27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 EKİM 1994 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Saptırmalar ve yanılgılar!.. MERİÇ VELİDEDEOĞLU A aıilannı yazan pek çok <ievlet adami vardır, ama bunlan n içinde fu- tulmuş 'günce'lere da- yanılarak yazılanlar .azınlıktadır. Av ustur> a lmparatoriçesi Maria Theresia'nın (1717-1780) anılan.günce yolu>laka- leme almanlaım en ünlü örneklerinden biridir. Maria TTıeresia her günün biti- mınde 'yazman'ını yanına çağınp gün- lük olaylan aynntılanyla yazdınrmış. Onca cildi dolduran bu amlarda resmi yazışmalara uzmı boylu yer \erilmedi- ği, belgelere başvaırulmadıgı belirtilir. Oysa Mustafa Kemal Atatürk'ün '1923 Anadolu Devrimi'ni. neredeyse günü gününe bizlere ulaştıran 'Söylev'i belgelere dayanır. Bilindiği gıbi üçcilt- Bkbu yapıtın üçüncü cildi, ilk iki ciltte sözü edilen belgelerden 266'sını içerir. Bunlann dışında, örneğin özel mektup gibi, yüze yakın belge de doğrudan dogruya bu birinci ve ikincı ciltte yer almıştır. Böylece Söyle\ "de yazılanla- nnhemenhementümütanıklanylabir- likte sayfalara geçmiştir. Söylev bu kertede bir titizlikle hazır- lanışına karşın içinde yer alan gerçek- lerin ters-yüz edilmesi yetmiyormuş gi- bi, '1923 Anadolu Devrimi' üzerine ya- pılan kimi yanlış değerlendirmelere. yanılgılaradaşaşılası bir biçimde, kay- nak olarak gösterilmektedir. 67 yıl ön- ce bu gün (15 Ekim 1927'de)Atatürk ta- rafından okunmava başlanan Söylev 'e, günümüzde yüklenen bu yanılgılardan birini şimdi ele almak istiyoruz. Son on, on beş yıldır. özellikle 19 Mayısgünlerinde çeşitli kesimlerce ka- muoyu gündemine getirilip tartışılan bir konu vardır: Atatürk'ün SamsuıTa çıkışı!- Bu yıl da öyle oldu; 19 Mayıs günü kitle iletişim araçlarının (medyanın) en ağırlıklı konusu buydu. Özel televiz- yon kanallannın pek çoğunda konuyla ilgiii açıkoturumlar vapıldı: gün biter- ken de bir sonuca vanldı: Mustafa Ke- mal, Vahdettin tarafından 'Milli Miica- dele'yi Anadolu'da örgütleyip sürdür- mek ve ülkeyi düşman salgınından kur- tarmak için Samsun'a gönderilmiştir!.. '1923 Anadolu Devrimi'nin ilk adımı olan 19Mayısl919'un75.yılında,sağ- dan-soldan türlü kesimlerin ortaklaşa vardıklan bu karann dayanağı olarak da Söylev gösterildi. Bunlara göre: Mustafa Kemai yola cıkmadan önce Vahdettin'e veda ermeye gider. Padişah kendisine armağan olarak bir saat ve- rir, aynca. "Bugüne dek yaptıklannu bu kitaba yazıldı, ama şimdi sizi daha önemli görevler bekByor" diyerek bir tarih kitabını gösterip yolunun açık ol- masını diler. Tşte bu uğurlanışın, açık seçik bir biçimde. tüm aynntılanyla Atatürk tarafından Söylev'de anlatıldı- ğı ileri sürülür!.. Mustafa Kemal, sanki ileride ortaya çıkabilecek bu gibi yanılgılan, saptır- malan sezinlercesine, Samsun'a çıkışı- nı Söylev'de kesin bir biçimde dile ge- tirmiştir. Bunu Söylev'den aktarmadan önce şu kısa anımsatmayı yapmak ge- rekir: Ateşkes Antlaşmasfndan (Mondros Mütarekesi) sonra Anado- lu'da, Ikinci ve Oçüncü ordulan kapsa- yan iki 'Ordu Müfettişliği' oluşturulur. Bunlar, adlannı bu ordulardan alan İkinci ve İ'çüncü Ordu müfettişlikleri- dir. Şimdi bundan sonrasını Atatürk 'ten dınleyelim: " Üçüncü Ordu Müfettişliği -ki müfet- tişi bendim- karargâhımla Samsun'a çıkmış bulunuyordum. Doğrudan doğ- ruya buyruğum altında iki kolordu bu- lunacaktı: 3. ve 15. kolordular. Ama yetkim, bu iki kolorduyu doğru- dan doğruya buyruğum ve komutam altında bulundurmaktan daha genişti. Müfettişlik bölgeme yakın birliklere de (buvruk) bildirimi yapabilecektim. („) Bu geniş yetkiyi, beni Istanbul'dan sü- rüp uzaklaştırmak amacı>la Anado- lu'ya gönderenlertn bana nasıl verdik- lerine şaşabilirsiniz. Hemen söylemeli- yim ki. bana bu yetkiyi onlar bilerek ve anlayarak vermediler. Benim, her ne türlü olursa olsun. tstanbul'dan uzak- laşmamı istevenlerin bulduklan gerek- çe. "Samsun ve yöresındeki güvensiz- liği yerinde görüp önlemek için Sam- sun'a değin gitmek' idi. Ben, bu işin ba- şanlmasının, bir görev ve (geniş) yetki verilmesine bağlı olduğunu ileri sür- düm. Bunda hjçbir sakınca görmediler. O günlerde Genelkurmay'da bulunan ve benim amacınu bir dereceye kadar sezînkyen kişilerle görüştüm. Müfettiş- lik görev ini biıldular ve yetkiv le ilgili y ö- nergeyi de (talinıatı)ben kendim yazdır- dım. Dahası, Harbiye Nazın (Milli Sa- vunma Bakanı) olan Şakir Paşa bu yö- nergeyi okuduktan sonra altına imza at- maktan çekinmiş, anlaşılır anlaşılmaz bir biçimde mührünü basnuştır." Görüldüğü gibi Atatürk görevinin kapsamım kendi yazmış ve görev gere- ken yolla, yani tam olarak onayianma- mıştır bile. Nitekim. Samsun'a çıkış- tan 21 gün sonra 8 haziranda, Vahdet- tin'in hükümetince geri çağrılacaktır. Işgalci devletlerin Karadeniz Ordulan K.omutanı General Milne,hükümetten, Mustafa Kemal'in İstanbul'a getirtil- mesini ister. Harbiye Naarı Şevket Pa- şa da bu buyruğa hiç zaman kaybetme- den uyar. Bu çağn 11şı Atatürk şöyle an - latır: "8 Haziran 1919'da Harbiye Nazın beni tstanbul'a (geri) çağırdı (...). Yapı- lan çağnva uymamak ve gitmemekle birlikte, ulusal örgütler kurmav ı ve ulu- sal ayaklanmayı vönetnıevi sürdürdü- ğüme göre. başkaldırıcı durumuna gir- diğim kuşku görürmezdi." Bundan sonra artık Mustafa Kemal, hem işgal devletlerince hem de Osman- lı Devleti'nceyani Padişah Vahdettin ve hükümetince Anadolu'da adım adım iz- lenerek türlü tuzaklarla, düzenlerle yok edilmek istenecektir. Gerçekten de geri çagnlma buyru- ğundan 15 gün sonra. 23 haziranda, bu kez Dahiüye Nanrı .\li Kemal'ın. İngil- tere'nin isteği ile ya\ımladığı bir ge- nelgeyle, Mustafa Kemal'in görev ın- den alındığı bildirilir. Ali Kemal, genel- gesinde Harbiye Nazırlığı'nı da uyara- rak Mustafa KemaPin lstanbul'a geti- rilmesinin saglanmasını ister. Atatürk'ün, Erzurum'a giderken 27 haziranda ugradığı Sıvas'ta bu genelge- den haberi olur. Söylev'de yer alan ge- nelgeninkimi bötümleri şöyledir: ''Mustafa Kemal Paşa büyük bir as- ker olmakla blrliktt, güncel sivasayı o derecede bilmediği için, olağanüstü yurtscverlik ve çaba gösterdiği halde, yeni görevinde hiç başantı olamadı. İn- giliz Olağanüstü Temsilciliği'nin isteği ve üstelemesi üzerine görev inden aJındı ve alındıktan sonra yaptıklan ve yaz- dıklan ile de bu kusurlannı daha çok açığa vurdu. Adı geçenin İstanbul'a ge- tirilmesi Harbiye Nazırlığı'nı ilgflendi- ren bir görevdir. Ama Dahiliye Nanru- ğı'nın size kesin buyruğu, artık o kişinin görevinden çıkanlmış olduğunu bilmek, kendisiyle hiçbir resmi işieme girişme- mek, hükümet işleriyle ilgili hiçbir iste- ğini yerine getirmemektir". Dahılive Nazın'nın bu suçlama du- yurusunun Sıvas'a ulaştığı gün. Ela- zığ'a vali olarak "İstanbul Hüküme- ti'nce atanan Ali Galip ve on arkadaşı da orada hazır bulunur; rastlantı olma- v an bu bulunuşunamacını Atatürk Söy- lev "de şöyle belirtir: "Ali Galip. yolu üzerinde bulunan Sı- vas'ta durmuş. Özel görev i bulunduğu betti olan Ali Galip, orada hemen ken- dinden v ana etkin kişiler bulmuş. Göre- vini iyi uv gulamak için düzen kurmav a başlamış. Dahiliye Nazırlıgı'nın beni kötüleyen buyruğu gelir gelmez, çahşma başlamış, Sıvas sokaklannda benim "hayın. baş- kaldıncı, zararlı bir adam" olduğum yolunda, duvarlara yaftalar yapıştınl- mış. Kendisi de (.Ali Galip) bir gün, Sıvas Valisi Reşit Pasa'ya giderek, Sıvas'a gi- dersem, bana nasıl davranacağını sor- muş:' Ben senin verinde olsam, hemen kollannı baglar, tutuklanm ve senin de bövle yapman gerekir" demiş". lşte Atatürk, duvarlannda rutuklan- ması için ilanlarla donatılmış olan Sı- vas kentine bu koşullarda 27 Haziran- da gelir. Sıvas Valisi. Ali Galip'in öne- rilerine uymaz, üstelik yakalanıp Ata- türk'ün karşısma getirilen Ali Galip, yaptıklannı yadsıyarak. Elazığ Valili- ği'ni kabul etmesinin tek nedeninin Mustafa Kemal"in yolunda hizmet et- mek için olduğunu ileri sürer. Serbest bırak\lır. Ama gerçek yüzü iki ay son- ra, İstanbul Hükümeti'nin buyruğu ile kurdugu düzenle ortaya çıkacaktır. Atatürk, 28 haziranda Sıvas'tan ay- nlır, 3 temmuzda Erzurum'a varır. Er- zurum Kongresi'nin toplanması için canla başla çalışmaya koyulur. her an beliren engelleri aşma uğraşısı içindey- ken, Padişah ve hükümeti de elbette boş durmaz... Neler yaptıklannı Atatürk kı- saca şöyle belirtir: " Biz bu işlerle uğraşırken, bir yandan da İstanbul'da Harbive Nazın Ferit Pa- şa'mn ve Padişah'ın, İstanbul'a dönme- mi saglamak için sürüp giden aldatıcı teUerine de türlü yanıtlar vermekle za- man yitirmek zorunda kalıyorduk. HarbiyeNanrüğı 'İstanbul'a gelin' di- yordu. Padişah ^'Önce hava değışimi (izni) al, Anadolu'da bir yerde otur; ama bir işe kanşma' diye başladL Sonunda, ikisi birlikte: İlle gelmelisin* dedi. "Gelmem' dedün. Sonunda 8/9 Tem- muz 1919 gecesi, sarayla açılan bir telg- raf başı konuşması sırasında. birdenbi- re perde kapandı ve8 hazirandan 8tenv muza değin bir aydır süren oyun son buldu; ben de o dakikada 8/9 Temmuz 1919 gecesi saat 22.50'de Harbiye Nazır- uğı'na, saat 23.00'te de Padişah'a. göre- vimle birlikte askerlik mesleğinden çe- kildiğimi bildiren teüeriçekmişoldum..:' Evet artık Mustafa Kemal, sade bir yurttas olarak 'Milli Mücadele'nin ba- şında yürüyecektir. 23 temmuzda Erzu- rum Kongresı başlar. Vahdettin ve hü- kümeti daha ilk günü saldınya geçip. ajansla dün>aya şunu ilan ederler: "Anadolu'da kargaşa çıktı. Anayasaya ay kın olarak Mebuslar Meclisi adında Arkası 19. Sayfada Yvava su gelir er getir Elli yıldır unutmayan milyonlarca babaya, milvonlarca teşekkür!Ülker, elli yıldır Türkiye'ye lezzetli, kaliteli, güvenilir ürünler sunuyor. Ve elli yıldır milyonlarca baba, anne, büyükanne, büyükbaba... Kısacası yüreği sevgi dolu herkes, sevdiklerine Ülker armağan ediyor, Lezzete ve sağlığa adanmış nice elli yılı sizlerle paylaşmak dileğiyle, sevginin tadını bilen herkese milyonlarca teşekkür! SİİMEği) PENCERE 'Voltaire ve Aydınlanma' Kltabındaki Güncellik... Server Tanllli in kalemine bereket, ülkemizin kitaplı- ğına bir yeni yapıt ekledi: "Voltaire ve Aydınlanma'' Tamzamanı!.. Çünkü bir milyar nüfuslu Islam dünyası "Aydın- lanma"nın alacasında kıvranıyor; Avrupa'nın 18'inci yüzyılı -ne yazık ki- bizim için güncellik taşıyor. Bu alaca- dan kimi ülkede karanlığa dönüşe geçilebilir, kimi ülke- de tanyeri atar, güneşin ilk ışınları göğü aydınlatır. Gezegenimizin her yeri çağımızda bile aydınlık değil- dir, kimi yer kopkoyu karanlık, kimi yer yarı yarıya ışı- mış, kimi yerde bilinçlere aydınlıklar serpilmiş, akıl yolu açık seçik görülebiliyor. Müslümanlık coğrafyasındaki "Aydınlanma"tartışması, kimi zaman kanlı, kimi zaman korkulu, kimi zaman serinkanlı sürüyor; Islamın sınırla- rını aşıyor, Avrupa ve Amerika'yı da içine alan boyutları içeriyor... "Voltaire ve Aydınlanma" güncel bir kitap!.. Bangla- deşli Teslime Nesrin, Hint asıllı Ingiliz yazan Salman Rüşdü, Sıvas'ta yakılmak istenen Aziz Nesin ve benzeri yazarları anlayıp değerlendirebilmek, Voltaire'i okuma- dan olanaksız!.. • Yıl 1778.. Voltaire ömrünün sonuna yaklaşmıştır, son yazdığı oyunun sahneye konmasını görmek üzere Paris'e gelir. "Irene" adlı oyunda başrolü oynayan Madame Vestri- ce, Voltaire'e yönelik bir övgüyü sunar: Mutlu Paris'in gözleri önünde Kabul et bu saygıyı bugün bizden Onu gelecek de gösterecek çağdan çağa. Hayır, ölümsüzlüğün onurundan yararlanman için Karanlık kıyıya ulaşmana gerek yok senin. Voltaire, kabul et sana sunulan bu tacı, Fransa veriyor onu, layıksın buna!.. 30 Mayıs 1778'de saat on birde Voltaire gözlerini ya- şama kapayacaktır. Peki, Voltaire nereye gömülecekti?.. Adı tanrıtanımaza değilse de dinsize çıkmıştı, kiliseye karşı acımasızdı Voltaire. insan haklarını savunuyordu; toplumun bir yanı Voltaire'i baştacı ediyor, öteki yanı la- netliyordu. Filozofun yeğeni, ortada kalmasın diye dayı- sının cenazesini bir arabaya atıp Paris'ten yüz yetmiş kilometre uzaklıkta bir manastıra götürdü, ceset herkes- ten uzakta bir törenle alelacele gömüldü. Kral 16'ncı Louis nin emriyle Voltaire'in ölüm haberini vermek yasaklanmıştı... 11 yıl sonra devrim patlayacaktı. 1789da devrim gerçekleşince iş değişti; 1791'de Ku- rucu Meclis'in buyruğuyla Voltaire, gömüldüğü köylük yerden alındı, Paris'e getirilip görkemli bir törenle Pant- heon'a gömüldü. Ne var ki karşıdevrim dalgası gecikmeden yüksele- cekti, 1814te Restorasyon başladığı zaman bir bölük yobaz dinci, Voltaire'in kemiklerini Pantheon'dan alıp bir torbaya koydular ve Paris dolaylarındaki bir bataklı- ğaattılar. Mezarı olmasa da insanlığın bilincinde yaşar Voltai- re... • Voltaire'den günümüze anlamlı bir gönderme yapıyor Server Tanilli: "Voltaire, metafiziği yerer, aklın önünü açar, bireyi saldından korur, inancını ve düşüncesini hoşgorünün güvencesi altına alır..." Islam dünyası, insanlık 2000e doğru yaklaşırken Av- rupa'nın 18'inci yüzytlını yaşadığından, bir değil, birçok Voltaire'e muhtaç... Voltaire -ne yazık ki- ülkemizde de güncel... BOĞAZIÇl YAYINLARI A.Ş. SUNAR MASONLARIN İÇINDEN Martın Short 580 Sf 200.000 TL. Ûdüllü dökümanter dizilere damgasını vuran Martin Short'un mükemmel araştırması. UZAYIN ÖTESİ Taşkın JUNA 281 Sf. 200.000 TL Sonsuzluğun sınırlarını zorlayan kitap. En çetin teknik konuları degişik bir perspektiften değerlendiren akıcı bir uslup. Uzay fızığının en son gelişmeleri ve şaşırtıcı sonuçlar. UZAYIN SIRLARI Taşkın TUNA 388 Şf. 250.000 TL. Bu eseri okurken üzerinize adeta "Samanyolu"ndan ışıklı parçacıklar düştüoünu hissedecek, Uzayın esrarlı derinlikTerinde dolaşacak yepyeni bilgiler edinecek ve büyük bir zevk alacaksınız. Prof. Dr. Kazım İsmail Gürkan Cd. No: 12/25 Cağaloğlu-İSTANBUL Tel: 526 09 77 - 520 70 76 "Yasaksız Yaşamak İçin" DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ PANELİ Katılımcılar Çetin Özek (Profesör-Hukukçu) Eren Keskin (Avukat) Osman Saffet Arolat (Gazeteci) Sadık Albayrak (Gazeteci) Sıtkı Coşkun (BSP Genel Bşk. Yardımcısı) . Tarık ZaterTunaya Kültür Merkezi : 16Ekim-Pazar : 13.30 Yer Tarih Saat Katılınlanııızı Bakllyoraz BİRLEŞİK SOSYALİST PARTİ Beyoğlu llçe örgütü YUSUFBAHÇECİK'İN BİRLEŞMEKGÜNÜDÜR Adlı Kitabı ÇIKTI Tel: 281 3923-2700345
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle