Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 1994 CUMARTESİ
OLAYLAK VE GORUŞLER
Pınarlarda, fidanlarda söyleşi
CANAN YÜCEL ERONAT
B
ız cumhunyet çocuklan
trenden geçemı>oruz
Herseferçeşıtlı aksama-
larla pışman edılsek bıle
vazgeçemıyoruz Benım
gıbı Azraıl'lekapıarah-
ğından temennala$mışlann tren tutku-
sunda kuşkusuz 'korku'nun (trafıkca-
navanndan) payı var Atlattıgım badı-
reyı kafam unutsa kemıklenm anımsa-
tıyor
Şu cennet yurdumuzda bır koşeden
oburune ıç huzuru ıle ulaşamıyoruz
Bunun adı >ol çüesi. Çıle "yazgı'ya do-
nuşuyor, gıderek de acıya
Trene bınebıimek ıstıyorum Devlet
Demıryollan'nın başındakıler \e orvla-
nn başındakıler hıç mi trene binmezsi-
niz? Cumhunyetın 71 >ılını gende bı-
raktık Trene bının de DDY'de kol ge-
zen aksamalan. tabıatsızl ığı gozlemle-
yın Bırkezolsun Istanbul'dan Anka-
ra'ya trenle donun Gazı ıstasyonundan
bando-mızıka ıle karşıcı çıkılsın Bırde
ıhtıfakı Zıya Bey bulunur nuruk çeke-
cek Bugune kadar sızıngıbıbaşanlısı-
nm gelmedığını ummet-ı Muhammet'e
unleyecek'
Dudukçaldı AnkaraGan'ndan Bur-
hanıye'ye doğru >ola çıktık Ordan
Behramkale'ye geçeceğım Tekerlek-
lenn tekduze seslen. "Hadi, Uludağ'a
gidelim" dıyor Hıfzı Veldet \elidede-
oğlu'nun90 >aşı ıçınsevenlen dostla-
n, oğTencılerı. 23 agustosta Uiudağ'da
toplaştık MeriçVeüdedeoğluıleıkımız
bır gun oncederı oradaydık
Menç Hanım, çev renın çağnşimlan-
na uyup oyle guzel şeyler anlatıyordu
kı Hoca, oylekolay kola> sezınleyeme-
yeceğımız ozellıklerı. guzellıklenyle
aramızda>dı
Velıdedeoglu bır toplantı. bır soyle-
şı oldu mu orada kurulmuş ıklımden
kendısını ayıramaz. devnsı gunlerde
dostlan telefonla arar o mayalanmış
bırlıktelıgı surdurmek ıstermış Ucu
açık kalmış, duşunceye açık kalmış ko-
nuşmalann sonunu almaya çalışıyorol-
malıydı
Yıllarca konakladıgı otelın bahçesı-
ne ındık Taşlann araMnda onun mor
"kır menekşeteri'nı aradık Mertç Ha-
nım havuzun suy unu açtınrken \ehde-
deoğlu nun su tutkusunu tanıdım Ge-
ce uyurken ha\ uza dolan suvun sesını
dınler. ses azaldı mı "duyamıyorum"
dıye ıdareye telefon eder. suyu açtınr-
mış Dagda dolaşırken pınarlara erpı-
narı, kız pınan dıye adlar verırmı>
Geldık durduk 'Kars kavakları'nın
onunde Oyuksekhkte ancak ığneyap-
raklı agaçlar yaşabıldığı halde Hoca,
Kars ka\aklannın fıdanlannı '42 yılın-
da getırtıp dıkıyor Gurbetçı kavaklara
ganplıklennı duyurmamak ıçın elınden
gelenı ardına komuyor Uşumesmlerdı-
ye katranlı bezlere belıyor, ortadan ay-
nlır gıbı olduklannda demır çubuklar-
la desteklıyor Ka\ak çıftı de aynı dun-
yada olmanın mutluluğu ıçınde y ıgıtle-
şıyor, muhabbetten sarmaşık kesılıyor-
lar
Ta orta yerden kucak açmışlar, gıttım
kavagın kucağına oturdum
Dallann goz kamaştıran guzellığını
gnnın bejın, beyazın sıyahın. turlu
tonda halkalanışını kımı yerlerde cıla-
lı gul agacı gıbı bır rengın çemberlenı-
şını budaklann kara kara noktalanışı-
nı, yemşeyıl yapraklann golgesınde
gozledım Kuşkusuz soyleşıyordu ka-
vaklar
Bu arada Hoca'nın çiftmerakını og-
renıyorum Heraldıgını çıftalır fıdan-
lan çıft dıkermış
Gordum kı Velıdedeoğlu Koseda-
ğı'nın Çorum Ovast'na bakan y amacın-
dakı Çukuroren koyunun çamlığını,
omrunde ılk yeşıl yolculugu başlattıgı.
ılk orman ^evgısını duyduğu çamlığı.
Uludagciayaşıyor Ustune tıtredıgı me-
nekşeler Yozgat çamlıgının ustune kar
yagdıkça gumrahlaşan menekşelen de-
ğıl mı')
Ya pınarlar' Yıllar once Yozgat çam-
lığında Dursun Ça\uş adında bır saka-
ya rastlamıştım "Dur" demışler. o da
sıkı durmuş, y uz yaşı çoktan gende bı-
rakmış Başında. bıleklennde dolakla-
n. alazlanmış yuzunde çocuk guluşu,
peynır dışlen gozukuyor Eşegın sırtı-
natenekelenvurmuş Herbınneaynpı-
nardan, sumbul. menekşe, leylak pına-
nndan su dolduruyor Dağın kan enmış
duldalannda ısınıp soluklanıyor Sonra
surgıt ev lere su dagıtıyordu
Uludağ'dakı kavaklar, on yaşındakı
Hıfzı Veldefın Çorum Ulu Camısı'nın
avlusundakıarmadun, yıldmmınoydu-
gu kovuguna daldırdıgı kavak dalını du-
şundurmuyor mu'
Velıdedoglu. annesıyle ılgılı bır anı-
sını depreştırdıgı ıçın her Çorum'a gı-
dışte mınareyle boy olçuşen bu kavağı
zıyaret edermış
90 y ıl once bu guzelım ınsanı duny a-
ya getıren 27"sınde kımbılır hangı dert-
ten goçup gıden "melek sesli anne"yı
duşundukçe, kağnıda ağnsı tutup Yoz-
gat'ın Çayıralan koyunun bırodasında
ve 16 sında kendı başına eşımı doğuran.
kırkına varamadan goçen kayınanam
gelıyoraklıma
Hangı katmandanolursa olsun. kadı-
nı erkegı. \nadolu ınsanının tutkulan,
sevgılerı çılelen bırbırıne benzıyor
Toprağın nabzında kendınınkını dınle-
yen, kayalardan fışkıran suya ağzını da-
yayıpceddınınbutunsusuzlugunudın-
dıren, ateş yakmasını se\en bebeğını
kundağına yerleştırdığı holluk topra-
gıyla buyuten. rençpergıbı terleyen te-
nı susuz topraklar gıbı çatlayan. ılletle-
re çareyı kadınlığın kımyasında bulan
bulamadı mı boyun egen toprak ınsanı-
nın gerçeğını. Hoca, ıçınde duyacak ka-
daryakındantanıyor Ankara'ya I5'ın-
de vardığında bılınçlenmeye kararlan-
nı \ermeyebaşlıyor 1923 aydınlığında
bu yazgıy ı değıştırme ulkusunun yolcu-
su oluyor Yurdun cevherını toprağın
altındaanyor ustunde arıyor Zongul-
dak'a gıdıp maden ocaklarına ınıyor
Kars'ın Cılavuz'una kadar gormedığı
konaklamadığı Koy Enbtıtusubırakmı-
yor Yurdun her ko^esını ınsanı \e so-
runlanyla yarıyor yureğınde bului}tu-
ruyor Bu bırıkımlen de Uludag ın do-
rugunda ozumsuyor. sozlerıne. yazıla-
nna dokuyor
Kafıle gelınce akşam sennlıgınde
Kars ka\aklarının dıbınde topla^tık
Havuza akan suyun sesını hakçası ken-
dı ıçımızı dınleyerek. se\gılı Hoca"ya
saygı duruşumuzdu bu yurdumuzun.
suvu tukenmez pınan Hıi/ı Veldet Velı-
dedeoğlu Hoca\a'
Lludağciayız sanıyordum Burhanı-
ye ye%armıi)iz Cumhunyet"ıelımealır
almaz uç guzel ınsanımızın. Gul ve
UğurDermanıle ErimGozen'ınbıryol
kazasına kurban gıttıklennı ogrenıvo-
rum
Tuttu elindcn kaldırdı ihtiyan /
Kanatlı sozierle ona dedi ki: /
"Hadi gel otur ustune şu iskcmk'nin /
Ko uyusun bağnmızda aeılar"
(Homeros Gul ıle Soyleşı Azra Er-
hat s 121)
•
Bırkaç yıldır Dr Ozden Murtezaoğ-
lu ıle bır alı^kanlık edındık Ey lul ay ı-
nın ılk gunlennı \ssos"ta Azra Er-
hat'ın Homeros'unu okuyarak. Azra
Hoca nın hep aramızda oldugunu du^u-
nerek ya^ıyoruz Belkı de bulundugu-
muz ortam bızı buna ıtıyor
Bır uçsuz bucaksız ma\ ılık Bura-
larda esarir esıyor Athene tapınağının
yamacındayız \ uksekten lımandakı
tekneler dılım dılım \anda Mıdılh.
kendı keyfınden oyle yamaca takılıp
durmuş kayalar Bız de sefalı, kuytu
mekan tutup kuruluyoruz Koy ucunda
kayalar bırbınne ^okulmu!} \e burun-
lannı denıze uzatmii» bır çıft tımsah ba-
şı ıle bıtıyor Ama tımsahların muhab-
betı hıç bıtmıyor
Tım»ahların sırtından guneş gıdınce
kıvılcım belınyor
"Gecenin karanlığında başka vıldız-
lar
arasında
Akşam yıJdızj denen biryıldız vardır
hanı
V ıldızlann en parlağı. en guzelf'
Homeros undabuen guzel yıldızı 8
eylul akşamı ılk ayla bulu^tu, ufuktan
geçıp gıttıler
Venmıze lımana donerken yamaçta
son yangının marsık ettıgı ağaçlara,
zeytınlere bakmaya dayanamıyoruz
Azra Hoca nın sorulardan olu^an bır
yazıdızısı tasarladıgını anımsadım Sı-
ralayacağısorulan.tapınaktana^agıyu-
varlayacagı sorulan du^undum Kımbı-
lır kımın baijinı ok^ayacaktı Behram-
kale koyunde ya^ananlar. yazgıya do-
nu>mu^ hangı umursamazlıktan kay-
naklanıyordu'
Oysa zeytınler çaglar boyu oyle gu-
zeldıler kı
"İki zeytin ağacı \ardı orada
Fışkınyordu ikisi de bir kokten
Bin yabanıydi biri aşılı
Oyle girmişti ki biribiri içine
bu iki ağaç
Ne esen yelin ıslak gucu geçerdi
Ne de yağmur sızardı diplerine
Oylesine sımsıkıydı yaprakları
Oy lesine sarmaş dolaş."
Homeros Gul ıle Soyleşı,
s 136
•
Kırklı y ıllann başında Goztepecle so-
kaklargazlambaları ıleaydınlatılır ak-
şam \aktı bır adam sopasının ucunda
meşale lambaları ateşler. saraydan kal-
ma hanımefendıler sadakor meşlahla-
rıy la sokak aralannda gozukup. kaybo-
lurlar Zamanın durmuşlugunu tıkır
arabalann şakırtıları bozar Tek tuk rast-
lanan haremağaları "Hanımısına ma-
şallah" dıye çocuk gonlu alırdı
Sı\n kulelı mermer merdıvenlı
mahrem penı.erclı kapıları gorkemlı
koskler kesıf yeşıllıkler ıçınde kaybo-
lur Aşilamaz du\arların ardından ku-
\u pervanelennın çıknk seslen duyu-
lurdu
Bugunun sakınlerının duşleyemeye-
ceğı bır guzellıkteydı Goztepe
Bu koşklere yanılmıvorsam "İkinci
Meşrutiyet" koşklerı denıyordu
Nadıraga koşkunun son sahıbı Ha\-
riyeHanifnefendi'ydı Teyzelerımın en
benım olanı O da "Bu ikizleri bir do-
ğurmadım" derdı
Vefası zarafetı tumturaklı konuşma-
sı nuktelen kopça gozlerınde yoğun-
laşmış şınnlığıyle bır İstanbul hanıme-
fendısı ıdı Pıyanosuna oturdu mu, "İş-
te işte prenses Şi\ekâr geliyor"dan tan-
goya, kantoya. nıhavent taksımden Şo-
pen mazurkaya parmak dolaştıran bır
alem kadındı Hayruş
E\cıl olsun olmasın her cıns mahlu-
ka tutkusuy la bahçeyı hayvanat bahçe-
sıne donuşturmuştu
Ozellıklerınıdeevlatlarınaserpıştır-
mıştı Bu terbıye guzelı ınsanlarda onun
doyulmaz sevımlılığının ızlennı bula-
bılırsınız
Gul Hayrıye Hanım'ın ılk torunu
Yıl 1942 Ben de yenı yetışıyorum
Emel ANayavrusunubesler.yıkar gıy-
dırır, oynatırken gozumu onlardan ay ı-
ramıyordum Bır gun ızın koparıp
Gul'u kucagıma aldım Içım tıtredı
Anne olma heveslennın ılk kıpırtılan-
nı duyumsadım
Aradangeçenellı yıl herbınmızı bır
yere savurdu
Gul Derman'ın sergı açtığını duyun-
cakoştum Gul'unsaçlannaakduşmuş
Bellı kı her uğraşında yaratıcı, pırıltıh
bır kadın bır sanatçı olmuş
Soy leştık resımlerını sevrettım Kız-
kulesı'nın hangı tepeden daha guzel
daha gızemlı oldugunu konuştuk gu-
luştuk
Sergının broşurune şunları yazdı
SevgiliCanan'a
Boy lesine y ıllar sonrası guzel
buİuşabildiğimi/ için
Sevinçlerimle
18 11 1992 Gul Derman
Bır yıl sonra \va Innı'de bır barok
topluluk dınlerken arkamda onu fark
ettım Hemen, çantamdakı san kagıda
yazılı dortlugu hatırladım, usulca uzat-
tım
Culey safçelişki
Nice goz kapağının altında
Hıç kımsenın uy kusu olmamanın se-
\inci
Rilke
Karşılıgı ışık dolu bır opucuktu
Arada kucaklaştık dortlugu yazma-
mı ıstedı Kendı de adresını telefon
numarasını yazıp verdı
Onu mutlaka aramalıydım Benım
Gul bebeğım Gul kardeşım Bıryuce
duygumun yureğınde uyanışında var-
sın Senınkıolumsayılmaz yakışmıyor
da Senınkı sevdıgınle aynı dunyada
bır derın bır guze! uyku "Nicegozka-
pağının altında."
ARADA BIR
RECEP BtLGİNER
Şed Kuşatma Göstenisi
Turkıye Esnaf ve Sanatkarlar Bırlığı, bır suredır Ahılık ge-
leneğını surdurmek çabasında Onemlı ve yaygın bır kuru-
luş olan Turkıye Esnaf ve Sanatkarlar Bırlığı'nın, Ahılığı, to-
rensel anlamda da olsa yaşatmaya çalışması lyı bır gırışım-
dır Gerçı, gunumuz esnaf ve sanatkarlarmın, Ahı ocakları-
nın o zamanlar benımsedıklerı ılkelere uyup uymadıkları
tartışma konusudur
Benım uzerınde durmak ıstedığım, Ahılık gıbı bır kavra-
mın ve Ahı ocaklarının 'şed kuşatma torenlen'rvn, gunu-
muzde ozunden saptırılması konusudur Geçen yıl popu-
ler ışadamımız Sakıp Sabancı'ya bu yıl da kadın Başba-
kanımız Sayın Tansu Çiller'e 'şed', 'kemer' ya da 'kuşak'
kuşatıldı Gerçı bu torenlerde kuşatılan kemerler sembolık
anlamdadır ama kuşatanlar da kuşananlar da bu torenle-
rın, aslında bır propaganda ya da gosterı nıtelığı taşıdığını
bılmelıdırler
Bır kere Ahı kımdır, kıme şed kuşatılır? Bu soruya yanıt
aranırken her halde akla bır kadın başbakan ıle bır holdıng
sahıbı gelmez Gerçı, bu saygın kışıler, başka, hatta daha
buyuk armağanlara hak kazanmış olsalar bıle bır halk ku-
ruluşu olan Ahılığın kuşağını kuşanmaları, durumlarına uy-
gun duşmuyor Ahılık, sağlam bır esnaf ve sanatkar orgu-
tudur Kurucusu Ahi Evran, çok ozlu ılkeler koymuş, daha
sonra çıkarılan Ahılığın anayasası nıtelığındekı futuvvetna-
melerle Ahılık cıddı ve yaygın btr orgut halıne gelmıştır
Nedır bu ılkeler'' Oncelıkle, Ahı olmak, Ahı ocağına gıre-
bılmek ıçın sanatkar ya da esnaf olmak gerekır Ahılık, soz-
luk anlamına gore "kardeşlık"\\r Esnaf ve sanatkarların bır-
lığını sağlayan bır orguttur Yuzyıllar boyu, esnaf çarşıda
dukkanını açarken "Her sabah besmeleyle açılır dukkanı-
mız I Ahı Evran'dırpınmız, ustadımız" dıye duayla başlar-
lar ışe
Ahı kımdır. Ocağın, çogu yazılı ılkelerıne gore Ahı, elı açık,
yığıt, başkasına yardım edıcı, olgun kışıdır Dunya ve ah-
rette, halkın çıkarlarını, kendı çıkarlarından ustun tutandır
Bu nedenle, olumsuz ozan Yunus Emre, "Sofılere sohbet
gerek I Ahılere ahret gerek" demıştır
Futuvvet ehlı olan Âhıler, çeşıtlı bıçımlerde tanımlanır In-
sanlann yanltşını, eksıklennı, ayıbını gormeyen, hıç kımse-
ye duşmanlık duyguları beslemeyen, lyılık yapan, kotuluk-
ten sakınan kışıdır Pekı, Ahı ocağına nasıl gırılır ve şed, ya-
nı kuşak kuşanılır^ Bır kere, Ahılığın uç aşaması vardır Yı-
ğıt, Ahı, Şeyh
Ahı olacak genç, yanı aday, once Yığıt yanında çıraklığa
başlar Yol yordam oğrenır Sonra Ahı yanında en son da
Şeyh yanında yetışır, pışer, -ve tabıı yalnız erkekler- sınav-
dan geçer başarırsa Ahılığe adımını atar, Şed kuşandırılır
Hıç kımseye, kayırma, oncelık tanınmaz Şeyhın oğlu olsa
bıle
Ahılık, şu uç temel uzerıne oturtulmuştur Yiğıtlık -ahlak-
lılık, konukseverlık, yardımcılık- ve sanat Bunların uçu bır-
den olmazsa hıç kımse Ahı olamaz ve şed kuşanamaz
Bu aşamalardan geçtıkten sonra, Ahı ocağına gıren genç,
her şeyden once, çalışkan ve uretıcı olacaktır Yanı, ekme-
ğını, elının emeğı alnının terıyle kazanacaktır Gunun sonun-
da herkes, yığıt, çırak kalfa, usta, şeyh, kazancını, tezga-
ha koyacak, boluşme orada olacaktır Herkesın, kademe-
sı ne olursa olsun, payı, urettığıne, gosterdığı becerısıne go-
redır Kımse hakkından fazlasını almaz, alamaz Uretıme ge-
lınce, uretılen ve satılan mal, her ne olursa olsun sağlam,
hılesız temızveucuz olacaktır Halk kandırılmayacak, yuz-
de ondan fazla kâr sağlanmayacaktır
Daha başka onemlı ılkelerı de var Ahı olmanın Sonuç
olarak şunu belırtelım
Ahıler, beylerın devletlılerın ayağına gıtmez, onlar ahılerın
ayağına gıder Mevlana da, bunun ıçın "Beylerın lyısı bıl-
gınlerın ayağına gıdendır, bılgınlenn kotusu beylerın
ayağına gıdendır" demıyor mu9
Boyle sıkı ılkelerı olan,
değışmez kurallara sıkı sıkıya bağlı bulunan Ahılığın onem-
lı bır aşaması sayılan şed kuşatmayı, devlet adamlarına bır
paye olarak sunmak, lyı nıyete dayansa bıle, gosterış ve
yaranmak kokusu verıyor Hem kuşatanlar, hem de
kuşananlar, bundan sakınmalı
Sosyalist deneyim sonrası...
Turkıye açısından sempoz>umda şu sonuç ortaya çıktı Batı,
Turkıye'yı Orta Asya \e Kafkaslar'da şu ya da bu konuda
'taşeron'luktan azat etmış.
GÖNÜLPULTAR
O
rta Doğu Teknık Lnnersıte-
sı nde bu kuruluş ıle
Pragdakı Vlerkezı A\rupa
Lnıversıtesı'nın ortaklaşa
duzenledıklerı bır sempoz-
\um gerçeklestınldı (15-18
ey lul tanhlen arasında) **Orta -Vsya, Kafkas-
larve Balkanlar'da Sosyalist Deneyim Sonra-
sı Toplum v« Kültûr" konulu sempozvumun
organızasyonunu. Prag'dan Prof ErnestG«ll-
ner ıle ODTU'den Prof Huri İslamoğlu Inan
ustlenmıştı
Turkıye den konuşmacı olarak Prof lsen-
bikeTogan(ODTL) Prof İlberOrtaylK \n-
karaLnı )veProf EmineGursoy Naskali'nın
(MarmaraUnı )katıldığı sempoz\umunotu-
rumlanndaelealınankonular^unlardı Tanh-
selbınkımınozellıklen \erelbnmlerdetop-
lumsal orgutlenme bıçımlen ıdeolojık seçe-
nekler, dın ve toplum. etnık farklılığın yarat-
tığı ortam yenı vapılanmalann ıçınde seç-
kınler (elıtler)
Ancak, çogunlukta olan Batılı bılım adam-
lannın gonlunde \e gundemınde başka mad-
deler \ardı Onlann yanıt aradıklan asıl so-
rularve ılgılendıklen konular şovlesıralana-
bıhr
I) Eskı So\\etler Bırlığı "deso^etizas-
yon"un neresınde'
Katılan çok sayıda Rui bıhm adamı dola-
yısıylatartışmalarnıtelıklı.ate>lı\eyanlı(ta-
raflı) oldu Ruslar deşarj olma.kendı tanhle-
nyle, kendı lıderlenvle hesapla^ma gereksın-
mesındeler Sempozyumun Ru;>yatopraklan
dışında olmasi bırbırlerını "Saharov tutuk-
landığında neredey din; şimdi soy lediklerini o
zaman soy leseydın y a" turunden sozlerle suç-
lama olanağı tanıdı Doğal olarak. en agır
suçlamalarda bulunan kımı Rusun a\m za-
manda KGB den oldugunu bılmek bızler ıçın
olaya tuz bıber katıv or sankı pı\ es ızlıyormu-
şuz duygusu getınyordu
Aynca Rus olmavan eskı Sovyet vatanda-
şı (Kazak. Ozbek. vb ) katılmacılann soyle-
dıklennden, Sovyet rejımı ıle \enı bır ı\me
kazanmış olan Rus empervalızmının bugun
yenıden canlanma çabalan konusunu ıhmal
etmemek gerektıgı ortava çıkıyordu
Ote vandan. Rusva Federasvonu ıçınde bı-
rer ozerk cumhurıvet olan Çeçenıstan Tata-
nstan \e Başkırdıstan konusunda venlen bıl-
dınler gelecekte federas\onun daçatırdama-
sınıntumuvleolanaksizolmavabıleceğını or-
tava senyordu
II) Batı. Orta As\a \e Kafkaslar'da venı
bağımMzlıgını kazanmış ulkelerleçok vakın-
dan ılgılenıvor Avdınca (entelektuel) tatmın
ıçın araştırma oğrenme onlan tanıma iste-
gınden ~Ne derece istikrar \ar; yatınm ya-
pabilir miyiz" sorulanna yanıt aramava uza-
nan bır merak vumagı \ar
Ancak. bu pragmatızmın otebinde Orta
Asva ve Kafkaslardakı halen bağımsiz eskı
So\\et ulkeien konusunda Batı nın gonlun-
de
l4
yenisömurgecilik"(neokoloniyalizm)he-
\esı yatıvor Bunu tek başına da gerçekleştı-
rebıhrler Rusya yla ortaklaşa da
Bu amaçia. daha başından onlan ıkıncı sı-
nıf olarak tanımlayacak bır soylem gelıştır-
me eğılımındeler Hatta. bu sempoz\um bu-
tun bılımsellığıne karşın bunun denendığı
egzersızının yapıldığı çeşıtlı duzlemlerden
(platformlardan) bın olduğu ızlenımını \en-
yordu Orneğın "BM'de temsil ediliyorlar
ama, bağımsıztıklannı ne kadar koruyabile-
cekler?-. "Şimdi'ulus larbelki.amabakalım
ulus-devlet'e dönuşebilecekler mi?~ va da.
aksıne "Devlet ama, ulus olabilecek mi",
"Onlara her türlu uygarlığı oğreten Ruslar-
dır", "Hâlâ bunlarda klan ve kabile duzeni
mevcut",
u
Hepsi zaten malVa"
Bu ulkeien daha başından "hasta adam"
olarak gostermenın yollannı aramaktalar
III) Batıhlar» soz konusu ulkeien "hasta
adam" olarak gostermenın en kestırme volu-
nun onlann Musluman oldugunu v urgulamak
oldugunu duşunuyor Zaten. sempozvum ılk
başta "Eski Sosyalist Toplumlarda Muslu-
manlar:Geçmiş\eGelecek"dı\e adlandırıl-
mış Bıldınler ona gore hazırlanmış (Bellı kı
Batılılar Gurcıstan'la Ermenıstan'ı a\akta
tutmak ıçın ellennden gelenı vapacaklar )
Bızlenn Turkıvede \obaz ve polıtıze ola-
nından rahatsız oldugumuz "İslam", Batılı-
ların elınde tumuyle olumsuz dıye yaymak
ıstedıklerı bır kav rama donuşmu^ Dedıklerı.
ozetle "İslam eşittir fundamentalisteşıttirtu
kaka"...
Tamara Dragadze (Londra Lnı ) bu olgu-
ya "lslanunşeytanlaştınlması"adını verıvor
Dragadze
u
Orta Asva'dakı Müslumanlann
İslam gelenekienne donmelenne ızın var ama.
iki Musluman ulke bırbıny le dı; ılışkilere gır-
meyegorsun, hemen kıvamet kopuyor, İslam
ku>ağı istemıvoruz" deniyorveoulkelerinin-
sanları gangster olarak tanıtıbvor" dedı
\ulay Şamıtoğlu da (Vnsconsın Lnı ) "İs-
lam konusunda ısrananlamıvorum. ltalvada
Hınstıvanlarba^ageçtı dıye hay ıflanıyormu-
yuz? Polonya'da Katolik Kilisesi politika ya-
pınca niye kusur bulmadık" dıve sordu Şa-
mıloğlu na gore eskı So\\et Musluman top-
lumlanndakı dınsel reformlan gerçekte ulus-
çu hareketler olarak gormek gerek o\sa Ba-
tılılar sadece İslam veçhesıne takılıp kalıvor-
1ar
"Betvveen Marx and Muhammad"
("Marv'la Muhammet Arasında": Londra
1993) adlı kıtabınyazan Hıntlı DilipHiroda
Batılılann Islamakarşıtakındıklan tavracep-
he alarak, "Soviıetler Birliği yıkılmadan ön-
ce, 'dınsız' rejimi destabilize etmek ıçın Batı
ve de özellikle \BD; C\\ ve Radıo Liberty
(Azatlık Radvosu)voluv la İslamı yıllar vüı kuİ-
landı. islam. şimdi mi btrden kotu oldu?" dı-
ve çıkıştı
Turkıve açisindan sempozvumda ^u sonuç
ortaya çıktı Batı Turkıye'vı Orta Asva ve
Kafkaslar'da şu ya da bu konuda "taşe-
ron"luktan azat etmı:, Daha dogrusu buna
karar vermışler ve vururluge koyma surecını
başlatmak ıçın bızlenn tepkısını olçmek. ona
gore adım atmak ıstıvorlar
Açılışta bulunup gıden Kultur Bakanliğı
Musteşan Emre Kongar dışında oturumlar-
da ne Dışışlen Bakanliğı ndan ne de herhan-
gı başka bır devlet daıresınden tek bır kı^ı
vardı
Korfez bunalımında "ahmaklık" anlamına
gelen "hamakat" sozcuğunu oğrenmıştım
Hamakatın bu derecesıne ne denır'
TARTIŞMA
Konuşun beyler, hanımlar, efendiler
alkımız
1980lerdenbu
yana nıce
yolsuzluklara.
nıceruşvet
olaylanna tanık
oldu \e her seferınde dev letın
yapacağının daha çoğunu basin
ve radyo-T\ yaptı Ama
unutulup gıttı Yapanlar
vaptığıyla kaldı \arginm bıle
ne\e karar verdığı ogrenılemedı
Halk ıse koylu^uvle kenthsıyle
olaylan onlan sorguva
çekenlen savunanları
arkasındakı kalabalığı T\
kanallanndan ızledı ızledı
yutkundudurdu
Ve bın bıtmeden bın daha
duyuldu Bu olay ıse İSKİ
oiayından da ılgını,tı Basın ve
radvo T\ bu kez de Engın
Cıvan (Emlak Bankasi eskı
genel muduru) Selım Edes
(ışadamı) Dundar Kılıç Maattın
Çakıcı Haluk L^ar TevfıK
A.ğan>>oy Ay han Kamış v b
adlanndakı kışıler uzerınde
duruvordu Engın Cıvan ı ruşvet
yuzunden bınlerı vurdurtmuş
Onu vuran da vanı tetıkçı Davut
Yıldız da kendılığınden polıse
teslım oldu Sorguya
çekılenlerın arananlann olaya
adı kanşanların arasında
'hatırlı' kışıler de orta\a çıktı
Olavın baş kı^ılerınden olan
Alaattın Çakıcı vurtdı^ınddvmış
Emnıyet onun peşınde şımdı
>\ma kımılen olduruldu dıvor
kımılen estetık amelıvat vaptırdı
vuzu degı^tı dıyor kımılen de
sag dıvor Sonunda avukatı onun
adına konuştu Engın Cıvan ın
v urulduğu ılk gunlerde Çakıcı
Bır konu^ursam Turkıve
sarsılır gıbısıne bır soz etmıştı
Ru^vete hırsızlığa yolsuzluga
tefecılıge bov lesıne dlışkın olan
Turkıve ne volsuzluk ne ru>vet
olavlan gordu ve vaşadı
Konu^ursam ' demesın de
konuşsun Ornegın ruşvet
verenınde alanın da arkasmda
kımlervarmiş dev letın nevıne
karşılık ruşvet ıstenmış ruşvet
\erenene venlecekmı^ Bıldığı
bır şev varsa durmasin
Memlekete hızmet boyle olur
1980 lerden sonra palazlananlan
mı nasıl palazlandıklarını mı
vatı uçağı yazlıkları kişlıkları
mevsımlıklerı arsaları ışyerlerı
fabrıkaları apartmanları olanlan
mı elı dev letın kasasında halkın
cebmde olanlan mı dov ızle
Turk Lırasi yla ovnavanları mı
hayalı ıhracatla semırenlerı mı
vergı kaçıran yuzsuzlen mı'
Evet ızın verın de Çakıcı
konuşsun Belkı onun gıbı
konuşacak olanlar da vardı
Belkı ona heves edenler de çıkar
Hadı konuş Çakıcı Konus
Konu^ursam deme de konuş
Konuş da anla\alım kımlerden
soz edeceksın Konusun bey leı
hanımlar efendiler Konusun
Madem konuşan Turkıvede
va^ıyormusuz Konuşun da bız
de bıldıklerımızın dışında kımleı
varmiş onlan gorelım onları
tanıvdlım
H.Vasn l çkan
PENCERE
Zonguldak'ın Boynunda
Öliim Fermanı...
21 'ıncı yuzyıla doğru yonelen Turkıye'de goğsune ıdam
fermanının yaftası asılmış koyler, kentler, ıller var
En başta Zonguldak1
Olum fermanını kım yazar7
Zonguldak'ı hangı savcı
suçladı, hangı yargıç hukum kestı9
Bır mılyon ınsanın
yazgısı kımın ıkı dudağı arasında9
Zonguldak'a kıyan kım1
?..
Koskoca ıl, kurşuna dızılecek ya da darağacına çekıle-
cek bır mahkûm gıbı ıdam hucresınde bekleyecek mı9
•
Batı'da lıberal devrım, alınyazısına kapılanmış kulun bı-
reyleşme yolunda ozgurleşme surecını vurgular Kul, bı-
rey oldu mu, artık ınancını vıcdanına gomup aktını devre-
ye sokmuş demektır Insanın, ınsana ozgu değerlere ka-
vuşması, tarıhte, lıberal devrımlerle sağlanmıştır
Turkıye'de ıse tersıne bır sureç yaşanıyor, Batı'da ne-
olıberalızm ruzgârları eserken "Şark"\n karanlığına ıtılmek
ıstenen ulkemızde, ınsanın ınsanlık değerlerı hıçe sayılı-
yor, parayla olçuluyor, gaddarlıkla yurutuluyor her ış
1980'lerın alacasında, sıyasal yasaklı Turkıye'de bır laf
ortaya atıldr
"Ozelleştırme1
"
NasıP
Bırısı dedı kı
- Nasıl mı9
Zonguldak'ta ocakları tumden kapataıak
komuru ıthal etsek ulkeye daha ucuza gelır, çelık fabrı-
kasını muhurleyıp çelığı dışardan getırsek, daha ucuza
gelır, yolun sonu geldı, Zonguldak'ın ışı bıtık
Ferman yazılmıştı
Zonguldak, o gunden berı goğsunde ıdam fermanının
yaftasıyla yaşıyor
•
Dunyanın en ılkel toplumunda bıle, kentlerıyle, kasaba-
larıyla, koylerıyle bır ıl ıçın "merkez-ı hukumet" toptan
ıdam fermanı çıkaramaz Hem de bu ferman yalana do-
lana, haksızlığa uçkâğıda dayanıyorsa, ne demelı'? is-
tanbul'da ya da Ankara'da oturup kâğıt uzenndekı rakam-
larla oynayarak dış odaklarla bırlıkte duzenlenen bır oyu-
nun tezgâhtarlığında bır mılyon ınsanı ışsızlığe, açlığa ve
olume mahkûm edecek kararı vermek kolay mı?
Zonguldak'ın geleceğı ıçın ne duşunuluyor?
Hıç
Ozelleştırmelerde ışını gucunu yıtırecek, sokaklara do-
kulecek çolukçocuğuylaaçkalacak geleceğı kararacak
yığınlar ıçın "merkez-ı ıkîıdar" nasıl bır planlama ıçınde-
dır
9
Insan, neolıberalızmın mantığında, bır bocek ya da
fareyle eşdeğerlı mı tutuluyor
9
.
•
Yazının ıçerığıyle bıçemı yaşanan olayın dokusuyla eş-
gudumludur Ulkemızde yaşanan olaylara toplumun tep-
kısel gucu sıfırlaşmaya doğru suruklendıkçe şerıatın ka-
ranlığıyla parçalanmanın ıkıleTiı arasında salıncak kuran-
ların mıskınlığı yoğunlaştıkça, haksızlığa dırenışın ıtıcı gu-
cunu ateşlemek zorlaşır, ama ulkede yaşayanlar yaşa-
ma gucunu yıtırmemışlerse bır gun bır yerden, bır bıçım-
de hayatın gerçeklığınden fışkıracak bır eylemın ılk solu-
ğu duyulur
Zonguldak, ya olum fermanına boyun eğecek ya da
hakkını savunacak bır mılyonu aşkın Zonguldaklıya bıçı-
len olum fermanını yırtarak kendı yazgısını kendı ellerıyle
belırlemeye başlayacak..
Demokrası ışte budur!
Zonguldak'ı ızlıyoruz
Kadın, özgür olmak,
bireysel1eşmek adına.
"Benım için önemlisın
dediği kocasından
a y r ı 1 ı r . . .
Mustafa Demirkanlı
Biz çok özgürdük!
Ç ı k t ı . . .Kıtapçılar
^ ^
B o y u t V i ) i > « l M a y r l y e C a d 3 1 0 G a l a t a s a r a y
e ^ z ^ 4 3 3 5 3 3 ; S a 2 -' F a . ^ 1 2
II
d a
1 s ' a n D u
2 D Z 9 4 1 4
Btr serüvendır Günay Rodoplu
Yıtrkıye bugun )aşa»!4zsd ^arın tııutldka \<ışaw<.aktır
- MVA
MUE
RTE
- 'NUKF
KI
YE
VA11A,
""SDK*
an
:T,r, U . l l .
ESEfllUSTİ
TÜRKİYE
TAMAM
DIR.
ORD\
MNlSt
\ \R Mİ
KlTAP- 4 Alev Alatlı
O.K. Musti, Türkiye Tamamdır.
Ç ı k t ı K ı t a p ç ı l a r d a
ERZL RUM ASLtYE 2. HUKLT^
HÂKİMLİĞİ
DosvaNo 1994 221
Davdcı \ AzızKelçıtarafınddnddvdlı Mahsun(Mahmut) \\a-
tonalevhıneaçılan8 457 000TL tdzmınatdavasının\apvlan\argıla-
ması sırasında
Ddvalı \ Kavabdsı Mah No 54 Hınıs Erzurum adresınde otur-
dueu bıldınlen Mdhmut (Mahsun) «\laton un butun aramaldra rağ-
men bulunamadığı veadresının de tespıt edıtemedığı anlaşıldığından
ddvddılekçesıteblığvennek<ıımolmdkuzereve24 II 1994gunusaat
10 (X) da duru^mdda hazır olması ıı,ın ılanen teblığ olunur
Basın s2282