23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 1994 CUMARTESİ OLAYLAK VE GORUŞLER Pınarlarda, fidanlarda söyleşi CANAN YÜCEL ERONAT B ız cumhunyet çocuklan trenden geçemı>oruz Herseferçeşıtlı aksama- larla pışman edılsek bıle vazgeçemıyoruz Benım gıbı Azraıl'lekapıarah- ğından temennala$mışlann tren tutku- sunda kuşkusuz 'korku'nun (trafıkca- navanndan) payı var Atlattıgım badı- reyı kafam unutsa kemıklenm anımsa- tıyor Şu cennet yurdumuzda bır koşeden oburune ıç huzuru ıle ulaşamıyoruz Bunun adı >ol çüesi. Çıle "yazgı'ya do- nuşuyor, gıderek de acıya Trene bınebıimek ıstıyorum Devlet Demıryollan'nın başındakıler \e orvla- nn başındakıler hıç mi trene binmezsi- niz? Cumhunyetın 71 >ılını gende bı- raktık Trene bının de DDY'de kol ge- zen aksamalan. tabıatsızl ığı gozlemle- yın Bırkezolsun Istanbul'dan Anka- ra'ya trenle donun Gazı ıstasyonundan bando-mızıka ıle karşıcı çıkılsın Bırde ıhtıfakı Zıya Bey bulunur nuruk çeke- cek Bugune kadar sızıngıbıbaşanlısı- nm gelmedığını ummet-ı Muhammet'e unleyecek' Dudukçaldı AnkaraGan'ndan Bur- hanıye'ye doğru >ola çıktık Ordan Behramkale'ye geçeceğım Tekerlek- lenn tekduze seslen. "Hadi, Uludağ'a gidelim" dıyor Hıfzı Veldet \elidede- oğlu'nun90 >aşı ıçınsevenlen dostla- n, oğTencılerı. 23 agustosta Uiudağ'da toplaştık MeriçVeüdedeoğluıleıkımız bır gun oncederı oradaydık Menç Hanım, çev renın çağnşimlan- na uyup oyle guzel şeyler anlatıyordu kı Hoca, oylekolay kola> sezınleyeme- yeceğımız ozellıklerı. guzellıklenyle aramızda>dı Velıdedeoglu bır toplantı. bır soyle- şı oldu mu orada kurulmuş ıklımden kendısını ayıramaz. devnsı gunlerde dostlan telefonla arar o mayalanmış bırlıktelıgı surdurmek ıstermış Ucu açık kalmış, duşunceye açık kalmış ko- nuşmalann sonunu almaya çalışıyorol- malıydı Yıllarca konakladıgı otelın bahçesı- ne ındık Taşlann araMnda onun mor "kır menekşeteri'nı aradık Mertç Ha- nım havuzun suy unu açtınrken \ehde- deoğlu nun su tutkusunu tanıdım Ge- ce uyurken ha\ uza dolan suvun sesını dınler. ses azaldı mı "duyamıyorum" dıye ıdareye telefon eder. suyu açtınr- mış Dagda dolaşırken pınarlara erpı- narı, kız pınan dıye adlar verırmı> Geldık durduk 'Kars kavakları'nın onunde Oyuksekhkte ancak ığneyap- raklı agaçlar yaşabıldığı halde Hoca, Kars ka\aklannın fıdanlannı '42 yılın- da getırtıp dıkıyor Gurbetçı kavaklara ganplıklennı duyurmamak ıçın elınden gelenı ardına komuyor Uşumesmlerdı- ye katranlı bezlere belıyor, ortadan ay- nlır gıbı olduklannda demır çubuklar- la desteklıyor Ka\ak çıftı de aynı dun- yada olmanın mutluluğu ıçınde y ıgıtle- şıyor, muhabbetten sarmaşık kesılıyor- lar Ta orta yerden kucak açmışlar, gıttım kavagın kucağına oturdum Dallann goz kamaştıran guzellığını gnnın bejın, beyazın sıyahın. turlu tonda halkalanışını kımı yerlerde cıla- lı gul agacı gıbı bır rengın çemberlenı- şını budaklann kara kara noktalanışı- nı, yemşeyıl yapraklann golgesınde gozledım Kuşkusuz soyleşıyordu ka- vaklar Bu arada Hoca'nın çiftmerakını og- renıyorum Heraldıgını çıftalır fıdan- lan çıft dıkermış Gordum kı Velıdedeoğlu Koseda- ğı'nın Çorum Ovast'na bakan y amacın- dakı Çukuroren koyunun çamlığını, omrunde ılk yeşıl yolculugu başlattıgı. ılk orman ^evgısını duyduğu çamlığı. Uludagciayaşıyor Ustune tıtredıgı me- nekşeler Yozgat çamlıgının ustune kar yagdıkça gumrahlaşan menekşelen de- ğıl mı') Ya pınarlar' Yıllar once Yozgat çam- lığında Dursun Ça\uş adında bır saka- ya rastlamıştım "Dur" demışler. o da sıkı durmuş, y uz yaşı çoktan gende bı- rakmış Başında. bıleklennde dolakla- n. alazlanmış yuzunde çocuk guluşu, peynır dışlen gozukuyor Eşegın sırtı- natenekelenvurmuş Herbınneaynpı- nardan, sumbul. menekşe, leylak pına- nndan su dolduruyor Dağın kan enmış duldalannda ısınıp soluklanıyor Sonra surgıt ev lere su dagıtıyordu Uludağ'dakı kavaklar, on yaşındakı Hıfzı Veldefın Çorum Ulu Camısı'nın avlusundakıarmadun, yıldmmınoydu- gu kovuguna daldırdıgı kavak dalını du- şundurmuyor mu' Velıdedoglu. annesıyle ılgılı bır anı- sını depreştırdıgı ıçın her Çorum'a gı- dışte mınareyle boy olçuşen bu kavağı zıyaret edermış 90 y ıl once bu guzelım ınsanı duny a- ya getıren 27"sınde kımbılır hangı dert- ten goçup gıden "melek sesli anne"yı duşundukçe, kağnıda ağnsı tutup Yoz- gat'ın Çayıralan koyunun bırodasında ve 16 sında kendı başına eşımı doğuran. kırkına varamadan goçen kayınanam gelıyoraklıma Hangı katmandanolursa olsun. kadı- nı erkegı. \nadolu ınsanının tutkulan, sevgılerı çılelen bırbırıne benzıyor Toprağın nabzında kendınınkını dınle- yen, kayalardan fışkıran suya ağzını da- yayıpceddınınbutunsusuzlugunudın- dıren, ateş yakmasını se\en bebeğını kundağına yerleştırdığı holluk topra- gıyla buyuten. rençpergıbı terleyen te- nı susuz topraklar gıbı çatlayan. ılletle- re çareyı kadınlığın kımyasında bulan bulamadı mı boyun egen toprak ınsanı- nın gerçeğını. Hoca, ıçınde duyacak ka- daryakındantanıyor Ankara'ya I5'ın- de vardığında bılınçlenmeye kararlan- nı \ermeyebaşlıyor 1923 aydınlığında bu yazgıy ı değıştırme ulkusunun yolcu- su oluyor Yurdun cevherını toprağın altındaanyor ustunde arıyor Zongul- dak'a gıdıp maden ocaklarına ınıyor Kars'ın Cılavuz'una kadar gormedığı konaklamadığı Koy Enbtıtusubırakmı- yor Yurdun her ko^esını ınsanı \e so- runlanyla yarıyor yureğınde bului}tu- ruyor Bu bırıkımlen de Uludag ın do- rugunda ozumsuyor. sozlerıne. yazıla- nna dokuyor Kafıle gelınce akşam sennlıgınde Kars ka\aklarının dıbınde topla^tık Havuza akan suyun sesını hakçası ken- dı ıçımızı dınleyerek. se\gılı Hoca"ya saygı duruşumuzdu bu yurdumuzun. suvu tukenmez pınan Hıi/ı Veldet Velı- dedeoğlu Hoca\a' Lludağciayız sanıyordum Burhanı- ye ye%armıi)iz Cumhunyet"ıelımealır almaz uç guzel ınsanımızın. Gul ve UğurDermanıle ErimGozen'ınbıryol kazasına kurban gıttıklennı ogrenıvo- rum Tuttu elindcn kaldırdı ihtiyan / Kanatlı sozierle ona dedi ki: / "Hadi gel otur ustune şu iskcmk'nin / Ko uyusun bağnmızda aeılar" (Homeros Gul ıle Soyleşı Azra Er- hat s 121) • Bırkaç yıldır Dr Ozden Murtezaoğ- lu ıle bır alı^kanlık edındık Ey lul ay ı- nın ılk gunlennı \ssos"ta Azra Er- hat'ın Homeros'unu okuyarak. Azra Hoca nın hep aramızda oldugunu du^u- nerek ya^ıyoruz Belkı de bulundugu- muz ortam bızı buna ıtıyor Bır uçsuz bucaksız ma\ ılık Bura- larda esarir esıyor Athene tapınağının yamacındayız \ uksekten lımandakı tekneler dılım dılım \anda Mıdılh. kendı keyfınden oyle yamaca takılıp durmuş kayalar Bız de sefalı, kuytu mekan tutup kuruluyoruz Koy ucunda kayalar bırbınne ^okulmu!} \e burun- lannı denıze uzatmii» bır çıft tımsah ba- şı ıle bıtıyor Ama tımsahların muhab- betı hıç bıtmıyor Tım»ahların sırtından guneş gıdınce kıvılcım belınyor "Gecenin karanlığında başka vıldız- lar arasında Akşam yıJdızj denen biryıldız vardır hanı V ıldızlann en parlağı. en guzelf' Homeros undabuen guzel yıldızı 8 eylul akşamı ılk ayla bulu^tu, ufuktan geçıp gıttıler Venmıze lımana donerken yamaçta son yangının marsık ettıgı ağaçlara, zeytınlere bakmaya dayanamıyoruz Azra Hoca nın sorulardan olu^an bır yazıdızısı tasarladıgını anımsadım Sı- ralayacağısorulan.tapınaktana^agıyu- varlayacagı sorulan du^undum Kımbı- lır kımın baijinı ok^ayacaktı Behram- kale koyunde ya^ananlar. yazgıya do- nu>mu^ hangı umursamazlıktan kay- naklanıyordu' Oysa zeytınler çaglar boyu oyle gu- zeldıler kı "İki zeytin ağacı \ardı orada Fışkınyordu ikisi de bir kokten Bin yabanıydi biri aşılı Oyle girmişti ki biribiri içine bu iki ağaç Ne esen yelin ıslak gucu geçerdi Ne de yağmur sızardı diplerine Oylesine sımsıkıydı yaprakları Oy lesine sarmaş dolaş." Homeros Gul ıle Soyleşı, s 136 • Kırklı y ıllann başında Goztepecle so- kaklargazlambaları ıleaydınlatılır ak- şam \aktı bır adam sopasının ucunda meşale lambaları ateşler. saraydan kal- ma hanımefendıler sadakor meşlahla- rıy la sokak aralannda gozukup. kaybo- lurlar Zamanın durmuşlugunu tıkır arabalann şakırtıları bozar Tek tuk rast- lanan haremağaları "Hanımısına ma- şallah" dıye çocuk gonlu alırdı Sı\n kulelı mermer merdıvenlı mahrem penı.erclı kapıları gorkemlı koskler kesıf yeşıllıkler ıçınde kaybo- lur Aşilamaz du\arların ardından ku- \u pervanelennın çıknk seslen duyu- lurdu Bugunun sakınlerının duşleyemeye- ceğı bır guzellıkteydı Goztepe Bu koşklere yanılmıvorsam "İkinci Meşrutiyet" koşklerı denıyordu Nadıraga koşkunun son sahıbı Ha\- riyeHanifnefendi'ydı Teyzelerımın en benım olanı O da "Bu ikizleri bir do- ğurmadım" derdı Vefası zarafetı tumturaklı konuşma- sı nuktelen kopça gozlerınde yoğun- laşmış şınnlığıyle bır İstanbul hanıme- fendısı ıdı Pıyanosuna oturdu mu, "İş- te işte prenses Şi\ekâr geliyor"dan tan- goya, kantoya. nıhavent taksımden Şo- pen mazurkaya parmak dolaştıran bır alem kadındı Hayruş E\cıl olsun olmasın her cıns mahlu- ka tutkusuy la bahçeyı hayvanat bahçe- sıne donuşturmuştu Ozellıklerınıdeevlatlarınaserpıştır- mıştı Bu terbıye guzelı ınsanlarda onun doyulmaz sevımlılığının ızlennı bula- bılırsınız Gul Hayrıye Hanım'ın ılk torunu Yıl 1942 Ben de yenı yetışıyorum Emel ANayavrusunubesler.yıkar gıy- dırır, oynatırken gozumu onlardan ay ı- ramıyordum Bır gun ızın koparıp Gul'u kucagıma aldım Içım tıtredı Anne olma heveslennın ılk kıpırtılan- nı duyumsadım Aradangeçenellı yıl herbınmızı bır yere savurdu Gul Derman'ın sergı açtığını duyun- cakoştum Gul'unsaçlannaakduşmuş Bellı kı her uğraşında yaratıcı, pırıltıh bır kadın bır sanatçı olmuş Soy leştık resımlerını sevrettım Kız- kulesı'nın hangı tepeden daha guzel daha gızemlı oldugunu konuştuk gu- luştuk Sergının broşurune şunları yazdı SevgiliCanan'a Boy lesine y ıllar sonrası guzel buİuşabildiğimi/ için Sevinçlerimle 18 11 1992 Gul Derman Bır yıl sonra \va Innı'de bır barok topluluk dınlerken arkamda onu fark ettım Hemen, çantamdakı san kagıda yazılı dortlugu hatırladım, usulca uzat- tım Culey safçelişki Nice goz kapağının altında Hıç kımsenın uy kusu olmamanın se- \inci Rilke Karşılıgı ışık dolu bır opucuktu Arada kucaklaştık dortlugu yazma- mı ıstedı Kendı de adresını telefon numarasını yazıp verdı Onu mutlaka aramalıydım Benım Gul bebeğım Gul kardeşım Bıryuce duygumun yureğınde uyanışında var- sın Senınkıolumsayılmaz yakışmıyor da Senınkı sevdıgınle aynı dunyada bır derın bır guze! uyku "Nicegozka- pağının altında." ARADA BIR RECEP BtLGİNER Şed Kuşatma Göstenisi Turkıye Esnaf ve Sanatkarlar Bırlığı, bır suredır Ahılık ge- leneğını surdurmek çabasında Onemlı ve yaygın bır kuru- luş olan Turkıye Esnaf ve Sanatkarlar Bırlığı'nın, Ahılığı, to- rensel anlamda da olsa yaşatmaya çalışması lyı bır gırışım- dır Gerçı, gunumuz esnaf ve sanatkarlarmın, Ahı ocakları- nın o zamanlar benımsedıklerı ılkelere uyup uymadıkları tartışma konusudur Benım uzerınde durmak ıstedığım, Ahılık gıbı bır kavra- mın ve Ahı ocaklarının 'şed kuşatma torenlen'rvn, gunu- muzde ozunden saptırılması konusudur Geçen yıl popu- ler ışadamımız Sakıp Sabancı'ya bu yıl da kadın Başba- kanımız Sayın Tansu Çiller'e 'şed', 'kemer' ya da 'kuşak' kuşatıldı Gerçı bu torenlerde kuşatılan kemerler sembolık anlamdadır ama kuşatanlar da kuşananlar da bu torenle- rın, aslında bır propaganda ya da gosterı nıtelığı taşıdığını bılmelıdırler Bır kere Ahı kımdır, kıme şed kuşatılır? Bu soruya yanıt aranırken her halde akla bır kadın başbakan ıle bır holdıng sahıbı gelmez Gerçı, bu saygın kışıler, başka, hatta daha buyuk armağanlara hak kazanmış olsalar bıle bır halk ku- ruluşu olan Ahılığın kuşağını kuşanmaları, durumlarına uy- gun duşmuyor Ahılık, sağlam bır esnaf ve sanatkar orgu- tudur Kurucusu Ahi Evran, çok ozlu ılkeler koymuş, daha sonra çıkarılan Ahılığın anayasası nıtelığındekı futuvvetna- melerle Ahılık cıddı ve yaygın btr orgut halıne gelmıştır Nedır bu ılkeler'' Oncelıkle, Ahı olmak, Ahı ocağına gıre- bılmek ıçın sanatkar ya da esnaf olmak gerekır Ahılık, soz- luk anlamına gore "kardeşlık"\\r Esnaf ve sanatkarların bır- lığını sağlayan bır orguttur Yuzyıllar boyu, esnaf çarşıda dukkanını açarken "Her sabah besmeleyle açılır dukkanı- mız I Ahı Evran'dırpınmız, ustadımız" dıye duayla başlar- lar ışe Ahı kımdır. Ocağın, çogu yazılı ılkelerıne gore Ahı, elı açık, yığıt, başkasına yardım edıcı, olgun kışıdır Dunya ve ah- rette, halkın çıkarlarını, kendı çıkarlarından ustun tutandır Bu nedenle, olumsuz ozan Yunus Emre, "Sofılere sohbet gerek I Ahılere ahret gerek" demıştır Futuvvet ehlı olan Âhıler, çeşıtlı bıçımlerde tanımlanır In- sanlann yanltşını, eksıklennı, ayıbını gormeyen, hıç kımse- ye duşmanlık duyguları beslemeyen, lyılık yapan, kotuluk- ten sakınan kışıdır Pekı, Ahı ocağına nasıl gırılır ve şed, ya- nı kuşak kuşanılır^ Bır kere, Ahılığın uç aşaması vardır Yı- ğıt, Ahı, Şeyh Ahı olacak genç, yanı aday, once Yığıt yanında çıraklığa başlar Yol yordam oğrenır Sonra Ahı yanında en son da Şeyh yanında yetışır, pışer, -ve tabıı yalnız erkekler- sınav- dan geçer başarırsa Ahılığe adımını atar, Şed kuşandırılır Hıç kımseye, kayırma, oncelık tanınmaz Şeyhın oğlu olsa bıle Ahılık, şu uç temel uzerıne oturtulmuştur Yiğıtlık -ahlak- lılık, konukseverlık, yardımcılık- ve sanat Bunların uçu bır- den olmazsa hıç kımse Ahı olamaz ve şed kuşanamaz Bu aşamalardan geçtıkten sonra, Ahı ocağına gıren genç, her şeyden once, çalışkan ve uretıcı olacaktır Yanı, ekme- ğını, elının emeğı alnının terıyle kazanacaktır Gunun sonun- da herkes, yığıt, çırak kalfa, usta, şeyh, kazancını, tezga- ha koyacak, boluşme orada olacaktır Herkesın, kademe- sı ne olursa olsun, payı, urettığıne, gosterdığı becerısıne go- redır Kımse hakkından fazlasını almaz, alamaz Uretıme ge- lınce, uretılen ve satılan mal, her ne olursa olsun sağlam, hılesız temızveucuz olacaktır Halk kandırılmayacak, yuz- de ondan fazla kâr sağlanmayacaktır Daha başka onemlı ılkelerı de var Ahı olmanın Sonuç olarak şunu belırtelım Ahıler, beylerın devletlılerın ayağına gıtmez, onlar ahılerın ayağına gıder Mevlana da, bunun ıçın "Beylerın lyısı bıl- gınlerın ayağına gıdendır, bılgınlenn kotusu beylerın ayağına gıdendır" demıyor mu9 Boyle sıkı ılkelerı olan, değışmez kurallara sıkı sıkıya bağlı bulunan Ahılığın onem- lı bır aşaması sayılan şed kuşatmayı, devlet adamlarına bır paye olarak sunmak, lyı nıyete dayansa bıle, gosterış ve yaranmak kokusu verıyor Hem kuşatanlar, hem de kuşananlar, bundan sakınmalı Sosyalist deneyim sonrası... Turkıye açısından sempoz>umda şu sonuç ortaya çıktı Batı, Turkıye'yı Orta Asya \e Kafkaslar'da şu ya da bu konuda 'taşeron'luktan azat etmış. GÖNÜLPULTAR O rta Doğu Teknık Lnnersıte- sı nde bu kuruluş ıle Pragdakı Vlerkezı A\rupa Lnıversıtesı'nın ortaklaşa duzenledıklerı bır sempoz- \um gerçeklestınldı (15-18 ey lul tanhlen arasında) **Orta -Vsya, Kafkas- larve Balkanlar'da Sosyalist Deneyim Sonra- sı Toplum v« Kültûr" konulu sempozvumun organızasyonunu. Prag'dan Prof ErnestG«ll- ner ıle ODTU'den Prof Huri İslamoğlu Inan ustlenmıştı Turkıye den konuşmacı olarak Prof lsen- bikeTogan(ODTL) Prof İlberOrtaylK \n- karaLnı )veProf EmineGursoy Naskali'nın (MarmaraUnı )katıldığı sempoz\umunotu- rumlanndaelealınankonular^unlardı Tanh- selbınkımınozellıklen \erelbnmlerdetop- lumsal orgutlenme bıçımlen ıdeolojık seçe- nekler, dın ve toplum. etnık farklılığın yarat- tığı ortam yenı vapılanmalann ıçınde seç- kınler (elıtler) Ancak, çogunlukta olan Batılı bılım adam- lannın gonlunde \e gundemınde başka mad- deler \ardı Onlann yanıt aradıklan asıl so- rularve ılgılendıklen konular şovlesıralana- bıhr I) Eskı So\\etler Bırlığı "deso^etizas- yon"un neresınde' Katılan çok sayıda Rui bıhm adamı dola- yısıylatartışmalarnıtelıklı.ate>lı\eyanlı(ta- raflı) oldu Ruslar deşarj olma.kendı tanhle- nyle, kendı lıderlenvle hesapla^ma gereksın- mesındeler Sempozyumun Ru;>yatopraklan dışında olmasi bırbırlerını "Saharov tutuk- landığında neredey din; şimdi soy lediklerini o zaman soy leseydın y a" turunden sozlerle suç- lama olanağı tanıdı Doğal olarak. en agır suçlamalarda bulunan kımı Rusun a\m za- manda KGB den oldugunu bılmek bızler ıçın olaya tuz bıber katıv or sankı pı\ es ızlıyormu- şuz duygusu getınyordu Aynca Rus olmavan eskı Sovyet vatanda- şı (Kazak. Ozbek. vb ) katılmacılann soyle- dıklennden, Sovyet rejımı ıle \enı bır ı\me kazanmış olan Rus empervalızmının bugun yenıden canlanma çabalan konusunu ıhmal etmemek gerektıgı ortava çıkıyordu Ote vandan. Rusva Federasvonu ıçınde bı- rer ozerk cumhurıvet olan Çeçenıstan Tata- nstan \e Başkırdıstan konusunda venlen bıl- dınler gelecekte federas\onun daçatırdama- sınıntumuvleolanaksizolmavabıleceğını or- tava senyordu II) Batı. Orta As\a \e Kafkaslar'da venı bağımMzlıgını kazanmış ulkelerleçok vakın- dan ılgılenıvor Avdınca (entelektuel) tatmın ıçın araştırma oğrenme onlan tanıma iste- gınden ~Ne derece istikrar \ar; yatınm ya- pabilir miyiz" sorulanna yanıt aramava uza- nan bır merak vumagı \ar Ancak. bu pragmatızmın otebinde Orta Asva ve Kafkaslardakı halen bağımsiz eskı So\\et ulkeien konusunda Batı nın gonlun- de l4 yenisömurgecilik"(neokoloniyalizm)he- \esı yatıvor Bunu tek başına da gerçekleştı- rebıhrler Rusya yla ortaklaşa da Bu amaçia. daha başından onlan ıkıncı sı- nıf olarak tanımlayacak bır soylem gelıştır- me eğılımındeler Hatta. bu sempoz\um bu- tun bılımsellığıne karşın bunun denendığı egzersızının yapıldığı çeşıtlı duzlemlerden (platformlardan) bın olduğu ızlenımını \en- yordu Orneğın "BM'de temsil ediliyorlar ama, bağımsıztıklannı ne kadar koruyabile- cekler?-. "Şimdi'ulus larbelki.amabakalım ulus-devlet'e dönuşebilecekler mi?~ va da. aksıne "Devlet ama, ulus olabilecek mi", "Onlara her türlu uygarlığı oğreten Ruslar- dır", "Hâlâ bunlarda klan ve kabile duzeni mevcut", u Hepsi zaten malVa" Bu ulkeien daha başından "hasta adam" olarak gostermenın yollannı aramaktalar III) Batıhlar» soz konusu ulkeien "hasta adam" olarak gostermenın en kestırme volu- nun onlann Musluman oldugunu v urgulamak oldugunu duşunuyor Zaten. sempozvum ılk başta "Eski Sosyalist Toplumlarda Muslu- manlar:Geçmiş\eGelecek"dı\e adlandırıl- mış Bıldınler ona gore hazırlanmış (Bellı kı Batılılar Gurcıstan'la Ermenıstan'ı a\akta tutmak ıçın ellennden gelenı vapacaklar ) Bızlenn Turkıvede \obaz ve polıtıze ola- nından rahatsız oldugumuz "İslam", Batılı- ların elınde tumuyle olumsuz dıye yaymak ıstedıklerı bır kav rama donuşmu^ Dedıklerı. ozetle "İslam eşittir fundamentalisteşıttirtu kaka"... Tamara Dragadze (Londra Lnı ) bu olgu- ya "lslanunşeytanlaştınlması"adını verıvor Dragadze u Orta Asva'dakı Müslumanlann İslam gelenekienne donmelenne ızın var ama. iki Musluman ulke bırbıny le dı; ılışkilere gır- meyegorsun, hemen kıvamet kopuyor, İslam ku>ağı istemıvoruz" deniyorveoulkelerinin- sanları gangster olarak tanıtıbvor" dedı \ulay Şamıtoğlu da (Vnsconsın Lnı ) "İs- lam konusunda ısrananlamıvorum. ltalvada Hınstıvanlarba^ageçtı dıye hay ıflanıyormu- yuz? Polonya'da Katolik Kilisesi politika ya- pınca niye kusur bulmadık" dıve sordu Şa- mıloğlu na gore eskı So\\et Musluman top- lumlanndakı dınsel reformlan gerçekte ulus- çu hareketler olarak gormek gerek o\sa Ba- tılılar sadece İslam veçhesıne takılıp kalıvor- 1ar "Betvveen Marx and Muhammad" ("Marv'la Muhammet Arasında": Londra 1993) adlı kıtabınyazan Hıntlı DilipHiroda Batılılann Islamakarşıtakındıklan tavracep- he alarak, "Soviıetler Birliği yıkılmadan ön- ce, 'dınsız' rejimi destabilize etmek ıçın Batı ve de özellikle \BD; C\\ ve Radıo Liberty (Azatlık Radvosu)voluv la İslamı yıllar vüı kuİ- landı. islam. şimdi mi btrden kotu oldu?" dı- ve çıkıştı Turkıve açisindan sempozvumda ^u sonuç ortaya çıktı Batı Turkıye'vı Orta Asva ve Kafkaslar'da şu ya da bu konuda "taşe- ron"luktan azat etmı:, Daha dogrusu buna karar vermışler ve vururluge koyma surecını başlatmak ıçın bızlenn tepkısını olçmek. ona gore adım atmak ıstıvorlar Açılışta bulunup gıden Kultur Bakanliğı Musteşan Emre Kongar dışında oturumlar- da ne Dışışlen Bakanliğı ndan ne de herhan- gı başka bır devlet daıresınden tek bır kı^ı vardı Korfez bunalımında "ahmaklık" anlamına gelen "hamakat" sozcuğunu oğrenmıştım Hamakatın bu derecesıne ne denır' TARTIŞMA Konuşun beyler, hanımlar, efendiler alkımız 1980lerdenbu yana nıce yolsuzluklara. nıceruşvet olaylanna tanık oldu \e her seferınde dev letın yapacağının daha çoğunu basin ve radyo-T\ yaptı Ama unutulup gıttı Yapanlar vaptığıyla kaldı \arginm bıle ne\e karar verdığı ogrenılemedı Halk ıse koylu^uvle kenthsıyle olaylan onlan sorguva çekenlen savunanları arkasındakı kalabalığı T\ kanallanndan ızledı ızledı yutkundudurdu Ve bın bıtmeden bın daha duyuldu Bu olay ıse İSKİ oiayından da ılgını,tı Basın ve radvo T\ bu kez de Engın Cıvan (Emlak Bankasi eskı genel muduru) Selım Edes (ışadamı) Dundar Kılıç Maattın Çakıcı Haluk L^ar TevfıK A.ğan>>oy Ay han Kamış v b adlanndakı kışıler uzerınde duruvordu Engın Cıvan ı ruşvet yuzunden bınlerı vurdurtmuş Onu vuran da vanı tetıkçı Davut Yıldız da kendılığınden polıse teslım oldu Sorguya çekılenlerın arananlann olaya adı kanşanların arasında 'hatırlı' kışıler de orta\a çıktı Olavın baş kı^ılerınden olan Alaattın Çakıcı vurtdı^ınddvmış Emnıyet onun peşınde şımdı >\ma kımılen olduruldu dıvor kımılen estetık amelıvat vaptırdı vuzu degı^tı dıyor kımılen de sag dıvor Sonunda avukatı onun adına konuştu Engın Cıvan ın v urulduğu ılk gunlerde Çakıcı Bır konu^ursam Turkıve sarsılır gıbısıne bır soz etmıştı Ru^vete hırsızlığa yolsuzluga tefecılıge bov lesıne dlışkın olan Turkıve ne volsuzluk ne ru>vet olavlan gordu ve vaşadı Konu^ursam ' demesın de konuşsun Ornegın ruşvet verenınde alanın da arkasmda kımlervarmiş dev letın nevıne karşılık ruşvet ıstenmış ruşvet \erenene venlecekmı^ Bıldığı bır şev varsa durmasin Memlekete hızmet boyle olur 1980 lerden sonra palazlananlan mı nasıl palazlandıklarını mı vatı uçağı yazlıkları kişlıkları mevsımlıklerı arsaları ışyerlerı fabrıkaları apartmanları olanlan mı elı dev letın kasasında halkın cebmde olanlan mı dov ızle Turk Lırasi yla ovnavanları mı hayalı ıhracatla semırenlerı mı vergı kaçıran yuzsuzlen mı' Evet ızın verın de Çakıcı konuşsun Belkı onun gıbı konuşacak olanlar da vardı Belkı ona heves edenler de çıkar Hadı konuş Çakıcı Konus Konu^ursam deme de konuş Konuş da anla\alım kımlerden soz edeceksın Konusun bey leı hanımlar efendiler Konusun Madem konuşan Turkıvede va^ıyormusuz Konuşun da bız de bıldıklerımızın dışında kımleı varmiş onlan gorelım onları tanıvdlım H.Vasn l çkan PENCERE Zonguldak'ın Boynunda Öliim Fermanı... 21 'ıncı yuzyıla doğru yonelen Turkıye'de goğsune ıdam fermanının yaftası asılmış koyler, kentler, ıller var En başta Zonguldak1 Olum fermanını kım yazar7 Zonguldak'ı hangı savcı suçladı, hangı yargıç hukum kestı9 Bır mılyon ınsanın yazgısı kımın ıkı dudağı arasında9 Zonguldak'a kıyan kım1 ?.. Koskoca ıl, kurşuna dızılecek ya da darağacına çekıle- cek bır mahkûm gıbı ıdam hucresınde bekleyecek mı9 • Batı'da lıberal devrım, alınyazısına kapılanmış kulun bı- reyleşme yolunda ozgurleşme surecını vurgular Kul, bı- rey oldu mu, artık ınancını vıcdanına gomup aktını devre- ye sokmuş demektır Insanın, ınsana ozgu değerlere ka- vuşması, tarıhte, lıberal devrımlerle sağlanmıştır Turkıye'de ıse tersıne bır sureç yaşanıyor, Batı'da ne- olıberalızm ruzgârları eserken "Şark"\n karanlığına ıtılmek ıstenen ulkemızde, ınsanın ınsanlık değerlerı hıçe sayılı- yor, parayla olçuluyor, gaddarlıkla yurutuluyor her ış 1980'lerın alacasında, sıyasal yasaklı Turkıye'de bır laf ortaya atıldr "Ozelleştırme1 " NasıP Bırısı dedı kı - Nasıl mı9 Zonguldak'ta ocakları tumden kapataıak komuru ıthal etsek ulkeye daha ucuza gelır, çelık fabrı- kasını muhurleyıp çelığı dışardan getırsek, daha ucuza gelır, yolun sonu geldı, Zonguldak'ın ışı bıtık Ferman yazılmıştı Zonguldak, o gunden berı goğsunde ıdam fermanının yaftasıyla yaşıyor • Dunyanın en ılkel toplumunda bıle, kentlerıyle, kasaba- larıyla, koylerıyle bır ıl ıçın "merkez-ı hukumet" toptan ıdam fermanı çıkaramaz Hem de bu ferman yalana do- lana, haksızlığa uçkâğıda dayanıyorsa, ne demelı'? is- tanbul'da ya da Ankara'da oturup kâğıt uzenndekı rakam- larla oynayarak dış odaklarla bırlıkte duzenlenen bır oyu- nun tezgâhtarlığında bır mılyon ınsanı ışsızlığe, açlığa ve olume mahkûm edecek kararı vermek kolay mı? Zonguldak'ın geleceğı ıçın ne duşunuluyor? Hıç Ozelleştırmelerde ışını gucunu yıtırecek, sokaklara do- kulecek çolukçocuğuylaaçkalacak geleceğı kararacak yığınlar ıçın "merkez-ı ıkîıdar" nasıl bır planlama ıçınde- dır 9 Insan, neolıberalızmın mantığında, bır bocek ya da fareyle eşdeğerlı mı tutuluyor 9 . • Yazının ıçerığıyle bıçemı yaşanan olayın dokusuyla eş- gudumludur Ulkemızde yaşanan olaylara toplumun tep- kısel gucu sıfırlaşmaya doğru suruklendıkçe şerıatın ka- ranlığıyla parçalanmanın ıkıleTiı arasında salıncak kuran- ların mıskınlığı yoğunlaştıkça, haksızlığa dırenışın ıtıcı gu- cunu ateşlemek zorlaşır, ama ulkede yaşayanlar yaşa- ma gucunu yıtırmemışlerse bır gun bır yerden, bır bıçım- de hayatın gerçeklığınden fışkıracak bır eylemın ılk solu- ğu duyulur Zonguldak, ya olum fermanına boyun eğecek ya da hakkını savunacak bır mılyonu aşkın Zonguldaklıya bıçı- len olum fermanını yırtarak kendı yazgısını kendı ellerıyle belırlemeye başlayacak.. Demokrası ışte budur! Zonguldak'ı ızlıyoruz Kadın, özgür olmak, bireysel1eşmek adına. "Benım için önemlisın dediği kocasından a y r ı 1 ı r . . . Mustafa Demirkanlı Biz çok özgürdük! Ç ı k t ı . . .Kıtapçılar ^ ^ B o y u t V i ) i > « l M a y r l y e C a d 3 1 0 G a l a t a s a r a y e ^ z ^ 4 3 3 5 3 3 ; S a 2 -' F a . ^ 1 2 II d a 1 s ' a n D u 2 D Z 9 4 1 4 Btr serüvendır Günay Rodoplu Yıtrkıye bugun )aşa»!4zsd ^arın tııutldka \<ışaw<.aktır - MVA MUE RTE - 'NUKF KI YE VA11A, ""SDK* an :T,r, U . l l . ESEfllUSTİ TÜRKİYE TAMAM DIR. ORD\ MNlSt \ \R Mİ KlTAP- 4 Alev Alatlı O.K. Musti, Türkiye Tamamdır. Ç ı k t ı K ı t a p ç ı l a r d a ERZL RUM ASLtYE 2. HUKLT^ HÂKİMLİĞİ DosvaNo 1994 221 Davdcı \ AzızKelçıtarafınddnddvdlı Mahsun(Mahmut) \\a- tonalevhıneaçılan8 457 000TL tdzmınatdavasının\apvlan\argıla- ması sırasında Ddvalı \ Kavabdsı Mah No 54 Hınıs Erzurum adresınde otur- dueu bıldınlen Mdhmut (Mahsun) «\laton un butun aramaldra rağ- men bulunamadığı veadresının de tespıt edıtemedığı anlaşıldığından ddvddılekçesıteblığvennek<ıımolmdkuzereve24 II 1994gunusaat 10 (X) da duru^mdda hazır olması ıı,ın ılanen teblığ olunur Basın s2282
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle