Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET2 12 OCAK1994 ÇARŞAMBA
KULTUR
Ayşe Emel Besci, 13 yıl sonra Dario Fove Franca Rame'nin oyunuyla Türk seyircisinin karşısında
'Rüyalanngezginbüyücüsü'TUNA ERDEM
"Kendi yönettiğim oyun-
ların çoğunda bir rüya
sahnesi kullandım.
Örneğin "Kurban"da bir şa-
manın iyilestirme ritüeli biçiminde
gerçekleşen bir rö) a sahnesi vardı.
Hoüanda'da yaptığım "İneğin
Güldürüsü" adlı ortaçağ tiyatro-
su farsında da bir rüya sahnesi
vardı. tlk vaptığım Kürt oyununda
da koreografısini tamamen ken-
dim hazırladığım bir rüya sahnesi
>ardı. "Dünyaya Atılan Çığlık"
ortaçağda geçiyor ama günümüzü
anlatan bir rüy a sahnesi > ardı. Bü-
tün bunları seyreden bir Fransız ti-
yatro estetiği profesörii ar-
kadaşım bana riiyalann büyücüsü
demişti."
Ayşe Emel Mesci gerçekten de
gezgin bir büyücü. Avrupa'nın
dört bir yarunı dolaşarak tiyatro-
nun büyüsünü ınsanlara sunu-
yor, oyunculuğuyla da. yönet-
menliğıyle de her ulustan seyirciyi
büyülemeyı başanlyor. "Rüya-
lann Büyücüsü" şimdi de 13 yıl
ayn kafdıktan sonra döndüğü
Türkiye'de. kendi seyircisini bü-
yülemeye haarlanıyor. Ayşe
Emel Mesci ile Türkiye'deki pro-
jeleri üzerine konuştuk ve büyü
gücünün gizli sırnnı öğrenmeye
çalışük:
- Bize Türkiye'de yapmayı
planladtğınız çalışmalan anlata-
bilir misiniz?
Öncelıkle Güne> Atölyesi'rü
Türkiye'de kurma projem var.
Güney Atölyesı M.O. 7 binden
başlayan ve 20 yüzyıl tıyatrosuna
uzanan bir çalışma yeri. Güney
Atölyesi'nde antropoloji, maske,
resim, heykel. müzik. yazım gibi
konular var. Şu anda Tank Zafer
Tunaya Merkea'nde öğrencilerle
birlikte haftada iki gün değişik
vücut egzersizleri. ses teknikleri
ve ritüeller üzenne bir çalışma
yapıyorum Bu çahşmaya Güney
Atölyesi içın bir ön hazırlık di-
yebilinz. Iki sene önce Paris'te
trajedinin şafaklan üzerine verdi-
ğim konferans var. bu daha son-
ra tez olarak gelıştirildi. Trajedi-
nin Yunan'da değil, Orta Asya ve
Mezopotamya'da ilk kaynak-
larını bulduğu üzerine bir tez çalı-
şması. Bunun bir bölümünü Bi-
lar'da konferans biçiminde ger-
çekleştirmek ıstiyorum. Oynaya-
cağım "Kadınlar Bizim Kadı-
nlanmız" isımli Qyunsa Dario Fo
ve Franca Rame'nin yazdığı Car-
lo Barzottfnin yönettiği iki epi-
zoddan oluşan tek kişilik bir
oyun.
- Türkiye'de sürekli olarak kal-
mayı mı planlıyorsunuz?
Ârtık benim içın temelli bir yer
söz konusu olamaz. Ben kendimı
bir yolcu gibı hıssediyorum; ti-
yatro da bir yolculuk. Biz zaten
'GerminaPin
galasıbugün
Alkazar
sinemasmda
Kültür Senisi - Ünlü yazar
Emile Zolanın aynı adlı yapı-
tından sinemaya uy arlanan "Ger-
minal" fılminin galası. restore
edilerek yenı bir kimlikle sinema-
severlerin karşısma çıkan Beyoğ-
lu Alkazar sinemasmda bugün
gerçekleştiriliyor. Yönetmenliğı-
ni Claude Rerri'nin üstlendiği,
başlıca rollerini Fransa'nın ünlü
şarkıosı Renaud. Gerard Depar-
dieu \ e Miou Miou'nun paylaştıği
füm. Kuzey Fransa'da yaşayan
bir madend ailesinin y aşam mü-
cadelesıni konu alıyor.
"Germinal"de yine unutulmaz
bir ikili yaratan Gerard Depardi-
eu ile Mıou Miou. filmle ilgili so-
rulan yanıtladılar
- 'GerminaT fılminde sizden
daha iyi bir çift düşünüiemezdi
herhakİe...
M.M.- Bunca yıllık beraberlık-
ten sonra bizi ev'lı bir çift sayabi-
lirsiniz herhalde!
- Filmdeki Mahue rolünü oy-
namak istediğinizi yönetmen Ber-
ri'ye siz mi söylediniz?
M.M.- Ctâude Bern'nın ço-
cukluk arkadaşı. Michele Meritz,
Berri'ye benden sözetmiş. Bunun
üzerine benim de Berri'yi arayıp
onunla bu konuyu konuştuğum
doğrudur. Zola'nın bir yapıtında
mutlaka oynamak istiyordum.
- Neden?
M.M.- Uzun zamandır bu is-
teği içimizde taşıdık. galiba Ge-
rard da öyle. Hepimiz. fılmi ba-
bası içın yaptığıru ılan eden Clau-
de da dahil. babalanmıa düşün-
dük. Bana gelınce. böyle bir fılmi,
bir aileyı yaşatmamn, çalı-
şmanın. hayatını kazanmanın,
ekmek parası peşınde koşmanın
ne demek olduğunu ve taşıdığı
önemi bizden sonraki nesillere
anlatmak için sectim. Öz çocuk-
larım bile hala güncel olan bu ya-
şam türünden habersızdirler.
G.D.- Kesinlikle. ben de öyle
düşünüyonım.
M.M.- Yaşam çok hızlı bir
tempoya girdi. Sankı bazı şeyler-
den asırlarca uzaklıktay mışız gibi
geliyor bazen... Mesleğimiz ister
istemezdoğal bağırmz olmayan
bir sosyal sınıfa doğru itti. "Ger-
minal" bana. asıl bağlı olduğum
değerlerle tekrar ügilenmek
fırsatı verdi.
21 ocakta başlayacak olan Carlo Barzotti'nin yönettiği 'Kadınlar Bizim Kadınlarımız' iki epioddan oluşan tek kişilik bir oyun.
göçebe özelhklen olan bir toplu-
îuğuz. Surgüne gittiğimiz yıllar-
dan ben de hep göçebe bir yaşam
sürdürdük. buna alıştık. Birçok
tumeler. birçok Avrupa şehirle-
rinde fesııvaller derken bir türlü
yerleşik bir düzene geçemedik.
Tabiı 13 > ıldır Avrupa'da yapmış
olduğumuz çalışmalan birdenbi-
re koparmak. orayla ilişkilerimizi
kesmek sözkonusu değil. Bir süre
atölye kurulursa onun başında
kalacaâm. Ama hareketlı bir \a-
şama doğru yolculuğa devam
edeceğimizi düşünü>orum.
- Daha önce Fransa'dan uzun
süre kopamayacağınızı, Kültür
Bakanlığı'ndan yardunı çıkmtş
projeleriniz olduğunu söylemişti-
niz?
Doğru. Fransız Kültür Ba-
kanlığı'nın bizim atölyemize olan
yardımı henüz kesilmiş değil.
Âtölyenin yeni çalışmalanyla da
bu. zaten sürecek. Sorun Türki-
ye'deki Kültür Bakanlığı'nın ne
yapacağı sorunudur. Onun için
de henüzmüracaat etmış değilim.
Ben orada senelerce Türk tiyat-
rosuna. Türk kültûrüne bir şeyler
katmak için çalışmışım eğer bu-
rada geliştirdiğim bıçimleri icra
edemezsem o zaman yaptıklarım
pek bir işe yaramaz.
- 21 ocakta sahneletneye başla-
yacağınız "Kadınlar Bizim Kadı-
nlanmız "oyununu bize tanıtabilir
misiniz?
1981 senesinde İngiltere'de
Franca Rame'nin oynadığı
'Kadınlar' oyununu izledim. Se-
yircısıyle olan ilişkisi veoyunbit-
tikıen sonra yaptığı bir konuşma
beni çok etkiledı. 'Ben sadece bir
oyuncu değil, militan bir sa-
natçıyım' diye bitırdi oyunu ve
İtalya'da hapisanelerde öldürü-
len binlerce gencin anası olduğu-
nu söyledi .Kuliste buluştuk.
Sonra Dario Fo, benim dünya-
da çok az oy nanmış olan. epizod-
lan oynamamı ıstedı. 68 kuşağı-
Türk sanatında modernvzmn öyküsü
Kültür Senisi - " 1950-2000" başlıklı Merkez Bankası
Çağdaş Türk Sanatı Koleksiyonu Sergisi, bugün Ankara
Atatürk Kültür Merkezi'nde açılıyor. 1990 sonbahannda
gündeme gelen " 1950-2000" koleksiyonu tasansı, yapıtlann
araştınlarak derlenmesi, gerekli koşullarda konınmalan.
görsel ve belgesel arşiv oluşturulması, sergileme ve katalogla-
ma. yapıtlann içerde ve dışarda dolanımı, sanat tarihi çalı-
şmalan ve müzeoloji. restorasyon gibi dallarda eğitim çalı-
şmalanndan oluşuyor. Yanm yüzyıldan örnekler sunan
•"1950-2000" koleksiyonu. Türk sanatında modernizmin öy-
küsünü anlalmayı amaçhyor. Sergide Fikret Mualla, Zeki
Faik İzer. Hakkı Anlı. Selim Turan, Nejad Devrim, Mübin
Orhon. Bedri Rahmi Eyüboğlu. Abidin Dino. A\ni Arbaş,
Orhan Peker, Turan Erol. Erol Akya\ aş, Ömer Uluç. Yüksel
Arslan, Behçet Safa, Mehmet Güleo-ûz, Alaettin Aksoy,
Komet, Burhan L'ygur. Birol Kutadgu. Ergin İnan. Neşe
Erdok. Jale Erzen. Adnan Çoker. Burhan Doğançay, Halil
Akdeniz. Şükrü Aysan, Meriç Hızal. Osman Dinç, Serha:
Kiraz, Kemal Önsoy. Canan Tolon, Serdar Arat. Mithat
Şen, Bedri Baykam, Elif Ayiter \e Selma Gürbüz'ün \apı-
tlannı görebiürsiniz. (Resim: Burhan L'vgur Kader- îç îçe
Geçmiş Binlerce Nedenin Sonsuz Aralıksız Zinciri- Borges)
ndan gelen bir kadın. bir gün tele-
vizyondan oğlunun , bir çatışma
sonucu yakalandığım öğreniyor.
Ve bunun hesaplaşmasına geçi-
yor. Yani oğlu nasıl terörist oldu
bunu sorguluyor. Yanm saatlik,
çok zor bir bölüm. Bunu, LTrike
Manrofun Jean Paul Sartre'a
yazmış olduğu mektuplar bölü-
münü; bir işçi kadının günlük ya-
şamı üzenne yazılmış "Uyanı-
şlar"ı seçtik ve bir de "Medea"yı.
Bu Medea. İtalyan ortaçağ tiyat-
rosunun Medea'sı Konu olarak
Euripıdes'ın ve Sophokles'in Me-
deasına çok benzemekle birlikte
değişik yorumlanmış herşeyden
önce tek kişilik bir Medea. Do-
layısıyla kendi bünyesinde kendi-
ne karşıt olanlan da oynuyor.
Aynı zaman seyirciye de soru so-
rabiliyor oyunculuk içinde. Bi-
zim meddahımıza, ortaoyunu
tarzımıza benzeyen bir biçim aslı-
nda. îtalyan ortaçağ tiyatrosu da
bızım tivatro biçimimizden ol-
dukca etkilenmiş. Mesela Dario
Fo'yu sahnede seyrettiğim za-
man. tsmail Dümbüllü'yü seyre-
diyormuşum hissine kapıldım.
Carlo Barzotti'ye Türkiye'ye gi-
dip Türk tiyatrosunu incelemesi-
nin önerdım. O da, Münir Öz-
kul'u . Erol Günaydın'ı. gelenek-
sel tivatroyu ıcra eden parmakla
sayılacak kadar az sanatçılan
seyretti. MünirÖzkul'dançokeı-
kilendiğinı söyledı.' Büyük birsa-
natçı ama y azık Türkiye bunu an-
layamıyor, bu yüzden kendisi de
nerede olduğunun farkında değil'-
dedi bana. Bir yabana gözün
bakışından trajik bir şey bu. Bu
oyun epeyce tume yaptı, 5 sene
kadar repertuvardan kalkmadı.
- Türkiye'de hangi epizodlan
oynayacaksınız?
Ben buna iki episodla girmeyi
düşündüm. Sadece "Ana" ve
"Medea"yla. Bir de Nâzım'la.
Nâam, bütün sürgün hayatım
boyunca görünmeyen varhğıyla
ama yazdığı bir çok eserle sanki
koruyucum gibiydi. Onunla güç
buldurn. Birçok Nâzım sahnele-
dim. gecelerde Fransızca Nâzım
okudum. "Sevdalı Bulufu, "Fer-
hat ile ŞiriıTı "Şeyh Bedrettin
Destanı'nı ovnadım. Nâzım ile
yolculuğuma devam etmek isti-
yorum. Türkiye'de ilk açılış oyu-
nu olarak belkı kendi sahneye
koyduğum bir oyunla çıkmış ol-
sam daha iyi olurdu. çünkü be-
nim tarzım çok farklı. Ancak
İstanbul Festivali'nde en son
yaptığım oyunun "Dünyaya Atı-
lan Çığhk"ın sahnelenmesi söz
konusu.
- Sizin tivatro anlayışınızda be-
den dili ön plana çıkıyor...
Avrupa tiyatrosunda hep ko-
nuşan oyuncu var. Genel olarak
tabii, yani bir Peter Brook, bir
Mnouchkine bir Josef Szajna
dışında. Biz Avrupa'da kendimı-
ze özgü bırşeyler vapmak zorun-
daydık. Ben hiç bir zaman imitas-
von olmadım. O yüzden bir uy-
gulama ye araştırma dönemi ge-
çirdim. Önce 20. yüzyıl tiyatrosu
ve Avrupa tiyatrosu üzerine.
ardından da kendi köklenmize
dayalı bir çalışma yaptım. Bu bel-
ki sekiz on yıldır süren bir çalışma.
Doğu tiyatrosu büyük bir zengin-
lık kaynağı. Batı tiyatrosu ise bu-
gün sıkışıp kalmış. mekanikleş-
miş Yani psikolojizm hakim ge-
nel olarak. Büyük yönetmenler
hep doğuya açılmaya çahşıyor-
lar. Ama Mnouchkine ve Peter
Brook daha çok uzak Asya'ya.
Hındıstan \e Japonya'ya yönel-
miş durumdayken. biz daha çok
Orta Asya'ya yöneldik. Burada
gördü kı; ritimler. vücut dili. çok
boyutlu aktör önemlı. Hem yüre-
ğiyle. hem vücuduyia hareket
eden bir oyunculuk biçimı. \'aro-
lan kalıplann ya da sistemın in-
sanlan sıkıştırdığı. biçimlendirdi-
ği metotlann dışında bir arayış.
Bu arayış devam ediyor. edecek.
- Biraz da bize fiun projenizi an-
latabilir misiniz?
69 senesın de foıoroman krali-
çesi seçildım ve ilk filmimı fotoro-
man kralı olan Kadir İnanır'la
yaptım. Sinema çevresi ve koşul-
lan bana biraz ters geldi. Yusuf
Kurcenli'nin yönettiği bir televiz-
yon fılmi yaptım. maalesef ya-
saklandı. Sonra. İsveç-Macaror-
tak yapımda ve İsveç'te en iyi te-
levızyon filmı ödülü alan dört di-
zilik bir filmde başrol oynadım.
Yıunaz Güney'in"Duvar" fılmi-
nin Kadınlar Koğuşu bölümünü
yazdım, dekorunu yaptım,
küçük bir rol aldım. Film yönet-
me isteğim var, çünkü bazı tiyat-
ro çalışmalanm sinematografık.
Bu arada 7 şubatta bir film ceki-
mine başlayacağız. İnci Aral'ın
bir hikayesi': "Bekleyiş'". Birazak
benim hayatımı da anlatıy or ben-
ce. Cç kişilik bir film zor bir film.
Artun Yeres yönetiyor.
- Uzun süre Türkiye'den ayn
kaldııuz. Türk seyircisiyle bu ilk
buluşmanızdan nasıl bir tepki al-
mayı bekliyorsunuz?
Bu oyun değişik ülkelerde çok
değişik tepkiler aldı. Oyunu oy-
narken bayılanlar oldu, ağlayan-
lar, tamamen suskunlaşıp konu-
şamayanlar. Dünyanın neresinde
olursa olsun bir 68 kuşağı v ar.
Türkiye'deki seyircinin tepkisini
hep birlikte göreceğiz. Zaten bin-
lerce kişilik bir kitleye oynanm
diye bir düşüncem yok. Shakes-
peare"Tiyatrodan gerçekten anla-
yan ve sizi sahne üzerinde çok bo-
yutlu görebilen bir tek kişi için oy-
nayın"der. Muhakkak o kitlenin
içinde bir tek kişi her şeyi anlıyor-
dur.
Yeni Eğilimler Sergisi
Kültür Senisi - Mimar Sinan Üniversitesi tarafından bu yıl
yedincisi düzenlenecek olan "Yeni Eğilimler Sergisi" 3-31
mart tarihlen arasında gerçekleştirilecek. Sergiyle plastik
sanatlar alanında çağdaş yaklaşımlann tanılılması, başanlı
sanatçılann desteklenmesi, sanat ortamına dinamik bir
boyut kazandınlması ve sanatsal etkinliklerin daha
nitelikli düzeye yükseltilmesi amaçlanıyor. MSÜ Osman
Hamdi Salonuile İstanbul Resim Heykel Müzesi Ahmet
Paşa Salonu'nda düzenlenecek sergiye, isteyen her sanatçı
katılabilecek. Sergiye katılan eserler arasında bir de
yanşma yapılacak. Eserleri ilk üçe giren sanatçılara 15'er
milyon lıra para ödülü. yapıtlan sergilenmeyedeğer
bulunanlara da birer onur plaketi verilecek. Bu arada
yanşmaya katılmak isteyenlerin eserlerini 16-18 şubat
tanhleri arasına Mimar Sinan Üniversitesi'ne teslim
etmeleri gerekiyor. Öte yandan "Yeni Eğilimler
Sergjsi"nde daha önceki >anşmada dereceye giren
sanatçılann eserleri de sergilenecek.
'Asya Ülkelerinin Kültürel
Etkileşimi'
ANKARA (AA) -Türk-Çin Kadınlan Dostluk ve Kültür
DerneğTnın, Vakıflar Bankası'yla işbirliği yaparak
Başbakan Tansu Çiller'in himayesinde düzenledikleri,
"Asya Ülkelerinin Kültürel Etkileşimi" konulu seminer,
14-15 ocak tarihlerinde Ankara'da gerçekleştirilecek. Asya
ülkelerinin zengin kültür kavnaklannın ortayaçıkanlması,
kıta dillerinin aynlık ve benzerliklerinin sergilenmesinin
amaçlandığı semınenn açış konuşmasını Başbakan Tansu
Çilleryapacak. Vakıflar Bankası Konferans Salonu'nda
gerçekleştirilecek seminerde Türkiye. Çin. Azerbaycan,
Endonezya, Japonya, Kazakistan, Kırgızistan, Kore.Oz-
bekistan. Pakistan ve Türkmenistan adına bürokrat ve bi-
lim adamlan konuşma y apacaklar. Seminer, cumartesi
günü tüm konuşmacılann katılacağı genel olurum ile son
bulacak.
FilarmoniSanat, yayına
yeniden başladı
ANKARA (AA) - Türkiye Filarmoni Derneği yayın organı
Filarmoni Sanaı, y ay ın hay atına 15 yıl aradan sonra tekrar
başladı. Derginın genel yay ın yönetmenliğini üstlenen
Dinçer Özer. ellennden geldiğince sanatın bütün kollanna
değinme ve güncel habcrlere yer vermek istediklerini
belirtti. Şimdilik ıkı ayda biryayımlanmasına kararverilen
ve 15binliradanokurlarasunulanderginin 12. özel
sayısında Muammer Öz, Dinçer Özer, Selahattin Veren,
Şefik Kahramankaptan, Özgür Balkız, Y.Doç. Dr.
A.Aydın İlik. Beyhan A.Murphy, Ayhan Erman.
H.Hüseyin Akbulut. Prof. Dr. Rasim Adasal, Murat
Bozkurt. Mine Çalışal ve Prof. Dr. Ali Uçan'ın değişik
konulardaki yazılan yer alıyor.
Hah'lDikmen'in resimleri Yapı
KrediSanat GalerisVnde
Kültür Senisi - Halıl Dıkmen'ın resimleri Yapı Kredi
Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde sergileniyor. 1906
İstanbul doğumlu sanatçı. Sanayı-i Nefıse'deki Çallı
Atölyesi'nde resim eğitımı gördü. 1927 yılında Paris'e gitti
ve 1931 'e dekçalışmalanm orada sürdürdü, Lhote
Atölyesi'ne katıldı. 1937'de İstanbul Resim ve Heykel
Müzesi müdürlüeüne atanana kadar Kayseri'de resim
öğretmenliği yaptı. 1961 "de Guzel Sanatlar Genel
Müdürlüğü'neatanan Halil Dikmen. 1963'dekiölümüne
kadar resim çalışmalany la müzecıliği birlikte yürüttü.
Dikmen'in sergisi. 11 şubat tarihine kadar açıkkalacak.
Ömer Asım Aksoy özelsayısı
ANKARA (AA)-Dil
Derneği'nin aylık dil ve
edebiyat
dergısi Çağdaş Türk Dili,
yeni yılın ilk sayisında
'"Ömer Asım Aksoy Özel
Sayısı" olarak yayımlandı.
Derginın ocak sayısında.
geçen yıl ölen dilci Aksoy'un
değişik > önleri. "Ömer Âsım
Aksoy Kaynakçası" ve
yaşamıyla ilgili kronolojik
bir özete de yer verildi.
"Ömer Asım Aksoy Özel
Sayısf "nda Şerafettin Turan,
Beşir Göğüş, Tahsin Yücel,
Osman Bolulu, Sevgı Özel. İbrahim Hacıbektaşoğlu,
Gülten Akın. Alı Yüce. Mustafa ŞerifOnaran, Sait Küçük,
Alı Dündar. Avsel Dikmen. Orhan Tüleylioğlu. Atilla
Özkınmlı. MuzatTcrL'yguner. Mehmet Aydın, M.
Mahzun Doğan. Talıp Apaydın. Alaaddin Soykan, Nevin
Korucuoğlu. İsmail Karaahmetoğlu. Mehmet Aldan,
Şe\ ket Yücel. Mustafa Yıldız se Hatice Bektaş'ın şiir ve
yazılan yer alıyor.
Sunay Akın'dan 'Şairler
MatinesV
Kültür Senisi - Sunay Akın'ın "Şairler Matinesi" adlı
antolojısi. E Yayınlan'ndançıktı. Kitapta; Sunay Akın,
Oktay Akıncı. Akgün Ako\a. Hulki Aktunç, Hüseyin
Alemdar. Metin Altıok. Orhon Murat Anburnu. İdris
Atmaca. Alı Asker Barut, Enis Batur. Sürey\ a Berfe. Salih
Bolat. Edip Canse\ er. Öner Cira\ oğlu. Cevat Çapan,
Rıd\an Dansuk. Fikret Demirağ. Yusuf Eradam. Ahmet
Erhan. Turgay Fişekçı. Ahmet Güntan, Attila İlhan.
Ceyhun Atuf Kansu, Nılgün Marmara, Özkan Mert.
Murathan Mungan. Behçet Necatigil. Ümit Yaşar
Oğuzcan. Kemal Özer. Hakkı Özkan. Banş Pirhasan.
Oktay Rifat. Mehmet Zaman Saçlıoğlu. Halim Şefik. Ülkü
Tamer. Turgut Tan. Ercüment Uçan. Gürhan Uçkan.
Orhan Veli. Mehmet Yaşın. Can Yücel \e Nihat Ziyalan'ın
sinemayla ilgili şiirleri yer alıyor.
Salih Acarhn resimleri
Kültür Senisi - Salih Açar'ın resimleri 28 ocak gününe
kadar Kocaeli Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Sabana
Kültür Sitesi'nde sergileniyor. 1972 yılında Filibe'de doğan
Salih Acar. 1950'de Sofya Sanat Akademisi Fresko
Bölümü'nden mezun oldu. 1951 yılında Türkiye'ye göçetti
ve 1955'te İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ni bitirdi. O
günden ben profesyonel ressam olarak çalışan sanatçı, bir
çok kişisel sergi açtı ve karma sergilere katıldı. Eserlerinden
bir çoğu özel koleksiy onlarda ve müzelerde yer almaktadır.
Salih Acar. öncelıkle hiç kuşkusuz sanatçıdır. Sonra da
uçan kuşun. kelebeğin. böceğin, balığın. tek kelime ile
doğanın sanaıçısıdır. "Doğayı bana kuşlar sevdirdiği için
yıllarca bıkıp usartmadan onlan çizdim ve çizeceğim."
diyen Salih Acar. aynı zamanda Dünya Tabiatını Koruma
Derneği üyesidir.
3. Kız Kulesi Şür Günleri
Kültür Senisi - Üsküdar Belediyesi. bir dizi halinde
sürdürdüğü "Kız Kulesi Şiir Günleri'nin üçüncüsünü cuma
günü saat 15.00'de Altunizade Kültür Merkezi'nde
gerçekleştirecek. Düzenlenen "3. Kızkulesi Şiir Günleri"
ne; Afşar Timuçin, Arife Kalender Öner. Atilla Damar,
Aysel Doğan. Bedrettin Aykın. Bilsen Başaran, Ece Aykız,
Ercüment Uçan. Gülsüm Akyüz. Güngör Gençay, Havva
Purde, Hüseyin Dılmen. İhsan Kamberoğlu, Kemalettin
Koç, Meral Dalaman, Mustafa Demir, Müşir Kaya
Canbolat, Nurullah Can, Oya Uysal, Ünal YürekJi
katılacak.