Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET2 5 OCAK1994 ÇARŞAMBA
KULTUR
Bubi'nin 'Görsel Nesneler' sergisi 12 ocak tarihine dek Galeri Baldem'de
AHUANTMEN
I
ki yıllık bir aradan sonra Bubi'nin Galeri Baldem'de
açtığı serasinde. sanatgnın vine çağnşıma son derece
açık. ancak her türlü çağnşımdan bir o kadar da uzak
tasarlanmış yapıtlanyla karş: karşıyayız. "Bubi'nin kafesie-
ri" deniliyor; o>sa sanatçının adlandırmasıyla valnızca "gör-
sel nesneler" bunlar. Bubi'nin yapıtlannda ceşıtli renklere
boyanmış kahn bezlerden oluşan kafes örgüsü. ashnda salı
yüzeydekı boşluğu aşmak ıçin kullamlan bir leknik, "oluştur-
înak istediği bicimin bir tuğlası". Kapatılmışlık. özgürlük.
yasaklar, gizlılik gibı kavramlar, genelde ızleyidnin Bubi'nın
yapıtlanna kattığı anlamlar. Bubı. bu "anlamJandırnıa"dan.
bu çağnşımlardan "evet" demeverek kaçabılıvor ancak...
Ama bu "kafes" benzelmesınden yılmış görünüyor sanatçı;
söyleşının bir vennde birespn yapıyor: "Kafessözcüğü 'bubi'
olarak değişene dek kafes olmayan bu kafes benzen işleri iiret-
roeyi sördüreceğim..."
- Modemist kültürden kopuş sürecinde geride olağanüstü
bir başan dönemi mi, yoksa bir çöküntü mü bırakıyoruz?
Postmodernizm, özgüriük mü vaat ediyor, yoksa gerçekte salt
bir karmaşa mı sizce?
Modernizmı hiçbirzaman bir çöküş dönemi olarak nıtele-
medim. Tam tersı. modernizmi insan üretimlerinin en üst
düzeyi olarak görüyorum. Aynca modernizm, insanlık ül-
küsünün, yani gelişme ve ilerleme bilincinin de nirvanasıdır.
Buna karşın birtakım müellıflerin postmodernizm diye
tanımlamak istedıkleri modernizm karşıtı düşünceleri bir
nevi barbar istilası gibi hem anlamsız hem de hafızasız bulu-
yorum. Postmodernizmi modern sonrası diye tanımlamak
için öne sürülen sa\ lar, ashnda modern sonrası değil modern
karşıtıdır. Burada çok önemli bir çarpıtma yapılıyor; çünkü
modernızme tepkı gıbı sunulmaya çalışılan bu şeyler. aslında
yeniveri ler değil.
kafeslev 'bubi'olana dek!..Ve işin garip tarafı. modernizm. işte bu \enlere
tepki olarak. yani genelin rafıne edilmemış beğenı
ve istencine karşı bir tepkj olarak tanhte ortaya
çıkmıştır.
- Yaşadığımız süreçte, sanatçı nasıl bir komımda?
Öncelikle sanatı nasıl kavnjoruz. sorun burada.
Tarihsel süreç içinde. ılk başta ışlevsel bir boyutu
olan bir üretim var. Zaman içinde bu üretım tarzı
ayncalıkh bir mısyon istemeve başladı ve ışin ko-
mik tarafı halk da ayncalıklı bir mısyonu ona öne-
riyordu. Sanatçı, diğer rnesleklerden daha önde bir
konumdaydı. Burada vurgulamak islediğım nokta
çok önemİi: Halkın sanata bakış açısı. sanatı hiçbır
zaman için yetennce sevıp benımsemedığinin bir
göstergesi. Çünkü sanat ya da sanatçı sisler arkası-
nda. Yani bir türlü sanatçının kendı yüzünü göre-
miyor izleyici. Biz ızleyen olarak bir sanat yapıtı-
na baktığımızda o yapıtta varolana değil de kendı
kafamızda ya da sanatla ılgılı olması gerektıği gıbı
bazı düşüncelere bakıvoruz. Yanlışlann temelı bu-
radan başlıvor.Hermes'ın >üzündekı örtüyü kimse
kaldıramaz... Ben bunu sanata uvguladığım za-
man şöyle sövluvorum: Biraz ccsaret. . Kaidınn o
perdeyı. göreceksıniz. onun arkasında hiçbir şey
yok. sen ve ben gıbı sıradan ınsanlar. Ama dikkat
edersen sana sunuş biçiminde bıle bir gızem var.
Sanatçı ve vapıtı, sanata yüklenen değerlerle öyle
bir noktada kı bız hiçbır zaman için artık ona ba-
kamıyoruz. onu goremıvoruz. Beğenmediğin bir
tavn bile şö>le açıkhjorsun: Ben anlamıyorum..
Veya zaman iinde anlaşılacak. Bir diyalog ortamı
hiçbirzaman ıçin oluşmuvor.
- Bu kopukluğun kaynağı nerede sizce?
Bızım inanç sistemımizdekı şamanıst yaklaşı-
mdan kaynaklanıyor bu. Şamanlar avnı numara-
lan bınlerce sene yapmışlar .toplumlan vönlendir-
mişler. Onlar da bir nev ı sanat yapıyorlardı. tiyatro
yapıvorlardı. ka\ramsal sanata benzer işler yapı-
yorlardı. İnsanlar da bunun bir büyu olduğuna
inanıyordu, inandığı anda da büyü tutuyordu.
- Peki bugün?
20. yüzyıldan ıtibaren, vanı sanata daha rasyo-
nel bir v aklaşımla bakmav a başladığımız andan iti-
baren sanatçının bu tıp bir tavnna gerek olmadığı
ve ışine güvenmeye başlaması gerektiğı artık orta-
dadır.
- Aslında sanatçı bugün her zaman olduğundan
daha y alnız bırakümış bir konumda değil mi? Hala
tODİumun beklentisinden söz edilebilir mi?
Sanatçıdan beklenen hep o Şamanıst yaklaşım.
Çünkü ancak bir Şamandır mucızeyı yaratacak
olan. Onun dışındakıler düzenlemedir. yani doğa-
da varolan olanaklarla yaratılabılecek şeylerdir.
k_7 anatçı ve y W "
yapıtı, sanata | B L
yüklenen | H L
değerlerle öyle bir ^ ^ 5 İ
noktadaki je " ^
biz hiçbir llfctf^
zaman için I ^ ^ ^ H
artık ona ^^^fl
bakamıyoruz. j ^ ^ ^ l
onugöremiyoruz... ^ ^ ^ H
Birdiyalog ortamı ^ ^ ^ H
oluşmuyor, ^ ^ ^ H
inanç l^^^P^
sistemimizdeki j^^^T
şamanist ^ ^ H k
yaklaşımdan ^ ^ ^ B
kaynaklanıyor bu...' ^ ^ ^ H
^ ^ - » M
-- . -
V ¥ 1
» ^H
Günümüzün iktidannda. yani halkın diktatorya-
sında. bu Şamanist konum sanıyorum ki daha bir
önem kazanacak: çünkü halk. kafasındaki sa-
natçıyi ancak bu rol içinde benımseyebilır. Bunun
dışında sanatın zaten toplum ıçin hiçbir yaran ol-
mamıştır. Gereksiz bir külfettir toplum ıçin ve gü-
nümüzde de halk çok pragmatıst biryaklaşım için-
de ancak onun. böyle olmadığı değerler içmde
varlığını kabul edebilir, izin verebilir yaşamasına.
- Sanatın gereksiz olduğunu söylinorsunuz...
Oysa 'külrürel seleksiyon" diye adlaıidırdığınız bir
görüşü savunuyorsunuz ve bu, sanattan ayrı düşünii-
lemez...
Sanat aslında gereksiz. benden yapıt satın alan
kişiler de sanatın bu geleneksel teıminolojısıne
inandığı için. gerekliymiş gibi gördüğü için vc ı$-
levinın dışında benden satın alıyor. Beni göklerc çı-
kartıyor. Beni göklere çıkartmasındaki neden ne-
dır? Zannediyor ki ben de öyle bir büyücüyüm ve
Tannsal esinle doluyum. Onu alıyor. Benım
yapıtımı değil. Kafasındaki o imgeyi. O ımgeden
birpav alıyor. bir Bubi alıyor, bir Picassoalıvor. bir
Mondrian alıyor... Onun sayesinde Tannsal esinı
lopladığını sanıyor. Benım resmımı. benım
yaptığım düzenlemeyi görmek ıstemıyor. Benım
feryat edişimin nedeni bu. Bırakın bu palavraları.
•Öpme'de Emmanuel Beart
Fransız Kültür Merkezi
Ocakayı
fılmleriKültür Senisi - İstanbul Fransız Kül-
tür Merkezi, ocak a>ı etkinliklerine si-
nema ile başlnor. Ocak ayının ilk filrru.
Nisan Akman'm yönettigi. başrollerim
Zuhal Olcay ile Eriş Akman'm paylaştı-
klan "Dünden Sonra Yanndan Önce".
Ocak ayında göstenlecek Fransız film-
len ise Leos Carax'ın "Köprü Üstü Aşı-
kları" ve Andre Techine'nm "Öpme"si.
Leos Carax'm 1992 yapımıfilmı"Köp-
rü Üstü AşıklarT'nın başrollenni Juliet-
te Binoche ve Denis Lavant paylaşıvor.
Fılmde. Paris'in 400 yıllık Pont Neuf
Köprüsü'nü kendıne mekan edınmiş
yersız yurtsuz serseri Alex ıle zengin aıle
kızı ressam Mıchele'ın şiırsel ve des-
tansı aşklan anlatılıvor. Andre Techi-
ne'nın 1992 yılında çektiğı "Öpme" tıl-
minin başrollerinde ıse Emmanuel Be-
art, Philippe Noiret ve Manuel Blanc ver
alıyor. Doğduğu kasabavı. Paris'e yer-
leşmek için terk eden Pıerre'in.
uvanıklığı sa>esınde kendıni hastane
koridorlanndan Pans'in entelektüel sa-
lonlannda bulmasını konualan filmde,
Pıerre'in yaşam görüşünün de köklü bir
değişıme uğraması anlatılıvor.
1993'ün rekor fıyatlan
Müzay
ANKARA (AA) - Clkemızde bu
yılın son aylannda düzenlenen
müzayedelerde tablolar 2 milyar
600 milyon liraya alıcı bulurken. fktisat
Bankası'nca 1990 yılının sonlannda bir
müzayedede satın alınan Osman Hamdi
Bey'in "Kaphımbağa Terbiyecisi"nin re-
koru yine de aşılamadı.
Maçka Mezat tarafından 15 Aralık
1990'da düzenlenen müzayedede, Os-
man Hamdi Bey'in "Kaplumbağa Ter-
biyecisi" adlı tablosu. İktısat Bankasf-
na, "rekor bir fiyata". 1 milyar 850 mil-
yon liraya satıldı. "Kaplumbağa Terbiye-
cisi"nın elde ettiği bu rekor. geçen yılın
son avlannda yapılan müzayedelerde
Şeker Ahmet Paşa'nm "Natürmort'" ve
Halil Paşa'nm "Sonbahar" adlı tablo-
lannın. 2 milyar 600 milyon liraya satı-
imasıvla kınldı ancak. bu rekor, ABD
Dolan cınsinden hesaplandığında yine
"Kaplumbağa Terbiyecisi" adlı tabloya
ait. Çünkü o tanhte dolann kurunun 2
bın 900 lıra olduğu göz önünde tutuldu-
ğunda "Kaplumbağa Terbijecisi" 638
bın dolar ederken Kasım 1993 itibanyla
dolann 14 bin lira olduğu göz önünde
alındığında. 2 milyar 600 milyon lira.
185 bin 714 dolar yapıyor.
İ
Geçen yılın gözde
tablolan
Portakal Sanat ve Kültür Evi tara-
fından 1993'ün Kasım ayının sonlannda
düzenlenen müzavedede Şeker Ahmet
Paşa'nın "Natürmort" tablosu 2 milyar
600 milyon lırava, I.K.Arvazovsky'nin
"Sahilde" tablosu da 2 milyar 200 mil-
yon liraya alıcı buldu.
Yıne aynı tanhlerde İstanbul Eğitim
ve Kültür Vakfı ve Kile Sanat Galerisi
Ben sıradan bir insanım. senın gibi bir ınsanım.
senle c^ıtım .. Şımdı söyle bana. beni sevıyor mu-
sun?
- Sö> lediklerinizin kendinize. sanatçı\a haksızlık
olduğunu düşünmüyor musunuz? Bugüne dek hiç
kimsenin si/in bir > apıtınıza \ alnızca o > apıtla tema-
sa geçerek almadığım mı söylüyorsunuz? Bo>lesi bir
genelleme > apmak doğru mu?
Havır.. .vapıtıma haksızlık değil. Sanatçı. bırau-
ranın içinde gızlenmış. bu auradır toplumdakı ıletı-
jım. bu auradır senın benle yaptığın röportaj...
S'oksa bir bdkalım tarih içinde hangi sanatçının
toplum içinde eğlencenın veya genellemenın öte-
sinde bıri^levı olmu^. Ama ben çok açık bir bıçım-
de $unu bılıyorum. benım yapıtım bir mıman ele-
mandır. vanı dekorasyon ıçin kullamlan mıman
bir dcmandır ama. aynı vckıldc Leonardo da öyle-
dır. Rafael de avnıdır Pıcasso da avnıdır. Bunun
otcsindekı kısımlar auradır. aldatmacadır.
uçkjğıttır Çok ıçenkli bir yapıtı düşün. ıçındeçok
onemlı mesdilar \erivor.. Zaman içinde o mesajla-
rın değen bıltıkten sonra. o vapıtın sovlevecek hiç-
bır sözü; zaten kalmaz. "Son Aksam Yemegfnc
baktığımız zaman. biz İsa'nırrson akşam yemeğıni
nasıl yediğine mi bakıvorıız''
- Peki bir sanat \apıtına tarihsel birikiminden so-
\ utla> arak bakmak ne kadar olası? Sonra, bir söyle-
şjni/de benim >apıtıma bir ağaca bakar gibi bakın
di> orsunuz. Bir sanat y apıtına kendisinden önce ger-
çekle>ririlmişjeri gözardı ederek bakılabileceğine
inanıvor musunuz gerçekten?
Bu olanaksız... Bireyde varolan her şey toplum-
sal bınkimin sonucu. 0 noktasından başlamak ola-
naksız. Ben sanat yapıtını. bcnim yaptığım işi hiç-
bır sevi çağnştırmadığı, hiçbır şeyi acıklamadığı.
hiçbır şevı göstermediğini açıklayabilmek için. ışte
sanatımı yorumlara kapatmak için diyorum ki ge-
reğınde benim sanatıma bir ağaca. bir kuşa bakar
gibı bakın. Tabii çağnşımı olmayan hiçbir nesne.
hiçbır üretım vok.
- Sizin > apıtlarınızın özellikle çağrışımlı olması bir
baskı varatmıvor mu?
Benım sanatım daima kafese. örtünmeye, özgür-
lüğe. şuna buna benzetmeye çalışırlar ve ben a>nı
Faust gibi bir kere evet desem. inanılmaz büyük bir
sansasyon olabileceğıni görüyorum. Birçok çıkar
gruplan beni kendılerinealet etmek ısteyeceklerdir:
bunun yanında popülanze olmavı getirecektır. Fa-
kat ben hiçbir zaman için buna evet demedim. o dı-
renci sürekli göstenyorum. Bir kere direncimi bo-
zarsam daha sonra o direncı göstermek çok zor
Alıcılar, izleyiciler sana nasıl resım vapman gerek-
tığıni bıle öğretmeye çalışıyorlar
ekoru hala aşılamadı
Osman Hamdi Bey'in 'Kaplumbağa Terbhecisi'ni İkrisat Bankası almıştı.
tarafından düzenlenen müzayedede Ha-
lil Paşa'nın "Sonbahar" tablosu 2 milyar
600 mıl>on liraya. "Mısır'dan Göriinüm"
adlı resmi de 1 milyar liraya aynca. I.K.
Aivazovsky'nin "Kınm'dan Deniz Görii-
nümü" tablosu 1 milyar liraya satıldı.
Maçka Mezat tarafından düzenlenen
müzayede de Aıvazovsky'nın "Sahil"
adlı tablosu 700 milyon liraya alıcı bul-
du..
Öte yandan. Türk müzajedecilik ta-
nhinde bugüne kadar satılan en pahalı
yapıt unvanını elinde bulunduran res-
samlar arasında Osman Hamdi Bev. Şe-
kora...
ker Ahmet Paşa. Halil Paşa. Hüseyin Ze-
kai Paşa, Süleyman Se>>it, Hoca Ali
Rıza, Nazmi Zi> a, İbrahim Çallı, Hikmet
Onat \e Şe*ket Dağ bulunuyor.
Raffi Portakal'dan
koleksiyonculara öneriler
Portakal Sanat ve Kültür Evi sahibi ve
müzayede organizatörü Raffi Portakal,
müzayadelere katılan alıcılara "daha
temkinli da\Tanmalannı" önererek. "Ola-
ya biraz da presrij meselesi olarak hakılı-
yor. Oysa burada mesele şudur: Alıcılar.
danışmanlara, 'Biz bu tabloyu kaça kadar
alalım" diye sormalıdırlar. 'Ben zenginim.
ne olacak.. biraz daha arttıravım' düşün-
cesi yanlış olur. Böyle düşünüldüğü za-
man iş. sınır tanımazlığa gidiyor, hırs ve
inat sanatın önüne geçiyor. Halbuki belir-
li iimitlerin daha gerçekçi olacağı kanaa-
tindeyim. Ayrıca, müzay edeler gibi, anri-
kacı dükkanı ve galeriler de önemlidir.
Müzayedede 15-20 sanivede bir şeyin
kararını vermek zorundasmız. Aynca.
müzayedede aldığınız eserin fiyatını peşin
ödemek zorundasmız \e aldıktan sonra da
değiştirmek gibi bir şansınız yok. "
IMüzayedeler
abartüıyor
Raffi Portakal. ülkemizde yapılan
müzayedelerin kamuoyunu gereğınden
fazla meşgul ettığını belırterek "Aslında
bu ilgi olağan bir şey. Çünkü Londra'da,
Paris'te, Frankfurt'ta \e Tokyo'da onlar-
ca müzayede yapılıyor. Orada da çok
önemli parçalar satıidığı zaman onların
da kamuoyunu meşgul ediyor. Ama bizde
bu sosyal bir olaymış gibi sunuluyor.
Oysa bu, hayatın bir parçasıdır" dedi.
Yenibir dergi: 'Toplumsal Tarih'
Kültür Senisi - Ocak ayından itibaren. Mete Tunçay'ın
yönetiminde "Toplumsal Tarih" adındayeni bir dergi
çıkmava başladı. Tarih dergisı yönetmeliğinde on yıllık
deneyimi olan Mete Tunçay, yıne Tü'rkiye tarihini merkez
alan. ama dış dünv a\ a da açılan yenı bir dergi hazırladı.
Derginın ilk sayısında; "Şinasi Tekin'in Kelime Cerrahisi",
'•2000Olımpiyatlan yanşında İstanbul'ueleyen Sydney
şehnnin öyküsü". "Venedik'le yüzyıllarca süren
ilişkılerimiz", "Dünyanıneneski haritalanndaTürkiye",
"Rus Anıt Kilısesi nasıl yıkıldı?". "Atatürk'ün halifeliği ve
ilk hocası". "Abıdin Dıno'nun ve Halil Erdoğan Cengiz'in
ardından" konulu yazılar yer alıyor.
Bosna-Hersek SergisVningelirleri
Boşnak temsilcilerkuruluna verildi
Kültür Servisi-4-31 Kasım 1993 tanhleri arasında Kadın
Eserlen Kütüphanesı'nde yer alan "NezihÖlüm
Gardıyanlan. Bosna-Hersek"sergisindesertifıkakarşılığı,
21 mily on 7 \ üz bın lira yardım toplandı. Bu yardımla
alınan; 94 kutu bebek bezi, 64 bebek tulumu. 324 bebek
muşambası, 692 ıç çamaşır takımı, 108 bebek çorabı, 200
oy uncak bebek. 200 o> uncak araba. 300 atlama ipi. 108
ovuncak kurbağa. 800yılbaşı el maytabı ve 800yılbaşı
düdüğü. Reklamevı Y&R aracılığıyla hibe yardım olarak
toplanan; 816 Dardanel ton balığı. 828 Hacı Şakir sabun,
698 Uzay gıdacıps. fıstık ve2 bin Dandyjiklet 29 Aralık
1993 çarşamba günü Kırklarelı. Gaziosmanpaşa
Kampı'ndakı Boşnak temsilcılerkuruluna ve başkanlan
HaskoSabovıç'evardımmalzemelerinindökümü
belgelenerek teslım edıldi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme
DerneğVninyeni bir kültür hizmeti
Kültür Senisi - Geçen nısan ayında Cemal Reşit Rey
KonserSalonu'ndagerçekleştınlen 1. Uluslararası
Modern MüzikFestiv ali kapsamında"İstanbul'dan Yeni
Müzık" adıy la. çağdaş Türk bestecilenne aynlan konserin
kaseti. Çağdaş Yaşamı Destekleme Dernegı tarafından
satışa sunuldu. Klavscnist LevlaPınar'ınyayıma
hazırladığı kasette. İlhan Lsmanbaş. CengızTanç, Ahmet
Yürür. BetinGüneşveSemıh Korucu'nunvapıtlanyer
alıyor. Bestecilenndoğum tarihleri. yaklaşık onaryıî
aray la 1920'li > ıllardan 60'h v ıllara uzanan geniş bir zaman
dilımınikapsıyor. Bestecılenmızin hiçbirinin. aralanndaki
yaşfarkına karşın. çağın müziğinin hızlı gelişimınin
gcrisinde kalmadıklan. çağdaş müzığın ev rensel dilini
y akaladıklannı ve özümsediklen kanıtlanıyor bu kaseti
dinlerken.
Varlık DergisVnde 'Kent
Kültürü' tartışılıyor
Kültür Senisi - Varlık Dergısf nın ocak sayısında "'Kent
Kültürü" tartışılıyor. Pımapen Kültür Evi'nde Nevval
Çizgenyönetımındegerçekleştinlen:Oktay Ekinci. Turgut
Cansever. Üstün AlsaçveNezih Başgelen'in konuşmacı
olarak katıldığı panele \'arlık Dergisi'nın sayfalannda yer
veriliyor. Dergıde: Salah Birsel'in günlüğü. Tahsın
Yücel'ın ""Yenıden Okumak", Ahmet Cemal'in
•'Pasajlann Ardından". Tank Dursun K.'nın '"Alaturka
İkındıler". Sulhı Dölek'ın "Habıs Büyük Lmutlara
Kapılışor"adlı vazılan. Sadık Hidavet'm "Üç Damla
Kan". Feyza Hepcilingırler'ın "İslak Kedi"adlıöyküleri,
Günel Altıntaş. Engin Aşkın. Gültekin Emre. Haydar
Ergülen. Bedrettın Ay kın. Atılla Bırkiye ve Tuna
Kiremıtçı'nın şıirleri yer alıv or.
Gülsün Karamustafa'dan
'Kronografya': YazılıZaman
Kültür Senisi - Gülsün Karamustafa yeni yılın ilk
günlerinde gerçekleştireceği sergide "zaman'ı yazacak.
Tünelde. Tank ZaferTunay a Kültür Merkezi'nde bugün
açılacak olan ve 14 ocağa kadar gerçekleştirilecek bu üç
boy utlu düzenleme "Kronografva" adını taşıyor. Yüzyılın
ortasında yaşanmış bir zaman dılımınden görüntüler yer
alıyor sergide sanatçı belleğındekayıtlı buzamanı. 1951-55
yılları arasında y ay ınlanmış "Rady o Haftası" dergilerinin
kapaklanndan: Safiye Avla'nın. MuallaMukadder'in.
ZekiMürcn'ingülümsevenvüzlerindenizleyıciye
ulaştıny or. Belleğindekıleri izley icıv le paylaşıy or.
"Kronografya". sanatçının geçen yıl gerçekleştirdiği.
"Okul Defteri"adlı vapıtın izını sürüvor. Yıneçocukluk
yıllanna geri dönen karamustafa. belleğindekileri
çerçevelıyor. Gülsün Karamustafa. "Bunlar
çocukluğumun tanıdık y üzleri" diyor. "Projemin sanat
malzemesini. "benım" kıldığım bu zaman diliminin
gerçekten \arolduğuna beni ınandıran. somut yüzler,
tanıdıklaroluşturuvor. Artık hatırlanmavan. ama bir
zamanlarbüvüksavgıveözenlepaylaşılan. 1950'lerin
haftalık radvodergilennin kapaklanndagülümseyen
yüzler..."
Sarıyev Halk Eğitim Merkezi 'Abbas
ile Mary * adlı oyunu sahneliyor
Kültür Senisi - Sanver Halk Eğitim Merkezi Tiyatro
Kolu. Hans Fallada'nın "Küçük Adam Ne Oldu Sana"
adlı oy unu ıle başladığı 1993-94 tıy atro sezonunu Gürhan
Başaran'ın yazdığı. Türk tıyatrogeleneğinde"Meddah"hk
olgusunu bugüne kadar ızlenenden farklı. deneysel
boyutlan içererek çağdaş bir bireşimleele alan "Abbas iie
Marv" adlı oy unu sahneliy or. Y'önetmenliğini Sabahattin
Mutîucr'ın y aptığı oy unun müziklen Ersel Serdarh'ya ait.
Oy unda; Gürhan Başaran. Sadettin Kanpalta. Zuhal
Karademır. Nuray Dağıdır. Tuna Öztunca ve İpek Ölçer
rol alıy or. Oyunun \ azan şu sözlerle anlatıy or "Abbas ıle
Mary "ı: "Kadınia erkeğın arasında, uzun ince biryol var.
Cümleten bu y olun üzerindeyiz. Romantik rüyalarve
alışverişyasalan arasında bir yol bulma çabası... Gerisi,
kendi lisanımıza. kenc' :arzımızayakınlaşma uğraşı."