27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 EKHM1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bttıer serbest bırakıNh • A NKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yasadışı örgüt üyesi olmakla suçlanarak 7 gün önce geceyansı evinden gözaltına alınan ve 4 gün tutuklu kalan Liman^lş Sendikası Genel Başkanı Hasan Biber, önceki gece serbest bırakıldı. Tutuksuz olarak yargılanacak olan Biber, gözaltına ahnması ve tutuklanması işlemlerinin "hukuka aykın" olarak yapıldığını söyledi. Biber, kendisinin Dev-Sol'a para yardımı yaptığına ilişkin örgüt dokümanı ele geçirümesi ve akrabası olan Dev-Şol üyesi Dede Cengiz'incenaze törenine katılması nedeniyle hakkında çıkartılan gıyabi tutuklama karan üzerine, 7 ekim cuma gecesi evinden gözaltına alınmış, daha sonra Türk Ceza Kanunu'nun 168. maddesinde tanımlanan "silahlı örgüt üyesi olmak" suçunu işlediği gerekçesiyle tutuklanmışü. İngilizGe kursian • Haber Merkezi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Doğuş-Richmond School Of English işbirliğiyle Basm Müzesi'nde Ingilizce kurslan düzenlenecek. TGC'den yapılan yazıh açıkJamaya göre kasım ayında başlayacak olan kurslar, Türkiye'de ilk kez bir yabancı dil okulunun işbirliğiyle gerçekleşecek. Kurs kayıtlan 17 ekim pazartesi günü başlayacak. 8 hafta sürecek Ingilizce kurslan için, öğrenci başına 4 . milyon 800 bin lira ücret alınacak. TGC üyelerine ise ücret indirimi uygulanacak. Erdoğanyine basınaçata • BURSA (Cumhuriyet) - îstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, RP'li Recep Tayyip Erdoğan, Milli Görüş Hareketi'nin başlamasının 25. yıldönümü dolayısıyla Bursa'da düzenlenen geceye katıldı. Erdoğan. "Ustesinden gelemeyeceğimiz söylenen hemen her işi başardık. Sabrettik ve çok çalışük. 'Suyu kalmadı' dediler. Allah'tan istedik, bekledik. Şu an az 2.0 günlük yetecek suyumuz var. Çok şükür. Baa semtlerde kaldınmlan yeşil-beyaz boyadık, suçladılar. Başka partiler yapsa çevreci oluyor, biz yapınca gerici oluyoruz" dedi. Cumhupiyet Baypamı'na farklı kutlama •Îstanbul Haber Servisi- Cumhuriyet Bayramı, bu yıl Taksim alanında düzenlenecek ve 40'tan fazla ses sanatçısının katılacağı müzik şöleniyle farklı bir şekilde kutlanacak. îstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, konuyla ilgili dün düzenlediği basın toplantısında yapılan kamuoyu araştırmalannda halkın büyük kesiminin milli bayramlarda kutlama törenlerine katılmadığının ortaya çıktığını belirterek "Vatanımıa milletimizi seven tüm İstanbullular, Türk bayraklanyla gelin, şanlı bayrağımızın gölgesinde bayramımızı hep birlikte kutlayalım" dedi. Hayri Kozakçıoğlu, şölenin 7 ayn kanaldan aynı anda nakJen yayımlanacağını bildirdi. TİSK, ihracatı yetersiz buldu: •ANKARA(Cumhnriyet Bürosu)- TİSK Genel İSekreteri Kubilay Atasayar, Igümrük birliğine geçişi ;değerlendirirken Türkiye'nin ;rekabetgücünün çok önem ; kazandığma dikkat çekerek, • "15 milyar dolarhk ihracatla ! Türkiye'yi 21. yüzyıla ; taşımanın mürnkün olmadığı ; iyice anlaşılmıştır" dedi. Ogretmen aranıyor • ANKARA (ANKA) - Milli Eğitim Bakanhğı, İngilizce branşında 300 öğretmen kadrosu daha açtı. Bakanlık, 300 İngilizce öğretmeni daha alacak. Başvurularda İngilice öğretmenliği, İngjliz dili ve edebiyatı, Amerikan kültürü ve edebiyatı, dü bilimi (tngilizce), bölümlerinden ya da Bilkent, Boğaziçi, OrtadoğuTeknik Üniversitesi'nin matematik, fızik, kimya, biyoloji bölümlerinden mezun oima ve pedagojik formasyona sahip olma koşulu aranacak. Başvurular, 31 ekim-4 kasım arasında yapılabilecek. Çalışma Bakanı, yasa tasansı için memura sendika yerine dernek önerilmesine tepki gösterdi SHP, dernekönerisînekarşı• Memur sendikalanna ilişkin yasa tasansının, Anayasa Alt Komisyonu'nda DYP ve ANAP'hlann hazırladıgı raporla "yasaklarmetni"halinegetirilmekistenmesine tepki gösteren SHP'li Çalışma Bakanı Matkap," 19 ekimde yapılacak komisyon toplantısındaki konuşmamı bekleyin" dedi. değişmesi gerektiğini söyledi. • Eğitim-İş Genel Başkanı Niyazi Altunya, "Anayasa Alt Komisyonu raporunu yazanlar, demokrasiye olan inançsızlıklannı gösterdiler" dedi. Komisyonun ANAP'lı üyesi Korkmazcan ise daha tutarlı bir düzenleme için anayasanın IŞIK KANSU GÜNEŞ GÜRSON ANKARA - TBMMde, me- mur sendıkalannın. dernekleş- tirilerek işlevsiz duruma getiril- mek istenmesi, DYP-SHP koa- lisyonunu. bir kez daha sı- kıntıya sokacak yeni sorunla başbaşa bıraktı. SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardım- cısı MuratKarayalçmın "koalis- yonun kritik eşiği" diye nitelen- dirdiği memur sendikalanna ilişkin yasa tasansının, Anaya- sa Alt Komisyonu'nda DYP ve ANAP'blann işbirliği ile hazır- lanan raporla, yasaklar metni haline getirilmesi girişimlerine SHP'li Çahşma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Nihad Matkap. "Memur sendikalan yasası, bi- zim için hala önemini koruyor. 19 ekimde yapılacak Anayasa Komisyonu toplantısında yapa- cağun konuşmavı bekleyin" di- ye tepki gösterdi. Eğıtim-lş Genel Başkanı Ni- yazi Altunya, alt komisyon ra- porunu yazanlann, demokrasi- ye olan inançsızlıklannı göster- diklerini savunurken komisyo- nun ANAP'lı üyesi Hasan Korkmazcan, "Daha tutarlı bir düzenleme için anayasanın de- ğişmesi gerekiyor" dedi. SHP'nin, sonbaharda "de- mokratikleşme" çerçevesinde bir an önce çıkanlması için ıs- rarda bulunduğu, "koalisyonun kritik eşiği" olarak gördüğü ve 29yıl geriyegidildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Hükümet, TBMM Anayasa Alt Komisyonu tarafından hazırlanan "Devlet Personeli Meslek TeşekküUeri Kanunu Tasansf'nın değişürilmesine ilişkin metinle, kamu çalışanlannın örgütlenme hakkını, 29 yıl geriye götürdü. Alt komisyonca hazırlanan öneri metninin, 1965 yılmda Suat Hayri ÜrgüpJü'nün Başbakan, Süleyman Demirel'in de Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olduğu hükümet döneminde çıkanlan "Devlet Personeli Sendikalan KanumTyla büyük benzerlikler taşıdıgı belirlendi. 8 Haziran 1965 yılında çıkanlan yasada da, işçi niteliğinde olanlardışındaki kamu hizmeti personelinin, ortak mesleki, kültürel. sosyal ve iktisadi hak ve menfaatlerini korumak, özellikle. mesleki gelişmeyi ve aralanndaki yardımlaşmayı sağlamak amacıyla sendikalar kurabilmelerine olanak tanındı. Bu yasada yeralan ve kamu çalışanlannın "devlet personeli hukukuna veya kamu hizmeti görevlilerine ilişkin mevzuatın uygulanmasına dair isteklerini açıklamak veya desteklemek amacıyla açık yer ve gösteri yurûyüşleri yapmalannı" engelleyen hükmü, yasanın çıkmasından sonra kurulan Türkiye öğretmenler Sendikası (TÖS) tarafından açılan bir dava üzerine iptal edilmişti. Komisyon metninde, bütün hükümlerin aynen yinelenmesinin yanı sıra, emeklilerin örgütlcnmesinin de yasaklandığına dikkat çekildi. Bakanlar Kurulu'nca TBMM'- ye sunulan kamu sendikalanna ilişkin yasa tasansının, Anaya- sa Alt Komisyonu'nda "güdük- leştirilmesi", sallantıdaki koa- lisyon hükümetini, bir kez daha sarsacak. Çalışma Bakanı Mat- kap, kamu sendikalanna ilişkin yasa tasansının kendileri açı- sından hala önemini koruduğu- nu belirterek şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanı Sayın Sü- leyman Demirel, TBMM'nin açıuşında yaptığı konuşmada, memur sendikalan yasasının önemine değindi. ANAP Genel Başkanı Sayın Mesut Yılmaz'- ın, partisinin Abant'ta yaptığı toplantısı sonrasında, memur sendikalannui kurulması gerek- tiğine ilişkin açıklamaları bulu- nuyor. Memurlara, grev ve top- lusözleşme hakkı tanınması, anayasa açısından tartışmalıdır. Ancak, anayasada, 'Memurlar. sendika kuramaz" gibi bir hü- küm bulunmamaktadır. Kaldı ki TBMM, memuriara, kamu çalı- şanlarına sendika hakkı tanın- masına ilişkin uluslararası söz- leşmeleri onaylamıştır. Aynca, Yargıtay ve Danıştay'ın, kurul- muş bulunan sendikaların yasal olduğuna ilişkin kararları bulun- maktadır. Tasarı, DYP ve SHP'li 32 bakanın imzasıvla TBMM'ye gönderilmiştir. Her- kesin görüşüne saygılıyız, an- cak, TBMM Anayasa Alt Ko- misyonu raporunun içeriği, tüm bu somut gerçekier karşısında, hukuksal açıdan tartışmalıdır. 19 ekime değin, bu konuda gö- rüşlerimi saklı tutuyorum. Ana- yasa Komisyonu, 19 ekimde ko- nuyu görüşmek üzere topla- nacak. Orada olacağım. Komis- yondaki konuşmamı bekleyin ve dikkatle izk>in." Altunya: Fetvadır Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Niyazi Altunya da Cumhurbaskanı Demirel. TÜBİTAK Bflim, HizmetveTes>iködûüerisahipJerineplaket verdi. (Fotograf: TARIK TINAZAY) TÜBİTAKödüllensaltiplerinibuldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum- hurbaskanı Süleyman Demirel, bilimde ilerleme kaydedilebilmesi için toplumda "hür zihin ve hür irade" ortamının sağlan- ması gerektiğini söyledi. Demirel, araştı- rmaya aynlan kaynaklann yetersiz oldu- ğunu vurguladı. 1994 vjh TÜBİTAK Bilim. Hizmet ve Teşvik Odülleri, Cumhurbaskanı Süley- man Demirel'in de katıldığı törenle sahip- lerine dağıtıldı. Demirel, bilimde ilerleme kaydedilebilmesi için toplumda hür zihin ve hür irade ortamının sağlanması gerekti- ğini belirterek "Zorbalık, zulüm, yoksulluk ve gekcek gibi korkulardan arınan ortam, bilimin aradığı ortamdır" dıye konuştu. Bilimin milliyeti ve sının olamayacağını vurgulayan Demirel, "Bilim bütün insanlı- ğa ait. Sınır çizmek de mümkün değil. Bı- lim artık bitti, yeni bir keşif olmayacak' diye bir şey söylenemez" dedi. TÜBITAK'ın çalışmalannı başanb bulduğunu, ancak Türkiye'de araştırma- ya aynlan kaynaklann yetersiz olduğunu vurgulayan Demirel, "Bilim ve teknoloji sanayiyle beraber ilerler. Her biri birbirin- den çıkar. Devlerin her şeye kaynak ayı- rmasım beklemek vanlış olur. Bir taraftan bilim ve teknoloji olayını yaratmak, bir yandan da bunlardan yararlanan kurum- İarla öretenler arasında işbirliğini sağla- mak gereki\or." Demirel, daha sonra Prof. Dr. Ergin Sezgin Prof. Dr. Yusuf Yağcı. Prof. Dr. İzzet Berkel, Prof. Dr. Abdullah Atalar a bılım ödüllerini verdi. 1994 TÜBİTAK hizmet ve teşvik ödüllerini alan bilima- damlan ise şunlar: Hizmet odülleri Prof. Dr. Akif Kansu, Prof. Dr Doğan Kuban, Prof. Dr. Kamile Şevki Mutlu. Teşvik ödülieri Dr. Mahmut Doğru. Doç. Dr. Saadet Erbay, Doç. Dr. Hüsnü Ata Erbay, Doç. Dr. Erhan Gülmez, Prof. Dr. Mustafa Keskin. Doç. Dr. Tuncay Taymaz. Doç. Dr. Oğuz Kerim Başkurt, Pröf Dr. Haluk Özen, Prof. Dr. Semra Paydaş Doç. Dr. Feridun Cahit Tanyel. Doç. Dr. İrşadi Aksun. Doç. Dr. İsmail Çakmak, Doç. Dr. Mehmet Sabri Çelik, Doç. Dr. tzzetöztürk. Anayasa Alt Komisyonu'nun hazırladıgı raporu, "fetva" ola- rak nitelendirdi ve "Hiçbir ba- kımdan tisründe durmaya değ- mez. Hukuk metni olarak da de- ğeri yok" diye konuştu. Altun- ya, şöyle devam etti: "Rapor, tamamen bir şahind yaklaşım. Hakları açıkça ya- saklasalardı, daha düriist bir ta- vır olurdu. 1965'teki 624 saydı yasadan bile çok geri bir yasak- lar listesidir bu. Raporu yazan- lar, demokrasiye inançsızlıklan- nı göstermişlerdir. Bu ülkede demokrasi olamaz, yaşayamaz. Olsa bile, onu da biz getiririz, memurlar, çalışanlar kim olu- yor?" Mantık bu. SHP'nin de ciddiyeti açısından önemli bir belgedir. Bu kadar kötü bir belge olmasına rağmen, zahmet edip de komisyona gidip sahip çıkma- mışlar. Güya, sendikacı bir parti olduklannı yıllardır söyleyenler, hiç oralı bile olmamışlardır. RP'lilerin de muhalefet şerhi koymaları, şovdur. Memur sen- dikalarının, bu labirente soktıl- ması yolunda daha önce oy kul- lanmışiardı. Aynca, bugüne ka- dar kunılmuş memur sendika- larının > asal olmadığı ileri sürü- lüyor. Halbuki, bu sendikaların yasal olduğuna ilişkin, valnız bi- zim elimizde 7 tane V argıtay ka- ran var." RP muhalif Alt komisyonda görev alan RP İstanbul Milletvekili Ali Oğuz, metin değışikliğine mu- halefel şerhi koydu. Görüşün- de, Uluslararası Çalışma Ör- gütü'nün (ILO) 87 ve 151 sayıh sözleşmelerini hükümetin onayladığını, bu sözleşmelerin memurlann sendikal haklan- nın kabulü anlamına geldiğini belirten Oğuz, "Hükümetin 657 sayıh Devlet Memurları Ka- nunu'nda değişiklik yapma ça- lışmaları, medy a> a haber malze- mesi olmaktan ileri geçmemiş- tir" dedi. Oğuz, halen faaliyette olîjp memur sendjkalannın ya- sat'olraadığını. ancak "kamtî İ d İ l l olduğunu" sav undu. 'Görüş bağlayıcı değıT TBMM Anayasa Alt Komis- yon üyelerinden ANAP Grup Başkanvekili Hasan Korkmaz- can, anayasaya göre toplusöz- leşme ve grev haklannın verile- meyeceğini, komisyonda yer alan SHP'li üyelerin de bu gö- rüşe katıldıklannı ifade etti. Korkmazcan, "SHP, kamu gö- revlilerini aJdarıyor. Hukuk bi- len biri, anayasaya göre tophı- sözleşme, dolayısıyla da grev haklannın kamu çalışanlarına verikmeyeceğini bilir. Özd sandıklara tabi olma imkanı ge- tirilebilir" dedi. Korkmazcan, alt komisyo- nun görüşünün "bağlayıcı ol- madığını" ve "siyasi değil, tek- mk" bir çalışma yapıldığını ifa- de ederek "Anayasa Komis- yonu'nda başka formüUer de üretilebilir. Ama SHP'liler de anayasaya göre mümkün ouna- dığuıı kabul edivorlar. Mümtaz Soysal, bakan olmadan önce, komisyon üyesiydi. Sorulduğun- da, 'anayasaya uygun" diyebili- yor mu" diye konuştu. Gerger ve Başkaya Cumhuriyet'in sorularını cezaevinden yanıtladı: MilletvekilleiTiıdeıı daha özgüi'üz Düşünceyi ifade özgürlüğü taslağı, düşünce suçlulannı tatmin etmedi. "Türkiye, yanaçık bir cezaevi" diyen 'düşünce suçlusu' Haluk Gerger,'Yapılmak istenen makyajdır'diyor. sanıyor. Biz Haymana Cezaevi'nden ta- ERGÜNAKSOY ANKARA -Düşüncelerini açıkladı- klan ve yazdıklan için cezalandınlan ve halen Haymana Cezaevi'nde tutuklu bulunan Doçent Haluk Gerger ile Do- çent Fikret Başkaya. Terörle Mücadele Yasası'nda yapılmak istenen değişikli- ğin bir "aldatmaca" olduğunu savundu- lar. Gerger, değişiklik girişiminin Batı'- dan gelen tepkiler için yapılmak istendi- ğini, bunun "kozmetik bir makyaj" ol- duğunu savunarak "Biz Meclis'tekiler- den daha özgürüz. özgürlüğümüzün be- delini ödüvoruz" dedi. Başkaya da giri- şimlerin demokratikleşmeyle ilgisi ol- madığını söyledi. Düşünceyi ifade özgürlüğü konusun- da hazırlanan taslakla ilgili tartışmalar dün de sürdü. Düşüncelerini açıkladı- klan ve yazdıklan için cezalandınlan ve Ankara'nın Haymana ilçesi cezaevinde tutuklu buhınan Haluk Gerger ile Fik- ret Başkaya, Terörle Mücadele Yasası'- nda değişiklik öngören taslakla ilgili olarak düşüncelerini Cumhuriyet'e an- latular. Doçent Haluk Gerger, düşünceyi ifa- de özgürlüğü taslağını, Batı'dan gelen tepkilere karşı bir makyaj olarak nitele- di. Değişiklik isteğinin Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) görüşülerek emir- BiJgîniçinacileykm karan ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - Uluslararası Af Örgütü, gözaltında işkencegördükten sonra kaybedildiği öne sürülen işçi Kenajı Bilgin için "acîl eykm" karan aldı. Dün alınan kararda, Türkiye Cumhuriyeti'nin. işkenceyi önleme anlaşmasına ve Birleşmiş Milletler'in ilgili anlaşmalanna imza koyduğu, ancak bunun tersini yaptığı savunuldu. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda, Devlet Güvenlik Mahkemeleri alanına giren suçlarda gözaltı süresinin 15 gün olmasına karşın, komuta zinciri içinde uygulamaya ko- yulduğunu öne süren Gerger. "Bu ne- denle demokratik bir niteliği voktur. Bu sadece, başlarına biraz dert açan Terörle Mücadele Yasası'mn 8. maddesinden mahkum edilmiş birkaç aydını dışarı çı- karma işidir" dedi. Gerger, görüşlerini şöyle dile getirdi: "Bunu bir demokrarik- leşme olarak görmek mümkün değildir. Korkunç bir ayıbı kaldırmak için ortada çaba yok. Türkive'de düşünce suçu, Kürt sorununa ilişkin olarak ortaya çıkıyor. Soruna yöneük inkarcı, yasakçı tavır sürdükçe, "düşünce özgürlüğü' adı altın- da olsa olsa, düşünce snurlandıruabilir. tanıklann ifadelerine göre Kenan Bilgin'in 1 aydan beri gözaltında tutulduğunu belirten örgüt. İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal ve Emniyet Genel Müdürii Mehraet Ağar'ı protesto etroeleri için bir milyonu aşkın üyesine çağnda bulundu. Kararda, Bilgin'i, Terörle Mücadele Şubesi'nde işkencede gördüklerini acıklayan tanıklann açıklamalanna da yer verilerek, Türk hükümetine uluslararası anlaşmalara uyma çağnsında bulundu. Yaprimak istenen de budur. Türkiye'de düşünce suçlulan sadece 8. maddeden ya- tanlar değil. Kendi kendilerini ifade ede- bihnek için muhalefetlerini ve taleplerini ifade edebilmek için demokratik ve barışçı kanalları kapatılan bütün insan- lar görüşlerini dile getiremedikleri için aslında düşünce suçlusudurlar." Aldatmacayla bunalımdan çıkılama- yacağını belirten Gerger. "Türkiye öl- müş de ağlayam yok" diyerek şunlan söyledi: "Bu sorun bizi ilgilendirmiyor. Biz Meclis'tekilerden daha özgürüz. Öz- gürlüğümüzün bedelini ödüvoruz ve kul- lanı\oruz. Meclis aslında kendini özgür leplerimizi dile getirdiğimiz ve bunun be- delini ödemekte olduğumuz için özgürüz. Onlar (Meclis'tekiler), Türkiye yan açık cezaevinde sadece özgür olduklannı sanıp. başkalannın özgürlüklerini tasal- lut etmekle meşguller. Çırpına çırpına batıyoriar. Türkiye militarist bir cende- renin içindedir." 'Kamuoyu oyalanıyor' Doçent Fikret Başkaya da çalışma- lann gerçek anlamda demokratikleş- meyle ilgjsinin olmadığını belirtti. Baş- kaya, demokratikleşme varmış gibi bir izlenim yaratılmaya çalışıldığını belirte- rek ju görüşleri dile getirdi: "Üstelik, bu bir iddıanın parçası haline geririliyor. Bir taraf demokratikleşme istiyor, diğer taraf özeUeştirme. Konu bir ödün koparma ve pazarlık haline geriril- miş. Kürt sonınu çözümlenmedikçe, de- mokratikleşme de olma/. Bunu çok net olarak görmek gerekir. Bir sosyal for- masyon, bir siyasi rejim düşünceyi ya- saklıyorsa, tartışmayı cezalandırıyorsa, düşünce açıklamayı cezalandırıyorsa. bu rejimin veya sosyal formasyonun uzun süre ayakta kalması mümkün değildir. Düşünceyi cezalandıran bir toplum. çü- rümeye ve yıkılmaya mahkumdur." ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Türkiye'nin Yeri... Hocam Prof. Dr. Gülten Kazgan, yeni bir kitap yayım- ladı: "YeniEkonomikDüzende Türkiye'nin Yeri." (') Hocamın kırk yıllık birikimini süzerek damıttığı bu çok önemli kitapla ilgili olarak, Cumhuriyet'in Kitap Eki'nde ayrıntılı bir yazı yazmak istiyordum. Ancak son dönem- lerde düzenimi ve yaşantımı alt-üst eden kimi gelişme- lerden ötürü, bu işi gereğince yapamayacağımı anla- dım. Ama okurlarıma bu kitabı, -yüzeysel de olsa- tanıt- mak istiyorum. Cumhuriyet Kitap Eki'nde bu kitapla ilgili bir yazı zaten yayımlandı. Sanıyorum birkaç tane daha yayımlanacak. Sayın Kazgan, 'Ekonomik Krizin Anatomisi, Gelişme Dinamiği ve Küresel Etkileri: 1974-1993' altbaşlığmı taşı- yan bu kitabını, '...Küreselleşme ve özelleştirme akımı mensuplanna' sunuyor. Artık anlayana... Kitap iki ana bölüm altında, on üç bölümden öluşmuş. Birincianabölüm, Dünyada Yeni Ekonomik Düzen' baş- lığını taşıyor. ikinci anabölümün başlığı da 'Yeni Ekono- mik Düzende Türkiye.' Birinci anabölüm altı (l'den Vl'ya), ikinci anabölüm de yedi (Vll'den Xlll'e) bölüme ayrılmış. Her anabölümün ardına bir 'kaynakça'eklenmiş. Birinci anabölümün altbölümleri şu başlıklan taşıyor: I. Bölüm: Günümüzde Dünya Ekonomisınin Yapısı.' II. Bölüm: "Kriz, 'Yeni Ekonomik Düzen' ve Merkezde Böl- geselleşme." III. Bölüm: Sermayenin Küreselleşmesi veArtan Istikrarsızlık.' IV. Bölüm: 'Kriz, Hızlanan Tekno- lojik Değişme ve Artan Işsizlik. (Küreselleşmenin Dara- lan Insan Boyutu)'. V. Bölüm: 'Nüfus Artışı, Doğanın Tah- ribi ye Yeni Ekonomik Düzen' ve VI. Bölüm: Geleceğe Dönük Senaryolar: 2010 Yılına Kadar Neler Olabilir?' İkinci anabölümün altbölümleri de şu başlıklan taşı- makta: VII. Bölüm: "7990 Sonrası Dünyada Türkiye'nin Merkez Nezdindeki Yeri." VIII. Bölüm: '79707; y;//arda Serbestleşmeye Geçiş ve 1978-1980 Krizi', IX. Bölüm: '24 Ocak 1980 Paketiyle Serbestleşmeye Geçiş ve 1988 -89Krizi', X. Bölüm: 'TL'nin Konvertibilitesi, Uluslarara- sı Sermaye Hareketleri ile Mali Piyasaların Serbestleş- mesive 1994Krizi.'X[. Bölüm: "BölgeselleşmeHareket- lerine Türkiye'nin Katılması. "'XII. Bölüm: VçüncüSana- yi Devrimine Uyum, Teknolojik Değişme ve Rekabet Gücü.' Ve nihayet XIII. Bölüm: 'Sonuç: Yeni Oluşumlar ve Yeni Gerekler.' Sayın Kazgan'ın bu değerli kitabının her bölümü birbi- rinden önemli ve anlamasını ve öğrenmesini bilenler için çok anlamlı ve öğretici. Örnegin sonuç bölümü ola- rak da isimlendirilen XIII. Bölüm'de, Serbest Piyasa Ekonomisınin Yarattığı Çelişkiler ve Sorunlar'başlığı al- tında, bu çelişki ve sonuçları 'Ideolojik Düzlemdeki So- runlar' ve Ekonomik Düzlemdeki Çelişkiler' olarak ikiye ayırarak inceliyor. Ideolojik düzlemdeki çelişki ve sorunlar konuşunda, şusatırları okuyoruz: "1970'liyıllarmortasındanitibaren Türkiye'ye girmeye başlayan, 1980'den itibaren ivme kazanan, 1988 ile birlikte tam yerleşen 'serbest piyasa ekonomisi' ideolojisi, toplumsal yapıyla birlikte ıdeolojik düzlemde de parçalanmış bir toplum yarattı. Yarattığı çelişki, VII. yüzyıl Arap dünyasının günümüzde komşu ülkelerde tekrar canlandırılan 'şeriat'ından, onun şıd- detle karşıt olduğu faizci ekonominin rantını toplayan ve sermaye hareketlerinin özgurlüğünü savunan finans kesimine kadar uzanıyor. Arada sosyal devleti savunan örgütlü işçi kesiminden rant-faiz gelirlerinin kemirdiği kârlann korunmasını isteyen gihşimci sanayici kesime uzanan ikinci bir çizgi bulunmakta. Oy oranı sürekli tırmanan şeriatçı kesim, faiz ege- menliğındeki ekonomiye karşı 'adil düzen'/ savunuyor. Yapılan anketler. taraftarlarmın eğitim düzeyi düşük, gelir dûzeyi dûşüik, köylülükten tam kopmamtşjfentiıdş olamamış gecekondu kesimlerinde yoğunlaştığırjı yös- termekte Bir de bol mali kankl milit kdro vör** ş g k d y ğ ş ğ j termekte. Bir de bol mali kaynaklı militan kadrosu Ekonomide sorunlar ağırlaşıp-işsizlik artUkça ve gelir düşüşü yayıldıkça, 'adil düzen' taraftarlarının da arttığı kesin. Bu kesim, bir yandan kamu kaynaklarının nasıl faiz olarak birküçük azınlığa aktığına, havadanpara ka- zananların çılgın tüketim düzeyine ve köşe dönmecilik felsefesinin yerleşmesiyle toplumsal değerlerdeki yoz- laşmaya tanık oluyor, bir yandan da ışsizlikten bunalı- yor; çalıştığı zaman da elde ettiği gelirle ancak yan aç yan tok yaşayabiliyor. Çocuklarmı eğiterek sınıf atlama olanağınm giderek kısıimasının, hastalığında yeterli ba- kımı ne kendisine, ne ailesine sağlayamamasının yarat- tığı umutsuzluk çizgisine gitgide itilmekte...." Toplumumuzda Refah Partisinin gitgide oy oranını yükseltmesinin nedenini anlayamadıklarını dile getiren 'akıldaneler', Sayın Kazgan'ın bu satırlarını iyi okumalı- lar. Aynı bölümde MHP'nin yükselme trendinin nedenle- ri de ele alınıyor: . ' 'İkinci ıdeolojik muhalefet, Türk toplumunun yeni eko- nomik düzende bir yandan 'kimliksizleşme's/nden, bir yandan bağlı ve bagımlı olduğu Batı dünyasında fazla itilip kakılmasının onur kırıcı sonuçlanndan, Türkiye'yi bölünmeye götürebilecek taleplerinden kaynaklanı- yor...." Sayın Kazganın ekonomik düzlemdeki çelişkilerle il- gili saptamaları da son derece ilginç. Ama yerimiz kal- madı. Belki ilerde bunları bağımsız olarak ele alırız. Türkiye'nin günümüzdeki, 'dramatik çırpınışları'n\ ve bunun temel nedenlerini anlamak isteyenlerin "Yeni Ekonomik Düzende Türkiye'nin Yeri" başlıklı kitabı iyi okumaları gerektiğini düşünüyorum. C) Prof. Dr Gulten Kazgan; "Yeni Ekonomik Düzende Türkiye'nin Yeri", Altın Kıtaplar, îstanbul 7994. DÜNYA İŞÇİ SINIFI PARTİLERİ'NİN K A T I L I M I Y L A , KORE İŞÇİ PARÎİSİ • KÜBA KOMÖNİST PAKTİSİ • HİNDİSTAN KOMLNİST PARTİSİ (Morbisl) •RUSYA KOMÖNİST İŞÇİ PARTİSİ • BÜTÜN S0VYET1S BOLŞEVİK KOMÖNİST PARTİSİ (Rusya) • YUNANİSTAN KOMÖNİST PARTİSİ • AbMANYA MAIKSİSHfNİNİST PARTİSİ ^işçimumsi 3. GENEL KONGRESİ Beş Kıtadan Müzik • MARACAİBO (Latin Amenka Müzik Grubu) • STANİSLAVSKİ TİYATROSU Müzik Grvbu (Moskova) • TRİO THESSALONİKİ (Yunanistan) Rembetiko. devrımcı marşlar, gerilla türküleri • BULUTSUZLUK ÖZUMİ . MÜZİK İfÇİLUİ • KUL HASAN v« Moxt«M ÇİMIN • Ha«M HİİMyin HMİUL • ÜlkiMllu»-O«lciİHin DIVKİM (Kun-Zaza Ezg.len) • Ayavr HAfHAf • Ali KOCAOÖUI • «»kymtf Mftzlk T U R K S P O R S A L O N U 16 EKİM 199-* PAZAR SAAT: 14.00 - 22.00 İŞÇİ PARTİSİ GENEL MERKEZİ: 432 01 43 - 364 66 91
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle