Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK1994 PAZARTESİ
GENÇLtK - EĞtTİM
Sınavladeğil,sıralamaile
Bizdekikadarbüyükbirkitleyiortaksınavlarla ölçen birbaşkaülkeyok
ŞÜKRAN KETENCt
Bir milyon 200 bin öğrencinin katılacağı,
dünyada pek benzeri olmayan sınavlar için geri
sayma başladı. Yüksek öğrenim giriş sınavlan
için ön kayıtlar 12 ocakta başlıyor.
Dünyada pek benzeri yok çünkü, genellikle
yükssk öğrenime giriş. orta öğrenimde yapılan
bir uzun secim ve elemenin sonucu oluyor.
Gençler baa ülkelerde daha ilköğrenimden, ço-
ğunlukla orta öğrenimde. okumak istedikleri
yüksek öğrenim kurumlanna göre yönlendirili-
yorlar. Bizde de kredi sistemi bu amaca yönelik
olarak getirildi. Ancak öyle bir işlevi yapmak-
tan şimdilik çok uzak.
Dünyada yüksek öğrenime giriş. ilke olarak
orta öğrenimde öğrencinin eğilim ve yeteneğine
göre seçip okuduğu dersler, aldığı notlar ölçü
ahnarak yapılıyor. Birçok ülkede yüksek öğre-
nime giriş kapısında, aynca isteğin çok olması.
ya da bilgi, yeteneğin ölçülmesinin gerekli gö-
rülmesi ile bağlantılı sınavlar da yapılıyor. An-
cak bizdeki kadar büyük bir kitleyi. ortak sı-
navlar içinde ölçen bir başka ülke yok. Biraz
Şiirdensüzülen lacivertbirgece
• Fransız Kültür'dedüzenlenen şiirli, müzikli resi-
tal, "Yoksuluz" diyecek, "Gecelerimizçok kısa,
dörtnala sevişmek lazuıT. Sevdiğjniz insanlan katın
yanınrza, çiğışıklı Ankara sokaklanndan geçin,
gelin. O geceçok güzel şeyler olacak!
ANKARA (Cumburiyet kınlgan bir obua sesinin
Bürosu) - Ankara'da cuma içinde buluyorsunuz. Ordan
gecesi, belki de imbat esecek! hooop! Uçup uçup şatafath
Fransız Kültür'de
düzenlenen şiirli, müzikli
resital. "Yoksuluz" diyecek,
"Gecelerimiz çok ktsa,
dörtnala sevişmek lazım"
Sevdiğiniz insanlan katın
yanıruza. çiğ ışıklı Ankara
sokaklanndan geçin, gelin. O
gece çok güzel şeyler olacak!
"Şimdi sen gidiyorsun. Git"
diye başlıyor gece, "Gözlerin
durur mu. onlar da
gidiyoı-lar. Gitsinler." Cemal
Sûreya, isminden bir harf ata
dursun, llhan Berk, "Üç kez
seni seviyonun diye"
uyanıyor uykulanndan.
Derken Atîlla İlhan'ın
"felaketi oluyor, ağlıyor".
Sonra, "Sizin hiç babanız
öMü mö / Benim bir kere
öldü / Kör oldum / Hiç
beklemezdim babamdan
bunu" Yahya Kemal
Beyath'dan Ece Ayhan'a,
ordan Turgırt Uyar'a, derken
Metin AKıok'a uzanan bir
camdan öykü.
Sonra başlasın bakalım
"Summer Time Blues", "All
of me". "Misty". Jozz Band
tutuyor şıirin ucundan,
nolalann arasından geciriyor
sizleri. Sonra kendinizi.
bir aryarun kucağına
konuyorsunuz. Artık,
harikalar diyanndasınız;
mucizenin bini bir para. Pıtır
pıtır dökülüyor piyanonun
tuşlan, bu kez başka bir
diyara yolculuk. "Donülmez
akşamın ufkuna" uğramakta
yarar var, ne de olsa "bu son
faslı olabilir ömhinüzün".
Tamı tamına yaşamakta
yarar varar bu alaturka
keyfı; yüreğini gecenin
üzerine gererek, hüznü
haddeden süzerek.
Gençlerin düzcnledığj
büyülü gecenin şürleri, Akın
Emre tarafından seçildi.
Dünya Kitle İletişimi
Araştırma Vakfı tarafından
düzenlenen programda,
Mehmet Demir, Şafak Acar,
Özgür Aksoy, Akın Emre,
Tank Keskiner, Begüm
Mengü, Aysan Sümercan,
Bilge Tamer, Ünsal ÜnJü şiir
okuyacaklar. Türk şiirinin,
degişik yönsemelerindeki
şairlerinin şiirlerinden
seçilmiş farklı esintilere yer
verilen resital, bu hafta cuma
ve cumartesi günleri, saat
20.30'da başlıyor. Bol şiirli
günler efendim! • Programda Mehmet Demir, Şafak Acar, Özgür Aksoy, Akın Emre, Tarık Keskiner, Begüm
Mengü, Aysan Sümercan, Bilge Tamer, Unsal Ünlü şiir okuyacaklar.
şaşkınlık, biraz da böylesi kitlesel birsınavı ger-
çekleştirebildiğimiz için, müztehzi bir takdirle
karşılanıyoruz. Ancak Türkiye koşullannda
bir başka çözüm de henüz üretilemiyor.
Öğrencinin' bilgi ve yeteneğine göre orta öğ-
retimde yönlendirilmesi ve orta öğretim ba-
şansına dayalı olarak yüksek öğrenime ah-
nması söz konusu edilemiyor.
Adaylar için tek teselli,
herkesin birbirinden çok farklı
konumda olmaması. Sonuç
olarak ÖSS ve ÖYS de bir öl-
çüde yetenek, ağlrbklı belli bil-
giler ölcülürken, başan gere-
ken bilginin alınıp alınmadığı-
na bağlı değil. Başan sınavlara
katılan adaylar arasında, bece-
ri ve bilgiye göre yapılan öl-
çümde kapılan sırada. Bu bir
yanşma. Genel beceri ve bilgi
düzeyiniz yeterli olsa da istedi-
ğiniz bir yüksek öğrenim kuru-
muna girememeniz söz konusu
olabildiğj gjbi, tam tersi yeter-
siz beceri ve bilgi ile de istediği-
niz yüksek öğrenim kurumunu
kazanabilirsiniz. Önemli olan
bütün yanşmacılar arasındaki
yeriniz.
Sonra da sectiğiniz yüksek
öğrenim kurumunu seçenler
arasındaki yeriniz. Kredi siste-
mine geçiş yüksek öğrenime gi-
riş sınavlannda, sistem ve soru
ağırlıklan anlamında hiçbirde-
ğişiklik getirmedi. Aksine kredi
sisteminin \ önlendirmede ve
öğrenci scçmede hiçbir
katkısının olmadıgı kabul edil-
miş olmalı ki, 20-80 puan, bir
öğrencinin başansında 60 pua-
na kadar etkili olan ortaöğre-
tim başansının bu yıl yan yan-
>a kadar indirilmesi proğram-
lanıyor. Orta öğretim başan
puanının yüksek tutulmasının.
bılgı ağırlıklı sınav sisteminde.
hazırlanan öğrencilere
haksızlık olduğu düşünülüyor.
Bu yılın sına\ sisteminde tek
değişiklik ikinci basamak sına-
vında fen bilimleri içinde bi-
yolojinin ağjrlığının biraz yük-
seltilmesi olmuş. Daha önceki
yıllarda fızik %40, kimya %35
ve biyoloji
0
/o25 iken. bu yüki
smavda ağırlıklar fizik %40.
kımya
o
'o30. bivoloji %30 ola-
rak dağjhyor. •
Prof. Okîay Sinanoğlu:
'ABD'yeöğrenci
gönderilmesi
gaflettir'
• Yale Üniversitesi Öğretim Üyesi Oktay Sina-
noğlu, öğretim için yurtdışına gidenlerin Türki-
ye'ye dönmelerini sağlamak için örgütlenmelere
gidilmesini, sempozyumlar yapılmasını önerdi.
Genclik-Eğitim Servisi - Yale
Üniversitesi öğretim üyesi
Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu,
eğjtim amacıyla Amerika'ya
öğrenci gönderilmesini,
"gaflet" olarak
nitelendirerek, "Bu amaçla
harcanan > aklaşık 1.5 milyon
doların onda biriyle
Türkiye'de bir araştırma
merkezi açılabilir ve biiim
adamlan çok daha iyi
jerJştirilebiür" dedi.
Üniversite Öğretim Üyeleri
Derneği tarafından Pak İş
Merkezi'nde düzenlenen
konferansta konuşan Prof.
Dr. Sinanoğlu. "Bana
' Amerika'dan Türkiy e nasıl
göriinüyor' diye soracaksımz,
bu sorunun cev abı çok kısa:
Amerika'dan Türkiye
görünmü>or. Ama Amerika
da Türkiye'den göründüğii
kadar güçlü değil. Ekonomisi
batmışdurumda. Bindenfazla
bankası iflas ctti. İnsanların
çoğu evsiz barksız sokaklarda
yaşıyor. Büyük üıüversiteler
araştırma parası bulamıyor"
diye konuştu. Türkiye'de
bclirli bir bilim politikası
olmamasından yakınan
Prof.Dr. Sinanoğlu, şöyle
devam etti:
"Bu sene Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından bin 400
kişinin yurtdtşına doktora
y apmaya gönderileceğini
duvduğum zaman f ürkive'nin
bilim \e teknoloji alanında
atılım v apmav a hazırlandığını
düşündüm. Daha sonra
yapttğım araştırmalarda,
amacın araştırmacı değil,
öğretim üyesi yetiştirmeye
yönelik olduğunu gördüm.
Mok'küler bivoloji gibi
Tiirkive'nin çok geride olduğu
bilim dallarında beş kişi
doktora \ apmaya
gönderiUrken, otuz kişilik
kontenjan ilahiyata aynlnuş.
İlafm at dalında doktora
yapanlar İngilizce
Müslümanlığı mı
anlatacaklar? Bu nasıl olur?"
Türkı\e'degittikçe
ya> gınlaşan yabana dille
eğitim yapan okullara gerek
olmadığını, insanlann
yabancı dille konuşmaktan
böbürlenir hale gelrnesinin
çok yanlış olduğunu belirten
Prof. Dr. Sinanoğlu, * Anadil
unutulursa, yürek de gider"
dedi.
Sömürgeciliğin en etkili
yolu
Toplantının soru bölümünde
kendisıne yöneltilen "Neden
eğitim için çoğunlukla
Amerika'> a gidiliyor"
sorusuna Prof. Dr.
Sinanoğlu, "Mozambikliler
Fransı/ların sömürgesinden
çıktıktan sonra eğitim için
Fransa'va gitmeye devam
ettiler, Türkler de
Amerika'\ a gidiyorlar. Bu
sömürgeciliğin en etkili
yollarından biri. Sömüriiyü
kendi kaynağında o toplumun
insanına yaptırmak" diye
yanıtverdı.Prof. Dr.
Sinanoğlu. "Öğretim için
yurtdışına gidenlerin orada
kalmalannı önlemek için
neler _> apılabilir" sorusuna ise
"Öğrencilerin hulunduğu
bölgelerde örgütlenmelere
gidilebilir. \ ılda birkaç kez
öğrencilerin katılacağı
sempozyumlar yapılıp,
öğrenciİerin sorunları dinlenir
ve onlara Türkiye'nin
problemleri anlatüır. Bu
sayede öğrencilerin ülkeleri ile
ilgilcrinin taze tutulması
sağlanır" yanıtını verdı. •
ÜNİV6RSİTEYE HAZlRUIKj
SINAVADOĞRU
1) Aşağıdaki cümletefin hangislnde "beklen-
mezlık" anlamı vardır?
A) Birden gözgöze gelmeyelim mi!
B) Bana uğramadan mı gideceksin?
C) Böyle bir yanlışadiişer miyim hiç!
D) Bütün bu kötülükleri onlar yapmadı mı?
E) Bize küsseler hakları yok mu?
2) Aşağıdafcj cümlelerin hangisinde "önemse-
mezlik" anlarru vardır?
A)Bırak, bizi beklesin dursun!
B) Gel desem, gelir misin?
C) Bu kadar çalıştık da ne oldu?
D) Başını belayasokmasakın!
E) istesem de yapamam artık.
3) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "olasılık"
anlamı vardır?
A) Sana söylediklerimi ona bir bir anlatırsın.
B) Yarın bu bahçede bir sürü çocuk koşuşa-
cak.
C) Etrafını saran kalabalıktan sıynlıp kaçtı.
D) Bu kitabı o sergide de bulamayabilirsin.
E) Bu çocukları anımsadığımda yüreğim sız-
lar
4) Aşağıdaki cümteterin hangisinde eyiemin ne-
deni belirtilmemiştir?
A) Yaz başlangıcında köye. hava değişimi için
birgençgeldi.
B) Arabanın kornasını duymadığından kena-
raçekilmemişti
C) Sarmaşıklarla örülü çardağa kitap okumaK
isteğiyle oturdu.
D) Ayakkabılarının bağı çözülünce koşuyu ya-
rıda bırakt).
E) Daha sonra kendi mendiliyle çocuğun yü-
zünüsildi.
5) Aşağıdaki dizeterin hangislnde "yakınma"
anlamıvardır?
A) Boy boy insan gölgeleri kımıldar ,
Guneşi içmiş kaldırımlarda.
B) Kalmadı setası bezmi cihanın,
Düşman belli değil, dost belli değil.
C) Kuşlar gelir konar pencereme,
Penceremden kuşlar uçar gider.
D) Gözüm gönlüm çocuk bahçelerinde,
Bu bahar bir hoşluğu var gönlümün.
E) Her mihnet kabulüm. Yeter ki
Gün eksilmesin penceremden.
6) Asaâıdaki cümteterin hangisinde. ikinci vargı
birincinin nedeni durumundadır?
A) Eize bağırdı; amakimseyi kovmadı.
B) Sen çok yumuşaksın; oysa ben öyle deği-
lim.
C) Rahatsızım da onun için gelemedim.
D) Bizi gördü, hemen arabayı durdurdu
E) örtüver üstlerini, yoksa ıslanacaklar.
7) Aşağıdaki dizeterin hangisinde eylemln olu-
şubirkoşulabağhdır?
A) Tomurcuk gül gazel olur,
Vaktinde derilmeyince.
B) Kara gündür gelir geçer,
Gamlanma gönül gamlanma.
C) Usta kuyumcular eğmiş,
Yârin hilal kaşlarını.
D) Güzel sevmek günah değil,
Ben kitapta yerin gördüm.
E) Can kafeste duran kuştur,
Elbet uçar gider bir gün.
8) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "sonradan
farkına varma" anlamı vardır?
A) Meğer, o da bizimle dost olmak istermiş!
B) Senin neden böyle davrandığını bilmez mi-
yim
9
C) Duyduklannı bir de bana anlatır mısın?
D) Elbet biz de bu dünyadan göçüp gideceğiz
1
E) Sen boyle istiyorsan, ben ne diyebilirim?
9) I. Karadeniz'de evler iki katlıdır, ağaçtan ya-
pılır, ağaçlaörtulür.
II. Karadeniz köylerinin evleri de, kuruluşlan
gibi. bozkır koylerininkine benzemezler
III. Kızılcahamam'ın hemen ötesinde kerpiç
evler biter, ağaç evler başlar
IV. Bu evlerin ikinci katında birkaç odanın ne
pencereleri takılmış ne sıvatarı yapıımıştır.
V. Bu evlerin içlerinde Alplerdeki orman evle-
rini andıranlar da vardır.
Yukandaki cümlelerin hangilerinde karşılaş-
brma yapılmışar?
A)I. veII B)ll.veV. C)ll velll
D)lll.velV. E)IV.veV.
10) Aşağıdakilerden hangisinde, birinci dize ikin-
cinln nedeni durumundadır?
A) Birçok gıdenin her biri memnun ki yerin-
den,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferin-
den.
B) Kandilli yüzerken uykutarda
Mehtabı sürükledik sularda.
C) Sevdalı yüzüşlerle, yunuslar
Yolgösteriyorlardı.
D) Yıllarca sevdiğim Adalar, deniz
Artık görünseler...
E) ölmek değildir ömrümüzün en feci işi,
Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi.
11) Aşağıdaki cümtelerden hangisi bir değerlen-
dlrmedeâildir?
A) Sinekli Bakkal'dayerli hayatçokcanlı anla-
tılıyor
B) Sinekli Bakkal'la yazar sanatında ileri bir a-
dımatmış
C) Sinekli Bakkal, istibdat istanbul'unu olduğu
gibi anlatıyor.
D) Sinekli Bakkal da yoksul insanların hayatı
anlatıiıyor.
E) Sinekli Bakkal, iyi başlayan ama iyi gelişti-
rilip sonuçlandırılamayan bir roman.
12) (!) Teyzemin yüzündeki buruşmaları izliyo-
rum hep. (II) Odada tek duyulan onun hırıltıyı
andıran soliukları (III) Bazen dalıyor. (IV) O
zaman göğsüne eğiliyorum. (V) Onun yaşayıp
yaşamadığını kaburga kemiklerinin kalkıp in-
mesiyle anlamaya çalışıyorum. (VI) yüzünün
rengi gitgide uçuyor, dudaklarına garip bir so-
luklukgeliyor.
Bu parcada numaralanmış cümtelerden han-
gisi, kendinden bir önceki cümlede belirtiten
eytemin gerekçesidir?
A) II. B)lll. C)IV. D)V. E)VI.
13) (I) Mutlu ölüm, 1930'ların sonuna doğru yazı-
lan, ama ancak 1971'de yayımlanan bir ro-
man. (II) Yazar için daha sevimli görünen Ya-
bancı, daha önce yazdığı bu romanın yayım-
lanmasını erteletmiş olabilir. (III) Çünkü ro-
man sanatı o yıllarda daha çok romanın yapı-
sal özelliğine ağırlık veriyordu. (VI) Bir sanat
yapıtının yaratıldığı dönemde kusur sayılabi-
lecek kimi özellikleri, daha sonra erderne dö-
nüşebiliyor. (V) Yazann ölümünden on bir yıl
sonra gün ışığınaçıkan bu romanı, güniimüz-
de önemli kılan onun romanımsıoluşudur.
Yukandaki cümlelerin hangisinde bir tahmin
sözkonusudur?
D)IV. E)V.
14) (I) Mai ve Siyah, edebiyatımız içinde çok par-
lak bir örnektir. (II) Teknikten çok, yerlilik bu
yapıtı ölümsüz kılmıştır (III) Ancak bu ölmez-
lik, bugün bizim gibi o metni okuyup anlayabi-
lenler içindir. (IV) Çocuklarımız içinse şimdi-
den birçok saytaları yabancı sözcükler, de-
yimler ve tamlamalarla doludur. (V) Bunları
çözmek, bu eşsiz romanın dilini berraklaştır-
mak, ufkunu kaplayan bulutları sıyırmak gere-
kir
Yukandaki cümtelerin hangisinde "öneri"
vardır?
D)IV. E)V.
15) Aşağıdaki cümte*erin hangislnde betlmteme
yoktur?
A) Elindeki boş kovalarla ürkek, çekingen yü-
zümebaktı.
B) Kuşku içindeki iri gözleriyle çevreyi süzü-
yordu.
C) Islak, eski giysisinin zavallılığına karşın yû-
zünden soyluluk okunuyordu.
D) Kendinden emin tavrıyla dolan kovayı çek-
ti, ötekini koydu.
E) Kovalardan birini yeniden tulumbanın altı-
na koydu
16) (I) Işte ondan sonra suyuyla, dalgasıyla, uf-
kuyla, gökkuşağıyla hep denizde bulundum.
(II) Bu denizden şu denize vardım (III) Bir gün
iliklerime dek dondum, bir başka gün gövde-
min bütün suyunu terledim. (IV) ümandan
yolculuğa, yolculuktan bir başka iimana ko-
şuşturup durdum. (V) Ama bir türlü denizlerle
dolu gözlerimi denizlerden ayıramıyordum.
Bu parcada numaralanmış cümtelerden han-
gisi, konuşan kişinin "deniz tutkusu'rtdan söz
etmektedir?
A)l. B)ll. 0) III. D)IV. E)V.
17) (I) Gökova'nın güzellikleri anlata anlata bıt-
mez. (II) Bu kıyılarda yol bile kendisini deniz-
den ayıramaz. (III) Bir buruna gelince, biraz i-
çerilere sapıverse bile, burnu aşınca hemen
denizin kıyısına koşar. (IV) Buralardaki evler,
ağaçlar deniz kıyılarına üşüşmüşlerdir. (V)
Sanki kimisi başını uzatmış su içiyor, kimisi a-
yaklarını yıkıyor, kimisi de yüzüyordur deniz-
de.
Bu parcada numaralanmış cümtelerin hangi-
sinde kişileştirmeye başvurulmamıştır?
A) I. B)ll. 0)111. D)IV. E)V.
18) Ün, şişirilmiş, hafif şeyleri suları üstündetaşı-
yan; dolu, ağır şeyleri de dibe çökerten bir ır-
mağı andırır.
Yukanda söylenentere anlamca en vakın
cümte aşağıdakilerden hangisidir?
A) Değersız ınsanlarahaketmedikleri yeri ve-
ren toplum gerçeği er geç anlar.
B) Gerçek, erdemli kişiler değil;görünüşüyle
göz boyayan kişiler el üstündetutulur.
C) Değerli insanlara ancak bilincli insanlar
saygı duyabilir.
D) Ün kazanan öyle insanlar vardır ki, yakın-
dan tanısanız hayal kırıklığına uğrarsınız.
E) Bilinç düzeyi düşük bir toplumda gerçek
değerler yok olup gider.
19) Fırsat ilkin alnındaki perçemini gösterir, yaka-
Iayama2sankaiasınındaz!akyanınıçevinr.
Bu cümlede anlahlmak isteneni iceren yargı,
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kımı ınsan fırsatı değerlendirir, kimi değer-
lendiremez.
B) Ele geçen fırsatı en iyi şekilde değerlendir-
meli.
C) Fırsat insanın eline bir kez geçer.
D) Fırsatı yakalamak isteyen her şeyi göze al-
malı.
E) Destekgörmeyen, fırsatı yakalayamaz.
20) Talih ne kadar güler yüz gösterirse göstersin,
ömürlerinin son günü geçmeden insanlar
kendilerini mutlu saymamalı
Böyle düşünen bir kişi, düşüncesine gerekçe
oiarak aşağıdakilerden hangisini gösterebi-
lir?
A) Insan yaşamı kararsız, değişkendir.
B) İnsanın yaşadığı en önemli gün, son gün-
dür.
C) iyi bir yaşamı olan insan, bunu korumak is-
ter.
D) Yaşamın hem acı hem tatlı günleri olur.
E) Bir anlık bileotsa, acıyı tatmayan insan yok-
tur.
21) (I) Genç bir şair, Yahya Kemal'in şiirlerinden
hoşlanmıyormuş. (II) Hoşlanmayabilir, biz ne
kanşırız! (III) Ama kendi hoşlanmamakla kal-
mıyor, başkalarına da karışıyor. (IV) Yahya
Kemal'in şiirlerini kimse beğenmesin istiyor.
(V) Herkesi kendi zevklerinetutsak ediyor
Bu parcada numaralanmış cümleterden han-
gisi "hoşgörü" anlamım içermektedir?
A)l B)ll. 0)111. D)IV. E)V.
22) Saptamanın temel koşulu kanttlanabilirliktir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi bir sapta-
maolamaz?
A) Bu romanın iki kadın, üç erkek kahramanı
var.
B) Olaylann bir kısmı Anadolu'da geçmekte-
dir.
C) Roman, baş kahramanın ölümüyle son bu-
luyor.
D) Romanın en etkileyici kahramanı, bu küçük
çocuktur.
E) Kahramanlar, kültür düzeylerine uygun o-
larak konuşturulmuş.
23) (I) Yazar, çok ilginç olabilecek bir romanı ba-
• şarısız kılmış. (II) Romanın baş kahramanı dü-
şüncesiyle, yaşamasıyla, getirdiği sorunlarla
romanımızda yeni karşılaştığımız bir tip. (III)
Ancak yazar bu kahramanı işlemek yerine,
toplumsal sorunlar üzerinde durmuş. (V) Bu
da romanı şematik hale getirmiş. (V) Sonuçta
da ortaya okuyucuyu düşkırıklığına uğratan
bir roman çıkmış.
Yukandaki numaralandınlmış cümtelerden
hangisi, sözü editen romanın olumlu yanını a-
çfclamaktadır?
A)l. B)ll. 0)111. D)IV. E)V.
24) (I) Bugünkü insan ölçüyle uyağın kullanılışın-
da, kendini şaşkınlığa düşüren bir güçlük ya
da büyük heyecanlar sağlayan bir güzellik bu-
lamayacaktır. (II) Birşiirdeeğerövülmeyede-
ğer bir uyum varsa, onu sağlayan şey ne ölçü-
dür ne de uyak. (111)0 uyum, ölçüyle uyağın dı-
şında da, ölçüyle uyağa karşın da vardır. (IV)
Fakat onu şiirde bilincli hale getirip anlayışla-
rı en kıt insanlara bile bir uyumun var olduğu-
nu gösteren, ölçüyle uyaktır. (V) Böylelikle far-
kına varılan bir uyumdan zevk duyabilmek ya
da sözü bu basit ölçüler içinde söylemeyi be-
ceri sayabilmek, saflıkların herhalde en gör-
kemlisiolmalıdır.
Bu parcada numaralanmış cümteterin hangi-
sinde, ölçü ve uyağa yönelik olumlu bir vakla-
Şirjnsöz konusudur?
D)IV E)V.
C) Bir kişinin mit yaratmasını anlatırken tutuk
olan yazar, bir mitin yıkılışını anlatırken o-
labiidiğince doğaldır
D) Günlük dille yapılan doğal bir konuşma
sahnesini, ondan önceki yazarlarda boşu-
naaramayalım.
E) Kahramanınınyeni bir dünya görüşünege-
çişini iyi veremediği gibi geçtikten sonraki
kişilik durumunu da anlatmakta yüzeysel
kalıyor.
26) Uzaktan uzağa sefaletinı gördüğümüz, kurtu-
luşu için düşünceler ilerı sürdüğümüz, ama iç
dünyasını pek bilmediğimiz köylüleri; seven,
öfkelenen, yalan söyleyen, iyilik eden, kötülük
eden insanlar olarak Yaşar Kemal'de bulu-
ruz.
Aşağıdakilerden hangisi, bu cümteye anlam-
25) Aşagıdakiterden hangisi, bir yazann hem o-
lumlu hem de olumsuzyanından söz etmekte-
dir?
A) Yazar bir dönemi yansıtmakla yetinmiyor,
odöneminsiyasal ve toplumsal olaylarıyla
ilgili düşüncelerini de anlatıyor.
B) Okurlarını eğitmek ve onların gözlerini aç-
mak amacıyla ilginç, romanlaryazmış.
A) Köylülerin gerçek yüzünü, pek çok aydını-
mızgibi, Yaşar Kemal de görebilmiştir.
B) Diğer aydınların acıyarak baktıkları köylü-
ler, Yaşar Kemal'de nefret uyandırmıştır
C) Yaşar Kemal köylülerin köylülükten kurtu-
luşunu bugünkü koşullarda olanaksız gö-
rür.
D) Köylüleri oldukları gibi anlatmayı başaran
yazanmız Yaşar Kemal'dir.
E) Aydınlarımızın çoğu, köylünün gerçek yü-
zünü neyazıkki görememiştir
27) Aşağıdaki atasözterinden hangisi tüm söz-
cükterin gerçek anlamda kullanıldtğı bir özlü
sözdür?
A) Canı kaymak isteyen mandayı yanında ta-
şır.
B) Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar.
C) Bir koyundan iki post çıkmaz.
D) Ettırnaktan ayrılmaz.
E) Hasta olmayan sağlığın kadrini bilmez
28) Aşağıdaki atasözterinden hangisinin konuya
bakışaçısı farklıdır?
A) Her düşüş bir öğreniş.
B) Eşek bile düştüğü yere bir daha düşmez
C) Her ziyan bir öğüttür.
D) Bir musibetbin nasihatten yeğdir.
E) Kendi düşen ağlamaz.
29) Aşağıdaki atasözlerinden hangisi anlamca ö-
tekitere ters düşmektedir?
A) Ağlamaölü için, ağla deli için.
B) Deli arlanmaz, soyu arlanır.
C) Deli dostun olacağına, akıllı düşmanın ol-
sun.
D) Akıllı düşününceye kadar, deli oğlunu eve-
rir.
E) Deli ile çıkmayola, başına getirir bela.
30) Atasözleri doğruya yönelten sözlerdir; ancak
öyle atasözlerimiz vardır ki yanlışı över gibi-
dirler. Bunlar, gerçekte ya bir kötümserliğin,
öfkenin ters yönde anlatımı ya da yanlışı be-
nimseyen toplumu taşlamadır.
Aşağıdaki atasözterinden hangisi bu açıkla-
mayaömekolamaz?
A) Devlet malı deniz, yemeyen domuz.
B) Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
C) lyiliğe iyilik olsaydı, koca öküze bıçak ol-
mazdı.
D) Kimseden kimseye hayıryok.
E) Kesilen başyerine konmaz.
31) Aşağıdaki atasöztertyte bir grup yapılsa han-
gisi dtşarda kalır?
A) iki karpuz bir koltuğa sığmaz.
B) iki arslan bir posta sığmaz.
C) İki at bir kazığa bağlanmaz.
D) iki baş bir kazanda kaynamaz.
E) İki cambaz bir ipte oynamaz.
ÜNİVERSİTEYE HAZIRLIKsoruları, Falma Şahin'in efgüdümurule /.«/ Deniz. Selcla Tanju, Güler Öztan, Hüseyın Aruyııı dan oluşan yayın kurulu sorunıluluğunda uzman öğretmenier kadrosu tarajmdan hazırlanmaktadır. • Yatutlar 17. Sayfada