16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS1993PAZAR 12 DIZIYAZI 4 Antalya türü eylemleri lKEMAL BURKA Y'LA KÜRT SORUNU ORAL CALI$LAR onaylamıyoruz Hz Kürtuütsalhareketinin bbrparçasıyız. Birtakunyöntenüer farkb da olsa -anlayışlarınuz- aynı cephedeyiz. Bunarağmen biz PKK'mn bazı eylemlerininyanhş olduğunusöyledik, açtkladık. Ama bu bahsettiğiniz türden eylemleri, biz de onaylanuyonız. B u dediğjnizi gerçek kabul etsek, yani PKK ateşkese" uy- maya hazır. O za- man son dönem ey- lemlerine baktığV mız zaman PKK'nın. Türk ta- rafını kışkırtKi özellikleri olan eylemlere giriştiğini göriiyonız. Antalya eytemferiyle turizme darbe vuracağız diyor. Bütun bunlar, Türk kamuoyunda da tepkisel bir ruh hali yaratıyor. Bunun intikamını almalıyız şek- Undeki göriişieri körüklüyor. Onu kışkırtan bir rol oynuyor. O zaman PKK'mn ateşkese ni- yetli olduğunu ifade edecek bir eylem tarzı olduğu pek söylene- bilir mi? Antalya eylemleri ol- sun, turistik yörelere yönelik tebditleri olsun, Gûneydoğu Anadolu'daki boşluklar olsun komculann afleleri ve cocuk- lannın öldürülmesi olsun. bütün bunlar Türk kamuoyunu tahrik eden eytemler. Bu eylemler Tûrk târafuıda da aklı seliıtı fçinde bu meseleyi çözme eğili- mini bertaraf ediyor. Mesela ben gitsem veya herhangi birisi gitse, dese ki başbakana, karde- şim oturun daha aklı selim sahi- bi politikalar izleyin. Kimse din- kmez; şu ortamda bu sözlere kulak asacak kimse bulunamaz. Bunu PKK da ktşkırtıyor. Aynı cephedeyiz BURKAY - Şimdi bir kere olaylar böylesine tırmandıktan sonra olaylan sınırlandırmak zordur. Kaldı ki yanhş diyebi- leceğimiz eylemler, mesela biz PKK'nın bazı eylemlerinin yanlış olduğunu söyledik. PKK ile biz aynı cephede oldu- ğumuz halde. Yani biz Kürt ulusal ha- reketinin bir parçasıyız. Birtakım yön- temler farklı da olsa -anlayışlanmız- aynı cephedeyiz. Buna rağmen biz PKK'mn baa eylemlerinin yanlış ol- duğunu söyledik, açıkladık. Ama bu bahsettiğiniz türden eylemleri, biz de onaylamıyoruz. Türk devletinin bu tür eylemleri yok mu? Örneğin uçak füolan ile ne yapı- yor Türk devleti? Yani 100 binlik or- dularla ne yapıyor, bu arslanlarla rru savaşıyor? Bu uçaklar gidip bomba- lannı gerçekten PKK gerillalannın üzerine mi boşaltıyorlar? Hayır, bir- çok yerde köyleri bombalıyorlar. Te- rör saçıyorlar. Terör tırmanacak îkincisi, gerçekten gerillalan rru öl- dürüyor? Birçok yerde gerillalan gö- rerniyor; herhangi bir eylemden sonra gidip orada köyde tutukladığı erkekle- ri kurşuna diziyor, çocuklan kurşuna diziyor. Devlet, PKK'mn Bingöl'de yaptığı şeyi, diyelim ki orda -üstelik as- ker oradakiler- oraya savaşmak için gelmiş. Ama PKK onlar esirken öl- dürmüş. Hükümet bunu sivil hallca uyguluyor, yıllardır uyguluyor. İşken- ce çarmıhında öldurülen insanlar.. Bunlar Kürt, Türk, PKK'lı. PKK'lı olmayan bir sürü insan. Devlet bunu Antalya'nın ünlü 'Lokantacılar Caddesi'ne PKK'mn attığı bomba sonucu çoğunluğu Alman turist 26 kişi yaralanmışü. yıllardır yapıyor. O halde devletin bu konuda PKK'yı suçlaması haklı değil- dir. Buna hakkı yok. Ha, devletin dışında bizim, sizlerin yani toplumun, gerçekten demokratik güçlerinin Kürt-Türk bu yanlışlan gö- rüp önlemesi gerekiyor. PKK'mn yanışlan varsa onu da söyleriz. Olay- lar kontrolden çıktı ve giderek çıkıyor. Sorun şudur. Yani PKK bunu yaptı. O halde biz öç ahnz. PKK ile görüş- meyiz değil. Bununla. bu mantıkla bu- raya kadar. Ve terör gitükçe ürmanı- yor. Bence daha da tırmanacak. - O zaman şu ohıyon Bir tarafa gkti- yorsunuz. kardeşim dur diyorsunuz, o diğerini gösteriyor. Şimdi PKK'y a gidi- yor diyorsun ki. 'hadi banşçı bir zemin için koşulları hazırla.' 'Hayır' diyor, bak her gün operasyon vapıyor. Devfc- te, 'bu iş böyle olmaz, sürekli gerillalar- la dağlan, taşlan bombalayarak başa çıkamazsm. vazgeç' diyorsun. O da di- yor ki, 'ama benim 15 tane askerimi öl- dürdü. gitti benim masum vatandaşımı öidürdü/ Her şey sağırlar diyaloğuna dönüştürülmüş dunımda... BURKAY - PKK nedir, ne değildir, devletin yaptığı nedir, ne değildir? Ya- ni demin de söylediğim gjbi bu sağırlar diyaloğundan çıkmak için, bu durum- dan çıkmak için, öncelikle sağır olma- yan insanlann diyaloğunu başlatmak lazım. Ve bunun için de karşılıklı ola- rak ateşkesin kabul edilmesi gereki- yor. Bu noktada haksız olan devlettir. Çünkü PKK dün ateş kesti. bunun ör- neğini verdi. Devlet ne yaptı? Bugün deeğer devlet ateş keserse PKK buna açık olduğunu söylüyor. O halde du- nım ortada. Haksız taraf devlettir. "Banşçı yollan devlet tıkıyor" - Devlet de kesti ateşi. Yani yer yer eylemler y apmış otmakla birlikte, kök- lü bir değişiklik yapmış ofanamakla bir- likte, devlet de belli bir ölçüde ateşkese uydu. Bir rahatlık sağlandı Gûneydoğu Anadolu'da. Sizin görüşünüze göre esas sonımlu devlet olabilir, ama bir anlam- da bu işi tahrik etti karşı taraf da. Peki şündi ne yapmak lazHn? Karşılıklı ko- nuştuğumuz zaman her iki taraf topu birbirine atıyor. Hükümet yetkililerine diyoruz ki, '> apmayın, bu olmaz, bunun sonu yok.' Bunlan gidip söylüyoruz on- lara. Onlar diyorlar ki, "her gün askeri- mizi öldüren, silahsız ve masum kişileri yanndan itibaren ateşi kessin. BURKAY - Tabii. daha biz bir hafta önce bu Antalya'daki olaylann hemen ardından -kaldı ki Antalya olaylannı da kimin yaptığı belli değil- yani bun- lar örneğin Van'daki Otel eylemi gibi olabilir veya bir provokasyon olabilir. - Ama buna biraz da PKK zemin ba- zniryor. Yani İKn turistik bölgeleri bombalayacağım' diyor. Bombalama olunca da... BURKAY - Onun üstüne yıkılıyor. Biz Antalya olaylannın hemen erte- sinde ve bu yurtdışındaki konsolos- luklara yönelik eylemlerin hemen erte- sinde, bır bildiri yayımladık. Ve biz her ikı tarafı da ateş kesmeye çağırdık. Hem devleti. hem PKK'yı. Dolayısıy- la bugûn de bizim o tutumumuz de- vam ediyor. Bence sorunu başlangı- cından ele almak lazım. Yani 70 yılSk politikadır bugünkü durumun sorum- lusu. Bugünkü terör ortamının so- rumlusu, 70 yıldır uygulanan Kürt po- litikasıdır. Yanhş politikadır. Türk devleti, Kürt halkmın haklanm tanı- madığı için, Kürtleri zorla Türkleştir- öldüren katillerle bizi zorla uztaşmaya zorluyorsunuz.' İki tarafa, yani dz Ke- diği için, asimile etmek istediği için, mal Burkay olarak iki tarafa birden hak istedikleri zaman onlara baskı açıkça "ateşkesin kardeşim" cağnsını yapıyor musunuz? BURKAY - Biz bunu yaptık... - Yani siz diyor musunuz, iki taraf da yaptığı için bugünkü duruma gelin- miştir. Siz insanlara böyle sürekli bas- kı vaparsanız. legal kanallan. banşçı kanallan tıkarsanız bir yerde karşı ta- rafı şiddete yöneltirsiniz. Dolayısıyla devletin bu politikasını değiştinnesi la- zım. Sorunun çözümü buradadır. Bunu görmek gerekiyordu. Hikmet Çetin'in Kürt olması - Türk târafuıda da bu iddiaya karşı şöyle şeyler söyleniyor Şimdiye kadar Kürtler, Türkiye'deki devletin bütün kademelerine gel- diler. İşte DLŞişleri Bakanı Kürt. Cunüiurbaşkanrnın bir tarafı kürttü. İkincisi, her insan milli- yetine bakümaksızm, kökenine bakılmaksı/ın istediği okulda eğitim yapabiliyor, istediği gö- reve gelebiliyor. Birçok Kürt zengini var Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde. Bunların yaşam- lan ile ilgili her hangi bir ayınm gözetilmemesine rağmen niye 'Kürtler ille de biz ayn olacağız' diye ısrar ediyoriar. Bunu biz anlamıyoruz diyorlar. Çok sayı- da insan böyle düşünüyor. BURKAY - Osmanlı devleti de bürokrasisi de çoğunlukla baskı alündaki halklardan ku- rulmuştu. Hıristiyan halklar- dan, Araplardan. Rumlardan.. Ama bu, halklar üzerinde Os- manlı sömürüsünü, baskılannı önlemeye yetmiyordu. Os- manb devleti, Balkanlardaki birçok ulusu, Arabistan'ı, Kür- distan'ı sömürüyordu. Elbet Türk halkı da bundan payını alıyordu. Yani ben Türk halkı o dönemde sömürülmüyordu demiyorum. Türkiyefc de bir kısım Kürtlerin devlet kademe- lerinde üst kademelerdeki yer- leri tutmalan, Kürtlerin özgür olduğu anlamına gelmez. Kürtlerin kendi haklanna sa- hip olduğu anlamına gelmez. Belki en kaba şekilde şöyle söyleyebiliriz: Kürtlerin cel- ladırun Kürt olması, onlara bir şey kazandırmaz. Ne yazık ki bu Kürtler, Türklerden de fazla Kürt haklanm inkâr etmekteler. Ve zaten onun için bu makam kendilerine verilmiştir. Uzun yıllardır herhangi bir Kürdün Içişleri Bakanı olmasına fırsat verilmedi. Milli Güvenlik Kurulu'na da girmemesi için özellikle çaba har- candı. Dışişleri Bakanhğj böylesine kritik bir bakanlık sayılıyordu. Eğer bugün Hikmet Çetin Dışişleri Bakanı ise bu, belki herhangi bır Türk'ten daha fazla şpven olduğu içindir. Çoban kurtulur mu? Türklerin içensinde Kürtlerin dost- lan da var, demokrat insanlar var. Adil insanlar var. Ben bütün Türk halkını. Türkleri aynı kefeye koymu- yorum. Ama bugünkü baskı politi- kasını benimseyen bugünkü devlet po- litikasını benimseyen şoven kesimler, egemen kesimler, bunlardan da fazla olarak Kürt haklanna karşı çıktığı için, bu tür insanlann Kürt olması hiç- bir şey ifade etmez. Bu insanlar Kürt sayılmazlar. Onlar saf değişürmişler- dir. Yani bir çobanın da başbakan ya da cumhurbaşkanı olması gibidir bu... - Çobanın kurtukluğu anlamına gel- mez diyorsunuz? • BURKAY - Gerçi çobanlann kur- tulduğu anlamına gelmiyor. Demirel'- in Cumhurbaşkanı olması, Türkiye'de ve Kürdistan'da tüm çobanlann artık mutlu olduğu anlamına gelmiyor. YARIN: Federasyonbir çoznm ma? SOSYALIZM Savaş,ekonomikalandakaybedildiProtetarya partisi olarak ortaya çıkan ve kendisiniıı proletary a partisi olduğunu söyley en bütün partfler enternasyonalist otduklannı da söylediler. Bu enternasyonalin kurueusu Marx'ın başmdanberi ukelerioden birisidir. Hatta suûrlar, devleder vs. ortadan kaldınlmabdır şekünde bir vurgu hep yapddı. Pratıkte tersi bir geUşme oldu. Bütün bu proletarya partilerinin milli yani, eşjtükçi yanmdan enternasyonalist yamndan ağırbash. Herhangi bir parti gösterflemez ki bu parti kendi milli çıkarlannı değil, uluslararası emekçi hareketini, ıduslararası ezilen ülkelerin çıkarlannı ön plana çıkarmtş olsun. Siz de bir milli hareketin çok yoğun yaşandığı bir boigede pofaüka yapıyorsunuz. Siz bundan ne ölçüde kurtnlabildiğinizi zaımediyorsunuz? BURKAY -Entemasyonalizm. sosyalızmin en güzel yanlanndan birisi. Sosyalıstlerin her zaman koruması gereken yanlanndan birisi. Enternasyonalist olmadan sosyalist . olunmayacağıkamsındayım. Enternasyonalist olmayan bir sosyalizm, milli dar görüşlülüğe ya da bencilliğe düşer. Geçmişte herkesin entemasyonalizme uyduğunu ileri sürmüyorum. Gerçı biz 8-10 >ıl öncesi Sovyetler'in ve diğer sosyalist ülkelerin entemasyonalist bir politıka izlediklerini sanıyorduk Sonradan daha iyı anladık ki kağıt üzerindekı sözler her 2aman hayata geçmiyor. Yapılan birçok ışin de entemasyonalizmle ilgisi yok. Devletçıkarlan milli çıkarlar denen çıkarlar, yani dar ulusal çıkarlar gczetilmiş. Dünkü komünist parülerin, sözde enternasyonalist partilerin nasıl sapır sapır döküldüklerini, liderlerinin, kadrolannın, tabanlanrun nasıl dağıldığuu gördük. Böyle partilerin, o insancıl entemasyonauzmi yürütemediği açık. Ama tümüyle entemasyonalizm dışı mı oldu geçmişteki süreç? Hayır. Bana göre Sovyetler'de de başka ülkelerde de enternasyonalizme uygun Uişküer de vardı. Tümüyle yozlaşmamıştı. Vietnam halkına sağlanan destek, diğer ulusal kurtuluş hareketlerine sağlanan destekler, ekonomik destekler. Ama bunlar yine de sosyalizmi kurtannaya yetmedi. Demokratik bir mekanizma oluşturamadıklan için,yani tek parti ve onun yozlaşması gerçekleşti. tkindsi de olgunluk derecesine vanlmadı. En azından bu büyük deney yenilgjye uğradı. Şimdi bizim bundan dersler çıkarmarmz gerekiyor. -tşte Küba olsun, Çin olsun. Kuzey Kore olsun, bunlar sosyalist ülkeler olarak varlıklanıu sürdüriiyorlar. Ve bazı sosy alist gruplar da bu ülkeleri sosyalizmin gelecekteki önemli örnekleri olarak değerlendiriyorlar. Kore'deki sistem Kim ll Sung'ıuı oğhma veliahtiık verdi. Yani feodal sjstemlerdeki padişabiıkta olduğu gibi baba, oğula öknedeniktidan devTetti. Bunlan sosyalizmle nasıl bağdaştırabfleceğiz. 'ovyet ekonomisi, Doğu Avrupa ülkeleri ekonomisi güçlü olsaydı, demokratik bir atılım da sağlayabilirlerdi. Oysa demokratik atılım yapmak istedikleri zaman çöktüler ekonomik alanda sosyalizm bence savaşı kaybetü. Asıl olan oydu. Ekonomik alanda kaybetti yanşı. Eğer Sovyet ekonomisi, Doğu Avrupa ülkeleri ekonomisi güçlü olsaydı. demokratik bir atüım da sağlayabüirlerdı. Oysa demokratik atılım yapmak istedikleri zaman çöktüler. Dolayısıyla sosyalızmin kuruluşunu saf bir demokrasi sorunu olarak da görmemek lazım. Yani ulusal ve uluslararası koşullann olgunlaşması gerekiyor. Ve Manc'ın söylediği buydu aslında. özünde buydu. Ama Marx da belki bir erken sosyalizm bekliyordu. Marx da Paris komününü destekledi, bu doğaldır. Ama bu.. Marksizmin özünde bu var. Sosyalizm; ekonomik, sosyal koşullann belli bir olgunluk derecesinde gerçekleşir. Ne yazık ki bu BURKAY - Tabii sosyalizmi ben bir ütopya olarak görmüyorum. Yani ekonomik alanda, sosyal alanda bir realite olarak görmek lazım. Bu ülkelerin önünde bir açmaz var bence. Dünkü Sovyetler'in önündeki açmaz, Çin bakımından da Kore bakımından da Küba bakımından da söz konusu. Castro devrimden gelmiş bir lider. Yani devrimçi bir kişüiği olan birisi. Ama bu da yetmiyor. Örneğin Castro cesaret edebilir mi çok partililiğe. Yani bir yandan diyoruz ki sosyalizm rmlkın düzeni, eşitlikçi bır düzen, büyük çoğunluğun düzeni, emekçüerin düzeni. Ama diğer taraftan çok partililiğe cesaret edemiyoruz. Çünkü o halk, o emekçiler bir anda kapitalizme dönebilirler. Bu da tarüşüabilir. Kapitalizm iyi olduğu için değil. Ama şu andaki durum, demek ki 70yıllık uygulamaya rağmen halkın seçimi o yönde olrnuyor. Aksi yönde ohıyor. Bu açmazÇin için de, Kore için de vardır. Ona katılıyorum. Yani yıllar önce de Kim Ü Sung'un hayatı ileilgili kitaplar okumuştum, şaşırmışüm. Babasrndan, dedesinden başlayarak olağanüstü bir kişilik çiziliyor... Kim tl Sung da önce dedesinden başhyor, sonra babasında devam ediyor, sonra sıra kendisine geliyor. O da oğluna intikal ediyor. Bu, insanlan kutsallaştırmakür, bir aileyi kutsallaştırmaktır. Buyanlışurelbette. Bunun o zaman padişahhktan farkı nedir? Padişahlık da soydan geçiyordu.. iktidar ve onlar da yan kutsaEaştınhyorlardı. Bu yanbş bir şey. Elbet ben Kim tl Sung'un ve Kore'deki rejimin Kore halkı için aynı şeyı yapüğmı düşünüyorum. Onu öteki ülkeler de yaptılar. Sovyetler 'dede oldu. Ama bu yetmiyor. Yani yığınlara, yığmlann özgür seçimine dayanmadığı surece; isteğine, şevkine dayanmadıği surece; bir sistemin ayakta kalması mümkün değil. Bir yerden sonra tutamazsınız. Onun için işçi sınıfı dıktatöriüğü kavramına ben karşı çıkıyorumFarklı kavramlar, çözümler geürmemız lazım. Bu demokratik bir yapı. Odemokratik yapı da çokseslilik gerektiriyor, halk özgürce seçebilmeh. Dolayısıyla, keşke Kore'de demokratikleşme olsun. Bunlar kapitalizme dönsün istemiyorum. Kore de, Küba da, Çin de demokratikleşmeyı başarabüseler. Yani kapitalizme dönmeden demokratikleşmeyi başarabılseler. halk buna rağmen sosyalist kazanımlan korusa, yanlışlan da aşabılseler. SÜRECEK ANKARANOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Işıklar'ın Savaşımı: (3) Prof. Savci: "Kuynığunuz Sıkışınca mı?" Anayasa Profesörü Bahrl Savcı, bir haftaönce seksen yaşına bastı. Kendisini Ören'deki evinde yakaladım. Su- diş'le, 80. yaşını kutluyordu. Bahri Bey, bir hukuk adamı olduğu gibi, bir duygu adamıdır da. Asım Bezird, Sı- vas'ta gericilerce yakılıp öldürüldüğünde, Refika Be- zJrcl'yi avutabilmek için neler çektiklerini biliyorum. Halit Çelenkler deöyle, llhami'nin eşi Bahrrye Soysal da. Sıvas olayından sonra, Milliyet'ten Ali Sirmen hanl harıl benı aramış, ben de arayıp görüşememiştim. HaHI Çelenk için Çağdaş Hukukçular'ın düzenlediği "45. yıl" töreninin nerede yapılacağını soracakmış. Ali Slrmen'e "Ben iletirim selamlarını Halit 8ey'e"dedim, Fehmi Işık- lar olayına ne diyeceğini sordum; Ali Sirmen: - 84. madde orîadayken, Işıktar bir şey yapamaz/ dedi. Aynı soruyu Prof. Bahri Savcı'ya sordum, şunları söyle- di: -... Evvela lâfzına bakılır, ondan bir şey çıkmazsa, manasına ve öteki hükümleriyle beraber ve ondan da bir şey çıkmazsa, genel esprisine göre fikir inşa edile- rek yapılır. Onun için hakikaten Ali Sirmen'in söylediği doğrudur. Yalnız bir şey söylenebilir burada, politikacı- lara: "Kuyruğunuz stkıştığı zaman mı harekete geçiyor- sunuz?" 7982 Anayasası'yla bir demokrasi yürütüle- mez! Bu bir, bir de genel olarak anayasa mahkemeleri, siyasete kaçma eğilimindedir. Bunu iyi işleyebilirsin. - Yani? - Genel olarak verdiklerikararlar siyasi olur. Mümkün olduğu kadar, siyasi olmaması için demokratik düzenin çok işlerli kılınması lazım, o da bir anayasa işidir. Yani, ister istemez, siyasi sonuçlar doğuracak kararlar verir- ler. Hatta o yüzden, anayasa mahkemeleri, uzun zaman gelişmemiştir, istenmemiştir. iki noktayı belirtebilirsin: Bir, anayasa mahkemeleri zorunlu olarak, siyasi sonuç- lar doğuran kararlar verirler. Hatta o yüzden birçok memleket, bu yüzyılın başlannda anayasa mahkemele- rine direnmişlerdir, kurmak istememişlerdir. Fransa'da hâlâ yoktur; "Anayasa Komisyonu" vardır. Böyle, küçük memleketlerde daha çok türemiştir, onun için, şimdi ka- bul edenlerin içinde de elbette verilen karar, kendiliğin- den siyasi sonuçlar doğurur. Onun için "Anayasa Mah- kemesi olmasın", hatta "Siyasi Partiler Yasası olma- sın"; Siyasi Partiler Yasası'nı uyguladığın zaman parti- ler hakkında siyasi kararlar vermek zorunda kalınır. Onun için Siyasi Partiler Yasası'nı bile istemezler, "Ge- nel yasalar, dernekler, sendikalar hakkındaki mevzuat yeter" derler. Ama, biz kurmuşuz madem ki bunu, öy- leyse, bazen doğurduğu sonuçlara da katlanacağız, bunların çok sakıncalı olmaması için de demokrasiyi geliştirmeye uğraşacağız. Burada, politikacılara söyle- necek şudur: -1982 Anayasas), kaç yıl oldu kullanalı? On yılı geçti; on yıldır kullanılıyor, nerdeydi ANAP? Nerdeydi yeni hü- kümet? özal hükümeti, Akbulut hükümeti, Yılmaz hükü- rfıeti nerdeydi şimdiye kadar? Bir taraftan, "A, canım bu düzen böyle devam etsin, içinde biz işlerimizi yürüte- lim" diyorlar, bir yandan da böyle vahim sonuçlar çıkın- ca... Bu sonuç hakikaten vahimdir! Milletvekilliği, bir tem- sili görevdir. Yetkiyi, vekâteti, "ulus" verir, "ulus" a/<r. Onun yanında bir de daha evvelden, ulusun saptadığı hükümler vardır, milletvekili yapmaz; milletvekili olma koşullan var ya, onu yapmaz. Ama, çok önemli bir hiz- mettir, bu vekaîetulus tarafından verilir, ulus tarafından alınır ve vekil, ulus kadar özgürdür aslında. Bu sistemi takviye etmek lazım. Sıkıştığın zaman, buna sığındığın zaman "ikiyüzlülük" yapmış olursun. Olmaz, ikiyüzlülük olmaz! Bir taraftan, milletvekilinin önemini kuvvetlendi- receksin, bir taraftan da onu, ondan sora koruyacaksın. Öyle, sıkıştığın zaman şimdi, "Ne demek efendim, mah- keme karanyla milletvekilliği düşer mi?" Düşmemeli mahkeme karanyla. Mahkemeler de çok yüksek organ- lardır, onlar da ulusu temsilen hüküm verirler. Biliyorsu- nuz, 22 yaşında, 23 yaşında bir genç kız- "Türk ulusu adına" diye Sulh Hukuk Yargıcı olarak karar verir. Kara- rın üstündeyazılıdır: "Türk ulusu adına". O da önemlidir ama, milletvekilliği de çok önemli bir hizmettir, öyle ulu- orta taarruzlara açık bırakmamalı. Açık bırakmamak için taarruzlara, 1982 Anayasası'nı tümden değiştire- ceksin; değiştirme değiştirme, efendim.. Anayasa Mah- kemesi siyasi karar vehyormuş! Anayasa Mahkemesi, siyasi karar vermez, hukuku uygular. Bu olayda da hu- kuku uygulamıştır; ama uygulanmak mecburiyeti olan hukuk, yüksek hukuk ilkelerine aykırıdır. Sudiş araya giriyor: - Fehmi Işıklar'ı kurtaramayacaksın Ekmekçi... (gülüs- meler) - Olmaz, olmaz. Ama, şey var, nedir o, onu da anlama- dım. Derhal tebliğ edilip, adamın (milletvekilliğinin) düs- mesi de lazım!... - Ama, gerekçeli karar çıkmamış! - Ama, kendisine itimat edilen hukukçular, "Ancak, yayımlandığı zaman yürürlüğe giren Anayasa Mahke- mesi kararlan, cümlesinden değil bu. Binaenaleyh, bu karar verilmek ve belki yazıyla tebliğ edilmek suretiyle yürür" diyor. Böyle düşünen kendine güvenilir hukukçu- lar da var. 1982 Anayasası'nı parca parça düzelteceklerine baş- tan düzeltmeli! BULMACA 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Safraya rengini veren kırmızı pigment. 2/ Bir iş- te yetküi olan, usta... Kazaklarda halk meclisi. 3/ Halk müziğine özgü telli bir çalgı... Uzun tüy- lü bir av köpeği cinsi. 4/ Terbiyesiz kunse... Oyun- da berabere kalma. 5/ Yurdumuzda kurulmuş yinni bir köy enstitüsün- den biri. 6/ Acıklı... Ru- bidyum elementinin sim- gesi. 7/ Çoban köpeği... îstek, arzu. 8/ Gördek balığına ve- rilen bir başka ad... Bir şeyi kiraya veren kimse. 9/ Isı oluşturmaya yarayan elektrik direnci. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Resim ve yontu sanatlannda varhklann biçimi... Meyve kuru- su. 2/ Sarma, kuşatma... İspanyol- lann sevinç ünlemi. 3/ Kaynağı mitolojik çağlara dayanan kirişli bir çalgı... Simge. 4/ Vilayet... İçine soğan, sarmısak, maydanoz, ha- vuç gibi şeyler katılarak zeytinyağjyla pişirilen yemek. 5/ Mavi renkte değerli bir süs taşı. 6/ İnsanın var olabilmesi için doğayı değiştinnesi ve doğayı değiştirirken kendini de değiştirmesi sü- reci... Avrupa Topluluğu'nu simgeleyen harfler. 7/ İki kişiyle oynanan bir iskambil oyunu... Kuyruksokumu kemiği. 8/ Dü- şünce... Kakım, gelincik gibi hayvanlann lekesiz beyaz renkteki yumuşak postu. 9/ Bir meyve... Bir öğrencinin öğrenimini yap- ması için devlet ya da özel kuruluşlarca ödenen aylık para.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle