Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 OCAK1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Alman Merkez Bankası, önceki gün yaptığj toplantıda 'şimdilik' faiz indirimi karan almadı
Ekonomi Bundesbank'ı zorluyor
AINKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
• Almanya'da ekonomik durgunluk ve
özellikle de arahk ayında 2.5 milyon kişiyi
bulan işsizlik rakamJan, Alman Merkez
Bankası'nı kısa dönem faiz oranlannda
indirim konusunda zorluyor.
Ekonomi Servisi - Alman Merkez Bankası
Bundesbank'ın önceki gûn yapılan yılın ilk
toplantısında herhangi bir faiz indirimi karan
alınmadı. Ancak Bundesbank Başkanı Hans
Tietmeyer bu karann uygun koşullar olursa
bankanın faiz indirmeyeceği anlamına
gelmediğini belirtti. Banka Meclis üyesi
Hans-juergen Koebnick de. 1994yılmda
Almanya'da beklenen ekonomik durgunluğun
aşılması için faiz oranlannın indirilmesi
gerektiğini söyledi. Banka çevreleri ile
ekonomistler de Bundesbank'ın faiz oranlannı'
kademeli olarak indireceğineinanıyorlar.
Toplanü öncesinde biraçıklama yapan Alman
Merkez Bankasf nın meclis üyesi Hans-juergen
Koebnick, 1994 yılında Almanya'da faiz
oranlannın düşmesinin önemli olduğunu
söyledi. Koebnick, tüm üyelerin kısa dönem faiz
oranlannın yüksek olduğu konusunda hemfikir
oiduklannı belirtti. Bundesbank'ın Başkanı
Hans Tietmeyer, bankanın faiz oranlannı
rahatlatmak için uygun manevralara ihtiyaç
olduğu zaman bunun yapılacağmı belirtti.
Bundesbank'ın diğer yetkilileri de faiz
oranJanrun, markın para piyasaianndaki
performansı ile Bonn'un yeni mali düzenine
bağlı olacağını belirtiyorlar. Bundesbank en son
faiz indirimini geçen yıl 22 ekimde yapmıştı. Bu
tarihte faiz oranlan yüzde 8.25'ten 5.75'e,
Lombart faizleri ise yüzde 9.5"ten 6.75'e
indirilmişti. Finans çevreleri de Bundesbank'ın
faiz oranlannı kademeli olarak yüzde 4-4.25'e
kadar düşebileceğini söyledi. Almanya'daki
ekonomik göstergeJer, özeJlikledearaJık ayında
yükselen işsizlik oranlan, 1994 yılında Alman
ekonomisindeki durgunluğun daha da artacağı
korkusuna neden oldu. Analistler. aralıkta 2.5
milyon kişiyi bulan ve gittikçcyükselen işsizlik
oranının, para politikasının şekillenmesinde,
Bundesbank meclis üyelerinin oynayacağı
rolden daha önemli olacağını belirtiyorlar.
işsizlik 1993'edamgasınıvurdu
Dünya ekonomisinin lokomotifî olangelişmiş ülkelergeçenyılı durgunluk ve işsizliklesavaşarakgeçirdi
Ekonomi Servisi - Her yenı yılın başı-
nda geçen yıla dair insanın aklında kalan
bazı önemli ola>lar vardır. 1993 yılına
daır hatırlanacak önemli olaylann bir
çoğu ise skandallar ve krizler olarak akı-
1larda kaldı. Dünya Ekonomisinin geçen
yıl içinde bulunduğu durgunluk ülkeleri
ve şirketleri zor duruma soktu. Geçen
yıla ait ekonomik olaylann kronolojik
olarak dökümü şöyleydi.
OCAK Amenkan Başkanı BU1 Clin-
ton, ekonominın üzenne odaklaşacakla-
rrru ve 15-30 milyar dolarhk ekonomik
paketini uygulayacaklanru söyledi.
• İspanyol Pezetası devalüe edildi. Eylül
92'den bu yana pezetanın Alman Markı
karşısında değer kaybı yüzde 25 oldu.
ŞUHAT. Alman Merkez Bankası
Konseyi Lombard ve Dıscount faizleri-
nın indirimini kabul etti.
MAMtT Hollanda'nm Philüps şirketi 10
bin ile 15 bin kadar çalışanının işine son
vereceğini açıkladı.
• Fransa'da sosyalistler ekonomik can-
lanma. iş hayatının iyileştirilmesı ve güç-
lü para birimi vaatleri ile iş başına geldi.
• Alman Merkez Bankası (Bundes-
bank) markın, frank karşısındakı
baskısını azaltmak için dıscount faizini
yüzde 7.5'e indirdi.
NİSAPf. Zenginler Kulübü(G7) olarak
bilinen gelişmiş yedi ülkenin Tokyo'daki
zirve toplantısından Rusya'ya 43.4 mil-
yar dolarlık yardım ve borç verilmesi ka-
rarlaştınldı. Aynca Devlet Başkanı Bo-
ris Yettsin'e reformlannı uygulamasında
tam destek \erildi.
MAYI9. Yunanistan'da hükümet va-
tandaşlannın AB içinden borçlanma ve
bu ülkelerde >atınm yapmasına izin ve-
ren döviz kurlannın kontrolünün orta-
dan kaldınlması için ük büyük adımını
atü.
• tflas eden Polly Peck şirketinin sahibi
Asil .\adir tutuklu bulunduğu İngiltere'-
den Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'ne
kaçtı.
• Rusya'da hükümet ilk hazine ihalesini
gerçekleştirdi. 3 aylık hazine bonosu iha-
lesınde 1.2 milyar dolarlık talepgeldı.
• Fransa'da işsızler 3.2 milyon kişi.
HAZtRAH Alman Merkez Bankası-
(Bundesbank) bütçe açığımn 190 milyar
markı bulmasmın uzun dönem kredi fa-
izlerinın yüksek seyretmesine yola-
çacağıru, bunun da ekonomiyi sıkıntıya
sokacağını belirtti.
• Volksvvagen ve İspanya Konsorsi-
yumu Ignocia Lopez'in ortaya attığı
Dünyanın en ucuz arabası projesini gö-
riişüyor. Lopez'in eski çalıştığı şirket
General Motors. Lopez'in bu çalışma-
lannı kendilerinden aldığını ileri sürdü.
• Rusya resmen GATT'a dahil oldu.
TEMMVZ IBM 35 bin kişinin işine
son vereceğini açıkladı.
PJÎ1IİÜJ
• İngiltere'de enflasyon son 29 yılın en
düşük düzeyine indi.
• Rusya Merkez Bankası 1993 öncesi
Banknotlan piyasaya sürerek, parasının
değerini iyice düşürebilecek, Rusya'yı
zor durumda bırakabilecek bir kumar
oynadu Eski Sovyet Cumhuriyetlerinin
buna tepkısi kendı para bınmlerine geç-
mek oldu.
AĞUSTOS Avrupa Dö\iz Kurlan
Mekanızmasında büyük bir knz ya-
şandı. Kriz üzerine Mekanizmava dahıl
ülkelerin bakanlar düzeyınde yaptığı
toplantıda para bırimleri arasındaki dal-
galanma marjlan yüzde 15'e genişletildi.
JETIÜJL Rusya'da Devlet Başkanı
Boris Yeltsin'e karşı ayaklanan Başkan
Yardımcısı Alexander Rutskov ve taraf-
tarlan ordu yardımıyla bastınldı. Kanlı
olaylar sırasında Amerikan Dolan yük-
seldi.
EKİM Fransi7 Havayolu şirketi Air
France'da ışçiler ile yönetim arasında
çıkan anlaşmazlığın çözüiememesi sonu-
cunda ülkede olaylar çıktı. Hava liman-
lan kapandı. Limanlar ancak polis
yardımıyla açılabildi. Olaylar sonunda
Air France Başkanı Bernard Attali göre-
vinden istifaetti.
• Yunanistan'da 4 yılaradansonra And-
reas Papendreaubaşkanlığındaki sosya-
list parti iş başına geldı. Papandreau Yu-
nan Telekomünükasyon şirketinin
satışını durduracağını açıkladı.
• Amerika'da ticaret tarihinin en büyük
şirket alımı gerçekleşıi. Amerikan Bell
Atlantic şirketi ülkenin en büyük kablo-
lu yayın kuruluşu Tele-Communicati-
ons'ı2l milyar dolara satın aldı.
KASMM NAFTA (Kuzey Amerika
Serbest Ticaret Bölgesi) anlaşması imza-
landı. Bu anlaşma ile Clinton yönetimi
ilk büyük uluslararası ticari zaferini ka-
zanarak güven tazeledi.
• Rusya'da otomobil şirketi Lada'nın
özelleştirilmesi durduruldu. Karara ne-
den olarak Hükümet ile şirket yetkilileri
arasında özelleştirilmeşekli konusunda-
ki anlaşmazlık gösterildi.
• Petrol fiyatlan son yıllann en düşük
seviyesine indi. Varil başınafiyat13.40
dolar oldu.
AMALIK Gümrük Tarifeleri ve Ti-
caret Genel Anlaşması 7 yıl süren görüş-
meler sonunda imzalandı. GATT yü-
zünden Güney Kore'de başbakan istifa
etti.
• Fransa'da kurulan Euro-Disney bü-
yük zararîa karşı karşıya kaldı. Yetkili-
ler 1994'te iyileştirme çalışmalan yapı-
Imazsa büyük umutlarla açılan parkın
kapanacağını belırttiler.
• Rusya'da komünizm sonrası yapılan
ilk genel şeçimleri Liberal Demokrat
Parti kazandı. Parti Başkanı Vilademir
Jirinovski yaptığı ilk konuşmalarda ırkçı
eğilim gösterdi.
Demokrasi Boyası
Yayın organlarında açıklandığma göre yerel seçim-
lerde kullanılmak üzere boya dışalımı yapılacakmış. Se-
çimlerde oy kullanan seçmenlerin parmakları, yoksa
boyunları boyanarak, iki kez oy vermelerinin önüne ge-
çilecekmiş. Boyalar Hindistandan bilmem kaç milyon
dolar ödenerek getirtiliyormuş
Her tarafımız boyalıydı, bu girişimle esasen çok boyalı
olan demokrasimizi yeniden boyayacağız demektir.
Yerel seçim sürecinin daha çok başlarında yaşanan
gelişmeler, boyama işinde ne kadar usta olduğumuzu
kanıtlamaya yetiyor.
• • •
önce, çok büyük ölçüde 12 Eylül faşizminin yasa ve
kurumlarına dayalı hukuk düzeni, yerel şeçimleri karşı-
lamaya yetmiyor.
Milletvekillerininbelediyebaşkanlığınaadayolmaları
konusu askerlerin yaptığı anayasa çerçevesinde belir-
siz kaldığında, hızla bir anayasa değişikliği gündeme
geliyor.
Ancak aynı anayasanın; temel hak ve özgürlükler,
gençlerin, kamu çalışanlarmın ve sendikacıların siyaset
yasağı, YÖK, örgütlenme vb. hükümlerinin değiştiril-
mesi, gündeme bile gelmiyor, getirilmiyor. Türkiye'de
hâlâsiyasalpartilerkapatılıyor.üniversiteöğretimüyeleri
yapıtları yüzünden hapse atılabiNyor.
Hukuk karmaşası, kendisinin yasal düzenleme
yapmadan yarattığı TV yayınlarına çeki-düzen verilme-
sine bile olanak bırakmıyor. Boyalı basının eşi bulun-
maz ansiklopedi savaşımı, boyalı TV vericileri-nükümet
çatışmasıyla tamamlanıyor. Anayasayı kendi çıkarları-
na dokunuyorsa değiştirme yolunu seçenler, baskı ya-
salarına dokunmayanlar, yasal karmaşanın yalnızca
kimi çıkarlara ve hırsızlıklara yaradığını çok iyi biliyor-
lar.
Sonra, siyasal partilerin tamamına yakını, eski siya-
setçileri, değiş-tokuş ederek sporcu alışverişine benzer
bir biçimde transfer yöntemleriyle aday gösterme
yarışına giriyor.
Adayların elinde ne somut bir program var, ne de
örneğin son yıllann hızlı kentleşmesinin yarattığı yüksek
oranda taşınmaz değer artışlarının topluma nasıl aktarı-
lacağı konusunda bir yaklaşım. Adaylık yarışına katılan-
ların tamamına yakını kentlerde değer artışı soygunun-
dan nasıl pay alacaklarının hesabını yapıyor.
Siyasal partilerin yapısı da, aday saptama süreçleri-
nin kanıtladığı gibi, boyalı demokrasi özelliği gösteriyor.
SHP dışında kalan partilerin tamamı adaylarını genel
merkez yönetimleri, daha doğrusu genel başkanları
eliyle saptıyor. Bu durum, partilerin nasıl bir genel baş-
kan sultası altında bulunduklarını gözler önüne seriyor.
Bu ölçüde büyük gücün tek elde toplanmasının kokuş-
muşluk yaratmaması, özellikle varolan hukuk kar-
maşası ortamında, hiçbir biçimde olanaklı değildir.
Parti yönetimleri, adaylarının saptanmasında kendi
örgütlerine güvenmediği gibi, meslek oda ve birlikleri-
nin ve kitle örgütlerinin görüş ve önerilerine başvurma
gereğini de hiç duymuyor.
Girilmekte olan seçim düzlemi, her yönüyle yeni olu-
şumlara gebe görünüyor. Bu çalkantıların asıl deprem
yaratacağı alan, her zaman olduğu gibi ekonomidir.
Yüzde 70'in üzerinde bir enflasyonla girilen ve dar ve
sabit gelirlilerin her geçen gün yoksullaşmasına neden
olan bir ekonomi bu seçimin etkilerini nasıl kaldıracak-
tır?
Özellikle de kurumların çalıştırılamadığı, hukuk düzeni-
nin temellerinden sarsıldığı ve bir karmaşa ortamına
sürüklendiği bir "boyalı demokrasi" yerel ya da genel
seçimleriyle neyi değiştirecektir? Toplumun dürüstlük,
açıklık, hizmet ve iş beklentilerine yanıt olacak bir açılım
şîmdilik görünürde yoktur. Umarız ülkeyi ve kentlerini
yönetmek isteyenler gerçeği görürler.
• • •
Bu köşede yayımladığım "Gösterge Doğru Değilse"
başlıklı ve 20 Arahk 1993 tarihli yazıya konuk yazar ola-
rak Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı'nın 1 Ocak
günü verdiği yanıtı kurumsal bir düzeltmeyi açıkladığı
için, gerçekten çok olumlu buldum.
Yazar, kendilerinin ulusal gelir serisi üretmediklerini
ve kimi zorunlu nedenlerle Devlet istatistik Enstitüsü'-
nün ürettiği verileri de olduğu gibi kullanamadıklarını
açıklıyor. Ulusal gelir istatistiklerinin bu ikili durumunun
1994'ten başlayarak giderileceğini ve bu konuda veri
birlikteliğinin sağlanacağını açıklıyor. Teşekkürler; bu
konudaki ilk "ulusal kollokyum'ların 1972'detoplandığı
anımsanırsa, bu sonuç yine de olumludur. Dileriz öbür
konularda da bu iki kamu kurumu arasında istatistik ve-
rilerinin uyumu sağlanır.
DÜNYA EKONOMÎSİNE BAKIŞ ERGİN YILDIZOĞLU / LONDRA DIŞ KREDİLERDE ARTIŞ
"Yeni dünya düzensizliği" ve Kuzey Atlantik Pakü
V
arşovaPaktı'nınçökmesi veSSCB'nin
dağılması NATO'da bir kimlik sorunu
yarattı. Düne kadar "Batı'yı "Doğu"
blokunun muhtemel bir saldırısına
karşı korumayı amaçlayan NATO, bugün artık
gerekli miydi? Başta ABD olmak üzere NATO
üyesi ülkeler 1991 Roma zirvesinden berı bu
soruya cevap arıyorlar. Rusya'da reformların
ve demokratikleşme sürecinin tökezlemeye
başladığı, Batı Avrupa'nın şıddetli bir durgun-
luktan henüz çıkmadığı bir ortamda başlayan
Brüksel toplantısı bu sorulara kesin bir cevap
bulabilecekmi?Olurnlu bir cevap vermek zor...
NATO'nun ikili işlevi
NATO'ya kışilık arama çabalarının ne yönde
gelışebileceğini düşünmeye NATO'nun ikili iş-
levıne değinerek başlamakta fayda olabilir.
Geçen çarşamba günü Wall Street Journal'ın
baş makalesi bu ikili işlevi Clinton'a şöyle hatı-
rlatıyordu: "NATO'nun görevi sadece, şimdi
artık gerilemekte olan dış tehlikelere karşı ko-
runmak değildi. Daha da önemli olan 16 ülke-
nin askeri örgütleri arasında ışbirliğıne dayalı
ahenklî ilişkiler kurmaktı. "Bir başka okuyuşla,
bu ıfadelere göre NATO bir taraftan Avrupa'yı
dış saldırılara karşı korurken diğer taraftan At-
lantik bölgesinde düzeni sağlayacaktı: NATO,
Soğuk Savaş döneminde ABD'nin Avrupa üze-
rindeki stratejik politık üstünlüğünün korun-
masının bir aracı olarak işliyordu.
Soğuk Savaşın bitmesınden sonra, o zama-
na kadar birbıri ile uygunluk halinde işleyen bu
iki amaçtan bırincisi değişti. Aynı anda da birin-
ci amaç ile ikincisi arasında gerginlikler. hem
binnci hem de ikinci amacın gerçekleşmesinin
önünde ciddi engeller oiuşmaya başladı.
Gerginlikler ve engeller
Soğuk Savaşın ardından ABD'nin Avrupa'-
dakı askerlerinin sayısını 300000den 100.
000'e indirmek, ama NATO içinde üstünlüğünü
eskisi gibi muhafaza etmek istemesi gerginlik-
lerın ı'k kaynaklarından biri oldu. Bir diğer ger-
ginlik Avrupa ülkelerinin, ABD'nin ulusal çıkar-
larının askeri müdahaleyi gerektirdiği du-
rumların içıne kendı ıradelerinin dışında çekile-
bileceklerinden endişe etmelerinden kay-
naklanıyordu. Son yıllarda ABD'nin dış politika
önceliklerı
arasında Avru-
pa'nın gerile-
mekte olması bir
başka gerginlık
kaynağıydı.
Bunu ekonomik
alanda ABD'nin
ilgısınin Avru-
pa'dan Uzak Do-
ğu'ya kaymakta
olmasının yanı
sıra Clinton'un
Avrupa politi-
kasını Avrupa'-
nın savunması-
ndan ziyade
Rusya'da re-
formların devam
etmesi ve Rus-
ya'nın dünya
ekonomisine,
ABD hegemon-
yası altına girerek yeniden entegre edilmesi
üzenne kurmaya çalışmasında izlemek müm-
kün oldu.
Roma zırvesi, NATO'nun Soğuk Savaş son-
rası dönemde de gerekli olduğunu kabul ettik-
ten sonra, "genişletilmiş güvenlik kavramı
kapsamında stratejik olarak yeni bir yönelimin
gerektiği" üzerinde bir görüş birliğinevarmıştı.
Bu bağlamda NATO'nun coğrafi etkı alanı ge-
nişletilecek yetkılerı arttırılacak ve askeri yapı-
ları çevik müdahale kapasitesini yükseltecek
şekilde değışecekti. Daha sonra, 17 Aralık
1992, NATO Bakanlar Toplantısı yeni görevi
"Avrupa'da değişmeleri yönlendirmek, Av-
rupa-Atlantik bölgesinde düzeni sağlamak"
olarak tarif edecekti. Böylece NATO'nun Batı'yı
korurna görevi Rusya'nın yeniden bir süper
güç olmasını önlemek için NATO'nun coğrafi
etki alanını Doğu Avrupa'yı da içine alacak şe-
kilde genışlemek olarak değışiyordu.
Ancak NATO,
Avrupa'dakı de-
ğışmelerı yön-
lendirmek ve
Rusya'nın tek-
rar bir süper
güç olmasını
önlemek için
Polonya, Maca-
ristan Çekoslo-
vakya gibi eski
SSCB uydu-
larını içine ala-
cak şekilde ge-
nişlemeye
kalkınca ilk bü-
yük engelle kar-
şılaştı.
Yettsin, NA-
TO'nun genişle-
mesini Rusya'yı
tecrit edici bir
gelişme olarak
görüp itiraz ederken Dışişleri Bakanı (eski ge-
neral) Andrey Kozirev, Alman Dışişleri Ba-
kanı'nı "eski SSCB ülkelerinden oluşan bırbir-
lik kurmakla" tehdit edecekti. Kozirev'in son
zamanlarda sık sık bir Moskova-Berlin ek-
seninden de bahsetmeye başlaması (eğer ger-
çekleşirse) NATO'nun varlığını, tehdit eden Po-
lonya'nın paylaşılmasını anımsatan bir anlam
taşıyordu. Bızzat bu tehdit eski "NATO"
mantığı içindeacilen genişlemek için yeterli bir
sebep olabilirdi. Üstelik şimdı, Doğu Avrupa ül-
keleri, özellikle Polonya Jirinovski'nin yüksel-
mesinden de korkarak NATO'ya bir an evvel
girmek istiyorlardı. Ancak, Doğu Avrupa ülke-
lerini yine kimse dlnlemeyecek ve Clinton yö-
netimi, ABD-Rusya ilişkilerine yüklediği yeni
anlam gereğince NATO'ya geri adım attıra-
caktı. Genişleme yerine "Banş İçin Ortaklık"
(BİO) ismi altında, bu ülkelerin NATO'ya girme-
sini belirsiz bir süre erteleyen bir uzlaşma for-
mülü oluşturuldu. Yukarıda bahsettiğim ger-
ginlikler, ABD'nin Rusya merkezli Avrupa poli-
tikası, bu engelin aşılmasına izin vermemişti.
Vaklav Havel tarafından, Yalta'ya benzetilen
bu uzlaşma NATO'nun içine düştüğü kimlik so-
rununu aşmasının ne kadar zor, belki de im-
kansız olduğunu gösterdi. Sözde, yeni döne-
min en önemli özelliği Rusya'nın artık "Batı"
için tehlike olmaktan çıkmış olmasıydı. Hatta
Kuzey Atlantik İşbirliği Konseyi NATO ülkeleri
ile eski Varşova Paktı ülkelerini bir çatı altında
toplamış NATO koridorlarmı, toplantı salonla-
rını, hatta savaş oyunlarını Rus generalleri-
ne açmıştı... Ne var ki tüm bunlar olurken NATO
yeni döneme uyum sağlayamamış, aksine ge-
leceğinin, bir zamanlar varlık nedeni olan ülke,
Rusya, tarafından dikte edildiği bir noktaya gel-
miş, böylece de uluslararası durumu da çok
daha istikrarsız bir noktaya taşımıştır. Çünkü
BİO'nun arkasında, anındaki gelişmelerin
yönû ile son derece uygunsuz olan "Rusya'da
reform sürecinin ve demokratikleşmen'm geli-
şeceği" varsayımı yatmaktadır. Bu varsayımın
aksine Rusya, milliyetçi ve genişlemeci eğilim-
lerin güçlenmesı (örneğin Jirinovski nin şeçim-
leri kazanması) ile daha da istikrarsızlaşır ve
tehdit edici bir hale gelirse -ki bu çok güçlü bir
olasıiıktır-
NATO içine gireceği açmazı, Rusya ile diya-
log kurmanın çok zorlaşacağı bir ortamda aş-
maya çalışmak durumunda kalacaktır.
Bugünkü Brüksel toplantısı NATO'nun kimlik
sorununu aşamadığını tescil edecektir. Çünkü
NATO'nun geleceği bundan sonra, artık Rus-
ya'daki gelışmelere bağlı hale gelmiştir.
Kısavadeli borçlar
5.3 milyar dolar
Ekonomi Servisi - Türkiye'-
nin orta ve uzun vadeli dış kre-
di kullanımı geçen yıl 10 ayda
4 milyar dolann üzenne çıktı.
Merkez Bankası verilerine
göre, orta ve uzun vadeli kredi
kullanımı geçen yıl ocak-ekim
döneminde bir önceki yılla
karşılaştınldığında yüzde 39.4
oranında artış gösterdi. 1992
yılı ocak-ekim döneminde 2
milyar 905 milyon dolar olan
orta ve uzun vadeli krediler.
geçen yıl aynı dönemde 4 mil-
yar 50 milyon dolara ulaştı.
1993 yılının söz konusu dö-
neminde toplam 464 milyon
dolar olan Hazine'nin kulla-
nımlan arasında. Dünya Ban-
kası. Japon Eximbank ve
DECF'den sağlanan toplam
olarak 177 milyon dolar ile
Avrupa Konseyi Sosyal Kal-
kınma Fonu'ndan sağlanan
267 milyon dolar tutannda
krediler önemli bir yer tutu-
yor?
Ticari bankalann yurtdışın-
dan sağladıklan sendikasyon
kredileri 656 milyon dolar, di-
ğer sektörlerin kullarumlan ise
aynı dönemde 2 milyar 930
milyon dolar oldu.
Kısa vadeli borçlar
Öte vandan Türkiye'nin
kısa vadeli borçlan geçen yılın
10 aylık döneminde bir önceki
yıla göre yüzde 64.8 oranında
artarak 5 milyar 309 milyon
dolara yükseldi. 1992 yılı
ocak-ekim döneminde kısa
vadeli yükümlülükler 3 milyar
221 milyon dolar idi.
1993 yılının söz konusu dö-
neminde, kısa vadeli borçlann
170 milyon dolan kamu
sektörune, 5 milyar 139 mil-
yon dolan da ticari bankalar
ve diğer sektörlere ait bulunu-
yor.
MEKTUPLARLA
KÖYENSTİTÜSÜ
YILLARI
t. Hakkı Tonguç
30.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yavınhrı Türkocağı Cod.
39-41 Cağaloğlu-hlanbul
Ödemeli gönderilınez
SAVAŞ
YHLARINDA
BİRSÜRGÜN
KemalSûlker
30.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad.
39-41 Cağaloğh-İs«mbul
Ödemeögöoderüroez