Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 12 OCAK1994 ÇARŞAMB A
Randall Reise'Adı Barbra' adlı kitabmda Barbra Streisand'm ilginç yaşam öyküsünü anlatıyor
Külkedisinden günümüz idolüne...
ELITE Service
MARIAN CHRISTY
Barbra Streisand'in yaşamöyküsü
iki farklı kesitten oluşuyor. Ilkinde,
yoksulluk içinde geçen. ruhsal açı-
dan bir çöküşün yaşandığı çocukluk
yıllan yer alıvor. Ikinci yansı ise, her
yerde tanınan bir süper star olarak
şu anda içinde bulunduğu varlıklı
dönemi içeriyor.
Bu iki yaşam dilimi arasındaki
simgesel sının çizen şey ise, belki ga-
ripama. biryatak.
Streisand henüz küçük yaşta iken.
bir lisede öğretmenlik yapan babası-
nı ansızın bir sara nöbeti sonucu yi-
tirir. Annesiyle birlikte büyükanne
ve babasının yaşadığı üç odalı bir
eve sığınmak zorunda kalır. İşte
Streısand"in belleğınde ız bırakan.
orada geçırdiği zorlu günlerdir.
"Asla bir yatağımız olmadı. Yatak,
benim için ancak varlıklı kişilerin sa-
hip olduğu bir şeydi."
IGünümüzün güleryüzlü
idolü...
O günlerin Külkedisi'yle, Archi-
tectural Digest dergisinin kapağın-
da yer alan, günümüzün güleryüzlü
idolü arasında dağlar kadar fark
var. Dergjnin 12 sayfası ise, süper
stann sahip olduğu beş eve ve için-
deki görkemli eşyalara aynlmış.
Yoksullukla. istediğı her şeye sahip
olmak arasındaki o geçiş dönemini.
sinema larihçısı Randall Riese, "Adı
Barbra" adlı kitabında aynntılı bir
bıçimde ele almış.
Riese'e göre Barbra. o günlerde
içinde bulunduğu konumdan arzu-
ladığı yere, çevresini ve dolaylı ola-
rak kendisini yenileyerek ulaştı. O.
her zaman olmadık şeylere kendisi-
ni inandırmayı ilkeedinmışti. Hiçbir
B.'arbraolaylara,
"adam olmak için ne
gerekirse yapanm"
türünde bir tavırla
yaklaştı. İsteği karşı
konulamayacak
denli güçlüydü.
Streisand dış
görünümüyle ilgili
güvensizliğinin
üstesinden
gelmeliydi.
Çocuklugundan beri,
kemerli burnu ve
biçimsiz ağzı canını
sıkıyordu.
Gerçek Barbra Streisand'in samimi portresi.
Riese'in kitabında ver alan görüşleri, Streisand'in yakınları ve dostlarıyla
>aptığı yüzlerce söyleşiye dayanıyor. Marilyn Monroe, James Dean ve
Bette Davis ile ilgili benzer yaşamöykülerini kaleme almış.
oyuncağı yoktu. Bu yüzden. üç ya-
şındayken, bir sıcak su torbasını be-
beği olarak benimse\ebilmişti.
Daha o yaşta, içinde bulunduğu du-
rumu kabullenmiyor, onu yeniden
yaratmasını biliyordu. Streisand'in
yaşamının o acılı günlerinden sıynl-
masında yaratıcılığı son derece
önemli bir yer tutar.
Rıese'in kilabında yer alan görüş-
leri, Streisand'in yakınlan vedostla-
nyla y aptığı yüzlerce söy leşiye daya-
nıyor. Marihn Monroe, James
Dean \e Bette Davis ılc ilgili benzer
yaşamöykülennı kaleme almış olan
Riese. Streisand ıle hiç görüşmemiş
olmasına karşın onun yaşamının
net bir görüntüsünü yansıtüğına
inanıyor. Riese'in yakından ilgisini
çeken bir konu da, yaratıcı kişilığıne
hiç yön verilmemiş olmasına karşın
Streisand'in bir sanatçı olmayı başa-
rabilmesi. Kitapta. üvey babasının,
Streisand'in tiyatroya olan ilgisin-
den hoşlanmadığına ve bu ilgisine
karşı umursamaz bir tavır takındığı-
na değiniliyor. Annesi ise evin tüm
işlerini kızına zorla yaptınyor. Sü-
rekli olarak bir baltaya sap olama-
yacağı yolunda eleştirilen Streisand.
farklı bir kişiliğe bürünerek bu yaz-
gıdan sıynlmayı başanyor. Bugüne
dek koruduğu hırslı yapısıyla birlik-
te kulağına bclli sesler gelmeye başlı-
vor. Hekimlerin tam olarak bir tanı
koyamadıkları bu çınlamalar, yedi
yaşındayken annesının ıkinci kez
evlenmesı üzennc başgosteriyor.
Düğünden sonra Barbra. annesinin
kendisiyle birlikte \atmasi konu-
RAKIDAH 86 MİLYAR CELİR
Edirnerakıve şarap
tüketimindebirinciEDİRNE (Cumhuriyet) -
Edirne.rakı ve şarap tüketimin-
de yine birincıliği kimseye bırak-
madı. 1993 yılı içinde nüfus
oranına göre Edirne'nin içki tü-
ketiminde ilk sırayı aldığını be-
lirten Tekel yetkilileri, iki ürün-
den 98 milyar liralık girdi sağ-
landığını açıkladılar.
Edirne ilk sırada
1993 yıh içinde 1.264.918 litre
rakı ve 1.260.085 litre şarap tü-
ketildiği belirten Tekel yetkilile-
ri, "Edirne, yıllardır içki tüketi-
minde, özellikle rakı ve şarap tü-
ketiminde ilk sıralarda yer alıyor.
1993 ydı içinde de rakı ve şarap
tüketiminde Türkiye genelinde
ilk sırayı aldı. Bir yıl içinde rakı-
dan 86 milyar, şaraptan ise 12
milyar lira girdi sağlanmıştır"
dediler.
Bu arada Edirne Emniyet
Müdürlüğü yetkılilen. kentin en
fazla içki tüketilen il olmasına
rağmen, alkol yüzünden de en az
adli olayın meydana geldiği iller
arasında yer aldığını açıkladılar.
Yetkiliİer. "Edime, içki tüke-
timinde ilk sırayı almasına rağ-
men alkol yüzünden en az adli
olayın meydana geldi il de Edir-
ne'dir. 1993 yılı içinde sarhoşluk
yüzünden sadece 18 olay ta-
rafımıza intikal etmiştir" dediler.
Kapadokya'yı tanıtia
20 binkitap
NEVŞEHİR (Cumhuriyet)-
Kapadokya bölgesinin daha ge-
niş çapta tanıtılması amacıyla 5
dilde basılan kilaplann
dağıtımına başlandığı bildirildi.
Nevşehir Valisi Sait Eker,
Nevşehir'deki gerek turizm ve
gerekse kültürel değerlerin daha
değişik açılardan değerlendiril-
mesi amacıyla Türkçe. Alman-
ya, İngilizce. Fransızca ve Ja-
ponca dillerinde basılan toplam
20 bin tanıtıcı kitabın dağıtı-
mırun, başta Türkiye'nin dış
temsilcilıklen yoğunluğuna göre
Türkiye'ye en fazla turist gönde-
ren ülkelerin üst kademe birim-
leri ile yurtiçi ve dışı seyahat
acentelerine gönderileceğini, bu
arada Türkiye'de de tüm ba-
kanlıklara, valiliklere ve danı-
şma bürolanna gönderileceğini
bildirdi.
Kapadokya'nın tanıtımı
amaayla Kapadokya Turizm
Geliştirme ve Tanıtma Vakfı ta-
rafından hazırlanan kitaplar için
yaklaşık 1 milyar liralık bir har-
camanın yapıldığı belirtildi.
Kodak için İris şeklinde tasan-
mlanmış bir öğrenci projesi (3)
Fütüristik Sony Walkman (4) ya
da Terminator görüntüsünde
elektrik süpürgesi (1) HON-
DA'dan manyetik yükselimli
çim biçme makines i (2) Son mo-
del bir fax taslağı (5).
Kodak
Ev dağınıklığının tek
sorumlusu kadınlar
• Yapılan araşürmaya göre kadın öğretim
elemanlannın yüzde 92'sinin ev ve iş yaşammı
beraber yürütmenin ideal olduğunun saptandığı
araştırmada, yalnızca yüzde 8'inin işlerini ön planda
tuttuklan belirlendi.
ÎZMİR (AA) - Çahşan kadı-
nlann, geleneksel rollerinden
kurtulmayı başaramadıklan
için, evlerinin dağınıklığından
kendilerini sorumlu tuttuklan
bildirildi.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fa-
kültesi Sosyoloji Bölümü tarafı-
ndan lise öğretmenleri ve üniver-
sitedeki kadın öğretim eleman-
lan arasında yapılan bir araştı-
rmaya göre, kadın lıse öğret-
menlerinin yüzde 92'si çalışmak-
tan memnunlar. Ekonomik du-
rumlan iyi olsa bile öğretmenle-
rin yüzde 86'sı çalışmaya devam
edeceğini söylüyor. Çalışmak is-
temeyenlerin yüzde 9O'ı ise ço-
cuklanna daha iyi bakmak ve ev
işlerine daha çok zaman ayı-
rmak için çalışmayı bırakmayı
düşünüyorlar. öğretmenlerden
yüzde 6O'ı çalışmakla ekonomik
bağımsızhklannı elde ettiklerini
ve aile içindeki statülerinin yük-
seldigini bildiriyorlar. Öğret-
menlerin yüzde 4O'ı ise çalı-
şmanın evdeki statülerine bir de-
ğişme getirmediği görüşündeler.
Kadın öğretim elemanlannın
yüzde 92'sinin ev ve iş yaşamını
beraber yürütmenin ideal oldu-
ğunun saptandığı araştırmada,
yalnızca yüzde 8'inin işlerini ön
planda tuttuklan belirlendi.
Araşürma sonucunda, incelenen
her iki grup kadının da henüz ge-
leneksellikten kurtulamadıklan
kaydedilerek evlerindeki
dağmıkhktan ve sorunlardan
kendilerini sorumlu tuttuklan
da bildirildi.
Araşürma yapılan kadınlann
yalnızca yüzde 8'inin eşlerinin
kendilerine yardım ettikleri; çev-
renin, evin dağınıklığından ve
çocuklann sorunlanndan yalnı-
zca kadını sorumlu tuttuğu, er-
keğe ise aynı şekilde suçlayıcı
tavır alınmadığı belirlendi.
Gençler, dünyanm en ünlü fîrmalarınm geleceğini çiziyor
21'inci Yüzyıl'ın 'uçuk' tasanmları
Çoğumuzungelecek
hakkında çeşitli kuşku ve
kaygılan vardır. Tasanm
öğrencilerinin ise
geleceğinnasılgörüneceği
konusunda hiçbir durak-
samalan yok.
Merkezi-Kodak, RCA, Nike,
Honda ve Sony gibi firmalar gelece-
ği. bugünden planln orlar. Geleceğe
yönelik olarak tasanmladıklan
ürünlerinin tanıtımı için çeşitli
sponsorluklar üstleniyorlar.
Ürünlerinin tasanmlanndaki de-
ğişimleri Pasadena'da Sanat Merkezi Koleji ya da
Michigan Bloomfıeld Hills'te Cranbrook Sanat
Akademisi öğrencilerinin hünerli ellerine bırakıyor-
lar. Sonra da, ürünlerinin \eni tasanmları ile pazar-
da varattıklan etkileri izliyorlar: Bileğe takılan fax-
lar, taşınabilir bilgisayarlar, okul öğrencılerı ıçın
özel manyetik alanlı kartlar, fütürist elektrik süpür-
geleri.
Ürünün evresi kısaldıkça. iş dünyasının dikkatı
okullar üzerinde daha çok yoğunlaşıyor. Ürün şek-
linin. o ürünün işlevini yansıttığı -tost biçıminde
tost makinası-Cranbrook'un semantik tasanm fık-
ri gün geçtikçe popüler bir hale gelmekte.
Gazianteplilerin tansiyonu yüksek
EMELGÜL
GAZİANTEP - Bilim adamlan ta-
rafından yapılan bir araştırma Gazi-
anteplilerin tansiyonunun yüksek ol-
duğunu ortaya koydu. Gaziantep
Cniversitesi Tıp Fakültesi öğretim
üyesi Doç. Dr. Can Boğa ile Yard.
Doç. Yalçın Kepekçi'nin birlikte ger-
çekleştirdikleri araşürmada 4874 ki-
şinin tansiyonu ölçüldü. Bu kişiler-
den 1122'sinin tansiyonu yüksek bu-
lundu.
Gaziantep merkez ve ilçe sağlık
ocaklannda İl Sağlık Müdürlüğü'-
nün işbirliği ile 4874 kişinin kan ba-
sıncı ölçüldü. Burada yükselmiş kan
basıncı sıklığı yüzde 23.1 olarak sap-
tandı. Kan basına yüksek olarak öl-
çülen kişilerin yüzde 57.4"ünde ılımlı,
yüzde 25.1'inde ise orta derecede ve
yüzde 17.4'ünde de şiddetli yüksel-
meler saptandı.
Yüzde 43.2'si şişman
Doç. Boğa ile Yard. Doç. Kepekçi
çalışmalan sırasında kendine özgü
beslenme ve diyet alışkanlıgı olan
Gaziantep'te tuzlu, acılı, ekşili, yağlı
gıdalann çok tüketildigini dikkate
aldıklannı, normalin üzerinde yük-
selmiş kan basına değerlerini araş-
tırdıklannı söylediler.
Normal kan basına değerlerinin
toplumlara göre ayn ayn saptan-
ması gereğine inanan iki bilim
adamı. araştırmalannda "bölgede
normal kan basıncı değerleri nedir",
"kimlerdeenfazlayükselmiş","gene-
tik eğilimler". "diyet alışkanlıgı",
"psiko-sosyal, kültürel etkinlikler" ve
"yaşama biçimlerinin" kan basıncı
değerleri üzerindeki etkilerini de an-
lamaya çalıştı. Araşürma sonunda
ortaya çıkan ilginç veriler var.
örneğin 15-34 ve 35-55 yaş arası-
ndaki erkek ve kadınlann büyük
tansiyonu normal, 55 yaşın üzerinde-
ki kadın ve erkeklerin büyük tansi-
yonu ise yüksek olarak bulundu.
Yine şiddetli kan basına, hem erkek-
lerde hem de kadınlarda 55 yaş ve
üzerinde saptandı. 15 yaşından bü-
yük erkeklerde yüksek tansiyon
sıklığı yüzde 31.2 iken kadınlarda
yüzde 22.2 olarak görüldü.
Doç. Dr. Can Boğa ile Yard. Doç.
Dr. Yalçın Kepekçi, tansişon yük-
sekliğinin kadınlarda daha az görül-
düğünü. erkeklerde ise orta ve ağır
hipertansiyonun daha sık görüldü-
ğünü belirterek tansiyonu yükselten
etkenleri şöyle anlattılar:
"Tansiyonu yüksek olanların yüzde
5.2'si alkol. yüzde 32.7'si sigara, yüz-
de 4,4'ü doğum kontrol hapı kulİanı-
yor. Yüzde 43.2'si ise şişman. Do-
ğum kontrol hapı kullanımı tansi-
yon yüksekliğinde önemli bir etken.
Tansiyon yükselmesi bu kadınlarda
normalden 3 kat fazla. Sağlıklı ya
da hasta herkes kesinlikle arada bir
tansiyonunu ölçtürmeli. Çünkü geri
dönüşü olmayan sağlık sorunlan ile
karşılaşılabilirler."
sunda direnmeye başlıyor. Bu isteğj-
ne uvulduğu gecenin ertesi günü
Streisand kulağındaki çınlamalarla
uyanıyor. Streisand ve annesi, ara-
lanndaki ilişkiyi "onarmalanna'*
karşın Riese. yine de ana ile kızın
birbirlenne uzak olduklannı ileri sü-
rüyor. Ta başından Streisand'in ya-
şamını ateşleyen. ondaki meydan
okuma ve karşı koyma_duygusun-
dan kaynaklanıyor.
I Çirkinliği her zaman
I yüziine vuruluyor...
Anne ve babası, onun çok çirkin,
bir dondurmayı bile hak edemeye-
cek denli çirkin olduğunu sürekli
> üzünc vuruyor. Onlann "sessiz ter-
biye yöntemi" ıle susup konuşma-
malan ise Streisand'i daha da derin-
den yaralıyor. Riese'e göre. "O her
zaman ve her ne olursa olsun başara-
cağına kendisini inandırırdı. Onu bu
denli vürekli kılan da. bu inancı. Ba-
şarma arzusuna dönem dönem kapıl-
madı: tam tersine, o, giderek yoğun-
laşan bu duyguya doğuştan sahipti."
17 yaşına geldiğinde Streisand,
Manhattan'daki eşcinsellerin ku-
lüplennde şarkı söylüyordu. Gece-
lenni. yanından eksik etmediği taşı-
nabilir yatağını serdiği dost evlerin-
de geçirdi. Basın sözcüsü, onun bir
kez evierde yer olmadığından bir
hafta boyunca bir yazıhane köşesin-
de uyumak zorunda kaldığını belir-
tıyor. "Yazıhane açılmadan orayı
terk etmek, içeri girmek için de ka-
panmasını beklemek zorundaydı.
F.lindc vatağı. nerede geceyi geçire-
ceğini bibneyen genç bir kız olarak
dunımu içler acısıydı." Bu durum.
19 yaşında bir Broadway müzika-
lınde rol alıncaya dek sürdü. Kulüp-
lerdekı işıne son verdi.
Barbra olaylara. "adam olmak
için ne gerekirse yaparun" türünde
bir tavırla yaklaştı. İsteği karşı ko-
nulamavacak denli güçlüydü. Strei-
sand dış görünümüyle ilgili güven-
sizliğinin üstesinden gelmeliydi. Ço-
cuklugundan beri. kemerli burnu \e
biçimsiz ağzı canını sıkıyordu.
Burnuna yenı bir biçim verdirebi-
lirdi. Ancak estetik cerrahının se-
sini olumsuz etkileyeceğinden
korkuyordu. Burnu konusundaki
takıntısı. daha sonra bu konuyu
bir silah olarak kullanmasına yol
açtı. Kadınsı güzelliğin alışılagel-
miş değerlerinden yoksun bir ka-
dının "farklı" türde bir albeni ve
şıklıkla nasıl meydan okuyabileceği-
ni tüm dünvaya kanıtlamak ıstedi.
Riese. Streisand'in bu davranışının
kökenınde daha derin \e daha gi-
zemlı bir dürtünün yattığına inanı-
>or. Yazara göre Barbra olduğu
gıbi görünerek ve farkhlığını sergile-
\erek gücünü kanıtlamayı deniyor-
du. Kimilerine göre Barbra çirkin;
kimilerine göre de son derece
alımlı. İnsanlann duygulan ne
olursa olsun o. "ben, Strisand'ım"
tavnndan vazgeçmiyor. "Burnu
hiç önemli değil; önemli olan, kim
olduğu ve neleri başardığı."
Yıllar sonra Barbra. VVarren Be-
atty, Pierre Trudeau, Ryan O'Neall,
Joİm Peters. Don Johnson ve Andre
Agassi gibı ünlülenn ilgisini çekmey i
başamor.
İ
Son derece ince ve
kırılgan...
Riese'e göre Barbra tam bir para-
doks oluşturuvor. Dışandan bakıl-
dığında edinilen kaba saba. yüzsüz
\e itici izlenimin tümüyle bir konın-
ma aracı olduğunu yakınlan ve sev-
gilileri bilişor. Sekiz yıl Barbra ile
e\li kalan EUiott Gould onu "son de-
rece ince ve kırılgan" olarak tanımlı-
yor. Barbra şımdi de bu yapısını ko-
ruyor. Ancak. kınlganlığının yanı
sıra son derece alaycı ve küstah ola-
rak bilıniyor.
Bir zamanlar Las Vegas'ta birlik-
te sahneye çıktığı Lıberace. ona mo-
dası geçmiş giysilerinden vazgeç-
mesini söylediğinde Barbra. "Senin-
kiler gibi mi?"" >anıtını veriyor. Şim-
di 27 > aşında olan oğlu Jason Gould
doğduğunda herkese oğlunda ba-
basının şanğı olduğunu duyuruyor.
Dostlanndan bin. "Çenesindeki
yarıktan mı söz ediyorsunT" diye so-
runca. öfke\ le "Başka neresinde ola-
bilirT" yamtını patlatıveriyor.
115 fılm çevirdi sayısız
I albüm doldıırdu...
Riese. Barbra'nın kendisini genel-
likle arsızca sa\ unduğunu dile geti-
riyor. İğneli konuşmalannın nedeni,
Gould ile evliliğının başansızlıkla
sonuçlanması değil. Riese'e göre
Gould zamanla "Bay Streisand"e
dönüştü. Barbra, Elliott'un gücüne
hayran olmuştu. Ancak giderek
kendisi daha güçlü ve daha ünlü du-
ruma geldi. Elliott ise kendisine olan
güvenini >itirmeye başladı. Barbra'-
yı yönetmeye kal'kışü; ancak Barbra
kendisini çok güzel idare ediyordu.
Böylece evlilikleri yürümedi.
Ne mutlu ki mesleği aldı yolunu
gitti. 51 yaşındaki şarkıa, sinema
yıldıa ve yönetmeni. iki Oscar, iki
Emmy, sekiz de Grammy ödülüne
sahip. 15 fılm çevirdi ve altın plak
ödülü alan sayısız albüm doldurdu.
Bugüne dek yalnızca tek bir eşi ol-
du.
Neden?
"Barbra ilk evliliğini başansız bir
deneyim olarak görüyor. O, başarı-
sızlıkların yinelenmesine her zaman
karşıdır."