Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL1993 PERŞEMBE t
KURULTAY'A 21GUN KALA SHP
GenelBaşkanadaylarıanlattyor
SHPkurultayı
Türkiyekunütayıdır
• Türkiye çok gergin bir ortamda kurultaya
gidiyor. Oy verse de vermese de insanlar sorunlann
çözümünün gene SHP'den çıkacağını biliyorlar.
SHP'nin kurultaydan güçlü çıkması, doğrultusunu
belirlemiş olarak çıkması Türkiye'yi ilgilendiren bir
olgudur.
CELAL BAŞLANGIÇ
Soluk soluğa bir kurultay sü-
recı yaşanıyor SHP'de.
Adaylar bir toplanüdan.
Türkiye'nin başka ucundaki bir
toplantıya, bir kentteki delege
grubundan. diğer kentteki bir
delege grubuna koşuşturuyor.
Bu SHP'nin yaşadığı belki de
en yoğun geneî başkanlık yan-
şı.
SHP'de böyle bir kurultay
süreci. soluk soluğa bir genel
başkanlık yanşı yaşanırken
gerek Türkiye. gerek de partı
kendi tarihlerinin en güç koşul-
lanndan geçiyordu.
SHP'nin kurucu genel başka-
nı. iddıah genel başkan adayı
Aydın Giiven Gürkan böyle bir
süreçte Türkiye içın, partisi
için. genelde Türkiye'deki sos-
yal demokrat hareketin gehşimi
için neler düşünüyor ?
Bu sorulann yanıtını alabil-
mek için, Ankara'daki televiz-
yon çekiminden çıkıp, Afyon'-
daki bölge toplantısına gidene
dek geçecek zamanı değerlen-
dirmeyi amaçlıyoruz.
TRT binasından çıkıyor
Gürkan. Kapıda danışmanlan
karşılıyor. Birinin elinde beyaz
kağıda sanlmış kutular var.
Aracına binivor Gürkan. Be-
yaz kağıdı yırtıp. içinden çıkan
ilaçlan teker teker ınceliyor. So-
ğuk algınlığını, ses kısıklığını gi-
derici ilaçlar.. Gürkan bir kutu
ılacin üzerine bakıp hayretini
gizleyemiyor:
- Vay canına, bu ilacın fiyatı
yüz yetmiş beş bin lira...
Gütkan'ın bindiği araç Af-
yon'a doğru yola çıkıyor.
Motor gürültüsü eşliğinde, so-
rulanmızı yanıthyor Gürkan.
tç banşa tehdit
- SHP kurultav sürecini ya-
şarken Türkiye'yi kuşatan iç ve
dış sorunlar nelerdir?
Bu soruyu \ anıllarken ilk ön-
ce "Bence bu kurultav a Tür-
kiye'de Cumhuriyet sonrasınuı
en güç koşullarında gidiliyor"-
tümcesini kullanıyor Gürkan.
Gürkan'a göre
k
îç banş" bir-
çok noktadan tehdit altında.
Bir yandan etnik kutuplaşma
diğer yandan mezhepsel yaban-
cılaşma belirtileri. öte yandan
işsizliğin ve uzun süreli enflas-
yonun getirmiş olduğu büyük
bir sosyal huzursuzluk ortamı.
Bunun yanında siyasallaşmış
dinin, toplumda siyasal iktida-
ra el koyabilmek için gayretlere
girebileceği kuşkusu ve kaygısı
var. Dış politikada da aynı ger-
ginlikleri yaşıyoruz.
Türkiye'nin her an kanşması
kaçınılmaz hale gelebilecek pek
çok gerginlik odağı var. Bun-
lardan bir tanesini aşmak dahi
bir ülke için çok önemli bir so-
rundur.
Dolayısıyla Türkiye çok ger-
gin bir ortamda kurultaya gidi-
yor. Oy verse de vermese de in-
sanlar bu sorunlann çözümü-
nün gene SHP'den çıkacağını
biliyorlar. SHP'nin kurultay-
dan güçlü çıkması, doğrultusu-
nu belirlemiş olarak çıkması
Türkiye'yi ilgilendiren bir olgu-
dur. Bu nedenle SHP kurultayı
bir Türkıye kurultayıdır.
- Türki\ e'nin sonınlannın çö-
zümünde ' '.esine umut bağla-
nan SH1 ıin içinde bulunduğu
dunım onjda. Partiden kopma-
lar, yerel yönetimlerde, genel ik-
tidarda y ıpranma. belediyelerde
>>ılsuzluk savlan... Böyle bir
S;!P Türkive'nln soruruarının
cözuniüiHİe nasıl umut olabilir?
GÜRKAN- Başkanlık yanşı
nedenıyle orgütlerimizi yakın-
dan tanıma fırsatı buldum.
Gördüm kı partide çok sağlam
ve sağlıklı bir iç çekirdek var.
Yüksek bir siyasal bilinç oluş-
turmuşlar. Bu nedenle iyimse-
rim. Solda ve sosyal demokrasi-
de geçici bir gerileme yaşadık.
Hem Avrupa'da yaşadık hem
de Türkiye'de.
Avrupa'da sosyal demokrat
sol toparlanmanın eşiğinde.
Türkiye'de bizim değerlerimi-
zin baskı alünda tutulduğu. geri
püskürtüldüğü. aşağılandığı
dönemleri hep birlikte görüyo-
ruz. Irkçılık. aynmcılık. iç sa-
vaşlar ve şiddet yükseliyor.
İnsan haklan ihlalleri yükseli-
> or. Dünya'nın solu çok sıkı bir
biçımde gündemine aldığını se-
ziyorum ve bundan da mutlu-
lukduyuyorum.
Bence iniş bitmişür. Çıkış dö-
neminin öncesindeyiz. Kurul-
tayımızdan biz başanlı çıkabi-
lirsek hızlı bir biçimde derlenme
ve toparlanma dönemini ya-
şayacağız.
SHP oluruna bıraktı
- Kamuoyunun gözünde. ken-
di seçmen kitlesinde hatta üye
tabanında bu denli aşınmış, yara
almış bir parti kendini derleyip
toparlas abilir mi?
GL RKAN- SHP gecrnış yıl-
larda çok şeyi ihmal
etti. Hem yerel ikti-
dar olmak, hem de
merkezi hükümete
ortak olmak her parti
için pek çok sorunu
gündeme getirir. îkti-
dar siyasal kadrolan
vozlaştınr. Mutlaka
partinin iç denetim
mekanizmalannı
güçlendirmek gere-
kir. Özellikle yerel
yönetimler gibi dene-
tim mekanizma-
lanrun sağhkb oluş-
turulmadığı yerlerde
partinin belh bir öl-
çüde siyaset kirlen-
mesine uğraması
beklenmeliydi. Bence
sadece bizim partide
değil, Türkiye gene-
hnde siyaset bu tür
yozlaşmaya uğrama
tehlikesiyle karşı karşıyadır.
İnsanlar daha üst değerler için
politika yapma yeteneğini yiti-
rirlerse siyasi kirlenmeyi önle-
yemeyiz. Bence SHP'de her şeyi
oluruna bırakan yönetim anla-
yışını hızla terketmek zorunda-
yız.
- Karşınızdaki üç genel baş-
kan adayından ikisi yerel yöne-
timlerden geliyor. Acaba bu
özellikle iktidara geldikten son-
ra partinin Meclis grubunun gi-
derek etkisini >e işlevini yitirme-
sinden mi kaynaklanıyor. Başka
nedenleri var mı?
GÜRKAN- Parlamento gru-
bu yerel güç odaklanna göre
özellikle kamuoyu ilişkileri açı-
sından para odaklanyla ilişkile-
ri açısından oldukça zayıf ve
güçsüz. Türkiye'de bir yerel yö-
netimin başında bulunmak.
birkaç bakanhğm başında bu-
lunmakla eşdeğer bir hareket
alanı tanır.
Birçok yerel yönetici. sahip
olduklan kaynak kullanma ser-
bestisi ile yerel yönetimlerin
sağladığı müthiş olanaklarla,
medyayla ilişkiler kurarak
yıldızlaşabilme şansını elde edi-
yorlar. Ben yerel yönetimlerin
yetkilerinin geniş olmasından
yüksünmüyomm.
Ancak yerel yönetim im-
kanlarmın bu ölçüde denetim-
siz kullanılabilme şansının
varlığı. bunun dışında politika
yapan insanlar için büyük bir
handikap oluşturuyor.
Medyanın gücü
- Medyadan yakınıyorsunuz.
Medya, olmay an bir değeri, par-
tinin başına geçirecek bir unsura
dönüştürme gücüne sahip midir?
GÜRKAN- Yani bu kurultay
bittiğinde diğer arkadaşlanmız-
dan birinin kazanması duru-
munda ben çıkıp "Parti örgöt-
leri medvaya teslim oldu" demc-
yeceğjm. Önun etkisiyle oluşa-
cak sonucu da olağan, demok-
ratik bir sonuç olarak karşıla-
yacagım.
Ama kurultay delegelerimizi
uyarmak ihtiyacı du>
r
uyorum.
Burada gösterilecek bir zaafın
Türkiye'de çok aşm bir medya
gücünün oluşmasına yol aça-
cağı kaygısını taşıyorum.
SÜRECEK
KARAYALCIN
Mülkiyetinnasıl
kullanüdığıönemli
• Özelleştirmede kamu fınansman açıklannın
kapatılması gerekçesinin doğru bir yaklaşım
olmadığını söyleyen Karayalçın. "Tesis ve proje
bazında ancak kaynak kullanımmda etkenlik
düşüncesiyle, yaklaşımıyla bir sonuca
vanlabileceği kanısındayım" dedi.
MUSTAFA BALBAY
ANKAR.A - SHP'nin Genel Başkan adaylanndan Murat
Karayalçın. SHP'nin ve Türkiye'nin gündemindeki
konularda Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı. Karayalçın.
özelleştirmeye önyargjlı bakılmamasım istiyor, sosyal
demokratlann sadece "üretileni hakça paylaşmayı
düşündüğünü. oysa Türkivc'nin koşulları gereği üretiminde
sosy al demokratlann kaygısı olması gerektiğini" söylüyor.
Karayalçın. kendı de\ işıyle "büvük sollamaya
r>
haarlaruyor.
Karayalçın'ın sorulanmıza \ erdıği vanıtlar şövle: -
- Özelleştirme konusundaki yaklaşımınız nedır?
KAR.\YALÇIN - Ben özelleştirmeye genel bir yaklaşım
sergılenmesini doğru bulmuyorum. Özelleştirmenin tesis
bazında. proje bazında karara bağlanması gerekmektedir.
Özelleşürmede kamu fınansman açıklannın kapatılması
gerekçesi bence doğru bir yaklaşım değil. Özelleştirmede,
tesis bazında. proje bazında ancak kaynak kullanımmda
elkenlik düşüncesiyle, yaklaşımıyla bir sonuca vanlabileceği
kanısındayım. Ben stratejik tesisîerde, çok büyük bir
zorunluluk olmazsa özelleştirme konusunun
tartışılmasından yana değilim. Aynca Doğu ve Güneydoğu
bölgelerindeki tesisler için yinc çok büyük bir zorunluluk
olmazsa özelleşürmeyı doğru bulmuyorum. Kamunun
talimatını yerine getirmek üzere. hükümetin talimatını
yerinegetirmek üzere görev zaran olan KİT'lerde
özelleştirme tartışmalannı da çok doğru bulmuyorum. Ben
konunun sosyal demokratlar tarafından yalnızca devlet
mülkıyeü. özel mülkiyet ikılemı içinde elealınmasını da
doğru bulmuyorum, bizim içın devlet mülkiyeti kadar. özel
mülkiyet kadar önem taşıyan, toplu mülkiyet ya da toplu
gırişimdlik gibi ka\ ramlar da var. Türkiye'nin çok değişik
yerlerinde. bununla ilgili ilginç örnekler yaşanıyor. Toplu
gırişimciliğin de desteklenmesinden yana>am. Sosyalist
Enternasyonal'de 1989 yılında Stockholm'da alınan bir
karar var.
- Bu karar sanıyorum. SHP açısından da önem taşıyor. Biraz
açaı nnsınu?
K.4RAYALÇIN-O bence çok önemli. Sosyalist
Entemasyonal'ın o karan, "Viûlkiyetin kimde olduğu önemli
değil, mülkiyetin nasıl kullanıldığı önemlidir, kimden yana
kullanüdığı önemlidir" diyor. Sosyalist Entenıasyonal'in bu
karannın özelleştirme tartışmalannda çok önem taşıd'.ğı
kanısındayım. Bir başka ifadey le bu. Türkiye'nin
kaynaklannın nasıl kullanılacağı sorusuna aranan yanıt
çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Güneydoğu sorunu
- Günev doğu konusunda biraz eleştiri aldınız. Güntvdoğu'yla
ilgili değerlendirmeniz nedir ?
KARAYALÇIN- Ben kampanya çalışmalan sırasında bir
değişik yaklaşım sergilemeyeçalışüm. Ilk toplantım
Erzurum'daydı. Erzurum bölge toplantısında^ Güneydoğu
sorununa ya da Kürt sorununa değinmedim. Once onun
gerekçelerini söylemek istıyorum. Ben Kürt sorununu
yalnızca Doğu'da ya da Güneydoğu'da değinılecek bir
sonın olarak görmüyorum. Bunu. Kürt sorununu bir bölge
sorununa indirgemek olarak görüyorum. Oysa Kürt sorunu
bir bölge sorunu değildir. Ben Kürt sorununun, yalnızca
Kürt yurttaşlanmız ya da partililerimiz tarafından ya da
Doğu'da. Güneydoğu'da yaşayan y urttaşlanmız tarafından
dile geürilmesini de doğru bulmuyorum. Çünkü Kürt
sorununu yalnızca. Kürt yurttaşlanmızın ya da Güneydo-
ğulu yurttaşlanmızın sorunu olarak görmüyorum. Ben bu
soruns ülkenin sorunu olarak görüyorum ve bu görüşten
hareketle de Türkiye'nın batı bölgelerinde. Karadeniz'de,
Trakya'da bu sorunu dile getiriyorum. Bununla ilgili temel
düşüncem sonınun tüm yanlanyla, tüm yönleriyle,
demokratik bir platformda tartışılarak çözüme kavuşturul-
masıdır. Benım Kürt sorunu ile ilgili düşüncelerim parümi-
zin öncelikli hedefler bildirgesinde yer alan düşüncelerdir.
Katıldığım düşünceler bunlar.
- Katıldığınız bu düşünceleri biraz açar mısınız?
KARAY'ALÇIN- Türkiye'de kamu yönetimınin
yerelleşmesiyle birlikte sonuçta bu sorunla da bağlantılı bir
demokratikleşme
ortamının savunu-
cusuyum. Yerel
yönetimlerin tüm
Türkiye'de olduğu
gibi Doğu'da ve
Güneydoğu'da da
anayasamızın
127.maddesinde
öngörüldüğügibi
tüm yerel
sorunlarla
ilgilenmesi gerektiği
düşüncesindeyim.
Ve bu düşünceden
hareketle ben
ilköğretimin, 8
yılhk okullann,
eğer özel uzmanlık
hastaneleri değilse.
araştırma
hastaneleri değilse.
hastaneleri, sağlık
hizmetlerini. enerji
dağıümını. trafık
hizmetlerini de ye-
rel yönetimlere devretmenin gerekli olduğuna inanıyorum.
Bu Türkiye genelinde hem anayasanın gereğinin yerine
getirilmesidirhem Kürt yurttaşlanmızın ortak
kü ltürümüzün dışında kendi kültürlerinin geliştirilmesiyle
ilgili olarak eğitim.araştırma, yayıngibi taleplerinin
tümüyle geçerli olması gerektığine inanıyorum. Devletin
resmi dilinin Türkçe olduğu olgusunu değiştirmeden,
devletimizin tekliğini, yurdumuzun bütünlüğünü ve
halkımızın tümlüğünü olumsuz etkilemeden değiştirmeye
yönelmeden ben pekala Kürt yurtaşlanmızın, eğitimde,
kültürde, Kûrt dilinin geliştirilmesinde, buetkinliklere
girebileceği inancını taşıyorum. Kürt sorunuyla bölücü terör
olayını kesinlikle birbinnden ayırmanın gerekli olduğuna
inanıyorum. Silahlı terör örgütüne sonuna kadar silahla
yanıt vermemizin gerekli olduğuna inanıyorum. Ancak
bölgede yaşayan insanlanmızın düşüncelerini, rahatlıkla
halkımızın tartışmasına ve onayına sunabilecekleri siyasi
örgütlenmelerin ortaya çıkmasını da bölücü terör
örgütünün silahlı eylemlerine karşı çok önemli bir karşı
önlem olarak gördüğümü de belirtmek istiyorum. SHP bir
sol parti olarak etnik bir temele dayanamaz, mezhep
temeline dayanamaz.
SÜRECEK
ÇAKMUR
"Tanrılider"
devri artık kapandı
• Bugüne değin parti içinde hep liderlerin
yanştınldığını. yanlış bir tavır olarak bunun
sancılannın çekildiğini söyleyen Yüksel Çakmur,
"Özde, SHP'nin liderinin kim olacağı hiç önemli
değil, fıkrin ne olacağı önemli. Tann lider dönemi
de artık bitti" dedi.
ORAL ÇALIŞLAR
SHP Genel Başkan adayla-
nndan Yüksel Çakmur'un üze-
rinde en çok durduğu ve özel-
likle vurguladığı konulardan
biri de SHP'nin tam olarak sos-
yal demokrat bir parti olamadı-
ğrydı. Sosyal demokrathk adı-
na taklitçilik yapıldığını vurgu-
layan Çakmur. bu nedenle
halkın gözünde inanılırlığı ya-
kalayamadıklannı söylüyor.
yine bu nedenle halk tarafından
cezalandmldıklannı belirüyor-
du. Öncelikle sonınun devrimci
öze dönebilmek olduğunu sa-
vunan Çakmur, Cumhuriyet'in
sorulanna şu yanıtlan verdi:
- Genel başkanlık şansınız nasıl
görünüyor?
ÇAKMUR - Ben temelde bu-
güne kadar yapılan bir yanlış
üzerinde durmak istiyorum.
Bugüne değin bizim partimiz
içinde temelde hep liderler ya-
nştınldı. Ama liderleri yanştır-
manın çok geniş sancılannı çek-
tik. Özde liderin kim olacağı hiç
önemli değil, fıkrin ne olacağı
önemli. Tann lider dönemi de
artık bitti.
- SHP içinde. benim izlediğim
kadarıyla genel başkan adayı
sayısının çoğalması nedeniyİe
baizı çevrelerde bunu teke indire-
lim, herkes birisinin üzerinde
mutabakata varsın da kongreye
tek adayla gidelim gibi bir fıkir
de y avaş yavaş gündeme geliyor.
ÇAKMUR - Fevkalade yan-
lış buluyorum. Bız korkulan-
mızı ecel haline getirdik. De-
mokrasiyi hep bize uzlaşma re-
jimı olarak öğrettiler, çocuk-
luğumuzdan beri.
Sorumlu biz değiliz
- Sizin "Sosyal Demokratlar
Korkmayın" isimli genel siyasi
fîkirlerinizi açıkladığınız metin-
de oldukça aykırı fıkirler var.
SHP politikasına çok radikal
eleştiriler yapıyorsunuz. Diyor-
sunuz ki "Biz Kürt meselesinde
demokrasiye uygun. radikal
davranmadık." Diğer konular-
da da benzer eleştiriler yapıyor-
sunuz. Siz böyle bir aykırılıkla
mı SHP gündeminde bir tartış-
ma başlatmak istiyorsunuz?
ÇAKMUR - Elbette düşün-
celerin tek tıp olması diktatör-
lüklerde görülür. Elbette aykın
fıkirler olacak Birçok konuda
suskun kaldık. Hep bir ürküntü
irkilme başladı. Neden ürküyo-
ruz? Neden irkiliyoruz? Biz 40
yıldan beri Türkiye'yi yönetme-
dik ki 40 yıldan beri Türkiye'yi
yöneten muhafazakar partiler-
dir.
Eğer bugün devlet iflas eder
hale geldiyse smırlannı koruya-
mayan, vergilerini toplayama-
yan, asayişin üstesinden gele-
meyen, yollannı Doğu Ana-
dolu'da, Güneydoğu Ana-
dolu'da kontrol edemeyecek
bir hale geldiyse Türkiye'yi sos-
yal demokrasi yönetmedi ki yıl-
îardanberi bir...
- Peki o zaman..
ÇAKMUR - Suçluluk komp-
leksinegiriyoruz.
- O zaman şunu sorayım. Si-
zin de mensubu olduğunuz SHP,
şu anda iktidarın bir parçası. Ve
şu saydığınız manzarada en azı-
ndan belirli ölçülerde sorumlulu-
ğu olması gereken bir parti.
Kime şikayet edeceğiz bunu?
ÇAKMUR- Ben bir defa
Türkiye'de resmin yanlış oldu-
ğunu görüyorum. Yıllardan
ben parçalanmış bir resmin
parçalannı bır araya getirmeye
çalışıyoruz. Bir araya geldiği
zaman o resim doğru değil.
Çünkü o resim yanlış. Korucu-
luk sistemi hala sürüyor. Koru-
culuk sistemi yanlış bir sistem.
- Siz muhalefettey ken de bunu
söylüyordunuz. İktidara gelince
ne oldu?
ÇAKMUR - Demek kı ben
doğruyu soylüyomm. Beledi-
yede sevimli görünmek. partili-
ye sevimli görünmek. halka se-
vimli görünmek, bırakahm bu
sahteci gülücükleri. Bizim ıçi-
mizde ne varsa dışırruzda da o
olsun. Ben ikiyüzlûlük görü-
yorum. Bazı insanlann yönetı-
cilerin beyninin içinde başka fı-
kirler var, ama görünümü çok
daha fazla değişik. Niye bu iki-
yüzlülük? Niye bu çifte stan-
dart? Çifte standartla yönetılen
ülke, işte iflas noktasına gelmiş-
tir.
Devrimci özedöniilmeli
- Sosyal demokratlann Ecevit
döneminde bir iktidar tecrübesi
var. İkinci bir iktidar tecrübesi
daha yaşıyorsunuz. Bizlerin göz-
lediği. sosyal demokratlar ikti-
dara ortak olduklan zaman ba-
şanlı bir performans göstere-
miyoıiar. Ece\it döneminde yüz-
de 42'lere vamıış bir oy yüzdesi-
ne bile ulaşılmıştı. Bugün bunun
dibe vurduğunu görüyoruz.
ÇAKMUR - Temelde bız yüz
yılhk felsefe olan. birdünya gö-
rüşü olan sosyal demokrasıyi
tam olarak ortaya ko-
yamadık. Biz. sosyal
demokrat taklitçilik
yaptık. Sosyal demok-
rat olmadık. Onun için
bu halk bize inanmadı.
Halk bızden bekledik-
lerini bulamadığı için
bizi cezalandınyor. Biz
devrimci özlerimıze
dörunek zorundayız.
- Ne yapmalı mesela?
Bundan nevi kastedi-
yorsunuz?
ÇAKMUR-Bır defa
ne ANAP'ın. ne DYP'-
nin mukallidi olmaya.
taklitçisı olmaya gerek
yok. Yani aslı varken
taklidini halk niye seç-
sin°
- Burada siz şunu söy-
lüyorsunuz: Sosyal de-
mokratlar bugün
ANAPveDYP'nintak-
lidi politika izliyorlar.
ÇAKMUR - Ben her şeyden
önce şunu söylüyorum:
Bizim devrimci özlerimıze
dönmemiz gerek. Sosyal de-
mokrasiye dönmemiz gerek.
- Devrimci öz meselesi açıkla-
manızda da var. Ama pek fazla
açmamışsuıız.
ÇAKMUR - Devleti değişür-
memiz lazım. Devlet artık gel-
miş karaya oturmuştur. Deniz
bitti. Böyle yüzeysel refonnlar-
la. muhafazakarlann ilericıy-
miş gibi görülen halleriyle. ha-
reketleriyle bir yüzeysel deği-
şimle Türkiye'nin kurtulması
imkanı yoktur.
- Bugün gündeme şöyle bir
tartışma geldi: Artık Mustafa
KemaCin kurduğu I. Cumhuri-
yet eskimiştir, Türkiye'nin yeni
dünya koşulları içinde yeni bir
cumhuriyet yaratması gerekir.
Özellikle Özal'ın başını çektiği
ve bazı basındaki arkadaşlanmı-
zın da dile getirdiği bir değişim
ve yenileşme isteği var. Siz de be-
lirtiyorsunuz, devlette bir sıkıntı
ve problem var, meseleleri çöze-
miyor. tıkandı, bu bkanmaya si-
zin cevabınız ne?
ÇAKMUR - Şimdi yalnız
devlet tıkanmadı. Ekonomi de
tıkandı. Tıknefes oldu. Biz has-
tayı ikide bir ringe çıkanyoruz.
Türkiye^nin ihtiyacı
- Özal böyle bir saptamadan
sonra "değiştirelim" dedi..
ÇAKMUR - Hastayı tedavi
edelim. Değişim. Türkiye'de
değişim dillerde. Değişim söy-
lemde. Oysa Türkiye'nin cesur.
mantıklı, atak hareket eden
enerjik ve kökten değişime. ya-
ni bir demokratik devrime ihti-
yaa vardır.
Ancak bir şeyi söylemek isti-
yorum:
Bütün bunlan yaparken de
münkir olmamak lazım. in-
karcı olmamak lazım. Türki-
ye'nin meseleleri açık. zincirle-
rinden kopmuş üzerinize gelı-
yor. Bunlan tek tek saptayıp
Türkiye'de kökten değişimi
sağlamak laamdır. 1993
yılında yaşıyoruz. 1993'ün me-
selelerini 1993'ün çarelenyle
çözmek mümkün olur.
SÜRECEK
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Bilim Operasyonu
Profesor Erdal İnönü, Başbakan Yardımcılığı'na ve
parti başkanhğına elveda demeye az süre kala, Meclis'-
te sıra bekleyen bilimle ilgili yasa tasarılarını gayya ku-
yusundan çıkardı ve "kanun hukmünde kararname"
operasyonu ile yasalaşmalannı sağlamaya girişti.
Önce Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Yasası ya-
yımlandı. Bugün yarın Türkiye Bilimsel ve Teknik Araş-
tırmalar Kurulu'nun (TÜBİTAK) bazı maddelerini değiş-
tiren ve kurumu bır bilim kuruluna kavuşturan yasa ile
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Kurumu'nun
(TESAK) kuruluşunu öngören yasanın çıkması bekleni-
yor.
BöyleceTürkiye bilimininserpilipgelişmesi içinön ve
gerek koşul olan bilimin iç örgütlenmesinın tamamlan-
maşi yolunda en önemli adımlar atılmışoldu.
• • •
TÜBA, TUBİTAK ve TESAK (*), ayrı görevlerı ve işlev-
leri olan, ancak bilimin farklı alan ve uğraşlarını kucakla-
yan ve aynı zamanda birbirlerini bütünleyen kurumlar.
TÜBA, en seçkin bilim adamlarını kucaklıyor, ülkenin bi-
limsel önceliklerini belirliyorve bilim üretenleri ülkedü-
zeyinde temsil ediyor. TÜBİTAK, birimleri aracılığıyla
doğrudan uygulamalı araştırmanın içinde. TESAK ise
sosyal bılimlerin ve bılımcılerın üst kuruluşu olacak.
• • •
Politikacılarımız, siyasi partiler ve hükümetler bilimin
ve tekniğin günümüz dünyasında ülke kalkınmasında
oynadığt belirleyici rolü bugüne kadar görmezlikten gel-
diler. Dahası. bilimin filizlenmesine bile izin verilmedi.
Böyle olunca ülkemizde bılım de geri kaldı, araştırma
da, bilim adamınm kendisi ve gelıri de. Yetenekli bilim
beyinlerımizin çoğu. kendisine bilimsel ve parasal en iyi
olanakları sağlayacak ülkelere -başta ABD'ye- aktı ve
akıyor. Amerika bugünkü gücünü ve retahını, önemli öl-
çüde de dünyanın her ülkesınden -özellikle biz gibi az
gelişmiş ülkelerden- akan parlak beyinlere borçlu.
Günümüz teknolojisi, ekonomısi, ülkelerin refahı bu
yetişkin, iyi eğitilmiş beyinlerin ürettikleri üzerinde yük-
seliyor.
Beyinlerine sahip çıkmayan, onları horlayan, itip ka-
kan, kurşunlayan, yakan, küstürüp kaçırtan -bizim gibü-
ülkelerin durumu apaçık ortada değil mi?
• • •
Şimdı üçlü kuruluşun varlığı ile ülkemiz bilimi bir üst
aşamaya yükselmenin eşiğindedir.
Bilim, bilim adamı sahiplenilmektedir.
TÜBITAK'ın yani sıra, TUBA ve TESAK da doğa bılim-
leri, ekonomik ve sosyal bilimler alanında yepyeni araş-
tırmalara olanak sağlayacak ve bilimcileri bu ülke topra-
ğı üzerinde tutacak olanaklar yaratacaklardır.
Türkiye Bilimler Akademisı'nin ilk yasa tasarısında
bulunan ve bu sütunlarda eleştirdığımiz, üyelere maaş
bağlanması gibi bir yanlışlığın yeni yasada giderildiğini
görmek sevindiricidir.
Maaş yerine, doğru bir yaklaşımla, isteyen Akademi
üyelerine en yüksek devlet maaşının yılhk tutarı kadar
-bugün 200 milyonTL- araştırma fonu verilmesiöngörül-
mekte. Bu fonla, bir bilimsel araştırma çalışması içinde
üyelere ve araştırmacılara maddı destek sağlanacaktır.
• • •
Türkiye Bilimler Akademisi'nin kuruluşu için yasa ge-
reği TÜBİTAK'ın önerdiği 6'sı fen. 4 ü sosyal bilimlerden
ilk on kurucu üyenin adı şu sıralarda Başbakan'ın ce-
bindedir ve atanmayı beklemektedirler.
Bu önemli olayı gerçekleştirecek ilk 10 ismi siz olsanız
merak etmez misıniz?
Bu gelişmeler, Türkiye bilimine hayırlı olsun!
(') Bu kurumlann kuruluş yasaları tam metin olarak öbur cumartesi
Cumhuriyet Bılım Teknık'teyayımlanacak
YARMAN
Birmisyonla yükümlü
olduğumiçinadayım
AYŞEYILDIRIM
SHP Genel Başkan adaylanndan Prof. Dr. Tolga Yarman.
Cumhuriyet'in özelleştirme. koalısyon. Kürt sorunu ve birleş-
me üzerine sorulannı yanıtladı.
- SHP Genel Başkanlığı'na aday oluşunuzun nedenlerini anla-
tır mısınız?
YARMAN- Şimdi, solda "•birleşme"' veya "bütünleşmeden"
söz ediliyor. Ama görüleceği gibi daha 1991'de ortaya çıkıp so-
lun. özellikle de SHP'nin nasıl olup da "parçalanmaya" sürük-
lendiğini. açıkyüreklihkle biz onaya koymuşuz. Şahsım dolayı-
na yığılan özlemleri temsilen ben bir adım ileri çıkıp bugünlere
dönük fevkalade isabetli ve tarihi uyanlarda bulunmuşum.
Böy le bir gelişme, ister istemez bugün bana bır misyon yüklü-
yor inancındayım.
Genel başkan adaylannın hiçbiri, partinin ve Türk solunun
bugünlere sıkışacağmı. evvelce öngörmüş değillerdir. Buna
bağlı bir tavır alarak uyan görevlerini yerine getirmemişlerdir.
Arkadaşlanm beni anlayışla karşılasınİar. SHP'nin parçalana-
cağını öngöremedikleri bir yana. şimdi sıkıştığımız konumdan
nasıl çıkacağımıza dair bir tez önermiş değillerdir.
Daha da önemlisi. Sayın İnönü eğer genel başkanlıkta kal-
mak isteseydi. arkadaşlanmın hiçbiri genel başkanlığa aday
olma cesaretine de sahip olamaya-
caklardı. Bütün bu olgular. sanı-
yorum ki genel başkanlık yanşı-
nda şahsıma fevkalade özel bir
misyon yüklüyor.
Hedef bötünlük
- SHP Genel Başkanı seçilmeniz
halinde önünüzdeki hedefler neier
olacak?
YARMAN- SHP'nin bütünlü-
ğü, ülkenin demokratik anlamda
bütünlüğü ile özdeştir. SHP'nin
bütünlüğünün korunabilmesi
için, bu partinin kapsaması gere-
ken taraflann, omuzdaşlığının
sağlıkb bir şekilde sürdürülmesi zorunludur. Ülkenin kuzeyine
bozuk düzene karşı meydana gelen ilerici başkaldın ile ülkenin
Doğu ve Güneydoğusu'nda bozuk düzene karşı meydana gelen
ilerici başkaldınyı. iç sürtüşmelerde tüketmek değil: karşılıklı
kucaklaşmayla yüceltmek, SHP'nin temel görevidir.
Genel başkan, buradaki tarihi birleşimi şahsında sağlayacak
önder konumundadır. İlerici dinamikler bölünürse bundan ev-
vel olduğu gibi SHP de bölünür. O zaman genel başkan misyo-
nunu yitirmiş olur. Tüm bu sebeplerle SHP'yi sağlıklı bir şekil-
de yapılandırmak ve bütünleştirmek görevimizdir.
SHP'nin böyle bir düzeye yükseltilmesine, bu aşamada genel
başkan aday lan yazık ki belki kendilerine rağmen engeldirler.
Bu sebeple eğer SHP'yi seviyorlarsa. eğer ülkeyi düşünüyorlar-
sa, o zaman gerçekten, genel başkan adayı olmamalıdırlar.
ICurultaya mümkünse. belirttiğim vasıflan kişiliğjnde gelişti-
rebilecek. tek bır genel başkan adayıyla gitmeliyız. Işte. bu aşa-
mada şahsıma özellikle iki yıldan fazla bir süredir, bugünlere
dönük düzgün tahliller ve öneriler geliştirmiş bulunmaklığım
nedeniyİe tarihi bir misyon düştüğü inanandayım.
SÜRECEK