20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 EYLÜL1993 ÇABŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN Eskikomünistler sahneyiterketmiyor V arşova'da genç işkadınlan, işadamlan ve üniversite öğ- rencılen. kent merkezindeki Pizza Hut'ta yer bulabılmek için sa- atlerce sıra beklemeye razı. Bu in- sanlarla eski Polonyah komünistler arasmda bir bağlantı kurmak, nere- deyse olanaksız. Polonya da komünist rejimin dört yıl önce çökmesine karşın eskı komünistler. Demokratik Sol İtti- fak (SLD) çatısı altmda yeniden bir- leşti Genel seçimlere bir hafta kaJa yapılan kamuoyu yoklamasında. SLD'nin, çoğunluğu alamasa da azunsanmayacak bir oy potansiyeli- ne sahip olduğu ortaya çıktı. 19 yaşındaki ekonomi öğrencisi Rafel Czarnecki, Polonya'da son yı- 1larda uygulanan pazar ekonomi- sinın, yeni işadamı tipini ortaya çıkardığını söylüyor. İlk kez oy kullanacak olan Rafel, oyunu eski Komünist Partisi'nın yerine kunılan Demokratik Sol îtti- fak'a vereceğini açıklıyor. Ko- münistlerin zaman içinde deği- şim geçirerek eski görünümleri- ni terk etmek zorunda kaldı- klannı öne süriiyor. 40 yıl süren Komünist Parti yönetıminden sonra üçüncü kez yapılacak genel seçimler önce- sinde, kamuoyu yoklamalan. eski komünistlerin öndegittiğini göstenyor. Komünistlerin he- men ardından Polonya Köylü Partisi geliyor. Köylü Partisf yle başabaş ya da hemen sonra ge- len Demokratik Birlik Partisi, bugünkü Başbakan Haıma Suc- bocka'nın pazar ekonomısıni des- tekleyen merkez partisi. 39 yaşında- ki Aleksander Kwasniewski önderli- ğindeki eski komünistler, gelecek se- çimde yüzde 15 ya da 20'den fazla oy alabıleceklerini sanmıyor. Yine de 1991 seçimlennde aldıklan yüzde 8'lik oranı iki katına çıkarmış ola- caklar. Çlje jN'etu Jjork STımes dışına taşacak. Eski komünistlerin son günlerde bu kadar taraftar toplaması, Kvvas- nievvski ve onun partisine duyulan inançtan ve güvenden kaynaklan- mıyor. İküdardaki Hanna Suchoc- ka hükümetine karşı duyulan güve- nin zayıflaması. komünistlerin güçlenmesine yol açıyor. Batılı gözlemcilere göre, bugün Polonya'run ekonomik göstergeleri çok umut verici: Geçen yıl yüzde 1 dolaylannda seyreden gayrisafi mil- lı hasıla artışının, bu yıl yüzde 2 ya da 3 obnası bekleniyor. Pofonya, böylece Avrupa'nın en hızlı büyüme hızına sahıp ülkesi konumuna gele- Polony alı komünistlerin son günlerde bu kadar taraftar toplaması, Kwasniewski (sağda) ve onun partisine duyulan inançtan kaynaklanmıyor. İktidardaki Sucbocka hükümetine karşı duyulan güvcnin zayıflaması, komünistlerin güçlenmesine yol açıyor IIMPnin sınırlan dar gelebilir Demokratik Sol İttifak (SLD), koalisyon ortağı olarak yönetimde söz alabılecek. Sıyası gözlemciler, Polonya'da seçimlerden sonra orta- ya çıkacak yeni hükümetin. iktidar- daki hükümete oranla özelleştirme- ye ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) isteklerine daha az ödün ve- receği kanısında. Böyle bir koalis- yon, büyük bir olasılıkla sosyal hiz- metlere ağırlık verecek; böylece büt- çe açığı. IMF'nin koyduğu sınırlann ingiltere Tom Cruise'dan tarikata 600 milyar bağış H aber Merkezi - İngiltere"nin en zengin bölgesi, Londra ile sahil kenti Bristol arasında kalan yöre, dünya çapında etkinlik gösteren mezhep ve tarikaılann karargahlan icın en gözde belde haline geldi. Londra'mn, yaklaşık yüz kilometre güneyindeki East Grinstead kasabası çevresındekı geniş arazilerde gözlerden uzak. kale gibi karargahlar kuran mezhepler arasında. Amerikalı fılm yıldızı Tom Cnrise'un üyesi olduğu Scıentology Kalisesi de bulunuy or. Cruıse'un en son 50 milyon dolar (600 milyar lira) yardım yaptığı Scıentology Kilisesı, East Grinstead'in doğusundaki ormanlıklar içinde, yüksek taş duvarlarla çevrilı. kaleye benzer ka- rargahta etkinlik göstenyor. 1950'lerde bilim kurgu yazan Ron Hubbard tarafından kurulan mezhebin. bölgede çoğunluğu zengin 2 bın dolayında üyesi olduğu belirtiliyor Ehis Presley'in dul eşi Priscilla Presley ve John Travolta gıbı ünlülerin de aralannda bulunduğu mezhep üyelerinin dini kitaplan ise, Hubbard ın "Diyanetik" adlı yapıtı. Sdentology Kilisesi üyeleri, insan beyninın tam gücüne ancak "reaktif zihnin" temızlenmesi ile ulaşılacağına inanıyor. IGarip mezhepler Yine East Grinstead kasabasını ka- rargah seçen Antroposofık Cemiyeti ıse, Hıristiyanlık ile Doğu dinlerinin kanşımmdan oluşuyor. İnsan beyninin ruhlarla temas kurma yeteneğıne sahip olduğunu savunan mezhebin, kasaba yakmlannda büyük eğitim tesisleri bulunuyor. Büyücülük. Asatru ve Şamanizm inanışlannm kanşımı olarak görülen Pagan Federasyonu da kasabamn batısında toplantılar düzenliyor. 1971 yılında kurulan federasyonun yönetıcılennden kadın büyücü Davm Dubious, "Bizim toplantılarda seks çılgınlıklan yaptığırnız iddia edüiyor. Ancak, biz piknik yapmayı ve oyun oynamayı daha çok seviyonız" açıklamasını yapıyor. cek. Aynca. kamu sektörü üretimini de içeren sanayi üretımi. bu yıl bü- yük artış gösteriyor. Ne var ki. ışsizliğin yüzde 15'Ierde seyretmesi, emekli aylıklannın ye- tersizliğı, madalyonun öbür yüzü. Ekonomi öğrencisi Czarnecki, sağlık ve eğitim için daha fazla yatı- nm yapılması gerektığini vurgu- layarak. "Varşova'da cankurtaran- lar acınacak durumdayken. Lirvan- ya'ya giden Papa için neden helikop- ter tahsis ettiğimizi anlamıyorum?" diye konuşuvor Aynca, Katolik Kilisesi'nin ülkede etkinlik kazan- masından son derece büyük ra- hatsızlık duyuyor. Kürtajın yasak- lanmasını. okullarda dini eğitımin yaygınlık kazanmasını. dini inanç- lann politikaya alet edılmesıne bağlıyor. Kilısenin günlük yaşama bu kadar girmesi. komünıstİeri. dış görünüşlennı değıştirmeye zorlu- yor. Polonya komünistleri, Av- rupa'daki sosyalist partı üyelenne öykünerek, genç işadamı görünü- münü kazanmaya çabahyor. Kvvas- nievvski'nın, elinde seyyar telefonla günlük gazetelerde boy göstermesi. Komünist Parti lidennin de değişim modasına ayak uydurduğunu gös- teriyor. Polonya, eskiye duyduğu özlem- de yalnız başına değil. Doğu Avru- pa ülkelennde komünızmin çökü- şünden sonra demokrası adına yapılan yanlışlıklara tepki olarak, düzen ve güvenlık sağlayan eski yö- netimlere özlem başladı. Polonya örneğindeki gibi. kimı Doğu Bloku ülkeleri, komünist rejime geri dön- mek isterken, kimisi de romantık bir yaklaşımla 2. Dünya Savaşı'ndan önceki dönemi tercih ediyor. Çek Cumhurbaşkanı Vaclav Ha- vel, ABD'nin Georgetovvn Üniversıtesi'nde yaptığı bir konuşmada. komünizmin apar topar yıkılması sonucun- da ortaya cıkan yoz akımlann, Doğu Avrupa'da eskiye özle- mı başlattığın) ilen sürdü. Dini inançlann politikaya alet edil- mesi. tutuculuk. yabanalara karşı kin ve nefret tohum- lannın ekilmesı. komünizmin sağladığı birlik ve beraberlık kavramını araıtığını belirtıi. Havel'in konuşmasında üze- rinde özellikle durduğu kav- ramlar, eski Dayanışma lıden Lech VVaJesa'nın son girişimle- rinde açıkça görülüyor. İki ay önce kurduğu Partilerüstü Re- form Hareketi adlı partı. eski değerlere dönme arzusunu temsil ediyor. Polonyalı bir gazetecı, Walesa'nın son atılımını yersiz bulduğunu belirterek. "Wale- sa geçmişle oynajarak kendine yer edinmeye çabalıyor. Geçmiş sürekli yüceltiliyor, komünistlerden önceki dönemde herşeyin yolunda olduğu görüntüsü \eriliyor. İnsanlar o dö- nemde evlerin yüzde 20'sinde sularm aktığını, ortalama insan yaşamının çok ktsa olduğunu unuttulâr herhal- de" dıyor. Komünistlerin giderek güçlenme- sinin ardında yatan nedenlen, 45 yaşmdaki fınncı Jan Binkowski şöy- le özetliyor: "Komünistler kırk yd boyunca yabana atılmayacak yöne- rim deneyimi elde cttiler. Kırk >ı)da birçok girişime imza atıp birçok ko- nuda başanlı oldular. Bir de komü- nizmin cöküşünden sonra geçen 4 yıla bakın. Işsizler 4 mihona ulastı, kamu kuruluşlarının birçoğu kapatılırken pek çok işletme de topu dikri." JanePerez ı ii 1 • • • i Endonezya'da Allah nzası ıçın mıdeyen.. ı.™»V?* J Dağlan nda Yalı yerlileri, 10 bin yıl boyunca hiç kimseyle iletişim kurmadan yaşadı; ta ki 1967"dc mısj'onerler bölgeye gelinceye kadar Şimdi Yalilerin çoğu kiüseye gidiyorveTann'nınvarlığını kabuletmişgözüküyor. Ancak buarada bazı misyonerlerafiyetleyendı. Yalıler. bugün bileulaşımın hemen hemen hiç mümkün olmadığı balta girmemiş ormanlarda yâşıyor. Yaşadıklan Endomen bölgesine ancak hafifuçaklaria uiaşılabilıyor. Ancak bölgede. bazı yerleşim binmlenne ulaşım için uçak yolculuğundan sonra iki üç gün yürümek gerekıyor. Bölgeyegelcn ilk misyoncrler, 1967 >ılında Amerikalı Stanley Daie ve Av ustralyalı Bruno de Leuuw oldu Kendilenni korlemesıne balta gırmemış ormanlara atan bu iki misyoner. Ninıa köyüne geldı. Burada. üç dört ay sürecek bir çalışma sonucunda küçük uçaklariçın havaalanı yapılabilecek birpıst buldu. Ancak bu işiçin birkaç yüz Yalı yerlisinin yardımı gerekiyordu, ama yerliler bu işeyanaşmadı. Bir sonrakı yıl. Stanley Dale. bu kez Phil Masters ile birükte Endomen << > bölgesine geldi ve Seng Vadisı'ne doğru ılerledi Bu vadide bugün bile tjfa- şımı sağlayacak bir havaalanı bulunmuyor. Burada yerleşim ıçın uygun bır alan ararlarken yerliler tarafından yakalandılar, öldürüldüler ve mide- ye mdınldiler. Yali ycrlilerinin son on beşyıl içinde en kanlı rahipyeme olavlanndanbiri. 1974yılında yaşandı. Yerlı bırrahipvel2yardımcısıöl- dürüldü \ e yendi. Nipson'da yaşanan bu olay, misyonerler ile yerliler ara- sındakı çekışmede yaşanan son önemli olaydı. Menem'in nasıvyapcm tangolan £t îîîon^t Y irmi vıldır Buenos Aires çocuk hastanesinin kapısı- nda gazete satan Dario. öfkesini gizlemiyor: "Menem, Claudia Schiffer'ı ya da Alain De- lon'u karşılayacağına sokaklarda bir rur atsa daha iyi eder." Güne- yin soğuk kış rüzgarına karşın bir- çok aile, kapıda sıraya girmiş beküyor. Bir kısmı ülkenin iç ke- simlerinden, bir kısmı da başken- rin fakir kenar mahallelerinden günün ilk ışıklanvla hasta çocuk- larını alıp gelmiş. Bir doktorla gö- rüşebilmek için daha uzun saatler kapıda bekleyecekler. Başkentin tüm hastanelerinin önünde bitmek tükenmek bilme- yen kuyruklar \ar. Son beş yıl içinde hastaların sayısında yüzde otuz artış göriilürken, hastane personelinin sayısı yüzde yetmiş düşüş kaydetti. Sağlık, eğitim ve adalet konularındaki cksiklikkr, Carlos Menem"in eleştirilmesine neden oluyor. Son iki >dda Me- nem'in popülaritesi yüzde yetmiş- ten yüzde kırka indi. Sokaktaki adam, Ekonomi Bakanı Domingo Cavallo'nun \ıllardır en büyük sorun olan enf- lasyonu etmesini takdir edivor. Enflasyo- nun kontrolüyle ekononüde istik- rar sağlandığım düşünüyor. Ama Peronist Cum- hurbaşkanı Menem'den. seçimler- de verdiği toplumsal hizmetlerin iyileştirileceği sözflnü tutmasını isrijor. Dario'ya göre iki Arjantin \ar. Bir yanda emekliler, sefil maaşla- • Arjantin Cumhurbaşkanı jet sosyetenin yıldızlanyla kontroi dansederken, toplumsal hizmetlerin önündeki bekleme kuyrukları uzuyor ruıı almak için bankaların kapn sında beklerken \e hiçbir sosyal gûvenliğe sahip olmayan evsiz barksızlar, potis tarafından zorla bdirli bölgelere süriilürken, öte yanda Menem. dün\aca ünlü bir mankenle >a da bir Fransız sine- ma oyuncusuyla çene çalıyor. Bu- enos .\ires'e ge- \en yabancı sa- natçı ve yıldızlar, Başkaniık Sa- rayı'nda ağı- rlanıyor ve tete- >izyonda yayı- nlanan kısacık görüntüleri için büyük ücretler alıvorlar. Carlos Menem'in Gina Lollobrigida, Sophia Loren ya da Ornella Mu- ti'yle yediği yemekier, Brezilya futbolunun tanrısı Pelc'yle ya- pılan tango, bazı Arjanrinlilcre, rüyalarına giren o güzel dünyada yaşadıklan hissini veriyor. Halkm büyük bir kısmı için bu saçmalık- lar. yalnızca cumhurbaşkanının uçarı göriintüsünü pekiştiriyor. Arjantin'de yasam, ABD ya da Fransa'daki kadar pahalı. Seyyar telefonlarıy la gezen yuppiJer ken- rin güzel semtlerinde otururken ül- kedeki asgari ûcref. yaklaşık 700 dolar (8.5 milyon lira). Bu ücret her ne kadar yüksek görünüyorsa da, ülkede üç yıMır devalüasyon yapılmadığı gözönüne alındığı- nda, australin (Arjantin'in yeni para birimi) alım gücünün hayli düştüğü anlaşılıyor. İşsizlik >Qzde 9.9'a uiaşmış dunımda. Ülkedeki sosyal hizmetlerin eksikliği ve dengesizliği, tüm çevrelerden tep- ki alıyor. Birkaç hafta sonra yapılacak seçimlerde, Menem, iki tarafı da iyi idare etmek zorunda. Christine Legrand Waldheim'ınfaşistliğidünekadarnedensaklandı? ehc;NVtu jjork ehncs K urt VValdheim'la ilgıli yazılan yeni bir kitap, BM eski genel sekreterinin, savaş döneminde 1 Alman ordusuna hizmet ettiğini. ünlü Nazı avası Simon VViesenthal'ın orta- ya çıkardığmı ve bu sırn sakladığını ileri süriiyor. Savaş suçlannı araştıran Eli Rosen- baıun ve V\illiam HofTer tarafından yazılan kitapta, Waldheim'ın, Nazi'- lerle işbirüğinı gösteren sağlam beige- ler bulunduğu ve bu belgelerin, Wie- senthal'in yardımı olmaksızın gizlen- mesinin söz konusu olamayacağı iddia ediüyor. Kitapta. İsraillilerin 1979'daki sor- gulamalan sırasında, VViesenthal'in, VV'aldheim'ın ısmini yanlışhkla temize çıkardığı, sonra da kendi ününü tehlı- keye atmamak ıçın savaş suçlanyla ıl- gili yeni kanıtlan ortadan kaldırmaya çalıştığı söyleniyor. "Betrayal-İhanet" isimli kitap, bu hafta içinde, yayımcısı "St. Marün's Press'" tarafından kıtapçılara dağıtıla- cak. VViesenthal, kıtabı, daha önce de görüşlerinin çatıştığı, Dünya Yahudı- ler KongreM'nin güttuğü kan davası- nın bir ürünü olmakla suçluyor. VViesenthal. kendisiyle yapılan tele- fongörüşmesınde.VValdheım'ıasla "te- mize çıkarmadığf'. BM eski genel sek- reteri ve Avusturya cumhur- başkanının, savaş sırasındaki etkinliklenyle ilgıli olarak kımseyi yanlış yönlendinmedi- ği konusunda ışrar ediyor. VViesenthal, İsraillilerin yü- rüttüğü soruşturma hakkında "Bana, SS miydi, Nazi miydi diye sordular" diyor ve ekli- yor: "Kimse savaşta ne yaptığuu soımadı." VViesent- hal. bu tartışmanın, hayatta kalan Nazileri zevkten dört köşe etmiş olacağını da sözte- rine ekliyor. VValdheim da. geçen hafta kendisiyle yapılan söyleşıde, Wiesenthal"i. kanıt yokluğun- da birilerini suçlaması ıçın yapılan baskıya karşı direnen "dürüst, doğru" bir insan ola- rak tanımladı. "Bütün bu yonımlar, başuna çorap örmek isteyen belii çevre ve kişi- ler tarafından yapüdı" diyen VValdhe- im, savaş suçlanyla ilgili olarak da. "Yaklaşık yanm yü/yıl sonra, kimse bürün ayrıntıları anunsayamaz'* diye konuşuyor. Rosenbaum. gerek 1980 -84 yıllan arasında çalıştığı Adalet Ba- kanlığVnın Nazı soruşturmalan büro- sunda, gerek daha sonra Dünya Ya- • Naziavcısı Wiesenthal'in. Waldheim"ın isminı yanhşhkla temize çıkardığı. sonra da kendi ününü tehlikeye atmamak için savaş suçlanyla ilgiliyeni kanıtlan ortadan kaldırma^a çalıştığı öne sürülüyor hudiler Kongresı genel kurulunda ust- lendıği görevde. VV'aldheim'ın 1986 yılında Avusturya cumhurbaşkanlığı seçımi kampanyalanndd da gündeme gelcn, savaş dönemine ait pek çok bel- geyi açığa çıkarmıştı. 1988'de özel so- ruşturmalar bürosuna yeniden katılan Rosenbaum. kıtabının resmi görevıyle bir ilişkisi olmadığını ve ABD hükü- metinin görüşierini yansı- tmadığını söylüyor. Kıtabın diğer yazan Hofier'ın. Bılly Hayes'in "Geceyarısı Eksp- resı" dahıl. pek çok kitapta. ikincı yazar olarak imzası bulunuyor. "Betrayal". Berlin Dokü- mantasyon Merkczi'nde bu- lunan Fransızlann deneti- mindeki arşivde, 1979*da yapılan gizemli bir araştı- rmaya dayanıyor. Araştı- rmaîar, VValdheim'ın. 2. Dünya Savaşı sırasında, daha sonra işlediğı suçlar- dan ötürii asılan General Alexander Löhr'ün komu- ta>.ındaki bırliklerde \aizbaşı olarak çalıştığını ortaya koymuştu. Savaş yıllanyla ılgilı belırsiz tanımlamalar yapan VValdheim. uzun za- man. 1941 yılında Rus cephesinde ya- ralandığını ve hukuk öğrenımi ıçın Vi- yana'ya döndüğünu iddia etti. VValdheım'ın. yakalanan parli- zanların ve destekçılerının öldürulme- si için 1942 yılında Alman ordusuna verdiği emir; Bosna. Kozara'daki si- villerin sınırdışı edilmesinde oynadığı rol: Waldheım'ın Yunanıstan'daki, Yahudılerin çoğunlukta olduğu bir bölgeyi "direniş hareketinin merkezi" olarak tanımlamasından 5 gün sonra, Alman birliklerinin topluluğa saldı- rması... Kitap, VVıesenthal'in bunlara karşın VVaJdheim'ın yanında tavır al- mayı sürdürdüğünü öne süriiyor ve VVisenthal'i Adotf Eichmann ile öteki Nazi kaçaklannm yakalanmasındaki rolünü abartmakla suçluyor. Adını. Nazi avası VViesenthal'den alan, ancak ondan bağımsız calışma- lar yürüten Los Angeles'taki soykınm enstitüsü "Simon VViesenthal Mer- kezi'nin başkanı Manin Hier. VVald- heim'ın durumuyla ılgilı görüş farklı- lıklan olduğunu kabul etmekle birlik- te. "Simon VViesenthal olmasaydı, bu çalışmaların hiçbiri gerçekleşmezdi. Kavgaya, sa\aşın bittiğinin ertesi günü başladı. Bu yolu o açtı" diyor. Nobel Banş Ödülü sahibi Eli Wie- sel, kitabın kapağına yazdığı yazıda, kitabın ustalıkla yazıîdığını ve çok önemli olduğunu söylüyor. ama ken- disiyle yapılan bır söyleşide. VViesent- hal'le kışısel bır tartışmaya gırmek is- temedığını belırtıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle