23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İ1AĞUST0S1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN Afrikalılar petrodolarlannpeşinde 4TÇOURRIER Afrika ülkeleri, Körfez Savaşı öncesinde milyariarca dolar yardım aldıklan zengin Körfez ülkeleri Su- udi Arabıstan, Kuveyt, Birleşik Arap Emırlikleri, Umman, Katar ve Bahreyn ile ilişkileri yeniden can- landırmayaçalışıyor. Körfez Savaşı nedenıyle son dönemde yardımlar- da bir azalma gözleniyor. Araplar, Afrika'ya yardım ya- parken Müslüman ülkelere ya da Müslüman çoğunluğun yaşadığı ülkelere öncelik veriyor. 1973 ile 1990 arasında İslami Kalkınma Bankası'nın yatınmlanndan en çok yararlanan ülkeler Libya, Mısır, Cezayir, Fas, Senegal, Nijer, Moritanya, Kamerun, Sudan ve Gine gibı Müslüman çoğunluğun yaşadığı ülkeler. Bazı yatınmalar Müslûmanlann azınhkta olduğu ülkeleri seçerek Müslümanlaştırma politikalannı uygulamaya çalışıyor. Örneğin Kaddafi halkın sadece yüzde birinin müslüman olduğu Mono'da dev bir cami yaptırdı. Camınin büyüklüğü ile Müslûmanlann sayısı arasında büyük bir uçurum var. Libya gjbi ülkelerin bu tür Müslüman yanlısı ginşimleri bazı Afrika ülkelerince olumlu bulunmuyor ve bu ülkeler Arap sermayesiyle ilişkileri ni sınırlı- yor. Ancak, son yıllarda Araplar"ın Afrika'ya yatınm ve yardım oranla- nnda düşüşler görülüyor. 1986'da 643 milyon dolar olan Arap yaü- nmlan 1990'da 103 milyon dolara düştü. Bu nedenle, Körfez Savaşı sonrasında Afrika ülkeleri işbirliği ginşimlerine hız kazandırdı. Bugün tüm dünya ekonomileri sı- kınü içinde. Körfezin petrol monar- şileri bu sıkınüh ortamdan paylannı abyor. Suudi Arabistan'm rezervleri eridi. 1992'de, ödemeler dengesi 4 milyar dolar açık verdi. Kuveyt ise savaşın izlerinden kurtulmaya çalı- şıyor; ulusla- rarası yardı- mlara ağırlık vermek yerine ülkesinin ye- niden yapı- lanmasıru ön plana koydu. Kuveyt'in sa- vaş izlerini yok edebilme- si için 50-100 milyar dolara gereksinimi var. Tüm bu olumsuz eko- nomik koşul- lara karşın Afrikalılar Araplar'ın daha çok yardım yapabileceğmi dü- şünüyor. Yardım için Batı ülkeleri- ne değjl. Arap ülkelerine gidiyorlar. İsraıl'e boykot sonrasında Arap uluslan Afrika'ya karşı cömert dav- randı. 1973'den I984'e kadar mil- yariarca dolan Afrika ekonomisine akıttılar. 1980'de Suudi Arabisıan yardım sıralamasında ABD'den sonra ikinci sıraya yerleşti (Sırala- ma GSMH'- nın yurtdışı yardıma oranına göre hesaplanı- yor). Daha sonraki yıllar- da Afrika'ya akan petrodo- larlar azaldı. 1986'da 643.6 milyon dolar- dan 1988'de 237 milyon dolara düştü. 1991'deyse, Körfez Savaşı öncesinde. 109 milyon dolara indi. — ^ ^ — - ^ ^ ^ Arap ülkeleri- nin Üçüncü Dünya ülkelerine yaptığı yardımlar arasında Afrika, 1986'da yüzde 16.7 pay alırken, Körfez Savaşı öncesi bu oran yüzde 8'e düştü. Bugün Batılı ülkelerin aşın tutumluluğu karşısında Afrika ülkeleri Araplarla işbirliği nitekrar canlandırmayı çıkarlanna uygun buluyor. Arap ülkeleri Afrika'ya daha çok yardım yapıyor. Örneğin Kuveyt yardım için GSMH'sinin yüzde sekizini ayınrken Batılı ülkeler yalnızca GSMH'lerinin yüzde birinden azını ayınyor. Son yirmi yıldır Afrika'ya yatınm yapan birçok Körfez ülkesi ve kuru- luşu var. Bunlann başında Suudi Kalkınma Fonu. Abu Dabi Ekono- mik Kalkınma Fonu, yabancı Arap-Libya Bankası, Kuveyt Dış Kalkınma Fonu geliyor. İki yanlı yardımlarda bulunan bankalann sayısı da oldukça kabank: İslami Kalkınma Bankası, Arap Kalkı- nma Fonu, Dar el-Maal el-lslami Yatınm Şirketi. Afrika Sosyal ve Ekonomik Kalkınma Arap fonu. Arap-Afrika işbirliğiyle- bugüne kadar birçok şey gerçekleştirildi. Bunlar arasında yol yapımlan, büt- ce yardımlan, cami ve islami okul yapımlan, ortak sermayeli şirketler, fınans kurumlann kunilması sırala- nabilir. Arap yardımırun azalmaya başlaması, israıl'e karşı Arap-Afri- ka birliğindeki çatlaklann açılması- na neden oldu. Afrika-Arap ihşkilen uzmanı Rene Otayek şöyle dıyor: "Güney Sahara'da her zaman gündemde olan Filistin sorunu, İsrail ile olan Uişkile- rin düzelmesini engelliyor. Ancak ilişkilerin iyileşmcsi geri döndürüle- mez bir eğilim. 70'lerde temeli atüan Arap-Afrika ilişkileri projesi böylece başansızlıkla sonuçlanıyor." Afrikalı bir bakan şöyle diyor: "Bazı petrol ülkeleri Afrika'ya yatı- rım y apmay an BCCI bankası yüzün- den çok şey kaybetti.". Bu ülkeler- den Suudi Arabistan'm uyuşturucu parası trafığine kanştıktan sonra batan BCCI bankasında milyariar- ca dolannı yitirdiği biliniyor. Suudi Arabistan bugûne kadar bu miktan açıklamadı. Aynı bakan Afrika'ya yapılan yıllık yardım toplamıyla Kuvevt Savası'nın fınansı için Kör- fez Ekonomik İşbirliği Kurulu'na bağlı ülkelerin yardımının toplamı arasında bir karşılaştırma yapıyor. Bir tarafta 109 milyon dolarlık Afn- ka yardımı, öteki tarafta 80 milyar- lık Kuveyt Savaşı. Bu yazı Fas ta vaytmlanan Opinıon 'da yer almıştır. Sovyet Uzayı satışa çıkıyor • Sovyet Uzay Programı'nda kullanılan eşyalar, arahk ayında Londra'daki Sotheby's müzayedesinde satışa çıkanlacak. Sbf iN'rt» jjork fömrs Moskova dışında bulunan Sovyet Uzay Merkezi Yıldız Kenti'nin ün- lüleri astronotlann anılan Sotheby'- s'deki müzayedede canlanacak. Astronotlar şimdiye kadar sakladı- klan maceralan tüm dünyayla pay- laşacak. Müzayedede satışa sunulacak yûzlerce eşya arasında üç kişi için inşa edilmiş bir uzay kapsülü, ınsan boyutlanndakı deneme için uzaya gönderilen insan boyutlanndaki kukla, Ay'da mekanik yöntemlerle toplanmış ve dünyaya gönderilmiş taş parçalan. Sovyetlerin hıç kullan- madıklan bir uzay giysisi, uzay uçu- ş.unu bütün aynntılanyla yaşamış Konstantin £. Tsiolkovsky nin tarihi eser nitelığindeki inceleme yazılan buhınuyor. Müzayedeyi düzenleyen David N. Redden'e göre gösterişsiz parçalann bile değeri çok yüksek. Örneğin, Mir uzay ıstasyonunda gecen uzun aylar süresince, astronotlar çatal ve kaşıklann üzerine anlaşılması güç şekiller çizmiş, genellikle onlara dunyayı hatırlatan ağaç, sokak re- simleri yapmayı tercıh etmiş. Redden, Sovyet Rusya'ya, Sot- heby's'dekı müzayede nedeniyle yaptığı gezıler sırasında, Ruslann yaşamın aynnülannı öyküleştirme tutkusünu keşfetmiş. Bir öyküde, yıpranmış bir uzay eldiveni yedi sa- atlik bir uzay yürüyüşüne çıkan ast- ronotun kötü anlar yaşamasına ne- den olur. Başka bir hikayede ise ast- ronotun, uzay gemisinin parcalanışı sırasında telaş içerisinde bir öncekı uçuştan kalan fındık paketlerini topladığı anlatılır. Redden'e göre bu öyküler, uzayda ilk yürüyen insan olan Albay Aleksei Leonov'un eşya- lan gibi paha biçilmez. Leonov, dünyaya Paha biçilmez döndüğün- anılar d e 3 gün su - ren bir tipi altında Ural dağlannda kalır. Kap- sülün dışında bir ateş yakmayı ba- şanr. Bir Rus ayısı tarafından karla kaplanmış uzay gemisinin içine ko- valanıncaya kadar bu ateşle ısınır. Redden, uzay yolculuğunun insani boyutunun, uzayda kullanılan eşya- larla ılgili anılar anlatıldığında orta- ya çıktığıaı söylüyor. Nikita S. Krtışçev'in, uzaydaki ılk insan olarak anılan Albay Yuri Ga- garin'e gönderdiği kutlama telgrafı tarihi bır eser olarak kabul ediliyor. Gagarin'in yol arkadaşı Binbaşı German S. Titov'un tarihe katkılan ise küçümsenemez. Titov, uzayda ilk yemek yiyen kişi. Müzayedede, Titov'un, üzerinde horoz simgesi bulunan catah satışa sunulacak. Ruslar, Amerikahlann tam tersi- ne, uzay yolculuğunu halka duyur- makiçin hiçbir ön hazırlık yapmadı. Albty Gagarin dünyaya iniş yapt ğında u Beni uzay için hazuiadı- lar, -nilyonlarca insanın önûnde ko- nuşnak için değil" demışti. SVtheby's, anlaşmalan, astronot- lar ye uzay giyim fabrikası Zvezda gibi iretimıni sürdüren fabrikalarla yapj/or. Redden'in olayın parasal degeri hakkında hiçbir duşüncesi ol- manakla bırlikte manevi değerinin farknda. 11 arabkta yapılacak mü- zayeieden önceki bir hafta süresin- ce, >u eşyalar halka sergilenecek. Eşyılar, Sovyet uzay programının sünecli yınelenen ve yenilenen Ame- rikaı programından çok daha kab- teli tlduğunun kanıü. Francis X. Clines Ülkedeki 10 bin kişilik Amerikan askeri birliğinin, Amerikah sivillerin Panama ekonomisine sağladığı 500 milyon dolann (gayri safı milli hasılanın yaklaşık onda biri) kaybı halkta endişe yaratıyor Panamalılar KanaFı tarüşıyor ABD, Kanalı 2000 yılında Panama'ya devredeoek; genç demokrasinin kanal kenanndaki önceden devredilmiş mülkleri kötü yönetmesi halkta kuşku yaratıyor ?tou jjork eimcs 51 mil uzunlu- ğundaki Panama Kanalı ve çevresindekı 500 mil karelik alaıun sorumluluğu 2000 yılında tamamen Panama hükümetine devredib'yor. Yakın zamana kadar Kanal'ın bütün sorumluluğunu üstlenmekten gurur duyacağını açıklay an Panama halkı, şim- di küçük ülkelerinin bu dev ödülü sındirip sin- diremeyeceğini konuşuyor. Tamamlandığı 1914 yılından beri ABD'nfn kontrolünde bulunan Kanal. pek çok halk ayaklanmasınm da esin kaynağı olmuştu. Ka- nal üzerinde egemenlik hakkını elde etmek Pa- namahlann en büyük rüyasıydı. Panama yetkililerine, devredilen üslerle ne yapacaklan sorulduğunda gözlerinde hemen bir panltı beliriveriyor. Büyük üniversitelerden, çağdaş limanlardan, yüz milyonlarca dolar ka- zanmaktan söz ediyorlar. Ne var Vi henüz oldukça genç ve geleceği be- lirsiz olan demokrasiye yeterince güven duyula- mayışı, Kanal çevresindeki şu ana kadar devre- dilmiş olan mülklerin kötü yönetimi, bazı kuş- kular yaraüyor. En önemü endişe kaynağı, ülkedeki 10 bin ki- şilik Amerikan askeri birliğinin, Amerikab si- villerin Panama ekonomisine sağladığı 500 mil- • yon dolann (gayri safı milli hasılanın yaklaşık onda biri) kaybı. Ülkenin önde gelen gazetelerinden, La Pren- sa'nın mayıs ayı içinde düzenledıği bir anket de endişeleri açığa çıkardı. Ankete kaülanlann yüzde 71'i Amerikan üslerinin 2000 yılından sonra da ülkedeki varlığını sürdürmesini ya ka- bul ediyor ya da bunun iyi olacağını düşünü- yordu. Buna karşın yalnızca yüzde 18'lık bir kesim kabul etmediğıni açıkladı. ABD Silahlı Kuvvetlerinde Çahşan Pana- malılar Sendikası'nın Genel Sekreteri Ray Bis- hop "Yapılan bir anlaşma var. 1999'a gelindiğin- de, Amerikahlar gidecek ve onlann sağladığı iş olanaklan da bitecek" diyor. Bishop, hüküme- tin böyie bir sorumluluğa haar olmadığını, bu- nun üİkede kanşıkhk yaratacağını da sözlerine eküyor. Amerika Birleşik Devletleri Güney Komu- tası, halkı Panama topraklanndan gerçekten çekildiğine ikna edebilmek için hayli çaba har- cadı. Once, 1991'de 288 dönümlük bir yakıt is- tasyonu geri verildi. O tarihten beri başka pek çok mülk de ülkeye iade edildi. Amerikan aske- ri yetkilileri, gelecek yıl on ABD üssünden ikisi- ni kapatacaklannı açıkladı. Anlaşmaya göre, mülklenn iadesinden sonra Amenkan hükümetinin bakımla ilgili hiçbir yü- kümlülüğü kalmıyor. Bütün bunlara karşın ge- rek Panamalı gerek Amerikah yetkihler, hükü- metin Kanal'ı gerektiği gibi işleteceğıne inanı- yor. Uzmanlar en önenüi sorunun eski Kanal Bölgesi'ndeki binlerce binayı karb birer ticari işletmeye dönüştürmek olduğu konusunda bir- leşiyor. Aslında önceleri Amerikan askeri bir- liklerinin yerini Panama Savunma Kuvveti üyelerinin alması bekleniyordu. Ancak dik- tatör ManueJ Noriega'nın 1990'da tutuklan- masından sonra Panama Ordusu dağıtıldı ve yerine daha küçük bir polis kuvveti kondu. Panamalı yetkililer şimdi üsleri üniversitele- re. dinlenme merkezlerine dönüştürmeyi planlı- yor. Bunun için de Ağustos ayı içinde pek çok şirket arasında bir yanşma düzenleniyor. Ekim ayında da en ıyi plan seçilecek. Panama Ünıversitesi'nden şehır planlama uzmanı Prof. Jorge R. Riba "Bunlar, yabancı güçler tarafından inşa edilip işlctilen şe>lerdi. Çok yakında işletmeyi tamamen bLrim üstlenece- ğimizi düşünmek hiç koJay değil. 197Tde anlaş- ma imzalandığında, hazırlık için ömimüzde 23 yd >ardı. Pek çok şey yaptık ama hayli de vakit kay- bettik" dıyor. " Hovvard W. French İİİR YoRUM Yeni bir Rus Imparatorluğumu? • ABD ve diğer Batılı gelişmiş ülkeler, Rusya'da gereksiz askeri güçlerin sivilleştirilme işlemini hızlandıracak ekonomik projelerin fınansmanı için kollan sıvamalı ve etnik Ruslann azınhkta bulunduklan eski Sovyet cumhuriyetlerinde haklannın korunması için önlemler almadır. İNVlu york eimcs İki yıl önce Moskova imparator- luk nıteliğini yıtirince, 25 milyon et- nik Rus yeni kurulan Bağımsız Cumhuriyetlerle yetinmek zorunda kaldı. Son günlerde Boris Y>eltsin hükümetinin karşıtlan ve parça- lanmış Rus ordusunun aynlıkçı gruplan Rus İmparatorluğu'nu ye- niden yaratma hayalleri kurmaya başladı. Yeni kurulan cumhuriyet- lerde etkinlık gösteren yüksek rüt- beli baa Rus askerleri. yalnızca ha- yal kurmakla kalmayıp bu konuda girişımlerlerde bjılunuyor. Tacikistan'da geleneksel tarzdaki komünist rejim, Müslüman ve De- mokratlann kurduğu koalisyonu iç savaşta yenilgiye uğrattı. Afganis- tan'dan koalisyona destek veren güçleri geri tepmek için Rus asker- leri Tacik-Afgan sınınnda yığınak yaptı. Azerbaycan'da Brejnev dö- I _ . . nemi KGB Brejnev donemı şefu de- KGB şefi Aliyev mokraük yöntemler- le seçilen cumhurbaşkanını bir dar- be ile devirerek yönetimi eline geçir- di. Mihail Gorbaçov darbeci A1L- yev'i reformlanna karşı geldiği için zamanında dışlamıştı. Ancak bu- gün Aliyev Rus ordusuyla oldukça yakın ilışkiler içinde. Gürcistan'da Rus askeri birlikleri ülkenin Moskova'ya ilhak etmesi için ginşimlerde bulunan aynhkçı gruplara destek veriyor. Moldavya'da da Rus askerleri bölgede bağımsızlık isteyen etnik Ruslarla bırükte eylemlerde bulu- nuyor. Baltık cumhuriyetlerinde Rus as- kerlerinin çekilmeye başlamasıyla Rus kökenh sivillerin siyasi konum- lan gündeme geldi. Ukrayna ve Kmm'da da asker ve sivil Rus milli- yetçileri çıkarlan doğrultusunda yeni isteklerde bulunuyor. İmparatorluk hayallerinin ger- çekleşmesi şimdilik olanaksız görü- lüyor. Ancak bu konudaki girişim- ler uluslararası arenada yeni knzler doğurabilir ve Moskova'daki Rus- lann ekonomik sorunlanna ek yük- ler getirebib'r. Clinton yönetimi teh- likenin farkında, ancak soruna gereken önemi şimdilik göstermi- yor. Avrupa'nın bu en büyük nük- leer silah deposu genişleme politi- kasını yaşama geçirmeye başlarsa. uluslararası banş bir gecede tehlike- ye gırebihr. Rusya şu anda komünizm sonrası değişim karmaşası içinde. Amerika Rusya'da olup bitenlere uzak kal- manın bedelini ağır bir biçimde öde- yebilır. Amerika şu anda vakit kay- betmeden Rusya'da yapılması gere- ken reformlara destek sağlamalıdır. Ruslann gereksınim duyduklan şan. şöhret ve uluslararası çerçevede saygın bir konum isteklerinin ancak reformlar kanahyla elde edıleceğini göstermelidir. ABD ve dığer Batıh I gelişmiş ülkeler, Bedel ağır Rusya'da gerek- olabilir s i z a s k e n güçle- rin sivilleştirilme işlemini hızlandıracak ekonomik projelerin fınansmanı için kollan sı- vamalı ve etnik Ruslann azınhkta bulunduklan eski Sovyet cumhuri- yetlennde haklannın korunması ıçın önlemler almadır. Milliyetçi akım taraftarlan, Rus obnayan cumhuriyetlerin politika- lanna askeri müdahele yapmama- lan için uyanlmalı ve bunun sonu- cunun ekonomik izolasyon olacağı ammsaülmahdır. Geçmişin hayalle- rini kurmanın bir geleceği yoktur. Nauru: En küçük, en zengin ve insani en rahat Pasifık'te bir küçük ada Nauru, yüzölçümü 21 kilometre kare. Kurucusu olduğu 24. Güney Pasifîk Forumu için kapüarını gönülsüzde olsa dünyanın geri kalanına açıyor Haber Merkezi-Dünyanın en küçük ve hiç kuşkusuzen zengin cumhunyetlerinden Nauru (21 kilometre kare), bu hafta 24. Güney Pasifık Forumu için kapılannı, biraz gönülsüzce de olsa dünyanın geri kalanına açıyor. 15 Pasifık ülkesinin oluşturduğu forumun kurucu üyelerinden Nauru, şu ana dek yıllık zirvelerin kendi ülkesinde toplanmasına hiç izin vermemişti. Bu yılsa, sırf Pasifık gelenekleri forumun o yıl tarihi önemı olan bir olayın bulundugu bir ülkede toplanması gerektiğını bıldırdığinden. toplantıya ızin veriyor. Bu yıl Nauru'da bağımsızhgın kazanılışının 25. yılı. Fakat kutlamalar bır türlü düzene giremiyor, çünkü asıl bağımsızhk gününün içjnde bir parça hüzün de bulunuyor. Ulkebağımsızlığına31 Ocak 1968'dekavuştu. Bu tarihten 22 yıl önce aynı gün, işgalcı Japonlann Truk Adası'na götürüp köle olarak çalıştırdığı 1200 kişilik gruptan sağ kalan 737 kişi ülkeye geri dönüyordu. Diplomaük kaynaklar. yaşananlann B u yıl Nauru'da bağımsızlığın kazanılışının 25. yılı. Fakat kutlamalar bir türlü düzene giremiyor, çünkü asıl bağımsızlık gününün içinde bir parça hüzün de bulunuyor. Nauralılar üzerinde çok derin bir iz bıraktığını, cumhuriyetin Japonlardan tazminat almak için durumu Uluslararası Adalet Mahkemesi'negötürmeyi düşündüğünü söylüyor. Nauru, yüz yıldır fosfat yataklarını kullandığı gerekçesiyle 51 -86 milyon dolar tazminal talebıyle Âvustralya'yımahkcmcyc verdi bile. Fosfat çıkanlması sırasında ada yüzeyinin yüzde 80!ininde toprak işlenemez hale geldi. Bu kısımda ev kurmak da mümkün değil. Nauru dünyanın en kusursuz fosfat yataklanna sahipti. Bu yataklan kazıp Avustralya ve Yeni Zelanda'daki çiftliklere gönderen Naurahlar, dünyada kişi başına düşen gelirin en yüksek olduğu ülkelerden birinde yaşıyor. Çoğu bır işte cahşmıyor ve vergi ödemiyor. Yaklaşık 2000 kadar yabancı adarun yııkansında maden bölgesinde çalışırken Nauralılar sahilde yaşıyor. Fakat yüzyıhn sonunda fosfatın tükenmesi bekleniyor. Üstelik Nauralılann sağlık açısından da çok şanslı olduklan söylenemez. Nüfusun yüzde 80'inin kalıtsal olarak şeker hastahğına eğiHmi var. Şişmanlık, kalp hastalıklan ve yüksek tansiyonda da tüm dünyada en yüksek sıralarda yer alıyor. Bir zamanlarpastoral birgüzellık oluşturan tropik adanın gıderek bozulması yüzünden ada halkınınyaşortalamasıda55'e düştü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle