03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK1994 PAZARTESİ CUMHURİYET2 SAYFA KULTUR Gerçek bir genel prova...Devlet Tiyatrolan'nın daha demokratik, özerk, özgür bir tiyatro anlayışı getirmek için attığı ilk adım Birim Tiyatro, Kültür Bakanı'ndan izleyidlere kadar yoğun bir heyecan içinde yaşama geçirildi... (htr /4 «» s ttk A ra $iırrrtast) NÎLGÜNTOPTAŞ 6 ocak perşembe akşamı ellerinde Birim Ti- yatro'nun ilk oyunu "Hamlet"in davetiyeleri ol- duğu halde AKM'ye gelenler gerçekten de "ber bakımdan çok farklı ve yenj bir yapdanmayla" karşılaştılar. Gerçi karşılaşmakta biraz güçlük çektiler, çünkü Birim Tiyatro'nun yerini bulmak da başlı başına bir sorundu. Tiyatronun yerini gösteren herhangı bir tabela, ok gibi bir oluşuma rastlanmadığı gibi, "UgUi*' niyetine yanaşılan ki- şiler de, "Hani bugün açılan yeni Birim Tiyatro... Hamlet..." gibi çabalara boş gözlerle karşılık ve- rince "Galiba oraya gidiyorlar" tahminiyle göze kestirilen birtakım insanlann peşine takılmak- tan başka çare kalmadı. layarak, perdesiz sahnenin karşısinda yerlerini Spotlarla aydınlatılmış yangın merdivenine aldılar. İyi de ettiler, çünkü sohbet ederek saatin ulaşıldığında "Doğru yoldayız" düşüncesi pekiş- ti, ne de olsa yeni bir yapıydı... İnşa halindeki merdivenden sakınılarak, dönüle dönüle inilir- ken görüntüye giren çöp yığınlan ilgi çekiciydi, Kazasız belasız aşağıya ulaşıldığında bunlann Devlet Tiyatrolan'nın - belki - yer yokluğundan oralara attığı dekorlann oluşturduğu yığınlar olduğu anlaşıldı... İçeriye girildiğinde bir tiyatro salonu için ol- dukça ılginç bir dekor ve tasanmla karşılaşıldı. Tribün şeklinde düzenlenmiş oturma yerleri ol- dukça kısıtüydı, bu nedenle davetliler 20.30'da başlayacak oyunu izlemek üzere 19.30'dan baş- gelmesini bekleyenler ya ayakta kaldılar ya da darmerdivene istif oldular. Sanki tüm düzenle- mesi henûz bitmemiş izlenimi veren salon tıklım tıklım doldu. Belki de yeterince izleyici gelip gel- meyeceğinden emin olamayan yöneticiler gere- ğinden fazla davetiye dağıtmışlardı. Buna karşın davetliler Türk tiyatrosunda yeni bir yapılanmaya ne denli duyarlı olduklannı göstererek heves ve merakla koşmuşlardı. Bu arada baa tatsızlıklar da yaşandı. Tiyatro sah- nesinin açılışından yanm saat önce gelen davet- liler kapıdan geri çevrildi. Bir davetli, itiraz ve tartışmanın sonuç vermediğini görünce kartvizi- BİRİM TİYATRO İÇİN NE DEDİLER? AYLAALCAN 'Nazar boncuğumlageldim' Ben nalımı da alıp geldim. Çünkü böyle tiyatrolar öyle az açılıyor ki. Herkes tiyatro açar da boyle yer açmaz. Sosyal de- mokrasi gibi bir şey yani. Ne sağ tutar ne sol tutar. Orta yollu ama lazım olan şeylerdir bunlar. Ben gençliğimden beri böyle yerler kurmaktan ve on- dan sonra yıkıldığını görmek- ten bıküm artık. Böyle özenle kurarsımz kurarsınız sonra yıkılır. Onun için ben nalımı ve nazar boncuğumu alıp da geldim. Nazar falan değmesin diye. Çok mutluyum. Deneysel ti- yatroya merak duyulması, gerek profesyonel oyun- culann gerek gençlerin bu kanala ilgi duymalan çok olumludur. Çok işi olup da araşürmaya vakti olmayan profesyonel sanatçılar için bu tip çalışma- lar çok önem taşır. Ben laboratuvarda yapüğım ça- lışmalann yarannı Şehir Tiyatrolan'nda oy- nadığım 'İstanbul Gözleri Mahmur"da da gör- düm. Oyunculuğuma çok katkısı oldu. Laboratu- varda yaptığım çalışmalann yansından fazlasını ko- yabildim oyunculuğuma. FİKRİSAĞLAR tiyatro panelinden başlar. Daha sonra Mersin'de devam eder... MEHMET ASLANTUĞ Bu uygulamalar sürsün...' Çok doğru buluyorum böy- le bir çalışmayı. Merkezden yönetimin her zaman repertu- varlarda, kapasiteyi kullanı- mda doğru uygulamalan ya- pabileceğjnc pek inanmadığım için bu girişimi çok olumlu bu- luyorum. Bu çalışmayı yapan arkadaşlarla da diyaloğum var. Hepsi -çok inançlı ve du- yarlıydılar. Devlet Tiyatrolan bünyesinde başka sahnelerde. küçük şehirlerimizde de bu uveulamalann sürmesini dilivorum. 'Tarihi bir olay, mutluyum' Birim Tiyatro daha bakan olmadan önce düşündüğum, tasarladığım bir projeydi. Bu düşüncemin bugün burada canlandığını görmekten çok mutluyum. Devlet Tiyatrolan için tarihi bir olay. Bunun ti- yatrocularla seyircilerle birlik- te oluştuğunu görmek ayn bir zevk. Birim Tiyatro, Devlet ti- yatrolannın özerkleştirme, öz- gürleştırilme, demokratikleştirme çalışmalanrun bir ilk adımı. Başka şehirlerde de böyle çalışmalar yapılacak. Yavaş yavaş gelişecek bu çalışmalar. Bunun için bir yasa tasansı var. Benim bakan ol- madan önce hazırlamış olduğum bir çalışma bu. Birim Tiyatro çalışması Cüneyt Gökçer'in 1990 yıbnda hazırlarruş olduğu, benim de katıldığım bir 'Bakış açısının sonucu...' Bu sahne, tstanbul'daki bir oluşumu tersine çeviriyor. Uzun zamandır İstanbul'da sinema salonlan kapanıyor. tiyatro sahneleri kapanıyor. Bu sahnenin sıfırdan, bir han- gardan tiyatroya kazandın- Iması çok önemli. Diğer bir nokta da De\let Tiyatrolan ıçındeki özerkleşmenin ve ye- rinden yönetimin ilk örneği olması. Böylece, iki güzellik, iki önemli aşama çıkıyor ortaya. Her ikisi de aslında bizim Kültür Bakanlığı'nın sanata bakışının zorunlu bir sonucu. ATIFYILMA2 'Köklü atılımlar...' Bunlar çok köklü atılımlar. Ben de çok olumlu karşılıyo- rum bu atılımı. Tiyatro ve de- nemeyi birlikte yürütmek çok önemli bir çalışma. MİNAURGAN 'Yürüyeceğinden eminim' Bu fevkalade bir şey oldu. Yürüyeceğinden eminim. Böyle bir sahneye mülhiş ge- reksinim vardı. Bu işi gerçek- leştiren oyunculan da idareci- leri de candan kutlanm. Dev- let Tiyatrolan için özellikje ge- rekli bu îür girişimler. Örne- ğin Londra"da, "VVarehouse" adında bir tiyatro vardı, dev- let tiyatrosuna bağlı. Bu tiyat- roda çok daha kötüydü koşullar. Dekorlar dışan- daydı. kulis yoktu. Girerken. dekorlan görüyor- duk. Seyirciler demir iskemlelerde oturuyordu. Orası da birdepoydu. Bir devlet tıyatrosu, fazla ke- mikleşmemesi için yeniliklereaçık olmalı. MÜJDATGEZEN 'Alkışlanması gerek...' Türkiye'de tiyatro adına yapılan hcrşeyin alkışlanması gerektiğı kanısındayım. Ye- rinden yönetim konusunu da zaman gösierecek. Başanlı olurlarsa, ortaya somut birce- vap çıkar. Başanlı olamazlar- sa, yapılan iş yanlış demektir. Oyunu ağustos ayından beri prova ettiklerini öğrendim, bu kutsanacak şey. DİKMEN CÜRÜN UCARER 'Onemli bir adım...' Birim Tiyatro'yu merkezi- yetçilikten uzaklaşma yolun- da atılmış önemli bir adım olarak değerlendinyorum. Yerinden yönetim girişimi. Devlet Thatrolan'nı daha de- mokratik bir yapıya kavuş- turacağı gibi sanatsal açıdan da yeni arayışlara, değişık bo- yutlara yöneltecektir. tini bırakarak gitti. Kartı okuyan görevliler ata- ğa geçerek davetliyi yakaladılar ve dönmesi için iknaya çalıştılar. ama çok geçti. Bir gazetenin. genel yayın yönetmeni olan davetli "Ne bieim iş bu, hem davet edip hem içeriye almıyorsumız" diye söylenerek gitti. Aslında benzer bir olay da bir hafta önce gerçekleşen "premiere" provası- nda yaşanmıştı. O gece oyunu izlemeye gelen "eskı bir yazı tşleri müdürii" de aynı gerekçeyle içeriye ahnmamıştı. Yıne perşembe gecesi ayak- ta kalan öteki baa gazetecilere bir oyuncu- görevli sertçe "Ayakta mı izleyeceksüıiz?" dedi. Derken gecenin beklenen ev sahibi Kültür Ba- kanı Fikri Sağlar geldi. Bakan galayla aynı güne gelen doğum gününde salonun acılışını yaptı. Bakan'la bırhkte gelen Kültür Bakanlığı Müsteşan Prof.Emre Kongar oldukça renkli ve ılginç konuşmasında. Devlet Tiyatro- lan Genel Müdürü Yücel Er- tenin sunduğu Birim Tiyatro önerisini önce nasıl reddettiği- ni, sonra da benimseyerek ne biçimde fınans bulduğunu an- lattı. Anımsanacağı gibi geçen yıl Atatürk Kültür Merkezi Oda Tiyatrosu'nda bir yangın çıkmış.tiyatro on gün gibi kısa bir sürede onanlarak yeniden açılmıştı. O yangında bir piya- nonun da hasar gördüğü bilini- yordu. Emre Kongar'm açı- kladığı " devlet sırn"na göre- bütçede belirtilen dekor gerçek- te bir piyanoydu ve bu aynntı belirtilmemişti. Yangın için si- gortadan alınan para da Birim Tiyatro çalışmalanna ak- tanlmıştı. Bakan'ın huzurunda bu açıklamayı yapan Kongar, konuklardan büyük alkış ve "bravo" aldı. Gerçi bu. Birim Tiyatro'nun tek "yasadışüığı" da değildi... Bilindiği gibi Birim Tiyatro'- nun kurulmasını da içeren yasa henüz Meclis'ten çıkmadı. Ne- redeyse her şeyiyle "korsan" bir durum gösteren Birim Tiyatro adeta sevilen, her türlü yara- mazlığ^na göz yumulan, şımar- tılan bir çocuk gibi. Fakat ışık- lar sönüp oyun başladığında herkesin genel kanısı şuydu: Birim Tiyatro'cular tüm bunlan fazlasıyla hak ediyor- lar. İnsanlar yaklaşık dört saat tıkış tıkış oturmalanna, rutu- betin daha da ağırlaşürdığı so- ğuğa, dakikalarca ayakta. kıyı- da-köşede oyunu izlemeye çalı- şmalanna ve başta sayılan tüm aksaklıklara karşın mutlu oldu- lar. coşku duydular. Çünkü sahnede uzun zamadır özlemi duyulan bir ışık ve umut vardı, yaratıalık vardı, istek vardı, sa- natvardı. Üstelik topluluk. oyunu ilk kez kesintisiz olarak oynuyor- du. yani aslında izlenen gerçek bir genel provaydı. Audrey Hepburn 'My Fair Lady'de îzmir'de ilk kez 'My Fair Lady' Kûltûr Serrisi - İzmir Devlet Opera ve Balesi, ilk kez bir müzikal sahneh- yor: "My Fair Lady" yann saat 20. 00'de izniir Devlet Öpera ve Balesi'nce ilk kez sahnelenecek. George Bernard Shawun "Pygmali- oo" adh oyunu ile Gabriel Pascal'ın fılminden oluşturulan "My Fair Lady" müzikalinin metnini Alan Jay Lerner yazmış. Şarkılannı Frederick Loe»e'un bestelediği müzikali, Sevgi Sanlı Türkçe'ye çevirmiş. Dünya prömiyeri 15 Man 1956'da New York'da yapılan müzikal, Türki- ye'de ilk kez 1966-67 sezonunda An- kara Devlet Tiyatrosu'nda sahnelen- di. Türkiye'de ikinci kez yeni bir yo- rumla İzmir Devlet Opera ve Balesi'- nce sahnelenecek olan "My Fair Lady" müzikalini konuk yönetmen koregraf Joel Schnee sahneliyor. Şef Alexandre Samouil'in yönetece- ği müzikalin dekor ve kostümlerini yine konuk dekoratör Raimond Scho- op hazırlamış. koroyu ise şef Caner Buhselman çalıştırmış. "My Fair Lady"de başrolleri Sel- min Günöz, Altuğ Dilmaç, Yunus Kırümış, Erdem Türkbay, Ziya El- macı, Gökçen Gültek, Yddız Tezgei paylaşıylorlar. İzmir Devlet Opera ve Balesi korosundan kalabalık bir kad- ronun da katıldığı "My Fair Lady" sezon sonuna dek sahnelenecek. Ressam Mehmet Güleryüz ile Galeri Baraz'm sahibi Yahşi Baraz arasındaki sürtüşme Mahkemede açılan sergj... AHUANTMEN Galeri Baraz'm sahibi Yahşi Baraz ile ressam Mehmet Güler- yüz belki bir 10 yıl geriye gıden anlaşmazlıklann sonucu, mahke- meden çıkamaz oldular. Mehmet Güleryüz'ün Yahşi Baraz'a geçti- ğimiz yıl içinde açüğı hakaret da- vası, geçen günJerde Yahşi Ba- raz'ın para cezasına çevrilen 7 günlük mahkumiyeti ile sona erdi. Yahşi Baraz'm Mehmet Gü- leryüz ile 1988 yılında yaptığı söz- leşmeyi ressamın tek tarafb fes- hettiği iddiasıyla açüğı dava ise sürüyor. Geçen mayıs ayında Yahşi Ba- raz ile konuyla ilgili yaptığımız söyleşide, Baraz ressam Güler- yüz'ün kendisiyle yapüğı 10 re- simlik sözleşme kapsamında "gerekli malzemeyi de kendisinden temin ederek" yalnızca üç resım teslim ettiğini ve Galeri Nev'le çalışmaya başladığınısöylemişti. Baraz'a açtığı hakaret davası sür- düğü için o sıralarda herhangi bir görüş bildirmeyen Mehmet Gü- leryüz, davanın sonuçlanması üzerine kendisiyle ilgili suçlama- lan yanıtladı. Mehmet Güleryüz, kendini savunmak zonında kalışına tepki göstererek, 'Verdiğim emeğe acıyorum' diyor. Yahşi Baraz'm "Güleryüz'ün res- mi 1920lerde yapılan Alman ekspres- yomzminin kötü bir taküdidir. Mehmet Güleryüz medyatik bir kişi olduğu için resimleri satâbibnektedir" sözlerinı yanıtlamak zonında kalışına "55 yaşmda bir sanatcı olan ben, 30 yıllık sanat geçmişimden sonra, resimlerim müzelerde ve koleksiyonlarda bulunur- ken, hakkımda yazümış kitaplar var- ken, eğitim verdiğim kurumlardaki ko- numııın ortadayken eğer hala sa- vunmaya geçmek zonında kalıyorsam bu toplumda, bu topluma verdiğim sa- natsal katkıma acırun" şeklinde karşılık veriyor. Güleryüz ile Baraz'ın ilişkisi, eski- ye dayanıyor. Anlaşmazlıklan da ne- redeyseo kadar eski! 1976 yılında Ga- leri Baraz "çağdaş sanata hizmet vere- cek" bir galeri olarak açıldığında, ilk sergi Mehmet Güleryüz'e aynlıyor. Güleryüz, o yıllarda çıkan anlaş- mazlığı şöyle anlaüyor: "Galeri Ba- raz'de benim sergimden sonra Neşe Erdok, ardında da Neşet Günal'ın ser- gisi açılacaktı, ve galeri bu çizgide gi- decekti. Bir gittiğimde, Neşet Günal'ın resiınlerinin >anında Necdet Kalay'ın resünlerini gördüm. Kalay'ın resiınle- rinin gaieride ne aradığmı sordum, o da satmak için birinin getirdiğini söyledi. Bir kişisel sergi sırasında başka bir res- samın yapıtlanrun sergilenmesi zaten ayıp bir şeydi, aynca Kala\ 'ın resimle- ri o galeriye giriyorsa, benim, Neşe Er- dok, Neşet Günal'ın ve aynı çizgiden gelecek öteki ressamlara hiç gerek yoktu doğrusu. Ben de bütün resimleri- mi, heykellerinıi topJavıp galeriyle iliş- kilerimi kestim." Mehmet Güleryüz'ün "10 yıllık boykot" diye adlandırdığı bu süreç. 1985'ten sonra sona eriyor. Baraz ile Güleryüz, 10 resimlik bir anlaşma yapıyorlar.İlk sözleşmede bir sorun çıkmıyor. Anlaşmazlıklar, 1988 yılında imzalanan ikinci sözleşmeden sonra başlıyor. İkinci sözleşmede teslim edilmesi gereken 10 resimden, üç tanesini tes- lim ediyor Mehmet Güleryüz ve geli- şen olaylan şöyle anlatıyor: "Ben üç resim yaptım ve verdim. Bu üç resmin parası ve resim için gerekli malzemeler hemen ödenmedi. Baraz, başka res- samlara da para yetiştirdiği gerekçe- şiyle ödemeleri sürekli geciktiriyordu. Ödemeler geciktiği için *Sen bu resim- ler konusunda pek gönüllü göriinmü- yorsun' dedim, ödeme \apmadığı için, anlaşma kendiliğinden bozuldu. Ben Yahşi Baraz'a hakaret davası açtığı- mda, beş > ıldır hiç ciddive almadığı bu sözleşme}i çıkararak bana dava açrı." Mehmet Güleryüz, bir dergide 1988 yıhnda yapılan sözleşme kap- samında Yahşi Baraz'ın kendisine "5000 dolar açıktan para verdiği" şek- lindeki haberi yalanhyor \e '%özleş- menin toplamı 10 bin dolar, resim ba- şına bin dolar verilecek, sözleşme böyle imzalanmış. Sonra Yalişi Baraz bana 5000 dolar ödiiyor ve sözleşmede kay- da geçmi>or. Sözleşmenin kendisi za- ten 10 bin dolar... Bu mümkün mü?" diyor. Peki ya malzemeler? Güleryüz. malzemeler için para almadığıru, Ba- raz'ın malzemeleri kendisinin getirdi- ğini söyleyerek. "Bu da topiam 600-700 bin lira kadardır" diyor. Güleryüz-Baraz tartışmasına, New York'un önde gelen galericilerinden Leo Castelü'nin de adı kanştı. Baraz, Mehmet Güleryüz'ün resimlerini Castellı'ye gösterdiğini. ünlü galerici- nin de "Bu ressamla boşuna zaman harcıyorsunuz" dediğinı basına açı- kladı. Güleryüz. Yahşi Baraz'ın hiç- bir resmini ABD'ye götünmediğini söyleyerek. "Bir katalogdaki resmim- den Leo Castelli benim ne olduğumu hemen görmüş ve damgayı vurmuş. Baraz böyle söylüyor ama bunun ispatı çok kolay bir şey değildir. " diyor. "Aynca çok ilginçtir" diye ekliyor Güleryüz, "Yahşi Baraz, zaman za- man 'Türk resminin en iyilcri'ni bira- raya getiren sergilerde hala benim re- simlerimi sergilemektedir..." BîmOYNAÎAR 'Bezik Oynayan Kadınlar' ücretsiz sahneleniyor Külrür Servisi - İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan Kültür Etkinlikleri Birimi'nin Kültür Günleri kapsamında, bugün, Edip Cansever'in "Bezik Oynayan Kadınlar'' adlı yapıtı, ücretsiz olarak izlenecek. Orhan Alkaya'nın yönettiği; Tilbe Batum. Murat Dal, Aliye Uzunatağan ve Serra Yılmaz'ın rol a^ldığı gösterininçevredüzeni Ayhan Doğan'a ait, müzik danışmanı ise Arif Erkin. Etkinlik, saat 18.00'de Harbiye Cep Tiyatrosu'nda gerçekleşürilecek. GerntinalİstanbuVda Külrür Servisi - Fransa, İtalya ve Belçika ortak yapımı "Germinal" adh fılmin galası 12 ocak çarşamba günü İstanbul Alkazar Sinema Merkezi'ndeyapılacak. Fransız yazar Emile Zola'nın 1885 yılında yazdığı aynı adlı romandan beyaz perdeye aktanlan fılmin yönetmeni Claude Berri. Germinal, İkinci İmparatorluk döneminde Kuzey Fransa'da yaşayan birmadenci ailesininağıryaşam koşullanylamücadelesini konu alıyor. Filmde başlıca rolleri Fransız şarkıa Renaud, Gerard Depardieu. Miou Miou, Jean Carmet. Judith Henry ve Jean Rogcr Milo paylaşıyor. Rus sanatçılarİzmir'de İZMİR (AA) - Moskova Devlet Eğitim Üniversitesi pıyano öğretmeni Alexsander Mekaev ile Mosko\ a Pedagoji Üniversitesi Ses Eğitim Bölümü Başkanı ve şan sanatçısı soprano Vera Belova, İzmir Devlet Konservatuvan'nın konuğu olarak. 12 ocak akşamı Atatürk Kültür Merkezi'nde birresital verecekler. Sanatçılar, resitalde, devlet konservatuvan müdürü Doç. Necati Gedikli'nin ses ve piyano için altı türkü albümünden "PırSultan Abdal" ve "Eğil Dağlar" adlı eserlerini de seslendirecekler. Vera Belova ve Mekaev'in İzmir repertuvannda Mozart. R. Korsakof, L. Delibes. H. Purcell, S. Rahmanikof. G. Gershwin, G. Gounot ve Strauss'un birereseri var. A VP'deyenioyun Bl'RSA (AA)- Bursa Ahmet Vefik Paşa Devlet Ti\ atrosu'nda. mılli şair Pablo Neruda'nın yaşamını konu alan "Ateşli Sabır" adlı" oyun 11 ocak salı günü prömiyeryapacak. Şilili Antonio Skarmeta'nın yazdığı, Cevat Çapanın dilimizeçevirdiği oyun Bursa Devlet Tiyatrosu sanatçısı Nusret Şenay'ın ilk yönetmenlik denemesi. Sevgi ve dostluk üzerine kurulu oyunda, şiirlerinde sürekli Şili'ye olan sevgisinı, halkın uğradığı haksızlıklan işleyen Neruda'nın Karaada'ya yerleşmesiyle birlikte bir postaayla dostluğu ve Şili darbesinde öldürülmesi konu olarak işleniyor. Ahmet Vefık Paşa Sahnesi'nde iki hafta süreylearalıksızsahnelecek oyunda, ZaferÖnal. Engin Delice, Yeşim Kızılçeç ve Lale Başarrol a'ıyorlar. Fon olarak Amerika müziği ve martı seslerinin kullanıldığı oyunun dekoru Fatma Çelenk'e. kostümleri Güliıan Kırçova'ya ve ışığı Adnan Açıkdüşünenler'e ait. Reha KutaVınfotoğrafları Kültür Servisi - Fotoğraf sanatçısı Reha Kutal'ın scrgisi Ankara Vakıfbank Kültür Sanat Merkezi'nde yann açılıyor. 1980 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü'nü bitiren Kutal, daha sonra Ankara'da stüdyo açtı. Bu dönemlerde Kültür Bakanlığı'nın açtığı yanşmalarda çalışmalannı sergiledi. Sanatçının bu ilk kişisel sergisinde on yıllık calışmalannın ürünleri yer alıyor. Sergi. 20 ocak tarihine kadar 9.30-17.00 saatleri arasında gezilebilir. " Yazın" dergisinde A bidin Dino Kültür Senisi - Avrupa ve Türkiye'de iki ayda bir yayımlanıpdağıtılan"Yazın"dergisininocakayısayısının ağırlık konulan. geçtiğimiz ay kaybettiğimiz sanatçı Abidin Dino ve \abana düşmanlığı şeklinde kendini gösteren "ırkçılık". Dino'nun anısina, Özgür Savaşçı'nın "Abidin Dino'muz da gitti" ve Necmi Sönmez'in "Öiümün Anlamsızlığı Üzerine" adlı yazılan ile Nazım Hikmet'in "Saman Sansı" adlı şüri yer alıyor. "Yahudi Düşmanlığı, Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı". "Aşın Sağ Irkçılık ile Mücadele Yollan" ve "Bir Kere Daha Türk Faşizmi Üzerine " başlıklıyazılariseırkçılık konusunu çeşitli açılardan irdeliyor. Derginin sürekli yazarlanndan Fakir Baykurt ve Server Tanilli'nin > azılan, yayın yönetmeni Engin Erkiner'in Küba Edebiyat Fakültesı öğretim üyesi Doç. Ana Cairo ile yaptığı söyleşi ve Müştak Erenus ile ÖzgürSavaşcı'nın şiirleri de bu sayıda bulunuyor. Anadohı MusikiDerneğion yaşında Kültür Servisi-AnadoluMusıki Derneği. 10. kuruluş yıldönümü nedeniyle bu akşam saat 20.00'de Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonunda bir konser verecek. Dernek başkanı Bülent Türkeli yönetiminde verilecek konsere Serap Mutlu Akbulut ve Erol Bingöl. konuk sanatçı olarak katılacak. Üç bölümden oluşan programın binncı bölümünde koro, sultaniyegâh klasik eserler seslendirecek. İkinci bölüm. Serap Mutlu Akbulut. Erol Bingöl ve dernek üyesi 6 amatör sanatçının solo konserlerinden oluşuyor. Üçüncü bölümde ise, koro mahur makamında eserler sunacak. 'Kapadokya'dan klenimler' sergisi Kültür Servisi - Güray Canberk ve Seval Bostan'ın "Kapadokya'dan İzlenimler" adh resim sergisi İstanbul Sandoz Sanat Galerisi'nde açılıyor. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölûrnü mezunu Canberk, bugüne kadar çeşitli karma sergilere katıldı, odüller aldı Sanatçı, ilk kişisel sergisini 1992yıhnda açü. MimarSinan Universitesi Iç Mimarlık Bölümüöğrencisi Seval Bostan ise 1982 yılında Nurullah Berk BursU-nu kazanarak 2 yıl resim eğitimi gördü. Kapadokya'nm yarattığı düşsel coşkulardan. "kişisel algı stilf'ni brumaya özen gösteren sentezlerle oluşturulan kompozis.onlann yeraldığı sergi, 13 ocak-3 şubat tarihleri arasındaaçık kalacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle