23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 26 OCAK1994 ÇARŞAMBA KULTUR Soyut heykelde akla gelen ilk isim Anthony Caro'nun,'Şelaleler' başhklı sergisi Aksanat'ta HeykelincazsanatçısıEDtPEMİLÖYMEN L ONDRA- Soyut heykelde akla gelen ilk isim. Klasik an- lamda heykel değil ^ ^ ^ ^ tabii: Çelik konst- * " ^ * riiksiyon, çelik kolaj ve emprovizasyon. Mimartığa doğru atılmış bir adım. Tate Gallery'de 3 yıl önceki büyük sergisinin adı da buydu zaten. Boşuna değil. Bir sonraki adımı, betona, çeliğe yaptığmı yapmak olacak. Caro. kendisi- ni sürekli yeniüyor çünkü. Ya- ratıcılığı eskimeyen bir sanatçı. Hayranlık kadar öfke de uyandıran. Çünkü kullandığı materyal yüzünden, sanatının gözden kaçtığı oluyor. "Çelik konstrüksiyon heykel mi olur- r Heykeltraşlıkta çığır açtı Yahudi bir borsa simsannın oğlu. 70 yaşında. Ressam Shei- la Girling ile evli. Bir oğlu Cali- fornia'da bilim adamı. Bir oğlu Londra'da ressam... Caro'nun çocukluğu varlıklı bir ailede geçmiş. Ama hayli mutsuz. Evin üçüncü çocuğu. Ağabeyi, 40'lanndayken kalpten ölmüş. Ablası astımlıymış. Ana-babası akraba evliliği yaprruşlar. Kav- ga eksik olmazmış. 30. evlilik yıldönümlerinde. babasırun. "Otuz Yd Savaşlan bitti" dedi- ğjni hatırlıyor. Babasımn zo- nıyla Cambridge'de mühendis- lik okumuş. Ama içinde sanatçı ruhu var. Nasıl dile getireceğini bilemeden. Babası. doğru dü- rüst bir işi olsun istiyor. Yaz ay- lannda heykeltraş Charles VVheeler'ın yanında. Wheeler önemli bir isim. Daha sonra Sir unvanı ve Kraliyet Güzel Sa- natlar Akademisrne başkan. Caro savaştan sonra aynı aka- demide öğrenci. Yaşamının ilk dönemeci: 1951-53 büyük heykeltraş Henry Moore'un parttime çıra- ğı. Moore ile taruşmıyorlar. Daha 22 yaşında. Çat kapı evi- ne gjüniş. Büyük sanatçının ilk sözü "Randevu alsaydınız" ol- muş. Ama aralannda bir baba- oğul ilişkisi oluşuyor zamanla. Çok şey öğreniyor. O yıllarda çahşmalan fıgüratif ve alçıyla. 1953'den itibaren Londra'da önemli sanat okullanndan St Martin's School of Art'da part- time hocahğa başlıyor. 1979'a kadar. Sadece İngiltere için de- ğil, uluslararası heykeltraşlık alanında da çığır açan bir isim oluyor bu okulda. Farklı açılardan bakış Henry Moore ile ilişkisi üze- L rinde hep durulur. Moore'u önce bir yol gösteriçi olarak gördüğü kesin. Ama sonradan dışladığı da. Geçen yıl tuhaf bir rastlantı ile iki isim yine bir ara- da anıldı. Paris'te Henry Moo- re restrospeküfi açıldı. Roma'- da Traianus Forumu'nda da Caro'nunki. Hem de Moore'un Floransa'da Belverede Bahçe- leri'ndeki ünlü sergisinin tam 20. yıldönümüne rastlayan günde. İki sergiyi de Giovanni Carandente hazırlamıştı. Vene- dik Bienali'nin bayraktan. Ca- ro'nun retrospektifı, olanca modernliği ile. Roma'nın en ta- rihi bölgesiyle tam bir zıtlık içindeydi. Roma- Yunan mı- marisinden esinlendiği "After Olympia" (Olimpıya Gibi) adlı dev eseri 23 metre uzunluk ve 3.3 metre yükseklikte Forum'- da diğer eserleriyle birlikte yer aldı. Moore ile rakip olduklan hep söylenmıştir. Ancak bu- nun. sanata farklı açıdan bakış- la sınırh olduğu anlaşılıyor. Caro, 1960'lardan itibaren Mo- ore'dan tamamen bağımsız bir sanatçı oldu. O kadar ki. ona soyut heykelin yolunu açan bü- yük ustasma ileriki bir aşamada İcarşı çıkacak kadar. Tate Gal- lery, Moore'un eserleri için sü- rekli bir sergi salonu planladığı- 70 yaşındakiAnthonv Caro, Londra'nın Camden Town semtindeki bir piyano atölyesinde çok sayıda asistanla çalışıyor. X J_enry Moore ilerakipolduklanhep söylenmiştir. FakatCaro, 1960'lardan itibaren Moore'dan tamamen bağımsız bir sanatçı oldu. O kadar ki, ona soyut heykelin yolunu açan büyük ustasına ilerki bir aşamada karşı çıkacak kadar. nda ve Hazine'den fon da sağ- ladığı sırada. 40 genç sanatçı "Times" gazetesinde yayınla- nan mektuplannda. bu ginşımi eleştirdiler. Caro, başı çekıyor- du. Moore'un çok kınldığı bili- nir. Caro. "Galeri'nin dinamiz- minin bozulacağı" gerekçesıyle karşı çıkıyordu. Şimdi Caro. hocasının bir zamanlar görül- düğü noktada. Henry Moore ve Caro Moore. anıtsal yapılarortaya koydu. Caro ise anıt meraklısı olmadı. Moore'un eserinin bir "yükselti"de durması gereki- yordu. Caro'nunkiler yerden bitıyordu. Moore. pastoral bir sanatçıydı. Caro ise kentsel. Moore. Avrupa'ya daha yakın- dı. Caro, daha çok Amerika'ya. Moore için çizim esastı. Caro hiç çizmedi. hiç maket yapma- dı. yap-boz dene-yanıl tekniği ile çalıştı. Moore. gözlemciydi. Caro ise radıkal ve antı-akade- mik. Moore'un eserlen ağırbaş- lı. Caro'nunkıler canlı ve dina- mikti. Moore. İngiltere'nin nemli ve gri bulutlu havasında yeşilin her türiindeki kırlar ve parklara uygundu. Caro için ışık ve güneş gerekli>di. Caro, 1960'lara kadar mini- malistken. sonra dışavurumcu dönemi geliyor. sonra da ba- rok. Öyle ki Caro. ıçıne gınlip dolaşılan dev eserleriyle daha çok tanınır. "Child's Tower Ro- om" (Çocuklar İçin Kule) ile Vladimir Tatlin'ın Üçüncü En- ternasyonal için yaptığı çelik kule (1919) arasındaki benzer- lik tesadüfı değil. Aynı biçime. iki yıl önceki Sevil Fuan girişin- deki "Bilim Kıüesi"nde (Tovver of Discovery) rastlıy oruz. Halen 15 esen İngiltere'de müzelerde. 45'i Kuzey Ame- rika'da. Kendısi için çalışan bir sanatçı olma lüksüne sahip ol- muş. Yapılan önerilerin pek azını kabul etmış: Washing- ton'da Ulusal Sanat Galerisi'- nin Doğu Kanadı'nda Çin asıllı Amerikalı mimar I.M.Pei (Lo- uvre'daki cam pıramitçi) için bir yapıtı var. Bir de Chicago'- da postmodern bir binada Phi- lıp Johnson ıçın... Üretımıni. arz ve talep saptamıyor. Soyut eserleri alıcı bulduğu ve ona iyi bir yaşantı sağladığı için şanslı. \'e bir de dik başlı ve zaten ba- ğımsız yaratılışlı. 35 yaşınday- ken Royal College of Art'da X V X"* (Kraliyet Güzel Sanatlar Yük- sek Oİculu) ona heykel atölyesi şefliği yani profesörlük öner- mişler. Mınn kınn. olmadık kaprisler (" Bütün görevlileri atın" gibi) sonuçta kabul etme- miş. Etseydi. kendisine ters dü- şerdi. Moore'dan sonra yaşamının ikinci ve en önemli dönemeci 1959'da Amerika. Ford Vakfı Bursu ile gider. Karizmatik modernist sanat eleştirmeni Clement Greenberg, soyut res- sam Kenneth Noland. ve hey- keltraş David Smith ile tanışır. Çok etkilenir. 180 derecelik bir dönüş yapar. Alçıyı ve fıgüratif çalışmayı bırakır, çeliğe ve non- figüratife yönelir. Kırpıntı me- tal ve bir kaynak makinesi ahr. Smith 1965'de bir trafık kaza- smda ölünce onun bütün metal yığmını ahr. 37 ton! Getınp Londra'daki evinin önüne yığ- rruşlar! Çok sayıda asistan Amerika'nın etkisi hâlâ sürü- yor. Nevv York eyaletinde bü- yük bir arazide bir stüdyosu var. Her yıl genç 10 heykeltraş \e genç 20 ressamla bir araya gelıyor. Gençlerle çalışmayı sevmek eşıtür yeni fıkirler, yeni görüşler ona göre. 70 yaşındakı sanatçı Lond- ra'nın Camden Town semtinde artık kullanılmayan bir piyano atölyesini mekan tutmuş. Çok sayıda asistanla çalışıyor. Sade- ce onlan yönlendiriyor. Eline kaynak makinası almadan. Ki- tap rafı düzeltmeyi bile sevmez- miş. Ampul değıştirmeyi bile. Mühendisliği zoraki okumarun sonucu bu olsa gerek. Caro sa- dece kafasının içinde yaratıyor. ve metalin nereden nasıl kesile- ceğini. nereye nasıl tutturula- cağını, nasıl lehimleneceğini söylüy or. Yapıyorlar. 10 bin ciltlik bir katalog Heykel artı mimarlık ürünü eserlerinin bazılan dev boyut- larda. 1985"de Yunanistan'a ilk ziyaretinin etkisiyle Zeus Tapı- nağı'ndan esinlenerek yaptığı- "After Olympia". aynca "Oc- tagon Tower" (Oktagon Kule) de 12 metre yükseklikte ve 27 ton! Caro'nun 1991de Tate Gallery'deki dev sergisi bu ve bunun gibi dev eserlerle doluy- du. Katedral büyüklüğündeki Duveen Galerisi'ndeki hacmı ancak Caro doldurabilirdi. Za- ten Caro o kadar hızla üreten bir sanatçı ki, 2.5OO'ü aşkın ese- ri 10 ciltlik bir katalogda top- lanmıştır. Cilt sayısı her halde artmava devam edecek. "Mendil" /paslı ve cilalı çelik, 1990. En büyük korkum kör olmak (The Guardian gazetesinin 31 Ekim 1991 tarihti sayısında sorulara verdiği yarutlar) Dört dörtlük bir mutluluk ne- dir? Stüdyodaki yaşantım. En büyük korkunuz? Kör olmak. Tarihte beğendiğiniz kişilik? Kararlılıkta Donatello. enerjide Picasso. En kızdığınız yönünüz? Kaygılanm. Başkalarında? Namertlik. Ke> fınizi ne kaçınr? Alçaktan geçen bulutlar. En hoşlanmadığınız \ anımz? Kötü givinırim. En esef ettiğiniz >önünüz? Sabırsızım. En sevdiğiniz an? Kara\iblerde denıze girmek. En mutlu oldugunuz dönem? Çocuklanm küçükken. Gece uykunuzu ne kaçınr? - Gündelik dertler. çoğu kez ıvır zıvır konular. Nasıl öunek istersiniz? Uykumda \e çok çok vaşhyken Nasıl hatırlanmak istersiniz? He\ keltraşlığa katkıda bulunmuş biri olarak. Moskova Festival Balesi CRR'de ^ültür Servisi - Cemal Reşit Rey Konser Salonu ve Atatürk Kültür Merkezi bu hafta da zengin bir program su- nuyor sanatseverlere. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bugün saat 17.00'de Moskova Festival Balesinın göstensı izle- nebilir. Bolşoy ve Kirov balesi İki ünlü Rus sanatçısı; Maris Liepa ve Sergei Radchenko ta- rafından kurulan topluluk, yaklaşık üç yıldan bu yana per- fbrmanslar sergiliyor. Mosko- va, Leningrad, Meksika, Boliv- ya ve İngiltere'de çok başanlı temsiller veren toplulukta Bol- şoy ve Kirov balelerinin sa- natçılanyla. Rusya'nın dünya- ca ünlü dığer sanatçılan da yer alıyor. Cemal Reşit Rey Konser Sa- lonu. yann saat 19.00'da da I Fıamminghi Topluluğu nu ko- nuk edecek. Rönesans müziğini saray ve kılisede en yetkin düze- yine çıkartan Flaman müzikçi- lerine İtalyanların verdiği 1 Fi- anuninghi adından esinlenerek kendilerine bu adı koyan toplu- luk, on yılı aşkın bir süredir ver- diği konserlerle kendı türünün en ıyisi olduğunu kanıtlarmş durumda. Avrupa, Amerika, Kanada vc Uzakdoğu'da ba- şanlı konserler gerçekleştiren grup: Barbara Hendncks. Her- mann Prey. J.P.Rampal, H. Holliger gibi dünyaca ünlü so- listlere de eşlik etmiş. İDSO'daşefİnciÖzdil 28 ocak cuma günü, saat 19. 00'da Cemal Reşit Reşit Rey Konser Salonu'nda Istanbtil Barok Kuartet bir konser vere- cek. Soprano Güzin Gürel'in solist olarak kalılacağı konser- de; çembaloda Leyla Pınar. vi- yolonselde Sevil Gökdağ. ke- manda ise Nun İyicıl sanatçıya eşlik edecek. Topluluk; Scarlat- ti, Hasse. Ross. Haendel ve Vi- valdi'nin eserlerini yorumla- yacak. 29 ocak saat 15.00'de Kent Orkestrası. İbo'nun solist olarak katılacağı bir konser verecek. Aynı gün saat 20.00'de ise Robert Previte Group bir konser verecek. İstanbul Devlet Senfoni Or- kestrası cuma akşamı saat 19. 00'da ve cumartesi günü saat 11 00'de Atatürk Kültür Mer- kezi'nde. şef İnci Özdil yöneti- minde olağan konserlerini vere- cek. Solist olarak piyanoda Ann Karamürserin katılacağı konserde; ..Paul Patterson'un "Festival Üvertüru". Maurice Ravel'in "Sol El İçin Piyano Konçertosu" ve Dimitri Şosta- koviç'in "Senfoni no.5 op.47" eserleri seslendirilecek. Carmen ve Dolores Chaplin. CharlieChaplin'in ihtirasb torunlandaoyuncu Kültür Servisi - Carmen \e Dolores Chaplin, koyu kahverengi gözlen. bal rengı tenleri \e olağanüstü gülümsemeleriyle en az adlannın çağnşıırdığı kadar egzotik ve güzel iki genç kız. Sessiz sınema efsanesının oğlu Michael ile onun kansı yan İrlandalı yan Tnnidadlı Patricia'nın beş çocuğundan ıkisı. Gribe yaka- lanmış olmalanna karşın. Pans'ın Chanzelize semtindeki Do- me-Villıers cıvanndaki kahvede ünlü aıleleri ve kendi oyuncu- luk kariyerleri hakkında keyıflı keyiflı sohbet ediyorlar. Büyük bölümü Fransa'nın güneybatı bölgesinde olmak üze- reçocukluklannın son derece olağan geçtığıni vurgulamalanna karşın, Chaplin'in egzantnk evınde y aşamın gerçekten eğlenceli olduğu çok açık. 21 yaşındaki Carmen. "Annemle babam hip- piydiler. Monsegur'a geldiğüniz ilk günlerde, yerliler Chaplin olan soyadımızdan ötürü bizi burjuva sanmışlardı" diyor. Aileye her yerden davetler geliyordu Ancak. zengin \e ünlü olduklan- na îtşkin izlenim çok geçmeden yerle bir olacaktı. Carmen, "Ba- bamın daima bozulup duran, gerçekten hurda arabalan vardı. Ne zaman çiftliğe gitsek, aynı odada \ atardık. Sonunda yerliler biz- den iş çıkmay acağını anladı >e bizi rahat bıraktılar" dıye sürdü- rüyor sözlcrini. Büyükbabalarıyla ilgili anıları oldukça silik Kutsanmış büyükbabalan Charlie Chaplin'e ılışkin arulan, onun öldüğünde bırinın 6. dığennın de 7 yaşında olmasından ötürü oldukça silik. Carmen. "Ben doğduğumda o zaten epeyce vaşlıymış. Ama gene de onunla >e büyükanncmle yemek odasında yemek yediğimizi anımsıyorum. Bu, çok özel bir olaydı ve hep son derece kibar davranırdık. Bazen hep birlikte oturup aile filmleri- mizi izler ya da tekerlekli sandalyesini iterek onu çevrede gezdi- rirdik" diyor. cV-^ harlie Chaplinarkasında pek çok komik film ve ihtiraslı torunlannın tohumlannı bırakarak göçtü. Torunlannın arasında ün sarayına bü\ ükbabalannın ardından giren gözü kara Dolores ve Carmen vardı. 21 yaşındaki Carmen, "Annem ve babam hippiydiler. Babamın daima bozulup duran gerçekten hurda arabalan olurdu... Çiftliğe gittiğimizde hepimiz aynı odada yatardık" diyor. Ünlü akrabalanna karşın. aile kendisini sinema dünyasının dışında tutmuş. Bü- yükbabalannın ba- şansından etkilen- melenne karşın. kız kardeşler oy unculu- ğa duyduklan aşkın büyük ölçüde çocuk- luklanndan kaynak- landığı inancındalar. "Okuldaki piyeslerde ben daima birinci er- kek, Dolores de birinci kadın olurdu" diye anımsıy or Carmen ço- cukluk günlennı. Kıkırdayarak ekliyor: "Ben en iyi arkadaş- larımın arasında hep Marilyn Monroe'nun striptiz numalarını ya- pardım. On yaşın- daydun galiba. doğum günümde biri bana vi- deo kamera armağan etti. Böylece Dolores'le birlikte fîlmler çevirmeye başladık." İki kız kardeş Madnd'deki bıryatılı okuldan sonra Paris'e dönüp yenılenmiş Fransız drama okuluna. Cours Florenfa git- tı. Ancak. \enlen öğretım ıkısını de memnun etmemişti "Dersle- ri hiç sevmemiştinı. Her şev son derece klasikti. Ama gerçekten klasik bir eğitim istivorsanız. Paris'e değil, İngütere'ye gitmeniz gerekirdi" diyor Dolores. Carmen'in okulu sevmeme nedenleri daha başka: "Bu okul bana göre korkunctu; çünkü ben gerçekten utangaç biriydim >e bu daima çok atak davranmanız gereken bir yerdi. Herkes uçuktu ve ben onlara ayak uydurmakta güçlük çekiyordum." Bu kötü deneyimlere karşın. sebat ettiler ve VVim Wenders'ın 1989'da çektığı filmı Dıim anm Sonuna Kadar (Untıl the End of the World)'da rol aldılar. Bu. yeni bağlantılar kurmalannda yararlı olan bir deneyimdı. Bir partide fılmın prodüktöriiyle tanıştılar \e prodüktör onlan Venedik'te bir günlük bir rol için davet ettı. Carmen'ın bundan sonraki rolü İspanyol Miguel Bo- se'nin fılmi L'Aımee Sacrre'dc oynadığı sakat kız oldu. Bose, Carmen'e göre "Yahıız olağanüstü sezgili değil, inanılmayacak kadar nazik ^e zekiydi". Ve geçen yılın başında. Fransız idolleri Cathrine Deneuve \e Daniel Auteuilın de rol aldığı. oldukça id- dialı bir film olan Afa Saıson Preferee'de oynadı. Kariyerleri konusunda soğukkanlı ve sakinler Kız kardeşlenn her ikısı de büy ükbabalannın fılmlerini bü- yük bir keyifle izliyorlar. Özellikİe de. babalan Michael'ın da oynadığı Xe\\ York 'ta Bir Kral ile Sahne Işıklan fılmlerini sevi- yorlar Carmen. "1950'lerde yapılan filmleri gerçekten çok sevi- yonım" dıyerek düşünceye dahyor. En sevdiği fılmler Jack Lemmon, Robert Mitchum, Marlon Brando, Marilyn Monroe ve Bette Davis'in oynadığı fılmler. Dolores ise Jane Champion'ın son fılmi Piyano'nun stan Holly Hunter hayranı. Kendi oyunculuk kanyerlen hakkında her ikisi de, hemen her konuda olduğu gibi oldukça soğukkanlı \e sakin göriinü- yorlar. Carmen. "Hiçbir zaman oyunculuğum veya sinema kari- yerim konusunda kaygı duymadun. Her şey öylesine belirsiz ki, eger kaygı duymaya başlarsam çıldırırdım" diyor. Yakın bir ta- rıhte başlama ihtimali olan fılmde alacağı rol düşünülürse. Car- men'in endışe etmesine gerek olmadığı da ortaya çıkıyor. Gele- ceğe ilışkin projeleri sorulduğunda Dolores de, "Çok, hem de pek çok projcnı var!" diyor. Ancak. gelecek onlara ne getirirse getirsın, kesın olan bir tek şey var: Büyükbaba Charlie, eğer ya- şasaydı, beyaz perdenin tarihine kendi damgalanna basacak olan bu iki torunundan büyük bir gurur duyardı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle