Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyazsahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Özgen Acar •Genel Gorsel Yönetmen AB Acar •Duzenleme Mustafa Sağtamer Ankara Temsilcisı Cöneyt Areayürek •Haber Müdurien Işık Kansu. Hakiu Erriem Muessese Müdürü ErotEıtut •Koordınatör
Yayın Koordınalöru: Hikmet Çetinkava •fstanbul Haberien Ovher KanUrcı »Dış Haberler ErgnnBakı AtatürkBulvanNo 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ank<tra Tel. 4195020 (7 Hatj, Telex: Ahmet Korufcan •Muhasebe BSkot Veaer
•Genel Yayın Danışmanı Orhan Erinç »lş - Ekonomı Dtaç T»y»nç •Yurt Haberien Mehmet Sarsç 42344. Fax.(4>4195027 •Izrrur Temsılası Serdar Kmk. HZiya Blv 1352 S.2'3 Tel" «Idan: Höse>1nGârer•Iştetme önderÇdik
• Yazıislerı Müdürü CeUl Badanac «Ha- «Makaleler S«mi Karaören «Spor Abdülkadir Yücetman #Du- 831230Telex:52359,Fax (51)895360 •AdanaTemsılcısi.ÇedDYilenoğtolnönûai. «BıJgı-lslem Nai İaai *Mpsa«aı Sistem:
bcrSSf Müdürü M « t e ^ S zeltme AbdnUah Vaac. İ19S No 1 Ka.l.Tel 522550-522601-522492 Telex-62155,Fax.(71)522570 MMvetÇBer •Reklam:r " " -
Yijwlıy««wBi»««:YenıGün Haber Ajana, BaanveYa^ınglıkA Ş
TürkocajıCad 39/41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tei 5120505Teleı 22246. Fax( 1)5138595 IAĞUSTOS1993 İmsak 4 06 Guneş. 5.52 öğle 13 15 Ikındi: 17.10 Akşanr 20 28 Yata 22.05
Evrtamini
koruyor
•FRANKFURT(AA)-E
vitamıninin cildı güneş
yanıklanndan konıduğu
büdinldı. ABD'nin
Califomia Üniversitesi'nde
görevli Prof. LesterPakker,
E vitaminı üzenne yaptığı
araştırma sonuçlannı
açıklarken hûcreJenn
yenilenmesınde büyük rol
oynayan E vitamininin, cildi
güneşyanıklanna karşı
koruduğunu belırtti.
Almanya'da yayımlanan
Bild gazetesinın habenne
göre E vitamininin cilt, kalp
ve gözler için bir gençlik ücsiri
niteliği taşıdığı kaydedıJdi.
Bunun yanı sıra >aşlüık ta
görülen kas zayıflamas,
romatızma, eklem ağnlan,
damar kireçlenmelerine karşı
koruyucu etki yaptığı
bıldinlen E vitamininin,
cildin kjnşmasını ve
yaşlanmasını önlediğı de
beürtildi.Evitamıni
zeytınyağı, cevız, fındık ve
margarinlerde bol miktarda
bulunuyor.
Wpbaptiakta72
miyon sivrisinek
•ANTALYA(AA)-
AntaJya Belediye Çevre
Sağlığı Müdürlüğü
uzmanlan. vatandaşlan,
evlerin bodrum ye
sığınaklanndaki su
binkıntileri konusunda
uyararak buralann
sivrisineklerin üremesi ıçın en
dverişlı yerler olduklannı
bikürdiler. Uzmanlar, bır
bardak suda bile 12 milyon
sivrisinek larvasının
bulunabileceğını kaydederek
vatandaşlann, bodrum ve
sığmaklannı sürekli kuru ve
temiz tutmalannı istedıler.
Camılla'yakuaför
yasağı
•LONDRA (AA) - Prens
Charles ıle ılişkısi olduğu öne
sürülen CamiUa
Parker-Bowles'ın, bundan
böyle prensın ayn yaşadığı
eşi Prenses Diana'nın gitüği
kuaföre kabul edılmeyeceği
bildirildi.TheSun
gazetesındekı haberde,
Londra'nın lüks
semtlerinden Mayfaır'deki
'Danıel Gelvin' adlı kuaför
salonu çalışanlannın,
Prenses ve Bowles'ın
karşılaşmalannı
önleyebilmek için randevu
ayarlamakla zorluk
çektikleri ve bu yûzden
CamiUa Parker-Bowles'a,
"Başka bir kuaför saJonu
bulmasının en uygun yol
olacağmı" söyledikleri
behrtildi.
Telefonda
yeni uygulama
•Haber Merkezi-PTT
bugûnden ıtibaren telefon
şebekesinde yenı
numaraiama sıstemine
geçiyor. tlk uygulama bugün
Eskişehir'de başlayacak.
Uygulama fzmir'de 5
eylülde; Ankara, istanbuJ ve
Antalya'da 3 ekimde
başlayacak. 3 ekimde tûm
Tûrkiye'deyeni aJan kodu
uygulamasına geçılmiş
olacak. BöyleceTürkiye'deki
tûm telefon numaralan 7
rakamlı oluyor. Yıl sonuna
kadareskı ve yeni sistenun
biriikte kullamlabileceği
bildirildi. Yenı uygulamayla
şehirlerarası ararnalarda 9
yerine 0, uluslararası
aramalarda da 99 yenne 00
kullanılacak. İlk çevrilen 0
rakamından sonra da özel
sinyal (ikinci çevir sesı)
beklenmeyecek. PTT
yetkililerinden alman bilgiye
göre projenin maliyeti 360
milyar lira dolayında.
Bkuratma
makineleri
bakteriaıttnyor
•LONDRA (AA)-
Tuvaletlerdeki el kurutma
makinelerinin, el yüzeyindekı
bakteri sayısını arttırdığı
ortaya çıkü. Westminster
Üniversitesı Çevre Bilimleri
Fakültesı yöneticisi Brian
Knights ve bır grup ögrend
taranndan, 'Tuvajet Kağıdı
ve Kağıt Mendıl Üreticiieri
Birliği için ülke çapında
gerçekleşünlen bir araşürma
sonucu, tuvaletlerdeki el
kurutma makinelerinin
ağızlannda bulunan
baktenlerin, makinelerin
Ellerini kurutma
makineleriyle kunılayan
kişüerde bakteri sayısının
yüzde 504 oranında arttığı,
tuvaletteki havlulan
kullananlarda bu sayının
yüzde 10, tuvalet kağıdıyla
kurulayanlarda iseyüzde42
oranında düştüğü
kaydedildi
Şile Bezi Şenliği'nin ikinci gününde, 'maganda kültürü ve çağdaşlaşma' tartışıldı
Herkesbirazmaganda
A3enlikte düzenlenen panele konuşmacı olarak
^tılan OktayAkbal, Toktamış Ateş, Aydın
Boysan, Tan Oral, Turan Oflazoğlu ve Refik
Durbaş 'maganda'yı tarifettiler.
aneli yöneten Akbal magandalann öz dili
olan Türkçeyi bilmeyenler olduğunu, bunlann
karşımıza politikacı, bakan, başbakan hatta
cumhurbaşkanı olarak da çıkabildiğini söyledi.
MUHARREM AYDIN
ŞtLE - Şile Belediyesi'nce dü-
zenlenen 9. Şile Bezi Kültür
Şenkği'nde dün "maganda küJ-
tûrû ve çağdaşlaşma" tartışıl-
dı...
Belediye Meydanı'nda dü-
zenlenen ve büyük ilgi gösteri-
len panele, gazetecı-yazar Ok-
tay Akbal, gazetemiz yazarla-
nndan Prof Toktamış Ateş, mı-
zah yazan Aydın Boysan, yazar
Demirtaş Cevhun, gazetemiz çı-
zeri Tan Oral, oyun yazan Tu-
ran Oflazoğlu, ile gazetecı-şair
Refik Durbaş konuşmacı ola-
rak katıldılar.
Paneh yöneten Oktay Akbal,
son yıllarda "gariban" olarak
nitelendinlen çoğu kımseye
"maganda" yakıştırmasının ya-
pıldığına dikkat çekerek şunlan
söyledi:
"Magandalık yeni birolay de-
ğildir. Maganda eskiden de var-
dı. Bu akım, kültürsüzlüğün kül-
türü biçiminde gelişti. 2. Dünya
Sa>aşı sırasuıda da iıacıağa'lar
vardı. Bunlar çok para ka-
zanmış, görgüsüz insan tipferi.v-
di. Maganda daha farklı bir şey.
Asd maganda. kendi Öz dili olan
Türkeeyi bilme>enlerdir. Bu gi-
biler yaşamda karşımıza ber şe-
kilde, politikacı. bakan, başba-
kan hatta cumhurbaşkanı ola-
rak da çikabilirier."
emırtaş
Ceyhun
magandalığı
yozlaşmış bir
politikacının
profili olarak
tanımladı.
Gazeteci-şair Refik Durbaş'-
ın bir şiınyle renk kattığı panel-
de daha sonra söz alan Tan
Oral ise maganda kültürünü,
"kentleşroenin kaçınılmaz so-
nuçianndan biri" olarak yo-
rumladı. Oral, "Ayüar neden
ormanlan bırakıp İstanbul'a
geldiler acaba? Çünkü büyük
kentler zenginlik ve ünkanlar de-
mek. Ben Istanbul'da sahibinin
eve taksiyle götürdüğü a>ı)ar bi-
le gördüm. Zaten insanlar da
aynı nedenierden ötûrü kentlere
akm ediyorlar. Kentlere daha
önce gelenler, kenti rahatça kul-
lanıp hatta sahiplendjkleri için
sonradan geienleri küçümser bir
tavnia 'maganda'laştınyor"
şeklinde konuştu.
Turan Oflazoğlu ise magan-
da üzerine herkesin farklı gö-
rüşler ortaya koyduğunu, farklı
yorumlar getirdiğine dikkat
çektiği konuşmasında, "magan-
dalığın temelinde eğer kültür
yozlaşması mevcutsa bu, evreo-
sel bir sorundur. Ancak o topiu-
mun bönyesi sağlamsa bu sorun
kolayca atlablır. Kentleşme
kapsamında insanm dış dünyav-
la olan ilişkilerinde meydana ge-
len bozukhıklar sonuçta kendini
maganda olarak gösterir" dedi.
1200 yıl once kullanılan "Ey
Türk,titreve kendjne gel!" sözü ile Ata-
türk'ün "Ne mutlu Tûrküm diyene" sö-
zünün boşuna soylenmedığini vurgula-
yan Oflazoğlu, Mozart'm "Türk gibi"
anlamına gelen "AUa Turka" adlı bır
beste yaparak Türkleri yücelttiğini, an-
cak ne gariptir ki Türklenn "Alatur-
kayı, küçük görüp beğenmediğini ve ala-
turka olan her seyi kendisinden uzak gör-
düğunü, böylece tarih >e kendisivle çeliş-
kiye düştüğünü" belirtti...
Yunus Emre ve Mevlana'nın özTürk-
çe, Baki ve Fuzuli'nin ise Farsçayı kul-
landığına dikkat çeken Oflazoğlu, Yu-
nus Emre'nin 16. yüzyılda Şeyhülislam
tarafından yasaklandığını, böylece
İstanbul'a özTürkçe'nin girmesınin en-
gellendiğini söyledi ve bu durumun ad-
landmna yöntemıyle yabanalaşma akı-
mını hızlandırdığırıi vurguladı. Günü-
müzdeki maganda kültürünün de bu
yabanalaşma akımının bir uzantısı ol-
duğuna işaret eden Oflazoğlu, artık der-
gi, bina, kuruluş gibı çoğu şeyin ad-
lannın yabana olduğunu, günümüz
Türkiyesi'mn ise bır maganda kültürü
taamızu altında bulunduğunu dıle ge-
tirerek. "Ancak bunlar kendi adlarına,
kendi hayattannı yaşamıyorlar. Bu ne-
denle arkaiannda kaJıcı hiçbir şey bıra-
kamazlar" şeklinde konuştu.
"Kara Bıyıklı Törkler" kıtabının ya-
zan Demirtaş Ceyhun ise magandalığın
sınıfsaJ bir yanı, ideolojik bir yapısı ol-
duğunu, maganda tanımlamasının kül-
türel bır kavram değıl; yozlaşmış bir po-
ütikaanın profilini oluşturduğunu söy-
ledi. Magandalığı herkesin kendi içınde
araması gerektığini savunan Ceyhun,
Şile Bezi Şenliği sürüyor. Şenlik yüriiyüşü ve mankenlerin de\e üzerinde ilçe merkezinden geçişivle başlayan şenlik kapsamı-
nda geceleri de defileler yapdıyor, çeşitö sanatçılann katıidığı konserier veriliyor.(Fotoğraflan MUHARREM AYDCV)
bu sorunu ise "göçebe toplum" yapısı-
ndan kurtulamamamıza bağladı.
Gazetemiz yazarlanndan Prof. Tok-
tamış Ateş ise maganda sözcüğünün
Arjantın'deki tangoculardan, maço
sözcüğünün ise İspanyol at çobanlann-
dan günümüze kadar geldiğini, magan-
dalığı, maçoluğu birbinnden ayn kav-
ramlar olarak değerlendirmek gerekti-
ğinı anımsatarak başladığı konuşması-
nda. farkJı yörelerden farklı folkiorik ve
fîzyolojik özellıkleriyle gelen insanlann
Boysan ise yaptığı esprilerle maganda-
nın profilini çizmeye çalıştı. Boysan,
dınleyicilen hem düşündürüp hem de
güldürdüğü konuşmasında maganda
kültürü ve çağdaşlaşma konusu üzerine
görüşlenni şöyle dile geirdi:
"ÇevTemde maganda yüzlü insanlara
pek rastlayamadm. Yoksa onlann ar-
kasından konuşmuş gibi mi olacağız?
Ama ne yapalım onlar da gelseler ve ken-
dilerini dinleselerdi. Maganda, yeraltı-
ndanrtimvatan sathına yayılıp ülkeyi ku-
agandalann, yeraltından tüm vatana
yayılıp ülkeyi kuşattığını söyleyen Aydın
Boysan 'Magandalarköşedönücüdürler.
Politika ve basın magandalan hep yan yanadır
ve geceyanlan telefon görüşmeleriyle
ünlüdürler' dedi.
kentteki uyum sorunlanyla içine düş-
tükleri psikolojik boşluk sonucu ma-
ganda kültürünün ortaya çıknğjnı söy-
ledi. Magandalann kentteki güçlü in-
sanlan kıskanarak, onlar gibi olmak
için her türlü oyuna girmekten çekin-
medıkierinı vurgulayan Ateş, ülkedeki
sosyo-ekonomik çöküntünün nedeni-
nın sanıldığı gibi maganda ya da maco-
lar olmadığını, aksine bu çöküntünün
eseri olarak maganda ya da maçolann
çoğaldığını belirtti. Mizah yazan Aydın
şatmış durumda. Yani maganda ege-
menliği söz konusu. Maganda ulusal ah-
laki değerleri korumak adına gerçek de-
ğerleri. erdemi, duriistlüğü, mannğı, aklı
kııUanmayı unutru. Magandalık bir gö-
rüntü değil; anlayış ve da>Tanış biçimidir.
Maganda kadını sever, sevdigini söyler,
onu sahiplenir; ancak reddedildiğinde ise
aynı kadını 32 yerinden btçaklamaktan
da geri kalmaz. Kumazdır ya dalka\uk-
luğunu çok sever. Kendine özgü diileri
vardır. Trafikte hızla şerit değiştirir, yere
tükûrür. Örneğin bir iki şarkı ezberleyen
şarkıa kız ikide bir söze "sanat ha-
yatmı.'*' diye başlar. Magandalar Ata-
türkçü gecinir. ancak el altından yobaz-
laşmanın kapısını da yine kendileri açar.
Yorum vok yerine,
k
No comment' der-
ler. Köşedönücüdürler. Politika ve basın
magandalan hep yan >ana, iç içedirler.
Bunlar geceyanları telefon görüşmele-
riyle ünlüdür. Kısacası poürikadan bası-
na. sanattan bilime, medyadan rjcarete
kadar ber alanda, yaşamın her alanında
magandava rastlanır. Aslında her in-
sanın içinde biraz magandalık vardır.
Magandalara karşı düşünen beyinler ge-
rilemeyi durdurarak sağlayabilirler. Or-
neğin eskiden ezan bile Türkçe okunur-
du. Eğer magandalar azınlıktan çoğunlu-
ğa geçerse, toplumu bir tehlike bekliyor
demektir. Bu nedenle düşünen beyinlerin
silkelenmesi, dallarındaki çürükkri at-
roası gerekir. Çünkü magandalığın ilacı
yoktur..."
9. Şile Bezi Kültür Şenliği'nin kapsamın-
da düzenlenen şiir dinletışinde ise Sunay
Akm, Tevfik Taş, Mecit Ünal; aşk, sevgi,
ölüm, aynlık ve ınsan ilişkileri ıçeriklı şı-
irleri liman Alanı'nda kalabalık bir dın-
leyici grubuna okudular. İkmcı gün ise
Akbank Karagöz Kukla Tiyatrosu lıse
bahçesinde bir gösteri gerçekJeştirdi. Os-
man Görgen Şenlik Alanı'nda da Tay-
fiın, Burhan Çacan, Hüner Coşkuner'in
yanı sıra Kamil Tekyddız
veGrubuıle Anadolu Ünı\ersitesı Halk
Danslan Topluluğu'nun konser ve gös-
terileri yapıldı.
Rahmi Saltuk sonundayasak
zincirini kınp konsere çıktı
Gözakuula
müzjkziyafeti
• Polis tarafından Açıkhava Tiyatrosu önünde
alınan geniş güvenlik önJemieri, izleyicileri
ürküttü. Konseri izlemeye gelenlerin çantalan ve
üstleri giriştepolis tarafından tek tek arandı.
Haber Merkezi - Son on yı-
lını konser yasaklanyla bogu-
şarak geçiren ses sanatçısı
Rahmi Saltuk, 2 Temmuz gü-
nü Şışli Kaymakamhğı tara-
fından yasaklanan konserinı
önceki gece Açıkhava Tiyat-
rosu'nda gerçekleştirdi.
Polisin aynntıb arama yap-
ması. konserin yanm saat ge-
cikmeyle başlamasına neden
oldu. Açıkhava Tıyatrosu'-
nun ancak üçte birinin dolma-
a, Rahmi Saltuk tarafından
"Üst üste bu kadar yasak olun-
ca. konsere gelecek olan izleyi-
ci, nasıl olsa yasaklanacâk,
mantığıyla bu konsere yeterin-
ce ilgi gösteremedi. Gelenlerin
bir bölümü de bu kadar pobs
görünce geri döodükr" sözle-
riyle açıklandı.
'Aşacağız'
Sahnedeki yerini alan Sal-
tuk. daha Önce yasaklar nede-
niyle dinleyicileriyle bir araya
gelemediğini belırterek "Bun-
lan da aşacağız" dedi ve Saba-
hattin Ali'nın şiınnden yaptığı
"Başın Öne Eğilmesin" türkü-
süyle konsenne başladı.
Türkülerini sıraladıkça per-
formansı yükselen Saltuk, Pir
Sultan Abdal türküleri bölü-
münü, Sıvas'ta 2 temmuz gü-
nü yakılarak öldürülen aydın-
lan anımsatıp ilerlemenin
durdurulamayacağını anlata-
rak başlattı. Saltuk Jürküsüne
başlarken ızleyicıler "Sıvas'ın
besabı sorulacak" slogamnı
dakikalarca haykırdılar
Saltuk, konsennm bir baş-
ka bölümüne gecmeden önce
izleyicilere "Şimdi ne söyleye-
Km" diye sorunca, izleyiciler
çoğunlukla Nazım Hikmet-
ten okumasını veya "Tann
Baba" türküsünü söylemesıni
istedıler. Saltuk'un. "Canım,
ben size usulen sordum. Yoksa,
ben bildiğimi söylerim" sözleri
gülüşmelere yol açtı.
Ahmed Arif, Hasan Höse-
yin, Nazım Hikmet gibi ozan-
lann şiirlennden oluşturulan
türkülerin yanı sıra geleneksel
halk türkülerinin yorumlannı
da sunan Saltuk'un konseri,
genel olarak izleyiciyı coştu-
ran, kimı zaman yüksek sesle
türkülere katan bır ntimde sü-
rerken geceyansına doğru
coşkulu, ama olaysız tamam-
landı.
FOÇA
Antiksınlca'
restoreedSUyor
• Bir zamanlaryalnız doğa ve deniayle tanınan
Foça, son dönemdeki arkeolojik bulgular saye-
sinde tarih zenginliğiyle de öne çıkıyor.Turizm
acenteleri, "Denizi temiz. doğası bozulmamış ve 3
bin yılhk tarihi bir kent sizi bekliyor" mesajlanyla
yabana turistleri çağınyor.
ŞEVKİAVCI
FOÇA - Geçen yılki kazı-
larda ortaya çıkanlan ve Ana-
dolu'da son dönemlerin
önemli buluntulan arasında
sayılan M.Ö. 6. yüzyıla ait
kent surunun restorasyonuna
başlandı. Bu arada iki ayn
yerde sürdürülen çalışmalar-
da da Anatannca Kybele'ye
ait bir açık hava tapınağı ile
tabamnda M.Ö. 5. yüzyıla ait
bır amphora ortaya çıkanlan
bir yapı kazılıyor.
Daha önceki yıllarda Fo-
ça'mn tarihi kinüiğinden hiç
söz edilmezken şimdi turizm
acenteleri, "Denizi temiz, do-
ğası bozulmamış ve 3 bin yıDık
tarihi bir kent sizi bekliyor"
mesajlanyla yabana turistleri
çağınyor. Son yıllarda belde-
nin kımliğine 'arkeolojik bu-
luntulann' damgasını vurma-
sı, kuşkusuz önemli buluntu-
larla sağlandı. Doç. Dr. öroer
Özyiğit ve Ege Üniversitesi
Edebıyat Fakültesi Arkeoloji
Bölümü öğrencilerinin çaba-
lanyla Anadolu'daki en eski
tiyatronun ardından geçen yıl
da Bodrumlu tarihçi Hero-
dot'nun kitabında söz ettiği
Pbokaia kent surunun bir bo-
lümü ortaya çıkanlmışü. Gün
ışığına çıkanlan Pers saldınsı-
na karşı Phokaialılann inşa
ettiği sur duvarlan doğal ko-
şullardan etkilenmeye başla-
yınca restorasyonuna girişil-
di. Arkeolog restoratör Suzan
özy^it ve öğrencileri kollan
sıvadılar. Ellerde fırçalar, ya-
pışüncılar, 2 bin 600 yıl önce
inşa edilen duvann önünde işe
koyulmadan önce, o zamanki
Phokaiah taş ustalan saygıyla
anıldı. Suzan Özyiğit anJaü-
yor:
"Harç kullanılnıadan yapı-
lan bu duvar birharika. V üzvıl-
lar ötesine dokunmak, bu gü-
zellikte bir surla yüz yüze ol-
mak heyecan »erici. Restoras-
yon için önce taş anaüzleri
yapıldı. Taşuı direnci ölçüldü.
Uygun sertleştirid ve yapıştın-
cıyı belirledik. Şimdi sertleştir-
me yapdıyor. Kırık parçalan
yapıştırıyonız. Aynca sur taş-
ları arasından uzanan bitki
köklerini de kunıtuyoruz."
Tanhı surun güneş ve yağ-
murdan korunması için üstü-
neçatı yapımının da düşünül-
düğünü söylüyor Suzan Özyi-
ğit. Amaçlan bir an önce res-
torasyonu tamamlamak. Bu
surun kendi başına önemı ka-
dar, anlattığı ve sergiledigı bir
başka gerçek daha var. Ar-
keologlar. daha önce sadece
KaleiçTni sardığı sanılan sur
duvannın yaklaşık 500 metre
daha ılerde olmasımn Pho-
kaia'nın bilinenden daha da
büyük bir kent olduğunu bel-
gelediğıni söylüyorlar. Surun
varüğı bu durumu da kamtlı-
yor. Böylece tarihi Foca'ya
artık daha bır farklı bakmak
gerekiyor
Yeni buluntularda var
Foça'da restorasyonun ya-
nında yeni arayışlar da sürü-
yor. Amaç, beldenin bılinen
tarihi değerini yeni buluntu-
larla sergılemek. Foça Kazıla-
n Başkanı Ömer özy^it res-
torasyon çahşmalannın yanı
sıra iki ayn yerde sürdürülen
kazılarla ilgilı şunlan anlaü-
yor:
"Kazılan 2 ayn yerde götü-
rüyoruz. Bunlardan ilkinde an-
tik kentin küçük denize bakan
bölümünde Anatannca Kybe-
Je'ye ait bir açık hava ta-
pınağmı ortaya çıkarmaya ça-
bşıyoruz. Kazılar srasında
tannçanın betimlerinin yer al-
dığı düşünülen nişlerin önünde
kayalara oyulmuş bazı kanal-
lar ve sunak yerleri ortaya çık-
tı. Bu tapınağm arkaik döoem-
de oluştunıJdıığu sambyor..."
Diğer bır kazı da geçen ilk-
baharda PTTnin şebeke ça-
lışmalan sırasında ortaya çı-
kanlan görkemli bir yapı için
sürdürülüyor...
özyiğit. "PTTııin tş maünete-
rile vaptığı çalışmalar smsmda
birçok tarihi eser tahrip edil-
mişti. Şu anda kazdığunız yapı
da bunlardan biridir. Yapı çok
güzel bir taş işcüiği göstermek-
tedir. Belki de bir tapmaktnr.
Bumı önümûzdeki günlerde an-
layacağız, ama Foca'daki
önemli kalmblardan bin oldu-
ğu kesindir. Yapı tabamnda
bulduğumuz bir ampboraya
göre klasik dönemden ol-
malıdır" diyor.