03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET2 12 OCAK1994 ÇARŞAMBA KULTUR Ayşe Emel Besci, 13 yıl sonra Dario Fove Franca Rame'nin oyunuyla Türk seyircisinin karşısında 'Rüyalanngezginbüyücüsü'TUNA ERDEM "Kendi yönettiğim oyun- ların çoğunda bir rüya sahnesi kullandım. Örneğin "Kurban"da bir şa- manın iyilestirme ritüeli biçiminde gerçekleşen bir rö) a sahnesi vardı. Hoüanda'da yaptığım "İneğin Güldürüsü" adlı ortaçağ tiyatro- su farsında da bir rüya sahnesi vardı. tlk vaptığım Kürt oyununda da koreografısini tamamen ken- dim hazırladığım bir rüya sahnesi >ardı. "Dünyaya Atılan Çığlık" ortaçağda geçiyor ama günümüzü anlatan bir rüy a sahnesi > ardı. Bü- tün bunları seyreden bir Fransız ti- yatro estetiği profesörii ar- kadaşım bana riiyalann büyücüsü demişti." Ayşe Emel Mesci gerçekten de gezgin bir büyücü. Avrupa'nın dört bir yarunı dolaşarak tiyatro- nun büyüsünü ınsanlara sunu- yor, oyunculuğuyla da. yönet- menliğıyle de her ulustan seyirciyi büyülemeyı başanlyor. "Rüya- lann Büyücüsü" şimdi de 13 yıl ayn kafdıktan sonra döndüğü Türkiye'de. kendi seyircisini bü- yülemeye haarlanıyor. Ayşe Emel Mesci ile Türkiye'deki pro- jeleri üzerine konuştuk ve büyü gücünün gizli sırnnı öğrenmeye çalışük: - Bize Türkiye'de yapmayı planladtğınız çalışmalan anlata- bilir misiniz? Öncelıkle Güne> Atölyesi'rü Türkiye'de kurma projem var. Güney Atölyesı M.O. 7 binden başlayan ve 20 yüzyıl tıyatrosuna uzanan bir çalışma yeri. Güney Atölyesi'nde antropoloji, maske, resim, heykel. müzik. yazım gibi konular var. Şu anda Tank Zafer Tunaya Merkea'nde öğrencilerle birlikte haftada iki gün değişik vücut egzersizleri. ses teknikleri ve ritüeller üzenne bir çalışma yapıyorum Bu çahşmaya Güney Atölyesi içın bir ön hazırlık di- yebilinz. Iki sene önce Paris'te trajedinin şafaklan üzerine verdi- ğim konferans var. bu daha son- ra tez olarak gelıştirildi. Trajedi- nin Yunan'da değil, Orta Asya ve Mezopotamya'da ilk kaynak- larını bulduğu üzerine bir tez çalı- şması. Bunun bir bölümünü Bi- lar'da konferans biçiminde ger- çekleştirmek ıstiyorum. Oynaya- cağım "Kadınlar Bizim Kadı- nlanmız" isımli Qyunsa Dario Fo ve Franca Rame'nin yazdığı Car- lo Barzottfnin yönettiği iki epi- zoddan oluşan tek kişilik bir oyun. - Türkiye'de sürekli olarak kal- mayı mı planlıyorsunuz? Ârtık benim içın temelli bir yer söz konusu olamaz. Ben kendimı bir yolcu gibı hıssediyorum; ti- yatro da bir yolculuk. Biz zaten 'GerminaPin galasıbugün Alkazar sinemasmda Kültür Senisi - Ünlü yazar Emile Zolanın aynı adlı yapı- tından sinemaya uy arlanan "Ger- minal" fılminin galası. restore edilerek yenı bir kimlikle sinema- severlerin karşısma çıkan Beyoğ- lu Alkazar sinemasmda bugün gerçekleştiriliyor. Yönetmenliğı- ni Claude Rerri'nin üstlendiği, başlıca rollerini Fransa'nın ünlü şarkıosı Renaud. Gerard Depar- dieu \ e Miou Miou'nun paylaştıği füm. Kuzey Fransa'da yaşayan bir madend ailesinin y aşam mü- cadelesıni konu alıyor. "Germinal"de yine unutulmaz bir ikili yaratan Gerard Depardi- eu ile Mıou Miou. filmle ilgili so- rulan yanıtladılar - 'GerminaT fılminde sizden daha iyi bir çift düşünüiemezdi herhakİe... M.M.- Bunca yıllık beraberlık- ten sonra bizi ev'lı bir çift sayabi- lirsiniz herhalde! - Filmdeki Mahue rolünü oy- namak istediğinizi yönetmen Ber- ri'ye siz mi söylediniz? M.M.- Ctâude Bern'nın ço- cukluk arkadaşı. Michele Meritz, Berri'ye benden sözetmiş. Bunun üzerine benim de Berri'yi arayıp onunla bu konuyu konuştuğum doğrudur. Zola'nın bir yapıtında mutlaka oynamak istiyordum. - Neden? M.M.- Uzun zamandır bu is- teği içimizde taşıdık. galiba Ge- rard da öyle. Hepimiz. fılmi ba- bası içın yaptığıru ılan eden Clau- de da dahil. babalanmıa düşün- dük. Bana gelınce. böyle bir fılmi, bir aileyı yaşatmamn, çalı- şmanın. hayatını kazanmanın, ekmek parası peşınde koşmanın ne demek olduğunu ve taşıdığı önemi bizden sonraki nesillere anlatmak için sectim. Öz çocuk- larım bile hala güncel olan bu ya- şam türünden habersızdirler. G.D.- Kesinlikle. ben de öyle düşünüyonım. M.M.- Yaşam çok hızlı bir tempoya girdi. Sankı bazı şeyler- den asırlarca uzaklıktay mışız gibi geliyor bazen... Mesleğimiz ister istemezdoğal bağırmz olmayan bir sosyal sınıfa doğru itti. "Ger- minal" bana. asıl bağlı olduğum değerlerle tekrar ügilenmek fırsatı verdi. 21 ocakta başlayacak olan Carlo Barzotti'nin yönettiği 'Kadınlar Bizim Kadınlarımız' iki epioddan oluşan tek kişilik bir oyun. göçebe özelhklen olan bir toplu- îuğuz. Surgüne gittiğimiz yıllar- dan ben de hep göçebe bir yaşam sürdürdük. buna alıştık. Birçok tumeler. birçok Avrupa şehirle- rinde fesııvaller derken bir türlü yerleşik bir düzene geçemedik. Tabiı 13 > ıldır Avrupa'da yapmış olduğumuz çalışmalan birdenbi- re koparmak. orayla ilişkilerimizi kesmek sözkonusu değil. Bir süre atölye kurulursa onun başında kalacaâm. Ama hareketlı bir \a- şama doğru yolculuğa devam edeceğimizi düşünü>orum. - Daha önce Fransa'dan uzun süre kopamayacağınızı, Kültür Bakanlığı'ndan yardunı çıkmtş projeleriniz olduğunu söylemişti- niz? Doğru. Fransız Kültür Ba- kanlığı'nın bizim atölyemize olan yardımı henüz kesilmiş değil. Âtölyenin yeni çalışmalanyla da bu. zaten sürecek. Sorun Türki- ye'deki Kültür Bakanlığı'nın ne yapacağı sorunudur. Onun için de henüzmüracaat etmış değilim. Ben orada senelerce Türk tiyat- rosuna. Türk kültûrüne bir şeyler katmak için çalışmışım eğer bu- rada geliştirdiğim bıçimleri icra edemezsem o zaman yaptıklarım pek bir işe yaramaz. - 21 ocakta sahneletneye başla- yacağınız "Kadınlar Bizim Kadı- nlanmız "oyununu bize tanıtabilir misiniz? 1981 senesinde İngiltere'de Franca Rame'nin oynadığı 'Kadınlar' oyununu izledim. Se- yircısıyle olan ilişkisi veoyunbit- tikıen sonra yaptığı bir konuşma beni çok etkiledı. 'Ben sadece bir oyuncu değil, militan bir sa- natçıyım' diye bitırdi oyunu ve İtalya'da hapisanelerde öldürü- len binlerce gencin anası olduğu- nu söyledi .Kuliste buluştuk. Sonra Dario Fo, benim dünya- da çok az oy nanmış olan. epizod- lan oynamamı ıstedı. 68 kuşağı- Türk sanatında modernvzmn öyküsü Kültür Senisi - " 1950-2000" başlıklı Merkez Bankası Çağdaş Türk Sanatı Koleksiyonu Sergisi, bugün Ankara Atatürk Kültür Merkezi'nde açılıyor. 1990 sonbahannda gündeme gelen " 1950-2000" koleksiyonu tasansı, yapıtlann araştınlarak derlenmesi, gerekli koşullarda konınmalan. görsel ve belgesel arşiv oluşturulması, sergileme ve katalogla- ma. yapıtlann içerde ve dışarda dolanımı, sanat tarihi çalı- şmalan ve müzeoloji. restorasyon gibi dallarda eğitim çalı- şmalanndan oluşuyor. Yanm yüzyıldan örnekler sunan •"1950-2000" koleksiyonu. Türk sanatında modernizmin öy- küsünü anlalmayı amaçhyor. Sergide Fikret Mualla, Zeki Faik İzer. Hakkı Anlı. Selim Turan, Nejad Devrim, Mübin Orhon. Bedri Rahmi Eyüboğlu. Abidin Dino. A\ni Arbaş, Orhan Peker, Turan Erol. Erol Akya\ aş, Ömer Uluç. Yüksel Arslan, Behçet Safa, Mehmet Güleo-ûz, Alaettin Aksoy, Komet, Burhan L'ygur. Birol Kutadgu. Ergin İnan. Neşe Erdok. Jale Erzen. Adnan Çoker. Burhan Doğançay, Halil Akdeniz. Şükrü Aysan, Meriç Hızal. Osman Dinç, Serha: Kiraz, Kemal Önsoy. Canan Tolon, Serdar Arat. Mithat Şen, Bedri Baykam, Elif Ayiter \e Selma Gürbüz'ün \apı- tlannı görebiürsiniz. (Resim: Burhan L'vgur Kader- îç îçe Geçmiş Binlerce Nedenin Sonsuz Aralıksız Zinciri- Borges) ndan gelen bir kadın. bir gün tele- vizyondan oğlunun , bir çatışma sonucu yakalandığım öğreniyor. Ve bunun hesaplaşmasına geçi- yor. Yani oğlu nasıl terörist oldu bunu sorguluyor. Yanm saatlik, çok zor bir bölüm. Bunu, LTrike Manrofun Jean Paul Sartre'a yazmış olduğu mektuplar bölü- münü; bir işçi kadının günlük ya- şamı üzenne yazılmış "Uyanı- şlar"ı seçtik ve bir de "Medea"yı. Bu Medea. İtalyan ortaçağ tiyat- rosunun Medea'sı Konu olarak Euripıdes'ın ve Sophokles'in Me- deasına çok benzemekle birlikte değişik yorumlanmış herşeyden önce tek kişilik bir Medea. Do- layısıyla kendi bünyesinde kendi- ne karşıt olanlan da oynuyor. Aynı zaman seyirciye de soru so- rabiliyor oyunculuk içinde. Bi- zim meddahımıza, ortaoyunu tarzımıza benzeyen bir biçim aslı- nda. îtalyan ortaçağ tiyatrosu da bızım tivatro biçimimizden ol- dukca etkilenmiş. Mesela Dario Fo'yu sahnede seyrettiğim za- man. tsmail Dümbüllü'yü seyre- diyormuşum hissine kapıldım. Carlo Barzotti'ye Türkiye'ye gi- dip Türk tiyatrosunu incelemesi- nin önerdım. O da, Münir Öz- kul'u . Erol Günaydın'ı. gelenek- sel tivatroyu ıcra eden parmakla sayılacak kadar az sanatçılan seyretti. MünirÖzkul'dançokeı- kilendiğinı söyledı.' Büyük birsa- natçı ama y azık Türkiye bunu an- layamıyor, bu yüzden kendisi de nerede olduğunun farkında değil'- dedi bana. Bir yabana gözün bakışından trajik bir şey bu. Bu oyun epeyce tume yaptı, 5 sene kadar repertuvardan kalkmadı. - Türkiye'de hangi epizodlan oynayacaksınız? Ben buna iki episodla girmeyi düşündüm. Sadece "Ana" ve "Medea"yla. Bir de Nâzım'la. Nâam, bütün sürgün hayatım boyunca görünmeyen varhğıyla ama yazdığı bir çok eserle sanki koruyucum gibiydi. Onunla güç buldurn. Birçok Nâzım sahnele- dim. gecelerde Fransızca Nâzım okudum. "Sevdalı Bulufu, "Fer- hat ile ŞiriıTı "Şeyh Bedrettin Destanı'nı ovnadım. Nâzım ile yolculuğuma devam etmek isti- yorum. Türkiye'de ilk açılış oyu- nu olarak belkı kendi sahneye koyduğum bir oyunla çıkmış ol- sam daha iyi olurdu. çünkü be- nim tarzım çok farklı. Ancak İstanbul Festivali'nde en son yaptığım oyunun "Dünyaya Atı- lan Çığhk"ın sahnelenmesi söz konusu. - Sizin tivatro anlayışınızda be- den dili ön plana çıkıyor... Avrupa tiyatrosunda hep ko- nuşan oyuncu var. Genel olarak tabii, yani bir Peter Brook, bir Mnouchkine bir Josef Szajna dışında. Biz Avrupa'da kendimı- ze özgü bırşeyler vapmak zorun- daydık. Ben hiç bir zaman imitas- von olmadım. O yüzden bir uy- gulama ye araştırma dönemi ge- çirdim. Önce 20. yüzyıl tiyatrosu ve Avrupa tiyatrosu üzerine. ardından da kendi köklenmize dayalı bir çalışma yaptım. Bu bel- ki sekiz on yıldır süren bir çalışma. Doğu tiyatrosu büyük bir zengin- lık kaynağı. Batı tiyatrosu ise bu- gün sıkışıp kalmış. mekanikleş- miş Yani psikolojizm hakim ge- nel olarak. Büyük yönetmenler hep doğuya açılmaya çahşıyor- lar. Ama Mnouchkine ve Peter Brook daha çok uzak Asya'ya. Hındıstan \e Japonya'ya yönel- miş durumdayken. biz daha çok Orta Asya'ya yöneldik. Burada gördü kı; ritimler. vücut dili. çok boyutlu aktör önemlı. Hem yüre- ğiyle. hem vücuduyia hareket eden bir oyunculuk biçimı. \'aro- lan kalıplann ya da sistemın in- sanlan sıkıştırdığı. biçimlendirdi- ği metotlann dışında bir arayış. Bu arayış devam ediyor. edecek. - Biraz da bize fiun projenizi an- latabilir misiniz? 69 senesın de foıoroman krali- çesi seçildım ve ilk filmimı fotoro- man kralı olan Kadir İnanır'la yaptım. Sinema çevresi ve koşul- lan bana biraz ters geldi. Yusuf Kurcenli'nin yönettiği bir televiz- yon fılmi yaptım. maalesef ya- saklandı. Sonra. İsveç-Macaror- tak yapımda ve İsveç'te en iyi te- levızyon filmı ödülü alan dört di- zilik bir filmde başrol oynadım. Yıunaz Güney'in"Duvar" fılmi- nin Kadınlar Koğuşu bölümünü yazdım, dekorunu yaptım, küçük bir rol aldım. Film yönet- me isteğim var, çünkü bazı tiyat- ro çalışmalanm sinematografık. Bu arada 7 şubatta bir film ceki- mine başlayacağız. İnci Aral'ın bir hikayesi': "Bekleyiş'". Birazak benim hayatımı da anlatıy or ben- ce. Cç kişilik bir film zor bir film. Artun Yeres yönetiyor. - Uzun süre Türkiye'den ayn kaldııuz. Türk seyircisiyle bu ilk buluşmanızdan nasıl bir tepki al- mayı bekliyorsunuz? Bu oyun değişik ülkelerde çok değişik tepkiler aldı. Oyunu oy- narken bayılanlar oldu, ağlayan- lar, tamamen suskunlaşıp konu- şamayanlar. Dünyanın neresinde olursa olsun bir 68 kuşağı v ar. Türkiye'deki seyircinin tepkisini hep birlikte göreceğiz. Zaten bin- lerce kişilik bir kitleye oynanm diye bir düşüncem yok. Shakes- peare"Tiyatrodan gerçekten anla- yan ve sizi sahne üzerinde çok bo- yutlu görebilen bir tek kişi için oy- nayın"der. Muhakkak o kitlenin içinde bir tek kişi her şeyi anlıyor- dur. Yeni Eğilimler Sergisi Kültür Senisi - Mimar Sinan Üniversitesi tarafından bu yıl yedincisi düzenlenecek olan "Yeni Eğilimler Sergisi" 3-31 mart tarihlen arasında gerçekleştirilecek. Sergiyle plastik sanatlar alanında çağdaş yaklaşımlann tanılılması, başanlı sanatçılann desteklenmesi, sanat ortamına dinamik bir boyut kazandınlması ve sanatsal etkinliklerin daha nitelikli düzeye yükseltilmesi amaçlanıyor. MSÜ Osman Hamdi Salonuile İstanbul Resim Heykel Müzesi Ahmet Paşa Salonu'nda düzenlenecek sergiye, isteyen her sanatçı katılabilecek. Sergiye katılan eserler arasında bir de yanşma yapılacak. Eserleri ilk üçe giren sanatçılara 15'er milyon lıra para ödülü. yapıtlan sergilenmeyedeğer bulunanlara da birer onur plaketi verilecek. Bu arada yanşmaya katılmak isteyenlerin eserlerini 16-18 şubat tanhleri arasına Mimar Sinan Üniversitesi'ne teslim etmeleri gerekiyor. Öte yandan "Yeni Eğilimler Sergjsi"nde daha önceki >anşmada dereceye giren sanatçılann eserleri de sergilenecek. 'Asya Ülkelerinin Kültürel Etkileşimi' ANKARA (AA) -Türk-Çin Kadınlan Dostluk ve Kültür DerneğTnın, Vakıflar Bankası'yla işbirliği yaparak Başbakan Tansu Çiller'in himayesinde düzenledikleri, "Asya Ülkelerinin Kültürel Etkileşimi" konulu seminer, 14-15 ocak tarihlerinde Ankara'da gerçekleştirilecek. Asya ülkelerinin zengin kültür kavnaklannın ortayaçıkanlması, kıta dillerinin aynlık ve benzerliklerinin sergilenmesinin amaçlandığı semınenn açış konuşmasını Başbakan Tansu Çilleryapacak. Vakıflar Bankası Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecek seminerde Türkiye. Çin. Azerbaycan, Endonezya, Japonya, Kazakistan, Kırgızistan, Kore.Oz- bekistan. Pakistan ve Türkmenistan adına bürokrat ve bi- lim adamlan konuşma y apacaklar. Seminer, cumartesi günü tüm konuşmacılann katılacağı genel olurum ile son bulacak. FilarmoniSanat, yayına yeniden başladı ANKARA (AA) - Türkiye Filarmoni Derneği yayın organı Filarmoni Sanaı, y ay ın hay atına 15 yıl aradan sonra tekrar başladı. Derginın genel yay ın yönetmenliğini üstlenen Dinçer Özer. ellennden geldiğince sanatın bütün kollanna değinme ve güncel habcrlere yer vermek istediklerini belirtti. Şimdilik ıkı ayda biryayımlanmasına kararverilen ve 15binliradanokurlarasunulanderginin 12. özel sayısında Muammer Öz, Dinçer Özer, Selahattin Veren, Şefik Kahramankaptan, Özgür Balkız, Y.Doç. Dr. A.Aydın İlik. Beyhan A.Murphy, Ayhan Erman. H.Hüseyin Akbulut. Prof. Dr. Rasim Adasal, Murat Bozkurt. Mine Çalışal ve Prof. Dr. Ali Uçan'ın değişik konulardaki yazılan yer alıyor. Hah'lDikmen'in resimleri Yapı KrediSanat GalerisVnde Kültür Senisi - Halıl Dıkmen'ın resimleri Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde sergileniyor. 1906 İstanbul doğumlu sanatçı. Sanayı-i Nefıse'deki Çallı Atölyesi'nde resim eğitımı gördü. 1927 yılında Paris'e gitti ve 1931 'e dekçalışmalanm orada sürdürdü, Lhote Atölyesi'ne katıldı. 1937'de İstanbul Resim ve Heykel Müzesi müdürlüeüne atanana kadar Kayseri'de resim öğretmenliği yaptı. 1961 "de Guzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'neatanan Halil Dikmen. 1963'dekiölümüne kadar resim çalışmalany la müzecıliği birlikte yürüttü. Dikmen'in sergisi. 11 şubat tarihine kadar açıkkalacak. Ömer Asım Aksoy özelsayısı ANKARA (AA)-Dil Derneği'nin aylık dil ve edebiyat dergısi Çağdaş Türk Dili, yeni yılın ilk sayisında '"Ömer Asım Aksoy Özel Sayısı" olarak yayımlandı. Derginın ocak sayısında. geçen yıl ölen dilci Aksoy'un değişik > önleri. "Ömer Âsım Aksoy Kaynakçası" ve yaşamıyla ilgili kronolojik bir özete de yer verildi. "Ömer Asım Aksoy Özel Sayısf "nda Şerafettin Turan, Beşir Göğüş, Tahsin Yücel, Osman Bolulu, Sevgı Özel. İbrahim Hacıbektaşoğlu, Gülten Akın. Alı Yüce. Mustafa ŞerifOnaran, Sait Küçük, Alı Dündar. Avsel Dikmen. Orhan Tüleylioğlu. Atilla Özkınmlı. MuzatTcrL'yguner. Mehmet Aydın, M. Mahzun Doğan. Talıp Apaydın. Alaaddin Soykan, Nevin Korucuoğlu. İsmail Karaahmetoğlu. Mehmet Aldan, Şe\ ket Yücel. Mustafa Yıldız se Hatice Bektaş'ın şiir ve yazılan yer alıyor. Sunay Akın'dan 'Şairler MatinesV Kültür Senisi - Sunay Akın'ın "Şairler Matinesi" adlı antolojısi. E Yayınlan'ndançıktı. Kitapta; Sunay Akın, Oktay Akıncı. Akgün Ako\a. Hulki Aktunç, Hüseyin Alemdar. Metin Altıok. Orhon Murat Anburnu. İdris Atmaca. Alı Asker Barut, Enis Batur. Sürey\ a Berfe. Salih Bolat. Edip Canse\ er. Öner Cira\ oğlu. Cevat Çapan, Rıd\an Dansuk. Fikret Demirağ. Yusuf Eradam. Ahmet Erhan. Turgay Fişekçı. Ahmet Güntan, Attila İlhan. Ceyhun Atuf Kansu, Nılgün Marmara, Özkan Mert. Murathan Mungan. Behçet Necatigil. Ümit Yaşar Oğuzcan. Kemal Özer. Hakkı Özkan. Banş Pirhasan. Oktay Rifat. Mehmet Zaman Saçlıoğlu. Halim Şefik. Ülkü Tamer. Turgut Tan. Ercüment Uçan. Gürhan Uçkan. Orhan Veli. Mehmet Yaşın. Can Yücel \e Nihat Ziyalan'ın sinemayla ilgili şiirleri yer alıyor. Salih Acarhn resimleri Kültür Senisi - Salih Açar'ın resimleri 28 ocak gününe kadar Kocaeli Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Sabana Kültür Sitesi'nde sergileniyor. 1972 yılında Filibe'de doğan Salih Acar. 1950'de Sofya Sanat Akademisi Fresko Bölümü'nden mezun oldu. 1951 yılında Türkiye'ye göçetti ve 1955'te İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ni bitirdi. O günden ben profesyonel ressam olarak çalışan sanatçı, bir çok kişisel sergi açtı ve karma sergilere katıldı. Eserlerinden bir çoğu özel koleksiy onlarda ve müzelerde yer almaktadır. Salih Acar. öncelıkle hiç kuşkusuz sanatçıdır. Sonra da uçan kuşun. kelebeğin. böceğin, balığın. tek kelime ile doğanın sanaıçısıdır. "Doğayı bana kuşlar sevdirdiği için yıllarca bıkıp usartmadan onlan çizdim ve çizeceğim." diyen Salih Acar. aynı zamanda Dünya Tabiatını Koruma Derneği üyesidir. 3. Kız Kulesi Şür Günleri Kültür Senisi - Üsküdar Belediyesi. bir dizi halinde sürdürdüğü "Kız Kulesi Şiir Günleri'nin üçüncüsünü cuma günü saat 15.00'de Altunizade Kültür Merkezi'nde gerçekleştirecek. Düzenlenen "3. Kızkulesi Şiir Günleri" ne; Afşar Timuçin, Arife Kalender Öner. Atilla Damar, Aysel Doğan. Bedrettin Aykın. Bilsen Başaran, Ece Aykız, Ercüment Uçan. Gülsüm Akyüz. Güngör Gençay, Havva Purde, Hüseyin Dılmen. İhsan Kamberoğlu, Kemalettin Koç, Meral Dalaman, Mustafa Demir, Müşir Kaya Canbolat, Nurullah Can, Oya Uysal, Ünal YürekJi katılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle