Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 EKİM1994 CUMARTESİ
14 KULTUR
Sessizliğin
veyalnızLğın
şairilOO
yaşında
Kültür Servisi- Şiirin yüksek sesle
okunduğu çağlann geride kaldığı
bir gerçek mi? Eğer gerçekse bu
gerçeğe karşı duran şairler nerede?
Belki de çok az ya da hiç yok artık.
İşte bu olgunun bibncinde bir şair
ne yaparsa, e.e. cummings da onu
yapmış. Sessizlik ve yalıuziık
içinde okunacak bir şiirin
arayışına yönelerek, bunun için
bilimsel deneylere girerek. Sözcük
ve dize yapısıyla oynayarak.
Görsel aykınlıklar ortaya
koyarak. Buna karşın geleneksel
lirik şair niteliğjni koruyarak.
1894 yıbnda Massachusetts'de
doğan Amerikah şair ve yazar e.e.
cummings tam 100 yaştnda bu yıl.
• İlk kitabı olan "Tulips and
Chimneys" (Laleler ve
Bacalar) 1923 yılında basıldı.
1952'deHarvard
Üniversitesi'nde ders
vermeye başlayan şair,
derslerini değişik bir başlık
altında veriyordu. 'i:
six nonlectures'.
1962 yıhnda New Hampshire'da
ölen şair, Fransa'daki bir görev
sırasında yanhş anlama sonucu üç
ay hapis de yatmış. Işte bu ceza
sırasında ilk yapıü olan
"Enonnons RoonTu (Büyük Oda)
yazdı. 1920-1930 yıllan arasında
Paris-New York arasında gkiip
gelerek geçiren cummings, hem
şair hem de ressam olarak
tanınıyordu. İlk kitabı olan
"Tulips and Chimneys" (Laleler ve
Bacalar) 1923 yılında basıldı.
1952'de Harvard Üniversitesi'nde
ders vermeye başlayan şair,
derslerini değişik bir başlık alünda
veriyordu: i: six nonlectures (ben:
ders olmayan altı ders) Bu
derslerinde kendini anlatan
cummings. yine ömek olarak da
kendişiirlerinivermişti. Bu
derslerin notlan da daha sonralan
kitaplaştı. Şiirinde görsel
aykınlıklara sıkhkla yer veren
cummings, kendi adırun
yaabşında da bu aykınlığı daha
ilk başta vermek istemiş gibidir.
Aynı zamanda resmiyet de
kazandırdığı bu aykırılık, adının
baş harflerinin küçük y azılmasıdır.
e.e. cummings biçiminde.
Şiirlerinde kullandığı dızelenn ve
sözcüklerin aralannı açarak
onlan sa>fa üzerinde dağıtan
cummings, bu çabasıyla
Mallarme'nin 1897 yıbnda
yayımlanan Un coup de desjamais
n'abolira le hasard adlı kıtabındaki
şiirlenn basımsal yazı teknığine de
yaklaşıyor.
Nietzsche, doğumunun 150. yılında anılıyor
6
Benbîr iıısaııdeğiliııı, dinamitim'
Költûr Senisi- Sanatı özgûn ve
yûce yaratma eylemi olanak sağla-
yan "Üstüninsan" (Übermenach)
anlayışının miman olan düşünür
Nietzsche, doğumunun 150. yılında
anıbyor. Fransa'da "Bouquins" adlı
bir dizide yeniden yayımlanan "Ni-
etzsche'nin Bütün Eserleri" üzerine
yazdığı bir yazıda Claude Roy onun
tarihi geçmişten geleceğe doğru gi-
den, kesintisiz bir yaratma akışı ola-
rak gören düşündüğünü, bu akışın
odağında, geçmiş, şimdi ve gelecek
gibi üç boyutlu bir zaman içinde ya-
şayan insanı gördüğünü belirtiyor-
du. Onun için insan bir başan
varlığıdır. İnsanın üç boyutlu bir sü-
reç içinde bulunması, tarihe ait bir
varbk oluşundan ileri gelir. Tarihe
ait olmak ise yaşam içinde doğuru-
cu, yaratıa, yeniden ortaya koyucu,
sürekb bir gelişim ortasında bulun-
ması nedeniyledir.
"Lanetli düşünür"
Ona göre insan; kendi bütünlü-
ğüyle sınırlanan, yaşam alanında sü-
rekli gelişen, kendi kendini aşan, do-
ğanın yaraücı erkini özünde yoğun-
laştırarak biçimlendiren, yaratıa ey-
leme dönüştüren bir varlık ve biri-
kimdir. Düşünürün ahlak anlayışı
iki temel kavramda ele alınır: "fyf
ve "Kötfi" Hint felsefesinden de etki-
lenmiş olan bu görijşe göre insan bu
iki karşıt gücün etkisi altındadır.
Birbirini gerekli kılan bu iki güç, in-
sanda birîeşir ve karşı karşıya gelir.
Üstüninsan ise bu iki karşıt gücün
savaşında iyiyi üstün kılan kişidir.
Bunu da salt irade aracılığıyla ba-
şanr. Üstüninsan, bütün kötülükle-
rin, eksikliklerin, uyumsuzluklann
ortasında bir ışık gibı bozulmadan
kalan. kendi. kendiyle bütünleşen,
yalnız kendine yeten bir varbkür.
Nietzsche. doğumunun 150.
yılında deri yeniliyor. Yıllar sonra
yayımcılar onun "lanetli düşünür"
imajını yıkarak kişihğindeki "bilge
çocuk"u ortaya çıkarma çabşma-
lanna başladılar. İki ay içinde, Fran-
sa'da iki yayınevı Le Cherche-Midi
ve PUF, Nietzsche'nin gençliğinde
yazdığı ancak bugüne dek yayı-
mlanmamış eserlerini yayunladı.
"Antechrisfin yazan Nietzsche, de-
lirmeden önce "Ben bir insan deği-
lim, ben dinamitim" demişti. 12 ve 25
yaşlan arasında yazdığı ilk yazılan-
nda, Tann ve kraldan söz ediyordu.
O zamanlar Nietzsche. ortaya çıka-
rak kısırdüşüncelı insanlarla, koyun
süriisü gibi yaşayanlarla tartışmak
gibi kaygılar duymuyordu.
Tablo.Munch(1906)
Gençlik yıllannda yazdığı eserler-
de, çocukluğunun gölgeleri arası-
ndan sıynlarak kendini ortaya koy-
maya calışır. 1844 yıbnda Röcken'-
de bir manastırda doğan düşünür.
1849 yıbnda babasını nasıl kaybet-
tiğini anlaür. Annesinin çığlıklan,
yakanşlan, güneş altında yapılan ce-
naze töreni, aradan on yıl geçtikten
sonra oldukça net bir şekilde ya-
zann zihninde bebrir. Aradan bır-
kaç yıl geçtikten sonra, öyküyü yeni-
den yazar Nietzsche. Aynı cümleler-
le babasının hastabğını, çektiği acı-
lan anlattıktan sonra kasabaya taşı-
nmalanna da değinir. Otobyografı-
sinin başlannda Nietzsche çok uz-
laşmacı bir kişilik sergiler. "Ben me-
zariık yakınlarında yetişen bir çiçek
gibi doğdum, manastırda doğan bir
adam gibi" diye yazar 1863 yıhnda.
Bir kaç kelimede, tüm entellektüel
formasyonu, arkadaşlannın ve ho-
calannın portrelerini anlatmayı ba-
şanr.
Genç Nietzsche lise yıllannda yaz-
makla da teselli bulamaz. Üniversi-
tede, "Olduğun gibi oT sözü doğrul-
tusunda yaşar. Hayat hikayesini ye-
niden yazar, günlük tutar ve Pforta'-
daki hayatıru anlatmaya girişir:
"Kendimi betimlemeye çaiışırken,
evinden aynlmtş bir insanın ruh halini
çizmeye başladım " diye not eder
defterine. Büyüdüğünde çalışır, bir
senfoni besteler, Ostrogoths Erma-
naric kralı üzerine bir öykü par-
çacığı yazar, gördüklerine ve yaşadı-
klanna tutkuyla bağlı olan Nietzsc-
he, şiiirler yazar. "En temel kural
tüm bilimlerde, tüm sanat dallarmda,
ber alanda eşit derecede gelişebilmek-
tir " düşüncesini savunur.
Müzik olmadan yaşamın büyük
bir hata olacağmı düşünür.
Nietzsche düşünür olmadan önce
müzisyendi. Koral müzik eğitimi
alan Nietzsche, bu eğitimin kaderinı
kendi kendine açıklamasında önem-
b bir işlevi olduğunu düşünür. 1863
yılında yazdığı ilk denemesi "Fatum
ve Öykü"de kurtuluşun imkan-
sızlığına değinir. Nietzsche düşünce-
lerinin tonunu arar, fatumu doğru
yola sokmaya çalışır ve kendine göre
bir kader yaratır. Arkadaşlar, kitap-
lar. piyano... 18 yaşındaki Nietzsc-
he'nin yaşamı bunlarla çevribdir.
"Aurore"un önsözünde insanlara
"Berti okumayı iyi öğrenin" der.
"Beni anladuuz mı?" diye sorar.
Doris Lessingyaşamöyküsünüyazıyor
Kültür Senisi - lngiliz yazar Doris
Lessing ıznı olmaksızın yaşam
öyküsünü kaleme almak isteyenlere
karşı tedbir olarak, kendi öyküsünü
yazmaya karar verdi. Lessing, 1992
yılında, 5 Amerikalı biyografı
yazannın yaşamını yazmak
istediklerini öğrendi. Bu yazarlardan
birini hıç tanımıyordu. Bir dığeri ise
kendisiyle 1 -2 kez görüştükten sonra
böyle bir proje gebştirmişti.Lessing'i
endişelendıren bu projeleri
gerçekleştirmeye kalkışanlann
deb'ce cesaretinden çok,
özyaşamının gerçeklere dayanılarak
aktanlmaması olasıhğıydı. Kendi
öyküsünü anlatmak ıstemesının bir
nedenı de aılesiydi. "Çocuklanm ye
torunianm Afrika'da, Rodezya'da ilk
zamanlarda içinde yasadığımı/
koşulları ögrenince çok şaşırdılar,
bunun üzerine ben de bunları
yazmalıy un diye düşündüm" dıyor.
Yazar, özde İngilız kültürü almış
otea da. yetiştirilmesinin
geleneksellikten uzak olduğunu
vurguluyor. 14yaşındaokulu
bırakıp kendi kendini yetişüren
Nadine Gordimer, yeni romanında Güney Afrika'nın demokrasiye geçişini anlatıyor
' Yetkililer ne yapacağım bilmiyor'
Kültür Servisi - Nobel Yazın Ödü-
lü sahibi yazar Nadine Gordimer,
'None to Accompany Me' adb yeni
romanında. Güney Afrika'nın de-
mokrasiye geçişini anlatıyor. Nelson
Mandela'run serbest kabşından son-
ra, sürgündeki Güney Afrikablann
evlerine dönerek, gelecek için yeni
planlar kurduklan dönemi yansıtan
bu romanı yazmak Gordimer'ın
aklına 1990 yıbnda gelmiş.
Gordimer'ın romanlannın çoğu
gibi, 'None to Accompany Me' de,
yazann Güney Afrika'nın poh'ü'k
yaşamma duyduğu ilgiyi gösteriyor.
ulkedeki ırk aynmcıhğına karşı sa-
vaş vererek Afrika Ulusal Kongre-
si'ni destekleyen Nadine Gordimer,
Mandela'nın hapisten çıkmasından
sonra, onunla sık sık görüşüyor.
Adalet, insanın aklında ve
tarihte soylu bir düşünce
olmuştur:
Laik dünyada ahlaki
davranış kavramını
oluşturmuştur.
'Yetkili kılma', bugünlerde
Güney Afrika dahil her
yerde fısıldanan bir ifade.
Ancak yetki sahibi yapılan
insanlar, bununla ne
yapacaklannı bilmiyorlar.
Yazann düşlerini gerçekleştiren
Güney Afrika seçimlerinden sonra,
özgürlüğün coşkusunun doruğa
ulaşması, romanın temelini oluştu-
ran unsurlardan biri.
İngiüz "The Independent' gazete-
sinin haftasonu ekınde yayınlanan,
yazarla son romanı üzerine yapılmış
söyleşiyi sunuyoruz:
- Sürgündekilerin dönüşünden son-
ra yaşanan duygulan romanda 'San-
ki kadınlann ve erkeklerin kendileri-
ni terbiye ettikleri, insanbğın erişil-
mez evrimi çoktan gebniş gibi' sözle-
riyle anlaüyorsunuz. Atmosfer ger-
çekten böyle miydi?
Gerçekten böyleydi. Bunu ya-
şadığım için çok mutluyum. Ardı-
ndan ne olursa olsun, insanlann bu
duygusal boşalmayı hak ettiklerini
düşünüyorum.
- Şimdi etkisi azaldı mı?
Hayır. İnsanlar, eğitimde, sanat-
ta, iş dünyasında, her düzeyde bir
şeyler yapmakla meşgul. Fırsatlan
değerlendirme konusunda istekliler.
Ancak aynı zamanda az emek
karşılığında çok çıkar sağlayan bır
kesim de var. Bir önceki rejimin çok
daha fazla para harcadığı söylene-
rek, bu kesim haklı gösterilmeye
çalışılıyor. Ancak ırk aynması re-
jimle rekabet etmek istemiyoruz.
- İsyandan hükümete geçmek dü-
şündüğünüzden daha zor olmadı mı?
Daha he> ecanb oldu. Hem bunu
gerçekleştırenler hem de benim gjbı
izleyenler için. Kitabı şimdi yaz-
saydım, bu konunun üzerinde daha
çok dururdum.
- Romanda, Eski rejimin yok ol-
ması, eski bir yaşam biçiminin terk
edilmesini de olanaklı kıbyor' diyor-
sunuz. Şu anda böyle mi oluyor?
Geçen yıl pek çok kişinin yaşamı
için söylenebibrdi bu, ama özeÛikle
de hükümet için. Hiçbir üssü ya da
evi obnayan gerilla kahraman, şimdi
beyaz kağıtlarla, resmi evraklarla
uğraşıyor. Şimdi Savunma Ba-
kanlığı'nda olan Ronnie Kasrils
gibi... İskan'Bakanı olan Joe Slovo
gibi... Hukuk öğrenimi gören Slovo,
geçmişte bir devrim bderi olarak ge-
çirdiği deneyimlerle hiçbir ilgisi ol-
mayan iskan işlerinin uygulamadaki
aynntılanyla çok meşgul. Ancak en
başanlı bakanlanmızdan biri.
- Beş ay önceki secimlerde, olağa-
nüstü bir yeniden yaratma dnygusu
vardı. Bu, hala geçerii rru?
Seçim dönemindeki kadar cennet-
te yaşamıyoruz. İşlerin büyük bölü-
mü ummadığımız kadar yolunda
gitti. Ama baa aksiükJer oldu. Ör-'
neğin kısa süre önce Nijeryab satıa-
lann elinde yüksek miktarda u>uş-
turucu bulundu.
- Romanda, hukuk, bütün değtşûn-
lerin ardında, ülkcyi birarada tutan
sabit bir yapı gibi görünüyor.
Bu doğru. Hala hukuka büyük
saygı duyuluyor. Irk aynmcıbğı var-
ken, sisteme yasalar çerçevesinde
meydan okumaya kararhydılar.
- Bu son kitabınızda adalet ve yetki
sahibi olma arasındaki karşıtlığı vur-
guluyorsunuz. Bunlar gerçekten bir-
birinin karşıtı mı?
Adalet, insanın aklında ve tarihte
soylu bir düşünce olmuştur: Laik
dünyada ahlaki davranış kavramını
oluşturmuştur. 'Yetkili kılma'. bu-
günlerde Güney Afrika dahil her
yerde fısıldanan bir ifade. Ancak
yetki sahibi yapılan insanlar, bu-
nunla ne yapacaklannı bilmiyorlar.
Lessing, Sabsbury'de santral
memurluğu ve hemşireh'k yaptı. Bır
yandan da annesinin kendisiyle ilgib
beklentilerine karşı isyan ediyordu.
Lessing o günleri arumsarken,
"Annem kendisi gibi olmam için ısrar
ediyordu. Bugünlerde böyle şeyler
yaşanmıyor. Kadınlar artık kariyer
sahibi »e kendilerini çocuklarıyla
özdeşleştimıiyorlar" dıyor.
Bugün 75 yaşında olan Doris
Lessing hakkı olan bir rolü, 'büyük
kadın edebiyatçı' rolünü
üstlenmekten kaçınıyor. Lessing,
özyaşamına ilişkin yazdığı ilk
kitapta kültüre ve tartışmaya aç bir
çiftlik insanı olarak deneyimlerini,
durgun sömürge yaşamı içindeki
gebşimını yansıtıyor. Bunu, birdizı
kitap ızleyecek.
'Yüreksiz bir dünyaıun yüreği'
Lessing'in yaşamı boyunca yaptığı
en geleneksel şey, Frank Wisdom1a
evlenmekti. Ondan 2 çocuk sahibi
oldu. Bu konuda "Savaşzamanıydı,
herkes evleniyordu" dıyor. Ikincieşi,
yakışıklı ve entelektüel Gottfried
Lessing'den de bir oğlu oldu.
Avrupa'dan gelen mültecilerden,
Kızıl Ordu Fraksiyonu üyelerinden,
beyazlann üstünlüğüne karşı
gelenlerden oluşan 'Reds of
Salisbury'ye katıldı. Özyaşam
öyküsünde bunu şöyle anlatıyor:
"Poütik göriişlerimin gülünçlüğünü
kavrayamıyordum. Diişüncelerimin
ne denli saçma olduğunu anlamam
ydlarunı aldı. Bu işin içinde pek çok
iyi insan vardı ve kalpleri kırıldı".
Ama bu grup dağıbrken, Lessing'in
kalbi sapasağlamdı. Onun için parti
'yüreksiz bir dünyanın yüreği'
olmamıştı. Yeni bır entelektüel
yolculuğun merkezi. güçlü günlerin
kaynağıydı yalnızca: "Sizin ve sevgüi
arkadaşlannıziD bütün dünyayı
değiştirip bir cennet yaratacaklanm
düşünmek gunırunuzu okşuyor. öyle
canildim ki bu zeki insanlar, özellikk
de Alman fılm yıldızı Conrad VVeiss'e
benzeyen Gottfried Lessing
karşısında dehşete düşmüştüm. O ve
ben, yalnızca çalıüklann arasmdan
bir kız. Olacak şey mi?"
Yalnızca yazmak istiyor
1949 yıbnda yanında küçük bir
çocukla beş parasız Londra'ya gelen
Lessing, kendini bir yere ait
hissetmek adına îngiliz Komünist
Partisi'ne katıldı. Afrikayı özlüyor
muydu? Hayır. Londra'nın
gökyüzünün değişen renklerini
sevmişü. Pobtik nedenlerle
Rodezya'ya dönmesi yasaklanmışü.
Doris Lessing önce renk aynmı (The
Grass Is Singing), sonra Marksizm
(Martha Quest), sonra feminizm
(The Golden Notebook) üzerine
yazan bır yazar olarak algılandı.
Böyle kategorilere sokulmak onu
sinirlendiriyor. Yaşamı boyunca
kendini bir yere ait hissetmeyen
yazar şimdi kimse tarafından fark
edilmeden, işini yapmak, yahıızca
yazmak istiyor.
6. karikatür
yanşması
sonuçlandı
• Kültür Servisi - Türk
Standartlan Enstitüsü'nün
düzenlediği "Standart ve
Tüketici" konulu, 6. karikatür
yanşması sonuçlandı ve 20 milyon
b'rabk büyük ödülü Behiç
Ayrancıoğlu kazandı. Gazeteciler
Çemiyeti Başkan Yardımcısı
İbrahim Çıngay, TSE Halkla
Ib'şkiler Müdürü Hüseyin
özdamar, Karikatürcüler
Derneği Ankara Şubeşi Başkanı
Metin Peker, Bilkent Üniversitesi
Güzel Sanatlar Tasanm ve
Mimarlık Fakültesi Öğretim
Üyesi Emre Becer ve karikalünst
Ali Fuat Süer'den oluşan seçici
kunıl yapuğı değerlendirmâle;
Hakan Sümer ve Enver
Malkoç'un eserlerini 15 milyon,
Mümin Durmaz, Altan özeskici,
Serdar Çakırer'in eserlerini 10
milyon, Orhan Coğuplugil,
Hasan Seçkin, Yaşar Nüket,
Murat Dönmez'in eserlerini 7
milyon üralık ödüle değer buldu.
"20. Yûzyıl TüPkiye"
ansiklopedisi
•IİSTANBUL (AA) - "20. Yüzyıl
Türkıye" adb dev ansiklopedik
eserin "Son Başkanlar" adb ilk
cildı, önümüzdekı ocak ayında
tamamlanıyor. Türk Basın Birbği
Genel Başkanı Engin Baydar,
konuyla ilgıli olarak yapuğı yazıb
açıklamada, yazımına geçen mart
ayında başlanılan "20. Yüzyıl
Türkıye" adb dev eserin, Türk
ekonomisi, siyaseti, kültür, sanat
ve spor alanlanndaki tüm
değişimleri ve geb'şimJeri,
yaşanmış örnekleriyle gözler
önüne sereceğini ifade etti.
Toplam 6 ciltten oluşacak "20.
Yüzyıl Türkiye" adlı eserin ilk
cıldinin, yüzyıbmızın son belediye
başkanlan olmalan nedeniyle, 27
Mart yerel seçimlerinde seçilen
tüm belediye başkanlanna
aynldığını bebrten Baydar, bu
eserde belediye başkanlannın
özgecmişlerinin ve belediyecibk
görüşlerinin yer alacağıru söyledi.
Baydar. "Son Başkanlar" adb
cildin kapsamlı olmasının, eseri
her dönemde başvurulabilecek bir
kaynak durumuna getirdiğini de
vurguladı.
BBCdenGrup
Ş
• Kültür Servisi- Grup Yorum,
BBC'nin yeni hazırlamakta
olduğu birdizı televizyon
pogramına konu oluyor. Sanat ve
müzik bölümünden Alan
Coulding'ın yapımcıbğmı
üstlendiği programda altı ülkeden
seçilen birer müzik grubu ya da
sanatçısı tarihçeleri, düşüncelen,
inançlan ve ülkelerinin pobük
ortamlanna karşı tavırlanyla
anlatılacak. 6 ülkeden seçilen 6
isim şunlar. Victor Jara (Şili), Roy
Harper (Ingiltere), Guy Clarke
(ABD), Franco (Zaire), Ümmü
Gülsüm (Mısır) ve Grup Yorum
(Türkiye). Müziğe başladıklan
1985 yılından bu yana birçok
yasaklama ve tutuklanmayla yüz
yüze gelen Grup Yorum, her şeye
rağmen geniş bir dinleyici kitlesini
koruyarak bugüne ulaştı. Yeni
albümlerini Çorlu Cezaevi'nde
kurulan bir stüdyoda
hazırlamakta olan Grup Yorum,
BBC'nin bu programı sayesinde
uluslararası platformda önde
gelen protest müzik sanatçılan
arasındaki verini alacak.
sezon
• BURSA (AA) - Bursa Ahmet
Vefik Paşa Devlet Tiyatrosu,
Turgut Ozakman'ın yazdığı
" Resimb Osmanb Tarihi" adb
oyunla yann perdelerini açacak.
Yeni sezonda "Resimü OsmanL
Tarihi" adb oyunla yann
perdelerini açacak Ahmet Vefık
Paşa Sahnesi'nde 25 ekimde
"Tepegöz" adb oyunun prömiyeri
yapılacak. lngiliz yönetmen
Malcotaı Keith Kay'ın yöneteceği
"Cadı Kazanı" ve Ankara Devlet
Tiyatrosu sanatçılanrun rol aldığı
"Deri Ceket" adlı oyunlarla
" Yeşil Gece" ve "Nasrettin
Hoca" adlı oyunlar sezonun yeni
oyunlan olarak sahnelenirken,
ramazan ayında da "Ramazan
Eğlenceleri" konulu program
sunulacak. Sezona. geçen yıl
sahneye konulan ve büyük ilgi
gören "Açık Aile" adb oyunla, 13
ekimde merhaba diyecek olan
Oda Tiyatrosu'nda ise bu sezon,
" Ada" ve "Seneye Bugün" adb
oyunlar sergilenecek. 16 ekimde
"Gelin Yanşalım" adlı oyunla
sezonu açacak Çocuk
Tiyatrosu'nda ise "Siz Ne
Dersiniz?" ve "Şahane
Lunapark" adlı oyunlar
sahnelenecek.