Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 HAZİRAN1993 PAZAR
HABERLER
Berna Yılmaz:
Kaftnlar
• ANKARA (UBA)-
Anavatan Partisi Genel
Başkaru Mesut Yılmaz'ın eşi
Berna Yılmaz, "Türkiye'de
kadın haklanndan belli bir
kesim yararlanıyor" dedi.
Yaşantısı ve beklentileriyle
ilgilı olarakgörüşlerini
açıklarken bugûnkü
durumdan şikayetçi
olmadığını beürten Berna
Ydmaz, geçmişte küçûk bir iş
sahibi olmayı amaçladığmı
vegündeortalama 100
mektup aldığını söyledi.
Evlenenden boşanana, çeyiz
parası olmayandan ilaç
bulamayana kadar herkesin
kendisine başvurduğunu
beiirten Berna Yılmaz,
Türkiye'de kadın haklanyla
ilgili bir soruyu şöyle
yanıtladı: "Türkiye'de kadın
haklannın ne zaman ve her
şarıta savıınucusuyum.
Ancak, bu hakkın
kullanılması gerektiğinin
önemiru de vurgulamak
isterim. Türkiye'de kadın
haklan, bütün kesimlere
yeterli ölçüde tanıülmadığı
için bundan sadece belli bir
kesim faydalanabiliyor.
Bunun yaygmlaşünlmasını
arzu ederim. Kadınlar
politikaya atılsın."
HEP-tenTüpkeş'e
•ANKARA (UBA)-HEP
Mardin Milletvekili Orhan
Doğan, MHPlideri
Alpaslan Türkeş'in "HEP
kardeş parti" nitelemesini
olumlu bulduklannı söyledi.
Doğan 'Son açıklamalardan
sonra Türkeş mi, İsmet
Sezgin mi daha demokrat
diye sorarsanız, Türkeş
derim" dedi. Doğan,
UBA'ya yaptığı açıklamada,
MHP Genel Başkanı
Alpaslan Türkeş'in 7 ay
kadar önce de benzer şeyleri
söylediğinı hatırlattı.
fran'da3'lû
• ANKARA (ANKA)-
Irak'taki son gelişmelerin
değerlendirileceği üçüncü
"üçlü" toplanü yann Iran'ın
Isfahan kentınde başlayacak.
İran'ın daveti üzerine
gerçekteşecek iki günlük
toplanüya Dışışleri Bakanı
Hikmet Çetin, Iran Dışişleri
Bakanı Ali Ekber Velayeti ve
Suriye Dışişleri Bakanı
Faruk Şara katılacek. Çetin,
toplantıya katılmak üzere
yann İran'agidecek. "Üçlü"
toplantıda Irak'taki son
gelişmeler üzerinde
duriüacak. Buçerçevede,
Irak yönetiminin 25 dinarlık
banknotlannı yürürhlkten
kaldırma karannın Kuzey
Irak ekonomisi üzerindeki
etkisı ve bölgede Türk Lirası
kullanımı, Iran'ın Irak
topraklannda üslenen
muhalif unsurlanna karşı
gerçekleştirdiği
operasyonlar, Türk güvenlik
kuvveticrini hedef alan son
PKK eylemleri ve sınırdaki
durum gibi konular üzerinde
durulacak ve görüş
ahşverişinde bulunacak.
Tûrk vatandaştıp
• ANKARA (AA)-
Bakanlar Kurulu, 643 kişinin
Türk vatandaşlığından
çıkmasına izin verdi. İçişJeri
Bakanhğı'nın yazısı üzerine,
403 sayıh Türk vatandaşlığı
kanununun 20 ve 44.
maddelerine göre alınan
Bakanlar Kurulu karan,
Resmi Gazete'de
yayımlandı.
KitercioğhJ:Aday
• ANKARA (ANKA)-
Devlet Bakanı Orhan
Kilercioğlu, DYP Genel
BaşkanlığYna aday olduğu
yolundakı iddialann doğru
olmadığını söyledi.
Kilercioğlu, bazı basın
organlannda adının DYP
Genel Başkan adaylan
arasında anılması üzerine bir
açıklama yaptı. Devlet
Bakanı Orhan Kilercioğlu
açıklamasında, "Ben
kimseyeadayolup
olmayacağım hakkında bir
şey söylemedim. İsmim,
bilgim dışında yazılmıştır"
dedi.
Bakan,Adalet çalışanlannın ücretlerinin maliyenin direnmesine karşın düzeltileceğini açıkladı
Oktay: Yargı lıızlaııacakTUNCAYÖZKAN
ANTALYA - Adalet Bakanı
Seyfi Oktay. yargıyı hızlandır-
mak ıçin 13 yeni yasa taslağı
hazırladıklannı ve bir celsede
karar alınmasını öngördükleri-
ni bildirdi.
Oktay, iş mahkemelerinde is-
pat yükümlülüğünü işverene
vereceklerini, devletle birey
arasındaki ihtilaflan mahke-
meye götürmeden çözmek için
"uzlaşma kurullan" oluştura-
caklannı açıkladı. Adalet çalı-
şanlanna ücret zammı konu-
sunda maliye bürokrasisinin di-
rendığini, ancak bunu aşacak-
lannı dile getiren Seyfi Oktay,
Ceza Muhakemeleri Usul Ka-
nunundaki (CMUK) değişik-
liklere karşı olanlann. kralın
yetkilerinin halka geçmesinden
dolayı üzülenler olduğunu dile
getirerek "Yetkiler, şimdi halk-
ta" dedi.
Adalet Bakanı Seyfi Oktay,
bakanlığına ilişkin uygulama-
lar ve yeni düzenleme hazırlık-
lan konusunda Cumhuriyet'in
sorulanru yanıtladı;
- CMUK uygulaması nasıl iş-
Byor, sonmlar var mı?
OKTAY: Uygulama İçişlen
Bakanlığı'nın yetki alanına giri-
yor. Bizım açımızdan bir sorun
yoktur, yargıçlanmız yasa neyi
diyorsa, onu yapar. CMUK,
Türkiye'ye yeni bir bakış açısı,
özgürlükçü, demokratik bir ya-
pı getiriyor.
Bunu görüp, etkili kılmak
önemli. Baa bir şey yaptığını
• Bakan Seyfi Oktay, Ceza
Muhakemeleri Usul KanunıTndaki
(CMUK) değişikliklere karşı
olanlann, kralın yetkilerinin halka
geçmesinden dolayı üzülenler
olduğunu dile getirerek "Yetkiler,
şimdi halkta" dedi.
• Oktay, 'Polisin elini kolunu
bağladınız' diyenler bir tane madde
göstersinler. CMUK'ta böyle bir
madde gösteremezler. Bizelikolu
bağlı olan polisin üzerindeki kötü
muamele bağını açtık.'şeklinde
konuştu.
sananlar ile, 'ben de vanm' di-
yen çevreler daha ilk günden
düşünmeden CMUKa karşı
bir çabanın içine düştüler, bu
çok yanlıştı. Özellikle televiz-
yonlar ve yazılı basının bir
kısmı Bu, çıkmamalıydı' anla-
mına gelen propagandalar yap-
tılar. Iffetli kız. bir hergelenin
saldınsına uğruyor, televizyon
ekranından CMUK'un yasa-
laşmasının buna neden oiduğu
havası veriliyor. Oysa tam tersi.
Devlet, o mağdunın yanında ve
diyor ki, 'Ben sana karşı yapı-
lan saldında serunleyim, sana
saldıraru bulur cezalandınnm.'
Bunun CMUK ile ne ilgjsi var?
Suçtan, devlet zarar görür.
Amaç, yüz yıllardır tarihin im-
biğınden gecrruş bir hukuk an-
layışını Türkiye'de egemen
kılmaktır. Birey ile devletin iliş-
kisinde, bireye yeni haklar ka-
zandırmaktır. Amaç, suçluyu
kayırmak değildir, böyle bir şey
yok zaten. Amaç suç ve suçluy-
la çağdaş anlamda demokratik
hukuk kurallan icinde mücade-
le etmektir.
- CMUK ile poüsineflra kolu-
nu bağladığıntz suçtaması yapuV
yor...
OKTAY: Tamamen saçma.
'Polisin elini kolunu bağladınız'
diyenler bir tane madde göster-
sinler.
CMUK'ta böyle bir madde
gösteremezler. Biz eli kolu bağlı
olan polisin üzerindeki kötü
muamele bağını açtık.
CMUK'tan önce, suçlunun eli-
ni kolunu bağlayıp getiriyordu.
Zan var, delil var, o delili
baskıyla benimsetiyordu. Biz;
baskıyla, işkenceyle, kötü mua-
meleyle delil toplanmasına kar-
şıyız. Biz, CMUK ile bir şeyin
elini kolunu bağladık, o da kö-
tü muamele yapanlanndır. Bu,
sadece hukuk veya polis değil-
dir. Türkiye'de kım kötü mua-
meleden yanaysa, onun eli kolu
baglanmıştır. Türkiye'de. 'Polis
kötü muameleyle delil toplasın'
diyenler varsa, buyursun söyle-
sinler. Bilelim. bunlar kimse.
Bunlar, olayı saptırmadan,
adam gibi demokrasinin erde-
mini dile getirsinler. Örneğin;
Istanbul DGM Savcıs Yaşar
Gözaydının ölümü. Gittim.
Savcıyı, kansının ve sokaktaki
herkesin gözünün önünde öl-
dürüyorlar. Eşi, 'Yetişin öldü-
rüyorlar' diye bağınyor. Buna
rağmen, adamlar ateş edip elle-
rini kollannı sallayarak kacı-
yorlar. Bir tek kişi, 'Gördüm'
demiyor. Siz toplumu güvenlik
güçlerinden yabancılaştınrsa-
ruz, toplumdaki şer güçlerle
mücadele edemezsiniz. Polisi-
miz çağdaş tekniklerle calışma
yöntemlerini geliştirmelidir.
Tutukluluk yetkılenni düzenle-
mekle siz yargılama yetkiniz-
den vazgeçmiyorsunuz ki.
- Polisler sizin aleyhimze yü-
rüyûşler yaptüar, stoganlar ato-
lar..
OKTAY: Bu tepkiyi göste-
ren polisler bir avuç bile olama-
yacak azınlıkta oianlar. Bunlar,
koskocaman hukukun, cum-
huriyetin, laikliğin, sosyal hu-
kuk devletinin koruyucusu
olan büyük bir camia icinde ge-
nelleştirilemeyecek olan bir
azınlık.
• CMUK'a neden karşı çıkıb-
yor?
OKTAY: Bakın monark an-
layışlar varmış eskiden. Bazılan
krallann yetkisi azalırken,
'Mahvoluyoruz' diye düşünür-
lermiş. Şimdi de aynı anlayış
söz konusu. Kralın yetkilerinin
azaldığını gören kralalar,
'Mahvoluyoruz, yetkiler halka
geciyor' diye düşünüyorlar.
Karşı çıkışlan buna benzetiyo-
rum. Ama, bugün yetkiler halk-
tadır. Bu demokrat olmanın ,
hukuka saygının, özgür, çağdaş
toplum olmanın ve adaleti hak-
ça dağıtmanın gereğidir. însan
uygarlığının binlerce yılbk de-
neyimlerinin sonucudur.
Işsiztiğe cürenenlerKağıthane'de yihiidü
Istanbul Haber Scrvisi • Kağrthane Bekdiyes'nden
aülan işçfler ve aBekri bdediyeyi protesto etmek
amacıyla yürüyûş yaptılar. Bdediye Lokah'nden
beiediyeye kadar yapılan yürûyüş sırasmda herfaangi
bir olay çıkmadı.
Atılan 340 işçi adına beş kişinin başlattığı süresiz
açlık grevi 35. gününe girerken, dün de yaklaşık 200
kişi Kağıthane Belediyesfne yürüdü. İşiten atılan
işçOerle birlikte yürüyen kadınlar ve çocuklar
"Yaşasın Kağıtfaane işcisinin onurhı direnişi",
"Atüan işciler geri alınsm", "Kağıthane işçLsi yalnız
değildir", "tşçiviz haklıyız kazanacağız", "Uğur ve
Şengûl'ü karJertiniz umudu asla", "Zafer direoen
emekçinin olacak" yazılı pankartiar taşıddar.
Yürfiyüşsârasmda "İş, ekmek, özgüriük"," Atılan
tşçiler geri alınsın" diye slogan atan eylemciler Refah
Partili Belediye Başkanı Arif Caban'mistifa
etmesini istcdiler.
Betediyenin önünde bir süre aOuşla tempo tutan
eylemciler, daha sonra tekrar Belediye Lokali'ne
döndüler. Emniyetgörevliierinin "dağılın"
uyansına karşın kısa bir süre lokal önünde bekleyen
eylemciler, daha sonra sessizce dagıldılar.
(Fotoğraf: HAYRETTİN SAĞANAK)
BIZBIZE
ERDAL ATABEK
Faıtatizme Karşı Bilinç...
Almanya'ya bilmem kaç bininci işçiyi Sirkeci Gan'-
ndan törenlerle uğurladığımızı bilenler olmalıdır. Gele-
neksel Türk-Alman dostluğu bu kez ekonomik alanda el
ele vermişti. Almanya yabancı işcilere ülkesini açıyor-
du, Türkiye de toprak bulamadığı köylülerle, iş vereme-
diği gençlerini oraya gönderiyordu. Almanların makine
disipliniyleçalışan sisteminde Türkiye'den giden işçiler
yeni bir Almanya'nın yaratılmasına katkıda bulunacak-
lardı. Yabancı işçiler için 'konuk işçiler' anlamına gelen
birdeyim kullanılıyordu, 'Gastarbeiter.' Bu işbirljğinden
iki taraf da memnun görünüyordu. Almanya işçi açığını
kapatıyor, Türkiye işsizlik sorununu azaltıyor, oraya gi-
den 'konuk işçiler' de hem gelişmiş bir ülkede yaşıyor
hem de para kazanıyorlardı.
Otuz yıl böyle geçti. Oralarda neler olup bittiği pek de
bilinmiyordu. Görülen, yıllık izinlerinde orada aldıklan
Alman arabalarıyla memleketlerine gelen Alamancı-
ların burada kıskançlıkla izlenen refahları, yıldan yıla
değişen Türkçeleriydi Burada kalan kadınların kuşkulu
bekleyişleri, kocalarının oralarda ne yaptığının bilirv
mezliği, gönderilen paraların düzenli gelip gelmeyece-
ğinin kaygısı da bu işbirliğinin önceden kestirilemeyen
tortularıydı. Sonra oradaki işçilerin eşleri, çocukları da
birer ikişer gittiler. Almanlar biraz şaşıracaklardı: 'Biz
işçi istemiştik, ama insanlar geldi.' Insanlargelmişti, ya-
şayacaklardı, oturacakları evler gerekiyordu, çarşıya
pazara gideceklerdi, toplanacakları yerler arayacaklar-
dı, namaz kılacakları camiler yapacaklardı, kurban ke-
seceklerdi. Sonradan 'birinci kuşak Türkleri' denecek
olan Türkiyeli göçmen işçilerin serüveni başlamıştı.
Otuz yılın nasıl geçtiğini Türkiye çok merak etmedi.
Oradaki vatandaşlarının Almanya'da karakafalılar, Tür-
kiye'de Alamancılar' olarak hangi aralıkta sıkıştığı pek
bilinmedi. Oradakilere 'işte kendilerini kurtardılar, bura-
da kalsalardı ne yapacaklardı?' düşüncesme eklenmiş
gizli kıskançlıklarla bakıldı, bir de buraya gönderdikleri
'marklar' vardı. Artık Türkiye ekonomisinde özel bir yer
tutmaya başlamışolan 'işçi dövizleri.' Türkiye için 70li,
80li yıllar iç bunalımlar, askeri darbeler, solun temiz-
lenmesi' yıllarıdır. Bu yıllar da Almanya'ya siyasal mül-
teci'lerin gitmesine yol açtı. 12 Eylül, Türkiye'nin Av-
rupa'daki imajına -bugün bile silinmeyen- kötü bir dam-
ga vurdu.
Oysa Almanya'da yaşayan Türkler için çok ciddi so-
runlar vardı. Bunların başında iki kültür arasındaki bü-
yük farkların yarattığı 'uyum sorunları' geliyordu. Al-
manya'ya yaşamak için değil, çalışıp para biriktirmek
için giden 'birinci kuşak Türkler', oradaki hayata katıl-
madılar. Hem biriktirmek için sakladıkları para buna ola-
nak vermiyordu hem de oradaki hayatı yöneten değer
yargılannı paylaşmıyorlardı. Dahası oralı olmak'tan
öyle korkuyorlardı ki, bu korkularını sonraki kuşaklara
aktarmayı dagörevleri bildiler. Yabancı birkültürdeyitip
girme korkusu insanların kendi köklerine daha sıkı sarıl-
malarına yol açar.Kökler de 'memleketli olmak'tır, 'mil-
liyet'tir, din'dir. Yabancı ülkeden farklı olan ne varsa
hepsi de daha çok ortaya çıkar, renkleri daha çok belir-
ginleşir. Bu da, oradaki hayata katılımsızlık demektir,
Rendi kabuğuna çekilme demektir, bilinçli bir uyumsuz-
luk demektir.
Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri bu sorunları görme-
liydi, bu sorunları çözmek için gerekli programları yap-
malıydı, kendi geleceği için oradaki insanlarına yönelik
sağlıklı bir politika izlemeliydi. Oysa yaptığı bunların
tam tersi oldu, oradaki solcuları izlemeye çalışb, Türki-
yeli topluluğa din adamları göndererek ünlü 'yeşil ku-
şak' politikasını uygulamaya koydu. Bugün Almanya'da
yaşayan Türkiyeli toplumun uyumsuzluğunda Türkiye'-
nin büyük yanlışları da vardır. Almanya böyle bir uyumu
istedi mi? Onların istediğini de sanmıyorum. Böylece
uyumsuzluk her yandan gelen etkilerle artarak sürdü.
Almanya'da yaşanan sorunlar 'dazlaklar sorunu' de-
ğildir. 'Dazlaklar' ya da Neo-Nazi'ler, sadece orada ya-
şayan Türklerin sorunu da değildir, Almanya'nın ya-
bancılar sorunudur, fanatik milliyetçilik sorunudur, Al-
man demokrasisi sorunudur, Avrupa'nın geleceği soru-
nudur. Bu sorunda ilk hedefler arasında olan Türk toplu-
luğuna yönelik saldırılar çok önemlidir. Sonuçları kadar
nedenleri açısından da çok önemlidir. Dazlaklar'ın bu
cesareti bulmasında da, orada yaşayan vatandaşlanmı-
zın yaşadığı 'iki kültürün artan uyumsuzluğu
1
büyük bir
rol oynamaktadır. Olayın acı sonuçlarını aynı yöntemle,
'şiddete karşı şiddet'le. 'kana kan'la çözmek istemek, iki
toplum arasındaki uyumsuzluğu şiddet planına aktar-
makla sonuçlanır, bu da hiç kimsenin yararına olamaz.
Şimdi Almanya'da (elbette Avrupa'da) 'ikinci kuşak
Türkiyeliler' yaşıyor. Bu kuşak artık iki ülkeli'dir, 'iki dil-
li'dir, 'iki kültürlü'dür. Onlara aktarmamız gereken de-
ğer yargıları şiddet olmamalıdır, kan dökmek olmamalı-
dır, fanatizm olmamalıdır. Fanatizmi Avrupa'da da, Tür-
kiye'de de beslememeyi öğrenmeliyiz.
Fanatizmle mücadele, karşı-fanatizmle değil; bilinçle
yapılır.
PKK, Şmıak'ta8kaıııııgörevlisinikaçırdı Solda Birliğin Yolları
•PKK'nın önceki gece
Şırnak'a yaptığı saldında bir
kişinin öldüğü, 13 kişinin de
yaralandığı belirtildi. îçişleri
Bakanı Sezgin, "PKK'lılar
Şırnaklıyı cezalandırdı" dedi.
Önceki gün PKK tarafindan
kaçınlan 12 köylü dün serbest
bırakıldı.
ŞIRNAK/KARAMAN/
ANKARA - Şırnak il merkezi-
ne, sayılan belirlenemeyen bir
grup PKK'b tarafindan önceki
akşam saatlerinde havan, roket
ve uzun namlulu silahlarla açı-
lan taciz ateşi sonrasında çıkan
çatışmada Reşit Abay isimli
yaşlı bir vatandaş yaşamını yiti-
rirken 4'ü korucu olmak üzere
13 kişi yaralandı. Olaydan son-
ra l'i iİkokul öğretmeni, 8 ka-
mu görevlisinin PKK militan-
lannca kaçınldığı öğrenildi.
fçişleri Bakanı İsmet Sezgin, ça-
tışrna sonrasında güvenlik güç-
lerince bölgede başlatılan ope-
rasyonlann sürdüğünü bildirdi.
HEP Şırnak Milletvekili Orhan
Doğan da askeri jetlerin dün
gün boyunca Cudi Dağı'nı
bombaladığını açıkladı. önceki
geceyi evlerinin altındakı sığı-
naklarda geçiren Şırnaklılann,
dün öğleden itibaren normal
yaşamlanna döndükleri ve şe-
hirde durumun normal olduğu
öğrenildi.
Îçişleri Bakanı İsmet Sezgin,
Şımak'taki olaylann sayısı be-
lirlenemeyen bir grup PKK'-
lının Namaz Dağı ve kömür
ocaklan bölgesinden taciz ateşi
açmasıyla başladığını söyledi.
Çatışmanın durduğunu kayde-
den Sezgin, bölgede operasyon-
lara başlandığını bildirdi.
Sezgin, Güney illeri gezisinin
4. gûnünde dün helikopterle
şinin Namaz Dağı ve kömür
ocaklan bölgesinden yapıldığı-
nı açıklayan Sezgin, güvenlik
güçlerinin ateşin geldiği yere
anında karşılık verdiğini belir-
terek "Bunun üzerine küçük bir
catışma çıkmış ve bu olayda 1
sivil vatandaşuruz hayatını yi-
Dağı'nın yoğun bir şekilde
bombalandığını söyledi. Gü-
venlik güçleri ile PKK militan-
lan arasında çıkan çatışmada
Reşit Abay adlı yaşlı bir vatan-
daşın evine havan topu düşmesi
sonucu yaşamını yitirdiğini
kaydeden Doğan, kurduğu te-
21PKKnoBtanıöldiaiildüHaber Merkeri - Bingöt'ûn Genç ilçesiyle Di-
yarbakn^n SBvan Oçesnde çıkan çarjşmalarda 21
PKK müitanı öldürüldü, 2 güvenlik görevlisi şehit
oldu.
Olağanüstü Hal Bölge Valiüği'nden yapdan
açıklama) a göre Kurban Bayranu'nın üçüncü
günü Diyarbakır'ın Silvan ilçesi yakınlanııdaki
Eylül Dâğı'nda operasyon yapan güvenlik güçle-
riyle PKK militanları arasında çatışma çıktı.
Çanşmada 6 PKK miütanı öldürüldü. Militan-
lann bü>ük bir böliimii ise kaçtı. Kaçan militan-
bruı yakalanması için operasyonlar sürdürüldü.
PKKIüaria bir gün sonra yeniden karşılaşan
güvenlik güçlerivle miütanlar arasında yeniden
çahşma çıktı ve 15 PKKIı daha öldürüldü.
Bhüs'e 20 kiloroetre uzaklıktaki Ötek köy
yohı. dün sabaha karşı bir grup PKK müitanı ta-
rafindan kesiidi. Sevi ormanındaıı odun kesme.ve
giden köyKileri durduran militanlar. 18 katırı ala-
rak kacnlar. Hazro-Kulp-SOvan üçgeninde vapı-
lan ve "A-l" adı verilen operas\on nedeni>Ie bol-
geye yeni birtikler kaydmldığı, üçgenin giderek
da'raltıldığı öğrenOdL Olağanüstü Hal Bölge Vali-
9 Ünal Erkaıı, Diyarbakır'da bürosu bulunan ga-
zetelerin muhabüieriyle helikopterle çahşma böl-
gesine giderek inceiemelerde bulundu.
Mersin'den, Karaman'a geçtı.
Göksel Polat'ın Karaman'dan
bildirdiğı habere göre hareke-
tinden önce Şımak'ta önceki
gece başlayan olaylarla ilgili ga-
zetecilere bilgi veren Sezgin,
saat 18.00 sulannda sayılan be-
lirlenemeyen PKK'lüann şehre
taciz ateşi açtıklannı, bir süre
sonra bu ateşin kesildiğini, an-
cak saat 21.00'den sonra tekrar
başladığını ve 22.30'a kadar
sürdüğünü kaydetti. Taciz ate-
tirmiş, 6 vatandaşımız da çok
hafıf yaralanmıştır. Bölgede
operasyonlara başlanmış olup
arama ve tarama çahşmalan
devam etmektedir" dedi.
HEP Şırnak Milletvekih" Or-
han Doğan, Şımak'ta önceki
gün akşam saatlerinde başla-
yan çatışma sonrasında bölge-
de başlatılan operasyonlann
sürdüğünü, dün tüm gün bo-
yunca askeri jetlerin il üzerinde
alçaktan uçuş yaptığını ve Cudı
maslar sonucunda yaralı sayısı-
nın da 13'e ulaştığını öğrendiği-
ni söyledi. Doğan, yaralılardan
4'ünün korucu, 9"unun ise sivil
vatandaş olduğunu bildirdi. Şı-
mak'ta yaşamın dün öğleden
sonra normale döndüğünü be-
iirten Doğan, sabah saatlerinde
kapalı olan dükkanlann öelp-
den itibaren açıldığmı kaydetti.
Olaylarla ilgili Cumhuriyet'-
in sorulanru yanıtlayan SHP
Şımak İl Başkanı Yusuf Uğur
da 6-7 aydır Şımak'ta bu tür bir
çatışmanın meydana gelmedi-
ğini anımsatarak "Dün gece-
den (önceki gece) beri Şımak'ta
durum sakin. Ancak uzun bir
aradan sonra böyle bir çatışma-
nın olması halkı tedirgin etti.
Geceyi evlerinin altındaki sığı-
naklarda geçiren Şırnakklar,
şimdi korkuyla ne olacağını
bekliyorlar" dedi.
Şırnak Devlet Hastanesi yet-
kililerinden alman bilgiye göre
çatışmada yaralanan ve tedavi-
leri süren vatandaşlardan bazı-
lannın isimleri şöyle:
Abdullah Abay, Ahmet Ba-
san, Ahmet Gerger, Ramazan
Kaplan, Beşir Akyürek ve Ha-
san Giden.
PKK militanlannca kaçınl-
dıklan bildirilen ilkokul öğret-
meni Ahmet Acar ile Bayındır-
lık Müdürlüğü'nde görevli Ah-
met Çağan, Celal Atak, Baki
K'utlu. Ahmet Biter, Abit Biter,
Bahartin Biter ve Hasan Biter in
kurtanlması için bölgede geniş
çaplı aramalann sürdürüldüğü
öğrenildi.
12 köylü serbest
Öte yandan Hakkari'nin
Şemdinli ilçesi Alan mezrasına
önceki gece baskın düzenleyen
PKK militanlannca kaçınlan
12 köylü, dün sabah İran sını-
nnda serbest bırakıldılar.
Şosyaldemokratlar
Iznrjr'de toplanıyor
ANKARA (ANKA)- Erdal
lndnü ve Deniz Baykal'ı bir
araya getiren sosyal demok-
rat Unıversıteler Platformû'-
ndan sonra Erol Tuncer'in sol-
da bütünleşme komitesi de 12
haziranda bir toplantı düzenle-
yecek. 'Solda Birliğin Yollan"
konulu İzmir'de gerçekleşecek
toplantıda komiteye kaülan
Uğur Mumcu'nun kardeşı
Avukat Ceyhan Mumcu da bir
konuşma yapacak, Ceyhan
Mumcu, "'Uğur'un vasiyeti
üzerine solda birlik için çab-
şmayı görev kabul ediyorum"
dedi. CHP'nin yeniden açı-
lmasıyla solda parti sayısının
üçe yükselmesinden sora Erol
Tuncer'in girişimiyle oluşturu-
lan 'Solda Bütünleşme Komi-
tesi' calışmalanru yoğun-
laştırdı. Geçen günlerde Istan-
bul'da Sosyal Demokrat Üni-
versiteler Platformu'nun top-
lantısıyla aynı gündemi tası-
yan toplantı, 12 haziranda \z-
mir'de düzenlenecek. Komite-
nin İzmir toplantısının İstan-
bul'dakinden farkı ise SHP,
CHP ve DSP liderlerinin top-
lantıya cağnhp çağnlmaya-
caklannın henüz kesinlememiş
ohnası. Yeri de henüz belirlen-
meyen toplantıya İzmirli sos-
yal demokratlar davetlı olarak
kaülacaklar. Toplantıya Solda
Bütünleşme Komitesi Başkanı
Erol Tuncer. Uğur Mumcu'-
nun vasiyeti üzerine İnönü,
Ecevit ve Baykal'la görüşmeler
yapan Hüsnü A. Göksel, yazar
Ahmet Taner Kışlalı ve Uğur
Mumcu'nun kardeşı Avukat
Ceyhan Mumcu konuşmacı
olarak kaülacaklar.
Mumcu'nun vasiyeti
Bu arada Erol Tuncer'in ko-
mitesine geçen günlerde kaü-
lan Ceyhan Mumcu'nun top-
lantıda ilk kez solda birük ko-
nusunda konuşmaa olması,
toplantının bir başka önemli
özelliğini oluşturuyor. Ceyhan
Mumcu ANKA'ya yaptığı açı-
klamada Uğur Mumcu'nun
vasiyeti üzerine Solda Bütün-
leşme Komitesi çalışmalannda
yer aldığını bildirdi. Son iki
ayda 25 kadar ili ve ilçeyi do-
laştığını ve gözlemlerde bulun-
duğunu beiirten Mumcu, "Bu-
ralarda binlerce kişi sol parti-
lerin birleşmeleri arzusunu dile
getirdı. Birleşmeye büyük istek
ve destek var. Ben Uğur'un
vasiyeti üzerine solda birlik
çahşmalan yapıyorum" dedı.