25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 14OCAK1994CUMA KULTUR Yeni filmi4 Çok Uzak, Fazla Yakın'da iyi kalpli bir meleği oynayan Nastassia Kinski: MuÜuolmakiçin yaşıyorum K ûltür Servisi - 1975 yılında "VVrong Move" filminde 12 yaşındaki Nastassia Kinski ye içine kapanık bır kimsesız çocuk rolü veren ünlü Alman yönetmen VVim VV'enders. bu fılmdekı Lzdüşümlerimizi 1984 yılında çektiği "Paris, Texas"la bize geri fırlattı: Bu filmde bir 'seks odası' dekorunun ışığı altında Nastas- sia Kınski'ye belli bir ücret karşıhğı bakılabiliyor, yalnızca telefonla ol- mak üzere konuşulabihyordu. Hatta camın ardındaki öfkeli yaşlı adamla küçük oyunlar bile oynayabiliyordu ama "temas" yasaktı... VVenders'in yeni fılmi u Faraway, So Gose"da (Çok Uzak. Fazla Yakın) Kınski'nın bu kez iyi kalpli bir melek rolünü üst- lenmesi. rastlantısal olmasa gerek... - "Çok Lzak Fazla YakııT fılminde koruyucu melek Raphaela yı can- landınrken neler hissettiniz? Tann, insanlar \e melekler açısı- ndan düşündüğümde, bırşeyi >apıp yıkmanın. bir takım şeyleri yapıp yap- mamanın tamamen bize ait olduğunu düşünüyorum. "Çok Uzak Fazla Yakın"daki melekler. birer gözlemci- ler, hiçbir şeyi değiştiremedikleri için biraz kafalan kanşık: Oradalar. yardımcı oluyorlar, insanlann kalbiy- le, ruhuyla konuşuyorlar ama insana dönüşemedikçe olacaklan engelleye- miyorlar. Onun için biraz üzücü bir durumdalar. İnsanlara. "Bizim uzakta olduğumuzu sanıyorsunuz ama aslında o kadar yakınınızdayız ki. Biz hiçbir şey değüiz, ama sizler bizim için herşey- siniz ve güç sizde" diyorlar. Bunu çok iyi anlayabiliyonım. çünkü ben de buna inanıyordum zaten. İnanç önemli ama aslında yapmamız gere- kenleri burada yapacağız. hep birlikte. IBirbirimizi gözetmemiz, özenli olmamız gerekiyor - İnsanların birbirine destek olması gerekiyor... Benim en sevdiğim fılmlerden bın. River Phoenix'ın oynadığı "Stand By Me". O filmın başlığı benım ıçın çok şey ifade ediyor. Bırbınmizı gözet- memiz gerekiyor. özenli olmamız ge- rekiyor. Ne olursa olsun yanyana dur- mamız gerekhor. - VVenders, filmi dünyadan soyutla- mak için değil, aksine dünyayı anlat- mak için çektiğini ve sinemanın artık "nasıl >aşamalı" >a da "ne ıçın \aşa- malı" gibi sorular sormaya cesaret edemediğini sövlüyor. Siz ne için yaşı- yorsunuz? Birlikte olmayı sevdiğim ınsanlarla olabildığince mutlu olmak için yaşı\ o- rum. Ve insan hayai eltiğı çoğu şeyi gerçekleştirmeye çalışmalı diye dü- şünüyorum. - Ne gibi şeyler? Ne olursa. Her şe>. İnsan havalleri- ni 'aman ne de olsa fıayal' diye düşün- memeli. Ben çocuklanma birşeylenn hayal kurmakla başlavacağını \c ge- nelde. bir şeye gerçekten inanırlarsa başarabileceklerini söylüyorum. Ai- lem için yaşıyorum. yol dikenlı de olsa bırarada durabilmemız için yaşı>o- nım. Sorunlan çözmek \erine herke- sın kendi yoluna gitmesi daha kolay olur çoğu zaman. Ve kötü bır şey yaptıysam. o sorunun içinde boğula- cağıma ertesi sabah uyanıp onu dü- zeltmek ıçın yaşıvorum. - Siz kendinizi tamamen mesleğinize adayacağıntza. mesleğinizin \anı sıra kendinize bir de > aşam kurdunuz. Nasıl böyle bir karara vardınız? Bu bır karar değıldi. Böyle yaşamak istiyordum. Çalışırken uzaktasmdır ve çocuklanru özlersin. Her ikisine de za- man ayırmak istersin. Ama zor. Or- nella Muti'nin özel yaşamında kurdu- ğu dengeye her zaman hayran olmu- şumdur. Anne kedi yavrulanyla nasıl ılgilenir bilirsiniz... Ornella da öyle işte. Tıpkı Isabella (RosseUini), Demi Moore ya da Michelle Pfeiffer gibi. - Bugüne dek oldukça etkin yönet- menlerle çalıştınız; VV'enders. VV'olf- gang Petersen (Reifizeugnis, 1982), Roman Polanski (Tess, 1979), Fran- cıs Ford Coppola (One from the He- art, 1982), Paul Schrader (Cat People. 1982), Andrei Konchalovsky (Maria's Lovers, 1985). Bundan 10 yıl önce yaptığınız bir söyleşide, yönetmenleri- nizi idealize ettiğinizi söylemiştiniz. IYönetmenler benim için birer baba figürüdür Sırtmı yaslayacak bir baban ol- madığı zaman öyle oluyor galiba. Ben küçükken babam (sinema oyuncusu Klaus Kinski tçok çalışıyordu ve pek de hoşuma gitmeyen karmaşık bir ya- şantımız vardı. Çok sinirli olurdu. ge- celeri uyuyamazdı, hiç yanımızda de- ğildi. Yönetmenler bu nedenle benim için hep birer baba fîgürü olmuşlardır. Yönetmen sana ne yapman gerektiği- ni. neyin doğru olduğunu söyler, her zaman yanındadır, tartışabilirsin onunla. Ben ve benim gibi milyonlar- ca çocuğun sahip olamadığı bir ba- badır yönetmen. Yönetmenini ideali- ze etmek istegi aslında matematiksel bir olay. Ben çok çabuk büyüdüm ama bir tarafım hep o baba figürünü arayan çocuk olarak kaldı. İşimi çok seviyorum, çünkü bu boşluğu doldur- mama yardımcı oluyor. Bazı şeyler rastlantılarla oluyor ama bence insan ihtiyacı olduğu şeye doğru yönlendiri- yor kendini. Oyunculuğu seçmemin nedeni, galiba biraz da bu: Aynı amaç uğruna çalışan kocaman bir ailenin bir parçası oluyorsun. Bir başka ne- "Çok çabuk büyüdüm ama bir tarafım hep obabafigürünüarayan çocuk olarak kaldı. İşim bu boşluğu doldunıyor.' den de küçükken çok sessiz olmamdı, kendimi hiç ifade edemezdim. - İlk fılminiz "VVrong Mo\es"da dil- siz bir çocuğu oynuvordunuz... Doğru... Ne kadar komik! - Küçücûk bir çocuktumız... Wim ve kansının bana film teklifıni yaptığı günü anımsıyorum. Wim o ka- dar sakindi ki neredeyse "ağır çekim' gibi- şimdi eskisinden daha hareketli- ben onu çok farklı ve hoş bulmuştum. Hayalgücü çok zengindi ve herkes çok iyi anlaşıyordu, fılm yapmak hakkın- daki bütün önyargılanm silindi. Wim çok saygılı davranıyordu bana. filmin başrol oyuncusu Haruıa SchyguUa da öyle. Benim için sıcacık bır \u\a at- mosferi yarattılar. Filmden sonra bir- kaç yıl görüşmedik; derken Wim beni "Paris. Texas" filminde kocasıyla arası bozulan çocuklu bir kadın ka- rakteri için aradı. Bu bana çok dokun- du, çünkü o günlerde ben hamileydim. Wim, beni çok iyi tanıdığını. o sıralar hamile olduğum için de bu filmin be- nim için özel bir anlamı olacağını söy- ledi. I Zamanı kavrıyorum,önem I verdiklerime harcıyonım Fellini'yle çalışmayı çok isterdim. Bu benim hayalimdi. İnanılmaz bir hayalgücü vardı. "La Strada" gibi küçük bir fılm yapttğında bıle büyük bir fılm oluveriyordu. Bır de "La Dol- ce Vita!" \ardı! Kimsenin yapmava cesaret edemediğini Fellinı yapu. - İ stlendiğiniz rollere baktığımzda hafif bir melankoli. biraz hüzün sezivor musunuz? Belki. Galiba. Siz öyle düşünüyor- sanız... - "One from the Heart"ta can- landırdığınız sirk kızı farklıydı tabii... Sihirli gibiydi! Çok eğlenceliydi o çalışma. ama o kadar tedırgındim ki! Coppola ailc bağlan çok güçlü olan bır dığer yönet- men. Evine gittiğimde, onu hep kansı ve çocuklanyla bırhkte bulurdum. Öyle bir aile gördüğünüzde. asla par- çalanmaşacaklannı anlıvorsun. Qu- incy (Jones) de çocuklamla öyledır. "Çok Lzak Fazla YaknTda. VVİ11İ- am Defoe'nun karakteri. "Zamanın Kcndisi". Siz kendi yaşantımzda, bir kadının en üretken zamanını > aşı> orsu- nuz. Sizin zamanla aranız nasıl şu ara- lar? Zamanı kavnyorum. Zaman. önce- den yalnızca geçip giden bir şevdı. Artık valnızca çok önem \erdığım şey- lere zaman harcamak istıyorum. - "Maria's Lo\ers" filminde Robert Mitchum'la çok güzel bir aşk sahneniz >ar. Sanki Robert Mitchum'un pek göstermediği yumuşak yanını açığa çıkarmışsınız gibi... Onunla çalışmak nasıldı? Bir kere ona gerçekten hayrandım. ama onu tanımıyordum. Pek konuş- mazdı. Filme ısınmak için zamana ihtiyacı olduğu bellıydı. Ama Robert bana çok şe\ anlattı. ben de hepsini not aldım. oturup onun öykülerini dınlemeve bayıhrdım Filmin sonun- da bana fildişinden küçük bir fıl verdı. bibloya zincirle daha küçük bir fıl bağlıydı: galiba antikaydı. "Maria's Lovers"da. adam savaştan dönüp Maria'vla bebek \apma\a çalışıy or ama oİmuyor. Robert. o küçük filın doğmayan o küçük bebek olduğunu söylemiştı bana. Ve ondan hemen sonra ben ilk çocuğumu doğurdum Yaşlanmayı hiç sorun etmeyen 66 yaşındaki Jeanne Moreau, iki yenifilmderol alıyor Kurallan hiçesaymaya bayılınm K ültür Servisi - "66 yaşındayım. Ne yapmalıyım? Kendimi vur- malı mıyım? Hiç bir zaman yaş konusunu sorun etmedim kendime. Ya- şam 30 yaşında sona ermiyor. Benim için yaş sadece bir sayıdır. Bir sayı ki- min umrunda olabilir ki? Son filrnimde çok güzel bir replik var 'hep gençken öleceğimi sanırdım ama artık bunun için çok geç." Bu sözlenn sahibi. François Trufla- ut, Michelangelo Antonioni. Luis Bu- nuel, Orson VVelles. Lois Malle gibi dünyanın en iyi >önetmenleri\le çalışmış olan Jeanne Moreau. Moreau 66 yaşına bastığı bu günlerde iki yeni fılm çeviriyor ve şubat ayında New York Modem Sanat Müzesi'nde yapı- lacak olan Jeanne Moreau toplu gös- terimi için film seciyor. Eleşürmenier- ce çok başanlı bulunan son fılmi "The Summer House"(Yaz Evı)ise yine bu günlerde bir çok A\rupa ülkesinde birden gösterime girdi. "Summer Ho- use"da Moreau genç bir kadının kor- kunç bir evlilikten kurtulmasına ko- mik bir biçimde yardımcı olan yan İngiliz yan. Mısırlı egzotik bir kadını canlandınyor. IÖlüme yaklaştıkça, işin sonımluluğu yoğunlaşıyor Martin Sherman'ın senaryosunu yazdığı VVarris Hussein'm yönettiğı BBC yapımı filmde rol almayı kabul etmesinin iki temel nedeni oİduğunu belirtiyor bugüne kadar doksanın üze- rinde filmde oynamış olan sanatçı. Bi- rincisi sıradışı. baştan çıkancı kadın tiplemesinin 1959'dan bu \ana tipik bir Jeanne Moreau karakteri halıne gelmiş olmasr."Yaşamım boyunca sıradanlığı ve rutini kovdum. Kurallan ihlal etmeye bayılırım." Ancak filmde rol almasının ar- dındaki temel eıken: filmin İngılız yapımı ve tüm ekibin İngiliz ol- ması. Moreau ti- pık bir Fransız kadını olarak tanınmasına karşın aslında yan İngiliz ve ço- cukluğunun bir bölümünü İngil- tere"de geçirdi. Annesı Kathleen Buckley, bir Jo- sephine Baker şo- \"unda dans et- mek üzere Paris'e gitmiş ve sanatçı- lann uğrak yen olan bir lokanta işleten babasıyla tanışmış; hamile kalmış.dansmes- leğini bırakmış ve yaşamı boyunca bundan pış- manhk du>muş. "Bu film ile anne- me gönül borcu- mu ödüyonım. Bunu açıklamak çok zor. Çok kişi- sel bir şey. Beş yıl önce bu dünyadan ayrıldı annem. Ona derin bir sevgiyle bağlı\dım. Oyuncu olmaya karar ver- diğimde bana çok destek oldu. Oysa babam,' hayır, olamaz'dan başka hiç bir şey söylemedi. Bazen oyunculuğum- daki kusursuzluğun babama haklı oldu- ğumu kanıtlama arzusundan kavnak- landığını düşünüyorum" dıyor sanatçı. İlk >önetmenlik denemesini 20 yıl önce "Lumiere" filmiyle yapan More- au.ikinci kez yönetmenliğe soyunma- >a hazırlanıyor. Baharda Carole Bou- quet ile birlikte evliük ve kadın erkek 'Yaşam 30 yaşında sona ermiyor. Yaş, sadece bir sayıdır'diyor Moreau. ilişkileri üzerine bir dram olan filrnin çekimlerine başlamayı planlıyor. "Ölü- me yaklaştıkça, işinin sorumluluğunu daha yoğun olarak duyumsuyorsun. Gitgide çalışmalarımın yoğunluğunu inanılmaz boyutlara çıkıyor." diyor sa- natçı. İ Avrupa sineması kendini fazla beğeniyor Gerçekten de birçok oyuncunun çoktan emekliliğe aynldığı bir yaşta Moreau birçok işi birarada yürütebili- vorbuenerjiyle. îşlerinin arası- nda Fransız si- nemacılara dev- let desteği dağı- tan komitenin başkanlığı da var. Hangı yö- netmenin. ne kadar para >ardımı alacağı konusundaki son söz More- au'nun. Resmi görevine rağ- men Moreau Fransız hükü- metinin sinema sektörünü GATT anlaş- ması dışında bı- rakma karannı onaylamadığını açıkça söylü- yor. Fransı- zlann Ameri- kan kültürünün ülkelerini ele ge- çireceği korku- sunu aptalca bulduğunun söyleyen More- au. "Kimse A>- rupalüan Amerikan fılmlerini seyret- meye zorlamıyor. Amerikan filmlerini seyretmek, benim için her zaman ya- rarlıolmuştur. İkinci sımf olanlaruıı bi- le. Öyle enerji, öylesine bir zanaat var ki filmlerinde. Avrupa sinemasının bir zayıflığı varsa, o da kendini fazla be- ğenmesi" dıyor. İki kere evlenen Moreau'nun ilk ko- cası Jean Lois Richard'dan Jerome adında bir oğlu var. Amerika'da yaşa- yan oğlunu sık sık ziyaret ediyor. Ikin- ci kocası VVilliam Friedkin ile evli kaldığı dönem boyunca da Amerika'- da yaşamış Moreau. Bu nedenle Ame- rikalılan çok iv i tanıdığını ve sevdiğini belirtiyor: "Avrupalıların Amerikalı- ları çekiştirdiğini duyduğumda 'Ameri- kalılar hakkında hiç bir şey bihniyorsu- nuz'diyonım. Olağanüstü bir ülke orası. Belki de kuruluş biçimi yüzün- den. Kutsal topraklar ya da yeni bir Ku- düs gibi. Orada herkes çok farklı, çok karmaşık." IOyuncu kaduıı, kadın da oyuncuyu besliyor Ancak kışisel olarak Amerikahlann yaş konusundaki saplantısından ra- hatsız oluyor: "Yaşlanmaya başlayan kadınlar acı çekiyor, üstelik sadece oyuncular değil, tüm kadınlar. İnsanın kendi yüzünden öte ilgi alanlan olması gerekir. Bence yaşlanmak bir ay- ncalıktır. Yaşlılık bana her istediğimi \apma olanağı veriyor. Bana doğnıyu açıkça söyleme özgürlüğünü yaşlılık verdi." Geleceğe umutla bakan sanatçı. oyunculuğun yaşamının merkezinde yer almasına karşın. yaşamsal bir zo- runluluk olmadığını belirtiyor. Her zaman özel yaşamının oyun- culuğunun önünde geldiğini söyleyen Moreau, daha az para kazanmak an- lamına gelse de mesleğjni sürdürme- den de yaşamını sürdürebileceğini be- lirtiyor : "Öyunculuk bana veriuniş bir hedi- ye. Bu hediye için şükran borçluyum ve tadını çıkanyorum. Ama yaşamımın anlamı değil, hiç bir zaman da olmadı. Yani ben bir oyuncuyum ama aynı za- manda bir kadınım. Oyuncu kadını. kadın da oyuncuyu besliyor. Ya- şamımın temel amacı şunu söyleyebil- mek: Dikkat et ve insanların senden beklentilerinin mahkumu olma. Sadece kendi yolunda git." '1994'eGirerken Türkiye'de Kültür ve Sanat' Kültür Servisi - Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenlediği" 1994'e Girerken Türkiye'de Kültür ve Sanat" konulu söyleşi bugün saat 18.00'de yapılacak. Konusmacı olarak; Atilla Dorsav. Orhan Koçak, Yılmaz Ona\. Ünsal Oskay ve Ayşe Tütüncü'nün katılacağı söyleşiyi Bülent Forta yönetecek. Söyleşi Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat Vakfı. Başağa Çeşmesi S. 17 Beyoğlu adresınde gerçekleşecek. Tel:293 1096. Göçerler FotoğrafKulübü etkinlikleri Kültür Servisi - Göçerler Fotoğraf Kulübü'nde fotoğraf etkınlıklen sürüyor. Ocak ayı sonuna kadar Orhan Karaalioğlu'nun "Kadın Portreleri" başhklı siyah-beyaz fotoğraf sergisi GFK-Kadıköy Sergi Salonu'nda gezilebilir. Siyah-Be>az fotoğraf konusunda İFSAK üyesi Orhan Karaalioğlu'nun sergisinde 25 adet fotoğraf yer alıyor. Aynca. 15 ocak cumartesi günü, Yusuf Danyerli'nin "Bir Eski Pazar Senfonisi" başhklı dıa gösterisi, Göçerler Fotoğraf Kulübü'nde saat 17.00'de izlenebilir. Gösteride Karadeniz pazarlanndan görüntüler yer alıyor. Rezzan Altan\n ilk kişiselsergisi Kültür Servisi - Rcssam Rezzan Altan. ilk kışisel sergısinı 13 ocakta Sıcak Sanatevf ndeaçıyor. 3 Şubat 1994tarihine kadar açık olacak sergide sanatçının 20'den fazla yağlıboya vepastelçahşması>er alıyor. Rezzan Altan. 1953 Istanbul doğumlu. Medva-müşten ibşkileri ve halkla ilışkiler konusunda 20 \ ıldır çalışıyor. Çok zor bulabildığı boş zamanlannı değerlendırmek için yıllarca resim denemeleri yapmış ve bu denemelen ancak yakın dostlan görebilmiş, izlev ebılmış. Ve gene bu yakın dostlannın ısran ile sergi açmay a karar v ermış. Sıcak Sanate\ i 'ndeki sergi onun için bır ilk. So\ut fıgüratif resımleri ıse bir renk cümbüşü. Sıcak Sanatev i'nde. sıcak bir kişilik ve sıcak resimleri izlemeye çağınvoruz. Yabancı eserlerin Türkçeye çevirisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıta>. yabancı dilde >a\ımlanmış bıresenn. >azann ıznınialmaksızınTürkçe'ye çe\ irisinın \ apılama> acağına karar verdi. Yüksek mahkeme. esenn \a\ ımından ıtibaren 10 yıl geçtikten sonra.) azann iznine gerek duyulmaksızm ancak mali haklan tanınmak şartıv la. kitabın çevirisinın yapılabileceğini karara bağladı. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi o\ çokluğu ile \ erdiğı kararda. davacının Fransa'da ıkamet ettığını ve bır süre önce yazdığı. "Mefısto" isımli tıvatroesenninızınsiz olarak Türkçeye çevirisinın vapıldığını. ancak \erel mahkemece verilen lehte karann daha sonra Yargıtay'ın ilgilı dairesince bozulması üzerine, düzeltme isteminde bulunulduğunu hatırlattı. Kararda daha sonra şöyle denıldi: "Edebi ve artistik eserlerin hımayesi için düzenlenen veTürkiye'ninde 28.8.1951 tarihinde çıkanlan 5777 sayılı kanunla benimsediği ve katıldığı Uluslararası Bem Sözleşmesi'nin 5. maddesi esas alınarak düzenlenmiş bulunan. Fikir \ e Sanat Eserleri Kanunu'nun 28. maddesi. (ilk defa Türkçe'den başka bir dilde >ayımlanmış olan bir ilim ve edebiyat eseri, \ ayımlandığı tarihten ıtibaren 10 yıl içinde eser sahibi veya onun müsaadesi ile başka bir kimse tarafından Türkçe tercümesi yapılarak yayımlanmamış ise. 10 yılın geçmesiyle bu eserin Türkçe'ye tercümesi serbesttir) hükümünü ıçermektedir." Kadınlar da Savaşı Yitirdi Kültür Servisi - Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde 1992-1993 sezonunun son günlerinde sahnelenen ve 1993-1994 sezonunda da süren Curzio Malaparte'nin yazdığı, Macit Koper'in sahneye kovduğu "Kadınlar da Savaşı Yitirdi", sav aşta ve savaş sonrasında acı çeken, ancak yaşamın sorunlanna direnen. onurlannı korumaya çalışan kadınlann sorunlannı anlatıyor. Savaş sonrası. ekonomik, siyasal, toplumsal, yaşamsal sorunlan omuzlamanın yanı sıra cinsel tacizle de karşılaşan kadınlan anlatan oyun, bugün evrensel bir soruna dönüşen konuya eğilmekte. Dünyanın birçok yerinde kadınlann yaşadıklanna, II. Dünya Savaşı sonrası Viyanası'ndan mesajı olan bır oyun. "Kadınlar da Savaşı Yitirdi". dünyanın değişik yerlerinde geçmişte olan ya da süren savaşlar sonrasında, yenen tarafm "savaş ganimeü" olarak gördüğü kadının yaşadığı cinsel tacizi gündeme getiriyor. Berna Laçin. Gökhan Mete, Celile Toyon, Candan Sabuncu, Ahmet Uz, Selma Kutluğ, Selçuk Soğukçay, Müge Akyamaç, Nergjs Çorakçı ve Hüseyin Karşın'ın rol aldığı o>Tin, birçok yerinde savaşlann yaşandığı dünyamıza, kadınlann acılı yaşamlanndan bakıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle