05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 16EKIM1994PAZAR 10 PAZAR YAZILARI Aydm dediğinmııhalifohııalıNe biçim aydın bunlar? Her zaman iktidarla el ele. kol kola. Halka; yöne- time karşı kuşku değil, güven duyma- lannı öneriyorlar. Başka kim gelirse gelsin, bu sözümona aydınlar için he- men "alternatifciz'' oluveriyor. Böyle sallabaş aydınlık olur mu? Bu ülkenin aydınlan, 1917"den beri pısınk kaldılar. O tarihlerde gerçek ay- dınlann sindirilmesi ve yurtdışına ko- vulması sonucu. meydan "komünist aydınlara"a kaldı. Stalin terörünü se- lamlayan, ona şiirler, şarkılar yazan pek çok "aydın" palazlandı. Sahte ay- dınlar, güç bela düşünen ve konuşan Brejnev'i "uluslararası deha" ilan etti- ler. Şimdi de bir sabah uyandıklannda liberal olduklannı farkeden Rusya ay- dınlan, Yeltsin'den başka kimsenin li- derliği beceremeyeceğini öne sürüyor- lar. Onun alkole karşı duyduğu özel tutkuyu bile "tnsandır canım, onun da zaaflan olabüir" diyerek bir çırpıda aklayıveriyorlar. Bir yıl önceki kanlı parlamento baskınını "Başka çare yoktu" diye savunuyorlar. Elbette dürüst ve sorumlu aydınlar da var. Ama bunlar oldukça az. Sesle- rini duyuramıyorlar. Neden aydınJann çoğu ıktidar yan- daşı? Bunun ilk nedeni. muhalefeü'n varlığına dayanamayan iktidann ken- disi. Ama aydınlarda hiç mi suç yok? Onlann korkaklıklan hiç mi rol o>Tia- MOSKOVA HAKAN AKSAY let olmak üzere, bir aydının hiç terk et- memesi gereken idealleri unutuyorlar. Dünyaya açılma adına "ulusal" olma özelliğini bir çırpıda çöpe atıyorlar. Acaba çok mu yükleniyorum bu ay- dınlara. diye düşünüyomm bazen. Acaba aydınlar iktidar yandaşı ola- ne, birilerinin peşine takılmayı seçiyor demektir. Koltukta kim oturursa otursun, ay- dınla iktidar arasında bir mesafe bu- lunmalı. Aydın her zaman. yönetimi huzur- suzeden, onun rahaünı kaçıran (elbet- Demokrasi, kimden yanakimekarşı mıyor bu ışte? Aralanndan baalannın son dönemlerde bol bol yurtdışı turne- lerine çıkabilmeleri. ceplerini doldur- ma olanaklanna kavuşmalannı, onla- n hiç mi etkilemivor? Bir de "çağdaşlık kompleksi" var; ona tutunanlar. "demode" görünme- mek için koşarayak ağız değiştiriyor- lar, değerlerini yeniliyorlar. Bâşta ada- maz mı? Öyle ya, eğer aydının savun- te anarşist yıkıcılığında değil, dozunu duğu amaçlan paylaşan bir parti ikti- ve biçimini ayarlayarak) halkın soru dara gelmişse?.. Bence aydın kendini partiyle, ikti- sorma yeteneğinin gelişmesine yardıma olan bağımsız bir kişilik ol- darla bağladı mı, özgürlüğünün bir malı. Her şeyi.buarada kendi görüşle- kısmıyla vedalaşıyor demektir. Nunıl- rini durmadan sorgulayabilmeli; sü- lah Ataç'ın deyişiyle, aydının kafasını rekli bir eleştiri ve özeleştiri üretimi aydınlatan ilk şey olan kuşkudan, kuş- yapmah. kulanma alışkanhğindan vazgeçiyor Kısacası, aydın dedığin hep muhalif demektir. Halka öncülük etmek yeri- olmalı. Otobüslereitiş kakışbinmeyeson Kuyruğa girme şampiyonası yapüsa Ingilizler bırinci gelir. Iki kişi bir araya gelip bir şey beklese ikinci, birincinin yanın- da değil, önünde değil. arkasın- da durur. Üçüncü gelen de onun arkasında. Bu, bir mantık işi çünkü. Hepimiz aynı şeyden yararlanmak isuyorsak, itiş ka- kışla ve "Ben öoe geçeyim sen patia" bencilliği ile olmaz bu iş. Uygarhk diye bir şey var. Türkiye'de postaneden pul almaktan, otobüs beklemeye, bankada iş yapürmaya kadar her konuda herkes herkesin önüne geçmeyi çakalbk sanır. Bankoda birinın arkasında du- rup da sıraya girdim sanan, he- men yanı başında başka birinin bankoya yengeç yengeç yerleş- tiğini görür. Anarşik bir birey- cilikür bizimki. Hele bir İngibz için böyle bir şey, insan haklan- na da saygısızlıktır. Senin işin var da benim yok mu? Ingiltere'de de, hele Londra'- da sıra sorunu, otobüs durakla- n için geçerli. Metroda böyle bir durum yok. Çünkü otobü- sün kapısı bir tane. Metronun her vagonunda üç tane. Kapı bol olunca sıra gereksiz. Ama metroda bile insanlar üşüşmez- ler. Sıraya gjrmeyi bilmeyenler ya Latin ya Akdenizli. Güneşi bol memleketlere özgü anarşik bireycilik. Ve tabii Türkler. Sı- raya girsin mi? Yoksa kenarda, sırada değilmiş gibi bekleyip ça- kallık mı yapsın? Bizimkiler de kestiremez bunu. Sıraya aldır- mayan yerliler de var elbet. He- le Thatcher döneminde bencil- lik mamasıyla yetişenler için dünya, sadece kendilennden ibaret. 1938 yılında, otobüs ve tram- vay duraklannda herkesin sıra- ya girmesi, bir yönetmelikle ya- sal hale getirilmiş. Çünkü önü- ne gelen dabyormuş. Londra Otobüs İdaresi'ne yetki ta- nınmış. Şoför, sırayı bozaru otobüse, tramvaya almayabile- cekmiş. Para cezası getinlmiş. Aslında para cezasının uygu- landığı hatırlayan yok. Ama yasa olarak ortada durmuş. Şimdılerde ise Otobüs İdaresi, bu yönetmeligin iptalini parla- mentodan istedi. Uygulanma- dığı için. Bütün gazeteler konu- ya eğildi. Hemen hepsi de "Var- sın sıraya ginnenin yasası ol- masın. Ama kimse de herkesin üst iiste vığılıp beklediği itiş ka- kış bir durak istemez, bu da bili- ne" diye yazdı. Uçurtma Festivali Amerikan Uçurtma Uçuranlar Derneği tarafından düzenlenen festivalde gökyüzü renklere büründü. Binlerce uçurtmadan en ilginci ise bahk şeklinde olan bir uçan balonun kuyruğuna bağlanmış uçurtmaydı. Fritz Gramkovvski uçurtmasının bir ipinideçocuk arabasına bağlayarak onunla birlikte uçmayı denedi. Amabu konuda başanlı olduğu söylenemez. Demokrasi hem Batı'da hem de Doğu'da varoluşsal bir açmazda. Demokratik sistem- ler, kendi varoluş ilkeleri gere- ği, kendilerini ortadan kaldı- rmayı hedefleyen örgütlenme- lere ve fıkirlere izin vermeli mı- dirler, >oksa kendi varoluş- lannı tehdit eden örgütlenme- lere karşı kendilerini savun- malı mıdırlar? İslam toplumlannda bu soru, demokrasiye düşman ol- duklannı ve demokrasiyi orta- dan kaldıracaklannı açıkça ilan eden İslamı örgütlenmele- re nereye kadar izin verilmesi gerektiği noktasında odaklaşı- yor. Demokratik sistem. ken- disini yok etmeyi hedefleyen bu akımlara karşı kendisini korumalı mıdu"? Demokrasi. kendi varoluş ilkelerini, örne- ğin fıkir ve örgütlenme özgür- lüğünü çiğnemeden kendisini nasıl koruyabilir? Halkın yüz- de 51 'inin oylanyla demokra- tik bır şekilde işbaşına gelen bir iktidar. geri kalan yüzde 49'un fıkir \e örgütlenme öz- gurlüğünü gaspedeceğini açı- kça söylüyorsa, böyle bır ikti- dar meşru olabilir mi? Meşru değilse, halkın yansından faz- lasının desteğini sağlamış bir örgütlenme. iktidara gelmek- ten meşru bir şekilde men edi- lebilır mi? Meşruiyetin knter- leri nelerdir? Bu ve buna benzer sorular Batı Avrupa toplumlannı da meşgul ediyor. Danimarka ka- muoyu son haftalarda, Nazile- re ahnacak tavırdan başka bir şey tartışamıyor. Nazilerle ilgili yeni tartışma dalgası, Danimarka'nın Al- manya sınınndaki Kvaers ka- sabasında yuvalanan Alman Nazileri'nin. kasaba halkının direnışi sonucu buradan aynl- KOPENHAC FERRUH YILMAZ malanyla başladı. Almanya'- da Nazilere yönelik kısıtlayıcı yasalardan dolayı yasal faalı- yetlerini burada yürütemeyen Naziler, Almanya'ya yönelik propagandalannı bu konuda- ki yasalann o kadar sert ol- madığı Danimarka'dan örgüt- lüyorlar. Son olarak Kvaers kasabasında bır villa satın ala- rak buraya yerleşen Naziler. halkın direnışi ve geceleri atı- lan taşlar, şişeler ve molotof kokteylleri sonucu kasabayı terk etmek zorunda kaldılar. Kvaers kasabasındaki di- renişin başanyla sonuçlan- ması, Danimarka'nın diğer yörelerindeki Nazi yuvalanna karşı da aynı şekilde eylemlere yol açtı. Demokratik sistemlerde, Nazilerin de fıkir özgürlüğü ol- malı mı olmamalı mı? Nazilere kendi yöntemleriyle cevap ver- mek doğru mu yanlış mı? Tarüşmalarda fıkir özgürlü- ğünden yana tavır koyanlar arasında, salt ilkesel nedenler- den dolayı anü Nazi eylemlere karşı çıkanlann yanı sıra, Na- zileri yasaklamanın bir işe ya- ramayacağı, serbest olmalan halinde kim olduklannın, ne yaptıklannın bilineceği ve karşı tavır almanın kolaylaşa- cağını savunanlar da bulunu- yor. Nazi vahşetini bizzat ya- şamış olanlar. "Bir daha asla" diyerek eylemlerde en ön saf- larda yer alıyorlar. faşizmin bu kadar kısa sürede unutulma- ması gerektiğini savunuyorlar. YıAZAR/Doç. Dr. HÜSEYÎN BAĞCI HehııutKolılrekorunukırabflecek mi? itYılı'nın uğurlugünü: IMO SEUL ALt RIZA BALAMAN Bilindiği gibi Ay Sistemi'ne bağlı Geleneksel Çin Günbil- gisi'nde (takvimi)yıllar, biri ta- sanmsal olmak üzere (Ejderha) 12 adet hayvan adlanyla adlan- dınbr ve bebeklerin. doğdukla- n yılın karakteristik özellikleri- ni doğumda beraberlerinde ge- tirdikJerine inanıhr. Bu nedenle Uzakdoğu'da insanlann çoğu. olağanüstü güce sahip olan Ej- derha Yılı'nda doğmuş olmayı. başkalan için çalışan At, kav- gacı Horoz. sahibinın sesi İt Yılı'nda doğmuş olmaya yeğ- lerler. Ancak her yılın ötekı >ı- Uara göre olumsuz özellikleri yanında olumlu. (yeğlenen) özeUikJeri de var. Örneğin, genç kızlar, İt Yıb'nda dogmaktan hoşnutturlar; daha çok yardım- sever ve daha çok güzel olduk- lanna inanırlar, örnek olarak Ava, Sophia, Bdgjtto, Zsa Zsa, Cher gibi ünlü güzelleri göste- rirler. Doğal denge gereği yete- rince var olan Koyun Yıh er- kekleriyle de çok uyumlu bir evlilik yapabilecekleri umudu- nu taşırlar. Yıllar, adlannı taşıdıklan hayvanlara göre böylesi kimi özelliklere sahipken yıllar içeri- sindeki aylara ve aylar içerisin- deki kimi günlere de uğurlu, uğursuz; etken edilgen; ak, kara gibi değerler yakıştınbr. 1994 şubat ayının 10'uncu gününden 1995 ocak ayının 30'uncu gü- nüne değin sürecek olan İt Yıb'- nda iki uğurlu gün var: Bunlar- dan biri geçen nisan ayının 17'- nci günüydü; ikincisiyse ekim ayının 23'üncü pazar gününe denk gebyor. Koreliler bugüne geleneksel olarak "tMO Günû" diyorlar. Çin, Kore, Japonya ve Tayvan (Formoza) başta ol- mak üzere tüm Uzakdoğu ülke- lerinde yaygın olarak bilinen bu uğurlu günde. hareketlibk ar- tar. her bir şey daha çok önem kazanır: Ev yapımına başlama, yeni dükkan açma, ev taşıma, geziye çıkma. nişanlanma ve özellikle de evlenme törenleri bugüne denk getirilmeye çabşıbr. Kore'de 23 ekim pazar günü için mevcut bütün evlendirme salonlan bir ay öncesinden dol- du. Bu özel günde evlenmek için gün almak isteyenlerin baş- vurulan. geri çevribyor ve onla- ra başka günler öneribyor. Yalnız evlendirme salonlan mı? Balayına gjdilecek yerler (Örne- ğin, Honolulu, İspanya, Bali, Ce-cu Adası vb.) için ucaklar ve otellerdolu. Kore'nin büyük iki uluslararası taşımaabk şirketi Kore ve Asya Hava Yollan. özelbkle uğurlu gün 23 ekim pazar günü için özel önlemler abyor ve üçer tane 260 kişilik ek sefer uçaklan konulacağını ilan edilyor. Uğurlu, uğursuz; dolu ya da boş inanç ama, tüketim ekonomisi için de gerekb' böyle- si günler. değil mi? Almanya'da bugünkü secimlertie Hıristiyan DemokrarJar ile Sosyal Demokratlar yanşacak. Abnanya, bugün yapılacak ve 60 milyondan fazla secmenin katılacağı 13. genel secimler ön- cesinde çok önemli bir yol kavşağında bulun- maktadır. 12 yıldır iktidarda bulunan Helmut Kohl başkanİığındaki Hıristiyan Demokrat (CDU-CSU) - Hür Demokrat (FDP) koalisyon hükümeti sona erebilir ve yeni bir hükümet. Al- manya'da iktidara gelebilir. Özellikle koabsyon ortağı Hür Demokratlar son yapılan kamuoyu yoklamalanna göre seçim barajını bile aşama- yabilir. Bu durumda neredeyse son yirmi beş yıldır "anahtar parti" olarak bazen Sosyal De- mokratlar bazen de halen olduğu gibi Hıristiyan Demokratlar ile koalisyona giren Hür Demok- ratlar. siyasi arenadan kopma durumu ile karşı karşıyadırlar. Özellikle bu yıl yapılan birçok eyalet seçimlerinde abnan başansız sonuçlardan sonra Hür Demokrat Parti Başkanı ve Dışişleri Bakanı Klaıts Kinkel yoğun eleştiriye maruz kal- makudır. Hür Demokratlar'ın % 5 barajını aşamamalan halinde nasıl bir koalisyon oluştu- rabileceği henüz bibnmemektedir. İki büyük si- yasi parti olan Hıristiyan Demokratlar ile Sos- yal Demokratlann (SPD) 19601ı yıllann son- lannda olduğu gibi bir "büyük koalisyona" git- meyecekleri şımdıden parti başkanlan Helmut Kohl ve Rudolf Scharping tarafından açı- klanmıştır. Bu iki siyasi partinin yine yapılan son kamuo- yu yoklamalanna göre mutlak çoğunluğu elde edemeyecekleri kesin gözükmektedir. O zaman ne olacak? İşte son dönemlerde Abnan kamuo- yunu en fazla meşgul eden sorulardan biri bu- dur. Hıristiyan Demokratlara göre Sosyal De- mokratlar, 1949'dan beri gelenek haline gelen bir siyasi yemini (ehernes Gesetz) bozarak PDS (Alman Sosyalist Partisi) ile koabsyona gitmek ıstemektedir. Bu siyasi yemin komünistlerle iş- birliği yapmamaya dayanıyor. Hür Demokrat- lar'ın eski genel başkanı Otto Graf Lambsdorfa göre ise PDS, eski Doğu Abnan Komünist Par- tisi SED'in (Sozialisüsche Einheitspartei De- utschlands) aynısıdır ve sadece ısmı değişmiştir. Sosyal Demokrat aday Rudolf Scharping ise Dortmund'ta eylül ayında başlattığı seçim kam- panyasında. PDS ile koalisyona gitmeyeceği şeklinde açıklamada bulunarak en azından bu aşamada siyasi yemine sadık kaldığını ortaya koydu. Fakat tüm bunlar, PDS'nin anahtar par- ti konumuna gelmeyecek olması demek degildir. Türkler açısından Almanya'da yaşayan Türkler açısından da önemli bir gelişme söz konusu. Çünkü ilk defa bu seçimlerde Türk asıllı Alman vatandaşlan değışik partilerden. örneğin İttifak 90 Yeşiller'- den. Özdemir Cem, Sosyal Demokrat Partiden Dr. Halis Özkan, Leyla Onur gibi isimler aday olmuşlardır. Bır sonraki seçimlerde ise bu sayının daha da artacağı ve Türklerin Alman si- yasi yaşamında daha katılımcı bir rol oynaya- caklan kaçınılmaz gözükmektedir. Bu katıbmın Alman Parlamentosu'na yeni bir renk katacağı da şüphesizdir. Aynca Türkiye'nin özellikle Al- manya'da çok ihtiyaç duyduğu lobicibkde siyasi arenada önemli bır temel taş oluşturacaktır. Türkiye bu insanlarla daha sıkı bir diyalog içine girerek Türk-Alman ilişkilerine katkıda buluna- cak atılımlan gerçekleştirmeye çalışmabdır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında hızla demok- ratikleşerek örnek bir ülke konumuna gelen Al- manya bir demokrasi sınavını daha arkada bı- rakmaya hazırlanıyor. Bu genel secimler, Türki- ye için de çok önemlidir. Sonuçlar ne olursa ol- sun Türkiye, önümüzdeki dönemde Almanya ile yeni bir ilişki içine ginnek durumunda kala- caktır. Bu nedenle Almanya'daki secimler gerek orada yaşayan Türk vatandaşlan gerekse Türk- Alman ilişkileri için bir dönüm noktası olmaya adaydır. Romanlannız ve Ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel:5540804 Eğitim kurumuna yüksekokul mezunu genç bayan yönetici yardımcısı aranmaktadır. Tel:2884633 • Devlet kredtst zençini gazeteciler kim? Basının starları ne kazanıyor? DEMOKRASİ D E Ğ İ Ş İ M DAYANIŞMA • Türkiye'nin döviz ğelirini üçe katlayacak proje! • Siyasetin ana okulu •platformlar... • Kanuni 500 yıl sonra Zigetvar'a nasıl girdi? • Refah'h belediyeferin "adil" düzeni • Pop müzik nasıl popcorn gibi patladı. 1 5 E K I M ' D E B AY İ L E R D E! 3 D ' N İ M A Ğ A N I : Ç O K Ö Z E L B İ R A T A T Ü R K P O R T R E S İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle