Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yavın Yönetmenr Orhan Erinç#
Genel Vayın Koordınatöru. Hikmet
Çetinkava • Yazıışlerı Mudurlerı
Ibrahim Vıldız (Sorumlu). Dinç Tavanç
• Haber Merkezı Mudüru. Hakan Kara
> Görsel Yönetmerr Fikret Eser
Diş Haberler krjjun BalcıO Istıhbjrat YalçınÇakır
• Ekonomı Bülent Kızanlık 0 Radvo-TV L'>gar
Kremektar # kulıur llandan !>enköken # Spor
Abdülkadir v ücelman # Yurt Haberler Mehmct
Saraç • Makjleler Sami Karaören • Çevırr
Sevfettin Turhan 0 Düzeltme Abdullah Vazıcı
V J M H Kurulu İlhan Selçuk
(Ba^kan), Orhan Erinç, Okta)
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinkava, Şiikran Soner, Ergun
Balcı. Dinç Tavanç. ibrahim V ıldii,
Orhan Bursatı. Muslafa Balba>.
Ankara TemsılciM' Mustafa Balbav 0 Haber Müduru Doğan
Akın Atatürk Bulvan No 125, Kat 4. Bakanlıklar - Ankara Tel
4195020 (7 hat)., Faks- 4195027 • izmır TemsılciM Serdar
Kızık,H ZışaBuKarı 1352 S 2 3Tel 441 122O.Faks 44191 17
• Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, Inonu Cd I19S No I
Katl.Tel 3522550, Faks 3522570
Muessese Muduru Erol Erkut • Koordınatör
AhmetKorul$)iiı#Muhasebe BülentYener
• Idare Hüsevin Gürer 0 Işletme Önder
Çelik 0 Bılgı-lşlem Nail İnal 0 Bılgısayar
SıMcm Mürmet Çiler 0 Rekiam. Reha
Işıtman 0 HalkJa llışkıler Nurten Berkso_\
Yaumlavan >e BasaD: \ enı Gun Haber Ajansı. Bastn \ e Yavıncıhk A $
TurkıxaŞıcad 3"> 41 Cıgaioglu 34334 Ist PK. 246 Istanbul fel [0 : i 2 ) 512 05 05 (20 h a ! ) . f ıO2i:)513 85 95 10ARAL1K 1994 Imsak: 5.39 Güneş: 7.11 Öğle- 12.04 İkındı 14.22 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.09
Et de önemli
•TOKYO(Reuter)-
Taksicilerin işi yoğun
olduğunda trafık tıkanır,
yollar açıldığında ise taksiler
hızlı gitmelerine karşın
müşteri bulma sıkıntısı
çekerler. Aynı terslik,
defıleler için de söz konusu.
Yaz sıcağında kürk.
dondurucu soğukta mayo
defilesi yapıhr. Çünkü,
dondurucu soğukta kürk
defilesi yapmak, ticari açıdan
gereksizdir. İşte Japonya'run
Toray firması da "95 yazının
bikinilerini. görkemli bir
defıleyle şimdiden tanıttı.
Tokyolu mankenler. mayo
modellerinin yanı sıra, bir
şeyi daha gösteriyordu:
Japonlann artık eskisi gibi
yosun ağırUkb beslenmekle
yetinmeyip. proteine de
önem verdiğini Belkide
gereğinden de fazla.
Atatürk
Köprüsü'nde
onaran
• tstanbul Haber Servisi -
Atatürk Köprüsü'nün
Şişhane-Aksaray yönünde
Ünkapanı ayağındaki geliş
isükameti, yann onanm
çahşmalan nedenıyle 12saat
süreyle kısmen trafığe
kapaülacak. İstanbul
Büyükşehir Belediyesi'nden
yapılan açıklamaya göre
köprü kapaklannın onanmı
yann sabah saat 08.30'da
başlayacak.
Kastamonu'da
kadın mrtingi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkıye'de
kadınlar. 75 yıl aradan sonra
bugün ilk kez yine kendı
adlannabirmiting
gerçekleşti recekler.
BaşbakanTansuÇiller. 1919
yılında gerçekleştırilen ilk
kadın mitinginin 75.
yıldönümü nedeniyle bugün
Kastamonu'ya giderek
yurttaşlara hitap edecek.
DYP içinde muhalif kanatta
yer alan Kastamonu
Milletvekili Münif İslamoğlu
da gezisi sırasında Çiller'in
yanında bulunacak.
96 milyon yıllık
dinozor fosili
• DALLAS(AA)-ABD'de
amatör bir paleontolojıst.
ülkenın kuzeyınde yaptığı
kazılar sonucu. dünyanın en
eskı "ördek gagalı dinozor"
fosılini gün ışğına çıkardı.
Southern Methodist
Üniversitesi paleontolojisti
Louıs Jacobs, fosılin 96
milyon yıl önce yaşamış 2.7
metre uzunluğundaki
"hadrazor'a" ait olduğunu
kaydetti.
Erken yaşta başlanan özel programlar ve terapi, otistik çocuklann düzelmesinde etkili oluyor
Otizmî yenmeımıyohıeğitmıFİGENATALAY
Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu.
"Gözfcmlere dayanarak söy leye-
biliriz ki beş vaşından önce ko-
nuşma geliştirmiş otistik çocuğun
düzolnıe olasılığı v üksektir. Zeka
bölümii > ükseldikçe tedavive ya-
nıt verme hızı da artmaktadır"
dıyor.
"Otistik çocuklarda eğitim, te-
davi ve terapinin önemi" konulu
bu yazıya Prof. Yörukoğlu'nun
Ankara Üniversitesi Tıp Fakülte-
si Çocuk Psikıyatrisi Bilim Dalı
ve Ankara Üniversitesi Eğitimle
Tedavi, Uygulama \e Araştırma
Merkezi'nin "Otizm" adlı kita-
bındaki yazısından yaptığımız
alıntı ile devam edelim:
"Otistik çocuklar içinde zeka
dağılımı da çok değişmektedir.
Geri zekalıdan iistün zekalıya
kadar genişleven bir yelpaze dik-
kati çekmektedir. Ancak tedavi-
nin başansı birçok etkene bağü-
dır: Çocuğun zeka potansiyeli
yüksekse, organik etkenler en az
düzeyde ise, anne ile çocuk ara-
sında duv gusal bağ güçlü ise dii-
zelme olasılığı o denli güçlüdür.
Bunlara bir de yoğun bir özel eği-
tim programı eklemek gerekir.
Bugün yaygın olarak benimse-
nen tedavi-eğitim vaklaşımı ço-
cuğun temel vapısal bozukluğu-
nu gidermeyi amaçla>an bilişsel-
davranışsal yöntemlerdir. Ancak
ben inanıvorum ki bu vöntemi sa-
vunan ve uygulayanlar otistik ço-
cuğun duygusal yoksunluğunu
da belli ölçüde doyurmaktadır-
lar. Çünkü önemli olan çocuğun
otistik kabuğundan çıkanlması-
dır. Bu da ancak voğun uvaran-
ların düzenli olarak çocuğa su-
nulmasıy la olanaklıdır. Bu sev gi
yolu>la da, biiişsel >oüa da veya
her ikisi birlikte sunularak ger-
çekleşebilir."
Bireysel ve gnıp çahşması
Istanbul Üniversitesi Istanbul
Tıp Fakültesı Çocuk Psikiyatrisı
Bölümü'nde. otistik çocuklarla
hem bireysel hem de grup çalıs-
ması >apılıyor. Bu bölümde gö-
revii öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr.
ÜmranTüzün, çalışmalanylail-
gıli olarak şunlan söylüyor:
"Pbliklinikte, otizm tanısı ko-
nulmuş, başka bozukluklarla bir-
likte otizm de bulunmuş >a da
otizmden şüphelenilen çocuklar
gözlem altına alınıvor. Sonunda
otizm tanısı kesinleşirse bir üst
grup olan otistik gruba alınıyor.
Anne-babalar üzvrinde de göz-
lem vapılıyor \e eğitime alınıvor-
lar. Çocuk grup eğitimine alını-
vor ve otizme eslik eden diğer bo-
zukluklar varsa tıbbi teda\ i de
uvgulanı>or. Bu arada anne-ba-
baların da birbiıieriylc kar^ılaş-
malan sağlanıvor. Çocuklannın
durumunu inkar \oluna giden ya
daanksi>eteyaşa>an anne-baba-
lar. a>m sorunlan paylaşı>or ve
kendilerini daha i\i hissedivorlar.
Eğitimde en önemli konu çocuğun otistik kabuğundan çıkanlması.
Ankara'da bulunan byum
Özel Eğıtım Okulu yöneticileri.
" Da\ ranışsal \aklaşım \e bu yak-
laşıma da\alı eğitim/terapi yön-
temlerinin en etkili >öntemler ol-
duğu gözlenmektedir. Bireylerin
hangi kuşullar altuida nasıl öğ-
rendiklerini açıklavan öğrenme
kuramlan esas alınarak geliştiri-
len dav ranışsal vaklaşım; u\um-
su/ \e istenmedik da\ranışlann
azaltılmasını ya da hiç ortava çık-
mamasını, bu dav ranışlar j erine
istendik dav ranışların bireye ka-
zandınlmasını hedeflemektedir"
di>orlar.
Okulda uygulanan anne-baba
eğitimi programlan ile de anne-
babalann çocuklannın problem-
lenyledahakolay başedebılme-
lerının sağlandığı belirtiliyor.
Anne-baba eğjtimi
Otistik çocuklar \e ailelerine
eğitim \edanı^manlık hizmetle-
ri U>um Özel Eğitim Okulu'na.
üniversıte ha.stanelerınin çocuk
psikıvatrisı ve çocuk ruh sağlığı
•Prof. Dr. Atalay
Yörükoğlu, otistik
çocuklann tedavisi
konusunda şunlan
söylüyor: "Tedavinin
başansı birçok etkene
bağlıdır: Çocuğun zeka
potansiyeli yüksekse,
organik etkenler en az
düzeyde ise, anne ile
çocuk arasında
duygusal bağ güçlü ise
düzelme olasılığı o
denli güçlüdür. Bunlara
bir de yoğun bir özel
eğitim programı
eklemek gerekir."
bölümlen tarafından "otistik*
1
ta-
nısı konulan çocuklar, yaş sınır-
laması olmaksızın kabul edilı-
yorlar.
Istanbul'da bulunan Içgörü
Psikolojik Danışmanlık Merke-
zi"ndegörevli klınıkpsikolog.ve
pedagog Inci Vural. "Eğitimde
amaç tiim yöntemleri kullanarak
iletişim kurmasını sağlamak \e
ka> ranılan öğretmeL Hiç konuş-
mavan çocuklara rvsim. işaret gi-
bi vöntemlerfe kendilerini ifade
etmelerini öğretmeve çalışıyo-
ruz" diyor.
Psikolog ve psıkoterapist Bel-
la Habip. Ithaka Psikolojik Da-
nışmanlık Merkezı'nde otistik
çocuklara terapi uyguluyor.
"Otistik çocuklann dünyasına
sözle girmek çok zor" diyen Ha-
bıp, oyun, resım, hamur, müzik
gibı materyallerden yola çıkarak
çocuğun bilinçdışında tıkanmış,
ruhsal gelışmesinı engelleyen se-
naryolan tahlil ettıklenni söylü-
yor.
Eğitimle psikoterapinin aynı
>ey olmadığını hatırlatan Habıp,
"Eğitim gerekli çünkü sos.val ha-
yatını devam ettirmeli. Ama iç
dünvasına da girmek gerekli ki
endişeler dışarı çıkma yolunu
bubun" diyor.
Yapılandınlmış eğitim
Aşam Çocuk-Anne-Baba Da-
nışma Merkezi'nde yapılandınl-
mış bıreğitım verıliyor Saatlen.
kurallan belli bir ortam sağlanı-
yor. İletişim becerileri. akademik
eğitim. öz bakım. sosyal beceri-
lerin geliştinlmesıne yönelık ça-
lışma yapılıyor. Eğitim uzmanı
Lika Behar. "Amaç, otistik çocu-
ğun ilerde bağımsız bir birev ol-
masını sağlamak. Öncelikli amaç
okuma-vazma öğretmek değil,
bir lokantada nasıl dav ranacak.
otobüste ne vapacak gibi bilgiler
vermek"dıvor.
Behar. 10 yaşında hiç eğitim
almamış bırotıstıkle eğitimine 3
vaşında başlanmış bir otistik ara-
sında büyük farklar bulunduğu-
nu, otistik çocuklann en çok ge-
lışme kaydettikleri alanın eğitim
olduğunu vurguluyor.
Oz bakım becerileri
Özel AkatlarZihinsel Özürlü-
ler Eğitim ve Rehabilitasyon
Merkezi"nde öncelikle öz bakım
becerilerini kazandırmayaçalış-
tıklannı anlatan Psikolog N'ükte
Uzunlu. karma gruptan yana.
Çünkü, "Diğer özür gnıplann-
daki çocuklar, otistik çocuklan
yalnızlıklarından kurtarıvorlar
ve hepsi birbiıierinden bir şeyler
ögreniyorlar."
Çiftehavuzlar'daki Özel Da-
nışmanlık Merkezi'nde, otistik
ve diğer özür gruplannda bulu-
nan ve konuşma güçlüğü çeken
çocuklara "Makaton Dil Terapi-
si" uygulanıyor. Bu yöntemi
Türkiye'de ilk kez uygulayan
Makaton Dil Terapisti Avşegül
Turan. otistik çocuklann yüzde
50"sinin konuşamadıklannı ha-
tırlatıyor ve yapılan araştırmala-
nn, otistıklerin dokunma ve gör-
me duyulanyla iletişim kurabil-
dıklerini gösterdiğını vurgulu-
>or. Turan. "Makaton Terapisi,
özel bir işaret dili. konuşma ve
semboller yoluvla iletişim kur-
mayı, kendini ifade edebilmeyi
sağlav an bir v öntem. Çocuk ken-
dini ifade edebildiği zaman dav-
ranış problemleri de büyük oran-
da önlenebilivor" divor
HAYRtYE KEMAL KUSLN OKULU, OTİSTİKLER İÇİN PİLOT OKUL SEÇİLDİ
Her çocuğa farklı program•Uzmanlar, otistik
çocuklann eğitiminde her
birinin kendi özellikleri
doğrultusunda özelleşmiş
çahşmalara ihtiyacı
olduğunu belirtiyorlar.
Bunun yanında çocuklarla
birlikte ailelerin ve
ögretmenlerin hatta
okuldaki tüm ekibin eğitim
ve terapi çalışmalanna
alınması gerekiyor.
Klinik psikolog Yrd. Doç. Dr.
Nevin Eracar Başar, otistik bir
çocuğun annesi olması nedeniy-
le bu alanda akademik çalışma-
lar da yapma gereğini duymuş.
Bu çalışmalan Marmara Üniver-
sitesi Eğitim Bilimleri Eğitimde
Psikolojik Hizmetler Bilim D,
lında Doç. Dr. Nurder Ertu-
ran'la birlikte pılot okul olarak
seçilen Hayrıye Kemal Kusun
Eğitim ve Uygulama Okulu'nda
sürdürüyorlar. Bu okulda yapı-
lan çalışmalardan alınan venler
değerlendirilerek, 1994-95 öğre-
tım yılı sonunda derlenecek Mıl-
lı Eğitim Bakanlığı Özel Öğre-
tim Genel Müdürü Doç Dr. Ne-
cate Baykoç'un onayı ve deste-
ğiyle Türkiye için otistiklere yö-
nelik kesinleşmiş program ola-
cak.
'Çocuğa göre eğitim'
Nev ın Eracar Başar, bu prog-
ramı oluştururken daha önce ya-
pılmışbilimsel çalışmalardan ve
dahadaönemlisi çocuklann ken-
dilerinden vararlandıklannı an-
latıyor. Programın dayandığı te-
mel eğıtım ılkesınin 'çocuğa gö-
re eğitim' ilkesi olduğunu vurgu-
luyor ve şoyle devam edıyor:
"Birtakım yöntemlerin yanı
sıra bu çocukların her birinin
kendı özelliklen doğrultusunda
özelleşmiş çahşmalara ihtiyacı
var. Burada, eğıtım ve öğretım
programlannın yaşama yansıya-
bır kez bütün aileleri bir arava
toplayarak grup terapi >apıyo-
ruz. Bu çalışmalarda hem çocuk-
lanyla yaşamlannda karşılaştık-
ları güçlüklen, duygusal çatış-
malan ifade edip boşalım sağla-
yabiliyorlar hem de bırbırlenn-
den baş etme çarelennı öğrene-
biliyorlar. Ve en önemlısı sorun-
lanndayalnızolmadıklan gerçe-
gini yaşıyorlar.
Öğretmenlerle yapılan eğıtım
\e terapi çalışmalannı genel ola-
rak 'süpervizyon' başlığı altında
eie alıyoruz. Bu çalışmada hem
egirici ve ögretici çalışmalar bi-
limsel açıdan gözden geçiriliyor
hem de aileler gibi iletişim güçlü-
ğü olan çocuklarla yaşamaktan
ortava çıkan duygusal çatışma-
lann ifade edilip asılması gerek-
liliğinden hareketle terapi vapılı-
yor. Eğer bu çalışmalar >apılmaz-
sa, bu rür kurumlarda insanla-
nn çabucak tükenmesi > üzünden
işten aynlmalar söz konusu olu-
yor. Yetişmiş. elemanlann usanıp
başka kurumlara gitmesi ve sü-
rekli veni ve yetişmemiş eleman-
lann gehnesi gelişinı açısından kj-
Müzik terapisi
Otistiklerin eğitiminde müziğin önemli bir yeri var. Etnomüzikolog Tugay Başar yönetimindeki müzik
terapileri daha çok okul öncesi çağındaki çocuklara uygulanıyor. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK.)
bılmeleri çocuğun yaşamında len eğıtımın sınıf dışında ve aı- yaşıyorlar. Özellikle çocuğun en
lede de sürmesi gerekiyor.
çocuğun
kalıcı olabilmeleri için zorunlu
olan bir model geliştiriyoruz. Bu
modelde çocuklarla birlikte ai-
lelerin ve öğretmenlenn hatta
okuldaki tüm ekibin eğıtım ve
terapi çalışmalanna alınması ge-
rekiyor. Çünkü çocuklara veri-
Terapıye gelince; bu tür ço-
cuklarla yaşavan insanlar. özel-
likle bu alanda kurumsallaşma-
mış toplumumuz içinde süreklı
çaresızlik içinde Aileler bazen
örtülü bazen açık bir depresyon
yakınındaki kişi çoğu zaman an-
ne. Baba ya fazlası>la işe kaçıp
uzaklaşıyor. ya şiddete başv uru-
yor. ev dışında başka arayışlarla
sorunu bir şekilde çözümlü>or
Anne daha da çaresiz. Bu yüzden
aile içi terapi şart. Burada avda
Yrd. Doç. Dr. Nevin Eracar
Başar, etnomüzikologTugay Ba-
şar'la AURA'da da benzeri ça-
lışmalar gerçekleştıriyor. Bu
merkezde. özellikle okul öncesi
çocuklarla. ağırlıklı olarak mü-
zik terapisi, eğitim ve öğretım
çalışması ve ailelerle terapi yapı-
lıyor. Aile terapisi grup şeklinde
değil. Aile. eğitimci ve müzik te-
rapistinin katıldığı oturumlarda
çocuğun bir aylık değerlendır-
mesi yapılıyor Anne veya baba.
sürekli çocuğu ile ilgili gözlem
notlan tutmak zorunda. Nevin
Eracar Başar, "Annenin aktif ka-
tılımı, çocuğuv la daha kev ifle v a-
samasını saglıyor ve çocuğunun
gelişimiyle ilgili bir şev yapmak,
bize ışık tutmak anneye ivi
geHyor" diyor
Çin'de sinema yandı:
Çoğu çocuk 310 ölü
Dış Haberler Servisi -
Çın'de. içinde vaklaşikbınkışi-
nın bulunduğu bir sınemada
yangın çıkmasi sonucu çoğu ıl-
kokul öğrencısi 310 kişı öldü,
130 kişi de varalandı.
Çin'de 1949 > ılından bu yana
yaşanan en büvük yangın facı-
ası olduğu bıldırilen ola>. ülke-
nin batısındaki Sıncan özerk
bölgesındekı petrol kentı Kara-
may'da meydana geldı. Sıncan
hastanesı yetkılılerı. çoğunlu-
ğunu ilk ve ortaokul öğrencıle-
n, öğretmenler v e anne babalar-
dan oluşan varalıların 78'inın
durumunun ağır olduğunu bıl-
dirdiler
Yetkılıler, vangının öğrencı-
lerin kültürel faalıyetlennı böl-
ge müfettiş kuruluna sergile-
mek üzere sinemada toplandık-
ları sırada bir elektnk kaçağın-
dan çıktığını kaydettiler.
Sinema salonunun sahibi Çin
L'lusal Petrolcülük Anonım Şır-
keti'nın. Pekin'den yaptığı açık-
lamada, ölü sayısı 312 olarak
bildirılirken kurbanlann çoğun-
luğunun Sıncan 'da yaşavan Uy-
gurlar olduklan kaydedıldi.
Çın Haber Servısı'nin Sincan
muhabin. yangın yenndeki du-
rumu "dehşet verici" olarak ni-
teledi. Muhabir gözlemlerini,
"Kurtarma çalışmalannı yürii-
tenler, kargaşanın arasında ölü-
leri canulardan ayiramadıklan
için ağlıvorlar. Tüm kurbanlar
hastaneye taşındıktan sonra
hangilerinin hâlâ > aşadığı tespit
edilebildi" bıçımınde aktardı.
MİLLLVK MANEVI
DEGERLER..
.slında birçok hastalığımızın
nedeni mikroplar falan değildir, ama
haberimiz yoktur. Bu yüzden de has-
talıklanmız sürer gider. tşte bu hafta
bu önemli sorunumuza el koyuyoruz.
Maksat nedir? Maksat vatandaşın sağ-
lığını korumaktır. Vatandaşlanmızı bu
hastalıklardan korursak iyi bir iş yap-
mış oluruz, değil mi?
kısanhaklan
alerpsi...
'ugün neymiş. "Insan Haklan
Günü"ymüş. Bakın gördünüz mü, ge-
ne birçok kışı "alerji" olacak demek-
tir. Çünkü neden böyle oluyor. bu "in-
san haklan" denen nesne alerji yapı-
yor. Kimısınin gözlen kızanyor, ki-
mıst aksınp hapşınyor, kimisi de dök-
me döküyor ya da soluk darlığına uğ-
ruyor. Yüce devlet katındaki birçok
görev limiz bu sözcükleri duyunca fe-
na oluyor. Çünkü bu "insan haklan"
denilen alerjiyi neyin yaptığı da pek
bilinmıyor, anlayacağınız bu da faili
meçhul oluyor. Zaten "insan haklan"
denınce akla "faili meçhuFün gelme-
si de bir oluyor. Onun için de bu aller-
jinin asıl sebebi bilinmıyor. Böylece
de ınsan haklarının kendısı de faili
meçhul oluyor. Araştırmalar bu "in-
san haklan"dcnen basağnsının. bir-
çok kotülüğün kaynağı olan Frenk
memleketlerınden geldiğinı gösterı-
yor ama işte ne yapacaksınız? Sağol-
sun yetkililer. ülkemızı bu hastalıktan
korumak için canla başla. bu da yet-
mezse hapla iğneyie ellerinden gele-
nı yapıyorlarsa da başa çıkamıyorlar.
Memleketin buncaderdı varken birde
böyle eften püften şey lerle uğraşmak
can sıkıyor ama ne yapacaksınız? Ah
ah, şu Ösmanlı zamanı olacaktı da
içerde astığını asacak, kestiğini kese-
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
Sosyal hastalıklanmızı tanıyalım nlanndan çektiğımiz? Iyisı mi boş
verelım bu abidik gubıdık numarala-
nna.
cektm. zınltı çıkaran küffara da iyi bir
sefer e>leyıp ağzının payını verecek-
tın. İnsan haklan mı yoksa Ihsan Hak-
kı mı göreceklerdi. Sahi şu Hakkı adı-
nı kaç kışinin taşıdığını saysak da ağ-
z\ karalara göndersevdik. \ahu biz
kendimizi tanıtmayı bilmiyoruz kı. O
kafir ellerinde "Hakkı
r
'adında kimse
var mı kı? Bize baksalar da kaç kişı-
nin adı "Hakkı" görseler ya. Ama
bakmazlar namussuzlar. Işlenne gel-
mezdebakmazlar Yapacaksın sayımı.
bu kefereler sorunca da önlerine ata-
caksın kağıdı. "Aldabak"diyeceksın,
"bunlar bildiğin insan, adı da Hakkı."
Nasıl da apışıp kalırlar değil mı.' Bak
gene üstüme kaşıntı gelme>e başladı.
Nedir bu faili meçhulden çektiğımiz
kardeşim. Alerji alerji. Onun için MZ
siz olun. şu ınsan haklanndan uzak
durun, tamam mı''
AdKmiMagikmi nedr?
'irde şu "AGİK" denen ıllet
var. Bu da başımıza bela olu>or. Bu-
nun manası nedir diye sorarsanız as-
lı "abidik gubidik" Bu laflar uzun
gelıyor. kısaltıp "AGİK" yapıyorlar.
Şımdı böyle kısaltma numaraları var
ya, bu da böyle. Ne yapıyor bu abi-
dik gubidik meraklılan? Hiç. ne ya-
pacaklar. Tuzu kuru memleketlerın
canı sıkılan başkan maşkan taıfesi
"Şimdi ne yapalım da kafa bulalım"
dıye anlaşıp orda burda toplanıyorlar.
İşte bu abidik gubidik böyle işlerden.
Oraya geliyorlar, senın benım gibi ga-
nban memleketlen kıstırıp dedikodu
v apıyorlar. "Neden sizde böyle böyle
oluyor?"diye hesap sorar numarası-
na vatıyorlar. Bir kere "Sana ne
ulan?" demek lazım ama ayıp olur
dıve yutkunup önüne bakıyorsun.
"Sana ne, memleket benim değil mi
arkadaş? Döverim de söverim de. Ne-
den? Çünkü ben bu memleketin iyili-
ğini düşünüyomm. Bi/imkiler böyle
alışmıs.. Dövmezsem ilgilenmediğimi
düşünür de ondan andavalu. Sen ne
bilirsin keriz. Senin atalann hırsız ka-
çakçı falan filan değil miydi? Senin-
kiler suda altın kınntısı ararken btdm
atalanmız koskoca imparatorluk
kurnıus. istediğini asıyor, istemedigi-
ni kıbçtan geçiriyordu." Ah namus-
suz felek. devranı döndürdü de bızı
zebun etti. Içimden geçenleri söyie-
yemiyorum da, kaşıntı illetlerine ka-
nyorum. Şu "AGİK" denen illet de
kaşıntı yapıyor. Ne oldu Bosna bakı-
yim. Çıt yok değil mi? Neden? Rus-
laristemiyormuş? Ah Baltacıah? Sa-
na yanmam mı ben. Şu Nataşaların
büyükannesi Katerina da orda başı-
mıza bela olmuş. Nedir be şu Rus ka-
FaHatün faiHin.
Artık bilen kalmadı ya. şu "fa-
ilarün" meselesi aruz vezninden kal-
madır muhterem kardeşlerim. Biraz
malihülya gibi bir şeydir. Kendini de-
nizin dalgalanna kaptınp ufuklara da-
lıp giderken aklına "failatün failatün
failün" dıye bir şey gelıverir. İşte bu-
na malihülya derler. Kimi zaman la-
fı değıştirip "mefulu mefailü failün"
deyiverirsin. Böyle böyle pek güzel
oyalanırsın, dertlerinden kurtulursun.
Şunca tatsız dünya ışlennden uzakla-
şıp kendini malihülyaya kaptırmak
pek güzeldir. Birinı mı vurmuşlar, hiç
tasa çekme. "failatün failatün failün."
Bir yerleri mi yakıp yıkmışlar. canı-
nı sıkma. "ifaiü sefaili failün." Bak
gördün mü her şey ne kolay. Terapi gi-
bi bir şey. Insanlan evlerinden yerle-
rinden mi etmişler, ne gam. "failatün
fiilatün eflatün."Memleket iyice kan-
şıyor mu. hemen deniz kıyısına koş,
anıza sanl. "fiilatün failatün bas tü-
tün." Ne gam kalırne kasavet. Limon
kolonyası gibi canım, ferahlık verir.
Böyle yapmazsan güzel kardeşim,
dosdoğru söylersek "kafayı yersin."
Vallaha sonra ortalıkta yırtık pırtık
giysilerle "faili meçhul faili meçhul"
dıye dolaşmay a başlarsın de görenler
"A bak, memleketin delisi geçiyor"
derler. Yani tüh tüh benzetmek gibi
olmasın. iyi saatte olsunlara kanşır-
sın benim canım kardeşim. tyisi mi
sen bir güzel aruz veznini öğren. Şu
failatün çekimlerini ezberle. Öyle
"failü fiilli" laflar dolaşmaya başladı
mı hemen deniz kıyısına koş, başla:
Failatün failatün failün....