25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 HAZİRAN1993 PAZAR HABERLER Berna Yılmaz: Kaftnlar • ANKARA (UBA)- Anavatan Partisi Genel Başkaru Mesut Yılmaz'ın eşi Berna Yılmaz, "Türkiye'de kadın haklanndan belli bir kesim yararlanıyor" dedi. Yaşantısı ve beklentileriyle ilgilı olarakgörüşlerini açıklarken bugûnkü durumdan şikayetçi olmadığını beürten Berna Ydmaz, geçmişte küçûk bir iş sahibi olmayı amaçladığmı vegündeortalama 100 mektup aldığını söyledi. Evlenenden boşanana, çeyiz parası olmayandan ilaç bulamayana kadar herkesin kendisine başvurduğunu beiirten Berna Yılmaz, Türkiye'de kadın haklanyla ilgili bir soruyu şöyle yanıtladı: "Türkiye'de kadın haklannın ne zaman ve her şarıta savıınucusuyum. Ancak, bu hakkın kullanılması gerektiğinin önemiru de vurgulamak isterim. Türkiye'de kadın haklan, bütün kesimlere yeterli ölçüde tanıülmadığı için bundan sadece belli bir kesim faydalanabiliyor. Bunun yaygmlaşünlmasını arzu ederim. Kadınlar politikaya atılsın." HEP-tenTüpkeş'e •ANKARA (UBA)-HEP Mardin Milletvekili Orhan Doğan, MHPlideri Alpaslan Türkeş'in "HEP kardeş parti" nitelemesini olumlu bulduklannı söyledi. Doğan 'Son açıklamalardan sonra Türkeş mi, İsmet Sezgin mi daha demokrat diye sorarsanız, Türkeş derim" dedi. Doğan, UBA'ya yaptığı açıklamada, MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş'in 7 ay kadar önce de benzer şeyleri söylediğinı hatırlattı. fran'da3'lû • ANKARA (ANKA)- Irak'taki son gelişmelerin değerlendirileceği üçüncü "üçlü" toplanü yann Iran'ın Isfahan kentınde başlayacak. İran'ın daveti üzerine gerçekteşecek iki günlük toplanüya Dışışleri Bakanı Hikmet Çetin, Iran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti ve Suriye Dışişleri Bakanı Faruk Şara katılacek. Çetin, toplantıya katılmak üzere yann İran'agidecek. "Üçlü" toplantıda Irak'taki son gelişmeler üzerinde duriüacak. Buçerçevede, Irak yönetiminin 25 dinarlık banknotlannı yürürhlkten kaldırma karannın Kuzey Irak ekonomisi üzerindeki etkisı ve bölgede Türk Lirası kullanımı, Iran'ın Irak topraklannda üslenen muhalif unsurlanna karşı gerçekleştirdiği operasyonlar, Türk güvenlik kuvveticrini hedef alan son PKK eylemleri ve sınırdaki durum gibi konular üzerinde durulacak ve görüş ahşverişinde bulunacak. Tûrk vatandaştıp • ANKARA (AA)- Bakanlar Kurulu, 643 kişinin Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verdi. İçişJeri Bakanhğı'nın yazısı üzerine, 403 sayıh Türk vatandaşlığı kanununun 20 ve 44. maddelerine göre alınan Bakanlar Kurulu karan, Resmi Gazete'de yayımlandı. KitercioğhJ:Aday • ANKARA (ANKA)- Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu, DYP Genel BaşkanlığYna aday olduğu yolundakı iddialann doğru olmadığını söyledi. Kilercioğlu, bazı basın organlannda adının DYP Genel Başkan adaylan arasında anılması üzerine bir açıklama yaptı. Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu açıklamasında, "Ben kimseyeadayolup olmayacağım hakkında bir şey söylemedim. İsmim, bilgim dışında yazılmıştır" dedi. Bakan,Adalet çalışanlannın ücretlerinin maliyenin direnmesine karşın düzeltileceğini açıkladı Oktay: Yargı lıızlaııacakTUNCAYÖZKAN ANTALYA - Adalet Bakanı Seyfi Oktay. yargıyı hızlandır- mak ıçin 13 yeni yasa taslağı hazırladıklannı ve bir celsede karar alınmasını öngördükleri- ni bildirdi. Oktay, iş mahkemelerinde is- pat yükümlülüğünü işverene vereceklerini, devletle birey arasındaki ihtilaflan mahke- meye götürmeden çözmek için "uzlaşma kurullan" oluştura- caklannı açıkladı. Adalet çalı- şanlanna ücret zammı konu- sunda maliye bürokrasisinin di- rendığini, ancak bunu aşacak- lannı dile getiren Seyfi Oktay, Ceza Muhakemeleri Usul Ka- nunundaki (CMUK) değişik- liklere karşı olanlann. kralın yetkilerinin halka geçmesinden dolayı üzülenler olduğunu dile getirerek "Yetkiler, şimdi halk- ta" dedi. Adalet Bakanı Seyfi Oktay, bakanlığına ilişkin uygulama- lar ve yeni düzenleme hazırlık- lan konusunda Cumhuriyet'in sorulanru yanıtladı; - CMUK uygulaması nasıl iş- Byor, sonmlar var mı? OKTAY: Uygulama İçişlen Bakanlığı'nın yetki alanına giri- yor. Bizım açımızdan bir sorun yoktur, yargıçlanmız yasa neyi diyorsa, onu yapar. CMUK, Türkiye'ye yeni bir bakış açısı, özgürlükçü, demokratik bir ya- pı getiriyor. Bunu görüp, etkili kılmak önemli. Baa bir şey yaptığını • Bakan Seyfi Oktay, Ceza Muhakemeleri Usul KanunıTndaki (CMUK) değişikliklere karşı olanlann, kralın yetkilerinin halka geçmesinden dolayı üzülenler olduğunu dile getirerek "Yetkiler, şimdi halkta" dedi. • Oktay, 'Polisin elini kolunu bağladınız' diyenler bir tane madde göstersinler. CMUK'ta böyle bir madde gösteremezler. Bizelikolu bağlı olan polisin üzerindeki kötü muamele bağını açtık.'şeklinde konuştu. sananlar ile, 'ben de vanm' di- yen çevreler daha ilk günden düşünmeden CMUKa karşı bir çabanın içine düştüler, bu çok yanlıştı. Özellikle televiz- yonlar ve yazılı basının bir kısmı Bu, çıkmamalıydı' anla- mına gelen propagandalar yap- tılar. Iffetli kız. bir hergelenin saldınsına uğruyor, televizyon ekranından CMUK'un yasa- laşmasının buna neden oiduğu havası veriliyor. Oysa tam tersi. Devlet, o mağdunın yanında ve diyor ki, 'Ben sana karşı yapı- lan saldında serunleyim, sana saldıraru bulur cezalandınnm.' Bunun CMUK ile ne ilgjsi var? Suçtan, devlet zarar görür. Amaç, yüz yıllardır tarihin im- biğınden gecrruş bir hukuk an- layışını Türkiye'de egemen kılmaktır. Birey ile devletin iliş- kisinde, bireye yeni haklar ka- zandırmaktır. Amaç, suçluyu kayırmak değildir, böyle bir şey yok zaten. Amaç suç ve suçluy- la çağdaş anlamda demokratik hukuk kurallan icinde mücade- le etmektir. - CMUK ile poüsineflra kolu- nu bağladığıntz suçtaması yapuV yor... OKTAY: Tamamen saçma. 'Polisin elini kolunu bağladınız' diyenler bir tane madde göster- sinler. CMUK'ta böyle bir madde gösteremezler. Biz eli kolu bağlı olan polisin üzerindeki kötü muamele bağını açtık. CMUK'tan önce, suçlunun eli- ni kolunu bağlayıp getiriyordu. Zan var, delil var, o delili baskıyla benimsetiyordu. Biz; baskıyla, işkenceyle, kötü mua- meleyle delil toplanmasına kar- şıyız. Biz, CMUK ile bir şeyin elini kolunu bağladık, o da kö- tü muamele yapanlanndır. Bu, sadece hukuk veya polis değil- dir. Türkiye'de kım kötü mua- meleden yanaysa, onun eli kolu baglanmıştır. Türkiye'de. 'Polis kötü muameleyle delil toplasın' diyenler varsa, buyursun söyle- sinler. Bilelim. bunlar kimse. Bunlar, olayı saptırmadan, adam gibi demokrasinin erde- mini dile getirsinler. Örneğin; Istanbul DGM Savcıs Yaşar Gözaydının ölümü. Gittim. Savcıyı, kansının ve sokaktaki herkesin gözünün önünde öl- dürüyorlar. Eşi, 'Yetişin öldü- rüyorlar' diye bağınyor. Buna rağmen, adamlar ateş edip elle- rini kollannı sallayarak kacı- yorlar. Bir tek kişi, 'Gördüm' demiyor. Siz toplumu güvenlik güçlerinden yabancılaştınrsa- ruz, toplumdaki şer güçlerle mücadele edemezsiniz. Polisi- miz çağdaş tekniklerle calışma yöntemlerini geliştirmelidir. Tutukluluk yetkılenni düzenle- mekle siz yargılama yetkiniz- den vazgeçmiyorsunuz ki. - Polisler sizin aleyhimze yü- rüyûşler yaptüar, stoganlar ato- lar.. OKTAY: Bu tepkiyi göste- ren polisler bir avuç bile olama- yacak azınlıkta oianlar. Bunlar, koskocaman hukukun, cum- huriyetin, laikliğin, sosyal hu- kuk devletinin koruyucusu olan büyük bir camia icinde ge- nelleştirilemeyecek olan bir azınlık. • CMUK'a neden karşı çıkıb- yor? OKTAY: Bakın monark an- layışlar varmış eskiden. Bazılan krallann yetkisi azalırken, 'Mahvoluyoruz' diye düşünür- lermiş. Şimdi de aynı anlayış söz konusu. Kralın yetkilerinin azaldığını gören kralalar, 'Mahvoluyoruz, yetkiler halka geciyor' diye düşünüyorlar. Karşı çıkışlan buna benzetiyo- rum. Ama, bugün yetkiler halk- tadır. Bu demokrat olmanın , hukuka saygının, özgür, çağdaş toplum olmanın ve adaleti hak- ça dağıtmanın gereğidir. însan uygarlığının binlerce yılbk de- neyimlerinin sonucudur. Işsiztiğe cürenenlerKağıthane'de yihiidü Istanbul Haber Scrvisi • Kağrthane Bekdiyes'nden aülan işçfler ve aBekri bdediyeyi protesto etmek amacıyla yürüyûş yaptılar. Bdediye Lokah'nden beiediyeye kadar yapılan yürûyüş sırasmda herfaangi bir olay çıkmadı. Atılan 340 işçi adına beş kişinin başlattığı süresiz açlık grevi 35. gününe girerken, dün de yaklaşık 200 kişi Kağıthane Belediyesfne yürüdü. İşiten atılan işçOerle birlikte yürüyen kadınlar ve çocuklar "Yaşasın Kağıtfaane işcisinin onurhı direnişi", "Atüan işciler geri alınsm", "Kağıthane işçLsi yalnız değildir", "tşçiviz haklıyız kazanacağız", "Uğur ve Şengûl'ü karJertiniz umudu asla", "Zafer direoen emekçinin olacak" yazılı pankartiar taşıddar. Yürfiyüşsârasmda "İş, ekmek, özgüriük"," Atılan tşçiler geri alınsın" diye slogan atan eylemciler Refah Partili Belediye Başkanı Arif Caban'mistifa etmesini istcdiler. Betediyenin önünde bir süre aOuşla tempo tutan eylemciler, daha sonra tekrar Belediye Lokali'ne döndüler. Emniyetgörevliierinin "dağılın" uyansına karşın kısa bir süre lokal önünde bekleyen eylemciler, daha sonra sessizce dagıldılar. (Fotoğraf: HAYRETTİN SAĞANAK) BIZBIZE ERDAL ATABEK Faıtatizme Karşı Bilinç... Almanya'ya bilmem kaç bininci işçiyi Sirkeci Gan'- ndan törenlerle uğurladığımızı bilenler olmalıdır. Gele- neksel Türk-Alman dostluğu bu kez ekonomik alanda el ele vermişti. Almanya yabancı işcilere ülkesini açıyor- du, Türkiye de toprak bulamadığı köylülerle, iş vereme- diği gençlerini oraya gönderiyordu. Almanların makine disipliniyleçalışan sisteminde Türkiye'den giden işçiler yeni bir Almanya'nın yaratılmasına katkıda bulunacak- lardı. Yabancı işçiler için 'konuk işçiler' anlamına gelen birdeyim kullanılıyordu, 'Gastarbeiter.' Bu işbirljğinden iki taraf da memnun görünüyordu. Almanya işçi açığını kapatıyor, Türkiye işsizlik sorununu azaltıyor, oraya gi- den 'konuk işçiler' de hem gelişmiş bir ülkede yaşıyor hem de para kazanıyorlardı. Otuz yıl böyle geçti. Oralarda neler olup bittiği pek de bilinmiyordu. Görülen, yıllık izinlerinde orada aldıklan Alman arabalarıyla memleketlerine gelen Alamancı- ların burada kıskançlıkla izlenen refahları, yıldan yıla değişen Türkçeleriydi Burada kalan kadınların kuşkulu bekleyişleri, kocalarının oralarda ne yaptığının bilirv mezliği, gönderilen paraların düzenli gelip gelmeyece- ğinin kaygısı da bu işbirliğinin önceden kestirilemeyen tortularıydı. Sonra oradaki işçilerin eşleri, çocukları da birer ikişer gittiler. Almanlar biraz şaşıracaklardı: 'Biz işçi istemiştik, ama insanlar geldi.' Insanlargelmişti, ya- şayacaklardı, oturacakları evler gerekiyordu, çarşıya pazara gideceklerdi, toplanacakları yerler arayacaklar- dı, namaz kılacakları camiler yapacaklardı, kurban ke- seceklerdi. Sonradan 'birinci kuşak Türkleri' denecek olan Türkiyeli göçmen işçilerin serüveni başlamıştı. Otuz yılın nasıl geçtiğini Türkiye çok merak etmedi. Oradaki vatandaşlarının Almanya'da karakafalılar, Tür- kiye'de Alamancılar' olarak hangi aralıkta sıkıştığı pek bilinmedi. Oradakilere 'işte kendilerini kurtardılar, bura- da kalsalardı ne yapacaklardı?' düşüncesme eklenmiş gizli kıskançlıklarla bakıldı, bir de buraya gönderdikleri 'marklar' vardı. Artık Türkiye ekonomisinde özel bir yer tutmaya başlamışolan 'işçi dövizleri.' Türkiye için 70li, 80li yıllar iç bunalımlar, askeri darbeler, solun temiz- lenmesi' yıllarıdır. Bu yıllar da Almanya'ya siyasal mül- teci'lerin gitmesine yol açtı. 12 Eylül, Türkiye'nin Av- rupa'daki imajına -bugün bile silinmeyen- kötü bir dam- ga vurdu. Oysa Almanya'da yaşayan Türkler için çok ciddi so- runlar vardı. Bunların başında iki kültür arasındaki bü- yük farkların yarattığı 'uyum sorunları' geliyordu. Al- manya'ya yaşamak için değil, çalışıp para biriktirmek için giden 'birinci kuşak Türkler', oradaki hayata katıl- madılar. Hem biriktirmek için sakladıkları para buna ola- nak vermiyordu hem de oradaki hayatı yöneten değer yargılannı paylaşmıyorlardı. Dahası oralı olmak'tan öyle korkuyorlardı ki, bu korkularını sonraki kuşaklara aktarmayı dagörevleri bildiler. Yabancı birkültürdeyitip girme korkusu insanların kendi köklerine daha sıkı sarıl- malarına yol açar.Kökler de 'memleketli olmak'tır, 'mil- liyet'tir, din'dir. Yabancı ülkeden farklı olan ne varsa hepsi de daha çok ortaya çıkar, renkleri daha çok belir- ginleşir. Bu da, oradaki hayata katılımsızlık demektir, Rendi kabuğuna çekilme demektir, bilinçli bir uyumsuz- luk demektir. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri bu sorunları görme- liydi, bu sorunları çözmek için gerekli programları yap- malıydı, kendi geleceği için oradaki insanlarına yönelik sağlıklı bir politika izlemeliydi. Oysa yaptığı bunların tam tersi oldu, oradaki solcuları izlemeye çalışb, Türki- yeli topluluğa din adamları göndererek ünlü 'yeşil ku- şak' politikasını uygulamaya koydu. Bugün Almanya'da yaşayan Türkiyeli toplumun uyumsuzluğunda Türkiye'- nin büyük yanlışları da vardır. Almanya böyle bir uyumu istedi mi? Onların istediğini de sanmıyorum. Böylece uyumsuzluk her yandan gelen etkilerle artarak sürdü. Almanya'da yaşanan sorunlar 'dazlaklar sorunu' de- ğildir. 'Dazlaklar' ya da Neo-Nazi'ler, sadece orada ya- şayan Türklerin sorunu da değildir, Almanya'nın ya- bancılar sorunudur, fanatik milliyetçilik sorunudur, Al- man demokrasisi sorunudur, Avrupa'nın geleceği soru- nudur. Bu sorunda ilk hedefler arasında olan Türk toplu- luğuna yönelik saldırılar çok önemlidir. Sonuçları kadar nedenleri açısından da çok önemlidir. Dazlaklar'ın bu cesareti bulmasında da, orada yaşayan vatandaşlanmı- zın yaşadığı 'iki kültürün artan uyumsuzluğu 1 büyük bir rol oynamaktadır. Olayın acı sonuçlarını aynı yöntemle, 'şiddete karşı şiddet'le. 'kana kan'la çözmek istemek, iki toplum arasındaki uyumsuzluğu şiddet planına aktar- makla sonuçlanır, bu da hiç kimsenin yararına olamaz. Şimdi Almanya'da (elbette Avrupa'da) 'ikinci kuşak Türkiyeliler' yaşıyor. Bu kuşak artık iki ülkeli'dir, 'iki dil- li'dir, 'iki kültürlü'dür. Onlara aktarmamız gereken de- ğer yargıları şiddet olmamalıdır, kan dökmek olmamalı- dır, fanatizm olmamalıdır. Fanatizmi Avrupa'da da, Tür- kiye'de de beslememeyi öğrenmeliyiz. Fanatizmle mücadele, karşı-fanatizmle değil; bilinçle yapılır. PKK, Şmıak'ta8kaıııııgörevlisinikaçırdı Solda Birliğin Yolları •PKK'nın önceki gece Şırnak'a yaptığı saldında bir kişinin öldüğü, 13 kişinin de yaralandığı belirtildi. îçişleri Bakanı Sezgin, "PKK'lılar Şırnaklıyı cezalandırdı" dedi. Önceki gün PKK tarafindan kaçınlan 12 köylü dün serbest bırakıldı. ŞIRNAK/KARAMAN/ ANKARA - Şırnak il merkezi- ne, sayılan belirlenemeyen bir grup PKK'b tarafindan önceki akşam saatlerinde havan, roket ve uzun namlulu silahlarla açı- lan taciz ateşi sonrasında çıkan çatışmada Reşit Abay isimli yaşlı bir vatandaş yaşamını yiti- rirken 4'ü korucu olmak üzere 13 kişi yaralandı. Olaydan son- ra l'i iİkokul öğretmeni, 8 ka- mu görevlisinin PKK militan- lannca kaçınldığı öğrenildi. fçişleri Bakanı İsmet Sezgin, ça- tışrna sonrasında güvenlik güç- lerince bölgede başlatılan ope- rasyonlann sürdüğünü bildirdi. HEP Şırnak Milletvekili Orhan Doğan da askeri jetlerin dün gün boyunca Cudi Dağı'nı bombaladığını açıkladı. önceki geceyi evlerinin altındakı sığı- naklarda geçiren Şırnaklılann, dün öğleden itibaren normal yaşamlanna döndükleri ve şe- hirde durumun normal olduğu öğrenildi. Îçişleri Bakanı İsmet Sezgin, Şımak'taki olaylann sayısı be- lirlenemeyen bir grup PKK'- lının Namaz Dağı ve kömür ocaklan bölgesinden taciz ateşi açmasıyla başladığını söyledi. Çatışmanın durduğunu kayde- den Sezgin, bölgede operasyon- lara başlandığını bildirdi. Sezgin, Güney illeri gezisinin 4. gûnünde dün helikopterle şinin Namaz Dağı ve kömür ocaklan bölgesinden yapıldığı- nı açıklayan Sezgin, güvenlik güçlerinin ateşin geldiği yere anında karşılık verdiğini belir- terek "Bunun üzerine küçük bir catışma çıkmış ve bu olayda 1 sivil vatandaşuruz hayatını yi- Dağı'nın yoğun bir şekilde bombalandığını söyledi. Gü- venlik güçleri ile PKK militan- lan arasında çıkan çatışmada Reşit Abay adlı yaşlı bir vatan- daşın evine havan topu düşmesi sonucu yaşamını yitirdiğini kaydeden Doğan, kurduğu te- 21PKKnoBtanıöldiaiildüHaber Merkeri - Bingöt'ûn Genç ilçesiyle Di- yarbakn^n SBvan Oçesnde çıkan çarjşmalarda 21 PKK müitanı öldürüldü, 2 güvenlik görevlisi şehit oldu. Olağanüstü Hal Bölge Valiüği'nden yapdan açıklama) a göre Kurban Bayranu'nın üçüncü günü Diyarbakır'ın Silvan ilçesi yakınlanııdaki Eylül Dâğı'nda operasyon yapan güvenlik güçle- riyle PKK militanları arasında çatışma çıktı. Çanşmada 6 PKK miütanı öldürüldü. Militan- lann bü>ük bir böliimii ise kaçtı. Kaçan militan- bruı yakalanması için operasyonlar sürdürüldü. PKKIüaria bir gün sonra yeniden karşılaşan güvenlik güçlerivle miütanlar arasında yeniden çahşma çıktı ve 15 PKKIı daha öldürüldü. Bhüs'e 20 kiloroetre uzaklıktaki Ötek köy yohı. dün sabaha karşı bir grup PKK müitanı ta- rafindan kesiidi. Sevi ormanındaıı odun kesme.ve giden köyKileri durduran militanlar. 18 katırı ala- rak kacnlar. Hazro-Kulp-SOvan üçgeninde vapı- lan ve "A-l" adı verilen operas\on nedeni>Ie bol- geye yeni birtikler kaydmldığı, üçgenin giderek da'raltıldığı öğrenOdL Olağanüstü Hal Bölge Vali- 9 Ünal Erkaıı, Diyarbakır'da bürosu bulunan ga- zetelerin muhabüieriyle helikopterle çahşma böl- gesine giderek inceiemelerde bulundu. Mersin'den, Karaman'a geçtı. Göksel Polat'ın Karaman'dan bildirdiğı habere göre hareke- tinden önce Şımak'ta önceki gece başlayan olaylarla ilgili ga- zetecilere bilgi veren Sezgin, saat 18.00 sulannda sayılan be- lirlenemeyen PKK'lüann şehre taciz ateşi açtıklannı, bir süre sonra bu ateşin kesildiğini, an- cak saat 21.00'den sonra tekrar başladığını ve 22.30'a kadar sürdüğünü kaydetti. Taciz ate- tirmiş, 6 vatandaşımız da çok hafıf yaralanmıştır. Bölgede operasyonlara başlanmış olup arama ve tarama çahşmalan devam etmektedir" dedi. HEP Şırnak Milletvekih" Or- han Doğan, Şımak'ta önceki gün akşam saatlerinde başla- yan çatışma sonrasında bölge- de başlatılan operasyonlann sürdüğünü, dün tüm gün bo- yunca askeri jetlerin il üzerinde alçaktan uçuş yaptığını ve Cudı maslar sonucunda yaralı sayısı- nın da 13'e ulaştığını öğrendiği- ni söyledi. Doğan, yaralılardan 4'ünün korucu, 9"unun ise sivil vatandaş olduğunu bildirdi. Şı- mak'ta yaşamın dün öğleden sonra normale döndüğünü be- iirten Doğan, sabah saatlerinde kapalı olan dükkanlann öelp- den itibaren açıldığmı kaydetti. Olaylarla ilgili Cumhuriyet'- in sorulanru yanıtlayan SHP Şımak İl Başkanı Yusuf Uğur da 6-7 aydır Şımak'ta bu tür bir çatışmanın meydana gelmedi- ğini anımsatarak "Dün gece- den (önceki gece) beri Şımak'ta durum sakin. Ancak uzun bir aradan sonra böyle bir çatışma- nın olması halkı tedirgin etti. Geceyi evlerinin altındaki sığı- naklarda geçiren Şırnakklar, şimdi korkuyla ne olacağını bekliyorlar" dedi. Şırnak Devlet Hastanesi yet- kililerinden alman bilgiye göre çatışmada yaralanan ve tedavi- leri süren vatandaşlardan bazı- lannın isimleri şöyle: Abdullah Abay, Ahmet Ba- san, Ahmet Gerger, Ramazan Kaplan, Beşir Akyürek ve Ha- san Giden. PKK militanlannca kaçınl- dıklan bildirilen ilkokul öğret- meni Ahmet Acar ile Bayındır- lık Müdürlüğü'nde görevli Ah- met Çağan, Celal Atak, Baki K'utlu. Ahmet Biter, Abit Biter, Bahartin Biter ve Hasan Biter in kurtanlması için bölgede geniş çaplı aramalann sürdürüldüğü öğrenildi. 12 köylü serbest Öte yandan Hakkari'nin Şemdinli ilçesi Alan mezrasına önceki gece baskın düzenleyen PKK militanlannca kaçınlan 12 köylü, dün sabah İran sını- nnda serbest bırakıldılar. Şosyaldemokratlar Iznrjr'de toplanıyor ANKARA (ANKA)- Erdal lndnü ve Deniz Baykal'ı bir araya getiren sosyal demok- rat Unıversıteler Platformû'- ndan sonra Erol Tuncer'in sol- da bütünleşme komitesi de 12 haziranda bir toplantı düzenle- yecek. 'Solda Birliğin Yollan" konulu İzmir'de gerçekleşecek toplantıda komiteye kaülan Uğur Mumcu'nun kardeşı Avukat Ceyhan Mumcu da bir konuşma yapacak, Ceyhan Mumcu, "'Uğur'un vasiyeti üzerine solda birlik için çab- şmayı görev kabul ediyorum" dedi. CHP'nin yeniden açı- lmasıyla solda parti sayısının üçe yükselmesinden sora Erol Tuncer'in girişimiyle oluşturu- lan 'Solda Bütünleşme Komi- tesi' calışmalanru yoğun- laştırdı. Geçen günlerde Istan- bul'da Sosyal Demokrat Üni- versiteler Platformu'nun top- lantısıyla aynı gündemi tası- yan toplantı, 12 haziranda \z- mir'de düzenlenecek. Komite- nin İzmir toplantısının İstan- bul'dakinden farkı ise SHP, CHP ve DSP liderlerinin top- lantıya cağnhp çağnlmaya- caklannın henüz kesinlememiş ohnası. Yeri de henüz belirlen- meyen toplantıya İzmirli sos- yal demokratlar davetlı olarak kaülacaklar. Toplantıya Solda Bütünleşme Komitesi Başkanı Erol Tuncer. Uğur Mumcu'- nun vasiyeti üzerine İnönü, Ecevit ve Baykal'la görüşmeler yapan Hüsnü A. Göksel, yazar Ahmet Taner Kışlalı ve Uğur Mumcu'nun kardeşı Avukat Ceyhan Mumcu konuşmacı olarak kaülacaklar. Mumcu'nun vasiyeti Bu arada Erol Tuncer'in ko- mitesine geçen günlerde kaü- lan Ceyhan Mumcu'nun top- lantıda ilk kez solda birük ko- nusunda konuşmaa olması, toplantının bir başka önemli özelliğini oluşturuyor. Ceyhan Mumcu ANKA'ya yaptığı açı- klamada Uğur Mumcu'nun vasiyeti üzerine Solda Bütün- leşme Komitesi çalışmalannda yer aldığını bildirdi. Son iki ayda 25 kadar ili ve ilçeyi do- laştığını ve gözlemlerde bulun- duğunu beiirten Mumcu, "Bu- ralarda binlerce kişi sol parti- lerin birleşmeleri arzusunu dile getirdı. Birleşmeye büyük istek ve destek var. Ben Uğur'un vasiyeti üzerine solda birlik çahşmalan yapıyorum" dedı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle