27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 3 KASIM 1994 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER N. Fişek'siz dört yıl ve sağlık sorunları Türkıye'de "toplum hekımhğı" dısıplınının yaratıcısı Nusret Fışek'tır. Toplum hekımlığı, oıreylen bedensel ve ruhsal hastalıklardan korumak, ulkedekı voresel, etnık, genetık \b. nedenlerden k.aynaklanan onemlı sağlık sorunlannı saptayarak gereklı önlemlerı almak, cıddı bır aıle planlaması yapmaktır. Prof. Dr. R. KAZEVİ TÜRKER/i .b'Tıp Fakuites, Farmakolojı Anabıhm Dalı Başkanı # # lansaydı. toplum konıvucu ve teda\i edici hekimlik hizmetleri gunumuzdekı çıkmaza gırmez \e orneğın yetkılıler. adına (akut) bağırsak enfeksıyonu dıye- rek gerçek olmayan tanımlamalarla ko- leravakalannı gızlı tutmayayonelmez- lerdı. çunku bu mıkrobık hastalık hıç olmazdı Çocuk olumlerı hâlâ gelış- memış ulkelerdekı boyutlarda seyret- mezdı Nıtekım Prof Fışek ın eğıtım amacı ıle pıloı bolge olarak seçtığı >o- relerde toplum ve koruyucu hekimlik hızmetlerının ne denlı başanlı oldugu, ınsanımızın sadece sağlık vonunden değıl, bunaek olarak toplumsal \e kul- turel yonden de ne denlı eğıtıldığı açık ve seçık olarak ortadadır Bu pılot bol- gelerdekı başarıvı tum ulke duzevınde gormek bu ulkede yaşayan her ınsanın O lumunun 4 yıldonu- munde Prof Dr Nusret Fışek'ı Turk hekımlen olarak bu\uk bır saygı ıle anıyoruz Bu buvuk hekım \e sağlık emek- çısının Turk ınsarıının sağlık hızmetle- nnden yararlanrrası ve bu hızmetlen rahatça satınalmaMnın yontemlerını ulkemızın sosyo-ekonomık koiullannı vebılımsel olçutlen dıkkatealarak>ıl laroncesıyaptıgı .asal duzenlemelenn- de ne denlı haklı olduğunu bugun bu hızmetlenn ıçındebulunduğu çıkmazı veçarpıklıöı gorcukçe çokdahaıyı an- lamaktay ız Sağlık Hızmetlerinin Sos- >alizasvonu Yasaaodunverılmeden ul- ke duzeyınde etkılı bır bıçımde uvgu- devletınden bekledığı ve de\letın de vermekle vukumlu olduğu değışmez bır anay asal hakkıdır Nusret Hoca, tum yaşamı boy unca. son soluğuna v enp bu dunyadan goçunceve değın ınsanımıza bu hakkını kazandırmak ıçın sava^mıs,- tır Turkıye'de "toplum hekimliğT dısıp- lınının yaratıcısı Nusret Fı^ek tır Top- lum hekımlığı bırevlerı bedensel ve ruhsal hastalıklardan korumak ulkede- kı voresel. etnık. genetık vb nedenler- den kaynaklanan onemlı sağlık sorun- lannı saptayarak gereklı onlemlen al- mak, cıddı bır aıle planlaması \apmak- tır İnsanlanmızın her bakımdan ınsan onuruna yaraşır bır şekılde vasamları- nı yarınlarından emın olarak surdur- mek gıbı onemlı amaçlara vonehk ı>- levlen vardır Bıreylen hastalıklardan korumanın yontemlerı çok bovutlu ve karmaşıktır Toplumda tum kurum ve kurulusjanntıtızlıkleuymakdurumun- da olduğu esgudumsel çalısma duzenı koruyucu hekımlıgın ılk koşuludur Bu- yuk ve çağda^ dev let olmanın en ba^ta gelen olçutu de. o dev letın bırev lennın sağlık sorunlannı ınsan onuruna vara- sır şekılde veçağınbılımsel gelışmele- rıne uvgun olarak hak ve hakkanıyet olçutlerınde halletmış olmasıdır Nus- ret Hoca toplumu tehdıt eden sağlık sorunlannı ve ozellıkle kendı ulkemız ve ınsanımızın kar^ı karsıja bulundu- ğu tehlıkelerı çok ı\ı bılıvordu Onun mımarı olduğu Sos>alizasyon Vasa- sı'nda bırev len bedensel v e ruhsal has- talıklardan korumak ve hasta olanlan sağaltmak (tedavı etmek) ve bu uğra^ı- lann ulkemızın penterınden baslana- rak merkeze doğru nasıl bır sıstem ve orgutlenme ıle olabıleceğıne vonelık duzenlemeler açık bır şekılde belırtıl- mı^tır Ilk basamak hızmetlen sağlık sorunlarınınakılcı bıçımdeduzeltılme- sinın en ba^ta gelen bolumudur Bu hız- ınetı verecekpratısyenhekımler enzor gorevı venne getıretek en saygın mes- lek grubudur Sosvali/asvon Yasası ge- reği gibi islerilscv di pratisv tn hekimliğin değeri \e savgınlığı çok daha ivi anlaşı- laeaktı. Nusret Hoca pratısven hekım meslektaşlanmızı herzaman veherde- fasinda el ustunde tutmuş ve onlann haklarını savunmu^ ulke duzeyınde verdıklen hızmetın yucelığını vc tum sağlık hızmetlerının en az uçte ıkısının bu meslektaşlanmız taratından verıldı- ğı gerçeğını bır turlu kabul etmek ıste- meyenlere anlatmak ıçın buyuk çabalar sarfetmıştır Nusret Hoca. yıllaroncesı verdığı bu çabalarla bugunlenn ve ge- leceğın sağlık sorunlannın en az duze- ve ınmesı ya da tamamen )ok olması- nı hedeflemıştı Bu sıstem hıç odunve- nlmeden vavgınlaştırılsa ve çağın bı- lımsel olçutlenne gore daha da gelıştı- nlerek uvgulansaydı en azından bugun Çorum kentınde tanık olduğumuz, ce- halet. yobazlık. kadercılık kısırdongu- sunun acı orneğı ve daha bırçok yore- lenmızde gorulen ve yetkılılen gerçe- ğı saklamaya zorunlu kılan bazı onem- lı ve salgın yapabılen mıkrobık hasta- lıklargorulmezdı bnutmamak gerekır kı bır ulkede yetkılıler, "akut bağırsak enfekshonu^dıyetanımladıkları salgın hastalıklardan soz edıvorlarsa bu, uy- garlığımızınhangı duzeydeolduğunun çok 1yı bırgostergesıdırvebukımsele- nn "Turkıye çağ atlamıştır demeye hıçbır hakları voktur Hoşgorulu sevecen buyuk bılım adamı. hekım ve sağlık emekçısı Prof Dr Nusret Fışek'ı, aramızdan aynlışı- nın 4 vılında ıçten saygılarımızla anıvoruz ARADA BIR Prof. Dr, SAHİR ERMAN İnsan Hakları ve Ötesi Dünyanın her yerınde koyu ve mutlak bır ıstıbdatın, ko- yu ve mutlak bırdınselterorun hukumsurduğu, hukumet- lerın dınsel huKuku -yanı şerıatı- egemen kılmayı tek ve başlıca hedef saydıkları, ınsanların duşunmek ve duşun- duklennı açıklamak yoluna gıtmelen halınde şeytana sa- tılmış, dınden çıkmış, buyucu ya da cadı dıye damgala- nıp meydanlarda yakıldıklan denlennın yuzulduğu do- nemlerde, bıravuç yureklı ınsan kulaktan kulağa fısılda- dıklan bır turkuyu, çok hafıf bır sesle mınldanmaya baş- lamışlardı Buturkude ozgurluk, kardeşlık ve eşıtlık soz- cuklerı sık sık geçmekte, ınsanların -çogunlukta ve ıktıdar- da olsalar bıle- başkalannın kolesı olmadığı, başkalarının duşunduğu gıbı duşunmeye, onlann dınsel ınançlannı pay- laşmaya zorlanamayacakları ılerı surulmekteydı Oncelerı bu turkuyu degıl soylemek, aklından bıle ge- çırmek yasaklandı, bu sozcuklerı ıçeren kıtaplar toplatıldı veyakıldı. Ancak bunakarşın turkuyu soyleyenler azalma- dı, tersıne çoğaldı ve gıttıkçe artan bır "crescendo" ıle gu- numuzun buyuk senfonısı olan "ınsan hakları"kavramına donuşu ve ustelık anlamını da tamamıyla değıştırdı Gerçekten ınsan hakları kavramı, bır zamanlar hakkı çığnenen kışıyı ve hangı ulkede gerçekleşmışse sadece o ulkeyı ılgılendıren, bu ulkenın bır "ıç" olayı sayılan bır kav- ramken, gunumuzde uluslararası bır nıtelık almıŞAnodem ve laık olduklannı ıddıa eden devletın uluslararası alanda yaptıkları bır "taahhuf halıne burunmuştur Kavramın nı- telık degıştırmesıne yol açan duşunceyı şu bıçımde ozet- lemek mumkundur Dünyanın bılmedığımız, tanımadığı- mız bır bolgesınde, yıne bılmedığımız ve tanımadığımız bır "ınsan "ın herhangı bır temel hak ve ozgurluğu çığnenmış- se, bu ınsan bu yuzden acı çekıyor, korkuyor ve çaresız- lık ıçınde kalıyorsa, o ınsan "bızız" çunku hem onun ye- rınde bız olabılırdık, hem de o ınsan -rengı, ırkı, dını ne olur- sa olsun- "bızım" kardeşımızdır ve her ınsan kardeşının yardımına koşmak, ona elını uzatmak, gozyaşını sılmekle yukumludur ve ancak bunlan yaptığt takdırde ve yapabıl- dığı olçudedır kı "ınsan "olduğunu soylemek hakkına sa- hıptır Boyle olunca ınsan hakları kavramının kalıp değıştırdı- ğını, bu uluslararası sozleşmelere ımza atan, çağdaş ve laık olduklarını hukukun ustunluğune saygılı davrandık- lannı her fırsatta dıllennden duşurmeyen fakat ne yazık kı bunun elle tutulur, gozle gorulur kanıtlartnı vermek şoyle dursun, tersıne davranışları yıne herfırsatta vermekten çe- kınmeyen devlet adamları, kendı ulkelerınde bılgılerı da- hılınde olmasa bıle ınsan haklarının çığnenışınde "Bu be- nım bır ıç sorunumdur, ben bunun hesabını sadece ken- dı ulusuma, kendı seçmenıme, kendı parlamentoma ve- rırım Bıryabancı gelıp burnunu bu ışlere sokamaz ve ben ona hesap vermem, aksı halde ulusal onurum ve bağım- •Sızlığım elden gıder" dıyemez Çunku o unlu "mıllı onur" 'Cıesap vermemekle değıl, ınsan haklarına, fıılen saygılı ol- -mak ve boylece kımseye hesap vermek zorunda kalma- ^yı gerektıren bır eylemın, ulusal sınırlar ıçerısınde yapılma- ^masını sağlamakla korunmuş olur Yine o unlu ulusal onur, Thavalara bakıp gerçeklık derecesı bellı olmayan uç yuz yıl- ^kk bır olayı nakletmekle değıl, bugun ınsan haklarının çığ- ;nenmemesını sağlamak, çığnendığı takdırde de faıllerını ;cezalandırmak ve uğranılan zararlann gıdenldığıne ılışkın ;somut kanıtlar vermek ve bundan boyle de çığnenmeme- Hen ıçın gereken onlemlerın alındığını gosterrnekle korun- ^muş olur P Unutmamak gerekır kı uç yuz yıllık bu masalı dınleyen :" kışı, saray ve konaklarımızı dolduran ve hukuken 1847 yı- " lına kadar, fıılen ıse cumhunyetın ılanına kadar varlıklannı İsurduren esır pazarlarında alınıp satılan canyelerle hadım bedılen delıkanlılan sormaya kalkışsaydı, venlecek yanıt bulmak pek kabıl olmazdı Yine bu kışı gunumuzde dın adı- *na kadın onurunu ayaklar altına alan, onu erkeğın arka- .sında bırkaç adım gende yurumeye, erkeğın gunah ışle- -mesıne yol açmamak ıçın ondan uzak durmaya, zıhnın- l den cınsel arzuların geçmesıne engel olmak ıçın ortunme- * ye ve boylece bırer şehvet aracı olduklarını kabullenme- -lenne zorlayan, guneşlenmelerını, denıze gırmelerını, ko- 'şup eğlenmelerını dahı çok goren anlayış ve uygulamayı Tsorsaydı, yıne yanıt vermek bır haylı zor olurdu Nasıl parlamento çıkardığı kanunların anayasaya uy- gunluğunu sağlamak ve bu kanunların anayasaya aykırı- lığı yuzunden ıptal edılmelerını doğal karşılamak ve buna boyun eğmek zorunda ıse, yanı parlamento ıç hukuk açı- sından Anayasa Mahkemesı'nın denetımı altında bulun- makta ve hukukun ustunluğu ancak bu yolla sağlanabıl- - mekteyse, hukumet de dış hukuk açısından başta Bırieş- ' mış Mılletler Teşkılatı olmak uzere ımza attığı uluslararası ' sozleşmelerle kurulmuş olan orgutlerın ve aynı sozleşme- lerı ımzalamış olan butun dığer devletlerın kontrolu altın- . dadır ve bu alanda da hukukun ustunluğu ancak bu yol- : la sağlanabılır Çunku gunumuzde ınsan hakları kavramı ; bır "ıç hukuk" sorunu olmaktan çoktan çıkmış, bır "dış, ; yanı uluslararası hukuk" sorunu halıne gelmıştır Hıçbır • devlet bır uluslararası hukuk kuralı soz konsu olduğu za- man masal anlatmakla yetınemez ve bu kurala uyduğu- - nu ve uymayanlar olmuşsa bunun gereğını yaptığını so- mut orneklerle belirtmek zorundadır İ989 Mart donemı (Catma Deger \ ereisı ladesı l^lemı nedemvle Galata \ ergı Daıresı Mudurluğu lehme serdıgımız 3 4s8 478-TL (Uçmılyondort\uzelhsekızbındortvuz\etmı^bekız Turk LıraM) tutanndakı Kesın Temınat Mektubj (Banka Temınat Mektubul karşılığında anılan \ ergı DaıreM Mudurluğu nte Şırketımıze senlen "Menkul Kıvmetler •Mınd\sı kavbolmu^tur Hukumsuzdur MART1 DENlZClLİk\t TlCARET ANONİM TARTIŞMA PENCERE 'Devrimci eğitim imecesi'nin çiçeklerindenbiri' ami KaraorerTın bır vazısında belırttığı uzere "Varı inançlılarla, kara jinançlılar bırleşti mi, o ulke aydınlar için cehenneme dondu demektir. Şimdı ulkemız bov le gunlen >aşı>or işte. \nıa, valnız şimdi mi? Şoyle geriye donup bakın; umut verici, avdınlık donemler, kısa survli. pek sevrek olarak gozukur. Gerisi hep kara avdınlar, bilisizler elinde ezilme! İyi>e, guzele. vurtsever avdınlara düşmanca davranırlar..." İşte bu zıfın karanlık gecelerde karanlıga ınat ışıldayan, çevresını aydınlatmaya çalıjan yıldızlar ureten Ko> Enstıtulerı ndendı ~Devrimci eğitim imecesi"nın çıçeklennden bın olan kâmil Savdam, bır v ıl once 3 kasım tarıhınde aramızdan ayrılmıştı Kâmıl Saydam 1932 yılında Sılıfke ılçesının Çadırlı Koyu"ndedoğdu Kovunde okul yoktu Komşu ko\e yağmur çamur demeden koştu O gunlerden soz ederken gozlen ışıl ışıl olur. yaşadıklannı yenıden yasardı En buvuk voksullugun ve mutsuzluğun umutsuz olmak dırenmemek olduğunu sov lerdı Kov Enstıtulu olmak onun ıçın bıronurdu Içındekı umut ve dırenme gu^unun Koy Enstıtusu nde en venmlı bıçımde kullanıın ve gelişme olanağı elde ettığını vurgular "Biz ulusal varlığın temeüviz, kokuv uz/Biz bu v urdun oz sahıbi, efendisi ko\luvuz"dızelerı ıle Ko\ Enstıtusu felsefesını anlatırdı Duzıçı Kov Enstıtusu'nde okumuştu Imece. toplumcu duşunuş ve va^a\ışı oğrenen Kamıl Savdam Dıde Kov Enstıtusu nun vapımında da nasıl canla başla çalıştıklarını anlatırken dunu ve bugunu de o> le değerlendınv ordu -\nlar gibivdik, oğul verildi mi veniden varatırdık vaşamı kendi ellenmizle. Bız. vonetünlerin sadece buden oğretilmesinı ıstedikleri şevleri, sadece okutan değildik. Bir ınsana ınsanca vaşaması ıçin gerekenleri beraberce v aşav arak, oğrenerek. oğretendık. Bu sadece dort duvarın arasında sıralara dizılen çocukların değil; evde. volda, kahvede. bağda, bahçede. adlivede. sağlık ocağında.. kısacası her \erde herkesin oğretmenı>dik. Avdınlannıanın kovluden başlavacağını goren >e bunu Mılletın efendtM kov ludur so/u ile dile getiren Ataturk'un bize en buvuk kalıtı cumhurivetin sivasal bağınısı/lıöını. ekonomik bağımsızlıkla pekiştırmevc çalışan neferlerdık. Biz cumhurıyete kol kanat gerdik"derdı Bedenlen vaşlanmış ancak delıkanlı çagını herzaman yaşavan kov Enstıtululerden, "devrimci eğitim imecesi"'nın çıçeklennden bın ıdı kamıl Sa\dam \akın dostları Sanıi ve Muvesser Gurturk ıle goruşmelen de kov Enstıtulu olmanın nasıl bır ruh olduğunu gosterırdı Saygı sevgı da\anışma kısaca ımece vaşamının ozlen ortava çıkardı V ıllarca kendısını vetıştıren topraklara vc ınsanlara hızmet eden kamıl Savdam emeklı olunta bır kıvıva çekılıp vaşamavı ıçıne sındıremedı TOBB'nin zorladığı smır Y •apıları dernek va da meslek kurulu^u olan demokratık kıtle orgutlerının amacı çıkar gruplarının seslennı kamuovuna du>urmak eldeedılecek çokseslılıkten toplumsa! barışı guçlendırecek çozum onerılerı uretmektır 1980 sonrasının Dernekler ve Sendıkalar vasalanndakı kiMtlamalar vuzunden Turk ınsanının butun açılımlanv ld orgutlenme ozgurluklerınden voksun bırakılması bugun de toplumumuzun demokratıkle^mesinın ve siMİleşmesınm onunde en buyuk engeldır Kamu çalısanlarının sendıka kurmak hakkının tanınabılmesı ıçın 1982 \na>asası"na vannca>a degın bır dızı vasa degışıklıgının vapılması gerekıvor Derneklenn meslek odalarının sendıkalann polıtıkd sapmalan konusunda nereve çekılırse uza^an bır vasak var I^tebu ortamda -.ıklıkla TL Sl \D arada bır de TOBB seslennı en gur bıçımde (lletı^ım araçlarını kullandıkları ıçın "gûmbur gumbur"de denebılır) duvurabılen sankı avncalıklı ıkı orgut olmuşlardır L zun suredır vıpratıcı bır alı^kanlıga donu^erek ^urdu^ulen bu tekseslıhk TOBBSanavı konsevı Başkanı Omer Dinçkok un bdMna kapalı toplantıda vaptıeı konuşmavla ıktıdarın ele^tırılmesının sinırlarını aşmı> bulunuvor Sankı bır derebev ı pervasızlığının egemen oldugu vakla^ımıvla Savm Dinçkok D\ P-SHP koalısvonuna omur biverek zamaniannı doldurduklannı belırttıkten sonra AN-VVOL olu^umuna katkıda bulunmavı vurtseverlığın geregı oUrak gostenvor Bır •monark'ın 'naıp' atamasını andırıredd ıle ıktıdarı ıkı sozcukle değıştırmeve veltenıvor Soz konusu konuşinasında TOBB Sana>ı konsevı Başkanı ıç borçlanmaiarda \ontemsızlıgı dış borçlanmadd duzensızlığı vatınmlann başlatılamadığını ozendırme ve devlet desteğının vetersızlığını ozelleştırmenın gecıkmesinı koalısvonun ba^arisızlıgını vurgulamak ıçın dıle getınvor da İLO sozleşmelennın gerektırdığı vasal duzenlemelenn vapılmamasını ogretım bırlığını vok eden evlem ve ı^letnlere engel olunmamasını demokratıkleşme aınşımlennde bulunulmamasını nıç eleştırmıvor Bovlesıne tekseslılıge bel b'ağlamış bır anlavı> ulusal sanavıleşmemıze kov Enstıtulu olmanın en onde ozellıklerınden bın yaşama gozlennı kapayıncava dek surdurmektır sev mey ı, sevılmevı Kamıl Saydam da emeklı olduktan sonra eğıtım oğrettmden kopmadı Sılıfke'de butun vannı yoğunu ortaya koyarak açtığı Halk Kıtabevı'nde yureklere yurek akıllara akıl katan kıtaplarla ınsanlan buluşturdu TOS. TOB-DER. MEMDER, Oğretmenler K.ooperatıfı. EGİT-DER. EÛtTlM-IŞve EĞIT-SEN gıbı çalışmalann onculuğunu yaptı Oğretmen Dunyası dergısının Sılıfke Temsılcısı olan Kâmıl Saydam çocuklarını da kendısı gıbı aynı ruhu taşıyan oğretmenler olarak vetıştırerek ba>rak yanşını çocuklanna devrettı Vetıştırdığı oğrencıler, şımdı bır oğretmen olarak onun ızınde yuruvor Kımdemış olumvardıye işte Kâmıl Saydam yaşıyor Koy Enstıtulen nı kapattık dıye sevınenler bılsınler kı butun gecelergunduze aydınlığa gebedırler Yaşar Oztürk duvulan ozlemlen kuşkusuz duş kınklıgına donuşturecektır Çunku ulke yonetımı ıle ^ırket yonetmeyl avnı şev ^anmak bıze ara rejımlerden kalıt kotu bır alışkanlıktır Çunku. çalı^anlanvla ışverenlen>le uretımden pav alma konusunu ulkenm gundemınde tutamavan toplumlar uretemezler Kabıle yaşamına sığınma ısteklerı gundemdekı boşluğu dolduran ırk ve dın avrımına davalı çekışmeler belırır Her şev e karşın laık demokrat tam bağımsızlık ılkesıne ınançlı Çumhurıyetımızın 71 >aşını geleceğe du\duğumuz guven Atariirît'un bıze bıraktıgı toplum olma bılıncının verdığı kıvançla kutluyoruz Kula kulluk etmekten. kendı gelecegımızı kararlaştırabılme yetısıne ulaşmamızın yıldonumu en buvuk bayramımız kutlu olsun Ziva Gürel Kirlenme Nedir? Emlak Bankası 1926'da 884 sayılı yasayla kurulan bır devlet bankası 1920'lerde bankacılık, ha var ha yok sayılırdı, bır ulke duşunun kı Merkez Bankası bıle 1930'da kurulabılmıştır, devlet yalnız bankacılığı değıl, çevırı ışlerını bıle ustlenmek zorunda kalmıştır çunku 1930'ların ve 40'ların Turkıye- sı'nde Zola'yı, Tolstoy'u, Eflatun'u okumak ısteyen yurt- taşın ıkı elı boğrundeydı, kıtapçıların rafları bomboştu, bankacılık yabancıların elındeydı Emlak Bankası yarım yuzyılı aşkın bır sure Turkıye'nın en guvenıhr kurumları arasında yer aldı Saygınlaştı • Ama yazık ettıler bu guzelım kuruma Ne oldu bıze'' Insanoğlunun bedenıne ışlemış barbarlık ruhu, ıçımız- de yenıden mı canlandı9 Toplumda kurumlaşmış, saygınlaşmış, guven kazanmış ne varsa tumune duşmanız Bır apartman kondurmak ıçın yuzyıllık ağaca balta vuruyoruz, para hırsıyla kosko- ca devlet bankasınt dınamıtlıyoruz gokdelen dıkmek ıçın yeşıl alanları yağmalıyoruz, kentlenn tarıhsel dokularını ca- navarlar gıbı kemınyoruz Ne oldu bıze7 Bır devlet kurumunda yolsuzluk olabılır, ama, kirlenme olayı bambaşka bır şey Yolsuzluk her ulkede, her devlette, her toplumda goru- lebılır, hırsızlık ya da ruşvet suçunu ışleyen yakalanır, ce- zasını çeker kirlenme, yolsuzlugun ruşvetın hırsızlığın toplumu salgın gıbı sarması ve yaşam bıçımıne donuş- mesıdır • Ornek .. Once Başbakan, sonra Cumhurbaşkam olan Turgut Özal, oğlu Ahmet'ın yakın arkadaşı Engın Cıvan'ı Em- lak Bankasfnın başına oturtuyor Cıvan, "Özal'ın Pren- sı"d\r "soysuz saltanat" kapsamında aılenın yakın dos- tu Selim Edes'le bırlıkte 1926'da kurulup yarım yuzyılı aş- kın bır surede kurumlaşmış olan saygın bır bankayı ba- balarının çıftlığı gıbı somuruyorlar Ozal ıktıdardan duştukten sonra da paraları paylaşmak yuzunden bırbırlerıne duşuyorlar Işın ıçınde eskı Cumhurbaşkam var Eskı Başbakan var Eşı var Oğlu var Papatyası var Kızı var Hanedan dıye anılan bır çevre var, bır devlet anlayışı var, bır dunya goruşu var, bır yaşam bıçımı var, bır pıslık kul- turu var • Selım Edes ıle Engın Cıvan Emlak Bankası'ndan yuru- tulen paralar uzennde paylaşım kavgasına gırınce Ozal aılesı mafya marıfetıyle arayı bulmaya çalışıyor Eğer bu kavga olmasa, pıslık bu boyutlarda gozler onu- ne serılemeyecek Yoksul bır ulkede "model" olarak benımsenen arabesk lıberalızmın lıboşları malı paylaşmak uzerıne hırlaşınca pıslık ortaya dokuluyor İşte bu pıslığın toplum yapısına ışledığı ve sıyası rejımın omurgasını oluşturduğu yerde bır sozcuk anlamını bulur Kirlenme 1 ^ Kırlı toplum duzenınde kırlı sıyasal rejımde, yonetım şımdı neyın peşınde 9 "Özelleştırme "nın 1 "Ha gayret" mı dıyelım 1 ?. "Pazarola" mı? c ÜYELERİMİZE VE KİTAPSEVERLERE Cumhuriyet Kitap Kulübü KADIKÖYSERGİSALONU Kadıköy Belediyesi İşbirliğiyle YAKINDA AÇIUYOR Adres-Kadıköy Beleciyes Kuhur Merkeo Haldun Taner Sok. Coddebostan/Kadıköy İthalatta ikt i s atIthalatçıvsanız dış tıı.arel ışlemlerınde uzman bır ban ka\Ia çalıvmanın avn^alıgını bıiıvorsunuz Iktısat douzınızı değerlendırmek ıçın kurdan faıze hızlı tranbterden ebnek \ade\e kadar uzanan geni1 . bır hızmet veipazesı ı>unu>or Ithalat bedelı dovızınız transter tarıhıne kadar dovız tevdıat hesabınizda değerlen sın K\m zamanda transter masraflarınız azalsın Iktısat BankaMnın dun>a çapındakı muhabır agı \e uzman kadrosu db tıcaret i^lemlennız ıcın î,jze çeşıtlı olanaklar nuniun Ithalatçıvsanız Iktısattan vararlanın' IKTISAT BAIKASI Karako* Subes B ietiı%e K ny*K lsianholTel Elmadag Şubes Cumhunvei CJJ *^ W»l Elmadj sı \İJiı Viauve t * İ Vı ""X KJTJX.(.\ Kunhu Td M îî "H ^Janj Teİ m^î 4>S -^ • Bar* >ubesa K / 1/Riır Subesi Cım hun e '- • kiKbko^ >4ibesı Bjfidu C • BaTrampaşa Şobesı AWı IpekçıCJİ V W B^vrampaşa. M\fÜ isunM T ı Mahallcsı \rps»niar 1- ^•Bakırko* Subesi Incıriı Cad V Tri 16 V# b H" 1 • \nkara ^ubea ^[jjurk B u v m V <VJ Kjvaklıdere iH^I> Anijr- T I Üemzlı'jubesı Civev t ^ C a d \y ^ 3. l « Denutı Tel Ol^Ü 2b* 4 T 1 • Gazunlcp ijubesı Suburuj CAİ \ w Bırevsel Bankacılık ^obesı Bııvukdtr C «1 V 165 Erfmepc Wl*04 loaobut Tri ( P P " 4 04"» " Emmonu. U4"T> U.*ıbul * S • Adaıu Subesı \ aîurk Buh JI PıvanıstLID\A Bızımkıler le nostaljık dans muzıgı Çatı kahtesıv le Geceler uzadı ornRestaurant 2510000 PBX 251 51 05 TÜRKÇE HABERLERİ LONDRA'DAN CANLI 07 00 - 07 30 1200- 12 15 1800-1900 • RADYO POREKS 953 HUKUKSUZ DEM0KRASİ Halit Çelenk bası 50 000 |KD\ ıçınde) ş ) aı mları Turkoiüp Cad 19-41 Casaloçlu-htaıtbul Ödemeli gonderilmez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle