Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 14OCAK1994CUMA
KULTUR
Yeni filmi4
Çok Uzak, Fazla Yakın'da iyi kalpli bir meleği oynayan Nastassia Kinski:
MuÜuolmakiçin yaşıyorum
K
ûltür Servisi - 1975 yılında
"VVrong Move" filminde 12
yaşındaki Nastassia Kinski ye
içine kapanık bır kimsesız çocuk rolü
veren ünlü Alman yönetmen VVim
VV'enders. bu fılmdekı Lzdüşümlerimizi
1984 yılında çektiği "Paris, Texas"la
bize geri fırlattı: Bu filmde bir 'seks
odası' dekorunun ışığı altında Nastas-
sia Kınski'ye belli bir ücret karşıhğı
bakılabiliyor, yalnızca telefonla ol-
mak üzere konuşulabihyordu. Hatta
camın ardındaki öfkeli yaşlı adamla
küçük oyunlar bile oynayabiliyordu
ama "temas" yasaktı... VVenders'in
yeni fılmi u
Faraway, So Gose"da
(Çok Uzak. Fazla Yakın) Kınski'nın
bu kez iyi kalpli bir melek rolünü üst-
lenmesi. rastlantısal olmasa gerek...
- "Çok Lzak Fazla YakııT fılminde
koruyucu melek Raphaela yı can-
landınrken neler hissettiniz?
Tann, insanlar \e melekler açısı-
ndan düşündüğümde, bırşeyi >apıp
yıkmanın. bir takım şeyleri yapıp yap-
mamanın tamamen bize ait olduğunu
düşünüyorum. "Çok Uzak Fazla
Yakın"daki melekler. birer gözlemci-
ler, hiçbir şeyi değiştiremedikleri için
biraz kafalan kanşık: Oradalar.
yardımcı oluyorlar, insanlann kalbiy-
le, ruhuyla konuşuyorlar ama insana
dönüşemedikçe olacaklan engelleye-
miyorlar. Onun için biraz üzücü bir
durumdalar. İnsanlara. "Bizim uzakta
olduğumuzu sanıyorsunuz ama aslında
o kadar yakınınızdayız ki. Biz hiçbir
şey değüiz, ama sizler bizim için herşey-
siniz ve güç sizde" diyorlar. Bunu çok
iyi anlayabiliyonım. çünkü ben de
buna inanıyordum zaten. İnanç
önemli ama aslında yapmamız gere-
kenleri burada yapacağız. hep birlikte.
IBirbirimizi gözetmemiz,
özenli olmamız gerekiyor
- İnsanların birbirine destek olması
gerekiyor...
Benim en sevdiğim fılmlerden bın.
River Phoenix'ın oynadığı "Stand By
Me". O filmın başlığı benım ıçın çok
şey ifade ediyor. Bırbınmizı gözet-
memiz gerekiyor. özenli olmamız ge-
rekiyor. Ne olursa olsun yanyana dur-
mamız gerekhor.
- VVenders, filmi dünyadan soyutla-
mak için değil, aksine dünyayı anlat-
mak için çektiğini ve sinemanın artık
"nasıl >aşamalı" >a da "ne ıçın \aşa-
malı" gibi sorular sormaya cesaret
edemediğini sövlüyor. Siz ne için yaşı-
yorsunuz?
Birlikte olmayı sevdiğim ınsanlarla
olabildığince mutlu olmak için yaşı\ o-
rum. Ve insan hayai eltiğı çoğu şeyi
gerçekleştirmeye çalışmalı diye dü-
şünüyorum.
- Ne gibi şeyler?
Ne olursa. Her şe>. İnsan havalleri-
ni 'aman ne de olsa fıayal' diye düşün-
memeli. Ben çocuklanma birşeylenn
hayal kurmakla başlavacağını \c ge-
nelde. bir şeye gerçekten inanırlarsa
başarabileceklerini söylüyorum. Ai-
lem için yaşıyorum. yol dikenlı de olsa
bırarada durabilmemız için yaşı>o-
nım. Sorunlan çözmek \erine herke-
sın kendi yoluna gitmesi daha kolay
olur çoğu zaman. Ve kötü bır şey
yaptıysam. o sorunun içinde boğula-
cağıma ertesi sabah uyanıp onu dü-
zeltmek ıçın yaşıvorum.
- Siz kendinizi tamamen mesleğinize
adayacağıntza. mesleğinizin \anı sıra
kendinize bir de > aşam kurdunuz. Nasıl
böyle bir karara vardınız?
Bu bır karar değıldi. Böyle yaşamak
istiyordum. Çalışırken uzaktasmdır ve
çocuklanru özlersin. Her ikisine de za-
man ayırmak istersin. Ama zor. Or-
nella Muti'nin özel yaşamında kurdu-
ğu dengeye her zaman hayran olmu-
şumdur. Anne kedi yavrulanyla nasıl
ılgilenir bilirsiniz... Ornella da öyle
işte. Tıpkı Isabella (RosseUini), Demi
Moore ya da Michelle Pfeiffer gibi.
- Bugüne dek oldukça etkin yönet-
menlerle çalıştınız; VV'enders. VV'olf-
gang Petersen (Reifizeugnis, 1982),
Roman Polanski (Tess, 1979), Fran-
cıs Ford Coppola (One from the He-
art, 1982), Paul Schrader (Cat People.
1982), Andrei Konchalovsky (Maria's
Lovers, 1985). Bundan 10 yıl önce
yaptığınız bir söyleşide, yönetmenleri-
nizi idealize ettiğinizi söylemiştiniz.
IYönetmenler benim için
birer baba figürüdür
Sırtmı yaslayacak bir baban ol-
madığı zaman öyle oluyor galiba. Ben
küçükken babam (sinema oyuncusu
Klaus Kinski tçok çalışıyordu ve pek de
hoşuma gitmeyen karmaşık bir ya-
şantımız vardı. Çok sinirli olurdu. ge-
celeri uyuyamazdı, hiç yanımızda de-
ğildi. Yönetmenler bu nedenle benim
için hep birer baba fîgürü olmuşlardır.
Yönetmen sana ne yapman gerektiği-
ni. neyin doğru olduğunu söyler, her
zaman yanındadır, tartışabilirsin
onunla. Ben ve benim gibi milyonlar-
ca çocuğun sahip olamadığı bir ba-
badır yönetmen. Yönetmenini ideali-
ze etmek istegi aslında matematiksel
bir olay. Ben çok çabuk büyüdüm
ama bir tarafım hep o baba figürünü
arayan çocuk olarak kaldı. İşimi çok
seviyorum, çünkü bu boşluğu doldur-
mama yardımcı oluyor. Bazı şeyler
rastlantılarla oluyor ama bence insan
ihtiyacı olduğu şeye doğru yönlendiri-
yor kendini. Oyunculuğu seçmemin
nedeni, galiba biraz da bu: Aynı amaç
uğruna çalışan kocaman bir ailenin
bir parçası oluyorsun. Bir başka ne-
"Çok çabuk büyüdüm ama bir tarafım hep obabafigürünüarayan çocuk olarak kaldı. İşim bu boşluğu doldunıyor.'
den de küçükken çok sessiz olmamdı,
kendimi hiç ifade edemezdim.
- İlk fılminiz "VVrong Mo\es"da dil-
siz bir çocuğu oynuvordunuz...
Doğru... Ne kadar komik!
- Küçücûk bir çocuktumız...
Wim ve kansının bana film teklifıni
yaptığı günü anımsıyorum. Wim o ka-
dar sakindi ki neredeyse "ağır çekim'
gibi- şimdi eskisinden daha hareketli-
ben onu çok farklı ve hoş bulmuştum.
Hayalgücü çok zengindi ve herkes çok
iyi anlaşıyordu, fılm yapmak hakkın-
daki bütün önyargılanm silindi. Wim
çok saygılı davranıyordu bana. filmin
başrol oyuncusu Haruıa SchyguUa da
öyle. Benim için sıcacık bır \u\a at-
mosferi yarattılar. Filmden sonra bir-
kaç yıl görüşmedik; derken Wim beni
"Paris. Texas" filminde kocasıyla
arası bozulan çocuklu bir kadın ka-
rakteri için aradı. Bu bana çok dokun-
du, çünkü o günlerde ben hamileydim.
Wim, beni çok iyi tanıdığını. o sıralar
hamile olduğum için de bu filmin be-
nim için özel bir anlamı olacağını söy-
ledi.
I Zamanı kavrıyorum,önem
I verdiklerime harcıyonım
Fellini'yle çalışmayı çok isterdim.
Bu benim hayalimdi. İnanılmaz bir
hayalgücü vardı. "La Strada" gibi
küçük bir fılm yapttğında bıle büyük
bir fılm oluveriyordu. Bır de "La Dol-
ce Vita!" \ardı! Kimsenin yapmava
cesaret edemediğini Fellinı yapu.
- İ stlendiğiniz rollere baktığımzda
hafif bir melankoli. biraz hüzün sezivor
musunuz?
Belki. Galiba. Siz öyle düşünüyor-
sanız...
- "One from the Heart"ta can-
landırdığınız sirk kızı farklıydı tabii...
Sihirli gibiydi!
Çok eğlenceliydi o çalışma. ama o
kadar tedırgındim ki! Coppola ailc
bağlan çok güçlü olan bır dığer yönet-
men. Evine gittiğimde, onu hep kansı
ve çocuklanyla bırhkte bulurdum.
Öyle bir aile gördüğünüzde. asla par-
çalanmaşacaklannı anlıvorsun. Qu-
incy (Jones) de çocuklamla öyledır.
"Çok Lzak Fazla YaknTda. VVİ11İ-
am Defoe'nun karakteri. "Zamanın
Kcndisi". Siz kendi yaşantımzda, bir
kadının en üretken zamanını > aşı> orsu-
nuz. Sizin zamanla aranız nasıl şu ara-
lar?
Zamanı kavnyorum. Zaman. önce-
den yalnızca geçip giden bir şevdı.
Artık valnızca çok önem \erdığım şey-
lere zaman harcamak istıyorum.
- "Maria's Lo\ers" filminde Robert
Mitchum'la çok güzel bir aşk sahneniz
>ar. Sanki Robert Mitchum'un pek
göstermediği yumuşak yanını açığa
çıkarmışsınız gibi... Onunla çalışmak
nasıldı?
Bir kere ona gerçekten hayrandım.
ama onu tanımıyordum. Pek konuş-
mazdı. Filme ısınmak için zamana
ihtiyacı olduğu bellıydı. Ama Robert
bana çok şe\ anlattı. ben de hepsini
not aldım. oturup onun öykülerini
dınlemeve bayıhrdım Filmin sonun-
da bana fildişinden küçük bir fıl verdı.
bibloya zincirle daha küçük bir fıl
bağlıydı: galiba antikaydı. "Maria's
Lovers"da. adam savaştan dönüp
Maria'vla bebek \apma\a çalışıy or
ama oİmuyor. Robert. o küçük filın
doğmayan o küçük bebek olduğunu
söylemiştı bana. Ve ondan hemen
sonra ben ilk çocuğumu doğurdum
Yaşlanmayı hiç sorun etmeyen 66 yaşındaki Jeanne Moreau, iki yenifilmderol alıyor
Kurallan hiçesaymaya bayılınm
K
ültür Servisi - "66 yaşındayım.
Ne yapmalıyım? Kendimi vur-
malı mıyım? Hiç bir zaman yaş
konusunu sorun etmedim kendime. Ya-
şam 30 yaşında sona ermiyor. Benim
için yaş sadece bir sayıdır. Bir sayı ki-
min umrunda olabilir ki? Son filrnimde
çok güzel bir replik var 'hep gençken
öleceğimi sanırdım ama artık bunun
için çok geç."
Bu sözlenn sahibi. François Trufla-
ut, Michelangelo Antonioni. Luis Bu-
nuel, Orson VVelles. Lois Malle gibi
dünyanın en iyi >önetmenleri\le
çalışmış olan Jeanne Moreau. Moreau
66 yaşına bastığı bu günlerde iki yeni
fılm çeviriyor ve şubat ayında New
York Modem Sanat Müzesi'nde yapı-
lacak olan Jeanne Moreau toplu gös-
terimi için film seciyor. Eleşürmenier-
ce çok başanlı bulunan son fılmi "The
Summer House"(Yaz Evı)ise yine bu
günlerde bir çok A\rupa ülkesinde
birden gösterime girdi. "Summer Ho-
use"da Moreau genç bir kadının kor-
kunç bir evlilikten kurtulmasına ko-
mik bir biçimde yardımcı olan yan
İngiliz yan. Mısırlı egzotik bir kadını
canlandınyor.
IÖlüme yaklaştıkça, işin
sonımluluğu yoğunlaşıyor
Martin Sherman'ın senaryosunu
yazdığı VVarris Hussein'm yönettiğı
BBC yapımı filmde rol almayı kabul
etmesinin iki temel nedeni oİduğunu
belirtiyor bugüne kadar doksanın üze-
rinde filmde oynamış olan sanatçı. Bi-
rincisi sıradışı. baştan çıkancı kadın
tiplemesinin 1959'dan bu \ana tipik
bir Jeanne Moreau karakteri halıne
gelmiş olmasr."Yaşamım boyunca
sıradanlığı ve rutini kovdum. Kurallan
ihlal etmeye bayılırım."
Ancak filmde rol almasının ar-
dındaki temel eıken: filmin İngılız
yapımı ve tüm
ekibin İngiliz ol-
ması. Moreau ti-
pık bir Fransız
kadını olarak
tanınmasına
karşın aslında
yan İngiliz ve ço-
cukluğunun bir
bölümünü İngil-
tere"de geçirdi.
Annesı Kathleen
Buckley, bir Jo-
sephine Baker şo-
\"unda dans et-
mek üzere Paris'e
gitmiş ve sanatçı-
lann uğrak yen
olan bir lokanta
işleten babasıyla
tanışmış; hamile
kalmış.dansmes-
leğini bırakmış ve
yaşamı boyunca
bundan pış-
manhk du>muş.
"Bu film ile anne-
me gönül borcu-
mu ödüyonım.
Bunu açıklamak
çok zor. Çok kişi-
sel bir şey. Beş yıl
önce bu dünyadan
ayrıldı annem. Ona derin bir sevgiyle
bağlı\dım. Oyuncu olmaya karar ver-
diğimde bana çok destek oldu. Oysa
babam,' hayır, olamaz'dan başka hiç
bir şey söylemedi. Bazen oyunculuğum-
daki kusursuzluğun babama haklı oldu-
ğumu kanıtlama arzusundan kavnak-
landığını düşünüyorum" dıyor sanatçı.
İlk >önetmenlik denemesini 20 yıl
önce "Lumiere" filmiyle yapan More-
au.ikinci kez yönetmenliğe soyunma-
>a hazırlanıyor. Baharda Carole Bou-
quet ile birlikte evliük ve kadın erkek
'Yaşam 30 yaşında sona ermiyor. Yaş, sadece bir sayıdır'diyor Moreau.
ilişkileri üzerine bir dram olan filrnin
çekimlerine başlamayı planlıyor. "Ölü-
me yaklaştıkça, işinin sorumluluğunu
daha yoğun olarak duyumsuyorsun.
Gitgide çalışmalarımın yoğunluğunu
inanılmaz boyutlara çıkıyor." diyor sa-
natçı.
İ
Avrupa sineması kendini
fazla beğeniyor
Gerçekten de birçok oyuncunun
çoktan emekliliğe aynldığı bir yaşta
Moreau birçok işi birarada yürütebili-
vorbuenerjiyle.
îşlerinin arası-
nda Fransız si-
nemacılara dev-
let desteği dağı-
tan komitenin
başkanlığı da
var. Hangı yö-
netmenin. ne
kadar para
>ardımı alacağı
konusundaki
son söz More-
au'nun. Resmi
görevine rağ-
men Moreau
Fransız hükü-
metinin sinema
sektörünü
GATT anlaş-
ması dışında bı-
rakma karannı
onaylamadığını
açıkça söylü-
yor. Fransı-
zlann Ameri-
kan kültürünün
ülkelerini ele ge-
çireceği korku-
sunu aptalca
bulduğunun
söyleyen More-
au. "Kimse A>-
rupalüan Amerikan fılmlerini seyret-
meye zorlamıyor. Amerikan filmlerini
seyretmek, benim için her zaman ya-
rarlıolmuştur. İkinci sımf olanlaruıı bi-
le. Öyle enerji, öylesine bir zanaat var
ki filmlerinde. Avrupa sinemasının bir
zayıflığı varsa, o da kendini fazla be-
ğenmesi" dıyor.
İki kere evlenen Moreau'nun ilk ko-
cası Jean Lois Richard'dan Jerome
adında bir oğlu var. Amerika'da yaşa-
yan oğlunu sık sık ziyaret ediyor. Ikin-
ci kocası VVilliam Friedkin ile evli
kaldığı dönem boyunca da Amerika'-
da yaşamış Moreau. Bu nedenle Ame-
rikalılan çok iv i tanıdığını ve sevdiğini
belirtiyor: "Avrupalıların Amerikalı-
ları çekiştirdiğini duyduğumda 'Ameri-
kalılar hakkında hiç bir şey bihniyorsu-
nuz'diyonım. Olağanüstü bir ülke
orası. Belki de kuruluş biçimi yüzün-
den. Kutsal topraklar ya da yeni bir Ku-
düs gibi. Orada herkes çok farklı, çok
karmaşık."
IOyuncu kaduıı, kadın da
oyuncuyu besliyor
Ancak kışisel olarak Amerikahlann
yaş konusundaki saplantısından ra-
hatsız oluyor: "Yaşlanmaya başlayan
kadınlar acı çekiyor, üstelik sadece
oyuncular değil, tüm kadınlar. İnsanın
kendi yüzünden öte ilgi alanlan olması
gerekir. Bence yaşlanmak bir ay-
ncalıktır. Yaşlılık bana her istediğimi
\apma olanağı veriyor. Bana doğnıyu
açıkça söyleme özgürlüğünü yaşlılık
verdi."
Geleceğe umutla bakan sanatçı.
oyunculuğun yaşamının merkezinde
yer almasına karşın. yaşamsal bir zo-
runluluk olmadığını belirtiyor.
Her zaman özel yaşamının oyun-
culuğunun önünde geldiğini söyleyen
Moreau, daha az para kazanmak an-
lamına gelse de mesleğjni sürdürme-
den de yaşamını sürdürebileceğini be-
lirtiyor :
"Öyunculuk bana veriuniş bir hedi-
ye. Bu hediye için şükran borçluyum ve
tadını çıkanyorum. Ama yaşamımın
anlamı değil, hiç bir zaman da olmadı.
Yani ben bir oyuncuyum ama aynı za-
manda bir kadınım. Oyuncu kadını.
kadın da oyuncuyu besliyor. Ya-
şamımın temel amacı şunu söyleyebil-
mek: Dikkat et ve insanların senden
beklentilerinin mahkumu olma. Sadece
kendi yolunda git."
'1994'eGirerken Türkiye'de
Kültür ve Sanat'
Kültür Servisi - Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat
Vakfı'nın düzenlediği" 1994'e Girerken Türkiye'de Kültür
ve Sanat" konulu söyleşi bugün saat 18.00'de yapılacak.
Konusmacı olarak; Atilla Dorsav. Orhan Koçak, Yılmaz
Ona\. Ünsal Oskay ve Ayşe Tütüncü'nün katılacağı söyleşiyi
Bülent Forta yönetecek. Söyleşi Toplumsal Araştırmalar
Kültür ve Sanat Vakfı. Başağa Çeşmesi S. 17 Beyoğlu
adresınde gerçekleşecek. Tel:293 1096.
Göçerler FotoğrafKulübü
etkinlikleri
Kültür Servisi - Göçerler Fotoğraf Kulübü'nde fotoğraf
etkınlıklen sürüyor. Ocak ayı sonuna kadar Orhan
Karaalioğlu'nun "Kadın Portreleri" başhklı siyah-beyaz
fotoğraf sergisi GFK-Kadıköy Sergi Salonu'nda
gezilebilir. Siyah-Be>az fotoğraf konusunda İFSAK üyesi
Orhan Karaalioğlu'nun sergisinde 25 adet fotoğraf yer
alıyor. Aynca. 15 ocak cumartesi günü, Yusuf
Danyerli'nin "Bir Eski Pazar Senfonisi" başhklı dıa
gösterisi, Göçerler Fotoğraf Kulübü'nde saat 17.00'de
izlenebilir. Gösteride Karadeniz pazarlanndan görüntüler
yer alıyor.
Rezzan Altan\n ilk kişiselsergisi
Kültür Servisi - Rcssam Rezzan Altan. ilk kışisel sergısinı 13
ocakta Sıcak Sanatevf ndeaçıyor. 3 Şubat 1994tarihine
kadar açık olacak sergide sanatçının 20'den fazla yağlıboya
vepastelçahşması>er alıyor. Rezzan Altan. 1953 Istanbul
doğumlu. Medva-müşten ibşkileri ve halkla ilışkiler
konusunda 20 \ ıldır çalışıyor. Çok zor bulabildığı boş
zamanlannı değerlendırmek için yıllarca resim denemeleri
yapmış ve bu denemelen ancak yakın dostlan görebilmiş,
izlev ebılmış. Ve gene bu yakın dostlannın ısran ile sergi
açmay a karar v ermış. Sıcak Sanate\ i 'ndeki sergi onun için
bır ilk. So\ut fıgüratif resımleri ıse bir renk cümbüşü. Sıcak
Sanatev i'nde. sıcak bir kişilik ve sıcak resimleri izlemeye
çağınvoruz.
Yabancı eserlerin Türkçeye çevirisi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıta>. yabancı dilde
>a\ımlanmış bıresenn. >azann ıznınialmaksızınTürkçe'ye
çe\ irisinın \ apılama> acağına karar verdi. Yüksek
mahkeme. esenn \a\ ımından ıtibaren 10 yıl geçtikten
sonra.) azann iznine gerek duyulmaksızm ancak mali
haklan tanınmak şartıv la. kitabın çevirisinın
yapılabileceğini karara bağladı. Yargıtay 11. Hukuk
Dairesi o\ çokluğu ile \ erdiğı kararda. davacının Fransa'da
ıkamet ettığını ve bır süre önce yazdığı. "Mefısto" isımli
tıvatroesenninızınsiz olarak Türkçeye çevirisinın
vapıldığını. ancak \erel mahkemece verilen lehte karann
daha sonra Yargıtay'ın ilgilı dairesince bozulması üzerine,
düzeltme isteminde bulunulduğunu hatırlattı. Kararda
daha sonra şöyle denıldi: "Edebi ve artistik eserlerin
hımayesi için düzenlenen veTürkiye'ninde 28.8.1951
tarihinde çıkanlan 5777 sayılı kanunla benimsediği ve
katıldığı Uluslararası Bem Sözleşmesi'nin 5. maddesi esas
alınarak düzenlenmiş bulunan. Fikir \ e Sanat Eserleri
Kanunu'nun 28. maddesi. (ilk defa Türkçe'den başka bir
dilde >ayımlanmış olan bir ilim ve edebiyat eseri,
\ ayımlandığı tarihten ıtibaren 10 yıl içinde eser sahibi veya
onun müsaadesi ile başka bir kimse tarafından Türkçe
tercümesi yapılarak yayımlanmamış ise. 10 yılın geçmesiyle
bu eserin Türkçe'ye tercümesi serbesttir) hükümünü
ıçermektedir."
Kadınlar da Savaşı Yitirdi
Kültür Servisi - Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde 1992-1993
sezonunun son günlerinde sahnelenen ve 1993-1994
sezonunda da süren Curzio Malaparte'nin yazdığı, Macit
Koper'in sahneye kovduğu "Kadınlar da Savaşı Yitirdi",
sav aşta ve savaş sonrasında acı çeken, ancak yaşamın
sorunlanna direnen. onurlannı korumaya çalışan
kadınlann sorunlannı anlatıyor. Savaş sonrası. ekonomik,
siyasal, toplumsal, yaşamsal sorunlan omuzlamanın yanı
sıra cinsel tacizle de karşılaşan kadınlan anlatan oyun,
bugün evrensel bir soruna dönüşen konuya eğilmekte.
Dünyanın birçok yerinde kadınlann yaşadıklanna, II.
Dünya Savaşı sonrası Viyanası'ndan mesajı olan bır oyun.
"Kadınlar da Savaşı Yitirdi". dünyanın değişik yerlerinde
geçmişte olan ya da süren savaşlar sonrasında, yenen
tarafm "savaş ganimeü" olarak gördüğü kadının yaşadığı
cinsel tacizi gündeme getiriyor. Berna Laçin. Gökhan Mete,
Celile Toyon, Candan Sabuncu, Ahmet Uz, Selma Kutluğ,
Selçuk Soğukçay, Müge Akyamaç, Nergjs Çorakçı ve
Hüseyin Karşın'ın rol aldığı o>Tin, birçok yerinde savaşlann
yaşandığı dünyamıza, kadınlann acılı yaşamlanndan
bakıyor.