03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC78. HLSAYI24848 S A N A T K Ü L T U R M A G A Z I N T E L E V I Z Y O N 240CAK1994PAZARTESJ Kirli hava ve sigaradan kaynaklanan KOAH, tüm dünyada her yıl milyarlarca liralık ilaç ve hastane masrafma neden oluyor Metropoldeyaşamakhasta ediyor GÜNDÜZ İMŞfR Kronik bronşit ve amfizem hasta- lıklannın değişik derecelerde bir arada bulunmasıyla oluşan "kronik obstrüktif akciğer hastalığı" (KO- AH), ülkemizde de hızla yaygınlaşı- yor. Uzmanlar. kirli hava ve sigara- dan kaynaklanan ve "metropol has- talığı" olarak da adlandınlan KOAH nedeniyle her yıl dünyada milyarla ifade edilen iiaç ve hasîane gideri olduğunu belirtiyor. Aşırı balgam ve iltihaplanma Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıklan Anabilim Daü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta. kronik bronşitte, bronşlarda aşın balgam ve iltihap- lanma ile daralmalar olduğunu ve ilk belirtilennin de öksürük ve bal- gam çıkarma olduğuna dikkat çeki- yor. Amfizeminin ise akciğer doku- sunun elastik liflerinin harabiyeti ile oluştuğunu ve bu hastalığın ilk be- lirtisinin de nefes darlığı olduğunu vurgulayan Doç.Dr.Ahmet Rasim Küçükusta şunlan söylüyor: "Ancak çoğu kez bu iki hastalık birlikte bulunurlar. Yani kronik bronşitlj bir hastada zamanla akciğer dokusunda da harabiyet (amfızem) oluşmaya baslar. Ya da anfizemli bir hastanın bronşlarında da iltihaplan- ma ve daralmalar (kronik bronşit) görûlür. Bu iki hastalığı çoğu zaman birbirinden aurmak mümkiin oüna- dığı için de KOAH devimi kullanılır. Ülkemizdeki KOAH'da da daha çok kronik bronşit bulguları hakimdir. saf amfi/eme ise daha seyrek rastla- nır." Dünya Sağlık Örgütü'nce 1986 yılında ABD'de gerçekleştirilen bir araştırma, 13.4 milyon kişide KO- KOAH'A YOL AÇAN FAKTÖRLER Puronun vepiponun sigaradandahaazzaranvar Uzmanlar. KOAH nedenlerini şöv le açıkhyor: Sigara: KOAHa yol açan en önemli faktör sigaradır. İngıltere'- de 55-64 vaşlan arasındaki erkek- lerde yapılan bir araştırmada kro- nık bronşit. çok sigara içenlenn yüzde Î7.6'sında. orta derecede içenlenn yüzde 13.9"unda. sigarayı terk etmiş olartlann yüzde 4.4'ünde görülürken. sigara içmeyenlerde hiç rastlanmamıştır. KOAH olu- şumunda. içılen sigaranın cinsı ve içme şeklinin de önemli rolü oldu- ğu belirtıliv or. Puro ve pipo. sıga- raya göre daha az zararlı olarak kabul edilmektedir. Fıltreli sigara- lann KOAH a neden olma şansı da daha düşüktür. Sigara dumanı- na pasif olarak maruz kalmak da KOAH için bir risk faktörüdür. Ozellikle anne ve babalan sigara içen çoçuklar KOAH tehdidi altı- ndadırlar. Sigara. bir taraftan bronşlarda balgam yapımıru arttırarak. bir ta- raftan da bronş epitel hücreleri üzenndeki tıtrek tüycüklerin hare- ketlennı bozarak bronşlarda salgı bırikimineyol açar. Böylece bronşlar enfeksiyonlara karşı çok hassas bir hale gelirler. Sigaranın. bronş düz kaslan üzeri- ne doğrudan daraltıcı bir etkisi de vardır. Sigara aynca hava kesecik- lerinde iltihap hücrelerinin biriki- mine yol açarak ve bu hücrclerden akciğer elastik liflerini parçalayan enzımlerin salgılanmasını arttıra- rak amfızemle ilgjli değişiklikleri de başlatır. Hava kirliliği: Hava kirliliği ve KOAH arasında ilişkiyi gösteren çok sayıda araştırma vardır. Hat- ta. KOAH için. sigara ve hava kir- liliğinin yarattığı bir ""metropol hastalığı" tanımı da kullanılmak- tadır. Hava kirlıliğine yol açan maddeler içinde en çok İcükürtdi- oksit ve solunabüen küçük parti- küllerin tehlikeli olduğu düşünül- mektedir. Ingiltere'de 1952 yılında yaşanan ve 4 binden fazla kişinin ölümüne yol açan hava kirliliği fe- laketinden sonra ozellikle kömür yakılmasının azaltılmasıyla hava kirliliği de kontrol altına alınmış ve KOAHlı hasta sayısında azalma- lar olmuştur. Çocukluk çağı enfeksivonları: KOAH oluşumunda üzerinde du- rulan faktörlerden biri de çocukluk çağmda geçirilen solunum yollan infeksiyonlan, ozellikle de bron- şiolitlerdir. RSV adı verilen virii- sün neden olduğu bronşiolitli ço- cuklarda, hayatın ileriki yıllannda KOAH görülme riskinin yüksek olduğu anlaşılmıştır. Bu bakı- mdan. çocuklardaki solunum yol- lan enfeksiyonlannın önlenmesi ve vaktinde tedavi büyük önem taşı- maktadır. Genetik faktörler: KOAH oluşu- munda genetik faktörlerin de önemli rolü olduğu belirtiliyor. Al- fa-1-antitripsin adlı maddenin eksik olduğu kişilerde amfizem ge- lişme riski yüksektir. Bu madde ak- ciğerleri elastaz enziminin tahri- batından korumaktadır. Alfa-1- antitripsin kan düzeyinin normalin yüzde 10'nun altına düşmüş oldu- ğu durumlarda, erken yaşlarda amfızem ve karaciğer sirozu geliş- me riski vardır. İımnunolojik faktörier: Sigara içenlerde immunglobujin E ve eosi- nofıl düzeylerinin sigara içme- yenlere göre anlamh derecede yük- sek bulunmuş olması, KOAH oluşumunda alerjik faktörlerin de rolleri olabileceğini düşündürmek- tedir. Bu konudakı çalışmalar sür- mektedir. AH olduğunu ortaya koydu. Yapılan araştırmalann ortava kovduğu bir başka gerçek ise her yıl dünyada 2 milyon kişinin amfızeme vakalanması. Bu. bir başka deyişle tüm dünyada hastane>e yatış ne- denlerinin arasında vüzde 13'ünün KOAHtan kaynaklandığını ortaya koyuv or. Öldürücü hastalık Bir başka araştırmaya göre de ABD'de ölüme neden olan hastalık- lararasında KOAH 5. sırayı oluştu- ruvor. Uzmanlar. KOAH'tan ölen- lerin yüzde 95'ınden fazlasının 55 v aşın üzenndekıler olduğuna dikka- tı cekerek şunlan söylüyor: "Dûnya Sağlık Örgütü'min israrisriklerine göre 1990 yılında, dünyada 2.7 mil- yon kişi KOAH'tan ölniüştûr ve buna göre KOAH. tüm dünyada en çok ölüme yol açan hastalıklar içinde 6. sırada yer almaktadır. KOAH. tüm dtimada daha çok erkeklerde görü- len bir hastalıktır. Bunun nedeni ise erkeklerde KOAH'a neden olacak düzeyde vavgın sigara içişi. hava kir- liliğinden etkilenişleri. toz ve dumanlı mesleklerde daha çok çalışmaları gösteriüyor. Son > ıllarda bir başka il- ginç gelişme ise sigara tiryakiliğinin kadınlar arasında yavgınlaşmasıvla, KOAH'ın kadınlar üzerinde de etkili olduğunu orta>a kovuvor." Genetik ve çcvresel faktörlenn önemli rol oynadığı KOAH hastalığmda nc vazık ki ülkemizde >apılmış sağlıklı bir istatistiksel sonuç ortaya konul- muş değil. Ancak hava kirliliğının her geçen \ıl büvük kentlerde biraz daha artış göstermesi ve sigara ıçiminın yay- gınlaşması, ülkemizde de KOAH'ın btıgüne kadar göz ardı edilmiş çok önemli bir sağlık problemi olduğu- nu ortaja koyuyor. Sinsi seyrediyor KOAH'a ister kronik bronşit is- terse de amfızem bulgulannın ha- kim olmasına karşın bu hastalığın sinsi seyirli bir hastalık olduğuna dikkati çeken Doç.Dr.Ahmet Ra- sim Küçükusta. hastalığın belirtileri konusunda şunlan söylüyor: "Kronik bronşitlerde ilk belirti. ozellikle kcj avları bovunca sabahları daha fazla olan öksürükle kendini belli eder. Tiryakiler bunu 'sigara ök- süriiğü'' olarak tanunlarlar ve üzerin- de hiç durmazlar. Birçok hasta ısrarlı sorularda bile böyle bir öksürügü şi- kayet olarak belirtmek istemez. Çiin- kü bu öksürükle artık bir çeşit arka- daş olmuşlardır ve sigara içen bir ki- şinin biraz öksürmesi, balgam çıkar- ması olağandır. Ovsa bunlar kronik bronşitin başlıca belirtileridir. Öksü- rük giderek tüm gün bovunca görül- meye başlavacak ve çıkarılan bal- gam da artacaktır. Kronik bronşitli- lerin doktora ilk başvurmaları. bir enfeksiyon döneminde artık hastayı iyice rahatsız eden öksürük ve bol balgamla beraber nefes darlığının da ortaya çıkması ile olur. Nefes darlığı ilerleyici özelliktedir. Her tekrar- layan bronş enfeksivonu kaltcı hasar- lara \e nefes darlığının artmasına yol açar. Bu hastalarda sağ kalp yeter- sizliği belirtilerine (gözlerde kızarma, boyun damarlarında dolgunluk, ka- raciğerde büv üme, bacaklarda şişıne, karında asit) sık rastlanır. Kandaok- sijen basıncı düşük olduğu için de par- maklarda morarma, huzursuzluk, uykusuzluk, başağrısı, çarpıntı, kalp- te ritm bozukluklan gibi belirtiler go- riiJür." Amfizemin ilk beiirtisi nefes darlığı Doç. Dr. Ahmet Rasim Küçük- usta, amfizemin belirtilerini ise şöyle sıralıyor: "Amfizemin ilk beiirtisi nefes darlığıdır. İlk yıllarda ancak ağır eforlarda orta>a çıkar ve hasta hareketlerinı sınırlandırdığı için de fazla soruna neden olmaz; zaman zaman öksürük. hınltılı solunum görülebilir. ama hiçbir zaman kro- nik bronşitte olduğu gıbi balgam yoktur. Yıllarla sinsi sinsi ilerleyen nefes darlığı. sonunda hastayı ev içindeki eforlan bile yapamayacak bir hale düşürür. Son dönem hastalar için yatakta bir taraftan bir tarafa dön- mek. hatta konuşmak bılc nefes dar- lığına yol açar. Bu hastalar düz ya- tamazlar. ancak oturur durumda rahat edebilirler. Amfızemli hasta- lann giderek zayıflaması vegöğüsle- nnın adeta bir fıçı şeklini almasma da sık rastlanır. Bunlarda sağ kalp vetersizliği ve kanda oksijen düşük- İüğü hastalığın sadece son dönemle- rınde aörülür." ABD'ninkırsal kesimlerinde kanser yükseliyor NATIONAL GEOGRAPHIC LAURA RANDALL Kimi günler hemşire Connie De- agle'm görevi. annesi hekime görü- nürken küçük Susie ile sohbet et- mek. Bunun dışında Deagle, hasta- lann belkemiğine iğne yapılarak uy- gulanan karmaşık bir kemoterapi yönteminde hekimlere yardımcı ol- makla görevlı. Geceleri ise Rappa- hannock Hastanesi Onkoloji Kli- niği'nde koordinatör olarak Deag- le. hastalann kanser tedavisiyle ilgili sorulanna telefonla yanıt veriyor. 76 yataklı hastanedeki bu klinik. Virginia Massey Kanser MerkezT- nin kent dışındaki küçük hastane- lerdeki dört uzantısından biri. K,Arsal kesimlerde kanser tedavisini engelleyen nedenlerin başmda bu yörelerin özel bakım olanaklanndan yoksun oluşu geliyor. Deagle ve öteki hastanelerde gö- revli meslektaşlan. Massey Kanser Merkezi hekimlerinin de belirttiği gibi, projenin işlevselliğinı etkili kıl- maya yaravan bağlantısı. "Tek tek hastalar konusunda benim sahip ol- dugumdan çok daha fazla bilgiye sa- hipler" dıyen onkoloji ekibi şefı Dr. Christopher Desch. "hastanın Rich- mond'a gidip gelmesinde bir sakınca olup olmadığını sorduğunıda, Barncy Amca Fred'i arayabılırse komşusu- nun çocuğu onu hastaneye götüre- bilir' gibi şaşırtıcı yanıtlar veriyor- lar." Kırsal kesimlerde kanser tedavisi- ni engelleyen nedenlerin başında bu yörelerin özel bakım olanaklann- dan yoksun olması geldiğinden. Massey'deki hekimler 1989 yılında bövlesi bir program başlatmışlar. Kanser Merkezfnin onkolojistleri. hastalan tedavi etmek ve yöre he- kirn ve hemşirelenni kemoterapi ko- nusunda eğitmek amacıyla iki haf- tada bir kırsal kesimdekı hastaneleri ziyaret ediyor. Bu yörelerdeki hasta- lar yalnızca, yüksek teknoloji gerek- tiren ışın tedavisi ve kemik iliği nakli için Richmond'a gitmek zorunda kaljyor. Uzmanlar. programın. has- talan yaklaşık 2 milyon km. yol gıt- me külfetinden kurtardığını belirti- yor. Aynca programın. tedavi için onca yolu tepmekten kaçınan hasta- lara da bir olanak tanıdığı ileri sürü- lüyor. Virginıa'da kanserden ölüm oranı ülke geneline göre sekizinci sı- rada >er alıvor. Bunun nedeni. bu >öredekı yoksulluk ve ışsizlik oran- lannın son derece yüksek oluşu ve okur-yazar ve genç nüfusun azlığı. 4 Arnerikairdan biri kırsal kesimde yaşıyor Ulusal Kanser Enstitüsü'ne göre öteki kırsal kesimlerde kanser oranı yükselmekte. Başkan Clinton sağlık konusundakı konuşmasında, kırsal kesim sağbk merkezleriyle hastane- ler arasında işbirliğine gidılmesini önerivor. Her dört Amerikalıdan biri. geliş- miş teknolojinin gerisinde kalan hastanelenn bulunduğu kırsal ke- simlerde yaşıyor. Bunlar ulusun önemli bir parçasını oluşturmakla birlikte. daha sessiz bir vapıya sa- hip. Massey Merkezi'nin kırsal kesim sağlık projesinin tohumlan. tütün vetiştiricılerin voğun olduğu South Hill bölgesınde atıldı. Sonucun ba- şanlı olması. programın iki bölgede daha uvgulanmasına vol açtı Finansman sorunları Uzak kırsal >örelere sağlık hiz- metleri ulaştınlarak ulusal bir örnek varatmayı amaçlavan projenin fi- nansman sorunlannın enıne bovu- na bir değerlendirmesi vapılı>or. Onkoloji ekibinden Dr. Smith. "Kırsal kesimdeki hastanelerde de eksiksiz bakım sağlanabildiğini göz- ler önüne sereceğiz. Ancak tüm kırsal yöre hastanelerinin bu konuma gele- bilmesi için vakit henüz çok erken" diyor. Gerçekten de. kimi araştır- maalara göre. yöreler arasındaki farklılıklar tek ölçüte dayanan pro- je>i geçersiz kılıyor. Massey progra- mı. kırsal kesimlerdeki kanser teda- visi konusunda atılan olumlu adı- mlardan biri olma özelliğini taşıyor. Bu alanda başka yörelere daha uy- gun gelebilecek farklı girişimler de var. Örneğin. Alabama Ünjversi- tesi, bu eyaletteki "siyah kuşak" kır- sal kesiminde >aşayan halkın kanse- re karşı sergılediği davranış özellik- lerini araştınyor. Bu hastalıkla ilgili görüş ve inançlar toplumdan toplu- ma farklılıklar gösteriyor. Virginia projesi başanlı oluşunu projenin bu yörede ortava atılmasına borçlu. Kimı hastaneler uzaktaki kanserli hastalara ulaşma kavramını. bir merkeze giden hastalara kemotera- pi uygulayıp faturasını ellenne ver- mek olarak değerlendıriyor. Mumcu için çiçeklerde yas tutuyor LFlK TEKİN Nebile Ataç'ın 24 Ocak 1993'ten beri sürdürdüğü çabası sonunda nergisler siyah açtı. ADANA - İki kez fenalaşmış ölümlerkarşısında. Mersin'e gelişindeilk kezgörüp, mavi gözlerine hayran kaldığı bir bü> ük adamın artık yaşamadığı radyolarda anons edildiğinde v anmış > üreğı. Ölümünden bir yıl önce Mersin Gan'nda, jandarmalan aşarak eline sanlmayı başardığında 7 yaşındaymış. Dikmişgözlerini mav i gözlere. hiç ay ırmamış. Mavi gözlü dev adam. şaşınp sormuşçocuğa: "Neden gözlerini hiç ayırmıyorsun yavTum?" Sesin derinliğine yenik düşen küçük kız. "Babam"demiş, "Ata'nın mavi gözlerine bakan bayılır demişti. Ben de deneme yapıyorum." Gazi gülmüş. Yanağından makaslar almış çocuğun. Birzarfalmış emirerlerinden. İçine, 10. Yıl Marşı'nın da yer aldığı bir kitabı. 6 Ok"un işlendiği bir ipek bayrağı. birdesubav elbiseli bir portresini imzalayıp koymuş. Ata"sıy la unutamadığı tek anısı böyle Nebile Ataçın Mustafa Kemal'i gönnenin bü- \ ük sev ınci. O'nu key betmenin derin acısına dönüştüğünde ilk kez yıkılmış Nebile te> ze. Yıl 1993. Ocak avının 24"ü. Adana'nın günevindeki birevde komşulanv la TV izliv ormuş Nebile Ata'ç. Birdenbire bir altv azı geçmeye başlamış ekrandan: "Mumcu. arabasına konan bir bombanın patlaması sonucu..." înanamayıp sanlmış telefona. Sevdalanmışçasına okuduğu, hiç bırakmadığı gazetesini aramış. "Uğur" diyebilmiş, hıçkınklara boğularak. "söyleyin, gitti mi?" Nebile Ataç, yıllardırokuduğıt bir > azann yok edilmesine inat, aylardır bir uğraş içindeydi. Amacı, çiçeklere de siyah açtırmaktı. Ve sonunda, özel bir yöntemle beyaz nergisler siyah açtılar. Nebile Ataç, doğanın da. Mumcu'ya saygısını dile getirdiğikanısında. Nebile teyze. 24 Ocak 1993'ten beri sık sık evinin yolunu şaşınyor. Yalnızken kendi kendinekonuşuyor. Katillerine. iki çift de lafı var Nebile Ataç'ın: "îstedim ki O'na sadece insan olanlar ağıt yakmasın. Çiçekler deyastutsun. İsterdim ki. katil benimle konuşsun; "ben öldürdüm" desirı. O'na, 'Uğur Mumcu senin de yaşamanı. tartışmanı kterdi' derdim."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle