Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23EKIM1994PAZAR
14 KÜLTÜR
Istanbul Devlet Opera ve Balesi,Turandot' operasıyla ilk yurtdışı turaesinde büyük başan kazandı
' Avrapa, Türkiye sıııırıııda bitmiyor'
HANDAN ŞENKÖKEN
KOPENHAG- İlk kadın opera yö-
netmenimiz ve ilk kadın opera müdü-
riimûz Yekta Kara. bir başka ilk'e im-
zasını attı. 35 yıllık bır geçmişi olan
İstanbul Devlet Opera ve Balesi, ilk
kez Puccini'nin "Turandot" operasıyla
dış turneye çıktı. Bu turnenin gerçek-
leşmesi için Yekta Kara'nın çabalan-
na yakından taruk olunca. onun kolay
kolay yılmayan, mücadeleci ve tuttu-
ğunu koparan bir kişi olduğunu bir
kez daha gördük. Ustelik, yabancı
basında henüz Danimarka'ya yol alı-
rken. uçakta gördüğümüz yazılarda
da 'etkfleyici' ve 'kolay kolay korkup
kaeacak tûrden birisi' olmadığı vur-
gulanıyordu Yekta Kara'nın.
'Fesleri bütünüyle unutun!'
"Türk müağini ve feslerini bütunüyle
unutun"uyarısı yapılırken, Türklerin
'Turandot' gibi zor bir operayla Dani-
marka'ya gelmesı iddialı' olarak nite-
lendiriliyordu. "Radikal dincileriıı gi-
derek daha fazla yer kazandıkları ve 4
devlet operasının ozeUeştirilmesini iste-
dikleri Türkivc'de operanın aynı za-
maoda bir politik silah"olduğu görüşü
de yer alıyordu yazılarda.
Istanbul Devlet Opera ve Balesi,
236 kişilik ekıbıyle Danimarka'nın üç
kentinde, Kopenhag, Aalborg ve Aar-
hus'da "Turandot"u sahneledi. 16
ekimde Kopenhag'daki ilk temsil ön-
cesi heyecan doruktaydı. 36 saattir
uyumayan Osman Şengezer ve teknik
ekip, Falconer Merkezi'nın 1800 kı-
şilik salonunda dekoru sahneye uyar-
lamaya çalışmıştı. Sahnenin küçük ol-
masmdan dolayı birkaç düzenleme-
den vazgeçmek zorunda kalan Şenge-
zer'in umudu öteki kentlerdekı sah-
nelerin büyük olmasıydı. Başrolkri
paylaşan Nilgün Serimoğlu ve Efcun
Oztoprak sesleriru koruyabilmek ıçın
otelden dışan bile çıkmıyordu. Bu
kalabalık kadronun en sakinlen ga-
liba Ayhan Baran ve Erol Uras'tı.
Sinirler gerilmış, herşey başan ıçın
seferber edilmışti. Perde açıldığında,
görkemli dekor ve kostümlerin içinde
büyüleyıci masalı izlerken, heyecan
bizlere de geçmışti. Birincı perdede Ef-
sun Öztoprak'ın aryası alkışlarla kesıl-
dığınde, seyircinin 'soğukluğu' konu-
sundakı genel kanı bozulmuştu bile.
Son perdede de Erol Uras'ın "Nes-
sun Dorma' aryası müıhiş alkış ahnca.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Yekta Kara'mn sahnelediği Danimarka'da hiç sergüenmeyen Puccini'nin Turandot'unu sundu ilk dış tumesinde.
heyecan ve gerginlik yerini sonsuz
mutluluğa bırakıyordu. Hele 'Turan-
dot' sona erdiğinde dakikalarca süren
(üstelik ayakta)tempolu alkış sonrası
duyduğumuz kıvana tanımlamak
olası degjl.
'Türkler opera da söyler'
Danimarka'da hiç sahnelenmemiş,
ancak gelecek yıl Royal Theatre ta-
rafından repertuvara alınmış bu zor
eseri ilk kez ızleyen Danımarkalılar.
opera boyunca aralarda aynntılara
girerek, beğenilenni ya da eleştirilerinı
dile getiriyordu. Daha sonra basında
çıkan yazılarda da Nilgün Serimoğlu'-
nun (Turandot) 'gözkamaştırıcı bir gu-
zellik' sergilediğı. Erol Lras'ın ve Ef-
sun Öztoprak'm "operayı sırtlayacak
büvüklüğe sahip'olduklan ve en iyi
performansı uluslararası bır düzeyde
bas olan Ayhan Baran'ın gösterdıği
belirtıliyordu. Kimı >azılardaorkesıra
ve koronun eksiklerinden söz edılir-
ken. kımısınde ıse orkestramn
'şaşırtıcı biçimde iyi' olduğu vurgu-
lanıyordu. Politıken'de yer alan Jan
Jacoby ımzalı yazıda "Geçen yıl Dani-
marka'yı işgal eden taşra gorüntülü
zayıf bir Doğu Avnıpa opera topluluk-
larından sonra bu 'Turandot', sağiam
metropol standartı sunuvor. Sahne dü-
zenlemesi şaşaalı bir güzellikte ama
aynı zamanda bir stilc sahip. Sahnele-
me tavrı >e hedefı, bir büyük Batı Avru-
pa operasının bugünkü seçimlerine göre
daha eski bir anlayışı sahip, ama etkisi
aynntılı biçimde düşünülmüş. Buna
karşıhk şarkı ve müzik standardı sade-
ce zaman zaman Danimarka kralivel
Tiyatrosu'nun standartlanna erişebili-
yor"deniliyordu.
Övgü; en çok solıstlere ve 'operavı
herşeyden önce sırtlayan, Yekta Kara'-
nın sahnekmesi ile Osman Şengezer'in
sahne düzenlemesine'ydı. Eğer A\-
rupa'nın Türkiye sınırlarında bittiğını
sanan \arsa. İstanbul Dev let Operasf-
nm gösterilenne bılei almalıydt.çünkü
"Türkler opera da söyleyebüeceklerini
kanıtlamışlardı."
Batı'daki örneklennden hıç de geri
kalmayan Türk operasının dış dünya-
ya "mutlaka' açılması içm. dunyaca
ünlü ajanslarla. emprezaryolarla bağ-
lantı kuran İstanbul Devlet Opera ve
Balesi Genel Sanat Yönetmeni Yekta
Kara. emprezaryo Dr. Gosta
Sctmark'ın çağnsı üzerıne bu düşünü
gerçekleştırdi. Yasadığımız günlerde
herşey. 'mucizeler yaratarak" gerçekle-
şebılebıliyor. Bu ilîyurt dışı turnesı de
hem Yekta Kara'nın hem de Devlet
Opera ve Balesi Genel Müdürü Ren-
gim Gökmen'in olağanüstü çabalany-
la yapıldı. Yol dışında, Danimarka'-
daki tum masraflar (otel, yemek,
ulaşım giderlen. salon kıralan, afış,
program yayınlan vb.)emprezaryoya
aitti.
Konut fonundan kimler muaf
İlk kez yurtdışında bir turneye
çıkan İstanbul Devlet Opera ve Bale-
si'ne Başbakanhk 5 mılyar lıra verir-
ken, 236 kışinin konut fonu sorunu
çözümlenememişti. Zeynep Oral'ın
defalarca yazdığı gibı, Maliye, Toplu
Konut ve Hazine'ye yapılan başvuru-
lar yanıtsız kalmış, son anda gereken
23 bin 600 dolar'ı (yaklasık 800 milyon
lira) Ankara Devlet Opera ve Balesi
ödeyince 'dışarı adım ahlabilmişti.'
Yani devlet bir eliyle vermiş, bır eliyle
almıştı. Aynı tarihlerde tsveç'tekı Ga-
latasaray- Göteborg maçını ızlemek
isteyenler 100 dolarlık konut fonun-
dan muaf tutulurken, bütçesı son de-
rece kısıtlı olan Ankara Devlet Opera
ve Balesi 236 kişinin konut fonunu
ödemek zorunda bırakılmıştı.
Bürokrası bu denli katı olunca, sa-
natçılann. futbolsever olması bile dü-
şünülmüştü doğrusu! Böylelikle bizler
de yalnızca 'hacca ve maça' gidenlenn
bir de üniversiteden tebliğ sunacakları-
na dair kağıt alan' bılımadamlannın
Konut Fonu'ndan muaf olduklannı
öğrenmiştik. Böylesi bır mantığı onay-
lamak hiç olası değil!
Dış dünyaya 'ilk adım'
Danimarka tumesı dış dünyaya ilk
adunMı. Solistleriyle, danscılanyla, or-
kestra ve korosuyla tüm sanatçılann
ve çalışanlann gücüyle bu başlangıç
gerçekleşti. Danimarka Büyükelçisi
Faruk Loğoğlu, 'benim dört yılda yapa-
mayacağunı siz bir gecede yaptınız,
tüm Danimarka Türklerden söz ediyor'
dıyordu. Kopenhag'da temsil sonrası
otelin lobisinde büyük coşku yaşandı.
Öyle doğaçlama. öyle içtendi ki...
Solistinden figüranına. teknisyenin-
den orkestra elemanına dek herices bi-
rarada şarkı söylüyor ve dansediyor-
du. Biri piyano. öteki keman çalıyor.
lobidekı geniş alanda herkes özgürce
eğlenıyordu. Bu avlardır süren heve-
can sonrası elde edılen başannın kut-
lamasıydı. Hiç de maç sonrası çılgınh-
klara, taşkınlıklara benzemiyordu...
az uşlarıyas tutu
Kültür Servisi - Bir fılmde 'kötülük
timsali'. bir diğennde 'gerçek
yaşamda rastlayamayacağımız
ölcüde büyük bir kahraman' olarak
sınema seyircisınin karşısına çıkan
Burt Lancaster. yaklasık 40 yıllık bir
süreç içinde beyaz perdede adeta iki
ayn yaşam sürdü.
Lancaster'ın sahte bir vaizi
canlandırdığı 'Elmer Gantry'
filminde eliyle İncil'i havaya
kaldırdığı ya da 'From HereTo
Eternitv-İnsanlar Yaşadıkça'
filminde Deborah Kerr'la plajda
öpüştüğü sahneler milyonlarca
sinemaseverin belleklerinden
silinmeyecek. Fiâksel açıdan güçlü.
duygusal açıdan duyarlı
karakterlerdeki başanlı üple-
meleriyle tarunan oyuncu.
1930'lann ortalannda kısa bir süre.
basketboldan burs alarak kabul
edildiği New York Üniversitesi'nde
okuduktan sonra. akrobasiye
merak sararak eğitimini yanm
bıraktı. "Lang and Cravat' adh bir
akrobasi ekibi kuran Lancaster,
sirklerde. vodvillerde. gece
kulüplerinde çahşmaya başladı.
1935 yılında bir başka sirk çalışaru
June Ernst ile evlenen Lancaster, bir
yıl sonra boşandı.
Ikinci Dünya Savaşı patlak
verdiğinde orduya kaüldı. Savaş
sırasında Avustralya, Kuzey Afrika
ve İtalya'daki Müttefık birliklerine
akrobasi gösterileri sundu.
Sanatçı, 1939 yılında elinden
sakatlanarak sirki terk etmek
zorunda kaldı. Daha sonra
sinemada cesaret ve hüner
gerektiren roller üstlenmesini
sağlayacak deneyımini akrobat
olarak çalıştıfp dönemde edindı.
Lancaster, savaştan sonra bir
asansörde, kendisini oyuncu sanan
tiyatro prodüktörü Irving Jacobs
tarafmdankeşfedildi. 1945yüında
Broadvvay'de oynadığı 'A Sound of
Hunting' adh oyun ilk iki gösteriden
sonra kaldınldı. Ancak bu oyun,
yakışıklı aktöre Hollyvvood
kapılannı açtı. Kariyeri boyunca
70'i aşkın fılmde rol alan 1913
doğumlu Lancaster. 1946 yılında
Emest Hemingvvay'in kısa
öyküsünden beyaz perdeye
aktanlan 'The Killers-Boksörün
Ölümü" adlı ilk fılmiyle sinemaya
başanlı bir giriş yapü.
Aktör. 'Elıner Gantry' filmindeki
rolüyle 1960 yılında En İyi Erkek
Oyuncu Oscan'na değer görüldü.
Rol aldığı 'Come Back Little
Sheba-Geri Dön Küçük Şheba'.
'From Here To Eternirv -İnsanlar
Yaşadıkça' ve 'Vera Cruz' gibi
filmler büyük bir ticari başan elde
etti.
'İnsanlar Yaşadıkça' filmindeki
rolüyle Nevv York Film
Eleşürmenleri en iyi erkek oyuncu
ödülüne değer görülürken. Oscar'a
da aday gösterildi.
Sanatçı. hapıshanedeki hücresinde
kuş besleyen katil rolünü üstlendiği
'The Birdmanof Akatraz-Alkatraz
Kuşçusu' fılmiyle 1962 yılında
Venedik Film Şenliği'nde ödül
kazanırken bir kez daha Oscar'a
aday oldu. Luchino Visconti'nın 'U
Gattopardo-Leopar' (1963) filrninde
başrol oynadı ve İtalyan BirliğTnin
kuruluş döneminde geçen öyküde
Prens Salina'yı canlandırdı. Sanatçı,
daha sonra 'The Svvimmer-Yüzücü"
(1968).'Airport-Hav aalanı' (1970).
'1900'(1976),'The Cassandra
Crossing-Cassandra Geçidi' (1977),
'Atlantic Ciry' (1981) ve 'Local
Hero-Yerel Kahraman' (1983)
filmlerinde rol aldı.
Oyuncunun toplumsal içeriğiyle
dikkat çeken fılmleri arasında
Stanley Kramer'ın yönettiği 'Judge
ment at Nuremberg-Nuremberg
Mahkemesi" (1961) ve Dalton
Tnımbo'nun Kennedy suikastını
konu eden filmı "Executive Action'
(1974)bulunuyor
Lancaster. Loîns Malle yönetiminde
çekilen'Atlantic Cıty" filmindeki
rolüyle dördüncü kez Oscar'a aday
gösterildi. 70'li yıllarda 16 fılmde
oynadığını gözönünde bulun-
durarak, bu fılmle sinemaya dönüş
yapüğmı söylevenlerle eğleniyordu.
Ancak 'Leopar', 'Alkatraz
Kuşçusu', 'Elmer Gantry' gibi
fılmleri yaptığı 60'U yıllan, aktörlük
yetisinin en üst noktaya ulaştığı bir
dönem olarak tarumhyordu.
1983 yılında bir bypass ameliyatı
geçıren sanatçı. daha azçalışmaya
%e zamanını çok sevdiği golfle,
okumaya ayırmaya başladı. 1990
yılında geçirdiği beyin
kanamasından sonra kısmi felç
olmuştu.
Lancaster. İtalya'da tanıştığı Norma
Marie Anderson ile 1946'da ikıncı
evliliğiniyaptı. 1959 yıhnda bo-
şandığı Anderson'dan 5 çocuk
sahibi oldu. Aktör, son eşi Susy
Scherer ile 1990 yılında evlenmişti. Ftzik sel açıdan güçlü ama duyarlı karakterleri canlandıran Burt Lancaster, 'Alkatraz Kuşçusu'
Türksineması,
Fransa'da
CL MHURİYET / PARİS - Parisin önemli kültür
ve sanat merkezı Beaubourg'da. yaklasık % filmden
oluşacak Türk sineması toplu gösterisınin. Nisan-
Ekım 19% tanhlen arasında yapılmasının öngörül-
düğü açıklandı.
Beaubourg \a da diğer adıvla Georges Pompidou
Kültür Merkeri Başkanı François Barre, 20 ekim tan-
hınde yapuğı basın toplantısında. geçen temmuz ayı-
nda başlayan ve 1999 yılına dek sürecek olan geniş
kapsamlı yenıleme calışmalan konusunda bılgı ver-
dikten sonra. virmi birincı yüzvıla yeni bir kimlikle
gırmeye hazırlanan merkezın. uzun süreli ınşaata
karşın etkinlıklerıneara verme\eceğını bildirdi. Basın
toplantısmın açılış konuşmasını \ apan Fransa Kültür
Bakanı Jacques Toubon, lemel hedeflerinı şöyle sı-
raladı: Çok daha geniş bir kitleye seslenmek; taşraya
açılarak Fransa ıçindeki değişik kültürel diller arası-
nda dı\aloğu pekıştırmek: Beaubourg'un. kurulu-
şundan bu vana üzenne tıtredıgı. "her tür vararıcıbğı
destekkmek, değişik sanat dalları arasında köpriiler
kurmak. günceli yakalamava çalışırken geleceğe dö-
nük olmak ve tartışma ortamı \aratmak" olarak ozet-
lenebılecek ozgün kışıliğını sürdürmesım sağlamak
Önümüzdeki yıllarda izleveceğimız sergi (Boris
Pasternak, Luis Bunuel, Francis Bacon, Fernand Le-
ger. .) Tıyatro. dans ve müzık etkınliklerınden kısaca
söz eden François Barre. sınema göstenlenne de de-
gmdı "Fransa'nınençokitleyicitoptayansınemasalo-
nu" olarak tanıttığı, ana binada yer alan 350 kışılık
Carance salonunda yapılacak toplu göstenler ara-
sında, Yunan ve İsvıçre sinemalanndan sonra, Çek ve
Slovak sinemalanndan önce. Türk sinemasının 17 nı-
san - 22 temmuz ile 18 eylül - 7 ekım tanhleri arasında
tarutılacağını açıkladı.Beaubourg Kültür Merkezi'-
ndekı Türk sineması toplu göstensı. 1996 yılı sonun-
da Brüksel'de, Türk sanat ve kültürünü değişik bo-
yutlanyla tanıtmak amacıyla yapılacak olan Euro-
palia *% etkınlıklenyle işbirliği içinde gercekleştinle-
cek. Böylece, Belçika'run başkenünde 19% yılı so-
nunda yapılması öngörülen yaklasık 80 fılmlik toplu
gösıen. daha geniş bir çerçeve içinde Parislı sinemase-
\erler önüne gelecek. Dört ay boyunca yaklasık vüz
Turk filminı 250 300 seanslık bır program içinde tanı-
tacak olan bu önemli toplu gösteriye koşul olarak.
geniş kapsamlı. cıddı bır kıtapta Türk sineması tarihi
tanıülacak. Aynca, Garance salonu girişınde. Türk
binemasıyla ilgıb değişik fotoğraf. afış. kitap, dekor ve
kostüm parçalanndan oluşacak bir sergı. göstenler
boyunca açık kalacak. Bu etkinliğın gerçekleşebil-
mesı içın gereklı olan anlaşmanın. 2 kasım günü Pa-
rıs'e gelecek olan Europalia "% - Türkive'nin genel
müdürü Meüh Fereli tarafından ımzalanması bekle-
nıyor. Etkinliğın koordınasyonu ıçin. gazeterruz sine-
ma \azarlanndan Mehmet Basutçu görevlendirildi.
Nazmi Zîya'dan Selçuklu eserlerine...Kültür Servisi - Ülkemizde gi-
derek önemli bir pazar haline ge-
len müzayedeler. gerek artırma so-
nunda milyarlara varan fıyatlar,
gerek milyarlık tablolan ya da an-
tikalan saün alan renkli simalar ve
gerekse son zamanlarda her mü-
zayedede ortaya atılan 'sahte tab-
lo' iddialanyla ilgi odağı haline ge-
liypr.
Istanbul'da müzayede düzenle-
yen sayılı kuruluşlardan Portakal
Sanat ve Kültür Evi'nce bugün
düzenlenecek müzayedede nadır
bulunur olmalan ve yüksek fıyat-
lanyla dikkat çeken 328 parça an-
tika ve sanat eseri arttırmaya çı-
kanlacak.
Müzayedede en pahalı eser, 2
milyar 700 milyon lira değer bi-
çilen Nazmi Ziya imzalı 1915 tarihli
"Küçük Çamlıca" adlı tablo. Con-
rad Istanbul'da saat 14.00'te başla-
yacak müzayedede mılyann üzerin-
deki fıyatlanyla dikkat çeken diğer
tablolar arasında. anonim "Topkapı
Sarayı" (1 milyar 700 milyon). Os-
man Hamdi'nin "Silah Taciri" (1
milvar 400 milyon). Ahmet Ziya Ak-
bulut'un "Selimiye Camü" (1 milyar
400 mily on). Hoca Ali Rıza'nın "Pey-
zaj" (1 milyar 200 milyon). İbrahim
Çallı'nın "Maşlahlı Kadınların Ada
Gezintisi" (, 1 milyar 250 milyon) bu-
lunuvor.
Müzayedelerin en fazla ilgi gören
antika parçalardan olan ve devletin
ilgisini bekleyen Selçuklu eserler, pa-
zar günü bır hayli çekişmeye neden
olacak.
Bunlar arasında 275 milyon lira
değer biçilen 12.-13? yüzyıî Selçuk
tunç büyük leğen ve 225 milyon lira-
dan satışa sunulacak olan 12.-13.
yüzyıl Selçuk tunç kandıl ayağı,
özellikle dikkat çekiyor.
Osmanlı antika eserleri
Aynca 12.-13. yüzyıl Selçuk tunç
ibrik (60 milyon). 11.-13. yy. Selçuk
tunç yağ kandillen (30'ar milyon),
13. yy. Selçuk seramik vazo (40 mil-
yon), 12.-13. yy. Selçuk seramikotu-
rak. 13. yy. Selçuk seramik kase (90
milyon). 12.-13. yy. Selçuk seramik
büyük tabak (60 milyon), 12.-13. y>
Selçuk seramik tabure. 12.-13. yy.
Selçuk seramik küp (65 milyon), 13.
yy-
Selçuk tunç lenger (50 milyon).
11.-13. yy. Selçuk tunç ayna (80 mil-
yon) ve ırili ufaklı bırçok Selçuklu
eseri de açık arttırmaya çıkanlacak.
Müzayedede yer alan ve koleksi-
yonerlerin her zaman ilgisini topla-
yan Osmanlı antika eserlerinden de
nadir örnekler yer alıyor.
Bunlar arasında Sultan II. Murat
tuğralı vakfryc (1 milyar 250 mil-
yon). Kazasker Mustafa İzzet kete-
beli hilye-i şerif (800 milyon). Sultan
I.Ahmet tuğralı ferman (650 mil-
yon). Sultan I. Abdülhamıt tuğralı
ferman (400 milyon). Sultan 1. Mah-
mut tuğralı ferman (300 milyon). Es-
scyıd Ahmet Raıf ve Ahmet Raif ke
tebclı Kuran-ı Kerim (100 milyon)
bulunuyor.
Diğer Osmanlı eserlcn arasında
tuğralı gümüş eşyalar. Beykoz ve
Bohemya cam eşyalar, Tophane
lüle, Kütahya ve Çanakkale sera-
mikleri bulunuyor.
Tombak eserler arasında ise 18.
yy. Kayseri işi mineli tombak ibrik
(150 milyon), 19. yy. tombak buhur-
dan (50 milyon). 19. yy. tombak ha-
mamtası (60 milyon) dikkat çekiyor.
Yükte hafıf pahada ağır parçalar
arasında da Karl Faberge mineli
Rus gümüş kovş (380 milyon). 1840
tarihli İsviçre yapımı. mineli altın en-
fıye kutusu (250 miljon). 12.5 santi-
metre yüksekliğinde Karl Faberge
Rus gümüş minyatür semaver (175
milyon), 19. yy. mineli altın bir çift
zarf (300 milyon). 19. yy. İsviçre
y apımı mineli para çantası (225 mil-
yon) bulunuyor.
BirolU.Türker'in
resim sergisi
• ANKARA (ANKA) - Devlet
Tiyatrosu sanatçısı Birol U.
Türker, Turkuvaz Sanat
Galerisi'nde sergilenecek resim
çalışmalanyla Ankaralı
sanatseverlerin karşısına çıkacak.
24 ekim - 9 kasım tanhleri
arasında Turkuvaz Sanat
Galerisi'nde gezilebilecek olan
resim sergisi. sanatçınm ilk kez
yağlıboyalannın da yer aldığı
dördüncü kişisel sergisini
oluşturuyor.
RessamBerna
Tüpemen'den
'Kediler'
• ANKARA (ANKA) - Ressam
Berna Türemen, Türkiye İş
Bankası Ankara Sanat
Galensı'nce düzenlenecek resim
sergisiyle Ankaralı sanatseverlerle
buluşacak. Sanatçının daha çok
"kedi" fıgürlerinin yer aldığı
çalışmalanndan oluşan sergj, 1-30
kasım tarihleri arasında
gezilebilecek. 1968 yılında Devlet
Tatbiki Güzel Sanatlar
Yüksekokulu'nu bitiren
Türemen. çok sayıda kişisel ve
yurtdışı karma sergjlere kaüldı.
Vurtıçinde ve yurtdışında özel
koleksiyonlarda, Ürdün-Amman
Müzesi'nde, Lizbon
Büyükelçıliği'nde, Bulganstan
Gabrova Müzesi'nde, '
İzmir-DYO Müzesi'nde yapıtlan
bulunan sanatçı, birçok ödül de
kazandı.
'Kuşatmaaltında
sanat'
• ANKARA (ANKA)-
L'luslararası Bosna-Hersek
Konferansf nda şair ve yazarlar.
savaş içindeki Bosna'da sanaün
durumunu tartıştılar. Ankara
Büyükşehir Belediyesi'nden
yapılan açıklamaya göre
Uluslararası Bosna-Hersek
Konferansf nın 'Kuşatma Altında
Sanat' başlığını taşıyan ikına
. toplantısında. Bosnalı y azar ve
şairler her şeye karşın sanatın
sürdürüldüğünü anlattılar. Bosna
Yazarlar Birlığı Başkanı
İbrisimoviç, savaş sırasında
Bosna'da 29 yazann öldüğünü, 41
yazanndayaralandığınıkaydetti.
UNESCO Paris temsilcisi Rok
Vogriç ise savaşa karşın
üniversiıelerde eğitimin devam
ettiğinı, sergiler açıldığını
belirterek UNESCO'nun
yazarlara ve bilim adamlanna
Bosna'yı terk etmemelen için mali
yardımda bulunduklannı ifade
etti. Uluslararası Gazetecilik
Enstitüsü ve gazetecilik okulu
öğrelim görevlisi Cnstıne Ogan ise
gazetecilerin Bosna ile ilgili bilgi
edinmeden sa\ aşla ilgili haberler
yapmalannı eleştirdi.
'Carmina Burana'
CCR'de
• kültür Servisi- İstanbul
Devlet Opera ve Balesi orkestra ve
korosunun seslendireceği
"Carmina Burana" konseri, 25
ekim salı günü Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda izlenebilecek.
Dünyanm en tanınmış
eserlerinden biri olarak kabul
edilen •Carmina Burana'yı
seslendirecek İDO Orkestra ve
Korosunu Serdar Yalçın
yönetecek. Orkestramn solistliğini
ise Gülgez Altından (soprano)
Mesut Iktu (bariton), Şamil
Göktürk Timur Doğanay (tenor)
yapacaklar. Konserin saat
19.30'da başlayacağı bıldirildi.
'Yeni Hayat'ın
korsan baskısı• Kültür Servisi - Orhan
Pamuk"un "Yeni Hay;at" adlı
romamnı y ayınlayan İletişim
Yayınlan, kitabın korsan
baskısırun yapıldığını ve hangi
merkezden kimler aracılığıy la
dağıtıldığının tespit edildiğini
bildirdi. Yayınevi, dağıtımalara,
kitabevlerine v e okurlara yaptığı
duyuruda 'Yeni Hayat" veya
herhangi bir İletişim kitabının
korsan baskısından tek nüsha
bulunduğunu tespit ettikleri
dağıtımcılarla ilişkilerini
keseceklerini belirttiler." Aynı ?ey
kitabevleri için de geçerli.İletişim
kitaplannın korsan baskılannı
sattığını öğrendiğimiz kitabevleri
bundan böyle kitaplanmızı
bulunduramayacak. Korsan baskı
yoluyla yayınalar, çahşanlar
arasındaki adabı \e hak-hukuk
ilkelerini çiğneyenlere karşı her
türlü yasal önlemin
kullanılmasında sakınca
görmüyoruz. Korsan baskı,
yazann ve yayınevi çalışanlannın
kazancının gasp edilmesidir.
Bunun için okurlann yardımcı
olacağına inanıyoruz. Kitap
kapağında renklerin solukluğu,
fotoğrafta bulanıklık kitap içinde
siliklik, harflerde solukluk veya
şüphe uyandıran herhangi bir
belirtiyi tespit eden okurlanmızm
ellerindeki kitabı bize iletmelerini
ricaedivoruz".
GÖRÜLMÜŞTÜR
tlhan Selçuk
7. bası50.0O0(KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad.
39-41 Cağaloğlu-İsianbul
Ödemeti gönderilmez