14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 OCAK1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 15 Mumcu cinayetine tepkiler sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun cinayetine ilişkin soruşturmada hiçbir ilerleme sağlanmamasının yarattığı tepkiler sürüyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. dün Merkez Yürütme Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, Mumcu cinayetinin çözümü konu- sunda ciddi bir adım atılmamış olmasını. "ülkenin demokratik gelişmesi bakımından kaygı verici bir nokta" olarak nitelendirdiklerini söyledi. Baykal, araştırma mekanizmalannın güven verici olmadığının TBMM'de kunılan Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu tarafmdan saptandığına da dikkat çekerek, "Ama aynı kişiler, bu konuyu soruştur- ma görevini hala sürdürmektedirler. Böylesine bir çelişkinin kabul edilebilir bir y anı yoktur"dedi. Türkiye'nin bütün olanaklanyla bu olaya yönelmesi gerektiğini de ifade eden Baykal. "Önümüzdeki günlerde bu cinayetin aydmlatılacağma ilişkin söz veren bütün ktırumian, bir kez daha sorumluluklarını düşünmeye \e gereğini yapmaya çağırıyonız. Biz, bu karanlığa alışmadık. Alışmak da istemiyoruz" diye konuştu. CHPGenelSekreteri Ertuğrul Günay da, Mumcu'nun katillerinin bulunmasının "namus borcu"olduğunun söylendığini anımsatarak. "Mumcu olayını ayduılatmakla görevli adalet sorumluları, Bahriye Üçok olayından başlayarak, başka birçok olaydaki başarısızlıkları ortadayken, hala görevle- rinin başında oturuyorlar" dedı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur da verilen sözlerin kulaklarda çınladığını, oysa katillerin aramızda kol gezdiğini söyledi. Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen. Mumcu'- nun "objektif yaklaşımıvla araştırmacı gazetecUiğin ör- nek ismi" oiduğunu vurgu- layarak. şöyle dedi: "Bugümin ülke koşullarında Uğur Mumcu'nun i/inden gitmek yetmiyor artık. Bu- gün. onun adını anmak değil, onun gibi olmak için çaba göstermemiz gereken günleri y aşıyoruz. Laik ve demokrat Ânkara'nın, laik ve demokrat hemşerisi Uğur Mumcu, laik ve demokrat Türkiye'nin, laik ve demokrat vatandaşı Uğur Mumcu gibi olmak. hepimiz birer Uğur Mumcu olmak durumundayız. Demokrasiyi yaşama geçirmek istiyorsak, Cumhuriyet Türkiyesi'ne sahip çıkmak istiyorsak, bu bizim boynumuzun borcudur. Bugün söz değil, davranma günüdur." Yenıden Doğuş Partisi Ge- nel Başkanı Hasan Celal Güzel. Mumcu'nun ölümünden, en fazla bölücüler ile yolsuzluk yapanlann yararlandığını ileri sürdü. Güzel, "Mumcu'yu, Türkiye'yi bölmek isteyen büyük devletlerin gizli senisleri öldürttü. Bütün işaretler bunu gösteriyor" dedi. KatiIIercezaevlerindeıııi saklamyordu?• Mumcu'nun ölümünden hemen sonra İstanburda ele • Gök'ün, Şubat 1993'te Ankara'da el yaası ile alınan • Her iki yazı karakteri arasındaki benzerlik ile Kudbettin geçen ve halen tutuklu olan İslami Hareket Örgütü davası ifadesindeki yazı karakteri ile Yalçın'a gönderilen zarftaki Gök'ün o tarihte İstanbul'da tutuklu olduğu gözönüne sanıklanndan Kudbettin Gök'ün el yaası ile Binbaşı yazı karakteri arasındaki benzerlik, çeşitli sorulan da alınıp diğer bazı bulgularla birlikte değerlendirildiğinde Ersever'in, Aydınlık Gazetesi'nden Soner Yalçın'a gündeme getirdi. Ersever'in nüfus kağıdı 28 Ekim 1993'te Diyarbakır Cezaevi'nde olduğu gibi, büyük kentlerdeki gönderilen nüfus kağıdını içeren zarfın üzerinde yer alan Yalçın'a Ankara'dan postalandı. O sırada Kudbettin Gök, cezaevlerinden de "Bazı sanıklar zaman zaman dışan mı adres yazısı arasındaki büyük benzerlik dikkat çekti. İstanbul Bayrampaşa Cezaevi'nde tutuklu bulunuyordu. çıkanlıyor?" sorusu gündeme geliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yazanmız Uğur Mum- cu'ya düzenlenen suikast son- rasmda ortaya çıkanlan İslami Hareket Örgütü ile, bir süre önce faili mechul bir suikasta kurban giden Jandarma emekli binbaşı Ahmet Cem Ersever, su- ikastı arasında ilginç bir "ben- zerlik" saptandı. İslami Hareket Örgütü da- vası sanıklanndan Kudbettin Gök'ün el yazısıyla verdiği ifa- desindeki yazı karakteri üzerin- de odaklanan benzerlik, bazı sorulan da gündeme getirdi. Bu sorulann başında ise "Acaba Diyarbakır'da olduğu gibi, bü- yük kentlerdeki cezaevlerinden de bazı sanıklar, belli zamardar- da dışarı mı çıkanlıyor" yer alı- yor. Öldürülmesi ile ılgili birçok soruya yanıt aranan Ahmet Cem Ersever'in nüfus kağıdı. cesedi bulunmadan önce, Aydınhk Gazetesi'nden Soner Yalçın'a postalandı. Nüfus kağıdını içeren zarfın üzerindeki adres el yazısı ile yazılmıştı. Ancak. bu yazının, İslami Hareket Örgütü davası sanıklanndan Kudbettin Gök'ün el yazısının, el yazısı ile verdiği ifadedeki yazı ka- rakten ile çok benzer olduğu belirlendi. An- cak. bu benzerliğe karşm. akla sorular geti- ren olgu Kudbettin Gök'ün. o larihlerde ce- zaevinde olmasıydı. Mumcu suikastı ile Ersever cinayeti ara- sında benzerliğe yol açan olayla ilgjli geliş- meler şöyle oldu: Mumcu suikastmdan hemen sonra İstan- bul'da başlatılan İslami Hareket Örgütü operasyonunda, ilk ele geçen sanık Mehmet Zeki YıMırun iie aynı evi paylaşan Kudbet- tin Gök, Ankara DGM savolanndan Ülkü Coşkun'un da son hazırladığı fezlekeye göre. 23 Oçak 1993 tarihinde gözaltına alındı. Gök, İstanbul Emniyeti'nde ifadesi alındık- tan sonra, birtakım örgüt üyeleriyle birlikte daha sonra Ankara'ya gönderildi. Mumcu suikastı ile bu örgütün bir bağlantısı olabile- ceği gerekçesiyle Ankara'da da bu sanıklann ifadclerine başvuruldu. Ankara'ya gönderi- len 7 sanıktan biri olan Kudbettin Gök de, şubat ayı içerisinde Ankara Emniyeti'ndeki sorgusunda ifade verdi. Diğer sanıklann ifa- deleri emniyet mensuplan tarafından dakti- lo ile alınırken. yalnızca Gök'ün el yazısı ile ifade vermesi de dikkat çekti. Gök, daha sonra İstanbui'a gönderilirken, ilk çıktığı duruşmada da tutuklandı. Kudbettin Gök, o tarihten bu yana İstanbul'daki Bayrampa- şa Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele (JİTEM) birimi kuruculanndan Ahmet Cem Ersever ise binbaşı rütbesinden emekli olduktan sonra Avdınlık Gazetesi'ne bazı açıklamalar yaptı. Güneydoğu uzmaru ola- rak da bilinen Ersever hakkında, yaptığı açı- klamalanyla ilgili soruşturma başlatılırken, Ersever, geçen yılın ekim ayı sonunda Anka- ra yakınlannda ölü bulundu. Ersever ile bir- likte yakın arkadaşlan Mustafa Deniz ve Su- riye asıllı kız arkadaşı Mahsune Dgaube de aynı tarihlerde Ankara yakınlannda ölü bu- lunurlarken, Başbakan Tansu Çiller de, "ör- güt içi hesapjaşma" değerlendinmesini yapmıştı. Ersever'in cesedinin bulunmasından bir- kaç gün önce ise, Aydınlık Gazetesi Ankara Bürosu haber müdürlerinden Soner Yalçın'a, Ersever'in nü- fus kağıdının aslı Ankara Oto- gan'ndan postalandı. 28 Ekim 1993 tarihinde Yalçın'a gönde- rilen Ersever'e ait nüfus cüz- danını içeren mektup zarfının üzerindeki yazı karakteri ile, 1993 Şubatı'nda el yazısı ile ifa- de veren İslami Hareket Örgü- tü davası sanıklanndan Kud- bettin Gök'ün yazı karakteri arasındaki benzerlik ise büyük dikkat çekti. Gök, Ersever'in nüfus kimliğinin gönderildiği 28 Ekim 1993 tarihinde İstan- bul'da tutukluydu. Ancak TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komis- yonu'na resmi olarak Diyar- bakır'dan gönderilen bir yazıda ise, "bazı hükümlülerin belli za- manlarda dışarna çıkmalarına izin verildiğr ifade edilmişti. Komisyon Başkanı Sadık AvTindukluoğJu. Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. "bu hü- kümlülerin neden dışarıya çıkarıldıklarını bü- mediğini, ancak işJemin çok yanlıs oiduğunu" söylemişti. Gök'ün el yazısı ile Soner Yalçın'a gönde- rilen zarfın üzerindeki el yazısı arasındaki benzerlik de bazı kuşkularla birlikte soru işaretlerine yol açtı. Olay, TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu'- na ulaşan verilerle birlikte değerlendirildi- ğinde. "Acaba, Diyarbakır Cezaevi'nde oldu- ğu gibi, büyük kentlerdeki bazı cezaevlerinden de bazı hdkümlüier dışan mı çıkanlıyordu" sorusunu tekrar gündeme getirdi. Namııs sözüverenlerortadayoktu T 7ğ m I Mumcu'nun f / katilini ^""^ bulacaklanna dair namus sözü verenler. anma törenlerine bile gelmedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Tansu Çiller başta olmak üzere, suskunluklannı bozmayan hükümet üyeleri ve siyasi parti yöneticileri Uğur Mumcu'yu anma törenine katılmadılar. GÜNEŞGÜRSON ANKARA - Yazanmız Uğur Mumcu, öldürülüşünün birinci yıbnda "gerçek dostlan" tara- fından bir kez daha uğurlanır- ken, namus ve onur sözü veren- lerin suskunluklan 365. günde de sürdü. Okurlan "Seni unut- mayacağız, unutrurmayacağız" diye ant içerken, Mumcu'yu anma törenine "milletin temsil- cileri' kaülmadı. Gazetemiz yazannı anma etkinlıkleri, önceki gün Ankara Barosu'nun Adliye önünde düzenlediği, etkinlikle başladı. Mumcu'nun hukukçu ve araşürmaa gazeteci kimliği- nin vurgulandığı etkinliğe katı- lan hukukçulann Adliye'den Baş- bakanlık'a yürüyerek siyah çelenk bı- rakma istemlerine; Ankara Yaliliği'nce izin verilmediği öne sürüldü. Bombarun patladığı saat olan 13.30'- da. Uğur Mumcu'nun Sokağı'na, insan seli ve araç konvoyu akın etti. Ellerinde kırmızı karanfıl ve Mumcu posterleriyle Uğur Mumcu'nun öldüğü yerde saygı duruşunda bulunmaya gi- den insanlar;" Viğidim Aslanım" ve"An- kara'mn Taşına Bak" şarkılan eşliğin- de, "Seni unutmayacağız. unutturmaya- cağız" andı içti. Uğur Mumcu'nun öldürüldüğü ta- rihte Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olan ve cinayetlerin aydjnlatılmasmm Mumcu amsma açılan deftere türbanlı gençler de duygulannı aktardılar. Türkiye Cumhuriyeti'nin her hüküme- yumun ardından saat tinin borcu olmaktan öte, görevi" oidu- ğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel ve Başbakan Tansu Çiller başta olmak üzere, suskunlukJannı bozmayan hükümet üyeleri ve siyasi parti yöneticilerinin anma törenine katılmadıklan görüldü. Cumhurbaş- kanı Demirel. Başbakan Çiller, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. SHP Ge- nel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalcın, RP Genel Başkanı- Necmettin Erbakan ve CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal Türk-İş Konfede- rasyonu'nun Hilton Oteli'nde düzenle- diği sempozyuma konuşmaa olarak katıldılar. Başbakan Çiller, bu sempoz- (VILMAZ KARABACAK) 11.30'da Baş- kanlık Divanı toplantısma katıldı. Daha sonra, parti genej merkezinde. Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısı yapıldı. Ancak Çiller'in. "Gazetecilerin Mumcu cinayetine ilişkin olası sorulannı yanıtlamamak için". geleneksel olduğu halde GİK'te açılış koriuşması yap- madığı dikkat çekti. Mumcu amsma saygı duruşuyla başlayan sempozyum- da. sadece Karayalcın, Mumcu'yu ana- rak konuşmasına başladı. Bombanın patladığı saatte olay ye- rinde; 365 gün önce. "Hükümet olarak Uğur Mumcu'nun katillerinin ortaya çı- kanlmasını vaat ediyoruz. Mumcu'nun katiUermi bulmak, adalete teslim etmek, suçluları cezalandırmak, böylesi cinayetlerin bir daha Lşlenmeme- sini sağlamak, hükümetimizin namus borcudur, bunu yapa- cağız" diyen SHP eski Genel Başkanı ve dönemin Başbakan Yardıması İzmir Milletvekili Erdal İnönü ile "Cesur bir ka- lemdi. Bu kalemi kıranlan yaka- layacağız. V iğit eli. demokratik düzen için gavret eden eli ve bu~ nun kalemini kıranın biz de4ta- fasım kıracağız" diye konuşan dönemin İçişleri Bakanı ve DYP Aydın Milletvekili Ismet Sezgin, "Mumcu'nun çok yakın ve canciğer dostu" olduklannı beyan eden. bakanlar ve millet- vekilleri yoktu. Anma etkinlik- lerine katılmayan Cumhurbaş- kanı Demirel'in, ölümünün bi- rinci yılı nedeniyle yazanmız Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'ya gönderdiği mesaj, gazetemizde yayımlandıktan sonra, evin önündeki anma et- kinliği sirasında, Güldal Mum- cu'ya teslim edildi. Demirel'in mesajında, Uğur Mumcu, "Ku- vayi Milliyeci" ve "dürüsdük anıtı" olarak nitelendirilerek; "Menfur bir saldınyla onu ölümsüzlüğe gönderen hainler, mutlaka buluııacaktır" denildi. SHP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardımcısı Murat Karayalçın'm. evin önündeki törene, SHP Genel Sekreter Yardıması Ethem Cankurtaran ve Tunzm Bakanlığı Müsteşan ve SHP'nin Ankara Anakent Belediye Başkan adayı Koral Göymen ile birlikte katılması dikkat çekti. "Seni unutmayacağız, unutturma- yacagız" andının içildiği sırada, tören alanına gelen ve Mumcu Ailesi'nden uzak duran Karayalçın'ın. elinde bir ka- ranfil boynu bükük durarak "Katiller bulunsun, besap sorukun". "Demiral isti- fa" sloganlannı dinlerken; insanlarla göz göze gelemediği gözlendi. Cebeci Mezarlığı'na Mumcu Ailesi'nden önce. SHP Genel Sekreteri Halil Çulhaoğlu ve SHP Ankara İl Başkanı Yılmaz Ateş ile birlikte giden Karayalcın, bir mum ya- karak mezarlıktan aynldı. Mumcu, evi- nin önü ve mezan başında, binlerce "ger- çek dostu"nca saygı duruşunda bulunu- larak karanfil ve mumlarla anıldı. Etkinlikler sürüyor Mumcu'nunanısına 'BanaVurdular' Haber Merkezi- Gazetemiz yazan Uğur Mumcu'yu kat- leditişinin birinci yıldönü- münde anmak amaoyla dü- zenlenen etkinlikler sürüyor. Ankara'da bugün TMMOB Ziraat Mühendis- teri Odası'nca düzenlenen "Banşı Vurdular" söyleşisi, Atatürk Spor Salonu'nda yapılacak. Söyleşiye konuş- macı olarak Prof. Dr. Doğu Ergil katılacak. Izmir'de ise bugün Uğur Mumcu'yu anma etkinlikleri kapsamında "Uğur Mumcu'- yu Yaşatacağız" programı. Ismet İnönü Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleştirile- cek. Koordinatörlüpnü Semih Çelenk'in. sunuculuğunu Mine Aytu'nun gerçekleştire- ceği programın açılış konuş- masını. Gazetemiz Yönetim Kurulu Başkanı Alev Çoşkun yapacak. Maria Rita Epik'in Mumcu için hazırladığı "Peki Ben Niye öldüm" bestesi eşli- ğinde, yapımcılığını Altan Sa- zak'ın gerçekleştirdiği video klibin sunulmasının ardından Ceyhan Mumcu konuşacak. izmir Devlet Opera ve Ba- lesi'nden bir quartet konseri sunulacak. İzmir DevIetTi- yatrosu sanatcısı Ümit Bakış'ın flütü eşliğinde Hüs- rev öztürk Mumcu'nun "Sesle- niş"ini okuyacak. Eğitim-Iş Öğretmen Korosu'nun şarkı- lannın ardından gençlik adı- na Evrim Öztürk bir konuş- ma yapacak. Ardından Do- kuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü Deneme Tiyatrosu'- nda "Ben Mustafa Kemal'im" adlı dramatizasyon sahnele- necek. Daha sonra Gürsel Gökçe'nin "Uğur Mumcu'yu Uğurlarken" adlı dia gösterisi eşliğinde Grup Günberi. Mumcu'nun sevdiği şarkılan okuvacak. Saat 20.00'de başlayacak etkinlikler halka açık ve ücretsiz olarak gerçek- leştirilecek. Bursa Orhangazi'de SHP Gençlik Komisyonu'nun 24 ocakta başlayan "U'ğur Mum- cu Haftası" etkinlikleri 27 ocağa dek sürecek. Hafta kapr- samında Gazeteci-yazar Yılmaz \kkılıç. avukat Ali Aksoy, Ekrem Demiröz ve Ne- zihe Sanalın katılacağı bir pa- nel düzenienecek. 27 ocakta Mavi Boncuk Dügün Salo- nu'nda "Şarkıcı" adlı bir oyun sahneye konulacak. Mersin'de, İl Kültür Mü- dürlüğü. Mersin Üniversitesi, İçel Sanat Kulübü. Eğitim-fş, Türk Kadınlar Konseyi Mer- sin Şubesi, Mersin Rotary Kulübü ve Mersin Konserva- tuar Kurma ve Yaşatma Der- neği'n^ düzenlenen "Demok- rasi" konulu panel ise yann Ticaret ve Sanayi Odası Salo- nu'nda saat 16.00'da yapıla- cak. Yusuf Ziya Ak'ın yönete- ceği panele. Mehmet Babacan, Fazıl Tütüner, Meral Er. Prof. Dr. TürkerÖzsayar. Prof. Dr. Bilge Kula konuşmacı olarak katılacak. Adana'da 29 ocak günü saat 14.00'de Ziraat Mühen- disleri Odası'nda. Tını dergisi ve Ziraat Mühendisîeri Odası'nın işbirliği ile "Ayduı Kime Denir?", "Demokrasi ve Laiklik" konulu bir söyleşi gerçekleştirilecek. Söyleşide. Turan Altuntaş. Uğur Kartal ve Coşkun Karabulut birer ko- nuşma yapacaklar. Çanakkale Beledıyesrnce açılan "Uğur Mumcu Parkı"'- •na dikilecek Mumcu Anıtı'nın açılışı Ceyhan Mumcu'nun katılımıyla 30 ocakta törenlc yapılacak. Silivri'de SHP ilçe örgütün- ce düzenlenen "Laiklik ve De- mokrasi" konulu panel ise 31 ocakta Beyaz Saray'da yapıla- cak. -i UğurMumcu'nun Ukelerisonsuza dekyaşayacak. Atatürk Spor Salonu'ndaki anma gecesinde konuşan Ilhan Selçuk *Bu coşku Uğur Mumcu'nun ölmediğini gösteriyor' dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uğur Mumcu'nun ölüm yıldönümü nedeniyle, ga- zetemizin Atatürk Spor Salonu'nda düzen- lediği anma gecesinde, Mumcu'nun ilkeleri- ni "yaşatma" andı içildi. Anma gecesine katılanlann büyük bölümünü gençlerin oluşturduğu dikkati çekerken, Mumcu, öle- ne dek savunduğu. düşünce ve görüşlerini Kerim Afşar'ın sesiyle, dile getirdi. Mumcu en olumsuz olaylan bile "ince espri aıdayışry- la" aktanrken. salondakıleri de yine her za- manki gibi hem düşündürdü, hem de aa acı güldürdü. "Yiğıdim Aslanım" türküsü çalıru- rken ise gözlerde nem vardı. Atatürk Spor Salonu'ndaki etkinlikler, saat 20.00'de başladı. Salon saat 18.00'den itibaren Mumcu'yu sevenlerin akıruna uğra- dı. Polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı dikkat çekerken, hiçbir taşkınlık yaşanmadı. Gelenlerin tümü, tek yürek halinde, "Uğur- lar öbnez" sloganıyla salonu inlettiler. Genç- ler. "Genciz Atatürkçü'yüz. Yaşasın Atatürk Cumhurijeti" sloganıyla duygulannı dile ge- tirdiler. Salonda sık sık, "Kahrolsun şeriat", "Türkiye laiktir laik kalacak". "Suskun top- lum istemiyoruz" sloganlan atıldı. Gece. Kerim Afşar'ın. Mumcu'yu tanım- layan, şu sözleriyle başladı: "Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçi- yinı. ben laikim. ben anti-emper\ alistim. Ben tara bağımsız Türkiye'den yana>un. Ben öz- gürlükçüyüm. Ben insan haklan savunucusu- yum. Ben terörün karşısiDdayım. Ben >obaz- İarın, hırsızlann, vurgunculann, çıkarcılann düşmanıyım. Dün sabaha değin. araştırarak vazdığım hiçbir konuyu > alaııla) amadınız. Oyleyse. vurun, parçalayın. Her parçamdan benim gibiier, beni aşacaklar doğacaktır. Ben Uğur Mumcu'y'um." Bu dızelerin okunmasının ardından, Mumcu'nun yakın dostu ve gazetemizin ya- zan Öhan Selçuk, kürsüye çıktı. "Ölen bir ki- şiye öldü demeye, insanuı dili varmıyor. Bu - coşku da ooun, Mumcu'nun ölmediğini göste- riyor" diye sözlerine başlayan Selçuk'un bu düşüncesine, salondakiler, coşkulu alkışla- nyla karşılık verdiler. Salondakilere, "Mum- cu'nun ilkeleri tophunumuzda bugün yükselen değetferdenmidir"diyesoran Selçuk, "Hayff" yanıtmı verdikten sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: "İnsan üzüntülü, kederli olduğu zaman, dü- şünmek geri plana itiliyor. duygular öne çıkı- yor. Düşunmeye çalışalım. Dinlediğimiz ilke- İer, Tûrkiye'de yükselen değerlerden midir? Hayır. Bu ilkeler, Türkjye'de yükselen değer- ler değildir. Çünkü bugün Tûrkiye'de yükselen değeıier, köşe dönücülük felsefesinin değerleri- dir. O zaman, Uğur Mumcu, bugünkü topiu- mun yozlaşmasma, yükselen değerlere ve de- ğersizliklere karşı çıkarak, kendi değeriri kanıtlamtş birisidir. Acaba bugün. Atatürkçühîk toplumda, yük- selen bir değer midir? 'Ben cumhuriyetçiyim' diyordu. Cumhuriyetçilik, yükselen değerler- den midir? Mumcu, 'Ben laikim' diyordu. Bu- gün laikliği savunanlar, 'Canun siz de biraz yu- muşasanız da orta yolu bulsak'. Türk-İslam senteani uygulasak diyenlerin değerleri, ya da savunduklan fikirler, değersizlikieri yükseh- miyor mu? 'Bağımsmm' diyordu. Bugün Uğur Mumcu'yu, medyanın renkli bağunh- lan ile yücelten insanlardan hangisi, ben tam bağımsızlık istiyorum diyebiliyor? Yoksa, karşüıklı bağunlılığın felsefesini mi yapıyor- lar? Yoksa, Mumcu'nun ölümünü bir tica- ri girişim sayarak. bunu yozlaşmtş medyanın malı olarak mı ileri süriiyorlar. Acaba bugün parhunentodaki büyük çoğunluk merkez sağ, özgürlükçü olsaydı, bugün Türkiye bu kadar kirlenebilir miydi? Özgürlükçü iseter, neden Türkiye'vi demokrasiden uzak, geri ülke ko- numuna sokuyorlar." Mumcu'nun teröre karşı düşüncelerini de aktaran Selçuk. "Acaba onlann kurduğu, si- yasal iktidann ve onlann kurduğu devlet dü- zeninin, acaba bazı odaklan terörün tam karştsında mıdır, yoksa terör odaklannı korumakta nndır? Acaba terörün karşısında olsalardı, Uğur Mumcu'vu kurban eden terö- rii, katilleri 1 \ıl içinde ele geçiremezler miy- di. Acaba 1 yüdan beri olayı soruşturan, ko- ğuşturan ve izleyen kuvvetier gerçekten katil- leri bulamazlar mıydı?" dedi. Bu topraklann İcahramanlar yeü'ştirdiğini vurgulayan Selçuk. sözlerirü"Bu topraklar, Hektor'dan beri kahramanlar yet^tiriyor. Mustafa KemaDeri de, Uğur Mumcuları da yetiştirdi" diye tamamladı. Gazeteci Yazar AB Sirmen ise Mumcu'nun emekçiden, de- mokrasiden yana oiduğunu belirtirken, "1 yıl obnuş hayret, zaman öyle çabuk geçmiş ki. ,Ama onsuz geçen 1 yıl çok uzun geldi" di- yerek burukluğunu dile getirdi. Mumcu'nun yaşamı boyunca savunduğu düşüncelerini ise tiyatro sanatcısı Kerim Af- şar, dia gösterisi eşliğinde dile getirdi. Mum- cu'nun sıkıyönetim mahkemeşinde yargı- landığını günleri içeren, "Ah Bir Savcı Ol- saydım" başhğı altında topladığı yazılan, sa londakileri hem güldürdü, hem de düşündü- rdü. Afşar, Mumcu'nun, "Ah bir savcı ol- saydı" neler yapacağını şöyle aktardı: "Ah bir savcı obam, neler yapmazdm; ... Büyük işadamlannı bir geceyansı gözal- tma alıp, 'Kurduğunuz gizü örgütlerle anaya- sayı tağir, tedbil ve ilga ermeşsiniz' derdûn. Sorardım, sorardım, sorardım... Konuşurlardı, konuşurlardı, konuşur- lardı... — Bir viski... derdim, onlar terlevince, ki- barca: — Bir İskoç viski alır mısınız? ...Ah bir savcı olsam... Hep, 141,142'den davalar açardım, sabah dava açardım, öğlen dava açardım. Ögleden sonra dava açardım, akşam dava açardım. Toprak ağaiaruıa. işadamlanna: — Sosyal bir suııfın...derdim, öteki sosyal smrflar üzerine... derdim, tahakküm.. derdim, kurmuşsunuz, derdim. Bütün yargdananlar, toprak ağalan, işa- damları. politikacılar: - 141-142. maddeler, anayasaya aylun... derierse; o zaman: — Biz de o kanaatteyiz efendim ama, şeria- tın kestiği parmak acımaz... der yine devam ederdim görevîıne..."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle