıturk Şıın
Antolojisi Kıbnslı şaır ve
çevırmen Mehmet Yaşın'ın
hazırladığı bu antolojıde Kıbns
Turk şnn kapsamlı bır
değerlendırme yazısı ve 200'den
fazla şıırle tanıtılıyor Kıbns'ın 16
yuzyılda Osmanlılarca alınışından
bu yana temel sorunsalı hep kımlık
arayışı olan Kıbns Turk şıınndekı
donemlen. kuşaklan ve şıır
hareketlennı "Azınlık Edebıyatı
ve Merkez-Çevre Kuramı"
bağlamında. bır sıstem ve
termınolojı çerçevesınde ele alan
kıtap, bu yanıyla daha once
hazırlanmış ofan Kıbns Turk şıır
»»••>|
« ' - ' •• v. nlıvor