20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURJYET 9 EYLÜL1993 PERŞEMBE DIZIYAZI antamıza gore Dilek Yanmadası Ulusal Parkf nı çepeçevre dolaşan bir yol var. Yeni güzergahımız. Ama evdeki hesapçarşıya, haritadaki yol da gerçeğe uymadı. Öyle bir yol yokmuş. Plan aksadı, a _ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ ! T O a ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ gerisin geriye dönülecek. S e l ç u k .K u ş a d a s ı y o l u ? a ğ a ç l a r l a k a p h b i r tSaA g i b i Onbeş gün gidiş, oııiki saat dönüş • * • Bız de az fesat değıliz hani. Nasıl da ballandıra ballandıra anlattık. Daha fazla dayanamadı. "Ben de geüyo- rum" diyerek ekıbe katıldı. Dış Ha- berler Servisı"nden Erdai. halbuki ne kadarmasum bir tatil planı yapıp gel- rruşti İzmır"e Denize gırecek. güneş- lenecek. bol bol dınlenecektı. Tabıı bizımle buluşmasaydı Al İzmir"i vur Istanbul'a. Buralar- da fazla oyalanmayalım. Erdal'a Selçuk'tan bir bisiklet kira- ladık. Efes'ti. Artemis'ti derken, Sel- çuk'tan aynlmamız saatler alıyor. Değer. Kılometre saatimız. biz Efes'i gezerken çalındı Olsun. yanşa çık- madık ya. Le\ lek görmeyeli ne kadar çok ol- muş? Sevimlı gevezelerin laklaklan kulağa ne hoş gelıyor Leyleği yerde de gördük. havada da. öyteyse yola devam. • • * , » , , v . 13 kilometretik çıkmaz Kuşadası yo!u vızır vızır. Molalan- mız artık "tîıristik." Kent fazla sar- madı. Şöyle bir turlayıp tekrar yola koyuluyoruz. Dilek Yanmadası Ulu- sal Parkfnı. haritamızın gösterdiği kıyı yolunu izleyerek boydan boya geçip, yanmadanın güneyindeki böl- gelere ulaşmak amaamız. Ulusal par- kın gjrişinden önceki son yerleşim bi- rimi olan Güzelçamh'da geceyi ge- çireceğız. Selçuk'tan üç-dört günlük bir tur için yola çıkan üç Ankaralı bi- sikletçiyle daha karşılaştık. Onlar da bizım gibi düşünüyor. Ve. evdeki he- sap çarşıya, haritadaki yol da gerçeğe uymadı. Haritada göstenien yolun 13 kilometrelik bir çıkmaz yol olduğu gerçeğjni Güzelçamh'da öğrendik. Planımız yıne değjşti. Ertesi sabah. "Buraya kadar gel- zaklık ne kadar göreceli. Sevgili İstanbul da yoğun araç trafiğiyle, kirii havasıyla, çarpık yapılanyla karşılıyor bizi. Hoş bulmadık. Şimdi geriye hoş anılar kaldı. Bir dahaki sefere kadar... 5. *e en son etaprİzmir - Milas mişken şöyle bir turlayalım" diyerek yanmadayı yolun izin verdıği İcada- nyla dolaştık. Tatil günü olduğundan bir kalabahk bir kalabalık. Foçanın bakır koylanndan sonra burada deni- ze gınlmez. Ban Söke'ye gi- dip oradan Bafa Gölû kıyısına geçe- lim. Aynıyolugen- sin geriye dönmek ne kadar keyifsız. Neyse kı Davut- lar'dan sonra bir dağyolu var. Işte özlediğımiz. bol yokuşlu köy yollan. Sakın, çeş- meli Yol üstünde meyve satan ço- cuklar. Çeşme mo- lası. meyve molası. Yol kısa da olsa tadını çıkaralım. Söke'den sonra yenıden ana kara- >olu BafaGölü'ne bir ulaşabilsek... Akşamüstü. Gü- neş batmak üzere. Dağlann arasında masmavi gülümse- >en, şimdiki adı Çamiçi olan Bafa Gölü'ne ulaştık so- nunda. Bir pansiyona yerleşip, gölün ünlü kefalıyla küçük bir ziyafet. Sıcak, güneş doğmadan uyandın- yor bızı. Aslında bu bir armağan Haritamızın bizi yanılttığı da oMu. Ama yine de en büyük yardımcunız. Bir de çeşmeler. Susuzluğumuzun çaresi, serinlik kaynağı... Kuşadası fazla sarmıyor. Şöyle bir uğrayıp geçiyoruz. Pencereden göl, gümüş bir tepsi gibi görünüyor. Iyiki uyanmışız. Yolculuğumuzun son günü Önü- müzde Milas var. Bırdeaşılmasıgere- ken Labada Dağı. Pedala. gûzel bir yolculuğun sonunun burukluğu. eşe dosta kavuşacak olmanın verdiği se- vınçle kanşık duygularla basıyoruz artık. Keşke bir 15 günümüz daha ol- saydı. Şimdi yeniden yoğun kent ya- şamı. Çekilırmı?.. Cevher abi, alt tarafı birkaç gün... Mılas'a öğleden sonra ulaştık. Son günün keyfini yaşayalım bari. Hemen sokaklara daldık. Öndokuzuncu yüz- \ıldan kalma. Osmanlı mımansini >ansıtan ünlü Milas evlennın çoğu bakımsızlık içinde. Hcr biri a>n fo- toğraf. Son günün verdiğı sıkıntıyla ışi ağı- rdan alıyoruz. Son bir umutla şefe te- lefon, "Cevher Abi, Milas'tavız. Mar- maris'e de gjdelim mi? İyi fotoğraflar çıkar. Alt tarafı birkaç gün sürer." Gaddar şef. Yemedı. "Dönsen iyi olur." Şefricasıbu. çaresız dönülecek. Erdal İzmır'e. biz İstanbul'a Oto- büslerde yer var. Yaklaşık 850 kılo- ıetre kahnmızı çeken sevgili bisiklet- cnmiz bagaja. Vücudumuzun bir parçası gibi olmuşlardı. Sanki 15 gün- dür değil. aylardır yollardaymışız gibi hissediyoruz kendimızı. Aylara bedel bir 15 gün. Otobüsün rahat koltuğuna kurul- duğumuzda. oturma organımızın bu rahatlığı neredeyse unutmak üzere ol- duğunu düşündük. İstanbul. otobüs- le 12 saat sürermiş. Ne kadar garip. Biz bu >olu 15 günde gelmiştik. Otobüs Milas garajından aynldı. Birkaç saat önce geçtiğimiz. oflaya puflaya tırmanıp "uçarcasına" indiği- miz yokuşlar değil mi bunlar? İkı ya- nımızdan ağaçlar, köyler hızla aİcıp gidiyor. Ne ağacı. nasıl bir köy farkı- na varamadan. Yanm günden fazla zamanda katettığimız yolu yanm sa- attealarak Bafa Gölü'ne ulaştık. Hız- la geçtik gölün yanından da. Gözü- müzyoldan aynlmıyor. Hızla tırman- dığımız yokuşlarda, "Şimdi bisiklette olsaydık nasıl da terlerdik" dıye dü- şünmekten kendimızı alamıyoruz. İş- te. şu köyde mola vermıştik. buyokuş da nefesımizı kesmiştı hani. İzmir'den Manısa yoluna saptıktan sonra da yeni oyunumuz . bisikletle geçmedığımiz bu yollan bisikletle ge- çıyor olduğumuzu düşünmek. Sık sık anı tazeb> oruz. "Biga-Çan yolu ne ka- dar gûzeldi." Y a da "Şimdi Foça'nın o güzelim koylarında olmak vardı." Ya da \ollarda, bizi yabancı turist sanıp da "Hello"nun arkasından ana avrat küfredenlen anımsayıp gülüyoruz. Peşimıze düşen çocuklara ne deme- li?.. Bitti artık, bir dahaki sefere. Sevgili İstanbul voğun araç trafi- ğivle, egzos dumanlanyla, kent giri- şındekı gecekondulanyla karşıbyor bızı. Hoş bulmadık... BİTTi ÇALIŞANLARIN SORULARI-SORUNLARI / YILMAZ ŞİPAL Bir uyarıya teşekkür S 23.8.1993 taribK Cumhuriyet'teki "Memur emekli ayhklarının hesaplanması" başlıklı yazmızın 4 no.lu bendi- nin son satmndaki, "Bu %4 oraıu 1 temmuz \e sonrası için %7'ye yükseltümiştir" ifadesindeki. buna dayalı >e deva- mı. aylık hesaplamalarınızda bir tereddüdüm oldu. Şöyle ki: 486 sayılı Kanun Hükmündeki Karamamenin 28. mad- desinden %7oranının. 15 Temmuz 1993günündenitibaren uygulanacağı anlaşıldığına göre temmuz maaşlan ayın ilk yarısı için %4 »e ikinci yarısı için %7 oranı iizerinden he- saplanması gerektiği kanısımlayım. I- Yazılanıuzdan özetleneceğJ gibi memur emekli maaş- lan: 1) Maaş katsayısıfleçarpılacak olan göstergelen a) Cenel avlık göstergesi, b) Ek gösterge. c) Kıdem avlık göstergesi, d) Özel tazminat göstergesi, 2) Taban avlık katsayısı ile çarpılacak olan gösterge: a) Taban ayltğı göstergesidir. 3) Uygulanacak olan oranlardan oluşmaktadır, II- Orneğinizdeki 34 yü 10 av hi/met süreli Sayın Avn- kat'ın durumu: 1) Göstergelen Gösterge Genelaylık Ek gösterge Kıdem göstergesi Özeüazrnrnat Toplam Temmuz ayı ılkyarı \m2J0O 375 304 D 4 479 15-31 Temmuz 1993 1500 2.300 375 532 D 4.707 (*)304= (1500 + 6100)x%4 (**)532= (1500 + 6100)x%7 III- Emekli maaşının hesabı: 1) Temmuz ayı ilk yarısı için: (1000x1775) + (4479x835)xl0I8/1200= 4.678. 528x1/2= 2339.264 2) Temmuz ayı 2. yarısı için: (1000x1775)+ (4707x835)xl018/1200= 4.840. 034x1/2= 2.420.017 Temmuz 1993 ayı maaşı.. ~.= 4.759.281 Sizden farklı sonuçlar bulmam. acaba hangi hatamdan kaynaklanmaktadır. Mevzuatta yapılan takibi hayli gûçleşen değişiklikler yûzünden maaşın hesaplanması. Cumhuriyet gazetesi- rün kareli buimacasını çözmekten daha zor hale geldi. Sağlık ve mutluluk dileklerimle saygdar sunuyorum. (B.S) YANTT: Oncelikle, Sayın B.S.'ye ilgi ve uyansı için teşekkür ediyor ve en iyi dileklerimizle biz de kendısine sağjık ve mutluluk dilıyor. saygılar sunuyoruz. 486 sayılı Yasa Hükmünde Kararname. 15 Temmuz 1993 tari- hinden geçerli olarak yürürlüğe girrruştir. Görev ayhklanrun her ayın 15. günü. emekli aylıklannm ise ayru 1. günü ödenmesi bir mantık yanlışı yapmamıza neden olmuştur. Sayın B.S. büyük bir alçakgönüllülükle yanlışı kendinde aramaktadır. Oysaki. Temmuz 1993 ayı için tüm memur emeklilerine uygu- lanan Özel Tazminat oranının %4'ten %7'ye yükseltilmesi, 15 Temmuz 1993'tengeçerlıdır. Sayın B.S.'ye. bizi uyaran ve tamamlayan, Cumhuriyet"in ger- çek sahibi olan tüm okurlanna, bir kez daha teşekkür ediyor ve saygılanmızı sunuyoruz. ANKARA N0TXARI MUSTAFA EKMEKÇİ Dur Bakalım, N'olacak? Çoktandır Erdal Bey'e "Hinthorozu" demiyordum; Başdanışmanlarından Rkret Ünlü sormuş bir gün: - Efenöim, Ekmekçi'yi okuyor musunuz? - Okuyorum, demiş Erdal Bey, bana verdiği unvanı geri almak istiyor gibi! Meclis Başkanı Cindoruk'un, 1 Eylül akşamı Meclis bahçesinde verdiği -dönerli- kokteylde, Erdal Bey'i gö- rünce: - Erdal Bey, bütün çağnlannızı aldım, SHP'nin yeni bi- nasının açılışına ilişkin olanını da, öbürlerini de; ancak hiçbirinekatılamadım, Ankara da yoktum, dedim - Zararı yok, zaran yok.. diye karşılık verdi. Ben yazıla- rını okuyorum. - Efendim, "Ekmekçi bana verdiği unvanı geri mi alı- yor ne?" demişsiniz. Öyle birşeyyok. Ben almak istemi- yorum! Güldü -Alma, alma! ded\. iki gün sonraki kurultayda genel başkanlığaadaylığını koymayacağını açıklaması. bunu sonuna dek sürdür- mesi bile, "Hinthorozu"na yakışan bir davranıştı. En demokratça davranış. birörnek. . Torbalı Belediye Başkanı Ertan Ünver'ın, ağıreleştiri- lerini "Ankara Notlan'nda yayımladığım zaman; kızan- lar bile olmuş, takılanlar: - Ertan Ünver öyle sert eleştirebilir, onları olduğu gibi yazmakzorunda mıydın?diyorlardı. Yazıyı yazan, konu- şanın sözlerini aktarırken onları -şöyle ya da böyle-pay- laşmış da sayılır! Erdal Bey, danışmanlarından Selahattin Balta, "Efen- dim, eleştihleri okudunuz mu?" diye sorunca: - Başkan haklı! demiş, Ertan haklı! 2 eylül akşamı Devlet Konukevi'nde, eskı Ankara Pa- las'ta, Cüneyt Arcayürek'in ayrılışı, Mustafa Balbayın Cumhuriyet'in Ankara temsilciliğine atanması kokteyli vardı. Artık orada ev sahibi sayılırdık; konukları karşıla- yacak, ağırlayacaktık. O akşam da hoş geçti. Dostlarla söyleştik. Bülent Tanla Istanbul'dan gelmiştı, onu çok kişiye tanıştırdım. Ali Kaymak, Hollanda'dan gelmişti, benim arkadaşım. Turan Dursun un oğlu Abtt Oursun, Ayia Adıgüzel, Saniye Başer benim çağnlımdılar. Cum- huriyet'in kokteylinde sakarlıklar da yaptım, Cumhur- başkanı Süleyman Bey'e, "Başbakan"dedim! Adamın başbakanlığına öyle alışmışız ki, cumhurbaşkanlığına alışamadım birtürlü 1 Dilim kayıveriyor, ne yapayım... Süleyman Bey kokteylden dışarı çıkıyormuş. "Bengi- diyorum " demiş ama, kolay mı çıkması? Yolunu bir sürü insan kesmiş. Onları atlatıp çıkarken, biz de Emre Kon- gar, Ali Kaymak, daha birkaç arkadaş sardırmış, konu- şuyoruz. Emre Kongar'ın kolu, benim omuzuma dolan- mış, o sırada Süleyman Bey tam bizim oraya gelmiş. Emre Kongar'a: - Bakıyorum, kolunu omuzuna dolamışsın Ekmekçi'- nin. Dostluğunuzu kıskandım! Süleyman Bey'ı sesinden tanıdım, daha yüzüne bak- madan- - Ooo, Sayın Başbakan! Bir kez dedim, artık geçti, düzeltsem de olmaz! Emre Kongar düzeltmek mi istedi ne? - Efendim, Sayın Ekmekçi, hem başbakanımız, hem cumhurbaşkanımız demek istedi! Emre'nin de özrü kabahatinden büyük mü oldu, ne ol- du? Süleyman Bey: -,O senin dediğin anayasaya aykırı! dedi. \ . - Sayın Cumhurbaşkanım, Mustafa Ekmekçi'nin ken- disi anayasaya aykırı! 4 eylül, "Torbalı Güz Etkinliklerı"n'm son gunüydü, İl- han Selçuk Ia birlikte Torbalı'ya gidecektik. Uçakla Iz- mir'e, oradan Torbalı'ya- 3 eylül cuma akşamı üstü Esenboğa yolunda bir serüveni de yaşadık. Esenboğa'- ya on-onbeş kilometre kala, bir trafik kazasında 16 ya- şında bir genç ölmüş; köylüler, yolu kapatmışlar, protes- to ediyorlar, trafiği de yönetimi de. - Başbakan gelsin! diyorlar. Arabada llhan Selçuk, Ath'la Coşkun, Serdar Kızık oturmuş, bekleşıyoruz, bir yandan gazeteyle konuşu- yor, haberi ulaştırıyoruz. "Sıvas'ta olduğu gibi, devlet burada da yok!"diyoruz. iki saat sonra yol açılıyor; uçak- lar kalkamamış, yolcusuz nereye kalksın? O yöredekiler "üstgeçit" istiyorlar; bir daha boyle kaza olmaması için. Bir polis görevlisı şöyle mi demiş: - Üst geçityapılsa siz yine alttan geçersiniz! "Torbalı Güz Etkinlikleri'n'm beşincisi bu. Dört yıldır sürer, taa 1989dan beri. Hiçbirşeyolmaz. Sıvasolayla- rından sonra, yönetimlerin bir "toplantılan yasaklama" sayrılığı mı tuttu ne? Ya erteliyor ya yasaklıyorlar. Erte- lemek de yasaklama demek değil mi? Gününde yapıl- mayan toplantı neye yarar? "Demokrasi ve Gülmece" konulu açıkoturum, "iptal" edilmişti ama, konuşmacılardan Aziz Nesin toplantıdan üç gün önce Torbalı ya gitmişti Yanında oğlu Ali Nesin - le arkadaşı Ayben Kop da vardı. Sıvas olaylarından be- ri, Aziz Nesin ilk kez bir etkinliğe çağrılıyordu. Sıvas olaylarının sorumlusu Aziz Nesinmiş gibi ortalığa bir yıl- gı salınmıştı. Torbalı'da bu yılgınlık kırıldı. "Tercüman"- ın kışkırtıcı yayınları boşa gitti! Açıkoturum yerine, "Öe- şikçioğlu"nda basın toplantısı yapıldı. Yılmaz Güney'in ölüm yıldönümü geçti. Samim Koca- göz öldü, dün Söke'de toprağa verildi. Mahmut Drker- dem, sayrıevinde yatıyor. BULMACA 1 2 1 8 SOLDAN SAĞA: 1/ Beyin dokulannda bu- lunan ve morfın kadar güçlü ağn kesid özelliği 2 olan bir grup proteinin „ ortak adı. 2/ Yüzü ince havlı yumuşak deri... Bir 4 yanşın belirlı uzakbğı g kapsayan bölümlerinden her biri. 3/ Oy... Gözleri 6 görmeyen. 4/ Düğme ve -, süs eşyası yapırrunda kul- lanılan bir deniz kabuk- lusu... En kısa Z2nnan süresi. 5/ Ticaret eşyası... Titreme, titreyiş. 6/ Bütün may- munlan içine alan memeliler takı- mı. 7/ Genellıkle buzdolabımn oylumunu belirtmekte kullanılan birölçü birimi... Antalya'nın biril- çesi. 8/ Mehil... Düşman. 9/ Bir nota... Birayadı. YUKARIDAN AŞAĞIY A: 1/ Metal ya da tahta üzerine kanl- dıktan sonra basılan resim... Top- rağın nemi. 2/ Çıplak vücut res- mi... Anadolu'nun kırsal kesimin- de erkekler arasında düzenlenen yaren toplantılanna verilen ad. 3/ fstanbul'un eski adlanndan biri. 4/ Arthur Haüey'in ta- runmış bir romanı... Sıvaa araa. 5/ Patika, keçiyolu. 6/ Demi- rin simgesi... Voleybol ve teniste servis atışı sırasında topun fıle- ye değmesi... Şaşma belirten bir ünlem. 7/ Verme. ödeme... Bir alasımdaki madenlerin ergime derecesi farkından yararlanarak bunlan birbirinden ayırma ışlemi. 8/ Üstünde.namaz kılınan küim, post gibi şeylerden yapılmış seccade. 9/ Üzeri ekmek kı- nnülanyla kaplanmış yiyecekler için kullanılan sözcük... Hûse- yin Rahmi Gürpmar'ın bir romanı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle