Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 16OCAK1994PAZAR
KULTUR
Ferhan Şensoy'un gençlik düşü 19 ocakta gerçekleşiyor: 'Içinden Dalga Geçen Tiyatro'
NtLGÜN TOPTAŞ
300 kişilik alt kattaki salonda dav
Seyircili Seyir Defteri' sunulacak.
(
En
güzeldeniz henüzgidflmenrişoiandar'
çinden dalga geçen
.tiyatro olur mu?.."
demeyin çünkü oldu
bile. Şu anda Kuru-
çeşme sahilinde de-
mirlemiş. Boğazın
dalgalı sulannda ha-
fıf hafıf sabnıyor \e
içinden de durmaksızın dalgalar geçi-
yor. Ferhan Şensoy'un "çok eski bir
düşü" de böylece gerçekleşmiş oluyor.
Ne rautlu düşünü gerçekleştiren sa-
natçıya.. Mutlu. ama çok da yorgun
ve sinirleri de epey bozulmuş. Koca
tekneyi tiyatroya dönüştürmek, ama
gerçek bir tiyatroya, tüm donanımıy-
la, kolay mı? Hiç değil ama insan dü-
şünü gerçekleştirmeye bir fırsat bul-
maya görsün, eünden ne kurtulur kı..
Jşte Ferhan Şensoy da Izmir'de "dis-
co" yapılmak üzere hanrlanan ka-
tamaranı görünce "işte" demiş, "Bu
benim tiyatro yapacağun tekne" Ve
gençliğinden bu yana kurduğu "gemi-
de tiyatro" düşünü gerçekleştireceğı
katamaranla denize açılarak İstan-
bul'a ulaşmış.
Evet, Ortaoyuncular, "İçinden Dal-
ga Geçen Tiyatro"da çarşamba günü
Ferhan Şensoy'un yazdığı "Seyircili
Seyir Defteri"ni sahnelemeye başlı-
yorlar.
İçinden Dalga Geçen Tiyatro'nun
iki salonu var. Alt kattaki salonda "Se-
yndB Seyir Defteri", yukardaki "Kırk-
ambar" adlı salonda da gece tiyatrosu
gerçekleşecek.
Kırk ambar,
bar şeklinde
düzenlenmiş
**içkfli bir tiyat-
ro" ve burada
yenilip içilerek,
saat 24.00'te
kabare türüne
yakın Şensoy'-
un deyimiyle
"sürpriz bir
şevter" izlene-
cek. "tçkiH ti-
yatro"nun asıl
işlevi ise aşağı-
daki tiyatroyu finanse etmek. Ferhan
Şensoy'un 'gemide tiyatro' düşü ash-
nda ilk biçiminden oldukça değişıkliğe
uğramış. "Boğaz'da henüz köprülerin
görülmediği kuşaktan" olan Şensoy
karşıya vapurla geçerken "araba \a-
puriannı" kestırmış gözune. Ama ara-
ba vapuru "katamaran"a. "Nuhun
GemisT projesı de "içinden Dalga Ge-
çen TiyahVya dönüşmüş. Şensoy'la
"İçinden Dalga Geçen Tiyatro"nun
kaptan köşkünde söyleşiyoruz:
-Neden "İçinden Dalga Geçen Ti-
yatro?"
tstanbul'un artık çok genışlemesı,
trafığin yoğunlaşması nedenıyle Kadı-
köy. Bakırköy seyircisi Beyoğlu'na
zorgeliyor ve Kadıköy. Bakırkö> tur-
neleri yapılıyor. Bu giderek çoğalacak
Bu ariİamda "gemi tiyatro' seyircinin
ayağına gidecek. Salonu olmayan bir
sürü sahil kasabasında tiyatro sunan
bir tiyatro olarak düşündük.
- Bunu yıllardır düşünüyorsunuz ama
obnuyordu şimdi nasıl gerçekleşti?
Ben hep bırgün karşıma bir gemı çı-
kacak veya bırgün bir hurda arabalı
vapur alacağım sonra param oldukça.
yıllar içinde yapacağım dıye düşünü-
yordum. Amerikalı bir yönetmen gel-
di, bizim oyunlanrmzı ızledi. çok etki-
lendı ve ortak bir yapım önerdi. Ben
arabalı vapurla yapacağım "Nuhun
Gemisi" projemi anlattım. Bu proje
tstanbul'da başlayıp, Karademz üze-
nnden Tuna nehrini geçerek Avrupa'-
nın içinı dolaşıyor. Bu Amerikahlan
çoketkıledi yalnız, osıra Berlınduvan
yıkümışü, bunun ıçin projeyı Alman-
ya'dan başlatmak istedıler. İsianbul
onlara cazip gelmedı. Ve bu ış olmadı.
Daha sonra. "tngilizce Bilmeden
Hepinize 1 Love You" adında. bıraz da
bu olayın hicvıni yapan bir kıtap
cıkardım. Bu kitabı okuyan bir arka-
daşım yoluyla İzmır'de bu katamara-
nın sariibi Engin Deniz'le tanıştık. Ge-
miyi görünce 'Bu gemi Nuh'un Gemisi
değil ama benim tiyatro yapabileceğim
gemi' dedım. İçinde boş alanlar vardı.
hatta sahne yaptığımız yerde. sankı ti-
yatro içın düşünülmüş gibı spotlan
saklayacağınız. perdeyı çekeceğınız
bir yükseltı bile vardı. Ust katta da be-
nim uzun yıllardır düşündüğüm gece
tiyatrosu yapılabilırdi. Gemiyı görün-
ce her ikisini birlikte gerçekleştırebıle-
ceğjmı düşündüm. Bu bizim içın daha
verimli çünkü ortağım ış adamı olarak
ayda ne kazanacağını düşünüyor.
Ayda birşey kazanmak içın aşağdakı
tiyatro yetmiyor. Aramızda bir sözleş-
me var ama parasal olarak bu sözleş-
meye bakmaya vaktimiz yok.
- Sponsorunuz var mı?
Efes Pilsen Engın'e gemınin yapımı
'Gemi durduğu yerde de müthiş para yiyor. Ben zannederdim ki para
yalnızca kanyla yenir, hayır, gemiyle de çok güzel para yeniyor.'
Çeşitliliği,devingenliği olan,kücük sürprizlerdenoluşangecetiyatrosu Kırkambar'da'içkilitiyatro' var.
İçinde bulunduğumuz dünyada herkesin bir Nuh'un Gemisi
var. Herkesin bu dünyadan kaçıp gitme isteği var. Bizim oyunu-
muza 'deniz aşın güldürü' diyorum ben. Çok güldüren bir oyun,
ama çok buruk, hüzünlü bir sonu var. Yahya Kemal'in 'Sessiz
Gemisi' gibi, 'Nuh'un Gemisi' gibi demir alıp gidiyor.
sırasında yardım etmış. krediler ver-
mış. 'burada Efes Pilsen satılacak' dıye
bir sözleşme de var Engın de bana
'içinde Efes Pilsensatılan birti>atro >a-
pacaksak vapalım abi' dedı. Bız an-
İaşııktan sonra Efes PiUen yenıden bir
yardımda bulundu. Daha sonra Coca
Cola \e Marllboro'yla anlaştık..
- Yani Marlboro içilecek, Coca Cola
içilecek, Efes Pilsen içilecek..
E\et sallantının da eşlığıyle kafalar
bulunacak...
- Gemi oldukça sailanrvor, deniz tu-
tan insanlar ne olacak. bunun için ön-
lemler düşunüldü mii?
Denız lutmasına karşı o haplardan
bulunduracağı/
- \a\lon torba da belki..
Nayİon torbaya gerck yok. gemıde-
yız. LluSoy'da değîliz. denize yönele-
cekler..
- Bir gemiyi ti> arrov a dönüştürûrken
ne gibi zorluklar > asandı?
Bırçok zorluk oldu ve bıtmivor. Ör-
neğın infaze cereyan konusu. fki tiyat-
ro salonunu aydınlatacak güçte jene-
ratörümüz var. Ama karadan cereyan
alabildiğımiz zaman bunu tercih edi-
voruz Şu anda da öyle yapıyoruz, bır
saatımız var. ırıfaze cerevan alıyoruz
Bunun sonucunda gemide çılgın bir
kablo donanımı oluştu. Bir de akustık
sorunu çıktı aşağıda. Gemı saç bir
yapı. akustık içın ahşap kaplama
yapıldı ve çok güzel bir akustık clde
edildı. Sonru yine saç olmasından kay-
naklanan bir terleme ola>ı çıktı. Bu-
rayı ısıtuğımız ve kapıyı kapattığımız
zaman ısı vükselıyor ve damlamaya
başlıyor. Bunu gidermek \çın de tavanı
halıyla kapladık. Bunlar yaşadıkça çı-
kan sorunlar. Dekorasyon yapmak is-
tedığımizde saça çivı çakamadık. Oy sa
'ti\atro iki kalas bir heves' derler. Ti-
yatro sahnesı ahşaptır ve biz tıyalro-
cular bir yerlere tahta çakarak dekor
yapanz Burada kaynak dıye bir olay
çıktı. Sonuçta kendınu/ tiyatrocuca'
bazı çözümler. sıstemler bulduk
- Gece tiyatroNunun adı Kırk ambar
nereden geliyor..?
Kırkambar bir gemıcilik tcnmıdır.
Bazı ijileplerin yüku tek bir maldan
oluşur. bazılannınsa bırbırınden farklı
eıns \e ağırlıkta mallardan. mesela ke-
reste. demir. bezelye. tavuk gibı. Bun-
lan dengelı bir biçımde yerleştırmek ve
dizmck gerekıyor. Bu ıncelık ve uz-
manlık ı-.teyen bırşey ve gemıcılen sı-
nırlendinyor. Bu yüklemeye kırkam-
bar yükleme dıyoriar. ^'anı adam bir
ambar yüklcrken kırk tane ambar
yükleraış kadar oluyor. Çetrefilh ama
çeşitlüiğı olan birşev
- Denize. denizciliğe olan bu ilgi. sevgi
nereden geliyor?
Karadenızlı olduğum için belki. de-
niz kıyısında doğdum. Ortaokulda
okurken tatıllerde Samsun'dan İstan-
bul'a vapurla. gemiyle gıdıp gelırdık.
Böyle bir denız, gemı sevgım var. sam-
sunda lımanın karşısında oturuyor-
dum martılaria ıhşkim var. biraz ro-
mantik birşey yanı.
- Gerçek bir kaptanuiız da >ardır her-
halde.
Gerçek kaptanı tatıle gönderdım,
demir attığımız için. Gemi demir attı-
ktan sonra ben çok iyı kaptanlık yapı-
y orum, çok başanlı. Ama demir alınıp
kadıkoy "e gıdileceğinde tekrar kaptan
gelecek vegötürecek
- Denizcilik ve kaptanlıkla ilgili nasıl
bir araştırma vaptınız, bu konuda çok
şey biliyorsumız...
"Kaptanm Kılavuzu" diye bir kitap
aldını O kitabı ıyıce öğrendığınız za-
man kaptansınız. ehüy.etınizı alabılir-
Ortaoyuncular, Kuruçeşme'de demirlenmiş 'İçinden Dalga Geçen Tiyatro' da çarşamba gününden itibaren tiyatroseverlerin karçısında.
sıniz Kitabı ders kitabı gibi çalışmaya
başladım bunun yanında da denizcilik
üstüne yazılmış romanlar okudum.
Giderek kaptanlardaki ortak nokta-
lan saptadım. Tıraş obnuyorlar. az duş
alıyorlar (çünkü su sınırlı. okyanus
geçihrken suyun bitmemesı lazım),
örgü örüyorlar...
- Bunu sizin buluşunuz sanmıştun..
Hayır. hayır. çok örgü ören kaptan
var. Benim oynadığım kaptan arka-
daşımız Birol Kutadgu'nun rahmetli
kayınpeden Ziya Kaptan. Bu hikaye-
ler de onun başından geçmış şeyler.
ZıyaKapian. üst laraf ciddı kaptan gi-
yinıyor alt taraf pijama. Çünkü kap-
tan köşkünün camından yadece üslü
gözüküyor. Bir yerden geçerken sela-
mını veriyar ama altı pijama. Gemi-
den pek çıkmıyor. çok küfrediyor.
Tekstte yazdım üç tane eşşoğlueşşek-
ten sonra bir has.,tır geliyor. bunlan
soylememeye çalışıyorum ama o öy-
leymış. Bu:orun anlattığı hikayeler,
benim okuduklanm-hepsi bir yumak
halinde yoğruldu.
- Oyun hakkında biraz bilgi verebiiir
misiniz?
Seyircili Sevir Defteri" bızım kendı
ublubumuzda bir güldurü. Gemisi Pa-
nama'dan Istanbul'a gelen bir uzun
yol kaptanı kendıni 'korrrrramırar (5
r'lı..) ilan eımış. gemide neredeyse bir
sıkıyönetim düzenı var. Çünkü denız-
cılıkte binncı kaptan. ıkinci kaptan.
üçüncü kaptan. güverte lostromosu.
doktor gibı. mıçoya kadar gıden av
keriyeye yakn bir dısiplın var. Aslında
Türkıye'ye dışardan bakan bir ko-
numlan var. çünkü dünya turu yapı-
yorlar ve Türkiye'ye ara sıra uğruyor-
lar Dünyadan Türkıye ne kadar ız-
lenebılırse ızlıyorlar. Geçen yılın gaze-
telenni okuyorlar. bulmacalannı çö-
züyorlar. Türkiye'yı o gazetelerdeki
gibı bırakmışlar ve tekrar Türkıye'ye
geldıklennde dolar fıyatından Türkı-
ye'dekı sıyasal değişıkliğe dek herşey
onlan ijoka uğratıyor.
Değışimı olumsuz olarak gözlüyor-
lar 'Ne hale gelmiş memlekef diy orlar.
Bu her geldıklerinde yeniden oluyor
ve artık bu gelişlerinde 'Tamam artık
gelmeyelim' dıyor kapıan. Buradan
bir daha gelmemek üzere gitmek iste-
yen insanlar kaptana başvuruy orlar.
'bizi de götüriin' dıyoriar. 'nereye?' dı-
yor. kaçak yolcu olarak gıren üniver-
sıtelı kız 'en güzel deniz henüz gidilme-
miş olandır diyor ya Nazım. ben o deni-
ze gitmek istiyorum' dıyor Kaptan da
ona 'Tamam sen doğnı gemive binmiş-
sin. Biz o denize gidiy oruz" diy or. Böy le
bir hüzünlü-polıtık sonu var. Bu son
içın başladı zaten. bunu anlatmak için
yapılmış birşey.
Türkiye'de Nümismatik ve Vedat Nedim Tör Müzesi'ndeki44
Kudret ve Hüner" başlıklı sikke sergisi
Tarihin derinliklerinde kısabir yolculuk
DOÇ.DR.OĞL Z TEKFN
N
ümismatik; sikke anlamını
taşıyan grekçe nomisma \e
latınce nummus sözcüklerin-
den türetimiş bir sözcük olup.
"sikke bilirni" demektir. Kapsamı
ise çok geniştir: Sikkenin icadından.
yani bakla biçimindeki ilk elektron
sikkelerden. bugün cebimizde
taşıdığırruz metal bozuk paralara
değin çok uzun bir süreç söz konu-
sudur. Sikkenin. paradan farkı. me-
tal olması ve üzerinin. onu tedav üle
çıkaran otorite tarafından (devlet)
damgalanmış olmasıdır.
104 adet İslam sikkesi
Bu damga, bir resim ya da yazı
olabilmektedir. Vurulma nedenı ise
esas olarak kimin bastığının bılin-
mesi ve gerektiğınde o merci tarafı-
ndan geri alınacağının garanti edil-
mesi içindir. Para ise genelde bir
ödeme ya da değişim aracı olduğun-
dan, antik çağda her türlü nesne
para yerine kullanılabilmekteydi.
Istiridye kabuklanndan çeşitli tüke-
tim mallanna değin değişen bir araç
söz konusudur. Çok değil, daha
İkinci Dünya Savaşı sırasında Sicil-
ya'da sigaralar İtalyan lireti yerine
kullanılmaktaydı! Bu farkı ve gelişi-
mi, "her sikkenin bir para olduğu,
ama her oaramn sikke olmadığı" şek-
linde açıklamak mümkündür. Orta-
ya çıkışından bu yana sikke basmak
bağımsızhğın ve iktidann bir göster-
gesı olmuştur.
Nümismatiğin bugünkü duru-
muna gelmesinde en büyük pay kuş-
kusuz ilk koleksıyonculardadır. 17.
ve 18. yüzyıllard'a. daha önce ya-
şamış toplumlann sıkkelerine karşı
duyulan ilgi ve merak. ilk koleksı-
yonlann oluş-
masına neden
olmuş, giderek
zengjnleşen ko-
leksiyonlan ise
19.yüzyıl son-
lannda ve 20
yüzyıl başlan-
nda kurulmaya
başlanan kamu
müzeleri satın
almışlardır. Bu-
gün Avrupa ve
A.B.D.'nin pek
çok ünlü müze-
lar oluşturmak-
l
î
dlT
A ^
k e m ı z
, " İlk tslam devletlerinin sikkelerinden altın bir sikke.
de de Osmanh
İmparatorluğu'nun son yıllannda gelişmesıne büyük katkıda bulun-
Ismail Galip Bey ve Halil Eldem gibi muşlardır. Cumhuriyet dönemınde
koleksiyoncular koleksiyonculuğun ülkemizde kurulan kamu müzelen
de çeşitli koleksiyonlan satın alarak
zengınleşmışlerdir. Bu nedenle ha-
len müzelerimizde en fazla eseri
sikkeler oluşturmaktadır. Son bir-
kaç yılda ise Türkiye'de özel müzeci-
lığin gelişmesine ve özel müzelerin
kurulmasına tanık olmaktayız.
Bunlardan en önemli bir tanesi ise
İstanbul'da faaliyet gösteren \e
Yapı Kredi Bankası bünyesınde ku-
rulan Vedat Nedim Tör Müzesi'dir.
Her ne kadar müzelerin koleksiyon-
lan çok farklı dönemlerden eserleri
kapsasa da. bazı müzeler daha çok
belli bir grup eser ile adlannı duyur-
muşlardır. Vedat Nedim Tör Müze-
si de 40 bin civanndaki sikke kolek-
siyonu ile Türk ve dünya müzeleri
arasındaki yerini almıştır. Müze ko-
leksiyonu. yine başka zengin kolek-
sıyonlann satın alınması ile oluştu-
rulmuştur. Antik nümismatik kap-
samına gıren Grek, Roma ve Bizans
sikkelerinin de yer aldığı koleksiyo-
nun büyük bir kısmını ise İslamı
sikkeler oluşturmaktadır. Müzenin.
6 Ocak- 5 Nisan 1994 tarihleri arası-
nda. 3 a> süre ile açık olacak ilk
sikke sergısı. aynı zamanda ziyaret-
çilenn, koleksıyonun seçkin ömek-
leri ile ilk karşılaşmalan olacağı-
ndan ayn bir önem taşımaktadır.
Sergi. ilk İslam devletlerinin sikkele-
rine aynlmış. İslamiyetın. hristi-
yanlıkla ilk karşılaştığı dönemleri ve
etkilerini y ansıtan sikkelerden de ör-
neklerin yer aldığı sergide, Sasaniler.
Emeviler. Abbasiler. Eyyubiler gibı
siyasal alanda olduğu kadar kül-
türel alanda da İslamiyet'e damga-
smı vurmuş.
Egemenliğin usta ellerde nasıl bi-
çimlendiğini görmek. "kudret ve hü-
neri" tanımak ve tarihin derinlikle-
nnde kısa bir yolculuk \apmak ıstı-
yorsanız, bu artık pek uzak değil!
Sahne
yetersizüği
büyük sorun
İZMİR (A.A)- İzmır'de üç bü-
yük sanat kurumunun müdürü.
seyirci sayısırun gün geçtikçe art-
masına karşın, sahne yetersizli-
ğinden yakındılar. İzmir Devlet
Opera ve Balesi Müdürü soprano
Selmin Günöz. 1993-94 yıb sanat
sezonunu değerlendirirken, "Sah-
nemiz dar olsa da, kadrontuz ye-
terli olmasa da, dekorlarımızın bü-
yük bölümünü sokaklarda boya-
sak da seyirci sayımız geçen yda
oranla yüzde 35 arttı"dedi.
Selmin Günöz önderliğinde bir
süre önce açılan "İzmir'e Yakjşır
Bir Opera Binasına Evet"adlı
imza kampanyasına 30 bin sa-
natsever katıldı. Dünya opera ve
bale repertuvarlannın önemli eser-
leriin sahneye getiren İDOB, geç-
tığimiz mayıs ayı, Bulgaristan'ın
Burgaz kentinde sahneledikleri
"Macbeth" operasıyla Bulgar
basınından büyük övgüler aldı.
Selmin Günöz, 1994 sezonu-
nun ilkler yılı olacağını belirterek,
bu sezon ilk kez "My Fair Lady"
müzikalinin yanısıra, Mozart'ın
"Saraydan Kn Kaçırma" ve Çay-
kovski'nin "Yevgeni Onyegin''
operalannı,Verdi'nin"Requiem''-
inı ve Arif Meükov'un "Ferhat fle
Şirin'" balelerini sahneleyecekleri-
ni belirtti.
İzmır Devlet Tiyatrosu müdü-
rü Beyazıt Gulercan da sahneleri-
nin yetersiz olduğunu fakat buna
rağmen seyircilerinin arttığını
vurguladı. Izmir'de üçüncü bir
sahne arayışı içinde olduklannı
belirten Gulercan, bu sezon yerli
yazarlann yapıtlanna ve çocuk
müzikallerine daha çok yer vere-
ceklerini söyledi.
İzmır Devlet Senfoni Orkest-
rası Müdürü Dündar Banaz "105
kişilik orkestramız, 3 ay önce As-
pendos Antik Tiyatro'da dünyaca
ünlü soüstler Jose Carrerasile
Montserra Caballe'ye eşlik eder-
ken, uluslararası düzeyde bir or-
kestra olduğunu kanıtlamıştır"
dedi. Kurulduklan 19 yıldan bu
yana layık olduklan bir konser
salonunun beklediklerini söyle-
yen Banaz, Kültür Bakanı Fikri
Sağlar'ın konuya sıcak baküğını
vurguladı. Üstün sanat seviyesi
olan konserler gerçekleştirmeyi
ilke edindikleri ve konserlerin
hep yok sattığını vurgulayan
Dündar Banaz." Orkestramız ge-
lecekte, ülke çapında senfonik or-
kestralartn oluşmasında önemli bir
işlevi olan Devlet konservatırvar-
larunızla sanatsal bir köprü kur-
maktadır" dedi.
Kültür Baknnbdı
Bakanlık
yaymlan
kitapçılarda
ANKARA (ANKA) - Kültür
Bakanlığı'nca hazırlanan ve bu-
güne dek yalnızca Dösim mağa-
zalannda satışa sunulan yayınlar
özel kitapçılara açıhyor. Kültür
Bakanı Fikri Sağlar. bakanlık
yayınlannın daha geniş okuyucu
kitlesine ulaşabilmesi amaayla,
yayınlann öncelikle büyük iller
olmak üzere bütün kitapçılarda
satışa sunulacağını bildirdi.
Kültür Bakanı Fikri Sağlar bu
konuda yaptığı açıklamada.
bakanık tarafından son iki yılda
hazırlanan yayınlann büyük ilgi
gördüğünü v e buna paralel olarak
kıtapçı ve dağıtımcılardan da is-
tek^geldığini sövledi.
Özel kitapçı ve dağnımcılarla
görüşmelenn başladığını belirten
Sağlar. "Yayınlanmız, Dösim
aracdığı ile yapdan satışlarda
küçük bir kitleye ulaşıyordu. Ki-
tapçıiar ve dağıtımcılarla başlatı-
lan görüşmelenn sonuçlanması ile
birlikte y apılaeak yeni düzenleme-
lerle ticari kaygüar nedeniyle yayı-
nevlerince basımı yapılmayan
araştırma, inceleme tiyatro eserleri
ve kaynak kitaplar gibi birçok
yayın daha geniş kitleye ulaşabile-
cek'"dedi.
Kitap tanıtım dergisi
Fikn Sağlar aynca kitapçılara
ve dağıtımcılara kolaylık sağlan-
ması amacıyia da. kitap katalog-
lan ve yenı yayınlann tarutılacağı
kitap tanıtım dergisinın hazırla-
narak, basım yapılmadan önce
yayınevlerinin bilgilendirileceğini
kaydetti.
Dost Kitabevi temsilcisi Erdal
Akalın da, bakanlık yayınlan için
daha önce de Kültür Bakanlığı ile
görüşmelerin yapıldığını ancak
mevzuat gerekçe gösterilerek so-
nuç ahnamadığını söyledi. Baş-
latılan görüşmelerin olumlu so-
nuçlanması halinde, bakanlık
yayınlannın daha kolay bir şekil-
de okuyuculara ulaştrnlabileceği-
nı kaydeden Akalın, bunun Kül-
tür BakanlığYnın yayın politi-
kasını da olumlu etkileyeceğini
bildirdi.
Akalın, yayınlan Dösim mağa-
zalan ile aynı fıyatta satabilmeleri
ıçin kendilerine indirim yapılması
gerektiğini belirterek, "Biz yüzde
20-25 indirimle bu y ayınları satabi-
liriz. Ayrıca indirim oranının yük-
sehnesi halinde dağıtım konusunda
da bakanlığa yardımcı olur ve
dağıtımı gerçekleştiririz'' dedi.