23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeCİmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinka\a# Yazıışlerı Müdurlerı: İbrahim Vıldız (Sorumlu), DinçTayanç # Haber Merkezi Müdıirü- Hakan Kara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler Ergun Balcı • tstıhbarat. Yalçın Çakır 0 Ekonomı Bülent Kızanlık • Radyo-TY Uygar Eremektar 0 Kültur. Handan Şenköken # Spor Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberler. Mehmet Saraç 9 Makaleier Saıtıi Karaören 0 Çevın Sevfettin Turban • Düzeltme Abdullah Yazıcı Y a y ı n K u r u l u İ l h a n S e l ç u k (Başkan). Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Özgen Acar. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Balcı, Dinç Tayanç, İbrahim > ıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balba\. Ankara Temsılcısı. Mustafa Balbay 0 Haber Mudurii: Doğan Akın Ataturk Buhan No. 125. Kat4, Bakanîıkfar-Ankara Tel: 419502017 hatI, Teleks. 42344. Faks. 4195027 • IzmırTemsılcısr SerdarKıak,H Zı>aBlv 1352S 23Tel 4411220Teleks:52359, Faks 4419117 • Adana Temsılcisi Çetin Yigeooğlu, Inönü Cd. 119 S No 1 KaU.Tel. 3522550, Teleks-62155. Faks 3522570 MuesseseMüdüru ErolErkut#Koordmatör Ahmet Konılsan # Muhasebe Bülent Yener 9 Idare Hüseyin Gürer 9 tşletme Önder Çelik 9 Bılgı-lşlem: Nail lnaJ 9 Bılgısayar Sıstem; Mürüvet Çiler 9 Reklam: Reha Işıtman 9 Halkla tlışkıler Nurten Berksoy Vavunlatan v« B « * D : Yenı Gun Habeı Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş Turkocagıcad.39 41 Cagaloghı 34334 1» PK 246 Istanbul Tel 10 212) 512 05 05 (20 hat) Teleks 22246. Faks (0 212)513 85 95 22EKİM 1994 Imsak: 4.50 Güneş:6.15 Öğie: 11.54 Ikindi 14.52 Akşam: 17.22 Yatsı: 18.41 En iyi mankenler •ISTANBUL (AA> --Best Model Türkiye-Türkiye'nin En îyi Mankeni" yanşmasında bayanlarda Sema Şimşek, erkekJerde Burak HakJcı birinci seçildiler. Holiday Inn Crowde Plaza Oteli'nde yapılan yanşmaya 3 bin 440 gençarasından seçiien 15 bayan, 15erkekkatıldı. Çiğdem Tunç iJe Tolga Gariboğlu'nun sunduklan ve Kanal 6 televizyonundan canlı yayımlanan yanşmada bayanlarda Sema Şimşek birinci, Eyşan Özhim ikinci, Burcu Erkoç üçüncü, erkeklerde Burak Hakkı birinci, Senaç Boztepe ikinci, Murat Tan üçüncü seçildiler. (Fotoğraf: AA/ZAFER MEYDAN) Ahlak semöolü Guccione! • LONDRA(AA)- Dünyanın en ünlü çıplak dergilerinden Penthouse'un sahibi ve yayımcısı Bob Guccione, Vatikan'ı kıskandıracak bır ahlak anlayışına sahip olduğunu bildirdi. Guccione. Evenıng Standard gazetesınde yer alan demecinde "Iki kızımın da Penthouse'a poz vermesine izin veremem. Bu benı incitir. Başka erkeklerin, kızlanmın çıplak vücutlanna bakmasina kızanm" dedi. Guccione, toplumsal baskı ortamında pornografıye talep doğdufunu ve sanılanın aksıne ABD'nin, Batı dünyasının cinsel konularda en çok baskı altında kalan ülkesi olduğunu ve bu yüzden Penthouse'un en çok bu ülkede sattıgını söyledi. Timur Danış, Antalya'da • ANTALYA (AA) - Nükleer tehlikeye dikkat çekmek amacıyla Istanbul'dan başlattığı yürüyüşünü Karadeniz, Iç Anadolu ve Doğu Akdenız illerini dolaşarak sürdüren gazeteci Timur Danış, Antalya'ya geldi. Istanbul'dan 15 temmuzda yola çıkan \e gezisinı yüruyerek sürdüren Timur Danış, Antalya girişinde çevreci gruplar tarafından karşılandı. Danış, yaptığı açıklamada. kamuoyunun dikkatini nükleer santrallara çekmek istediğini belirterek yüruyerek 4 bin kilometre yol katetmeyi planladığını söyledi. Jetonlu ve kartiı ankesörler • ANKARA (AA)-PTT, kendisine bağlı Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü (Ar- Ge) tarafından dizayn edilen, hem jetonla hem de optik telefon kartı ile görüşme yapılmasına imkan sağlayan ankesörlü telefonlan hizmete soktu. Alınan bilgiye göre Ar-Ge Müdürlüğü'nce Türk mühendis ve teknisyenieri tarafından 2 bin adet imal edilen bu telefonlardan 250'si, 20 ilde hizmet vermeye başladı. TOKİ Başkanı Yiğit Gülöksüz 1995 yılı için kendilerine 1 milyon lira ödenek verildiğini açıkladı Toplu koııııta koıııik bütçe •Gülöksüz, toplu konut projelerinin çok ağır yürüyeceğini, yeni proje başlatmanın da olanaksız olduğunu söyledi. Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın da, TOKİ'nin kuruluşunun 10. yıldönümü nedeniyle düzenlenen 'Türkiye'de Konut ve Yerleşim Sorunlan' adlı seminerde yaptığı konuşmada, TOKİ'nin ikizinin kırsal alanda yaratılması gerektiğini belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Hükümetin, 1995 yılı büt- çe yasa tasansında, Toplu Konut Idaresi'neayırdığıgöstermelık 1 milyon liralık ödenek, toplu ko- nut tasanmlanna sekte vuracak. TOKİ Başkanı Yiğit Gülöksüz, 1 milyon lıra ile yeni proje başla- tılmasının olanaksız olduğunu bildirdi. Gülöksüz, Cumhuriyet'e yap- tığı açıklamada, Toplu Konut Fo- nu'ndan bütçeye 60 trilyon lira- lık ödenek aktanldığına dikkat çekerek, "Bizim fonumuzdan bütçeye 60 frihon liralık ödenek aktanlırken, idareye buradan 1 milyon lira verilmesi komik bir rakamdır" dedi Toplu Konut Idaresi'nin, dev- letin en iyi çalışan kurumlann- TOKİ'nin 10. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen seminerde Başkan Yiğit Gülöksüz, 1 mil- yon liralık bütçenin arttınlacağuıa inandığını belirtirken SHP Genel Başkanı \e Başbakan Yardım- cısı Murat Karavalçın,"5 Nisan Kararian'ndan konut sektörü çok fazla yara almadan çıktı" dedi. dan bin olduguna ve halkın ucuz konut edınmesınde büyük katkı sağladığına dikkat çeken Gülök- süz, şu açıklamayı yaptı: "Artık, yalnızca konut için al- dığunız krediler ve taksitlerden çalışmalarunızı devam ettirmek zorunda kalacağız. Ankara, İs- tanbul ve GüneydoğtTdakiproje- lerimiz kaynak sıkışıklığından dolayı çok yavaş Uerieyecektir. Ye- ni ihale açmamız ise olanaksız." Gülöksüz. TOKl'ye bütçeden. 1993 yılında 3.8 tnlyon lira. 1994 yılında da 2 trilyon lira öde- nek aktanldığına dikkat çekerek, u Bu yıl 13.5trilyon liralıködenek istedik. Bizim 7 trihona vakın bir özkaynağımız var. Çalışnıalann devam etmesi için 7 trilyon lira- lık ek ödenek aynlmasını istedik. Ancak, bu 13.5 trilyon liraya ya- kın ödenekleprojelerimizi devam ettirebiliriz" diye konuştu. Gülöksüz, 1 milyon liralık ödeneğin komik bir rakam oldu- ğunu vurgulayarak, bütçe tasan- sının TBMM Plan Bütçe Komis- yonu'ndagörüşülmesi sırasında, TOKl'ye aynlacak ödenek mik- tannın artınlacağına inandığını da sözlenneekledi. SHP Genel Başkanı ve Başba- kan Yardımcısı Murat Karayal- çın. TOKl'nin kuruluşunun 10. yıldönümü nedeniyle düzenle- nen 'Türkiye'de Konut ve Yerle- şim Sorunları" adlı seminerde yaptığı konuşmada, TOKİ'nin ikizinin kırsal alanda yaratıl- ması gerektiğini söyledi. Karayalçın, "Öncelikle Gü- nevdoğu'da toprak sahibi olmak istevenlere toprak verilmeü. Top- rak reformu yepyeni bir anlayışa oturtulmalı" dedi. Tepkiler haklı değil Karayalçın konuşmasında. ko- nut sektörünün ilk kez bir istik- rarpaketini çok fazla yaralanma- dan atlattığına dikkat çekerek, "5 Nisan Kararian'ndan konut sek- törü çok fazla yara almadan çık- tı" dedi. Kamouyunda olumsuz değer- lendirmelerle yargılanan koope- ratif sektörünün de son derece başanlı olduğunu savunan Kara- yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugüne kadar biz geür dağı- lımının vüzde 40"lık bölümüne ulaştık. TOKİ daha alt gelir gruplanna ulasmaya >öneük bir çalışma yapfı. Yapı tasarrufsiste- mi ile 1 ocaktan itibaren, TOKİ ayda 1 milyon lira tasarrufyapa- biien yurttaşlara da ulaşmış ola- cak. Kooperatif kesiminden bu sistemegelen tepkiler haklı değil. Bu sistemden sektörde iddiası olan tüm kesimler yarar- lanacak." * Toplu Konut Idaresi, amacından sapnnldı' Ekonomi Servisi - Türkiye Kent Kooperatifleri Mer- kez Birhği (TÜRKKENT) Genel Başkanı OğuzSoydan, ülkenin en yakıcı sorunlanndan biri olan konut sorunu- na çözüm bulmak amacıyla 1984 yılında kurulan Top- lu Konut Idaresının, aradan geçen yıllar ve değişen hü- kümet polıtikalan sonunda kuruluş amacından bütü- nüyle saptınldığını söyledi. Başlangıçta tümü bütçe dışında tutulan Toplu Konut Fonu'nun 1988'den başlayarak önce yüzde 30'u. sonra yüzde 50'sı, 1993'te de tümünün bütçe kapsamına alı- narak tamtakır bırakıldığını söyleyen Soydan, ıkı anah- tarsloganıyla işbaşına gelen hükümetdönemınde. Top- lu konut Idaresi'nin en kötü dönemını >aşadığını sa\u- narak 'değil anahtar vermek, halkın elindeki anahtaıia- ruı da gittiğini' söyledi. Toplu Konut Idaresi'nin kuruluşunun 10. yılı nede- niyle düzenlenen basın toplantısında konuşan TÜRK- KENT Başkanı, Toplu Konut ldaresı'nın. fon kaynak- lannın kesilmesinden sonra amaç dışı etkınliklere \e toplumsal konut polıtikalanyla bağdaşmayan uygula- malara gınştiğını öne sürerek şunlan söyledi: - Eryaman ve Halkalı'da vapıtan konutlarta orta gedr ve alt orta gelir katmanlan terkedilerek özellikle ANAP döneminde daha çok. üst gelirgruplanna hitap eden po- litikalara girişildi. - Başlangıçta konut mal oluşlannda yüzde 80 olan kredi payı, yüzde 20'lere düştü. - *Savdam yönen'm" ilkesiyle işbaşına gelen Toplu Ko- nut İdaresi Başkanlığı, tanrtuna ayırdığı miiyariarca ii- ralık kaynağuı hesabını vermemekte. - 1989 yılında çıkanlan yenı yönetmelik. yürurlüğe girelı 5.5 yıl geçmesıne rağmen. hala bırtek konuta da- hı kredı açılmamiştır. Bunun nedenı. yönetmeliğin konut alıcı payı hesabı öngörmesıdır Oğuz Soydan. son yıllardaki uygulamalanyla Toplu Konut Idaresi'nin kuruluş amacının dışına çıkmasının, ülkenin konut sorununun çözülmesını gıderek daha da zorlaştıracağını belirterek 2010 yılında 87 mılyona ulaşacak olan ülke nüfusunun, 61 mılyonunun kentler- de yaşayacağını söyledi. Oğuz So>dan'a göre nüfus artışını karşılamak ve btnkmiş konut açığını kapatmak ıçın önümüzdekı 16 yıl boyunca her >ıl 455 bin konutun inşa edılmesı gerekiyor. Denktaş'tan Klerides'e geçici toka LEFKOŞA (AA) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşıle Rum Yönetimi Başkanı Glafkos Klerides arasında dün akşam ger- çekleşen ikinci görüşmenın, ~Gü- ven Arttmcı Önlemler (GAÖ) ve Kıbns sorununun özü" konula- nnda yoğunlaştıgı açıklandı. BM Genel Sekreteri'nin çağn- sı üzerine, "koşulsuzvegündem- siz" olarak salı günü ilk kez bulu- şan iki lıder, bu kez de Özel Tem- silci Yardımcısı Gustave FeisseTin bölgedeki ikametgahında bır ara- ya geldi. Akşam yemeğinde başlayan ve yaklaşık 2 saat süren göriişmeden sonra açıkJama yapan Feıssel. tam bir anlaşma için hem GAÖ hem de Kıbns sorununun özü üzenn- de danışmalarda bulunulduğunu bildirdi. Denktaş ve Klerides'in. gele- cek hafta salı, perşembe ve cu- martesi günlen yeniden bir araya geleceklerini kaydeden Feissel, li- derlerin görüşmelere ılışkin açık- lama yapmaması konusundaki mutabakatın sürdüğünü de hatır- lattı. Denktaş, bir Rum gazetecı- nin, "Nisanda Cumhurbaşkanlı- ğı için aday olmama karannda mısııuz" sorusunu. "Sizin için iyi haber değil mi?" dıye yanıtladı. İki lider, görüşme öncesinde, Türk ve Rum. yaklaşık 40 gaze- teciye film ve fotoğraf çekımi için poz verdı. Klerides'in. "el sıkışa- hm" önerisine, Denktaş, "Geçici de olsa el sılaşaiım" yanıtını ver- erek elinı uzattı. Gelinciği sadeceyağmacılar sevmiyor Çeviri Scrvisi - Kuzey tngiltere'de yaşayan herkes gibi bir gelincik tutkunu olan Sean Dooley. ansrzın gelincik toplama huyundan vazgeçti. Londra'nın tek gelincik koruma merkezini işleten Dooley, 1990 yılından beri kentin her köşesinden topladığı gelincikleri, koruma altına alıyor. Dooley, halk arasında, gelinciklerin koktuğu ve ısırdığı yolunda yanlış bir inancın yaygın olduğunu ileri sürüyor. Oysa ki, erkek gelıncıkler ığdış edildıklerinde, kokulan bir kedi ya da köpeğinkinden pek farklı olmuyor. Dooley'in koruma merkezinde gelincikJer, özel olarak güçlendirilmiş tavşan kafeslerinde tutuluyor. Bu hayvanlar etobur olduklanndan, ta\ıık kanadı, yürek ve ciğeriyle besleniyor. Kimi gelinciksever ise gelinciğini kedi mamasıyla besledıği gibi, onu tıpkı bir köpek gibi parkta dolaştırmaktan geri kalmıyor. a' eçenlerde 'ruh saglıgı günü' kutlanmış da pek yankısı olmamış. Olurmu efendim? Ruh sağlığımız her şeyin başiTİeğil mi? Sonra bu ruh me- selesi son zamanlarda çağ atlayıp da en mühim işlerimiz arasına girmedi mi? Nasıl oluyor da değerli basını- mızia güzide televizyon kanallanmız bunu atlıyor? Ama hiç merak etme- yin, 'Mesela Dedik' programı bu ola- yı atlamıyor ve merak ettiklerinizi si- ze aktanyor. SağhkJıruh kodusu yapılıyor. "Tıbbıyeülik ruhu' en güçlü aday olduğu halde meslek- taş kjskançlığının azizliğine uğnıyor Bu arada başka mektep ruhlannı kır- maktan kaçınmanın da 'tuzruhu'nun şansını arttırdığı söyleniyor. Böylece rakiplerini eleye eleye son basamağa 'tuzruhu' ulaşıyor ve.. evet ve masa- nın altından beş kere vuruyor. Neden 'en sağlıklı ruh' olarak 'tuz- ruhu'nun seçildiğine ilişkın jürı açık- laması 'Tuzrın kokmanıası, tuzruhu- nun da asit karakterii olmasu onun MESELA DEDİK ERDAL ATABEK Ey ruh geldinse vur... Europalia'nın Türkiye Genel Direktörü Bülent Eczacıbaşı, Türkiye'nin ilk kez bu kadar büyük bir organizasyona dahil edildiğine dikkat çekti. 'Europalia 96-Türkiye' tanıtıldı Avrupa'yla bütünleşmede tarihi fırsat•Uluslararası Europalia Vakfı Başkanı Baron Jean Godeaux'nun imza törenindeki konuşmasında, "Europalia, Türkiye ile yeniden bir Avrupa ülkesini konuk edecek" sözlerine yer vermesi de Türk siyasi çevrelerinde 'anlamlı' bulundu. Kültür Servisi - Europalia adı, Romalılann 'hasatla gelen bolluğu'kutladıkian Opalia' festıvalınden esınleniyor. Euro- palia'nın benzersizliği de yaşa- mın her boyutunu disiplinler arası bir yaklaşımla kapsayarak, seçiien ülkeye kültürel bütünlü- ğünü olanca zenginlığıyle sergi- leme fırsatını vermesinden kay- naklanıyor. lşte Europalia 1996 için se- çiien Türkiye de böyle bir şan- sı yakalamış durumda. Türkiye bu şansı iyi kullanabilirse Av ru- pa'nınenönemli kültürel etkm- liğı olan u Europalia"da kendı- ni Avrupa'ya kabul ettirmede çok önemlı bır adım daha atmış olacak. Uluslararası Europalia Vakfı tarafından her iki üç yılda bır başta Belçıka olmak üzere Al- manya, Hollanda. Lüksemburg ve Fransa'nın çeşitlı kentlenn- de düzenlenen 'Europalia'nın tanıtımı için yapılan basın top- lantısına. Türkiye Genel Direk- törü Bülent Eczacıbaşı. Genel Dırektör Yardımcısı Melih Fere- li ve dırektörler grubundan, Can Paker (sponsorluk direktörü). Ömür Çağlar (turizm direktö- rü). Nurettin Nurkan( icra direk- törü), Atilla Aksov (tanıtım ve halkla ıjişkiler direktörü) ve Ya- seminÖncel katıldı. Bülent Ec- zacıbaşı, Türkiye'nin ilk kez bu kadar büyük bır organizasyona dahil edildiğine dikkat çekerek, festivalın Türkiye'nin Avru- pa'yla bütünleşmesinde tarihi bir fırsat olarak değerlendirit- mesı gerektiğini vurguladı. Fes- tivalın icra direktörü Nurettin Nurkanda 1996'da Türkiye ko- nuk edılmek ıstendiğinde bu ta- rihi bilinçli olarak kabul ettıkle- rini çünkü. Avrupa Topluluğu ve 'gümriikbirligi'ne geçiş aşa- masında Türkiye'yi Avrupa vit- rinine çıkarmayı doğru bulduk- lannı ıfade etti. Yunanistan, Ispanya ve Porte- kiz için düzenlenen Europalia festivallenni bu ülkelerin Avru- pa Topluluğu üyeliklerine ka- bul edılmelennin ızlemesi ve 1996'nın aynı zamanda Avrupa Topluluğu'nun genişlemeyı tar- tışarak boyutlannı kararlaştıra- cağı yıl olması nedeniyle de, 'Europalia 96-Türkıye Festiva- lı', Avrupa'yla bütünleşme ça- balannın dönüm noktasmda stratejik bir fırsat sunuyor. Uluslararası Europalia Vakfı Başkanı Baron Jean Gode- aus'nun ımza törenindeki ko- nuşmasında."*Europalia, Türld- ye ile yeniden bir Avrupa ülke- sini konukedecek" sözlenne yer vermesi de Türk siyasi çevrele- nnde 'anlamlı' bulunuyor. Avrupa'nın uluslararası rad- yo ve televizyon kuruluşlan ile basın organlannın yakından iz- ledikleri Europalia festivali, se- çiien her ülkeyı giderek dünya kamuoyunun ilgi odağına yer- leştiriyor. Avrupa Bırliği Ko- mısyonu'nun tam destek sağla- dığı Europalia festivali iki mil- yonu aşkın konuğu ağırlıyor. yanında öbür ruhlann basit kalması' bıçiminde oluyor. Açıklamayı dovoı- rucu bulmayanlara küçük bir kadeh içinde 'tuzruhu' ikram edilince onlar da hemen ikna oluyorlar. Böylece 'sağlıkh ruh' meselesı çözümlenmış oluyor. Üşütükter )imdi böyle bir günde en önem- li tronu 'sağlıkh ruh'un nasıl olduğu, neye benzediği, var olup olmadığı üzerinde yoğunlaşıyor. Üzun tartış- malardan sonra en sağlıklı ruhun 'tuzruhu' olduğu üzerinde anlaşma sağlanıyor. 'Naneruhu'gündemegeç girdiği için şansını kaybediyor. Bu arada biraz nanemolla olduğu dedi- 7/Ky şütükler' de günün mana v e ehemmiyetine uygun bıçimde ele alı- nıyor. 'Üşütük'olanlarkafayı birşe- ye takıyor, durup dinlenmeden onu düşünüyor, düşünüyor düşünüyor, so- nunda kafayı üşütüyor. Özellikle kendi durumunu düşün- mekten yorulup işın içinden çıkama- vanlar 'Ne olacak bu memleketin ha- li?'diye çok düşünüyor. Memleketin halinı düşünmesi gerekenler ise 'üşü- tük' olmadıklan için kendi halini dü- şünüyorlar. Kendi hallenne pek acı- yorlar, 'aman darda kalmayavim' di- ye orada arsa, burada çarşı, ötede vil- la, bende tahvil alıp duruyor lar Bi- zim 'üşütükler'. 'yahu bu memleket nereye gidiyor?' dedıkçe bu 'naüşü- tükler" (üşütük olmavanlar demek oluyor) hemen Amerika'ya koşup memleketin nereye gittiğini pek gü- zel anlatıyorlar. 'Uşütükler'ın kafayı 'nanıus' diye bır şeye taktıklan da çok dile düşüyor. Bunlann 'Aman işimi doğru dürüst yapayım da namusuma halel getirmeyeyim' dıye kafayı üşüt- tükleri pek konuşuluyor. Bu 'naüşü- tükler' (üşütük olmayanlar demek oluyor) bu üşütmeye çok gülüvorlar, ' Bak bak, bunlar hala namusdiye yır- bnıyor, çok geriierde kaidı bu üşütük- ler' diye birbirlerinı dürtüyorlar. Uz- manlar bu ' kafayı üşütme' meselesi- nın çok önemlı olduğunu, ne yapıp yapıp buna bir çare bulunması gerek- tiği üzennde duruyorlar. Yoksa mem- leketin toptan kaldınlamayacağı. böylece de okus pokus işlerinm hız- la yürütülemeyeceğini söylüyorlar. Fttorıkfar u önemlı günde 'fıttırıklar'ı kutlamamak olamazdı. Çünkü 'fittı- nk' ruhsal gezınmelerde önemli bir yertutuyor. Sakın.uslu. edeplibırva- tandaş olarak yaşayıp giderken öyle bır şeyle karşılaşıyorsunuz ki 'fittın- yorsunuz'. Aslı 'fırttırmak' oluyor ama söylene söylene aradaki 'r' aşı- nıyor. geride kalanla idare ediyorsu- nuz. Şımdı, ınsan neden fıttınyor 0 Neyle karşılaşıyorda 'fttünkoluvıor'? Neler var neler. Yanı aslında neye baksanız fıttırabilirsiniz ama çoğuna bakmıyorsunuz bile. Bir bakıyorsu- nuz ki babası yanm pabuçla dolaşan zibidi dolar milyoneri oluyor.'Yahu maşallah ne akılh çıktı, kısa zamanda trilyoner oldu' diyenleri de görüyor- sunuz. birden 'fitönyorsunuz'. Sakin sakin yürürken gözünüz vitrinlere ka- yıveriyor. Mordatella salamlarla Rok- for peynirleri yan yana dızilmiş du- ruyor. 'Oh oh ne güzel' diyorsunuz, 'dışa açıldık da gözümüz gönlümüz de açıkh' derken fiyatlara bakmış bu- lunuyorsunuz. Gözünüz gerçektende açılıyor. Çünkü bunlann fiyatlan sizin bir ayda aldığınız kadar bir şey tutuyor O anda kafanızdan 'firt' diye bır şey zıplıyor. Ben nerdeyım, var mıyım yok muyum, gerçekten burda mıyım, öldüm de cennete mi gıttım, cennet- te bunlar var mıydı gibilerden bir şe- rit kafanızın içinden geçiyor. lşte siz de 'fitönk' oluyorsunuz. lşte o günde bunlar hep gündeme geliyor. Daha 'tırlatıklar' var, ovna- tıklar' var, neler neler var ama artık yeter. Bol sağlıklı ruhlar olsun diye- lim, haftayı kapayalım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle