Katalog

Cumhuriyet İmtiyazsahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Özgen Acar •Genel Gorsel Yönetrnen AB Acar •Düzenleme: MusUfa Sağiamer Ankara Temsıkısı. Cüneyt Arcayrâk • Haber Müdûrleıv. Işık Kansu, Hakkı Erdem Müessese Müdurü ErolErkııt • Koordınatör Yayın Koordinatörû Hikmet Çetinkaya • • tstanbul Haberleri. Şenay Kalkan «Dış Haberler ErçuB Bafcı AtatûrkBulvanNo:125, Kat 4. Bakanliklar-Ankara Tel 4195020 C Hat). Tekx: Ahmet Konıtsan • Muhasebe: Büient Yener Genel Yayın Danısmanı: Orhan Erinç • Yaa- *U • Ekonomı Dinç Tayanç «Yurt Haberleri Mehmet Sar»ç 42344, Fax:(4K»195O27 •İzmır Temsılcısi. Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S.2'3 Tel: • ldare.HüseymGörer •Işleüne önderÇeHk işleri Müdürii: Cdal Başlangıı; •Haber Mer- kezi Müdürii: Mustafa Balbay • Makakkr Sami Karaören • Spor AbdûlkadİT Yûcctaıan »Dü- 831230Telex-52359, Fax: (51)895360 • AdanaTemsilcisı ÇetinYiğenoğlulnönûCd. zeltme: Abdollah Yaacı 119S No 1 Kat 1.Tel: 522550-522601 -522492,Telex 62155,Fax (71)522570 • Bılgi-Işlenı: Nail İnal •Bılgısayar Sıstem: Mârfret Çüer • Reklam: Reha Işrtman Yavnlayan ve B*sw: Yoıı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncıhk A.Ş. Tû'rkocagıCad 39,41 Caftaloğhı343j4İst PK 246İaanbulTel:5120S0STele*I2246,Fax 11)5138595 20HAZİRAN1993 Imsak: 3,23 Güneş: 5.24 Öğle: 13.10 Ikindı: 17.10 Akşam:20 46 Yaisı 22.37 Üniversite sınavları bugün Haber Merkezi -Üniversite Öğrenci Seçme ve Yerleştirme SınavTnın ikinci basamağı bugün yapüacak. 784 bin 741 adayın ter dökeceği sınav, 68 merkezde tek oturumda gerçekleşürilecek. Sınav için adaylar, saat 09.00'dan itibaren sınav salonlanna alınacaklar. Adaylar, sınava girişteyanlannda 1993 ÖYS gjriş belgesi, ÖSYM kimlik kartı. ÖSYS tercih formu, banka dekontu ve fotoğrafb ya da onayh özel kimb'k belgesinı bulunduracaklar. İstanbul'da 4 ayn merkezde olmak üzere, 56 il9 üçe ve Lefkoşe'de gercekleştirilecek 784bin adayın katılacağı sınavlailgili, İstanbul ve Ankara'da büyükşehir belediyesi vevalilikler tarafından baa önlemler alındı. AloVatan yaygınlaşıyor • tZMtR(AA) - Türkiye Ue İrlanda arasında Alo Vatan Servisi karşıhkb olarak hizmet vermeye başladı. İrlanda'dan Türkiye'ye yapüacak telefon görüşmelerinde 1 800 550090 numaralan aranacak. Türkiye'deki yabancılar da Irlanda'yı aramak için 99 800 3531177'yiçevirecekler. Alo Vatan (Direct Call) servisi, hizmete verildiği ülkede yaşayan Türklerin ya da Türkıye'deki o ülke vatandaşlannın kendi düleriyle uluslararası telefon irtibaü sağlamalannı kolaylaştınyor ve konuşma ücretinın 'ödemeli olarak' aranılan tarafmdan ödenmesinede unkan sağbyor. Sıtmayakarşı Ikel korunma • ADANA (AA) - Çukurova bölgesinin önemli sağbk sorunlanndan biri olan sıtmayı bulaşüran siyrisineklerden korunmada hâlâ 'dededen kalma' yöntem olan cibinliğin yaygın olarak kullanüdığı behrlendi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesı Halk Sağbğı Anabilim Dab ile Medikal Biyoloji Anabılım Dalı tarafından oluşrurulan ekibin bir yü süreyle Adana'da yapüğı ankete katılanlardan yüzde 46'sı, "Sivrisinekten nasıl konınuyorsunuz" sorusuna, "Cibinlik kullanıyoruz" yanıtanı verdi. Uçurtma Şenliği • LstanbolHaberServisi- tnsan Haklan Denveğj Istanbul Şubesi Çocuk Haklan Komısyonu tarafından düzenlenen geleneksel Uçurtma Şenliği, bugün Acıbadem'dekı Çambk mevkıinde bir kez daha yapılacak.İlki 1989 yüında Eyüp'te yapılan şenlik, her yıl küçükler kadar büyüklerin de katüımıyla yoğun ilgi görüy or. Bu yıl da hümanizması özgürlük olan insan haklan savunuculan, savaşan dünyada korunamayan çocuklar ve yok edilen çevre için hep birlikte gökyüzünü uçurtmalarla boyayacaklar. Sabah saat 11 00'de başlayıp 17.OO'ye kadar sürecek olan şenlik boyunca, çeşitli müzisyenlerin katıbmıyla konserler gerçekleşecek. 25 bin verem hastaavar • ANKARA(AA) Türkiye'de 25 bin veren?\i hasta bulunduğu, kronikleşmiş veremli vakalann sayüannda artış olduğu bildirildi. Sağbk Bakanhğı verilerine göre geçenyü25binl55kişi verem hastabğına yakalandı. önceki yülara oranlaçok önemli bir arüş olmadığını belirten yetkilüer sonyülarda en önemli konunun tedaviye direnç kazanmış ve kronikleşmiş veremli vakalannın sayılanndaki artış olduğunu kaydettüer. Bu vakalann en önemli nedenini hastabğın önemsenmeyerek tedavinin erken kesilmesi ya da yetersiz bir şekilde yapılmasına bağlayan yetkilüer, "Bu şekilde bir vakanın verem Üaçlannadirenç kazanarak müzminleşmesi hem bu hastarun hayatıru tehükeye sokmaktahemde çevresindeki insanlara direkt olarak dırençlimıkroplann yayüması Ue önemli birtehdit oluşturmaktadır" dediler. Bugün Babalar Günü. Otoriter 'eskibabalar'ın yeriniyavaşyavaş şefkatve sevgi sunan 'yenibabalar' alıyor Baba,benise\ıııekteııkorkma B,'abalanmız 'baba gibi baba' hâlâ. Babalıklan, gülmemelerinden, ağlamamalanndan, çatık kaşlanndan, bize dokunmamalanndan, göstermeye utandıklan sevgilerinden geliyor. A BERATGÜNÇIKAN Hiç sizin babanız güldü mü? Televizyonda izlediği filme, bir erkek arkadaşının anlatuğı fık- raya, tuttuğu takımın şampi- yon olmasına değil, size güldü mü? Ya sokakta yaralı bulup eve getırdiğıniz serçe yavrusu öldüğünde sizinle birlikte ağla- dı mı babanız? Büyük ihtimal, yaşı ellilerin üzerinde olanlar bu sorulara "hayır" yanıü verecek. Yaşı on, bilemediniz on beş olanlardan duyacağınız "evet" yanıtlan ise azınlıkta kalacak. Çünkü, ba- balanmızın babalığı. gülmeme- lerinden, ağlamamalanndan, çaük kaşlanndan, bize dokun- mamalanndan, uluorta yaşa- maya utandıklan sevgilerinden geliyor hâlâ. Bugün Babalar Günü. Tele- fonlar, telgraflar, çiçekler, ar- mağanlar, el öpmelerle geçiştir- meye çalışacağımız günlerden biri daha. Tüketım toplumu- nun bir parçası olmaya söylene- cegiz, ama "bana ne" deyip omuz silkip de geçemeyeceğiz. Babamızdan ne kadar ileri, ama doğacak ya da doğmuş ço- cuklanmızdan ne kadar geri ol- duğumuzun hesaplanna da- lacağız... Sahi, siz babanızdan ne ka- dar ilerisiniz? "Yem babalar" Otoritenin, gücün, cesaretın. saldırganlığın, öfkenin temsilcı- si erkekler yavaş da olsa bir de- ğjşimin içindeler. Kadınlann eşitlik ve özgürlük adına ver- dlkleri mücadeleden paylanna değişmek düşen erkekler, bu- gün, "erkeklik" kavramını sor- guluyorlar. Çocuklanrun bakı- mıyla, her türlü sorunuyla ilgi- lenen, sevgj ve şefkatlerini sa- kjncasız sunan bu yeni babalar, toplumsal rol dağılımına da damgalanru vuruyorlar. Bu değişim. yasalarda da de- ğişiklikleri beraberinde getin- yor. Ban Avrupa ülkelerinde erkekler, cocuklan doğduktan sonra bakım izni alabüiyorlar. Bu konuda en radikal ülke ola- rak gösterilen Isveç'te, babala- ra, 12 yaşına kadar olan çocuk- lannın hastalıklannda da izin veriliyor. Ancak çocuk doğ- duktan sonra ilk altı ayda ba- balann sadece yüzde altısının çocuğun bakımını üstlenmesi. bir yaşına kadar olan çocuklar- da ise bu oranın yüzde beşe düş- mesı erkekkrin henüz değişim na gibibabalar' ise bugün çok küçük bir kesim. Onlar çocuklanna yakın olmanınyollannı anyor, bakımlan ve her türlü Tunlanyla ilgileniyor, sevgi ve şefkatlerini çekinmeden sunuyor. Benim bir babam var ki. Saygıdan 'siz' fazladandeğil KEMAL GÖKHAN GÜRSES Bazı Avrupa ülkelerinde erkekler, cocuklan doğduktan sonra bakım izni alabiliyorlar. Bu konuda en radikal ülkeolarak gösteri- len İsveç'te, babalara, 12 yaşına kadar olan çocuklannm hastalıklannda da izin veriliyor. yolunun başında olduklannı gösteriyor. mayla, güvenin temsilcisi oluyoT. Baba Babalann eğer anne yüksek gelir gru- modeli ileride erkek çocuğun davranış- bundaysa çocuklanrun bakımlannı üst- lenmeleri de bunu doğruluyor. Erkekkrin değişim çabası Türkiye de bu değişimlerin dışında lannı, kız çocuğun ise erkekJerle olan ilişkilerini belirüyor. Var olmayan babalar, çocuklara an- nelerin bakışıyla anlatıhyor. Ya kahra- man oluyor babalar ya da rezil. Gerçek babayla karşılaşmayan çocuklar anne- kalmıyor. 1950'lerde büyük ailelerden, lerinin ve toplumun kendilenne göster- anne-babaveçocuktanoluşançekirdek diğ, -'korkulacak fıgür'le yetiniyorlar. aileye dönüşülmesimn, kente göç ve sa- Psikolog Navaro, bunun hem baba hem nayüeşme ile daha çok sayıda kadının iş de çocuklar için zararb olduğunu vur- gücüne kaühmırun etkili olduğu bu de- guluyor. Yeni ve genç'nesil babalann ğişim büyük kenüerde kendisini gösteri- s o n derece aktif olduğuna, ilişkinin key- yor. Artık, babalar da çocuklanrun fini yaşadığına işaret eden psikolog Na- bakımıyla, günlük sonınlan ve ihtiyaç- V aro, "Çocuklann, korktuklannda lannm giderilmesiyle ilgileniyor. Bir za- a n n e yerine baba diye bağıracaklan manlann, "Sevgimı göstenrsem, günü bekliyoruz" diyor. şunanr" anlayışının yerini "Sevgiyi çe- ~ " kincesiz sunma" alıyor. Ancak, bu deği- şim henüz yasalara yansımıyor. Baba- lar hâlâdoğum sonrası üç gün izinle ye- tiniyor. Bu iznin arttınlması yolunda çabalar üa gorulmuyor. Psikolog Leyta Navaro, çocuklann yaşamında baba figürünün anne kadar ağlamadım. önenüi olduğunu vurguluyor. Anne, ço- Sanatcı Nejat Yavaşoğullan, "tole- cuk için şefkat, koruma, duygu alışveri- ranslı" olarak tanımladığı babasının to- şisimgesiolurken,babakararveriskal- leranshlığmı bu anısıyla örnekliyor. Babanız nasıl bir babaydı, siz nasıl bir babasınız? "Çok sevdiğim bir kayığım vardı. Bir gün babamdan onu kırmasıru istedim. 'Kıranm, ama gerçekten istiyor musun' diye sordu. İstediğimi söyledim, Gözle- rimin önünde kırdı. Ben de kınldı diye Kendisinde de aynı özelliğı görüyor Yavaşoğullan. Kızı Deniz de sevgisini gizlememesinı, kararlanna kanşma- masını anlatarak onu doğruluyor. "Baba gibi babaydT Babasını. "baba gibi babaydı" sözle- riyle anlatan gazeteci Tuğrul Eryıunaz kendisini, "'anne gibi baba" olarak tanımlıyor. Annelik ve babalık kavram- lannı bir kategori olarak görüyor Eryı- lmaz. Babası bugüne kadar ona bir çay yapmamış ama o, oğluna kahvaltı hazı- rlamaktan keyif alıyor. Sabahlan anne gibi şefkatli. öğleden sonralan ise baba gibi kıncı olduğunu anlatıyor İşçi Kaya Pamuk. otoriter bir baba- dan sonra kendi babalığını "aşın de- mokrat"' görüyor. Zaman zaman sınır koymakta zorlanıyor. O, hâlâ ba- basının yanında sigara bile içmiyor. ama oğlunun eve alkoüü gelmesine karşı koymuyor. "Ya alkolik olursa" korkusuyla müdahaleleri yok değil. ama bu bır yasaklamaya dönüşmüyor. Özel bir şırkette çalışan Sennet Gün- düz için Babalar Günü, hep 'yumurta kapıya gelince" haurlanan bir gün."An- neler Günü için haftalar önce 'ne al- sam?' diye düşünmeye başlarken Baba- lar Günü'nü yıllarca son dakikada kur- tardım" diyor Gündüz. Babasını ve kendi bababğını ise şöyle anlaüyor: "Oysa babamı en az annem kadar se- verim. Çünkü o bana yaşamın ilk dersi- ni verdi. yüzme öğretip belki de bir su birikintisinde ölmeme engel oldu, üze- rimde kadife eldivenle yarattığı otorite ile genç yaştaki sapmalardan kurtardı... Okul, iş derken şimdi ben de bir baba- yvm. Ama nasıl bir babayım? Bu soruyu hep kendime sordum. Kızuna soramı- yorum, çünkü o daha 4.5 yaşında... Onunla top oynadığım zaman, ya da lu- naparka gıdip onun isteklerine yanıt verdiğımde iyi baba, 'yorgunum" dedi- ğimde ise kötü baba oluyonım.. Ama ortada bir gerçek var. Kızımla yeterince ilgilenemiyorum..Her halde bu okula başlayana kadar pek sorun olmayacak. Ama kızımla, babamın benımle ilgjlen- diğı kadar ılgilenememek ben üzüyor. Oysa onu o kadar çok seviyorum ki..." Bir Babalar Günü daha yaşayacagız bugün. Değişmeyenkri.değişmeyeçah- şanlan, değışmişleriyle erkeklere ve ba- balanmıza bakacağız. Benim babam, ben doğduğumda elli iki yaşındaydı. Dolayısıyla ona hep, siz diye hıtap etmişimdir. Binaenakyh bu sizbenim başıma çeşitli dertleraçtı. Sızın ıkı kullanımı var, biliyorsunuz. Biri saygı ifade eder, diğeri ikinci çoğul şahısüT. Bensaygı ifade etmeyeçalışırken birden fazla babam olduğu yanlış anlaşılmasını önleyebilmek için epey çaba harcamışmKİır. Babamla lisanlanmız uyvışmazdı. O. yeni Türkçe'ye temayül eder. benseeski lisanı severdim. Buna, bir tür kuşak caüşması diyebilirsıniz. Ahlak hususundada eski kuşakla aramızda ciddi uçurumlar vardı. Beybabam, dört cıvannda harumefendiyle hayatını birleştirmişti. Bunun benim üzenmde yarattığı yayvan ve çok nüfuslu aılenın getirdiğı dağılmışlık duygusunu, ahlaki yaşantımı idameettırirken bir negatif mısal olarak şeytmişimdir hep. Bunun yanısıra (şaka bir yana) oldukça kültürlü ve okuma alışkanlığıru yitirmemiş bir babaya sahip olmak, belki onunla arkadaş olamamak ama dil sohbeüeri, sanat muhabbetleri yapmak, sanat üreümimde sürekli destek bulmak gibi az bulunur şanslanmı babama borçluyum. Aynca sanattan kazandığını, sanatta tüketmesi ve "dikili ağaç" bırakmamış olması onun takdir ettiğim en önemli özellığidir. Ben, çocuğunu mıncıklayarak büyüten bir babayım. Ona her firsatta sevgi patlaması yaşatmaya ve babam bana ne yapmamışsa hepsıni yapmaya (ağaç dikmeye, kendi zamanlanmı ona adamaya, ne ise yarayacaksa gayet mükemmel okumasma çahşmaya, şimdiden gidecegi üniversitenin inşaat çahşmalanna) çahşıyorum. Netice itibariyle ben,*Dinozorca'da şam babası olarak geçen baba tanımına uyuyorum. İlerde yapünm gücüm olmayacağı ve "Vay moruk, n'aber" diyeünleneceğime kesin gözüyle »bakıyorum. Babalar Günü'nün ıptalini talep ediyorum. Anneler Günü'nün de öyle. Babalar Günü'nün, işareti yanhş anlaşümış, Cumbabalar Günü olarak kutlanmasını, Anneler Günü'nün ise "Dişi kurt iyı eyler, neylerse imaj eyler" günü olarak değiştirilmesira bügilerinize arz ederim. Kağıthane issizi Babaişsizolmaz HATİCETU^CER '" Babalar gününde de çocuklanm aç" diye konuşuyor işsiz işçi Yüksel Ulusoy. Kağıthane Belediyesi ndekı işınden ocak ayında 300'ü aşkın arkadaşıyla birlikte çıkanlan Yücel Ulusoy, 6 aydır işe dönme mücadelesi veriyor. Onun için bir aile babasının görevi çocuklanrun, eşinin geçimini sağlamak, bır dedıklerinıİKİ etmemek '"Baba" olmanınbırinci koşulu bu Yüksel Ulusoy için. Kendi babasından da böyle şörmüş çünkü. "B^bamSıvas'mHafıkkazasınınYalnızağılköyünde muhtardı. Onun banagösterdiğı ihtimamı hiçbırzaman unutmayacağım" diye anlatmaya başhyor 38 yaşındaki işsiz baba. "Okula gitmek istedim. okul Sıvas'taydı. Babam o koşullar altında beni okutmak için Sıvas'ta ev tuttu. Birköylü babası olarak kendi gelirlerini kısıtlayıp beni okuttu. Şimdı ben kendi çocuğuma ondan daha fazla ilgj göstermehyun, daha fazla okutmalıyım" diye kendini babasıyla kı> aslarken ışsızlia daha bir dokunuyor Yücel Ulusoy'a. Babalar gününde oğlunun kendisıne bir gömlek bir kravat bir kalem olsun hedıye etmek istediğini söyledıkten sonra "Ama maalesef bunlann hiçbiri olamayacağı gibi 6 aydır Refah Partib belediye başkaru bizi açhğamahkum etmiştir" diye konuşuyor. 10 yaşındaki oğlu Emrah okul çıkışı Kağıthane işçi lokahndeki babasının yanına koşuyor. Yücel Ulusoy'un aklı hastanedeki 6 yaşındaki oğlunda. "Babalık" onun için neredeyse çocuklannın istediği şeyi ne olursa olsun alabilmek. "Hastanedeki arkadaşırun babası oğluna bisiklet almış, ben her gün kandınyorum onu" sözlerinden sonra "bababk görevini" yapamadığı için Kağıthane Belediye Başkanı'nı bir kez daha suçluyor. Oğlu Emrah ise babasına saygıda kusur etmiyor. Yücel Ulıısoy, babasının sözünden bir gün olsun cıkmamış, kendısi de oğlundan aynı davranışı bekb'yor. "Aileyeyakışu" bıriş yapüğı zaman hıçbirbaba oğluna çıkmaz. Atadan dededen ö> le gelmiştir. Ben çocuğum ateşe düştü, babam yanımda olduğum için almadun". "Şımdi ne yapardm, oğlun nasıldavransm istersin" sorumuza tam karşılık vermek istemiyor. "O zamanlann koşullan öyleydi, şimdı değişti her şey tabıı" diyeyanıthyor kısaca. Belki ateşe düşençocuk babanın yanmda kurtanlabilecek ama çocuklar için değişmeyen şey "aileyeyakışır davranış içinde olmak". Istanbul^da kulak-burun-boğazzârvesi Istanbl Haber Servisi - Istan- bul, bugünden itibaren dünya- nın sayüı bilim kongrelerinden birine sahne olacak. Halen merkezi Belçika'da bulunan Uluslararası Kulak Burun Boğaz Federasyonu ta- rafından bugüne kadar 14 kez düzenlenen 'Dünya Otorinola- rcngoloji ve Baş Boyun Cerrahisi Kongresi'nin 15 'incisi bugün C\ırnhurbaşkanı Süleyman De- mirel tarafmdan açüacak. ttalya'dan 700, Japonya'dan 600. Ispanya'dan 250, ABD'- den 200 ile Türkiye'den 400 bi- lim adamı ve ailelerinin katıb- mıyla toplam 3800 kaühmcının yer alacağı kongre nedeniyle ül- kemizin kazanacağı toplam dö- viz miktannın 10 milyon dolar civannda olacağı beürtib'yor. Rekor kaülım nedeniyle kong- re başta Cemal Reşit Rey Kon- ser Salonu, Muhsin Ertuğrul Demlrelacacak Uluslararası rCulak Burun Boğaz Federasyonu'nca tstanbul'da düzenlenen 15. Dünya Otorinolarengolji ve Baş-Boyun Cerrahisi Kongresi bugün Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından açılacak. Kongreye birçok ülkeden 4 bin uzman kaülıyor. Tiyatrosu, Hilton Oteli ve sergi merkezi ile Askeri Müze ve Kültür Merkezi'nde gerçekleş- tirilecek. Kongrede; 5 genel oturum, 5 konferans. 40 yuvarlak masa toplanüsı, 9 bilimsel komite toplantısı, 5 kulak cerrahisi kursu, 3 gün süreb video ve fıbn festivali ile 1500 serbest tebbğ veposter sunumu yer alacak. özeüikle kulak. burun, bo- ğaz ve baş boyun cerrahisindeki tüm yeniüklerin tarşılacağı kongrenın olimpiyatlara ev sa- hipüği yapmaktan farkb obna- dıgını vurgulayan Kongre Baş- karu Prof. Dr. Orhan Sunar, toplam 5 gün sürecek kongrey- le ilgili olarak şunlan söylüyor: "Ustelik bu dünya kongresi, obmpiyat gibi sokaktaki insanı da dahil her kesime değil, en şeçkin bibm adamı topluluğuna seslenmekıedir Bu topluluğun etkileneceği kesim uluslann polıtik, kültürel ve sosyal yöruendirümelennde daha etkin bir rol oynar. Dün- ya kongresinde ev sahıpliği ya- pan ülke bebrb' değerler ka- zanır. Bunlann başında bilim- sel saygınlık ve seçkınlik gelir. Ev sahibi ülkeye bilgi, görgü ve teknoloji akışı olur. Ülke poli- tik, kültürel, sosyal, tarihsel ve hatta ekonomik yönleri ile tanıükr. Büyük bir turizm po- tansiyeü sağlar.'" Kongre yetkilileri 'Dünya Otorinolarengoloji ve Baş Bo- yun Cerrahisi Kongresi'nin ilk olarak 1932yıbndalspanya'nın başkenti Madrid'de başladığını beürttiler. 4 yıl arayla düzenle- nen kongrenin bugüne kadar Berlin, Londra, Amsterdam, Washington, Paris, Tokyo, Mexico City, Venedik. Buenos Aires, Budapeşte, Miami ve son olarak yeniden Madnd'de dü- zenlendiğı açıklandı. Huzur, Ytıva Sahibi OlmaklaBaşlar İzmır'de dort dörtlük bır yatırım yapmak istıyorsanız Gaziemtr Konutlan ndan bır daıre alın Ustelik şimdi çok kolay Aylık %3 5 TL %12 DM veya %1 $ faız oranlarındakı Emlak Bankası "Yuva Kredisi" ıle Gazıemırlı olabılmek için. en yakın Emlak Bankası şubesıne uğramanızyetıyor EMLAK BANKASI D a h a U / g a r B ' r Y a ^ a m İ ç i n '