06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK1994 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Memuruncoplanmasında ölçüsüzlük Bir grup memurun, haklı isteklerini, kamuoyuna ve siyasal makamlara duyurma amacıyla girişmiş olduklan eylem, ortada kamu düzenini bozma ya da ciddi, yakın, doğrudan bir tehlikeye sokma durumu söz konusu değilken, hoşgörüden uzak, ölçüsüz ve adeta nefret duygusuyla dağıtılmıştır. ÖMER ANAYURT Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kamu Hukuku Araştırma Görevlisi 0 zgürlüklerle kamu dü- gösteriler, demokratik bir rejimin işle- ' ' ' yişi için gerekli en temel haklardandır. Bununla birlikte, her toplantı ve göste- ri yürüyüşünün az ya da çok, kamu düzeni açısından bir tehlike teşkil et- mesi doğaldır. Çünkü topluluğu oluş- turan bireylerde çoğu zaman öfke, heyecan, his gibi psikolojik durumlar önemli ölçüde göze çarpar. Böylece, bu haklar. düşünceleri açıklamanın başka şekillerine göre kamu düzenini bozmaya daha elverişlidirler. Bu yüz- den bugün birçok ülkede bu hakkın kullanılmasıyla ilgili olarak. doğması olası kanşıkhklan önlemek amacıyla "önceden bildirme esası" getirilmiştir. Bu aynı zamanda. hakkın gerektiği gi- bi kullanılabilmesi için, yönetimin ge- rekli önlemleri alabilmesini sağlamaya yönelik bir işlev görür. Bu esasa uyul- maksızın yapılan ya da bu koşulun gerçekleştirilmiş olmasına karşın ama- cı dışına çıkmış olan toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin dağrtılması konusun- da, yönetsel kolluk makamlanna bazı yetkiler tanınmıştır. Ancak çağdaş. demokratik rejimler- de yönetsel kolluk yetkileri, birtakım ilkelerle sınırlanmıştır. Kolluk önlem- 9 0 g O zeni arasında sıkı bir ilişkı vardır. Yalnız ve valnızca bir düzen içeri- sinde banş ve huzurdan ve ancak özgürlük için- de bir düzenden söz edilebilir. Bu ba- kımdan kamu düzeni ile özgürlük dengesinı gözetme. çağdaşyönetimle- rin temel işlevlerindendır. Özgürlük ve düzen. aynı anda yönetsel işîevin ku- tuplanru oluşturur. Kamu düzenınin sağlanması. toplumsal vaşamın temel koşuludur. Ancak ne düzenin sağlan- ması gerekçesiyle özgürlükten vazge- çilebılir, ne de özgürlük uğruna düzen gözden çıkanlabilir. Önemli olan. top- lumun yaran ile bireylerin varan ara- sındaki kesışme noktasını bulmaya çalışmaktır. Çağdaş demokrasilerde toplantı ve gösteriler, siyasal kaülma yöntemle- rinden biri olarak önemli bir yer tutar- lar. Bu yolla bireyler. ilgili makamlara sorunlar. uyuşmazlıklar. eleştiriler, öneriler ve seçenekler sunarlar. Siyasal karar organlannı etkileyip kendi arzu- lan doğrultusunda bir sonuca ulaş- mak ısterler. Bu nedenle toplantı ve Ierinın devreye girmesi ve kullanılacak araçlar bakımından değişik ölçütler- den yararlanılmaktadır. Bunlardan bireyin anayasal haklannı koruyucu etkisi bakımından en etkılisi "ölçülük ilkesT'dir. Genellikle Alman. İsviçre. ve Reng Benjamin karanyla birlikte Fransız hukuk sistemlerinde yaygın olarak kullanılan, hatta bugün ulusal- üstii hukukun da temel ölçütünü oluş- turan bu ilke, hukuk devletinın temel ilkesi olarak kabul edilmekte ve devle- tın bütün işlem ve eylemlerine karşı bireyi koruyucu bir etki aracı olarak düşünülmektedir. Buna göre her şev- den önce kolluk önlemlerine başv uru- labilmesi için. kamu düzeninin açıkça bozulmuş olması ya da bozulma tehlı- kesinin görülebilır bir nitelik taşıması gerekır. Başka bir deyışle. kolluk ma- kamlannca alınacak önlemler açısın- dan, ortada zorunluluk durumunun varlığı gerekir. Diğer taraftan alınan önlemlerin. içınde bulunulan tehlikey- le orantıhlık icerisinde olması gerekır. Yani kullanılan araçlar, ancak amacı gerçekleştirme açısından zorunlu \e bunu sağlamaya yetecek ölçüde olma- lıdır; ölçüsüz bir nitelik taşımamalıdır. Amaca ulaşmak için sahip olunan araçlardan bireyin anayasal haklannı en az sınırlayıcı olanını seçmek, ilke- nin temel özelliğidir. Batı demokrasilerinde toplantı ve gösterilerin dağıtılmasında. kolluk güçlerinin kullanacağı yetkiler, aşama aşamadır. Cebir-şiddet kullanma ile silah kullanma. en son olarak başvu- rulabilecek araçlar olup; topluluğun kamu düzeni açısından ciddi tehhkeler doğuracağının belirginleşmesi ve "ulti- mum remedium" yani "son çare" duru- munun varhğını gerektirir. Bunlara başvurmadan önce ikna. vazgeçirme- ye yönelik psikolojik yıldırma gösteri- leri gibi yöntemler denenir. Bunlardan sonuç alınamazsa ikinci derece önlem- ler olarak basınçlı su. basınçlı-renkli su. gözyaşartıcı gazlar. şeffaf kalkan- lar gibi araçlardan yararlanma yoluna gidilir. Memura saldırı: İlkel ve kaba 13 ocaktakı memur ey lemınin dağı- tılması konusunda kolluk güçlerince kullanılan yöntemler oldukça ilkel \e kaba nıteliktedir. Hıçbir ölçü gözetil- meksizın. eylemın şiddet unsuru içeren yöntemlerle bastınlması volunun se- çilmesı. çağdaş vönetimlerin sergıleye- ceği bir tutum \e davranış sayılmaz. Böyle bir yöntemin makul hiçbir ge- rekçesi olamaz. Kolluk güçlerinin. kamu düzenini koruma yönünde baş- vuracağı önlemlerde hoşgörülü. titiz ve dikkatli olması, demokraıik top- lum düzeninin bir gereğidir. Oysa ya- pılan. "sineğin çekiçle ezilmesi" ya da "serçderin topla vurulması'V) ya da "vur deyince öldürmek"ten farksızdır kı. hukuk devletınde yönetimin kolluk yetkısi bu şekilde ölçüsüz olamaz. Çağdaş demokrasilerin temel özelli- ği, özgürlükçü rejimler olmalandır. Amaç. birey ve onun mutluluğunun sağlanmasıdır. Başta devlet olmak üzere diğer bütün kurumlar, bu amacı gerçekleştirmede yalnızca birer araç- tan ibarettirler. Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi "çoğulculuk, hoşgörü \e özgür düşünce olmaksızm bir demokra- tik toplumdan söz edilemeyeceğine" bunlann bir demokratik toplumun "kunıcu unsurları" (elements consti- tutifs) olduğunu açıkça ifade etmekte- dir. (2 ) Bir grup memurun. haklı istek- lenni. kamuoyuna ve siyasal makam- lara dujurma amacıvla girişmiş olduklan eylem, ortada kamu düzeni- ni bozma ya da ciddi. yakın. doğrudan bir tehlikeye sokma durumu söz ko- nusu değilken, hoşgörüden uzak. öl- çüsüz ve adeta nefret duygusuyla dağı- tılmıştır. Her toplantı ve gösteriyi, atılan birkaç sloganı. söylenen. yazı- lan bir-iki cümleyi, kamu düzenine yönelmiş bir saldın ya da büyük bir tehlikenin işareti olarak görmek, öz- gürlük konusundakı deneyımsizliği- mızin sonucu olsa gerek. Oysa bu deneyıme ulaşmanın yolu. özgürlükle- ri kullana kullana öğrenmekten geçer. Bunun için ıse. devlete düşen görev, bunlan her fırsatta bastırmak, engelle- mek değil, mümkün olduğu ölçüde teşvik etmek ve kullanılabilmelerini sağlayacak ortamı birey lere sunmak- tır. Özgür ve açık toplum düzenini ger- çekleştirmenin önkoşulu. özgürlüğün erdemine ve insanlık bılincine ulaş- mak tır. (')Deyımlerıçınbkz Brjıbam.G Le Prıncıpedc !a Proportjondlıt> ın Melangens Walınc. Pans 1974. l ! ) Sudrc. F Les Lıbertes Protegcciı pjr ld Cour Europcennc des Droıls de rHomme. rn Con^cıl Consuıutıonncl cı Cour Europeenm; Des Droıti de LHomme. STH. Strazbourg. IW0. s 2" 1 TARTIŞ3IA Güneydoğu'da Seçim Güvenliği Y erelseçimleriçin siyasal çalışmalar hızlanmaya başladı. Aday adaylan, bazı yörelerin adaylan açıklanmaya başlandı. Demokrasinin doğal olanaklandır bunlar. Tutarlı. olumlu, bilinçli, hoşgörülü olunmasını içtenlikle arzulanz. Seçimlerde güven ortamı yaratılması, -özellikle Güneydoğu'da- zorunluluğu vardır. Seçmenin oyunu tam anlamı ile özgürce. gönlünün istediğine verebilme ortamı mutlaka yaratılmalıdır. Ciddi. uygulamah önlemler alınmalıdır... Güneydoğu'da olsun, diğer yörelerde olsun oy verenin daha rahat olabilmesi için oy verme yerleri belirlenmeli Gerekiyorsa seçmenin hangi sandıkta oy verdiği bile bilinmemelidir. Bu önerim daha çok Doğu. Güneydoğu içindir. Oralann seçmenine güven vermek için böylesine bir yasal uygulamaya gidilmesi zorunluluğu vardır... Seçim günü belediyelerin, askeriyenin, tüm kamu kurum ve kuruluşlannın motorlu araçlan seçmenleri seçim sandığına taşımakla yükümlü kılınmah. Seçmen oyunu ilçe merkezinde, il merkezinde, kasabalarda vermelidir. Köylerin seçmenlerinin kimlere oy verdikleri bilinmemelidir. Böylece PKK belasının köyü mimleyip saldınsından kurtanlmalıdır. Alınacak böylesine önlemlerle vatandaşın oyunu daha bilinçli. daha uygun kullanabileceğine inanılmalıdır. 11 yılı köylerde, 26 yıh Türk milli eğitimine öğretmen ve yönetici olarak hizmet veren bir emekli olarak Doğu'nun, Güneydoğu'nun seçim güvenliğinin, ağa baskısının korkusu ile oylannı diledikleri gibi kullanamayanlann sayılan azımsanamaz. Böylesine bir yasal uygulama daha isabetli. güvenli oy vermeyi sağlar inananı taşıyoruz. AbduUahÇeUk Adapazan PENCERE Çiller Binmiş Bir Alâmete, Ğidiyoruz Kıyamete... Mustafa Kemal "Nutuk'a (Söylev) şu sözcüklerle başlar: "1919senesiMayısı'nın 19'uncugünüSamsun'a çıktım. Vaziyet ve manzara-i umumiye!.." Yıl 1994, Ocak ayının 25inci günü "Vaziyet ve man- zara-i umumiye" nasıl diye sorulunca en sağdan en so- la herkesin birleştiği noktaları bir kalemde vurgulamak çok kolay değil mü. 65 milyar dolar dış borç, 300 trilyon lira iç borç, enflasyon yüzde 70. Türk parası pul, ülkenin ulusal parasının yerine ABD Doları geçmiş, mevduatfai- zi yüzde 90dan yüzde 120ye kadar, Bütçe iflas etmiş, toplum kirlenmiş, temızlikkampanyaları açılıyor, kentler tıkanmış, medya saygınlığını yitirmiş, şeriat güçleri az- gınlaşmış, terör ortalığı kırıp geçirlyor. yaşam güvence- si yok. siyaset kilitlenmiş, devlet işlemiyor, demokrasi kurulamamış, 12 Eylül askeri yönetiminin anayasası 14 yıl sonra da geçerlı ve en kötüsü ülke parçalanmanın eşiğine sürüklenmiş, Lozan'ı yırtıp Sevr'i gündeme ge- tirmek isteyen iç ve dış güçlerin ıttifakı ağır basıyor, sos- yal adaletsızlik dorukta, "köşeyi donme felsefesi" yük- selen değerleri oluşturuyor, baş tacı ediliyor, pislik kokusu her yandan yükseliyor, ülke içinde göç depremi yaşanıyor... "Manzara-i umumiye" bu; ama, tabloyu ben mi çiz- dim?. HayırL En sağdan en sola medyanın sözcüleri de ülkenin du- rumunu böyle saptıyorlar; hiç kimse pembe bir tablo çizemiyor: 1980den bu yana Türkıye'yi parçalanmanın eşiğine getirdiğimiz bir kapkara gerçek... • Peki, bu duruma nasıl düştük?.. Nasıl kurtuluruz?.. Diyelim demokrasiye nasıl kavuşuruz?.. Iki yıl önce umudumuzu DYP-SHP koalisyonuna bağlamıştık. Cum- huriyet tarihınde ilk kez sağla sol demokratikleşme programında anlaşıp bir hükümet kurmuştu; ama, umut- lar suya düştü. DYPnin tutucu kanadı demokratikleşme- yi engelledi... Tarihsel zamanlama kaçırıldı. Soru: Demokrasiyi kim kuracak?.. 82 Anayasası'nı kim değiştirecek? "83 Rejimi'nin mevzuatı"nı kim elden geçirip demokratik yasaları çıka- racak?.. 12 Eylül'den sonra sol bölünmeseydı, bu işin üstesinden gelebilirdi. Bugün toplam oyları yüzde50ye yaklaşan DYP ile ANAPsözde "merkez sağ "partilerdir. "Sözde" diyorum, çünkü Batı'da merkez sağ partiler, yalnız ekonomide değil, siyasada da liberaldirler; bizim- WArkasıl9.Sayfada SAĞ Mİ LIYOR? IŞIGA AZKALDI... YARIM BIRAKMAYIN!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle