Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 ARALIK 1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
'Sağlık Platformu ilaçta katılım payının arttınlmasını öngören tasarıyı sosyal devlet ilkesine aykırı buluyor
Sağhkçılaıtlaıı ilaç teplrîsi
TOKTAMIŞ ATEŞ
•TBMM Genel Kurulu'nun
gündemine alınan yasa tasansına göre
ılaç bedellerinden alınan katılım
paylannın emeklilerde yüzde 10'dan
15'e, çalışanlarda ise yüzde 20'den
30'a hatta yüzde 50'lere kadar
yükseltilmesi öngörülüyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tlaç bedel-
lerinden alınan katılım paylannın arttınlmasına
yönelik yasa tasansı, sağlık sektöründe çalışan-
larca tepkiyle karşılandı.
Ankara Eczacı Odası, Ankara Tabip Odası,
Genel Sağlık-Iş, Tüm Sağlık-Sen ve Sağlık-Sen
Ankara şubelerince oluşturulan Ankara Sağlık
Platformu, ılaç bedellerinde katılım paylarının
arttınlmasını öngören yasa tasansına ilişkin bir
basın toplantısı düzenledi.
Ankara Sağlık Platformu adına konuşan Ankara
Tabip Odası Başkanı Mehmet Altıok, Türkıye
Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nun gün-
demine alınan yasa tasansına göre, ılaç bedel-
lerinden alınan katılım paylarının emeklilerde
yüzde 10'dan I5'e. çalışanlarda ise yüzde 20'den
30'a hatta yüzde 50'lere kadar yükseltilmesinın
öngörüldüğüne dikkat çekti.
50 bin kamu calısanı adına 500 delege katılacak
Memur kurultayı bugünANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu
çalışanlannın Ankara'dakı bolge kurultayı,
bugün başlayacak. Kurultaya, Ankara'nın yanı
sıra Aksaray. Kınkkale, Konya. Bolu.
Karaman, Niğde ve Çankın'daki sendikalara
üye 50 bin kamu çalışanı adına 500 delege
katılacak.
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğû (DSİ)
toplantı salonunda yapılacak olan kurultayın
bugünkü bölümünde. "5 Nisan İstikrar
Paketinin Sonuçlan/1995 Bütçesi ve
Demokratikleşme Önündeki EngeMer"konusu
ele aiınacak. Ozelleştirme, işten çıkarmalar,
sendikasızlaştırma. ücret dondurma, gelir
dağılımı. IMF politikalan ve demokratikleşme
süreci konulannda bildiriler sunulacak.
"Kaımı Çalışanlannın Sendikal Sorunlan ve
Konfederasyonlaşma" konusu da, kurultayın
yann yapılacak bölümünde ele aiınacak. fkinci
günde örgütlenme sorunu. sendikal mücadele
sürecinin değerlendirilmesi,
konfederasyonlaşma ilkeleri, eylem programı
ve siyaset hakkı ele aiınacak.
Kamu Çalışanlan Konfederasyonlaşma
Kurulu, kurultayın ardından, 20 aralık salı
günü ülke çapında iş bırakacak.
Cumhuriyet Adana Güney llleri Büromuzun
habenne göre, Içel'in Silifke ilçesinde
belediyeden atılan 30 kadar işçi belediye
önünde oturma eylemi başlattı.
Altıok. hastalann halen uygulanan katkı pay-
larını bile ödevemediklerini ve ilaçlarını ala-
madıklannı bildirerek. "En gettşmiş ülkelerde bile
devietin sağlığa a>ırdığı pay her geçen gün
arttınlırken ülkemizde bu pa> ın hastanın aleyhine
azaltılmasım anlamak olanaksızdır. Sağlık
alanındaki aksaklık ve hoşnutsuzlukların büyük
toplumsal patlamaların tetiğini çekebilecegi un-
utulmamaİHJır"dı\e konuştu.
Altıok. Turk-lş'e baglı sendıkalann Ankara'dakı
yürüyüşü sonrası yapılan 'katılım paylarındaki
artışın > üzde 50'den yüzde 30'a düşürüldüğü" yol-
undakı açıklamalan da 'büyük bir aldatmaca'
olarakgördüklenni vurguladı. Altıok, şugörüşleri
savundu'
"Hastalar şu anki oranlarıyla büe katılım pav-
larını ödeyememektedirler. Bazı ilaçları kullan-
maktan vazgeçmekte ve çoğunlukla tedavilerini
yanm bırakmaktadırlar.
Bu durum, hastalıkların tekrarianmasına ve
işgücü kaybına neden oimaktadır. Devlet sağlıkta
tasarruf aldatnıacasıy la çok daha büy ük ekonomik
kay ıplara uğramaktadır. Bu yasa değişikliği sosyal
dev let ilkesine ay kırıdır."
Ankara Eczacı Odası Başkanı Okay Setez de.
yasa tasarısının yaşama geçirilmesıy le, bir aılede
yalnızca baba ve çocuğun hasta olması durumun-
da aiınacak ılaçların memur maaşının yüzde
22'sine denk geleceğine dikkat çektı.
Selez. odalarıncabaşlatılan "Yeni katılımoran-
larına hayır"kampanyalannın büyük destek
gördüğünü. toplanan imzalann önümüzdekı gün-
lerde Başbakan Tansu Çiller'e gönderileceğinı
kaydetti.
Ankara Sağlık Platformu. kamuçalışanlannı vc
meslek örgütlerini 14 aralıkta yapılacak basın
açıklamasına katılmaya çağırdı.
Irlanda
barışı
için
toplantı
•Irlanda Cumhuriyetçi
Ordusu'nun (IRA) siyasi
partisi Sinn Fein ile
lngiltere hükümeti
arasında ilk resmi
görüşme dün yapıldı.
EDİPEMİLÖYIV1EN
LONDRA - Kuzey Irlan-
da'nın İrlanda'ya bağlanması
ıçın yıllardır şiddet eylemlerıne
gırişen Irianda Cumhuriyetçi
Ordusu'nun (IRA) sıyası partisi
Sinn Fein ıle Ingıltere hükümeti
arasında ilk resmi görüşme-dün
yapıldı
Kuzey Irlanda'nın yönetim
merkezi Belfast'ta, eski yerel
parlamento binasında lngiltere
hükümeti temsileileri ile Sınn
Fein örgütlenme başkanı ve par-
tı genel başkan yardımcısı Mar-
rin McCuinness bir araya geldı-
ler. '
Tarihi önem
Kuzey Irlanda'da kalıcı birba-
nş sağlanması amacıyla yapılan
bu görüşmenin tarihi önemi şu-
radan kaynaklanıyor: IRA ve
onun sıyası uzantısı Sınn Fein'i
'terörist' ilan eden \e uzun yıllar
bu örgütlere böyle bakan İngılte-
re, Kuzey Irlanda'da bir banşın,
Sinn Fein'siz sağlanmayacağını
« gördü.
J AynışekıldeSınn Feın velRA
J da süreklı bir terör ve şıddet ey-
J lemi programı ile lngiltere hükü-
* metini pes ettiremeyeceğinı ka-
* bullenmek zorunda kaldı.
' IRA'nınpesetmesındebirnu-
t maralı öğe coğrafi unsur. Kuzey
l Irlanda'nın coğrafi konumu ve
J hükümetin güçlü ıstihbarat ağı.
* güvenlikönlemlerinedeniylete-
* rör ve şıddet eylemleri. büyük öl-
» çüde Kuzey Irlanda"da lokalize
t oldu.
I IRA. elbette Ingiltere'de de
* uzun yıllar boyunca etkiliydı.
j Ancak lngiltere anakarasındaey-
* lem yapması artık gitgide zorla-
* şıyordu.
^ Kuzey Irlanda sorunu, sadece
i. lngiltere ile IRA arasında bir so-
; run değıl.
; Irlanda Cumhuriyeti de soru-
* nataraf. IRA için Ingiltere'de alı-
* nanyasaklamaönlemlerinı İrlan-
« dadaalmıştı.
1 Görûşmelere nasıl gelindi
, * 1921'de ülkesinin bir kısmını
lngiltere'ye bırakmak zorunda
kalan Irlanda. bu bölgeyi geri al-
mak için sadece banşçı yollarda
ısrar etti ve bu nedenle IRA'ya
hiçbir zaman destek vermedi.
Kuzey ve Güney Irlanda'nın
ileride belirsız bir tarihte, her iki
taraftaki halkın da onayı ile bir-
leşmesini ilke edindi. Bu amac-
Ia da lngiltere hükümetinin giri-
şimierini destekledi. Sonuçta.
geçen yıl bu sıralarda îngiltere
ve Irlanda, Kuzey Irlanda konu-
sunda ortak bir görüş saptadılar.
lngiltere, uzun vadede bu bölge-
den çekilebileceğini açıkladı.
Ama şu şartla: Irlanda ve Kuzey
trlanda halkı, yapılacak ikili re-
ferandumla, birleşme yönünde
oy kullanırsa.
lngiltere'nin. Kuzey'den ilke
olarak vazgeçebileceğini açıkla-
ması üzerine IRA'nın elindekı en
önemli silah alınmış oldu. IRA
geçen ağustos ayında ateşkes ilan
etmek zorunda kaldı. Bunu,
IRA'ya karşı çarpışan Protestan
milislerin ateşkesi izledi. Sonuç-
ta dün, hükümetle. 'sabık' terö-
ristler ilk kez resmen bir masada
bir araya geldiler.
Kamu avukatları valüiğeyürüdü
İSTANBUL/İZMİR(Cumhuriyet)-Kamuavukat-
lan. toplusözleşmeiı sendikal haklann tanınmasını sağ-
layacakyasaldüzenlemelerinivedilıkleyapılması, ma-
aşlannın yükseltilmesi ve statülerinin düzeltilmesinı is-
tedıler
lstanbul'da yaklaşık 250 kamu avukatı dün ögle sa-
atlennde Istanbul Barosu yönetim kurulu üyeleri ile
birlikte Sultanahmet Adlıyesi önünde toplandılar. Is-
tanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan. burada yaptığı
konuşmada uzun zamandır kamu kuruluşlarında çalı-
şan avukatlann sorunlarını tartıştıklarını söyledi.
Istanbul Barosu olarak devlete ve kamu kurumlan-
na avukatlarla ilgili olarak yerleşen olumsuz anlayışı
protesto ettıklenni ifade eden Kazan. kamu avukatla-
nnın statülerinin düzeltilmesı, bağımsızlıga kavuştu-
rulmalan ve maaşlarının yükseltilmesi için Başbakan
Tansu Çiller ve Maliye Bakanı İsmet Attila'ya Istan-
bul Valılığı aracılığıyla mektup göndereceklenni be-
lırttı. Topluluk daha sonra Istanbul V'aliliği'ne doğru
yürüyüşegeçtı.
Turgut Kazan ve kamu avukatlannın temsilcilerin-
den oluşan bir heyet. sorunlanna çözüm bekledıklen-
nı ıçeren mektuplan Istanbul Valtsı Hayri Kozakçıoğ-
lu'na \erdiler.
Izmır'de ise Izmtr Barosu Yönetim Kurulu uyelerı
ve bırgrup kamu av ukatı. v ilayete gıderek dılekçeli ey-
lem yaptılar (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOCLU)
Al Baraka'dan TRT
ve Tempo'ya
suçlama
•Al Baraka Türk Özel Finans Kurumu Genel
Müdürü Yalçın Öner, TRT'yi 'ciddiyetsiz',
Tempo'yu da 'sorumsuz' davranmakla suçladı.
GÜNEŞGÜRSON açıklamayan Öner. kişilik hak-
lannın ve tican gelışmelennin
ANKARA -TRT ile Tempo zarar gördüğünü savundu. Al
dergisi hakkında. gazetemızın Baraka'nıntartışmadankaçma-
katledilen yazarı Lğur Mum- dığını vetartışmayolununaçıl-
cu'nun açıklamalannı yav ımla-
dıklan için dava açan Al Bara-
ka Türk Özel Finans Kurumu
Genel Müdürü Yalçın Öner.
TRT'yi 'ciddiyetsiz'. Tempo'yu
da 'sorumsuz' davranmakla
suçladı.
Öner, TRT 1 "de yayımlanan
"Ayda Bir' programında. banka-
nın faızsız ışlem yapmasından
dolayı, 'gizliörgütlerle ügilivmiş
gibi gösterilmeye çalışıldığım'
belirterek yayından dolayı ban-
kayla iş yapacak ınsanlann te-
reddüte düştüğünü. bazı kişile-
nn de işlennı askıya aldığını be-
lirttı. Cumhuriyet'in sorujannı
yazılı olarak yanıtlayan Öner.
Mumcu'nun. kurumlanyla ılgi-
li yazılarında, gönderdiklen
açıklamalan 'dürüstbirtavırla"
yayımladığına dikkat çekti. 'Ay-
da Bir' programında kurumlan-
nın adı geçmese de 'çok açık bi-
çimde anlaşıldığını'ilerı süren
Öner, "Burada isim vermemek,
üstelik bizce tecavüzün agırlığı-
nı arttıncı bir dummdur. Kanı-
mızca, İsım vermedik'savun-
ması. aynı zamanda haksız teca-
vüzün ikrandır. Yani program
çok ağır bir isnatta bulunuvor
ve bunu kime vönelttiğini bili-
yordu. Bu nedenle. programda
bankanın isminin geçmediği sa-
vunmasu haksızlığın, yakalan-
manın telaşıdır" dedı.
TRT'deki programdan dolayı
bankanın uğradığı 'kesin vema-
tematiksel zarar rakamlannı1
ması için düzeltme metni gön-
derdığini ıfade eden Öner.
"Tempo dergisinin ekinde ya-
yımlanan ve 26 Ocak 1993 târi-
hinde Hürriyet gazetesindeki bir
haberden yapılan ahntıyla ilgili
olarak neden haber gazetede yer
aldığuıda degil de bir yıl sonra
dava açtınız" sorusuna, şu yanı-
tı verdi:
"•Hürriyet gazetesinde olayuı
hemen akabinde yayımlanan
yazı. gerçek dışı ve mübalağaü,
ancak sıcaklığı içerisinde mer-
hum kardeşinin beyanlanna da-
yandmlmıştı. Bir kere kurumu-
muz. hemen aynı günde yayım-
ladığı basın bildirisi ile bu yanlı-
şa gerekli tavır konmuş, dava
aşamasına gelinmeden önce ise
bilindiği üzere kamuoyunda
oiayla ilgili o denli ciddi ve ısrar-
h iddialar ortaya atılmıştır ki. ga-
zetede yazılan bu yanlış ve mü-
balağalı yayin kamuoyunda ta-
mamen etkisiz duruma gelmiş-
tL Bizzat Saynn Ceyhan Mum-
cu'nun ısrarlı beyanlan bunun
açık kanıtıdır. Tüm bu gelişme-
ler olduktan ve aradan uzun za-
man geçtikten sonra, tüm bu ge-
üşmelerden habersiz. üstelik bü-
gi kay nağına gidip tahkik imka-
nı varken ve hukuk ve basın il-
keleri adına da gerekli iken. hem
de kitap şeklinde kalıcı bir yayın-
da bu iddiayı aynen tekrarlamak
elbetteki çok daha ciddi ve kabul
edilemez bir sorumsuzluk ve te-
cavüz örneği teşkil etmiştir."
TEŞEKKUR
Gazeteci-Yazar
BURHAN ARPAD'm
vefatı dolayısıyla acımızı paylaşan
Cumhurbaşkanı Sayın
SÜLEYMAN DEMİREL'e,
Başbakan Sayın Prof. Dr.
TAJNSL ÇtLLER'e,
Devlet Bakanı Sayın
AYKON DOĞAN'a,
Kültür Bakanı Sayın
TİMURÇİN SAVAŞ'a,
Avusturya Kültür Ataşesi Sayın
Dr. E. LUCİUS'a,
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'na,
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne,
Cumhuriyet Gazetesi'ne,
Mimarlar Odası Istanbul Büyükkent Şubesi'ne,
Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'na,
Bahçelievler Belediye Başkanlığı'na,
Alkom Şirketi'ne,
ve tüm akraba, meslektaş, sanatçı, yazar, .
dost ve yol arkadaşlanna teşekkür ederiz.
AİLESİ
Relah ve Demokrasi (2)
Perşembe günkü yazımda, bir demokraside demokra-
siyı kollama görevınin o demokrasideki devlete düştüğü-
nü ve devietin bu ışlevı yetkıli organları kanalıyla yerine ge-
tıreceğini belirtmış ve bu yetkili organlann, istihbarat ör-
gütleri, kolluk kuvvetleri ve savcılar olduğunu yazmıştım.
Bunlara ek olarak yasama meclisinin de bazı görevler üst-
lenebileceğine değinmiş ve eğer devietin yetkili organları
yeterince duyariı değillerse bizzat müdahale edebitecek-
lerini vurgulamıştım. Ancak bu tür müdahalelerde 'yargı ka-
rannın' yasama meclisine geçmeyeceğini özellikle belirt-
miştim.
Tüm bu hususları ele almamın nedenı, Başbakan Sayın
Tansu Çiller'ın oldukça uygunsuz açıklamalan idi. DEP'le
ilgili olarak yaptığı büyük hatadan ders almayan Sayın Çıl-
ler, bu kez de Refah'ı diline dolamıştı. Ellerınde güçlü ka-
nıtlar olduğunu soyleyerek "Refah'/ da DEP gibi Meclis 'e
getirebiliriz" demışlerdı. Elbette getırebilirler. Ama unutma-
mak gerekır ki; aynı biçimde DYP de Meclıs'e getirilebılir.
Meclis çoğunluğuna fazla güvenmemek gerekir.
Eğer Tansu Hanım'ın elinde gerçekten çok önemli ka-
nıtlar varsa yapması gereken şey, böyle boş konuşmak ya
da tehditler savurmak değıl, bu kanıtları yetkili organlara
hemen teslım etmektır. Yoksa gün gelir adama sorarlar;
"Elinizde böylesıne önemlı kanıtlar varken, neden bunla-
nn üzerine gitmedıniz?" derler.
Eğer elde ciddi kanıtlar yoksa gene sorarlar adama; "Eli-
nizde ipe-sapa gelir kanıtlar olmaksızın ne hakla böyle ko-
nuşuyorsunuz?" derler. "Şantaj yapma hakkınız nereden
gelıyor" diye sorarlar. Aslında bana öyle geliyor kı; bu tür
davranışlar demokrasıyı çok önemli ölçüde yıpratmakta-
dır ve bu tür yöntemlerle demokrasıyi savunmak istemek,
demokrasıye yarar değil, zarar getırmektedir.
Okurlarım anımsayacaklardır. Gene perşembe günkü
yazımda, ortaya attığım ikınci soru 'demokrasinin tanımı-
nın' ne olacağı. yanı hangi tür çalışmaların demokrasıye
aykırı sayılabıleceğı ve bunun nasıl belırleneceği idi Bu ko-
nuda kararı kım ve nasıl verecekti?
Zira geçmışte ve günümüzde, özellikle demokrasiyi kur-
ma çabasmdakı kımı ülkelerde gördüğümüz acı bir fotoğ-
raf vardır. Pek çok 'iktidar sahibi' demokrasiyi koruma ba-
hanesi ıle sıyasal karşıtlarını ortadan kaldırmanın yollarını
aramaktadır. Hele bu tür ülkelerdeki kımi 'ham' yöneticı-
ler, kendılerinı demokrasinin sahıbı ve güvencesı saymak-
ta ve kendılerine karşı olan herkesi, 'demokrasıye karşı'
sanmaktadır. Bu nokta, çok önemli bir noktadır. Zira bu tür
yönetıcıler, kımi zaman demokrasiyi de zorlayabilen uygu-
lamalara girişmektedirler. Ve bu tür uygulamalar gündeme
gelince, bunlara karşı mücadelede. demokrasi zorlanabil-
mektedir. Örneğin bir ülkede devlet, vatandaşının can ve
mal güvenlığını sağlama konusunda acze düşerse ısten-
se de ıstenmese de ış vatandaşın kendı kendinı koruma-
sı noktasına gelmektedir. Ve ınsanlar bu iş ıçın sılahlandık-
ları zaman, bu işın sonunun nereye varacağını da kımse
bilememeKtedir.
Türkıye'de 1980 öncesinde oynanan acı oyunu anımsar-
sak, solcu öğrencilerin nasıl sılahlanmaya zorlandıklarını
ve bunun ardından hangi provokasyonların tezgâhlandı-
ğını net bir biçimde görebilıriz. Ve sonunda 'demokrasıyı
kurtarmak' için birileri harekete geçmıştı...
Silahlı Kuvvetler demokrasiyi savuriabilir mi? Bu soru da
çok önemli bir sorudur. Zira bu soruya olumlu yanıt veril-
dıği zaman, hemen "Askerlere güvenıyorsunuz. Askerte-
ri işbaşına çagmyorsunuz" ithamları dıle gelmektedir.
Haksız ithamlardır bunlar. Bir demokraside demokrasi-
yi koruma görevi, kuramsal olarak bıle olsa tüm vatandaş-
lara düştüğüne göre, askerierın de bu konuda işlevlerı ola-
bılır. Bundan kimsenin gocunmaması gerekir. Önemli olan
husus. yapılan müdahalenin demokrasıye mi, yoksa bir
başka amaca mı yönelik olduğunun belırlenmesidir. Ayn-
ca bir 'değişimi' değerlendirirken, 'yapanlara' değil, 'ya-
pılanlara' bakılması gerekir.
Refah Partısf nin ne tür beklentıler ıçınde olduğunu bi-
lemeyiz. Kaldı ki: tüm Refah Partililerin de aynı beklentiler
ıçinde olduklarının söylenmesi mümkün değildir. En üst dü-
zeyde bıle 'farklı beklentiler' olmasını doğal karşılamak
gerekir. Önemli olan. bu farklı beklentılerden hangisinin
'egemen olacağının' belirlenmesidir
Sayın Başbakanımızın elındeki kanıtları bilmemız de el-
bette mümkün değildir. Eğer bunlar, Refah'ın demokrası-
mize yönelik tehdıtlerıni belgeliyorsa bunlan derhal gerek-
li yerlere ulaştırması ve ışlemleri başlatması gerekir.
Ama boş konuşarak şantaj yapmak ve gündem saptır-
mak hiç kimseye yakışmaz.
Nurettin Sarıbal
SHP'li başkan adayınm
evi kundaklandı
• Evi kundaklanan SHP Kartal Belediyesi başkan adayı
Nurettin Sarıbal. son günlerdc gerici akımlara karşı
mücadele ettığim sövTeyerek "Bu tür saldınlar bizi
vıldıramaz" dedi.
İstanbul Haber Servisi - SHP
Kartal Belediyesi başkan adayı
Nurettin Sarıbal ın ev ı kundak-
landı Gerıcı akımlara karşı son
gunlerde büy ük bir sav aş \erdi-
ğinı belirten Sanbal. "Bunlar
demokrasiden yana olan insan-
lan susturmaya yönelik eylem-
ler. Amabunlaıia bizleriyıldıra-
mazlar. susturanıa/lar" dedı
Dün öğle saatlerınde beyaz
bırarabanın Kartal. Kazım Ka-
rabekır Sokak'taki e\ inin önüne
geldiğıni belirten Sanbal. olayı
şöyle anlattı.
"Arabadan üç kişi çıkmış. f kj-
si çev rede gezerken bir tanesi de
komşumuzaBuevın numarası
kaç' diye sormuş."
Bu olaydan kısa bir süre son-
ra üst katta bulunan oğlu Hüse-
yin'in dışanya çıkarken apart-
ınanın giriijinde bulunan kömur
kovalannın alev aldığını «ördü-
ğünü belirten Sanbal. "Hemen
orayı söndürmüşler. Yanık ko-
kusu devam edince ikinci katta
bulunan bizim daireye bakmış-
lar ki y atak tamamen yanmış sa-
londa bulunan üç ay n sar dalye-
nin üzerinde de ateş var. İ»faiye-
ye telefon etmek istemişler. Ama
hem bizim hem de üst kattaki
ağabeyimin telefonu kesilmiş.
Vangını kendi çabalanyla sön-
dürmüşler"dıye konuştu.
Sözlesme farkları ödenmedi
Işçiler, Bakırköy
Belediyesi'ni işgal etti
Istanbul Haber Servisi - Ba-
kırköy Beledıyesının hesap ış-
len katı. 1992 yılı toplusözleş-
mesinden doğan farklann öden-
memesı nedeniyle bir grup işçi
tarafından ışgal edildı. Işçiler
kendilerine olumlu bir yanıt ve-
rilmemesı halinde ışgali pazar-
tesıne kadar sürdüreceklerinı
söyledi. 1992 yılı toplusözleş-
mesınden doğan farklann halen
bir kısmının ödenmediğini ileri
süren ışçiler. Bakırköy Beledi-
ye Başkanı AliTalipOzdemir ın
kendilerini şimdiye kadaroyala-
dığını ıddıa etti.
Genel-lş Sendikası 6 No'lu
Şube Sekreteri Hasan Kaya.
I992 yılı toplusözleşmesinin 2
bin 100 işçiyi kapsadığmı. bu
sözleşmeden doğan toplam 33
mılyar farktan ışçılenn halen 12
milyar alacağı bulunduğunu
söyledi. Tasarruf ve Konut Fo-
nu paralannın da ödenmediğini
belirten Hasan Kaya, "Konuyu
geçen gunlerde başkan ile görüş-
meye gittiğimizde bizi kovdu.
Şimdi burada bizimle görüşecek
bir vetkili bulamıvoruz" dedi.