Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN1993 PAZAR.
10 PAZAR KONUKLARI
Yaşasın!Khap, defterrafa;biztatUeSUNUŞ: Sonunda beklenen büyük tatilgeldi. Son
on beşgünü bunalîıcı yaz sıcaklarıyia geçen upuzun
dersyılı sona erdi. Şimdi ilkokul, ortaokul ve lise
çağındakigençler üç ay îatüdeler. Bu üç ayı nasıl
değerlendirmeliler, neleryapmalılar? Tatiluzun bir
eğlence ve başıboşluk dönemimi, yoksa belli bir dayinepedagog Profesör Doktor Ayla Okutan ile
program içinde migeçirilmeli? konuştuk. Her iki uzman 'ın verdiğiyanıtlar tatilin
Büîün bu sorularınyanıtlarını aradık. Konuyu birprogram çerçevesindegerçekleştirilmesi ve
ortaokul ve lise çağındaki gençler açısından bilgilerin unutulduğu bir dönem olmaktan
pedagog Canan Bengü, ilkokul çocuklan açısından çıkanlması yolundaydı.
Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar Ayla Okutan Eğitim BilimleriEnstitüsü Müdürü Canan Bengü Pedagog
Prof. Dr. AYLA OKUTAN
Istanbul Üniversitesi Pedagoji Bölümü 'nden 1965yılmda mezun oldu. Aynı bölümde asistan olarak çalıştı. Daha sonra dokto-
rasınıyaptı. 1988 'e kadar IÜ Edebiyat Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü 'nde öğretim üyeliğiyaptı. 1988 'de Marmara Üniver-
sitesiAtatürk Eğitim Fakültesi 'ne Eğitim Yüksek Okulu Müdürü olarak geçti. Şimdi, Marmara L'niversitesi A tatürk Eğitim
Fakültesi Ana Okulları ve SmıfÖ'ğretmenliği Bölümleri Başkanı, aynı zamanda Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü.
I ersyıh içindeyapılan tatiller nedeniyleyaz
tatiüningeciktirilmesi ve haziran sonuna
I sarkması, sizce ilkokul çocuklanıu nastletkiledi?
L'steHk bildiğimiz kadarıyla son on beşgûn içinde
okullar açık olmasına karşın sınıflardapek ders
| de yapûnuuh...
OKUTAN - Eğitim süresinin dünya standart-
j lanna, özellikle geüşmiş ülkelerdeki eğitim günü
hesaplamasına uydurulması biziın açımızdan
Içok önemli. Biz hâlâ eğitimin kalkınmada çok
önemli olduğu bir ülkeyiz. Bu nedenle.eöjtirnin
kalitesi açısından eğitimin süresi de önemli bir faktör. Ülkemiz-
de hepimiz biliypruz ki değişik zamanlardaki tatillenmizle eğı-
tim-öğretım borunüyor. Ve o bölünme arasmda uzaya uzaya
bu yıl da ne yazık kı yaz tatili haziranın sonunu buldu.
Tabii, eğıtimde okullann açılma \e kapanma sürelenyle yö-
renin iklirni arasındabırilişki bulunması gereklidir. Bizim ülke-
mizde eğitim merkezidır. dıyoruz, ama bu. okullann. hiç değil*
se bazı bölgelerde farklı zamanlarda açılıp kapanmasına
sanınm engel değil. En azından köy okullan daha erken ka-
panır. Çünkü köydeki şartlar bunu gerektirir Buna karşıhk
kent okullan biraz daha geç kapanırlar.
Eğiüm-öğretim gü-
nünden fedakârlık et-
mek kaydıyla sanıyo-
rurn iklîm koşullahna
göre sıcaklar çok bastı-
rmadan eğitimi bitir-
mekte fayda var. Çün-
kü bu ik'lim koşullan-
nda, hele son on beş
gün içinde çocuklar için
okul herhalde pek de
verimli olmadı. Araya
bir de bayram tatili gır-
di. Bu tatılde herkes
kendini tatile adapte
etti. Ondan sonra yeni-
den öğrenmeye ayak
uydurmak sanıyorum
hem öğretmenler hem
de öğrenciler için bir
hayli zor oldu
- 5i'; eğitimin kah'te-
sinden sâz ettiniz. Ama
görünen o ki burada
ders günü hesaplanıyor
ve öıtem daha çok sayı-
ya verib'yor...
OKUTAN - Evet.
En azından sayıya iti-
bar ediyoruz galiba.
Ümit ediyoruz ki onun-
la birlikte kalite de arta-
cak. Ama gözlemledi-
ğim kadanyla bu son
on beş günü öğretmen-
ler sosyal aktiyiteler,
pikniklerle geçirdiler
biraz da. Bu da belki
çocuklar açısından eğ-
lenceli bir durum ya-
ratü. Zaten çok sıkı bir
ders atmosferinin bu
sıcak ortamda olması
pek kolay değil. Ama
galiba okullar da bunu
degişık sosyal aktiyite-
lerîe. çocuklara yıl için-
de yaptıramadıklan
kermes, gezi. okurna
bayramı, piknikler gibi
faabyetlerle zenginTeş-
tirmeye çahşülar. En
azından benim gözlem-
lerim o doğrultuda.
Yani öğretrnenlerimiz
bu durumu. bir biçimde
dengelemeye çahşülar
gibi geh'yor bana.
- Öğrenciler artık ta-
tile girdi. Bu tatil döne-
minde ne yapmahlar siz-
OKUTAN - Belki
söze tatili tanımlamak-
la başlamakta fayda var. Tatil iki yoğun faahyet dönemi arası-
ndaki dinlenme dönemi. Ama dinlenmeyı her zaman yatarak,
ya da hiçbir faaliyet gerçekleşurmeyerek değil de, başka bir faa-
liyetle meşgul olmak, rutin olarak her gün yaptıklannın dışında
bir şeyler yapmak şeklinde de düşünebıliriz. O nedenle ben yaz
tatilini tamamıyla başıboş, programsız bir zaman birimi olarak
görmüvonım. Yaz tatilinin de tıpkı kış aylannda olduğu gjbi,
Fakat onlar kadar sıkı olmayan bir prograrnının bulunmasında
fayda var. Fakat bunu yaparken de aılenin şartlanna, sosyal
çevre. ekonomik şartlanna, ailenin çocuğa sağlayabileceğı
ımkânlara dikkat etmek gerekiyçr. Çocuğun i|gılenne, neler
yapmak istediğıne kulak verilmeli. Çocukla birlikte ailenin dı-
ğer üyelennin de gönüllerini hoş edecek şekilde ortak program-
îar düzenlenmesinde fayda var.
Ömeğin. hepimiz biliyoruz, özelhkle büyük şehirlerde çok
erken kalkıyorlar. Tatılde biraz daha fazla sabah uykusu
uyumalan hiç de fena bir şey değildır. Yani en azından boylece
daha iyi dinlenmeleri sağlanabihr. Ama gün boyu da can sıka-
cak biçimde başıboş olunması aslında hoş bir sey değil. Türkı-
ye, çok zengın tarihı ve coğrafı özelliklen olan bir ülke. Bir gün
Programsız
tatilolmaz
•Çocuğun zihninde "Ben bu tatil
şunlan yaptım" diyebileceği
kalıcı bir şeyler bulunmalı.
Tatilde bazı önemli olaylan da
çocuğa yaşatabilmek lazım. %
bir müzeye gidilebilir. Gezilrnesi gereken çok güzel doğa köşe-
lenmiz var. Oralara gidilebilir. Bir başka gün bir hayvanat bah-
çesı gezılebılir. Ya da annenin de ılgı duyacağı, çocuğun da çok
hoşjanacağı herhangi biretkınliğe katılmak mümkün olabilir.
Özellikle okuma-yazmaya yeni başlamış birinci sınıf öğrenci-
len için mutlaka okumayı zengınleşürecek bir takım faaüyetle-
re yer vermek lazım. Özellikle birinci sınıf öğrencileri yıl sonuna
kadar okumayı ancak söküyorlar. Üç ay boyunca okumayla
hiç meşgul olu'nmayacaksa ikinci sınıfa başladığında çok az bir
okuma becensı kalmış olabilir. Yaz aylan çocuğun okuduğunu
anlayacak biçimde hızlı okumasını sağlaması için iyi bir fırsat-
tır. Bunu hıkâye, masal, resimh kitaplarla yapabilir.
Yani yaz aylan bence okumaya yenı başlayan çocuklar açı-
sından okumayı pekışü'rmek ve sevdirmek için daha eğlencelı
materyaller sunmak koşuluyla çok iyi birdönemdir.
- Birinci sımf çocuklan değil de, dordüncü suufçocuklannt ele
alahm örneğin. Anne-babalar acaba yaz aylannda bu çağa gel-
nüş çocuklannt yanş atı misaliözelokul vekolej sınavlarma hazı-
rlanmaları için sürekli baskı altında tutmahlar m? Yoksa çocugu
istediğiniyapmakta daha nu serbest btrakmahlar?
OKUTAN - Tatılde öğrenılmez. dıye bir kural yok. Bence
çocuğa tatil sırasında iyi programla, zorlamadan bir şeyler su-
nulabiü\#rsa daha es-
nek ve baskılı olmayan
bir atmosferde çocuk
daha da iyi öğrenıyor
olabilir. Kaşın yeterince
öğrenemediği bilgileri
tekrarlama îırsatı bula-
bitir. Tabii burada sizin
söylediğıniz "yanş atı"-
nı tırnak içine almak
lazırn. İnsanlar yanş atı
değil. Hele çocuklar hiç
değil. Çocuk, bir tek
kendı kendisiyle yanşa-
bihr.
Smav kazanmak, ya-
bana dilde öğretim ya-
pan özel okul, ya da ko-
leje ginneyı tek amaç
göstererek bütün faali-
yetlerini ona göre plan-
lamak bana çok uygun
gelmiyor. Hiç çahşması-
nlar, gerek yok, demek
de gerçekçi değil. Bugü-
nün anne babalanna
"Hayır. bu böyle ol-
masın. Doğru değü" de-
dığjniz zaman zaten ya-
pacaklar. İşin böyle bir
de boyutu var. Olay,
toplunisal boyut ka-
zandı. Ve hat'ta "Sen
artık çalışma. Çok iyi
dinlen", dedığiruzde
bazı çocuklar küsüyor.
"Neden arkadaşımm
annesi babası onunla il-
gileniyor, ona yatınm
yapıyor da sen bana
yapmıyorsun? Ben
onun kadar değerli değil
miyim" diye soruyor.
Yani çocuklar şimdi
hem aileleri. hem de
kendi arkadaşlan ta-
rafından o yöne doğru
itiliyorlar. "Hiç ol-
masın. Bu yanhştır" de-
mek de olay gerçekten
yanlış olmasına rağmen
gerçekçi değil. Ama
bunu, çocugu bıktırma-
dan, tatilin tadmı çıkar-
masına da fırsat vererek
yapmab.Daha önce de
söylediğım gibi tatil
programsız olmamalı.
Çocuğun zihninde "Ben
bu tatil şunlan yaptım"
diyebileceği kalıcı bir
şeyler bujunmab. Tatil-
de bazı önemli olaylan
da çocuğa yaşatabilmek
lazım. Ama bu, her ailenin kendi koşullanna, çocuğunun özel-
liklerine göre değişecektir. Örneğin bazı aile yazlığa götürebıli-
yor. Bazı aile çok değişik bir seyahate çıkarabiliyor. Ya da bir
aile çocuğa çok ilgj çekici bir kitap dizisi sunuyor.Bence tatil
aylan anne babalar için çocuklannı daha yakından tanımalan
için de bir fırsat. Çocuk tatilde anneye bazı işlerinde yardıma
olabilir. Babanın iş yennde ilgj çekici şeyler öğrenebili'r Keşke
hepsine yaz okulu açabilsek de onlann, zamanlannı daha eğ-
lenceli, programlı bir şekilde geçirmelenm sağlayabılsek.
- Yaz okulu dediniz. Çocuk kıs boyunca zaten okulda. Ondan
sonra tatilejgiriyor. Tekrar bir okula.yaz okulunagirecek bu tatil
süresince. Pekı, bu çocuğun hayatı sürekli disiplin içinde migeç-
meli?
OKUTAN - Tabii kı arada çocukça, tesadüfı şeylere yer ver-
mek lazım. Ama her şeyi tesadüfle bir üç ay yaşadığı zaman da
dordüncü aydaki programb hayata uyması son derece güçleşi-
yor. Bana göre bunu dengeli götürmek gerek.
Yaz okullan disiplinli, programlı, ama özellikle eğlendirmeyi
amaçlar. Öyle olunca da yaz okulu öğretıcı olmaktan çok eğ-
lendinci bir okul.
CANAN BENGÜ
Ona öğrenimmi tamamladıktan sonra İstanbulOniversitesi Pedagoji Bölümü 'nden 1985 yûmâa mezun oldu. Öğrencilik döne-
nunin hemen ardından bir yılsüre ile Yapı Kredi Çocuk E\i'nde idarecilik yaptı. Ardmdan Kardeş Çocuk Kulübü'nde bir süregörev
vaptı. Doktor Erdal Atabek 7e birlikte kendi okulunu kurdu. Okulu üç yıl süreyle açık kaldı, sonra kapandı. Son bir yddır Modem
Eğitim Fen Dershanesi'nde (MEF) rehber öğretmen olarak görev yapıyor.
kuüar tatil oldu. Ama öğrenciler neredeyse ta-
tili iple çeker duruma geldiler. Çünkü ders yıh
süresi bu ay sonuna kadar sarktı. Hatta son bir
hafta öğrenciler genelde okula gitmez bile oldu-
lar. Çünkü sıcaklar bastırdt, pek çok okulda da
derslerin büyük böUimiinün bu son iki hafia için-
de boş geçtiği beürtildi. Ders yıbnın bu kadar
uzatılması ne kadar olumhidur ve çocukların
üzerinde nasıl bir etkiyapar?
BENGÜ - Evet. Bu benım de dıkkatımi cek-
tı. Öğrenciler dediğiniz gjbi bu son haftalarda
kendilerinı iyice tatil havasına kaptırmışlardı. Ama bunun ne-
denı müfredat olayı sanıyorum.
-Ama artık ders de yapdmıyordu.
BENGÜ - Bu tabii yönetıcıler tarafından alınan bir karar. O
yüzden bunun gerekçeklennı onlara sorrnahyız. Ben bireğitim-
ci olarak bakıyorum. Sağhkh bir eğıtim için sağlıkh fızıksel or-
tam. sağlıkh hocahk gerekli. SıcakTann bastınp herkesın tatile
girdıği bir dönemde bu ışi bitırrnelennde bence fayda var. Böyle
bir ortamda ne kadar olsa iş sözde yapılmış oluyor.
En basitınden bunun bir örneğinı kıyafet yönetmebğinde ya-
şadık. Kıyafet serbest, denilince öğrenciler pantolonlar, tay-
tlarla oİcula gelmeye
başladılar. Bu sefer
okul idaresi bu kıyafet-
lere karsı çıktı. öğrenci-
ler kapılarda bekletildi.
Öğrenci-öğretmen
arasında sürtüşmeler
oldu. Bence okul, çocu-
ğun severek gittiği bir
eğitim kurumu oTmalı.
Ama bu amacından
çıkıyor, baskıcı bir ku-
rum görünümü abyor.
Bu da bana çok yanlış
geliyor. Sonuçta bİ2
toplum olarak okulu,
bılmeyi. öğrenmeyi sev-
miyoruz. Onümüze ne
verilirse onu yapıyoruz.
Bence bütün bunlann
kökeninde ışte bu sorun
yatıyor. Öğrenmek ke-
vifsız bir olay. Bu koşul-
lar altında öğrencı nastl
öğrensin ki? Sonuçta ki-
tabını sevmıyor. Bütün
bunlar da bas*kı yüzün-
den ortaya çıkıyor.
- Ortaokul, lise çağına
gebtüş bu çocuklar tatil-
lerini nasıl de-
ğerleruhrmeli? îseler
yapmahlar?
BENGÜ - Kitap
okuyun, desek nasılsa
okumayacaklar. Oku.
demekle olmaz çünkü.
Tabii ki müzik dinleye-
cekler, spor yapacaklar.
Bunlar zaten gerekli.
Bence dinlenme derken
hiçbir şey yapmamak.
hiçbir şey düşünmemek
anlamı çıkmıyor. Bence
insan bir şey yaratmaya
çalışarak dinlenebibr.
Duygusal doyuma
ulaşır çünkü. Bir şeyler
üretmek. bir şeyler ya-
ratmak bence sonuçta
en güzel dinlenme biçi-
midir. Bu ne olabilir?
Hobilerini gebştirebilir-
ler. Güzel resim yapı-
yorsa resim yaparak ta-
tilini geçırebilir. Bu şe-
kilde kendilerini daha
fazla keşfetmiş olurlar.
Bu çok önemli bir nok-
ta. Fotoğraf çekmek is-
tiyor da okul dönernin-
de çekemıyorsa tatilde
hem gezer hem fotoğraf
çeker, enstantaneler ya-
kalar. Kendini geliştiıebilir. Yaratıcıbklannı geliştirmekle in-
sanlar gerçek doygunluğa ulaşırlar. Bunu başardıklan zaman
gerçek mutluluğa erişırler. Bir de gençlerde dikkatimi çeken bir
şey var. O da gelecek kaygısı. Neden? Ben daha iyi para kazan-
malı, daha çok severek yapacağım bir işte çabşmahyım, diye
düşünüyorlar. Bence bütün sorun burada kıbtlenivor. Önun
karannı verip, rahatbânı hissettiği anda öğrenci çok daha do-
yumlu olabilıyor. Herkesin iyi-kötü kendine göre bir sorumlu-
luğu var. Bize verilmiş vadelı bir hayat var. Ben şuna inanıyo-
rum: Herkes hakettiği yerdedir. Nereye gelmışse orayı haket-
mıştir. Dolayısıyla bu vadeli verilen hayatı en anlamlı bir şekil-
de nasıl yaşayabileceğine gencin kendisı karar vermeli. Yani
genç hiçbir zaman, ben hasbelkader buraya geldim, bana bu
imkânlar veriliyor, ben de bu imkânlardoğrultusunda yapanm.
dıye düşünmemeli. Belki hiçbir imkân venbniyor ona. Genç bu
ımkânlan kendısi zorlayacak, kendısi gerçekleştirecek. Ben bu-
rada gençlenn kendilerini tanımalannı istiyorum. Tatilde ken-
dilerinı tanımalılar.
- Anneler vebabalarçoğunhıkla bunaimkân veriyorlarmı?
BENGÜ - Görduğüm kadanyla hayır. Çünkü anne ve baba-
lar çocuklannı biraz da kendi kişüiklerinin devamı gibi görü-
yorlar. Kendi yapamadıklan şeyleri çocuklannın yapmasını is-
tiyorlar. Anne, örneğin çocuğunun mühendis olmasını ıstiyor.
Ama çocuk belki de çok iyi bir çevre bilimcı olacak. Çocuk ıster
istemez anne ve çevrenin zorlamasıyla kendini o yöne kanabze
ediyor. Bir anlamda hayatını başkalannın ellenne verrnış olu-
yor. Bir de biz, gence toplum olarak yeterb imkânı vermiyoruz.
Genç kendi başına bir şeyler yaparken anne ve babalar bu ko-
nuda bilinçlendirilmeli.
- Yani tatil döneminde çocuklannı ders yapmaya zorlamahlar
nu?
BENGÜ - Hayır. Kesinlikle. Ben şuna inaruyorum: Ders bi-
zim hayatımızın bir parçası. Ama hepsi değil. Ders belki önce-
liklerimizin en önemlisi. Çünkü geleceğimızi çiziyor. Anne ve
babalar çocuklannın kolej sınavlannı kazanmalannı tabii ki is-
terler. Çünkü devlet okuflannın 50-60 kişilik sınıflannda ders
förmesi, kendini geliştirmesi, en iyi öğretmenlerin elinde olsa
ile çok fazla mümkün olmayabıbr. Daha küçük sınıflarda,
öğreııimin daha kabteli olabileceğini düşünebiliyoruz.
Anne ve babanın en önemli görev inin çocuğunu kişilik ola-
rak geliştirmesi olduğuna inanıyorum. Çünkü. çocuk annesine
her yemekten sonra "Dişlerinı fırçaladın mı?'" dıye soruyor
mu? O zaman anne ço-
cuğuna. kendi sorumlu-
luğu olan ders çabşmayı
neden hep haurlaüvor?
Böyle davranmak, ben-
ce çocuğun kişiliğine
yapılan bir saldındır.
Çocuğunu yeterb gör-
müyor, bunu yapabile-
ceğıne inanmıyordur.
Böyle bir ders çalışma
da hiç sağlıkh sonuçlar
vermıyor.
Tatil döneminde
anne-babalar, bütünle-
meye kalan ya da suuf
geçemeyen çocuklanna,
asağdar ya da ceza verir
biçimde davramyorlar.
BENGÜ - Ders bilgi-
yi ölçer. Kişibği ölçrnez.
Genç şunu diyebilir:
Ders yıb döneminde
ben bunu yapamadım.
Ama şimdi önümde bir
fırsat var. Çok daha iyi
bir şekilde başanb ola-
bilinm. Çünkü belki ye-
terb biîgiyle donatı-
bnamıştır. Ama tatilde
çabşıp çok daha iyi bir
başanya ulaşabıbr.
Matematik dersinde-
ki başansızbği o gencin
sorumsuz, aptal, ışe ya-
ramaz birisi olduğunun
göstergesı değildır. Bu-
nun yanında öğretmen-
öğrenci iüşkisı, yeterb
bir ternel eğitımden
geçmemiş olmak gibi
özellikler de rol oynar.
Bunlar mutlaka vardır.
Çocuk her şeyden önce
ders çabşmayı kendi is-
temeü. Yani "Ders be-
nım sorumluluğum. Bu
annemin, çevremin so-
runu değil. Sonuçta bu
dersi çalışmarnın bana
faydası var", diye düşü-
nebilmeb. Kendi amaç-
lannı kendisı görmeb,
kendisi hedeflemeli.
Burada şunu belırtmem
gerek. Hayat bir bütün.
Okuldayken ya da tatil-
deyken diye ayırmak
doğru değil.
- Ama tatil ve okul dö-
nemi çok keskin hatlarla
aynhyor...
BENGÜ - Evet. Ben-
ce genç, okuldayken de
sporunu yapabılmelı. Kendı hobilerini gebştirebilmeü. Ki-
tabını okuyabilmelı. Ama bizde öyle değil. Genç, ders furyasın-
dan başını kaldıramıyor
- Eve verilen ödevle'rden söz edelim isterseniz. Birgenç bu ödev-
lerin altından kalkıp da nasılhobilerinigeUstirmeye zaman ayıra-
bitir?
BENGÜ - Çok doğru. Hatta gençlenn okuyacaklan kitaplar
konusunda bıle seçim kendilenne bırakılrruyor. Okulda öyle
bir sıstem olmalı ki çocuk kitabını, defterini, çantasını okulda
bırakabilmeh. Dersini okulda öğrenmeli, okulda yapmalı. Ev-
deyse araştırmaya zaman kabnaîı. Ben okulda kondansatörleri
öğreniyorsam eve geldiğimde ansiklopediye bakıp daha geniş
bilgi edinme ihtiyacını, zevkini edinebılmeliyim.
Sonuçta bılgı yerinde kullanılmalıdır. Ben onu derste. enteg-
ral şudur. diye öğrendığim zaman belki bana bir faydası olma-
yacak, ama gündelik nayatta onun nerede kullanıldığını ya-
şayarak öğrenirsem o bilgiyi sever. kendime rnal ederim. Ama
eğitim programımızda boyle bir şey yok. Öğretmenlerin de
böyle bir çabası yok. Çok az öğretmen öğrencısıne dersi sevdi-
rebıliyor. Bir de. oğretmenin müfredat yetiştirme kaygısı var.
Yaratiahkda
dirdendirir
Jnümüze ne verilirse onu
yapıyoruz. Bütün bunlann
kökeninde bu sorun yatıyor.
Öğrenmek keyifsiz bir olay. Öğrenci
bu koşullarda nasıl öğrensin ki? %