Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA 26 OCAK1994 ÇARŞAMBA
GENÇLÎK - EĞÎTÎM
Matematik depsi
jçtnanket
• Genclik-Eğirim Servisi -
Mıllı hğıtım Bakanhğı
İlköğretim Genel Müdürlüğü,
ilk ve orta dereceli okullarda
okutulan matematik
derslenni amaç ve nitelikler
bakımından değerlendırmek
amacıyla yurt çapında anket
çalışması başlattı. Dört
bölümden ofuşanaraştırma
anketınin birind bölümünde
anketı dolduracak Idşiye ait
demografik bilgiler, ikınci
bölûmünde genel
açıklamalar, üçüncü bölümde
programın içerdiğı konular,
sonbölümde ise programın
genel nitelikleri yer alıyor.
Illerdeki ilköğretim
müfcttişleri, okul yöneîicileri
ve öğretmenlerin
yanıtlayacağı ankeüer.
Ilköğretim Genel Müdürlüğü
taranndan değerlendırilecek.
Eğitim
Proğpamları
09.58 Açılış
10.00 Açık Lise Programlan
12.00 Açıköğretim
Programları
15.30 Açık üse Programları
17.30 Eğitim Paketi
18.00 Açık Lıse Programları
20.00 Açtköğretim
Programları
Işletme ve Iktisat Fakülteleri
Yatınm ve Proje
OeğertencHrmesi (4. sınıf):
Anadolu Üniversitesi
Ulaştırma Ekonomisi
Araştırma Enstıtüsu Müdürü
Prof. Dr. Mehrrtet Şahin, derste
"yatınm projelerinde talep
tahmini" konusunu işleyecek.
Vergi Uygulamalan (4 sınıf)
Anadolu Unıversıtesi'nde yeni
kurulan ve şubat ayı içinde
eğıtıme baslayacak olan
Beden Eğitimi ve Spor
Yuksekokulu'nunmüdurüolan
Prof. Dr. Fethı Heper. derste
"Vergıde süreler ve zaman
aşımı" konusunu ele alacak.
Muhasebe Denetiml (4 sınıf)
"Denetimin denetlenmesı,
planlanması ve denetim
kanıtlan" konusu, Anadolu
Üniversitesi Iktisadi ve Idari
Bilimler Fakültesı Dekanı Prof
Dr Ferruh Çömlekçi tarafından
anlatı'acak
Temel Hukuk (1 sınıf): Prof. Dr
Turgut Akıntürk, derste
"hukukun tanımı ve insan
yaşamında gerekliliği"
üstünde duracak.
Iş Idaresine Giriş (1. sınıf).
"insan ve ıhtıyaçlan"nın ele
alındığıdersı.Prof Dr.
Mehmet Şahin verecek.
Sosyal Bılimler-Ev Idaresi
önlisans Programları
Beslenme tlkeleri: Pamukkale
Üniversitesi Rektöru Prof Dr.
M. Arif Akşit, genel beslenme
konusunu ele alacak.
AJatürk tlkeleri ve inkılap
Tarihi: Prof. Dr. Ahmet Mumcu,
"Türkınkılabının
yürütülmesindeki özellikler"i
anlatacak.
AÖF önlisans Programlan
-BüroYönethnl
- Mahalll idareler
programlarının genel tanıtımı
yapıiacak
23.00 Işte Müzik
23.45 Kapanış
Genç Anadolu, daha çok soru sormak için tiyatro ve dergiyi seçti
'Gelin,birliktediişiinelim'
BEHZATŞAHtN
••"-<— tam dokuz yıl
M ^ ö n c e , bir tıp fakülte-
M^^sınm öğrena kanıinı
M " % Üç öğrena arasında
m M sıcak bır düşünce alı-
•^^"^^ şverişi var. Kendıle-
nni tam da bir yere oturtamıyor-
lar, kolayca tanımlayamıyor-
lardı. Ne marksisttiler, ne şeri-
atcı. Doğrulann bir tek >erde
toplanmadığını düşünüyorlardı
Kendi doğrulannj dayatmak da
değıldi ıstedıkleri: daha çok ın-
sanın katıhmıyla doğruya en
yalunı bulabilmekti. Kafalannda
da sorular ucuşuyordu; soru sor-
mak ne güzeldi. En önemli soru
da, "gerçek" neydi?..
Evet, bu konularda konuşmak
da güzeldi. ama yeterli değildi.
Bir şeyler yapmak gerekıyordu.
Daha çok insanla. "Genç Anado-
lu'' böyle çıktı ortaya. "80 sonrası
depoliri/f gencliğin içinde küçük
bir kadrolaşma" olarak. Artık
yapacaklan aşağı yukan belliydı. "Çok
okumak, düşünmek, nesnel olmak." Ken-
dilennı ıfade etrnek için bir de araç gerekı-
yordu ki bu da tiyatro olabilirdi.
Bundan tam dokuz yıl öncc, tıp fakül-
tesînm kantinindeki üç öğrencıden biri
olan Selçuk Atalay, bugün Ankara'da
mesleğıni sürdüriiyor. "Genç Anadolu"
da, Istanbul'un yanj sıra Ankara. îzmu\
Adana ve Çorlu'da çalışmalannı yüriitü-
yor. Dr. Selçuk Atalay, örgütlenme bi-
çimlerini de şöyle tanımhyor
"Biz, insanı çok yüce bir \arlık olarak
algdamadık, biyolojik *e basit bir yapıvdi.
Ama yükselebflirdi. Bir insanlaşma sâreci
vardı, ancak, var olan düzen insansızlaşma-
ya itnordu. Basit insanın en temel psikolo-
jîk güdüsünûn *ar olmak ve kendini gerçek-
leştirme kaygısı oiduğunu farkettik. Bunu
da toplumsal >e bireysei \aroluş olarak iki-
ye ayırdık >e örgütlenme modelimizi buna
göre düşüııdûk. 80 öncesi ve sonrası örgüt-
lenmeleri degeriendirince de, insanJarın
kendisini çoğunlukla toplumsal olarak ger-
çeUeştirdiği, içlerinin bosaldığını >e birey
olarak kendilerini gerçekieştiremediğini
gördiik. İnsanın bir davanın, bir ideolojinin
içinde kendisini tammlamaniasmı, kiştsel
olarak kendisini gerçeklestirdikten sonra
özgüriügü bulacağını, ö/giirlüğün de öz'ün
•gurleşmesı' olduğuna inandık. Örgütlen-
mede de insanlaruı bireysel >aşamlanna
girmemeyi, herkesin karar hakkı olmasını
seçtik." '
Grubun. kendini ifade için ilk oynadı-
klan oyun, "Çünkü." Çünkü. •'çünkü") le
başlayan söyleyecekleri çok şev oiduğunu
düşünüyorlar. Çünkü vatandaşlar, çünkü
bu ülkede yaşıyorlar...
"Bu ülkede iktidar iflas etmiş" diyor
YeMaKa\ada "Shasal \ozlasmaiunya-
şandığını göriiyonız. Muhâlefet bile, irooik
olarak söylersek, 'Olacak O Ka-
dar Televizyonu'ndan yapdıyor.
Biz de düşüncemizi tiyatroyla,
okumayan bir toplumda dergi çı-
kararak ifade etmeye çaltşıyo-
ruz." Üç yıl önce yayımlanmaya
başlayan dergi hala bir iç bülten
olarak çıkıyor. "Kişfael, tophım-
sal. ülke ve dünya ölçeğinde rüm
sonınlara duyarİı, yerel, bölgesel,
etnik konularda vurtsever ve in-
sanlaruı top\ekün selametini gö-
zeten, özgürlükçü" bır yayın poli-
tıkası gözettıklenni belirtiyorlar.
Yelda Kaya, "Kitlede var olan
türdeşlik, aynılık konumundan ü>
sanlan kurtarmak ve uyarmak
adına vazıyoruz, demokratik hak
>e özgüriüklerin mücadelesini
japıjoruz" diyor.
Med>a ağabğı ya da medya
diktası oluştuğunu öne sürdükle-
ri bir ortamda, medya bombardı-
manına tutulmuş ve anonimleşti-
nlmiş toplum üyelerine seslen-
mek ve uyandına sorular olu$-
turmak için, şimdı "Genç Ana-
dolu" adh dergılerini daha da yaygınlaştı-
rma cabası içındeler. Tıraj kaygısı gûtme-
den. Ve, gençlerin alternaüf olduklannı
düşünerek.
"Genç Anadolu" şöyle sesleniyor
"Biz, vatandaş oldugumuz için buna
yapı>oruz. Hiç kimseyi beklemeyeceğiz.
Çünkü > ar olan iktidar söy lemi.
4
siz dunın,
biz >apalım. Sabredin haûederiz' türünde.
Demokrasi ne kimseye ihale edilir ne de
özeUeştirilir. Demokrasi ancak insaniann
demokrat olntası ve haklanna sahip çı-
kmasıyla olur. Genç Anadolu var ve bu
memkket bizim..."
29 yıllık okulgazetesi: TamburGenclik-Eğitim Senisj- Oda-
da. herhangi bir gazetenin yazı-
işleri odasındaki rutın tela$ yj-
şanıyor.
Genel Yayın Yönetmenı'nın
"Murafın yazısı redakte edildi
miT** sorusunu, Canan *'O
hazır" di\e yanıth>or. Fotoğ-
raflardatamam Köşeyazıtan-
ndaneksikyok
Gazete. aşağı yukan çatıldı
bile. Bu aşamaja gelene kadar
ne çok uğraşıldı
Yayın kurulu üvelerinin yaş
ortalaması 16. Tam 29 yıldır
yayımlanan bır gazeteyı, Ga-
latasaray L.ısesi'nin gazetesi
Tambur'u, önümüzdeki yıllara
taşıyacak olan ekibin Genel
Yayın Yönetmeni Ara Koçun-
yan. Yayın kurulu da Tuna Ki-
remitçi, tlkcr öztürk. Canan
özatalay. Cem Şışkolar, Cenk
Cnal Erzen, Lraz Aydın. Han-
de özelçi. Emek Kurt. Burak
Cnal. Ulaş Karaoz, Tolga Ta-
nış ve Aliço Güzelbeyoğîu'dan
oluşuyor Profesyonel bir ekip
titizliğiyle. yayımladıklan
gazetenin daha iyıye, en iyiye
ulaşması için çabalıyorlar.
Ara Koçunyan, şu sıralarda
Galatasaray'ın kritik bır dönemde bu-
lunduğunu, üniversıteyle birlikte kabu-
ğun daha da genışlediğinı anlatıyor ve
yayımı zaman zaman aksayan Tambur'a
asıl bu dönemde önemli görevler düştü-
ğünü savunuyor. "Bu gazete, Galatasa-
ray tarihine bir betge olarak kalacak. Bu iş
her ne kadar üç-beş kişinin sırtındaysa da,
ber türlü zorluğa karsın >ünitülmcli"' di-
yor.
Gazetenin tarihinde, yansıtüğı "beye-
Mumcu'nun ardmdan
Mumcu'nun ölümünden sonra aya-
ğa kalkan insanların tekrar yerlerine
oturduklarmı gördük. Anadohı'nun ,
dört bir yanmdan yükselen sesin .
ardınm arkasınm gelmediğini yaşadık, '
yaşıyoruz. Gün geçmiyor ki demokra-
tik, laik Türkiye özlemimize bir darbe
daha indirilmesin. Tüm gerici güçle-
rin, işbirliğietmisçesine, aydmlık Tür-
kiye ereğineyönelik baskılarmı arttırmaları elbetteki bir tesa-
düfdeğildir. Tüm siyasal gelişmeler, içinde bulunduğumuz sü-
recin Türkiye için bir dönüm noktası oiduğunu gösteriyor. Çok
hızlı değişen siyasal konjonktür ve yoğunluğuna-yaşadığanız
gelişmeler bunu kanıtlıyor. Kanımca en bûyük sancûar da ku-
ruluşundan yetmiş yıl sonra bile Cumhuriyetimizi ve ulusal
egemenliği içine siniürememiş gerici güçler tarafından oluştu-
ruluyor. Sürecin, halkımızm aleyhine işlemesi, yararlarına
olan çevreler ellerindeki ekonomik imkânlarla üzerimizdeki
baskının artmasmı sağhyorlar. Bu aşamada doğal olarak geli-
nen nokta, halkımızm toplumsal ve etnik kesimleriyle beraber
kendi kimliğini özgürce ifade edebilmesidir. Diğer bir önemli
sonuç da insanlarımızm ekonomik çıkarlarınm farkma varıp
kendisî için yaşaması sürecinin hızlanmasuhr. Bu aşamada,
toplumun nabztnı tutan, günümüzün politikalarrnı biçimlendi-
recek ilerici insanlara ihtiyacımız, geçmiştekinden dahafazla.
Sömürünün her türlüsünekarşı vatansever insanların, adresi
neresi olursa olsun, birleşmelerinin vakti çoktan gelmiştir. Şu
anda içimizdeki klikleri irdeleyerek vakit kaybedecek kadar
lükse sahip değiliz. Vakit laik, demokratik, özgür Türkiye için
politikaya sarılmanm vaktidir.
Özetiikle genç arkadaşlanma sesleniyorum: Mumcu haya-
tmı, halkına ve halkmm özgür gekceğine adamıştı. Kalpaksız
Kuvvacı, sömürüsüz, çağdaş Türkiye için hayatını veren nefer-
lerden sadece birisiydi. O 'nun ve onun gibilerinin mûcaaeleleri
bizlerin kararhlığını perçinlemektedir. Sonuç almak içingüçlü
ve dirençli olmalıyız. Bize kalan miras sadece bir kırık kalem
ve bir kırık gözlük değil; inançla, kararlılıkla, bilinçle dolu bir
hayattır. Mumcu gibilerin hayatlannı gözden geçirmeliyiz.
Çünkü bu hayatlar, ümitsizlik veyılgmlığa karşı dimdik inanç-
la, sabırla ayakta durmanm abidesidirler.
Bazı insanlar vardır, yitirdiğimiz zaman, onların yerlerini
dolduracakları bulmak hakikaten zordur. Fakat Mumcu'nun
ölümü beni artık böyle düşünceleregötürmüyor. Çünkü O 'nun
parçalanan bedeninin, gerçek yurtseverlerin düşüncelerinde
tekrar ete kemiğe bürühdüğünü görüyorum.
Gerçek yurtseverlerin karşısınaa kımler var? En başta halkı-
mızm kanmı emmeyiyaşam biçimihalinegetirenler var. Bu "sö-
mürgen"lerin geri birakılmış tüm ülkeler gibi, Türkiye üzerm-
de de ördükleri ağlar son derece güçlü. Ama bunlara karşı mü-
cadeleci olmak insan olmanm, onurlu yaşamanın ve sürüngen
olmamanın gereğidir, tıpkı Mumcular gibi.
Diğer bir gerici cephede de genç demokrasimizi, menfaatleri
icabı işlevsizleştirmeye çalışanlar var. Bu anlamda gericilerm
elbetteki ilk hedefleri, demokrasımizin yeşerdiği toprak olan
"KemaSst Düşwtce"yi yozlaştırmak olacaktır.
Benzeri amaçları paylaşan dış güçleri ve onların yerli taşe-
ronlarmı deşifre etmeliyiz. Halkımızm duyarlıhğımbu şekilde
arttırabiliriz.
Y. Okan Gndemir ÎTÜ Insaat Müh. Bâlümü öğrencisi
Yayın organiarnun "suç aleti" gibi sunulmasıiH karşı çıkan yaym kunılu üyeleri, kendilerinin çıkardığı "suç aleöeri" arkasmda poz verdi.
rüne yönelik yazdığıeleşü'rel bir yazıüze- yanıt veririz' diyerek onay verir. Fakat,
rine, okul müdürünün vazıda yanlış bul- gerçeği söylemek gerekirse otosansür var.
canh" olaylar da çok. Örneğın, okuldaki
bazı tutucu öğrencilerin kız öğrencilere
kot pantolon gıymemclen konusundaki
"uyansı" üzerine örgütlenerek TaksinT-
de buluşan kızlann tamarrunın kot
pantolonlarla okula gelişı hala belleklcr-
de. Tabii bu haberi en detaylı veren de
Tambur.
Yönetimle gazete arasında zaman za-
man yaşanan polimekler de yok değil.
Murat Serim'in okul vönetimi ve müdü-
duğu unsurlan işaretleyip fotokopıyle
çoğaltarak her yana asması da unutuİur
gibi değil.
Sansür? "Direk bir sansür yok. Biz ga-
zeteyi hazuiadığımızda, gazetenin sahibi
ve sorumlusu gözüken okul müdürü Prof.
Dr. Erdoğan Teziç'e protokol ziyarerinde
buhmunız. O da, gazeteye hiç bakmadan,
'Birşey olursa yayınlandıktan sonra
YıDardn- bu çatı altnıdayız ve tabii bundan
etkileniyoruz."
Kaynak sorunlan ise neredeyse hiç
yok. Galatasaray eamiasından reklam al-
makta pek zorlanmıyorlar. Bir de dergi
çıkanyorlar. Şimdiye kadar Parantez,
Akademi, Bilim-Kültür-Sanat adlanyla
yayımlanan üç ayn dergi. bundan sonra
Yakın adıyla yayımlanacak.
TURKIYE7I
YOLSUZL
DOSKAADIzEmlank BankjSelim
Edes'e verilen trilyonlukkrediler.
ADIGEÇENLER:Turgut Özal,
Selim Edes, Bülent Şemiler, Kemal
Horzum, Engin Civan, Hüsnü
Özyeğin, Kava Erdem.
PARASALİÇERİĞİ:5 trilyona
yakın.
SOMJÇ:Şişli2. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde açılan dava sürüyor.
Edes: Herhesabıverirama trilyonlarhariç!
Biryığın dalavere ilemilyarlar oradan oraya dolaşarak Selim Edes'inkasasına girer. Teminatlarsahte, Edes batarama kiminumurunda.
MEHMET GÜÇ
MÎYASEJLKNUR
Bir yığın garip hükmün anlamı da
Mang Şirketi'ne isühkak ödemeleri
yapılmaya başlandığmda anlaşıldı.
Ödemeleri alan Mang, kasasını doldu-
ran Selim Edes oluyordu. Emlak Ban-
kası'nca Mang Şirketi'ne verilen iki
ayn istihkakın toplamı yaklaşik 60 mil-
yar liraydı.
Haarlanan 1989-91 yıllanna ilişkin
Devlet Denetleme Kurulu raporlanna
göre. Mang Şirketi'ne verilen 60 milyar
lira istihkak, Eksan Şirketi'ne devredil-
mişti. Selim Edes, bir yandan bankaya
karşj anlaşmalarla yüklendiği sorumlu-
luklannı yetıi anlaşmalarla başka fir-
malara devrediyor, bir yandan da ban-
ka paralannı toplamaya devam ediyor-
du.
Bu arada Selim Edes'in piyasa
borçîannı ödememeye başladığı, bazı
çek ve senetlerinin karşılıksız çıktığı
söylentileri artık gazetelere haber olma-
ya başJarruştı, ama Emlak Bankası bu
haberlere itibar etmedi.
Selim Edes, 1990 yüı Mayıs ayında
Sovyetler Birliği'nde aldığı ihaleleri te-
mmat olarak gösterip, Emlak Ban-
kası'ndan kredi istedi.
Edes'in istediği kredinin miktan 35
milyon marktı. Başvurudan 10 gün
sonra verilen banka cevabı ise
u
evet"ti.
Oysa kredi verilen Eksan Şirketi'nin •
kredi yeterliliğine sahip olmadığı in-
celemede ortaya çıkmıştı. Teminat ola-
rak gösterdiği Sovyetler Birliği inşaat-
lan ise gerçek değildi.
Dönemin banka genel müdürü Engin
Civan ve 6 yönetici hakkında Devlet
Denetleme Kurulu'nca belirlenen, ka-
nuna aykın ve banka zaranna bu uygu-
lamalan nedeniyle Başbakanlık'ça
savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.
• "^fdes'in
m J kredi
ğ T
isteğine
M Jİ yanıt
"evet" olur. Oysa
kredi verilen
Eksan Şirketi'nin
kredi yeterliliğine
sahip olmadığı
incelemede ortaya
çıkmıştı. Teminat
olarak gösterdiği
Sovyetler Birliği
inşaatlan ise
gerçek değildi.
Savcıljğın Şişli 2. Asliye Ceza Mahke-
mesi'nde açtığı dava halen sürüyor.
Sözleşme üzerine sözleşme imzalanı-
yor, ama Emlak Bankası'ndan 1989
yıhnda bitecek, diye konut satın alan
431 kişi bir türlü konutlanna kavu-
şamıyordu.
Bu arada inşaatlann temelleri ancak
atılmışken, Selim Edes'in iflası açı-
klandı.
Bu Edes'in Eksan Şirketi'nin Anate-
pe projesindeki taahhütlerinin de yeri-
ne gelmemesi demekti. Emlak Bankası,
Eksan'a ait olan işleri, Tek-Fen ve Bay-
tur şirketlerine devrederek sorunun çö-
zülmesi yoluna gitti.
Emlak Bankası, 1987 ile 1990 yılı
arasında Anatepe projesi müteahhitle-
rine, en büyük pay Eksan'a olmak üze-
re 700 milyar lira istihkak ödedi. Bu-
günkü 'değerlerle yaklaşık 5 trilyon h-
rayı bulan bu istihkaklann inşaatlar
için kullanılmadığı açıktı, ama nereye
gittiği ancak 1992 yılı ortalannda an-
laşıldı.
Edes, gitti gider...
Yolsuzluklardaki rolü ve borçlan ne-
deniyle artık yargı önüne çıkması ke-
sinleşen Selim Edes, 1992 yılı başlan-
nda ortadan kaybolduktan sonra Isra-
il'de göriildü. Açıklamalanna göre,
mutlaka geri dönecek, gerekirse mah-
keme önüne çıkacaktı. Verilmeyecek
hesabı yoktu. Ama bankadan aldığı
paralan veremeyecekti. Çünkü parası
yoktu.
Anatepe arsası 8.06.1993'te Toplu
Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi'nin
mülkiyetinden yeniden Emlak Ban-
kası'na devredildiğinde, 843 konutun
kaba inşaatlan tamamlanmış, ancak
hala teslim edilecek hale gelmemişti.
Bankanın yeni genel müdürü Şükrii
Karahasanoğlu'nun verdiği bılgiye
göre, konut sahipleri 1994 yılına yeni
adıyla Ataşehir evlerinde gjreceklerdi.
Ayıkla pirincin taşını
Bankanın yaklaşık 1 trilyon lirazara-
ra uğradığı Anatepe toplu konut proje-
sinin bir sonucu da, iki eski genel mü-
dürü Bülent Şemiler ve Engin Civan'la
birlikte 7 yöneticisinin görevi kötüye
kullanmak nedeniyle yargılamyor ol-
malan.
Anatepe projesindeki usulsüzlüklerle
ilgili olarak açılan dava sayısı üç. Ve
bütün diğer Emlak Bankası yolsuzluk-
lan gibi bu davalara da Şişlı 2. Asliye
Ceza Mahkemesi bakıyor. Anatepe da-
valanyla ilgili olarak bir yıllık yargıla-
ma sonunda gelinen noktada, henüz
bilirkişi raporlan tamamlanmaya
çahşıhyor.
YanK Siztp, Edtri ttlaiı'