Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 AĞUSTOS1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET2 SAYFA
KULTUR
Yurtdışındaki genç müzisyenlerimiz
Ülkernizdekendilerinitanıtamıyorlar
EVtN tLYASOĞLU
Konservatuvan bitirince bir telaş
gelir yeni mezunlara: Yurtdışına git-
mek, yeni boyutlar kazanmak, dün-
yanın ortasındaki müzisyenlerin çak-
şma temposunu. yönteminı tanımak...
Ne yazık ki konservatuvarlanmızda
yabana dil eğitimi çok yetersiz oldu-
ğundan ilk işleri gidecekleri ülkenin di-
linı öğrenmek olacaktır. Böylece uzun
konservatuvar yülanna bir yıl daha
eklenir. Ömeğin, on yılhk keman eğiti-
minden mezun olmuş bir yetenek, an-
cak 21 yaşından sonra yurtdışına gide-
büecektır Bir başka sorun da nasıl gi-
. urtdışına
gitmek, yeni boyutlar
kazanmak, dünyanın
ortasındaki
mûzisyenlerin çalışma
temposunu,
yöntemini tanımak...
deceğidir. Devlet bursu nasıl bulunur,
özel kuruluşlara kendıni nasıl karu-
tlar, kendi olanaklanyla dışişlerinden
nasıl yolunu bulur, hepsi maceradır.
Yeteneği saptanmış kaç genç, erken
yaşında. mezun edilmesine gerek gö-
rülmeden veya sınıf atlaülarak bu ola-
naklara kavuşup, Avrupa-Amerika
ölçütlerinde kendi düzeyini bulabüir?
Işuı Çakmakçioğlu ~
Konumuz bütün bu çemberleri
aşmış, sonuçta Baü'nın sanat merkez-
lenne ulaşrrnş ve oralarda sesini du-
yurmaya başlamış gençler üstüne. Işm
Çakmakçioğlu , 1967 doğurnlu ke-
mancımız. 1987'de tstanbul Üniversi-
tesi Devlet Konservatuvan'nı Saim
Akçıl'ın sınıfında bitirmiş. Milli Eği-
tim Bakanhğı bursu ile Viyana Yük-
sek Müzik Okulu'nda masterini ta-
mamlamış. Ardından Londra Kraü-
yet Müzik Akademisi'nde Maurice
Hasson ile lisansüstü çalışma yapmış.
Kagan, Spivakov, Klimov ve A. Sophie
Mutter gibi dünyanın ünlü kemancı-
lanyla çalışma olanağı bulmuş. Çellist
eşi ile Avrupa'da konserler vermiş, fes-
tivallere kaülmış, iyi kritıkJer almış.
Avrupa"daki yoğunluktan kaçıp
Avustralya'ya yerleşmiş. Işm, halen
Melbourne Senfoni Orkestrası'nın bir
üyesi. ŞimdiHk solistlik ve oda müzik-
çüiğini bir yana bırakmış ve orkestra
tekniğini öğreniyor. Bu deneyimden
yararlanması mutlaka Işın'ın sanat
dağarcığına büyük şeyler katacak.
ama bir yandan da solistlik yçfenek-
lerini geliştirecek olanaklar bulmalı.
Piyanist özgör Aydm 1972 doğum-
lu. Piyanoya 12 yaş gibi oldukça geç
• Avustralya'ya yerleşerek Melbourne
Senfoni Orkestrasrnın üyesi olan Işın
Çakmakçioğlu (iistte). çeşitli kentler-
deki resitaüerivle deneyim kazanan ke-
mancı Tunca\ Yılmaz (solda). bu yıl
Hannover'de Prof. Kamlmerling ile
çalışacak olan piyanist Özgür Aydm
(altta).
mamladığı Yüksek Lisans'dan sonra
DAAD bursu ile Hannover'e Prof.
Kamlmerling ile çalışmaya gidiyor bu
yıl. Katin ile birlikte verdiği duo kon-
serler, onun hazırladığı ortamlardakı
resitalleri, radyo programlan, yan-
şmalar, kazandığı ödüller ve burslar,
Ozgür'e deneyim ve güven veriyor.
Şimdi. Katin'in estetik öğreüsi ile Al-
man tekniğini birleştirme yolunda.
Tuncav Yılmaz
Kemancı Tuncav Yrimaz'ı geçen yıl
gençlık konserlennde dinlemiştık
Istanbul'da. Sonra Ankara Festivali'-
ne Stuttgart Arcata Grubu'nun solisti
olarak katılmıştı. 1966'da lzmir'de
doğmuş. Engin Eralp ile çalışmış ve
Ankara Devlet Konservatuvan'ndan
1987'de mezun olmuş. DAAD bursu
ıle Freiburg'a, sonra da Saarbrücken'e
gidıp Prof. Epstein'ın öğrencisı olmuş.
Burada yorum sınıfını tamamlayan
Tuncay, kazandığı ödûllerle konser
ajanlannın dikkatini çekmiş ve bir Av-
rupa tumesi önerisını değerlendirmiş.
Böylece, çeşitli kentlerdeki resitallen
ile deneyim kazanmakta. Stuttgart
Oda Orkestrası (Arcata) ile yaptığı
konser turnelerinin ardından, Salz-
burg Mozarteum'da bu yaz ünlü ke-
mana Sarnuel Ashkenasi ile çalışma
fırsaünı bulmuş. Geniş bir konser ve
resıtal programını dağarcığına alan
Tuncav, Kasım 93de Akademik Or-
kestra ile Bartok'un ikınci konçerto-
sunu çalacak. Sonra da Rus piyanist
Tatiana Klimova eşliğinde Almanya'-
da resıtal tumeleri var.
Bunlar yurtdışına gidebilme fırsatı
bulmuş sanatçılanmızdan birkaçı.
Her bir yeteneğımiz önce bir burs bu-
bir yaşta başlamış. Semra Kaıtal ile
Ankara Devlet Konservatuvan'nda
çalışmış ve olağanüstü bir gelişme gös-
tererek, iki kez sınıf atlama şansına
erişmiş. Böylece bürokratik engellerle British Council aracılığı ile İngiltere'ye
zaman harcanması önlenmiş. 1990'da davet etmiş ve ona sahip cıkmış. Krali-
Ankara"da Peter Katin gibi ünlü bir yet Müzik Kolejı'ndeki çeşitli ödüllere
piyanist ve pedagog, Özgür"ü dinleyip de değer bulunmuş; Peter Katin ile ta-
bir
yeteneğimiz, önce bir
bursla dışan gitmek,
sonra yüksek lisansı
sürdürmek, daha sonra da
konser olanaklannı
araştırarak, sesini daha
ötelere duyurmak
savaşında. Ençok
yurtiçinde kendilerini
tanıtma fırsatı
bulamamaktan
yakınıyorlar.
lup kendini dışan atmak. sonra bursla
birlikte' yüksek lisansı sürdürmek,
sonra konser olanaklan araştırmak,
sonra da sesini daha ötelere duyurmak
savaşında. Ve de en büyük yakınma-
lan yurtiçinde kendilerini tanıtmak
için fırsatlann sınırlı oluşu.
Pop-rock kervanında yeni bir topluluk: Kargo
4
Yaşayan şarkılar'mizdeki "Sil Baştan" adlı albümlerinin stüdyo
çahşmalan ekim aymda başlamış ve ilkbaharda
bitrniş. Şu sıralarda müzik mağazalannın vitrin-
lerine yerleşmeye ve genç dinleyicinın ilgisini
çekmeye başlıyor.
Melodik, dinleyiciyi zorlamayan bir soundu
var Kargo'nun. Kulağa hemen yerleşen şarkı-
lan. fazla sertleşme>ip soft rock sulannda seyre-
den altyapılanyla oldukça uyumlu. Zaman za-
man yetmişlenn topluluğu Earth and Fîre'ı, za-
man zaman da Fleetwood Mac'i çağnştınyor
35. doğum gününde ismini değiştinnek istediğini açıklayan Prince, değişik tahminlere yol açtı.
Ptince'ınyeniismi
neolacak?Kültür Seırisi- Çıküğı Avrupa turaesinde verdiği
konserlerde ünlü pop şarkıcı ve şarkı yazan 1 rince
stadlan dolduran binlerce hayranına şu soruyu so-
ruyor"Benim adnn ne7" Geçen 7 haziranda kut-
ladığı 35. doğum gününde adını değiştümek istedi-
ğini açıklayan Prince'in yeni adının ne olacağı
hakkında hayranlan değişik tahminlerde bulunu-
yorlar.
15 bin üyesi bulunan uluslanırası Prince Fan
Club'ın başkanı Efleen Murtoo"un tahminine göre
Prihce'in yeni adı "Victor". Prince'ın adsız olarak
piyasaya çıkan son albümünün üzerinde yer alan
hiyeroglif benzeri yazının (semborün) deşifre edil-
diğinde ortaya 'Victor" benzeri bir sözcük çıküğı
söyleniyor. Eileen son albümde yer alan "The Sac-
rifice of Victor" adlı şarkıyı kanıt olarak gösteriyor.
Hüzünlü. ıçe dönük dizelerden oluşanş arkıda epi-
lepsi hastalığının pençesinde geçmiş ve ırkçı
aynmcıhklara maruz kahnan bir çocukluk dönemi
anlatılıyor. Şarkı şu sözlerle sona eriyor:"Bdki
ayaklanm yondabilir fakat ben devam edeceğfen. O
zaman adım Victor olacak".
Fakat sanatcı son olarak Birmingham'da verdi-
ği bir konserde Victor'ın ancak bir ''manav" adı
olabileceğıni söyleyerek tahminleri geçersiz kıldı.
Son albümünün kapağında yer alan sembol ile anı-
lmak istendiğıni belirten Prince hayranlan ve çalı-
şma arkadaşlan tarafından şimdilık sembol diye
cağnbyor. Fakat bir trompetle kesisen dişi ve erkek
simgelerine benzetilen sembolün ne anlama geldiğı
hala çözülemiyor. Yine de kinaye ve metaforlardan
hoşlanan Pnnce için bu hiç de tuhaf kacmıyor.
Turne konserlerinde heavy metal ve funk müziğe
dönüş yapan Prince'ın adım değiştinnek istemesı
eski imajını öldürerek yeni bir tür müzik yapmak
istemesine bağlanıyor.
Prince bütün bu ganp karar ve isteklerirun dışı-
nuyandırdığı etkilenimlerle tarüşma konusu oju-
yor. Guardian Gazetesi'nde çıkan bir yazıda Prin-
ce'in çevresindekilerde uyandırdığı bu saygınlık ve
üstünlük duygusu ile adete dalga geçıüyor. Örne-
ğin Murton, Pnnce'ı yol gösterici görünmez bir
güce benzetıvor ve şöyle konuşu>or"Sizin kendini-
ze gözdeo geçirmenize ve > arafhğmız şeye bir daha,
bu kez özeieştiri ile \ aklaşmanızı tstiyor gibi".
Kım bu Pnnce? Pnnce. Roger Neİson (gerçek adı
ile) Minneapolis'de doğmuş bir pop şarkıcısı. Prin-
ce yakın arkadaşlannda bıle öyle bir saygınlık etki-
si bırakmış ki ona adıyla hitab etmeyi münasebet-
sizlik olarak algılıyorlar. Yazıda aynca 1978'den
bu yana sauşı 30 mılyonu bulan 15 albümü piyasa-
ya çıkaran Pnnce'in sayılan bir elin parmaklannı
geçmeyen bir kaç olağanüstü şarkısının dışında di-
ğer şarküannın işe yaramaz olduğu görüşü dile
getinliyor.
Yeteneğinin kanıü olarak gösterilen çahşma
temposu ve hızı Prince'in en çok bilinen özelhkle-
rinden biri. İki saat süren konserierinden sonra bır
de küçük bir gece kulübünde gösteriye çıkıyor. Ev-
de çalıştığı zamanlannda ise bir hafta içinde bir al-
büm çıkaracak kadar şarkıyı yazıp besteleyebili-
yor. 4 milyon satan Batman'in tum şarkılannın
bestelenmesi yalnızca 13 gününü almıştı. Bu arada
Prince henüz piyasaya çıkmamış üç albüm hazı-
rladı. Prince artık stüdyoda kayıt yapmayacağını.
yeteneklerini tiyatro, gece kulüpleri ve sinemada
kullanacağını açıkladı. Tiyatro ya da sınemalarda
Prince neler yapabıbr.'Bir pop sanatçısı olarak fılm
ve oyunculuk deneyimi olan son filmi pek de yete-
neklı olmadığını ortaya çıkarmıştı. Gece kulüpleri-
ne gelince böyle bir başansızlık sözkonusu değil.
Tume sırasında Avmpa'nın çeşitli ülkelerinde kon-
serler verecek olan Prince 7eylülde VVembley Stad-
yumunda bir konser verecek.
BURAK ELDEM
Sa>ılan gıderek artan genç topluluklarla bir-
likte, Türkiye'de pop ikliminde rock rüzgarlan
esmeye başhyor artık. Yakın bır zamana dek tü-
rün tek popüler temsilcısi Bulutsuzluk ÖzJemi'-
yken. şimdi çok kısa aralıklarla rock ağırükh so-
unda sahıp topluluklann stüdyoya girdiklenne
ve art arda albümler yayımladıklanna tanık olu-
yoruz. Badluck, Ma>i Sakal. Kesme Şeker ve
Fethi Taner Türkiye'deki rock dinleyıcisine yö-
nehk albümlerini yayımlarken,
kimi gruplar da Türkçe sözlü
rock çalışmalannı tamamlayıp
stüdyo aşamasına geliyorlar.
Dr.Skull, Nuh'un Gemisi gibi
deneyımli topluluklar, sonba-
harda hızlanacağmı sandığımız
yerli rock çıkarmasının ağır top-
lan olacaklar.
Bu gelişmeler, biraz Türkiye'-
deki rock dinleyicisinin hacim
olarak büyümesi, biraz da er-
genlik çağım rock dinleyerek ge-
çıren. gençlerin enstrüman çal-
maya başlayıp kendi gruplannı
oluşturmalanyla hızlandı. Öte
yandan, özellıkle son iki yılda
Türkiye'ye rock müziğin ulusla-
rarası düzeyde çok önemli top-
luluklannın gelip konserler ver-
mesı. gerçekten azımsanmaya-
cak oranda bir dinleyici kitlesi-
nin varbğını da kanıtladı. Aruk
yapımalar, rock müziğe karşı
önyargılanm bir yana bıraka-
rak genç topluluklara şans tanı-
ma yolunu seçiyorlar birer birer.
Geçtiğimız haftalarda "Sil
Baştan" adlı ilk albümünü kaset
olarak yayımlayan Kargo da.
pop-rock kervanına yeni katılan
topluluklardan. Tümüyle Türk-
çe sözlerden oluşan toplam on
parçaya yer verdiği ilk albü-
mündc Kargo, İstanbullu genç Geçtiğimiz günlerde Kargo'nun ilk albümü 'Sil Baştan' çıktı.
günlük yaşamındanınsanın
canlı kesitleri aktanyor müziğiyle. Besteler, söz-
ler ve stüdyo performanslan öylesine rahat ve
güvenli ki, bunun ilk Kargo albümü olduğuna
inanmak zor. Her yönüyle ayaklan yere basan
bir sound yaratmayı ve "yaşayan şarkılar" yaz-
mayı başarmışlar.
Topluîuğun kunıluşu. 1990 yilına dek dayaru-
yor aslında. Selim Öztürk, Cem Tekin ve Ozan
Çolakoğlu tarafından "Acil Vaka" adıyla oluş-
turulup çalışmalanna başlayan ekip, zaman
içinde kadrosunda değişildıkler yaşayarak, iki
yıl sonra Kargo adını ahyor. Amaçlan, her şey-
den önce Türkçe sözlü rock yapmak ve bu müzi-
ği elden geldiğince geniş kitlelere ulaştırmak. Eli-
müzikleri. Ama sonuçta bunlann hepsinden
farklı, özgün bir tarzlan var. Özellikle soh'stleri
Deniz, zaman içinde adından sıkça söz ettireceğe
benziyor; Türkiye'de sayılan bir elin parmak-
lannı bile bulmayan kadın rock şarkıcılanna
güçlü ve kişilikli sesiyle bir yenisinın eklendiğinı
görmek sevindirici.
AJbümdeki parçalann tümünün üzerinde çok
çalışıldıjp. özenle kaydedildiği bellı. Ama öneçı-
kanlar var tabii. "Ortaköy", "Sil Baştan",
"Yıllar Sonra", "Günaydın Paris" ve albümün
açılış parçası olan "Bir Zaman", sağlam adı-
mlarla yürüyen bir Türk rock topluluğunun ha-
bercisı.
ÜŞÜDÜŞÜNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Söyleşi Ezbendliği
Günümüzde de var mı böyle davrananlar, bilmiyorum.
1920'lerin "üstat"ları bazı ilginç konular seçer. ya da ba-
z\ konularda ilginç görüşler geliştirir, dostlarıyla soyle-
şirken, yerli yersiz, sözü o konulara getirerek dınleyerv
leri kendilerine hayran bırakırlarmış. Demek ki bir re-
pertuvar hazırlıyorlardı.
Arada bir buluşulan dostlar birkaç konuyla geçıştirile-
bilir de, sık sık biraraya gelinenler ne olacak? Yakın
dostlar için bayağı geniş bir repertuvar ister. Hıç de ko-
lay bır iş değil. Üstelik dostlar öyleleri, böyleleri diye iki-
ye ayrılıp birbirinden uzak tutulamayacakları için de,
söyleşi ezbercilerinin ipliği hep en yakınlarının ağzın-
dan pazara çıkarılmıştır.
Aydınlarımızın yazıdan çok konuşmayı sevdikleri, bir-
çok düşüncenin içkili söyleşilerde uçup gittıği söylenir.
"Ah, bunlar yazılsa..." derler üzülerek. öte yandan, ko-
nuşmayı sevmeyen, yazarak düşünmeyi yeğleyenler de
"hiç yok değil".
Yazmanın düşünmeyi yavaşlattığı bir gerçek, ama
uçup gitmesini önlediği, söze en iyi tanık olduğu da bir
gerçek... Yazılı düşünceler oraya buraya çekilemez, ne
düşündüğünüz, ne söylediğiniz olduğu gibi ortadadır.
Üstüne yeni bır duşünce koyarken de nereye bastığınızı
bilirsiniz. "Öyle dememiştim" ya da, "öyle demek iste-
memiştim" diye çırpınmazsınız. Her şey, işte orada,
yazıdadır. Söylediklerinizdoğruysa,yanlışanlayandü-
şünsün; yanlışsa, düzeltirsiniz...
Konuşmayı, o "hiç yok değil" lere, yazarak düşünen-
lere sevimsiz gösteren bir nitelik de söyleşi ezberciliği
olsa gerek. Sanırım bu ışin altındakı aldatmacada daya-
nılmaz bır iticilik var
Peki, yakın dostlar için bayağı geniş bir repertuvar is-
ter dedik, geniş bir repertuvar için de geniş bir çalışma,
geniş bir araştırma gerektiğine göre, sorun çözülmüş
olmuyor mu? Karşımızda söyleşiyi bir iki konu çerçeve-
sine sıkıştıran bir ezberci değil, birçok konuda söz alabi-
len geniş repertuvarlı bir ezberci var; başka birsöyleyiş-
le Kültürlu bir insan. mı? Belki bilgili denebilir, ama kül-
türlü denemez...
Repertuvarın dar ya da geniş olması yalnızca bir ilgi
alanı sorunudur. önemsizdir demiyorum. Ama asıl üs-
tünde durmamız gereken itici yön ilgi alanının darlığı
değil, doğrudan doğruya, "ezberc/Wc"tir, yani konulara
yaklaşım tarzı...
Bir konuda ilginç (ya da ilginç olmayan) bilgiler derle-
yip bunları ezberler, gerekli gereksiz, ortaya dökerse-
niz, söyieşilere repertuvarınızdaki bilgiler, görüşler,
yargılarla katılırsanız, düşünen bir insan, bir aydm ol-
mak yerine, bir başvuru kitabı olursunuz.
Kimi yazarlar, çeşitli dönemlerde yazdıkları yazılar
karşılaştırılarak "Bir dediği bir dediğini tutmuyor" diye
eleştirilirler. Değişik ortamlarda, değişik koşullar altın-
da, değişik kişilerfe yaptığı tartışmalarda, insanın birbi-
rini tutmayan sonuçlara ulaşması yadırganmamalı.
Kimse kimseyi etkilemeyecekse, herkes her tartışma-
dan, daha önce düşündükleriyle, hiç değişmeden çıka-
caksa, tartışmanın anlamı da, gereği de kalmaz...
Ezbercilerinki tarbşma değildir, onlar çekişirler, kav-
ga ederler Çünkü düşünme, değerlendirme, yargılama
yetenekleri körelmiştir.
Söyleşilerde de, yazılarda da itici olan, ezberçilikl^SJ
bilgi aktarıcılığıyla göz boyamaktır. Kanımca düşunerek
birbirini tutmayan sonuçlara varmak, ezberlediklerini
yineleyerek tutarlı kalmaktan çok daha yararlıdır. Ger-
çekleri irdelemenin, bilgileri denetlemenin, ilerlemenin
başka yolu yoktur. Yanılırsanız, ne yapalım, yanılmış
olursunuz... Bu dünyada tek başınıza değilsiniz ki!.. Biri-
leri doğruyu bulur, size de gösterirler...
Daha da ileri gidelim: Değil başkalarının düşünceleri-
ni, şu ya da bu konuda vardıklan sonuçları ezberleyip
yinelemek, insan kendi düşüncelerıni, kendi vardığı so-
nuçları bile ezberlememelidir.
Yohnay'don 'Doğa veBen'
Kültür Senisi - Genç sanatçı Levent Yalınay'ın fotoğraf
sergisi. 16 ağustos pazartesı günü açılacak. 31 ağustosa dek
acık kalacak olan sergi Beyoğlu Belediyesı Güzel Sanatlar
Galerisi'nde görülebılecek. İlk kışısel sergisini açacak olan
Levent Yalınay, ünlü fotoğraf sanatçılanndan Ersin
Alok'un öğrencisi ve çalışmalannı halen Alok'la birlikte
sürdürüyor. Levent Yahnay'ın sergılenecek olan yaklaşık
kırk siyah/'beyazçalışması, Türkiye'nin'çeşitli
yörelerindeki doğal ortamla, sanatcının kişiliğı ve
yaklaşımlan arasmdaki bağlantılan yansıtıyor.
Hacı Bektaş'ı anma törenleri
Kültür Servisi- Anadolu Alevilerinin "Pır"' bildikleri,
büyük düşünür ve gönül adamı Hünkar Hacı Bektaş Veli,
ölümünün 722'nci yıldönümünde törenlerle aruhyor.
Nevşehır"ın Hacıbektaş ilçesındekı tören löağustosta
başlayacak ve 3 gün sürecek. 30 yıldır büyük bir coşku ile
tekrarlanan ve son dört yıldır uluslararası düzeyde y apılan
törenlere. bu yıl 100 bin dolayında kişınin kaülması
bekleniyor. İnsanlığa önemli mesajlar veren Hacı Bektaş'ı
anma etkenliklennde Arif Sağ, Musa Eroğlu, Gülşen
Altun, Suavi, Ferhat Tunç, Dertlı Divani, Aşık Gülabı,
Mazlum Çiman. Sadık Gürbüz, İhsan Güvercin, Sabahat
Akkiraz, Emrah Mahzuni, Dilber Doğan, Muharrem
Kaya, Bilgesu Erenus, Saime Cantürk, Aşık Kadir Türk.
Ahmet Özat, Aşık Sefai, Cevahir Canpolat, Talip Şahin,
Mehmet İpek. Ekrem Ataer, Ashhan AJkan. Muharrem
Yazıcıoğlu, Songül Karh. Sevgi Ateş ve daha pek çok
sanatçı konser verecek. Aynca semahlar dönülecek, şiirler
okunacak. Hacıbektaş Beledıye Başkanı Ali Eğerden
alınan bilgıye göre, kültüretkinlikleri kapsamında çeşitli
paneUer ve konferanslar düzenlenecek, sergiler açılacak.
Bu arada tertip komitesirun yapuğı acıklamaya göre, Sıvas
katliamında vitirdığimız Asaf Koçak, karikatür sergisiyle;
Asım Bezircı kitaplanyla: Muhlis Akarsu, Edibe Sulari,
Nesimi Çimen ve Hasret Gültekin de türküleriyle
Hacıbektaş'ta olacaklar.
Balthus'un retrospektifsergisi
Kültür Servisi - Ünlü sanatçı Balthus'un retrospektifleri
Lozan Güzel Sanatlar Müzesi'nde sergileniyor. Picasso,
Miro, Kandinsky ve Leger gibi, çağımıza damgasını
vurmuş sanatçılardan sayılan Balthus'un sergisi büyük ilgi
görüyor. Sergide, 85 yaşındaki sanatcının 193O'lu >ıllardan
bugüne yaptığı, çoğu büyük müzeler ve özel
koleksıyonlardan derlenmiş birbinnden ilginç ve çarpıcı
yapıtlan yeralıyor. Geleneksel değerlere bağlı, resim
tadında resim yapan, yine de avangard konumunu
koruyan, eşine az rastlamr bir sanatçı olan Balthus, aynı
zamanda dünyanın en pahalı sanatçılanndan bin. Asıl adı
"Rola Kontu Klossovski" olan ve oldukça ilginç bir yaşam
öyküsüne sahip olan Balthus ilk tablosunu 19 yaşında
yapmış. Ancak 196O'lı yıllarda üne kavuşan Balthus'un
Lozan Güzel Sanatlar Müzesi'nde 29 ağustosa dek sürecek
retrospektif sergisi, çektiğı güçlüklere karşın tutkuyu ve
tutarlılığını yitirmeyerek doruğu ulaşan sanatcının 66 yılhk
öyküsünü anlatıyor.
Noyan Aydinç'in sergisi
Kültür Servisi - Dr. Noyan Aydinç'in fotoğraf sergisi
Ay valık Minerva sergi salonunda açıldı. 20 ağustosa dek
açık kalacak sergide Aydinç'in, Ayvalık ve Ege yöresi ıie
ilgili izlenimlenni yansıtan 35 çalışması yeralıyor.
•i
İ