16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS1993ÇARŞAMBA DIZI Haraşo'dan Nataşa'ya BERAT GÜNÇIKAN (FOTOĞRAFLAR: SUAT KOZLUKLU) 5 Bevoğlu'nda, Çatı'da yine kalinkalar çalınıyor piyanoda. İsteyen Polka da yapabilir. Leyla Yddız'm, Taksim Gazinosu'nda başlayan Londra Bar, Wagon Bleu, Splendid'e uzayan müziğinin son durağı Çatı. Yine buruk, bir yaşam öyküsü. Balalayka Baronesi• Barones Taskin, Shura 'nın ablasıdır. Anadoluhisarı'nın müdavimleribilirler. İkiyıl öncesine kadar sevgilisi Todori'yle birlikte piyanosuyla çaldığı Rusçaşarküar hala kulaklardadır. Bugün size sadece Lidiya Yıldız dinletebilir Kalinka 'yı, Beyoğlu 'nda, Çatı 'da... Valentina Ver- jenskaya, namı di- ğer Madam Tas- kio, Shura'nın ab- lasıdır. Öldüğû ge- çen yıla kadar Anadoluhisan'- nda, Yalım Resta- urant'ta piyano ça- lan Madam Tas- kin, Beyaz Ruslar- ın son baronesidir. Baronesliâ, bırkaç ay evb kalaığı, Bol- şevikler'e karşı sa- vaşırken ölen Ba- ron Konstantuv- den gelir. 24 Kasım 1920'de İstanbul'a "merhaba" Baro- nes. Tarlabaşı'nda oturur bir süre. Te- pebaşı Bahçesi'nde piyano çalar. 1923'te Rejans'a geçer. Balalayka orkestrasına eşlik eder. Beyoğlu'nda müzisyenler kah- vesinde tanıştığı Aleksandr Tas- kın'le evlenir. Novotni Bahçe Bırahanesı ve Majik Sineması'- nda birlikte çalışırlar. Birdedığinı iki etmeyen, üzerine titreyen, duygusal gıdıp gelmelerini sessizce kabullenen Aleksandr, 1960'da ölür. Bundan sonra, 1944ten beri tanıdığı Todori'yle bırlikte olur. ölene kadar da onun Rumca, Rusça, Fransızca söylediği şarkılara eşlik eder piyanosuyla. Şimdi, Beyoglunda bir başka piyano sürdüriiyor Rus şarkı- lannı. Bu, Lidiya Leyla Yıldız'ın piyanosu. Yıldız. Rizeli un tüccan Aziz Yıldız'ın, Odessa'da tanıştığı Fekla Mirinovich'- ten olma kızı. Odessa Konservatuan Piyano Bölümü'nü bitir- dikten sonra girdiğı, makina mühendisliği eğitiminin ikinci yılında, İkinci Dünya Savaşf nın arifesinde istanbul'a göçüyor Yıldız'ın ailesi. Lidiya, bir yandan üniversite eğitimini sürdü- rûyor bir yandan da sakatlanan babasının yerine ailenin geçi- mini üstleniyor. Madam Taskin. iş bulmasında yardıma olu- yor, Bebek Belediye Bahçe Gazinosu'nda çalmaya başlıyor. Uzun süre yabancıhk çekiyor Lidiya Yıldız. Taksim Gazi- nosu. Londra Bar, Turan Gazinosu, VVagon Bleu Kulübü, Splendıd Restaurant. calışmadığı yer kalmıyor. Yabanalık sü- rüyor. Müzik aletleri imalatcısı ve satıcısı Marko Armao'yla alkol yüzünden kısa süren bir evlılik yaşıyor. İkinci evliliğini orkestra şefı. müzisyen Faruk Akel'le yapıyor. Bu evlilik, , kıncı tek bir söz edilineden, on yıl sürüyor. Akel'in şöhretınin zirvesinde olduğu yıllar bunlar. Kumar, alkol ve çapkmlıklar baş- layınca evlılik bitiyor.. Ankara'ya gidiyor. 15 yıl Anİcara Palas, Mo- dern Palas. Barikan otellennde ve Bekir Restaurant'ta çalıyor.Bır süre de İskenderun Demır Çelik fabrikalannda tercümanlık yapı- yor. Yeniden İstanbul'a dönüyor Bugün, Beyoğlu'na gider de, Çatı Restaurant"a uğrarsanız, kendisi- ne Lidiya değil Leyla denilmesin- den hoşlanan bu kadının piyano- sundan dökülen kazaskayı duya- bilirsiniz.Beyaz Ruslar, İstanbul- da kendi yemeklerim yaptıklan. içkılerini sunduklan lokanta, pas- tane, bar açmakla yetinmezler. 1920'lerden sonraki yıllarda Ana- dolu'daki pekçok lokantanın aşçısı da Rus'tur. Ankara Karpiç Lokantası en bilinenidir. Kurucu- su, Gheorghi Karpovich'tir bu lo- Bir şair Pomerantsev Pomerantsev, Rusya 'dan kaçan asker Beyaz Ruslar'dandtr. Oldukçayaşluür İstanbul'a geldiğinde. Kulakları artık işitmemektedir. Yazthğı şiirler Tokathyan 'ın sahibi Nikola Sobesky tarafindan diğer Ruslar'a veşür sevenlere UetiBr. Pomerantsev'in buşöri, İkinci Dünya Savaşıyülannda Fransa 'da savaş gazilerineyardım için bastlan bir takvimdeyer ahr: Hepimizin içinde herkesten saklt bir köşe vardır, Örada gizli bir kilit asıhdıryabancılar girtnesin diy&İçinde, bize kutsalolan herşeyi saklayahm.Annerm'zingülüşünü, kız kardeşinuzin öhunünü ve bizim ilk aşkumzı. kantanın. Atatürk, Karpiç soyadını ve- rir Gheorghi'ye. o da bunu lokan- tasının tabelasına yazdınr. Kırk yıl bo- yunca sanatcılann uğrağı olur Karpıç. Bir şubesi de İstan- bul'dadır. Başaşçısı Jorj da Beyaz Rus'- tur. Jorj. Bolşevik Devrimi sırasında askeri öğrencidir. Çar"ın ordusuyla sa- vaşa katıbr ve yara- lanır. Bir İngiliz kaptanı. Kırım'dakı hastaneden alıp, İs- tanbul"a getirir onu. Tedavı gördüğü Ye- şilköy'dekı Fransız Hastanesi'nden kol- tuk değnekleriyle kaçar. İki gündür açür. Sıyah Gül'de yediği yemeğin pa- rasını mutfakta çalı- şarak ödemek ıster. Aşçı, Kıev'den bir tanıdığıdır. Bir süre orada çalışıp aşçılığı öğrenir Bu arada Si- yah Gülün garsonu Mariayla evlenir. Ankara'ya gıder Jorj. Karpiç'te çalışır önce, sonra da Ankara Palas'ta. Atatürk'ün özel yemeklerinin aşçısı olur, Rauf Soykut diye isimlendirilir ama hep Jorj Baba olarak kahr. Nazilli Bez Fabrikası'nın kuru- luşunda kırmızı Ruslar'la birliktedir. Pirochkinin, kıevskysinın, borsch çorbasının yapımında üzerine aşçı yoktur. Kızı Luba, Gülten Soykut, babasının pışintıe kadar süsleme sanatında da ustalığını anlatıyor. Maria'nın 1959'da ölümünden sonra ikinci evliliğini Rejans'ın sahibinin kansı Antonina Vasilina'yla ya- par. Jorj'un votkalan da ünlüdür. Beyaz ispirto, su, vazelin ve şimdi Luba'nın isimlerini unuttuğu katkılardır bu votkayı ünlü kılan. Atatürk'ün İstanbul'a her gelişinde uğramadan edemedi- ği, Alman Sefıri ranz von Papen'in vazgecemediğı alışkanlığıdır Rejans. Çar Nikola'nın Grand Dük'leri şef garsondur. Rus vot- kasına. Baküs ve Dimitropulo rakıları eşlik eder. Sahiplen Tev- fık Manars ve Vera Protoppova, Piyanist Barones Valentina'- dır. Kuruluşundan kırk iki yıl sonra. yani 1976'da çıkan bir yangınla kül olur. 1977'de özellikleri korunarak restore edilir ve yeniden açılır. Bugün de. borsch çorbası, piliç kievsky, puroch- ku. strogonofF. rus salatası ve san votka menüsünde yerini ko- rur Rejans'ın. Regüstasyon da o yıllardan bir lokantadır Beyoğ- Iu'nda. Beyaz Ruslar'la olan ilişkisi onlann müdavimliğinden- dir. Bugün. Rejans dışında Rus yemekleri yapüan tek lokanta Gümüşsuyu yokuşunda, Askeri Hastane'nin bitişiğmde. Macar konsolosluğunda görevli Judith Krischanovski ıle Beyaz Rus ko- cası Bons Kricensky'nin 1943'de açüklan lokantanın ismi Russi- an. Boris. 1950'nin sonlannda öl- düğünde Judith tek başına işleti- yor lokantayı. 6-7 Eylül olaylan- nda korkuyor, ismini Ayazpaşa Lokantası olarak değiştiriyor. Bugün, 1%5'de garson olarak girdiğı lokantanın işletmecıliğini üstlenen Cemal Ok. eski isme Russian'a dönüyor. Bitkialarus, Tavuk kievsky, borsch çorbası ve votkanın spesiyalliği de sürüp gi- diyor. Yânn: Dlnmeyen gözyaşlan Jorj, Rus lokantası Karpiç'in aşçısı. Borch çorbasını. kievskyi ondan daha iyi kim yapabilir? Bir dönem, Ankara Palas'ta Ata- türk'ün özel yemeklerinin de aşçılığını yapar. Politikacdarla. sanatçılarla çektirdiği fotoğraflan albümünden silmez. Sochi: Bedenlerin satıldığı keııt • Sochi, Gorbaçov ve Yeltsin 'in deyazlıklarının bulunduğu Rusya 'nın sahil kasabası. Türkler,Suriyeliler hatta Finlandiyalılar için seks cenneti. Neredeyse bütün otellerinde bedenler dolarla takas ediliyor. Kadınların hüznüne, gizleyemedikleri utançlarına aldıranyok. Kameta. Batum'la Sochi arasını beş saatte ahyor. Yer bulmak o kadar kolay değıl, biletler üç gün öncesinde tü- kenmiş. Bilet parası beş do- lar yerine verilen otuzar do- lar bu sorunu hemen çözü- yor. Sochi, Rusya'nın sayfı- ye kenti. Adler bölgesinde Gorbaçov ve Ydtsin'in yazlıklan var. 350 bın olan nüfusu yazlan 500 bine ulaşı- yor. 51 sanatoryum, ikisi beş yıldızlı 17 oteli var. Kentlile- nn büyuk bölümü bu oteller- de ve sanatoryumlarda çahşıyor. Karadeniz'e uzun- luğu 145 kilometre olan bu kentte diğer çalışma alanlan çay ve beton fabrikalan. Zhemchyzhina, on iki katı. 1867 odasıyla Sochi'nin ikinci büyük oteli. Altı ban. bir o kadar restaurantı ve dıskosu Türkler'e pek ya- bana değil. 16-17 yaşlan- ndaki uzun bacaklı, küçük göğüslü kadınlar birer mıknaüs gibi çekiyor Türk erkeklennı. Seks öykülen dilden dıle yayılıyor. Otelin restauranünda on beş kişilik bir masa, tümü Türk. Bir bö- lümü gezmeye. bir bölümü de ış yapmaya gelmişler Soc- hi'ye. Arka masada Sunyeli bir grup. On dakika sonra Rus bk kadın geliyor masa- lanna, erkekleri selamhyor. "selamûnakyküm". Türk- ler'in masasında önce işten sözediüyor. birkaç cümleyle. Yeltsin'in fon uygulama- lanyla bakır. alüminyum it- halatı epey zorlaşmış. Konu sekse geliyor ve bir daha dışına çıkılamıyor. Bir tu- rizm şırketinin elemanı olan Ali, Abdula ve Yavuz, namus kavramından, Türkler'ın na- musa ve ahlaka düşkünlü- ğünden söz ediyorlar. Bütün paralannı Rus kadınlanna yedirip iflasın eşiğine gelen hemşerilerini alaya alıyorlar; tümü enayi ya... Sohbet iler- I . ledikçe kav- M H U i r , ramlar ya- dte lelyor va > > ;ı \^ yer değiştir- meye başlıyor. Enayilik. çapkınlık öykülerinin altına sürülüyor. Abdul, peşisıra Rıze'ye getirdıği Alona'nın varlığını öğrenen kansının nasıl hemen mahkemeye koştuğunu anlatıyor. Abdul, zor ikna etmiş Rize'nin en güzel kadını kSnsını. Konuşmalar sürerken Ali, kaş göz işaretleriyle kızıl saçlı bir kadınla pa- zarlığı tamamhyor. Kadın. akşam sekizde Ali'nin odasında olacak. Yavuz, içlerinde en tutucu olanı. Topu topu dört kez yatmış olması bu tutuculuğunu ve ahlaka bağlıbğını göstermi- yor mu? Masada iki yıldır Sochi'de Rus bir kadınla birlikte ya- şayan N. de var. Kadın konuşulanlan anLyor. N'nin Trab- zon'da yaşayan kansı ile iki çocuğundan söz edildiğınde kızan- yor, masadan kalkıp gıdıyor Azerbaycanlı Samet Memedof, Zhemcyzhina'anın müda- vımlerinden. iki jıldır otelde dört turizm şırketinin bağlantı- lannı kuruyor. Once sosyalist düzenın bozuluşundan. cum- huriyetlerin kopuşundan yakınıyor. Memedof, Gorbaçov'u SSCB'yi Amenka'ya satmakla suçluyor. Azerilerle Ermenile- rin, Gürcülerle Abhazlann savaşmdan da sorumlu olan ABD. Bugün sistem diye bir şey yok ona göre. Kimın ne yaptığı belli değil. Yaşanılana kapitalizm de denilemez. belki on, yirmi yıl sonra yerleşir kapitalizm ama milyonlarca kişinin de yaşamına malolur. Samet, kansına ev harçhğı verirken elleri titreyen Türk er- keklerinin burada kadınlara avuç dolusu dolarlardağıtmasına içerliyor. Bir de ben çok zengınım, bu oteli bile satın alınm ha- valannda dolaşmalanna. Samet, Nasrettin Hoca gibi. Para ka- zanmak için vücudunu satan Rus kadınına da. ömrü billah be- yaz kadın görmemiş olan Türk erkeğın avanadan çıkmış saldı- rganlığına da hak veriyor. Bu haktan, koyu müslümanlığına. zinaya haşa demesine İcarşın alu aydır Sivena'yla birlikte olan kendisine de birşeyler düşüyor. Serbest piyasa ekonomisi, Rus- lar için yeni bir kavram. El yor- damıyla hem piyasayı hem de • KipİtSIZIII 6ı kapitalizmi öğrenmeye çah- | yopdamyla ÖBPMİHr şıyorlar. Voronejli Sivil Mitet- ruskonof, taksi şpförlüğünden ışadamlığına yenı soyunmuş. Gorbaçov'dan aldığı icazetle Suzan isimli bir şirket kurmuş. Türkler'e deri satıyor. Onlardan da ne bulursa ahyor Mitetrus- konof. Sırada yirmi bin çıft ayakkabıyla. otuz ton limon var. Koyu bir kapitalizm taraftan. Sosyalist yönetımde yaşayan bir kişinin kör olduğunu, dünyaya at gözlüğüyle baktığına inanıyor. Sosyalizmde deli de. akıllı da. kör de aynı parayı. 200 rubleyi alıyor. Şimdi Rus insanı parmaklannı aralayarak dün- yaya bakmayı öğreniyor. Kapitalizm. insanlann ıyiliği ıçın ya- raülmış bir sistem. Gelecek mutlak kapitalizm Rusya için. baş- ka çıkış yok. Şükrü Kuleyin ile Nurettin Eroğlu iki ortak. Sochi'nin ilk yabana işadamlan. Kuleyin bütün dönemlerin en sıkı MÇP'- lisi. Hani, şu 12 Eylül öncesinde, meydanlara çıkıp, "Komünist- ler Moskova'ya" diye bağıranlann en gür seslılerinden. Eroğlu ıse ANAP Trabzon eski il başkanı. Semra Özal'ın Sadabat ge- MHPTi Şükrü Kuleyin için Rusya artık korkulacak, para kazanılacak ülke. ANAP Trabzon eski İl Baş- kanı Nurettin Eroğlu için de. Geçiş döneminin sıkıntısı yaşanmıyor değil. Beklemekve sabretmek ge- rekiyor. Bupazar daha çok Türk'ün karnını doy uracak. Adına magazin dedikleri bu mağazalarda ruble pek gecmiyor. Her mal dolar üzerinden satüı- yor. Müşteri bugün için pek yok. Mağazayı açanların da bugünden beklentileri yok zaten. Y ann, başka olacak... Kaygılan da yok. Sochililer, artık lükse abştı çünkü... Bahçevan kadın. Neleroluyor ülkesinde anlamaya çalışıyor. Devlete çalışmaktan kim ne zarar görmüş ki?"Anlanuyo rum"diyor,: *Ne olup ne bitiyor. Yaşıyorduk işte. Ne istiyorlar bizden". Maaşım mı? Altı dolar. İki yıl önce bey ler gibi olmasada yaşatıy ordu bu para bizi... t£İenne ve hanedan özlemine karşı çıkınca Başbakan Özal'ın kara listesine almmış, partiden ihraç edilmiş. gazetelere man- şetten haber olmuş. Şimdi Özallar'a şükran borcu olduğuna inanıyor. İhraç edilmemiş olsa şimdi hala il başkanhğı ma- kamında uzayıp kısalmadan yaşıyor olacaktı. Kereste, alüminyum ve bakır ticaretiyle uğraşıyorlar. Kule- yin'in bir projesi hastane açmak. Bunun için Rus ortaklı bir şir- ket kurup binayı satm almış. Şimdi Rusya'nın en iyi kalp, göz ve romatizma uzmanlannı bu hastaneye toplayıp. Türkiye'de de iyi bir reklam yapıp bu sektörde şansını deneyecek. Sibirya'- da Altay dağlannın eteklennde de bir otel kuruyor. Kuleyin'e göre, Ruslar'a yıllarca öcü diye bakmanın bir mantığı yokmuş. Komünizm öcü olabilirmiş ama insanlar de- ğil. Yeltsin, projelerinde biraz daha dıkkatli olursa Rusya iki yıla kalmadan yine süper ülke haline gelebilir. Eee, 70yılbk bir rejimin bir anda kınlması da öyle kolay değil. Şimdi kimin ko- münist, kimin demokrat olduğu pek belli olmuyor ama Türk işadamlannın da Rusya'da yatınma bu kadar uzak dur- masının mantığı yok. Biraz cesaret, binlerce dolann habercısi olabilir. Ruslar geriye de dönemezler öyle kolay kolay. Viskiye, Marlboro'ya, nesçafeye alışmışlar artık. Moskova sokaklan mercesedeslerden geçilmıyor. Eroğlu'nun Sümela isimli bir milyar lira sermayeli şirketinin genel müdürü beş dıl bilen Rus Alım Subhankulov. Onunla konuşurken MÇP'li Kuleyin, rahat bırakmıyor. Sürekli mü- dahale ediyor. Sözleriyle yarahyor. Komünistlerin ne aptallığı ne de hırsızlığı kalıyor. Subhankulov. susuyor, gözleri dolu- yor." Ben kimin yardımına kaldım" diye soruyor sonra, "Sizin Türkiye'de eviniz, arabanız, birşeylerinız var, burada batsanız da. döneceğiniz bir kapı açık. Oysa bizim sermayemiz, hiçbir- şeyimız yok. İki elle yıllarca sadece devletın poütikasına yardım ettik'diyor. Eroğlu, onun ve halkının kültürünü bilgi- sini övüyor, hala açlığa karşılık evlerine kitap ve çiçek götürüş- lerini anlatıyor. Kuleyin'in acıb, öfkeli sözlerini hafıfletme ça- basında. Kuleyin, Sochi'nin önde gelenlerinden biriyle tanıştınyor bizi. Adı, Aleko Teholorian. Yıllar önce Trabzon'dan gelmiş bir Ermeni. Teholorian, işinin uluslararası olduğunu söylüyor. Bir gün Londra'da, bir gün Paris'te, bir başka gün İstanbul'da. Kolunda cartier marka saat. altın zincir. Mafya başı olduğu biliniyor ama öyle küçük ışlerle uğraşmıyor Aleko. Politika- dan. sıstemlerden, uygulamalardan konuşmak da istemiyor. Onun van yoğu silahlar. Kuleyin. bir uyanda bulunuyor, "Sakın ülkücüler Rusya'da da mafyayla işbirlığı yapıyor diye yazmayın". Yann: Şimdi girişlmcilik zamanı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle