Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 OCAK1994 PAZARTESİ CUMHURİYET2 SAYFA
KULTUR
Gerçek bir genel prova...Devlet Tiyatrolan'nın daha demokratik, özerk, özgür bir tiyatro anlayışı getirmek için attığı ilk adım
Birim Tiyatro, Kültür Bakanı'ndan izleyidlere kadar yoğun bir heyecan içinde yaşama geçirildi...
(htr /4 «» s ttk A ra $iırrrtast)
NÎLGÜNTOPTAŞ
6 ocak perşembe akşamı ellerinde Birim Ti-
yatro'nun ilk oyunu "Hamlet"in davetiyeleri ol-
duğu halde AKM'ye gelenler gerçekten de "ber
bakımdan çok farklı ve yenj bir yapdanmayla"
karşılaştılar. Gerçi karşılaşmakta biraz güçlük
çektiler, çünkü Birim Tiyatro'nun yerini bulmak
da başlı başına bir sorundu. Tiyatronun yerini
gösteren herhangı bir tabela, ok gibi bir oluşuma
rastlanmadığı gibi, "UgUi*' niyetine yanaşılan ki-
şiler de, "Hani bugün açılan yeni Birim Tiyatro...
Hamlet..." gibi çabalara boş gözlerle karşılık ve-
rince "Galiba oraya gidiyorlar" tahminiyle göze
kestirilen birtakım insanlann peşine takılmak-
tan başka çare kalmadı. layarak, perdesiz sahnenin karşısinda yerlerini
Spotlarla aydınlatılmış yangın merdivenine aldılar. İyi de ettiler, çünkü sohbet ederek saatin
ulaşıldığında "Doğru yoldayız" düşüncesi pekiş-
ti, ne de olsa yeni bir yapıydı... İnşa halindeki
merdivenden sakınılarak, dönüle dönüle inilir-
ken görüntüye giren çöp yığınlan ilgi çekiciydi,
Kazasız belasız aşağıya ulaşıldığında bunlann
Devlet Tiyatrolan'nın - belki - yer yokluğundan
oralara attığı dekorlann oluşturduğu yığınlar
olduğu anlaşıldı...
İçeriye girildiğinde bir tiyatro salonu için ol-
dukça ılginç bir dekor ve tasanmla karşılaşıldı.
Tribün şeklinde düzenlenmiş oturma yerleri ol-
dukça kısıtüydı, bu nedenle davetliler 20.30'da
başlayacak oyunu izlemek üzere 19.30'dan baş-
gelmesini bekleyenler ya ayakta kaldılar ya da
darmerdivene istif oldular. Sanki tüm düzenle-
mesi henûz bitmemiş izlenimi veren salon tıklım
tıklım doldu. Belki de yeterince izleyici gelip gel-
meyeceğinden emin olamayan yöneticiler gere-
ğinden fazla davetiye dağıtmışlardı.
Buna karşın davetliler Türk tiyatrosunda yeni
bir yapılanmaya ne denli duyarlı olduklannı
göstererek heves ve merakla koşmuşlardı. Bu
arada baa tatsızlıklar da yaşandı. Tiyatro sah-
nesinin açılışından yanm saat önce gelen davet-
liler kapıdan geri çevrildi. Bir davetli, itiraz ve
tartışmanın sonuç vermediğini görünce kartvizi-
BİRİM TİYATRO İÇİN NE DEDİLER?
AYLAALCAN
'Nazar boncuğumlageldim'
Ben nalımı da alıp geldim.
Çünkü böyle tiyatrolar öyle az
açılıyor ki. Herkes tiyatro açar
da boyle yer açmaz. Sosyal de-
mokrasi gibi bir şey yani. Ne
sağ tutar ne sol tutar. Orta
yollu ama lazım olan şeylerdir
bunlar. Ben gençliğimden beri
böyle yerler kurmaktan ve on-
dan sonra yıkıldığını görmek-
ten bıküm artık. Böyle özenle
kurarsımz kurarsınız sonra yıkılır. Onun için ben
nalımı ve nazar boncuğumu alıp da geldim. Nazar
falan değmesin diye. Çok mutluyum. Deneysel ti-
yatroya merak duyulması, gerek profesyonel oyun-
culann gerek gençlerin bu kanala ilgi duymalan
çok olumludur. Çok işi olup da araşürmaya vakti
olmayan profesyonel sanatçılar için bu tip çalışma-
lar çok önem taşır. Ben laboratuvarda yapüğım ça-
lışmalann yarannı Şehir Tiyatrolan'nda oy-
nadığım 'İstanbul Gözleri Mahmur"da da gör-
düm. Oyunculuğuma çok katkısı oldu. Laboratu-
varda yaptığım çalışmalann yansından fazlasını ko-
yabildim oyunculuğuma.
FİKRİSAĞLAR
tiyatro panelinden başlar. Daha sonra Mersin'de
devam eder...
MEHMET ASLANTUĞ
Bu uygulamalar sürsün...'
Çok doğru buluyorum böy-
le bir çalışmayı. Merkezden
yönetimin her zaman repertu-
varlarda, kapasiteyi kullanı-
mda doğru uygulamalan ya-
pabileceğjnc pek inanmadığım
için bu girişimi çok olumlu bu-
luyorum. Bu çalışmayı yapan
arkadaşlarla da diyaloğum
var. Hepsi -çok inançlı ve du-
yarlıydılar. Devlet Tiyatrolan
bünyesinde başka sahnelerde. küçük şehirlerimizde
de bu uveulamalann sürmesini dilivorum.
'Tarihi bir olay, mutluyum'
Birim Tiyatro daha bakan
olmadan önce düşündüğum,
tasarladığım bir projeydi. Bu
düşüncemin bugün burada
canlandığını görmekten çok
mutluyum. Devlet Tiyatrolan
için tarihi bir olay. Bunun ti-
yatrocularla seyircilerle birlik-
te oluştuğunu görmek ayn bir
zevk. Birim Tiyatro, Devlet ti-
yatrolannın özerkleştirme, öz-
gürleştırilme, demokratikleştirme çalışmalanrun
bir ilk adımı. Başka şehirlerde de böyle çalışmalar
yapılacak. Yavaş yavaş gelişecek bu çalışmalar.
Bunun için bir yasa tasansı var. Benim bakan ol-
madan önce hazırlamış olduğum bir çalışma bu.
Birim Tiyatro çalışması Cüneyt Gökçer'in 1990
yıbnda hazırlarruş olduğu, benim de katıldığım bir
'Bakış açısının sonucu...'
Bu sahne, tstanbul'daki bir
oluşumu tersine çeviriyor.
Uzun zamandır İstanbul'da
sinema salonlan kapanıyor.
tiyatro sahneleri kapanıyor.
Bu sahnenin sıfırdan, bir han-
gardan tiyatroya kazandın-
Iması çok önemli. Diğer bir
nokta da De\let Tiyatrolan
ıçındeki özerkleşmenin ve ye-
rinden yönetimin ilk örneği
olması. Böylece, iki güzellik, iki önemli aşama
çıkıyor ortaya. Her ikisi de aslında bizim Kültür
Bakanlığı'nın sanata bakışının zorunlu bir sonucu.
ATIFYILMA2
'Köklü
atılımlar...'
Bunlar çok köklü atılımlar.
Ben de çok olumlu karşılıyo-
rum bu atılımı. Tiyatro ve de-
nemeyi birlikte yürütmek çok
önemli bir çalışma.
MİNAURGAN
'Yürüyeceğinden eminim'
Bu fevkalade bir şey oldu.
Yürüyeceğinden eminim.
Böyle bir sahneye mülhiş ge-
reksinim vardı. Bu işi gerçek-
leştiren oyunculan da idareci-
leri de candan kutlanm. Dev-
let Tiyatrolan için özellikje ge-
rekli bu îür girişimler. Örne-
ğin Londra"da, "VVarehouse"
adında bir tiyatro vardı, dev-
let tiyatrosuna bağlı. Bu tiyat-
roda çok daha kötüydü koşullar. Dekorlar dışan-
daydı. kulis yoktu. Girerken. dekorlan görüyor-
duk. Seyirciler demir iskemlelerde oturuyordu.
Orası da birdepoydu. Bir devlet tıyatrosu, fazla ke-
mikleşmemesi için yeniliklereaçık olmalı.
MÜJDATGEZEN
'Alkışlanması gerek...'
Türkiye'de tiyatro adına
yapılan hcrşeyin alkışlanması
gerektiğı kanısındayım. Ye-
rinden yönetim konusunu da
zaman gösierecek. Başanlı
olurlarsa, ortaya somut birce-
vap çıkar. Başanlı olamazlar-
sa, yapılan iş yanlış demektir.
Oyunu ağustos ayından beri
prova ettiklerini öğrendim, bu
kutsanacak şey.
DİKMEN CÜRÜN UCARER
'Onemli bir adım...'
Birim Tiyatro'yu merkezi-
yetçilikten uzaklaşma yolun-
da atılmış önemli bir adım
olarak değerlendinyorum.
Yerinden yönetim girişimi.
Devlet Thatrolan'nı daha de-
mokratik bir yapıya kavuş-
turacağı gibi sanatsal açıdan
da yeni arayışlara, değişık bo-
yutlara yöneltecektir.
tini bırakarak gitti. Kartı okuyan görevliler ata-
ğa geçerek davetliyi yakaladılar ve dönmesi için
iknaya çalıştılar. ama çok geçti. Bir gazetenin.
genel yayın yönetmeni olan davetli "Ne bieim iş
bu, hem davet edip hem içeriye almıyorsumız"
diye söylenerek gitti. Aslında benzer bir olay da
bir hafta önce gerçekleşen "premiere" provası-
nda yaşanmıştı. O gece oyunu izlemeye gelen
"eskı bir yazı tşleri müdürii" de aynı gerekçeyle
içeriye ahnmamıştı. Yıne perşembe gecesi ayak-
ta kalan öteki baa gazetecilere bir oyuncu-
görevli sertçe "Ayakta mı izleyeceksüıiz?" dedi.
Derken gecenin beklenen ev sahibi Kültür Ba-
kanı Fikri Sağlar geldi. Bakan galayla aynı güne
gelen doğum gününde salonun acılışını yaptı.
Bakan'la bırhkte gelen Kültür
Bakanlığı Müsteşan Prof.Emre
Kongar oldukça renkli ve ılginç
konuşmasında. Devlet Tiyatro-
lan Genel Müdürü Yücel Er-
tenin sunduğu Birim Tiyatro
önerisini önce nasıl reddettiği-
ni, sonra da benimseyerek ne
biçimde fınans bulduğunu an-
lattı. Anımsanacağı gibi geçen
yıl Atatürk Kültür Merkezi
Oda Tiyatrosu'nda bir yangın
çıkmış.tiyatro on gün gibi kısa
bir sürede onanlarak yeniden
açılmıştı. O yangında bir piya-
nonun da hasar gördüğü bilini-
yordu. Emre Kongar'm açı-
kladığı " devlet sırn"na göre-
bütçede belirtilen dekor gerçek-
te bir piyanoydu ve bu aynntı
belirtilmemişti. Yangın için si-
gortadan alınan para da Birim
Tiyatro çalışmalanna ak-
tanlmıştı. Bakan'ın huzurunda
bu açıklamayı yapan Kongar,
konuklardan büyük alkış ve
"bravo" aldı.
Gerçi bu. Birim Tiyatro'nun
tek "yasadışüığı" da değildi...
Bilindiği gibi Birim Tiyatro'-
nun kurulmasını da içeren yasa
henüz Meclis'ten çıkmadı. Ne-
redeyse her şeyiyle "korsan" bir
durum gösteren Birim Tiyatro
adeta sevilen, her türlü yara-
mazlığ^na göz yumulan, şımar-
tılan bir çocuk gibi. Fakat ışık-
lar sönüp oyun başladığında
herkesin genel kanısı şuydu:
Birim Tiyatro'cular tüm
bunlan fazlasıyla hak ediyor-
lar. İnsanlar yaklaşık dört saat
tıkış tıkış oturmalanna, rutu-
betin daha da ağırlaşürdığı so-
ğuğa, dakikalarca ayakta. kıyı-
da-köşede oyunu izlemeye çalı-
şmalanna ve başta sayılan tüm
aksaklıklara karşın mutlu oldu-
lar. coşku duydular. Çünkü
sahnede uzun zamadır özlemi
duyulan bir ışık ve umut vardı,
yaratıalık vardı, istek vardı, sa-
natvardı.
Üstelik topluluk. oyunu ilk
kez kesintisiz olarak oynuyor-
du. yani aslında izlenen gerçek
bir genel provaydı.
Audrey Hepburn 'My Fair Lady'de
îzmir'de ilk kez
'My Fair Lady'
Kûltûr Serrisi - İzmir Devlet Opera
ve Balesi, ilk kez bir müzikal sahneh-
yor: "My Fair Lady" yann saat 20.
00'de izniir Devlet Öpera ve Balesi'nce
ilk kez sahnelenecek.
George Bernard Shawun "Pygmali-
oo" adh oyunu ile Gabriel Pascal'ın
fılminden oluşturulan "My Fair
Lady" müzikalinin metnini Alan Jay
Lerner yazmış. Şarkılannı Frederick
Loe»e'un bestelediği müzikali, Sevgi
Sanlı Türkçe'ye çevirmiş.
Dünya prömiyeri 15 Man 1956'da
New York'da yapılan müzikal, Türki-
ye'de ilk kez 1966-67 sezonunda An-
kara Devlet Tiyatrosu'nda sahnelen-
di.
Türkiye'de ikinci kez yeni bir yo-
rumla İzmir Devlet Opera ve Balesi'-
nce sahnelenecek olan "My Fair
Lady" müzikalini konuk yönetmen
koregraf Joel Schnee sahneliyor.
Şef Alexandre Samouil'in yönetece-
ği müzikalin dekor ve kostümlerini
yine konuk dekoratör Raimond Scho-
op hazırlamış. koroyu ise şef Caner
Buhselman çalıştırmış.
"My Fair Lady"de başrolleri Sel-
min Günöz, Altuğ Dilmaç, Yunus
Kırümış, Erdem Türkbay, Ziya El-
macı, Gökçen Gültek, Yddız Tezgei
paylaşıylorlar. İzmir Devlet Opera ve
Balesi korosundan kalabalık bir kad-
ronun da katıldığı "My Fair Lady"
sezon sonuna dek sahnelenecek.
Ressam Mehmet Güleryüz ile Galeri Baraz'm sahibi Yahşi Baraz arasındaki sürtüşme
Mahkemede açılan sergj...
AHUANTMEN
Galeri Baraz'm sahibi Yahşi
Baraz ile ressam Mehmet Güler-
yüz belki bir 10 yıl geriye gıden
anlaşmazlıklann sonucu, mahke-
meden çıkamaz oldular. Mehmet
Güleryüz'ün Yahşi Baraz'a geçti-
ğimiz yıl içinde açüğı hakaret da-
vası, geçen günJerde Yahşi Ba-
raz'ın para cezasına çevrilen 7
günlük mahkumiyeti ile sona
erdi. Yahşi Baraz'm Mehmet Gü-
leryüz ile 1988 yılında yaptığı söz-
leşmeyi ressamın tek tarafb fes-
hettiği iddiasıyla açüğı dava ise
sürüyor.
Geçen mayıs ayında Yahşi Ba-
raz ile konuyla ilgili yaptığımız
söyleşide, Baraz ressam Güler-
yüz'ün kendisiyle yapüğı 10 re-
simlik sözleşme kapsamında
"gerekli malzemeyi de kendisinden
temin ederek" yalnızca üç resım
teslim ettiğini ve Galeri Nev'le
çalışmaya başladığınısöylemişti.
Baraz'a açtığı hakaret davası sür-
düğü için o sıralarda herhangi bir
görüş bildirmeyen Mehmet Gü-
leryüz, davanın sonuçlanması
üzerine kendisiyle ilgili suçlama-
lan yanıtladı. Mehmet Güleryüz, kendini savunmak zonında kalışına tepki göstererek, 'Verdiğim emeğe acıyorum' diyor.
Yahşi Baraz'm "Güleryüz'ün res-
mi 1920lerde yapılan Alman ekspres-
yomzminin kötü bir taküdidir. Mehmet
Güleryüz medyatik bir kişi olduğu için
resimleri satâbibnektedir" sözlerinı
yanıtlamak zonında kalışına "55
yaşmda bir sanatcı olan ben, 30 yıllık
sanat geçmişimden sonra, resimlerim
müzelerde ve koleksiyonlarda bulunur-
ken, hakkımda yazümış kitaplar var-
ken, eğitim verdiğim kurumlardaki ko-
numııın ortadayken eğer hala sa-
vunmaya geçmek zonında kalıyorsam
bu toplumda, bu topluma verdiğim sa-
natsal katkıma acırun" şeklinde
karşılık veriyor.
Güleryüz ile Baraz'ın ilişkisi, eski-
ye dayanıyor. Anlaşmazlıklan da ne-
redeyseo kadar eski! 1976 yılında Ga-
leri Baraz "çağdaş sanata hizmet vere-
cek" bir galeri olarak açıldığında, ilk
sergi Mehmet Güleryüz'e aynlıyor.
Güleryüz, o yıllarda çıkan anlaş-
mazlığı şöyle anlaüyor: "Galeri Ba-
raz'de benim sergimden sonra Neşe
Erdok, ardında da Neşet Günal'ın ser-
gisi açılacaktı, ve galeri bu çizgide gi-
decekti. Bir gittiğimde, Neşet Günal'ın
resiınlerinin >anında Necdet Kalay'ın
resünlerini gördüm. Kalay'ın resiınle-
rinin gaieride ne aradığmı sordum, o da
satmak için birinin getirdiğini söyledi.
Bir kişisel sergi sırasında başka bir res-
samın yapıtlanrun sergilenmesi zaten
ayıp bir şeydi, aynca Kala\ 'ın resimle-
ri o galeriye giriyorsa, benim, Neşe Er-
dok, Neşet Günal'ın ve aynı çizgiden
gelecek öteki ressamlara hiç gerek
yoktu doğrusu. Ben de bütün resimleri-
mi, heykellerinıi topJavıp galeriyle iliş-
kilerimi kestim."
Mehmet Güleryüz'ün "10 yıllık
boykot" diye adlandırdığı bu süreç.
1985'ten sonra sona eriyor. Baraz ile
Güleryüz, 10 resimlik bir anlaşma
yapıyorlar.İlk sözleşmede bir sorun
çıkmıyor. Anlaşmazlıklar, 1988
yılında imzalanan ikinci sözleşmeden
sonra başlıyor.
İkinci sözleşmede teslim edilmesi
gereken 10 resimden, üç tanesini tes-
lim ediyor Mehmet Güleryüz ve geli-
şen olaylan şöyle anlatıyor: "Ben üç
resim yaptım ve verdim. Bu üç resmin
parası ve resim için gerekli malzemeler
hemen ödenmedi. Baraz, başka res-
samlara da para yetiştirdiği gerekçe-
şiyle ödemeleri sürekli geciktiriyordu.
Ödemeler geciktiği için *Sen bu resim-
ler konusunda pek gönüllü göriinmü-
yorsun' dedim, ödeme \apmadığı için,
anlaşma kendiliğinden bozuldu. Ben
Yahşi Baraz'a hakaret davası açtığı-
mda, beş > ıldır hiç ciddive almadığı bu
sözleşme}i çıkararak bana dava açrı."
Mehmet Güleryüz, bir dergide
1988 yıhnda yapılan sözleşme kap-
samında Yahşi Baraz'ın kendisine
"5000 dolar açıktan para verdiği" şek-
lindeki haberi yalanhyor \e '%özleş-
menin toplamı 10 bin dolar, resim ba-
şına bin dolar verilecek, sözleşme böyle
imzalanmış. Sonra Yalişi Baraz bana
5000 dolar ödiiyor ve sözleşmede kay-
da geçmi>or. Sözleşmenin kendisi za-
ten 10 bin dolar... Bu mümkün mü?"
diyor. Peki ya malzemeler? Güleryüz.
malzemeler için para almadığıru, Ba-
raz'ın malzemeleri kendisinin getirdi-
ğini söyleyerek. "Bu da topiam
600-700 bin lira kadardır" diyor.
Güleryüz-Baraz tartışmasına, New
York'un önde gelen galericilerinden
Leo Castelü'nin de adı kanştı. Baraz,
Mehmet Güleryüz'ün resimlerini
Castellı'ye gösterdiğini. ünlü galerici-
nin de "Bu ressamla boşuna zaman
harcıyorsunuz" dediğinı basına açı-
kladı. Güleryüz. Yahşi Baraz'ın hiç-
bir resmini ABD'ye götünmediğini
söyleyerek. "Bir katalogdaki resmim-
den Leo Castelli benim ne olduğumu
hemen görmüş ve damgayı vurmuş.
Baraz böyle söylüyor ama bunun ispatı
çok kolay bir şey değildir. " diyor.
"Aynca çok ilginçtir" diye ekliyor
Güleryüz, "Yahşi Baraz, zaman za-
man 'Türk resminin en iyilcri'ni bira-
raya getiren sergilerde hala benim re-
simlerimi sergilemektedir..."
BîmOYNAÎAR
'Bezik Oynayan Kadınlar'
ücretsiz sahneleniyor
Külrür Servisi - İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan Kültür
Etkinlikleri Birimi'nin Kültür Günleri kapsamında,
bugün, Edip Cansever'in "Bezik Oynayan Kadınlar'' adlı
yapıtı, ücretsiz olarak izlenecek. Orhan Alkaya'nın
yönettiği; Tilbe Batum. Murat Dal, Aliye Uzunatağan ve
Serra Yılmaz'ın rol a^ldığı gösterininçevredüzeni Ayhan
Doğan'a ait, müzik danışmanı ise Arif Erkin. Etkinlik, saat
18.00'de Harbiye Cep Tiyatrosu'nda gerçekleşürilecek.
GerntinalİstanbuVda
Külrür Servisi - Fransa, İtalya ve Belçika ortak yapımı
"Germinal" adh fılmin galası 12 ocak çarşamba günü
İstanbul Alkazar Sinema Merkezi'ndeyapılacak. Fransız
yazar Emile Zola'nın 1885 yılında yazdığı aynı adlı
romandan beyaz perdeye aktanlan fılmin yönetmeni
Claude Berri. Germinal, İkinci İmparatorluk döneminde
Kuzey Fransa'da yaşayan birmadenci ailesininağıryaşam
koşullanylamücadelesini konu alıyor. Filmde başlıca
rolleri Fransız şarkıa Renaud, Gerard Depardieu. Miou
Miou, Jean Carmet. Judith Henry ve Jean Rogcr Milo
paylaşıyor.
Rus sanatçılarİzmir'de
İZMİR (AA) - Moskova Devlet Eğitim Üniversitesi
pıyano öğretmeni Alexsander Mekaev ile Mosko\ a
Pedagoji Üniversitesi Ses Eğitim Bölümü Başkanı ve şan
sanatçısı soprano Vera Belova, İzmir Devlet
Konservatuvan'nın konuğu olarak. 12 ocak akşamı
Atatürk Kültür Merkezi'nde birresital verecekler.
Sanatçılar, resitalde, devlet konservatuvan müdürü Doç.
Necati Gedikli'nin ses ve piyano için altı türkü
albümünden "PırSultan Abdal" ve "Eğil Dağlar" adlı
eserlerini de seslendirecekler. Vera Belova ve Mekaev'in
İzmir repertuvannda Mozart. R. Korsakof, L. Delibes. H.
Purcell, S. Rahmanikof. G. Gershwin, G. Gounot ve
Strauss'un birereseri var.
A VP'deyenioyun
Bl'RSA (AA)- Bursa Ahmet
Vefik Paşa Devlet
Ti\ atrosu'nda. mılli şair
Pablo Neruda'nın yaşamını
konu alan "Ateşli Sabır" adlı"
oyun 11 ocak salı günü
prömiyeryapacak. Şilili
Antonio Skarmeta'nın
yazdığı, Cevat Çapanın
dilimizeçevirdiği oyun Bursa
Devlet Tiyatrosu sanatçısı
Nusret Şenay'ın ilk
yönetmenlik denemesi. Sevgi
ve dostluk üzerine kurulu
oyunda, şiirlerinde sürekli
Şili'ye olan sevgisinı, halkın
uğradığı haksızlıklan işleyen
Neruda'nın Karaada'ya
yerleşmesiyle birlikte bir
postaayla dostluğu ve Şili
darbesinde öldürülmesi konu
olarak işleniyor. Ahmet Vefık
Paşa Sahnesi'nde iki hafta
süreylearalıksızsahnelecek oyunda, ZaferÖnal. Engin
Delice, Yeşim Kızılçeç ve Lale Başarrol a'ıyorlar. Fon
olarak Amerika müziği ve martı seslerinin kullanıldığı
oyunun dekoru Fatma Çelenk'e. kostümleri Güliıan
Kırçova'ya ve ışığı Adnan Açıkdüşünenler'e ait.
Reha KutaVınfotoğrafları
Kültür Servisi - Fotoğraf sanatçısı Reha Kutal'ın scrgisi
Ankara Vakıfbank Kültür Sanat Merkezi'nde yann
açılıyor. 1980 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş
Bölümü'nü bitiren Kutal, daha sonra Ankara'da stüdyo
açtı. Bu dönemlerde Kültür Bakanlığı'nın açtığı
yanşmalarda çalışmalannı sergiledi. Sanatçının bu ilk
kişisel sergisinde on yıllık calışmalannın ürünleri yer alıyor.
Sergi. 20 ocak tarihine kadar 9.30-17.00 saatleri arasında
gezilebilir.
" Yazın" dergisinde A bidin Dino
Kültür Senisi - Avrupa ve Türkiye'de iki ayda bir
yayımlanıpdağıtılan"Yazın"dergisininocakayısayısının
ağırlık konulan. geçtiğimiz ay kaybettiğimiz sanatçı
Abidin Dino ve \abana düşmanlığı şeklinde kendini
gösteren "ırkçılık". Dino'nun anısina, Özgür Savaşçı'nın
"Abidin Dino'muz da gitti" ve Necmi Sönmez'in
"Öiümün Anlamsızlığı Üzerine" adlı yazılan ile Nazım
Hikmet'in "Saman Sansı" adlı şüri yer alıyor. "Yahudi
Düşmanlığı, Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı". "Aşın Sağ
Irkçılık ile Mücadele Yollan" ve "Bir Kere Daha Türk
Faşizmi Üzerine " başlıklıyazılariseırkçılık konusunu
çeşitli açılardan irdeliyor. Derginin sürekli yazarlanndan
Fakir Baykurt ve Server Tanilli'nin > azılan, yayın
yönetmeni Engin Erkiner'in Küba Edebiyat Fakültesı
öğretim üyesi Doç. Ana Cairo ile yaptığı söyleşi ve Müştak
Erenus ile ÖzgürSavaşcı'nın şiirleri de bu sayıda
bulunuyor.
Anadohı MusikiDerneğion
yaşında
Kültür Servisi-AnadoluMusıki Derneği. 10. kuruluş
yıldönümü nedeniyle bu akşam saat 20.00'de Atatürk
Kültür Merkezi Konser Salonunda bir konser verecek.
Dernek başkanı Bülent Türkeli yönetiminde verilecek
konsere Serap Mutlu Akbulut ve Erol Bingöl. konuk
sanatçı olarak katılacak. Üç bölümden oluşan programın
binncı bölümünde koro, sultaniyegâh klasik eserler
seslendirecek. İkinci bölüm. Serap Mutlu Akbulut. Erol
Bingöl ve dernek üyesi 6 amatör sanatçının solo
konserlerinden oluşuyor. Üçüncü bölümde ise, koro
mahur makamında eserler sunacak.
'Kapadokya'dan klenimler'
sergisi
Kültür Servisi - Güray Canberk ve Seval Bostan'ın
"Kapadokya'dan İzlenimler" adh resim sergisi İstanbul
Sandoz Sanat Galerisi'nde açılıyor. Devlet Güzel Sanatlar
Akademisi Yüksek Mimarlık Bölûrnü mezunu Canberk,
bugüne kadar çeşitli karma sergilere katıldı, odüller aldı
Sanatçı, ilk kişisel sergisini 1992yıhnda açü. MimarSinan
Universitesi Iç Mimarlık Bölümüöğrencisi Seval Bostan
ise 1982 yılında Nurullah Berk BursU-nu kazanarak 2 yıl
resim eğitimi gördü. Kapadokya'nm yarattığı düşsel
coşkulardan. "kişisel algı stilf'ni brumaya özen gösteren
sentezlerle oluşturulan kompozis.onlann yeraldığı sergi,
13 ocak-3 şubat tarihleri arasındaaçık kalacak.